www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee  

Geri Git   www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee > Forum > Eskiler (Arşiv)

Eskiler (Arşiv) Eski konular

CevaplaCevapla
 
Konu Araçları Görünüm Modları
Old 12-07-2006, 10:45 PM   #1
aLeMDaR
Guest
 
Mesajlar: n/a
Üye No:
Cinsiyet :
Varsayılan Bu Kent Sanada Senin Yoklugunada Uzulmeyecek



Gelecegim bazen uykudayken sen beklenmedik uzak bir konuk gibi kapiyi surguleme uzerimden
Dısarıda bir basıma bir koyma beni,usulca girecek bir yere ilisecegim karanlikta bir zaman bakacagim yuzune.
Ve yorgunluk goz kapaklarımı indirince seni kucaklayacak ve cikip gidecegim...
Ben sormayı unuttum. Artık sarmayı ögreniyorum, kendi basima.
Dipsiz ve her biri ucurum kenarı yaralarımı...
gerci sarmayı biliyor muyum? O belli değil. Rüzgar mı sarıyor
yoksa günes mi? onu da kimse bilmiyor. Peki sen sorar mısın ki?
Hem bunca kanamadan ve kanatılmadan sonra...
sarar mısın bilmem...
simdi kimse kimsenin yarasını sormuyor. Sormayı hic.
Sormayı ogrenmeyi bilmiyor ogrenmeyi hic...
Sen, gidiyorsun demek...
toplayıp valizlerini alelacele bosalttığın o evden...
bu kentten... böylesine erken ve herkesten habersiz.
Böylesine ansızın. Böylesine geriye dönüssüz. Böylesine kararlı giderken...
ben ne diyebilirim ki safak Tanrıcam...
karar senin ve sen kararını vermissin bir kere...
Kalifiye eleman olmanın önemi üzerinde nasılda özenle durmustun.
Buna ne cok ihtiyacımız olduğunu defalarca tartısmıstık. Toplayıp üniversiteye hazırlık kitaplarının arasından çıkardığın siirlerini, yarım bıraktığın asklarını...
Toplayıp kirli acıların iz düsümü yüzünü, yüzünün sivilcelerini,
yuzumde iz birakan o gözlerini, gözlerindeki hüznünü tel tel ak düsmüs saclarını hep rüzgara tutarak yürüdügün alnını,
alnının apak yanını... toplayıp yatagında tir tir üsüdügün uykularını,
fincan fincan kahve yudumladığın ilerlemis gece yarılarını.. yorgunluklarını...
Toplayıp düslerini, gülüslerini, sususlarının yaralı bir serce kusu gibi yüregini, yüregindeki kederinin...
ic burkan acılarını.
Toplayıp dagınık konusmalardan ve özlemlerden arta kalan sevismelerini,
soluk alıslarını, teninin terden ıslaklanısını kasıklarında yoğunlasan gerginligini, sancılarını,
sıkıntılarını, streslerini...
Toplayıp rüzgara hic sormadan!...
“Bu asklar neden yarım kaldı?...”
Giderek rüzgar bile suskunlasıyor...
Sen toplayıp bir tren agırlığı yükünü bu kentten giderken ben her sabah erken olurum belki...
belli mi olur? Her gun sayıklayıp dururum belki o soguk uçurumu.
Herkes bu kentte olumun dansını oynarken kimseye yasam korkunc gelmiyor artık.
İnsanlar paranoyaklasırken bu sözcük yetersiz kalıyor cunku.
İste yıllardır sehrimin Dicle’siyle beslenen umman Alipasa!
İste evinin bulunduğu sokak.
Oturduğun apartman iste her sabah yürüdüğün güzergah.
İste her sabah yürümek zorunda olduğun yol.
Minibüse bindiğin durak. Ve mahseri kalabalıktaki cadde ve sokaklar.
Seyyar satıcılar, isportacılar, taksiciler, tatlıcılar. Yolcu kapma yarışında ralli yapan minibüscüler.
iste issizler ordusunun merkez üssü bu kent. iste fuhusun giderek arttığı bir yasam.
Kendi değerlerinden hızla uzaklaşan bir yapı ve bu kentin faili belli ask magdurlari
İste bu kentte olume umar arayan umarsız yanım.
Ne yapabilirim ki safak Tanrıcam...
Artık yazmayı düsünmüyordum. Dahası istemiyordum.
Yaşamın cehenneme dondurulduğu bu kentin her yanını butun yorgunluğuyla yasarken,
bunca iliklerime kadar acıyı, buruklugu...
bunca kalabalıgın icinde yalnızlığı, bunca yalnızlığın icinde kalabalığı yasarken.
Bunca dilsizliğe dil olmayı basarabilmeyi diyorum.
Bunca kirli rüzgarda maviliği ozlerken...
ozlerken ne cok...
iste sen tam bu fırtınanın orta yerinde bırakıp gidiyorsun.
Hem de selamsız sabahsız.
Bir “Hosca kal” dahi demeden elini cenene isaret parmağını sakağına dayayıp vedalasmayı dahi gereksiz goruyorsun.
Ne diyebilirim ki safak Tanrıcam...
Bu kent sana da senin yokluğuna da uzulmeyecek.
kısacası bu karabasanın orta yerinde seni hatırlamaya enerjisi kalır mı ki bu kentin?
Git be safak Tanrıcam...
Zamanın bagısslayıcı oldugunu ve her seyi yoluna koyacagına inandık ne cok yanilmisiz.
Bu hayat bize nasıl acımasız ve hoyrat davrandıysa bizde kendimize ve askimiza oyle davrandik.
git sen yitiksin artik.bense erken olurum belki bu sehirde.
  Alıntı ile Cevapla
Eski Bugün   #n/a 
Teşekkür Botu
Bot
bot Çevrimiçi

Avatar

Giriş Tarihi: Ocak 2005
Yaş: 0
Mesaj : 0
Üye No: 0
Rep Power: Çok
whimsical_angel (12-10-2006) bu konu için teşekkür ettiler...
bot Çevrimiçi Tesekkur botuna Rep veremezsiniz. Yinede Tesekkurler. Kurallara Aykırı Mesajı Bildir  
CevaplaCevapla


Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir)
 

Yayınlama Kuralları
Yeni konu açamazsınız
Cevap gönderemezsiniz
Eklenti ekleyemezsiniz
Mesajlarınızı düzenleyemezsiniz

Kodlama is Açık
Smilies are Açık
[IMG] code is Açık
HTML code is Kapalı


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Zannetme sanada kalacak dünya GooD aNd EvıL Eskiler (Arşiv) 0 04-27-2008 09:16 AM
Zannetme sanada kalacak dünya GooD aNd EvıL Eskiler (Arşiv) 0 01-16-2008 08:52 PM
Şu mubarek günlerde sanada oruçluyuz artık [мα∂ℓιηє] Eskiler (Arşiv) 0 09-26-2007 10:08 AM
Bir Gün Diyecekler Sanada aLeMDaR Eskiler (Arşiv) 0 11-21-2006 08:03 PM
Bir Gün Aşk Sanada Küsecek... RuYa_GuZeLi Eskiler (Arşiv) 2 11-08-2006 12:50 AM

Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 03:22 AM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.