![]() |
![]() |
#1 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12098
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() ACELE EDEN ECELE GİDER
Güneş açtı, uzun sürmedi gözle görülmüyor Çocuk okula başladı, uzun sürmedi bir yerde çalışıyor Rüzgar esti, uzun sürmedi yaprak kımıldamıyor Delikanlı oldu ev geçindiriyor Kar başladı, uzun sürmedi sular akıyor Karısı iyileşti, uzun sürmedi tımarhanede yatıyor Ağaç büyüdü, uzun sürmedi sobalarda yanıyor Emekli oldu, uzun sürmedi kadavrada bekliyor |
![]() |
![]() |
![]() |
#2 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12098
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() BAZI YARALILARA
Nereye bakıyorsun İşte yaralı insanların fotoğrafları İşte yangından çıkarılan çocuk cesetleri Bu, savaşmış bir atlının sakat kalan ayağı Bu kesik kol, önemsiz bir iş kazası Kime bakıyorsun İşte bacağından alınan üç parça kemik İşte bombardımandan sonraki yaralılar Bu, sınırı geçemeyenin aldığı yara Bu yarım adam, küçük bir işkence hatası Neye bakıyorsun Sayamazsın o ciğerdeki yaraları Kime bakıyorsun Bilemezsin geçmişindeki yaraları Nereye bebeyken nazar boncuğu Kime büyüyünce kurşun yarası Ama sen Yine de verirsin çiçeğini yaralı ağaç Uçarsın yaralı keklik Kan diner yol açılır Gün döner gece kısalır İsteyen denize isteyen kendine baksın |
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12098
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() BIRAKIYORUM
tahriş olsun, kanasın gökyüzü. Sersemsepelek sarıldığımız uykusuzlukta uyku, gece gibi bir çiçek açar. Buralarda haftanın her günü oralardaki Pazar gibi. Pek rastlamıyorum Pazartesi'ye Salı mı? Unuttum bile. Rüzgâr eser, hep eser. Essin, çekip alsın hevesini bildiği tepelerinden ağaçların. Şaşırtmayan bir don olsun. Bacalar sasırsın yalnız yaralansın zaman, kalsın. Sana, bana, göğe uçsun köz ve kül. Konsun doğa kuşu. Hayat, güvencede. Aşk, nasıl olsa keklik. |
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12098
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() CANIM SIRA BÜYÜLÜ KARAKİMYON
9. Karabiber fidanları arasında dolaşsam dolansam karabiberlere gelincik değil gelinciğe rastlasam dokunmam bile özsuyu çekilmesin diye. Bakarım, koklarım, tadarım bu yaştan sonra bulduğum küçük, gizli taçyapraklı gelinciğe. Yuvalarına girmesin iri taneli karakimyonlar. Karabiber fidanları boyun eğmesin. Çekilmesin içine gelincik. 10. Gelme palmiyenin olduğu yere burada olsan da gelme. Güneş hissetti beni ertelediğini batana kadar puslandı yaslandı karşı tepelere. İşte ortalık böyle. Neden mi? Sana ne? 11. Sok elini istediğin yere dilersen arı kovanına bırak örümceğini ve hemen geri al ağını örmesin. Ömrümün sonuna kadar kırarım seni, öfkelendirir "gitme isteği" uyandırır özür bile dilemem. Ağını örmesin elin, istediğin, örümceğin. Başkalarının değil, bizim. Dolunaydan bile gizlerim. 12. Sen, sadece sen. Kuyruk sokumumdaki sancı elimdeki ağrı kafamdaki Batı fırtınası sen. Yağmurça'ya koklattığım okaliptüs dalı oarada düşündüğüm şiir çıplaklığı geçen çıplaklığımız sen. Yıllar sonra rastlamışız ikimiz de aynı yerde geçenler geçmiş, olanlar olmuş biz kalmışız, bitmemiş başlamışız doğru dürüst tutamadım ilk kez bir el aktı elimden sen, sadece sen. Nasıl deliyordu gözkapaklarını gün ışığı nasıl daha kalın bir perde çekti canın. Aklımız birbirimizde, ayaklarımız yollarda ayak tırnaklarımı kes, sırtımı sabunla, yıka beni sağalt sen, sadece sen. Şişko sevgilim benim, çiçekleri açmamış mimozam kocaman kalçalı, kocaman göbekli yârim. Hünnabım, zeytin çekirdeğim, nohut dalım. Deniz üstündeki ürpermem karşıt rüzgarım, çılgın mazbutum kadınlarla ilgili her şeyim iflas etti sen, sadece sen. 13. Bedenin adsız ve kimsesiz rüzgarlarını yaz. Bu akşam değil farz-ı mahal bir akşam benden sana esen lodos olmalı. Palmiyeye daya sırtını güneşi batır senden bana esen imbat olsun. Asla dingin olmadı. Ama sessiz. Ada'da biz... Bizde patlayan poyraz olmalı. Lodosu, imbatı, poyrazı kendilerine yaraşan ve yakışan yerlere koydun. Yıldızın da gönlünü, serinliğini alalım. Gözkyüzüne bakarken gördüğün yıldızlardı yıldızla esen yıldızlar. Karakimyonun kara büyüsü büyülü karakimyonun kara kokusu canım sıra durur canın sıra gider karayel. |
![]() |
![]() |
![]() |
#5 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12098
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Çoban Türküleri
Çoban Türküleri Dağdan indimse kurt sanma beni Soğuk vurdu inceldi boynum Yükseklere çıktım küçüldü yaşım Ay karanlık gel beri Dudağından emzir beni Şu dağın başı da kar ile boran Emminin sözleri tümüyle yalan Ölür mü dünyada dengini saran Ay karanlık gel beri Dudağından emzir beni Ben ta ezelden yangınım sana Tomurcuk memeler koktu burnuma Gül döşenmiş şalvarının ağına Ay karanlık gel beri Dudağından emzir beni Köyümü özledim görmeye geldim Ağzının içini öpmeye geldim Yorganı üstünden atmaya geldim Ay karanlık gel beri Dudağından emzir beni Gün gelecek çıkacağım dağlara Belki yem olacağım canavarlara Kanım karışacak yayla toprağına Ay karanlık gel beri Dudağından emzir beni |
![]() |
![]() |
![]() |
#6 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12098
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() ÇİĞDEMLER
Kar satan adam dağdan indi Kar getirdi Ekmek verdik kar aldık Yediğimiz kar yazı serinletti Tozu tüketti Karcı nereye ben oraya Karcı nereye ben oraya -Eşeğin semerindeki çiğdemler var ya Verir misin bana bir tanesini Çeyrek ekmek vereyim Hepsini değil bir tanesini -Çiğdemler satlık değil Oğlum hasta yatıyor Çiğdem istedi benden Ona götürüyorum hepsini Elimde Ucundan yenmiş bir çeyrek ekmek Geri döndüm Yolu şaşırmışım Akşam karanlığında vardım eve Dayak yedim Ama unutmadım çiğdemleri Kimseye söyleyemedim o çiğdemleri |
![]() |
![]() |
![]() |
#7 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12098
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() DUVAR
Gençliğim çevrili Atlayıp geçsem Ne taş ne tarla Kağıt mürekkep yıldız Bir adım atsam Düğün var karşıki evde Aramızda duvar Gece kolla beni Rakının hatırı için Gidip dönsem Duvarın ötesinde Kemik topluyor Yeni açılmış iki çiçek Güneşten önce düştü çöplüğe Varıp koklasam Yıkılır birgün gülerim Kağıtlar eskir Yazılar ses vermez Yıldızlar düşer Bir yel çıkar Uçup giderim |
![]() |
![]() |
![]() |
#8 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12098
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() GURBET
Ayışığı unuttu karları Nerdeyse tipi çıkar Yaralı bir keklik Uçtu önümden Bende kaldı kanadı |
![]() |
![]() |
![]() |
#9 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12098
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Hepsi O Kadar
Hepsi O Kadar Gidilir gelinir. Belki sağsalim dönülür, hepsi o kadar. Günler ******* çabuk geçer. Çabuk geçmez şaşkın bir çocuğun hüznü Vapurlar, arabalar, karlar çabuk geçer. Ayrılık da özlem de herşey... Herşey çabuk geçer Ve birden gün ağarır. Hepsi o kadar. Gidilir herhalde gelinir. Bütün gün denize bakmak kadar. Belki ayvalar çürür. Birşeyler kurur, atılır. Nedir ki uzakta olmak Ardahan'da boş duran bir ev Hiçbir zaman suyu olmayacak bir kuyu Unutulur, kalır. Hepsi o kadar. O kadar anlayabilmek O kadar acemi O kadar toy O kadar ilk O kadar yeni Ey uğursuz yolculuklar Ey yıldızsız samanyolu Bir daha hiç olmayacaksınız. Çünkü yarım ve yaralı kalan Bir akşam, yemin etmiyorum ama En az günlerce, günlerce kanar. Gidilir, gelinse de gidildiği gibi değildir. Hepsi o kadar. |
![]() |
![]() |
![]() |
#10 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12098
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() KIŞ VE DOLUNAY ŞİİRLERİ
Küçük yerlerde daha kendine özgü kış sıkıntısı. * Bıraksam yükselecek Dolunay hızla. Bırak, kalsın biriksin tortusu içime, hızla. * Karlı tellerdeki saksağanlardan başka hiçbir yere uğramaz bu tren. * Kapattım ışığı. Seviyorsam kalbim ve dolunay ışıtır odayı. * Buz gibi ortalık saçaklardan sarkıyor soğuk. Nasıl güzel bir şeymiş şu yalnızlık |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|