Kıpır kıpır bir Kanlı Nigar

[jockeя]

Kıpır kıpır bir Kanlı Nigar

Ali Tufan Koç Fotoğraf: Cahit Oktay Fadik Sevin Atasoy, oyuncu babası Sönmez Atasoy ile önce New York’ta Türk tiyatrosu kurdu.

Ardından Broadway’de "Kanlı Nigar"ı sergiledi. Broadway fethedildi. Bakalım sırada ne var? Atasoy, Tempo dergisine konuştu.
n "Kanlı Nigar" ile Broadway’de bir ilki gerçekleştirdiniz. Oyundan sonra yüz ifadeniz her şeyin özeti gibiydi. Mutluluk, heyecan, başarmanın hazzı...
- Tiyatro gönüllülerinin toplanıp tamamen tiyatro sevdasıyla yapmış olduğu bir şey bu. Babam bir oyun oynamak üzere buraya geldi daha önceden. Gelmesiyle birlikte, diğer oyuncular babama buradaki eksiklikten bahsetmişler. İstanbul’a dönünce bana, "Yürü kalk, New York’a gidiyoruz Türk tiyatrosunu kurmaya" dedi. Tam biletimi almışken "Zeynep’in Sekiz Günü" filmi çıktı ortaya. Film biter bitmez buraya uçup çalışmalara katıldım.
n Neden "Kanlı Nigar"ı seçtiniz?
- Aslında babamla Nasreddin Hoca’nın bir oyununu oynayacaktık. Ama bu bize yetmezdi. Asıl amacımız herkesi kucaklamak, geniş bir kadro oluşturarak buradaki tüm yetenekleri değerlendirmekti. "Kanlı Nigar" da tam aradığımız şeydi bu bakımdan. Bir de tabii ki geleneksel Türk tiyatrosunu temsil eden bir oyun olması var.
n Broadway’in havasından belki de, daha kıpır kıpır bir Kanlı Nigar var karşımızda...
- Babam özellikle böyle olmasını istedi. Daha Karagöz’e yakın, cilveli bir Kanlı Nigar yaratmak istedik. Karşısındaki insana göre hareket eden, şive değiştiren, cilve yapan bir Kanlı Nigar var bu sefer.
n Broadway macerası sürer mi?
- Tabii! Biz tiyatroyu kurduk artık. Yeni bir oyunla, yeni sezonda tekrar perdelerini açacak. İleride tekrar buraya gelip bir oyunda yer alabilir miyim zaman gösterir. Bu yaz yeni bir filme başlıyorum. Yetkin Dikinciler ile "Usta" filminde rol alacağım. Sonrasında bir TV dizisi olacak.
n Yolunuz Hollywood’a düşer mi?
- Sürekli teklifler alıyorum yurtdışından. Ama yurtdışına açılmak gibi bir derdim yok. Tek başıma, Hollywood’da bir filmde rol almışım ne değişecek ki? Önemli olan yönetmenlerimiz, oyuncu ve senaristlerimizle bütün olup, hep birlikte yurtdışında bir şeyler yapabilmek.