![]() |
![]() |
#1 |
Uzman ®
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: Cezaevi ¿
Mesajlar: 2,547
Teşekkür Etme: 16 Thanked 27 Times in 23 Posts
Üye No: 43364
İtibar Gücü: 1862
Rep Puanı : 3450
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Ve Kendini Bıkmadan Bağışlayışla*
Uzun bir yürüyüş aslında her günümüz, ...............................................Der ken ve şu sinsi ömrün bir yerinde yaklaşıyorum, yaklaşıyoruz belki de en çok kendimize Sorgu odasına çekiliyor yüreğimiz. İçimizde bıçaklı, toplu, mermili bir savaş başlıyor, Yüreğimiz ve beynimiz göğüs göğüse, İnsan azıcık nefes almak istiyor, bir ağaç kovuğu, bir söğüt dalı Bir pınar başı uzanmak istiyor dilediğince...Geçmişine ve geleceğine... Bir uçurtmanın seyri gibi gençliğimiz, Ve bir yelkenli gibi düşlerimiz açılıyor denize... Ve tuttuklarımız ellerimizle, Gözlerimizle değdiklerimiz, Dokunanlar tenimize, içimize, selimize, Her biri kalıyor bir uçurum dibinde.... Ve yürüyoruz, omuz omuza olsak da sırtımızda bir aba gibi yalnızlığımız Görmek istediklerini görüyor gözlerimiz, ve yalnızca duymak istediklerini söylüyor belki de sözlerimiz Severken, aşık olurken aslında kendi siluetimizi arıyoruz karşıda ki kişi de Kendimiz yapmaya çalışıyor benliğimiz, aslında yalnızca bir ayna belki de istediğimiz... Ah bu yüreklerimiz ve ah şu kaybettiklerimiz kazandıklarımız, doymayı bilmeden yaşadıklarımız... Aç belki hiç doymayan duygularımız, kıymet bilmeyen edalarımız. Yorgunuz, yorulmuşuz iç savaşlarımızdan, dış düşmanlarımızdan... daha dün dost olduklarımız ve hançerleyenler bizi arkamızdan... Yol uzun, yol tümsekli, yol dik, gün gün gece gideriz belki, sis çöker şu dağın ardından, kar yağar kayar ayaklarımız üşür ellerimiz ve en çok yüreğimiz, güneşi de görürüz yol sonlanmadan.... Düşe kalka, güle ağlaya belki sorarız kendimize, içimize, yanımızdakine.... Aşk ve mutluluk acaba nerde... Daha çok mu... Yolun yarısı geçmiştir oysa...... ARAYIŞLA.... VE KENDİNİ BIKMADAN BAĞIŞLAYIŞLA... Gül Yazganarıkan
__________________
'' Efsaneler Olmez , Shekil Degistirir ''
|
![]() |
![]() |
![]() |
#2 |
Uzman ®
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: Cezaevi ¿
Mesajlar: 2,547
Teşekkür Etme: 16 Thanked 27 Times in 23 Posts
Üye No: 43364
İtibar Gücü: 1862
Rep Puanı : 3450
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Adsız pArmak
Nedir ki? Adsız parmağa takılan bir halka Aşk onu efsunlamamışsa... Gül Yazganarıkan
__________________
'' Efsaneler Olmez , Shekil Degistirir ''
|
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
Uzman ®
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: Cezaevi ¿
Mesajlar: 2,547
Teşekkür Etme: 16 Thanked 27 Times in 23 Posts
Üye No: 43364
İtibar Gücü: 1862
Rep Puanı : 3450
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Affet Beni,,,
Sen gözüme vuran nur’um Aşkım, canım biricik oğlum Sana söyleyeceğim sözler var İçim öyle dolu şimdi Bir yanda yere dökülmüş yıldızlar Bir yanda güneş Ama inan gökyüzünde gördüklerinden Çok çok farklılar... Ben hiç üzmek istemedim seni Yarım kalsın istemedim bir yanın Senin gözlerin içindi, gülen yüzün içindi Ekmek banıp ta yediğim ağılarım... Gözlerin damlalarda boğulduğunda Anlıyordum mutsuzluğunu Ve daha derin yaşıyordum umutsuzluğumu Bir sen vardın yüreğimde kocaman Bir de zehrini akıtan o kara yılan.... Doğrusu anlatmak zor yüreğimdekileri Gerçi o küçük kalbin hissediyor gizlerimi O yumuşak ellerini ayırmak istiyorlar ellerimden Sensiz yaşayamam ki ölürüm, ölürüm ben... İçim yanıyor bebeğim, içim kavruluyor Senin gül yüzün için dilime kemik bağlanıyor... Susuyorum Oğulcuğum artık gücüm de kalmıyor... Yoruluyorum... Bıkıyorum senden başka her şeyden Seni de alırlarsa elimden Affet beni, yaşamayacağım ben... Gül Yazganarıkan
__________________
'' Efsaneler Olmez , Shekil Degistirir ''
|
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
Uzman ®
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: Cezaevi ¿
Mesajlar: 2,547
Teşekkür Etme: 16 Thanked 27 Times in 23 Posts
Üye No: 43364
İtibar Gücü: 1862
Rep Puanı : 3450
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Ağlarsın ve Ağlar Tezene
Bu kaçıncı şiir sana yazdığım. Bağlamanın tellerine takılan kaçıncı türküsün kimbilir... Bir kanun oluyorsun,çaldıkça çalıyorsun Eski bir dost gibi Ansızın karşıma çıkıyorsun Meğer bir ben değilmişim seni yazan.... Kaç kişinin yakmışsın canını, görüyorsun... Aldanmışlığım, yanılmışlığım, yalnızlığım Çalınan... Aldanmışlığımız aşka kanmışlığımız mı şu keman Ve şu ağlatan sözler ve işitiyor musun, hepsi sen gibiler... ve ben gibiler.... Kimi çekip gitmişler senin gibi, Kimileri hasreti büyütmekteler, Kara bir yılan gibi büyür o gece olunca Dolandıkça dolanır insanın boynuna, Ne kadehler ne şu kanun ne de şu keman Ne şarkılar ne türküler ne şiirler yetmez olur... Yokluğun sonu gelmez olur... Azaltmazlar acını ezgiler, hasretin içinde isyanın olur, Çırılçıplak kalırsın, gözlerin utançlarından soyunur ve ellerin, kendi ellerinle kalbini yerlere atasın gelir Kaç bela okursun kaderine, ve en ağır küfürleri savurursun kendine her tele vurduğunda ağlarsın ve ağlar tezene Ama anlatamazsın... Ne kelimeler ne şarkılar ne şiirler Yazdıkça yazamazsın... çıkarıp yerinden mühür gibi basasın gelir yüreğini bir leş gibi kalır avuçlarında yapamazsın ve ağlarsın her şarkıda ve her şiirde ve her türküde ağlarsın... kanun ağlar, keman ağlar, tezene ağlar sen ağlarsın... ve anlarsın.... aslında anlatamazsın... Gül Yazganarıkan
__________________
'' Efsaneler Olmez , Shekil Degistirir ''
|
![]() |
![]() |
![]() |
#5 |
Uzman ®
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: Cezaevi ¿
Mesajlar: 2,547
Teşekkür Etme: 16 Thanked 27 Times in 23 Posts
Üye No: 43364
İtibar Gücü: 1862
Rep Puanı : 3450
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Alaca Bir Yalnızlığı Dökecek Hüznüme
Şimdi kıyım saatleri aşkın Ağ atmakta içimdeki denize balıkçılar Çırpınarak ölmekte umutlarım Poyraz alıp dalgaları sığlarıma gizlediğim İzlerini siliyor hoyratça Sevda martıların dudaklarında Çığlık çığlık Gürültülü çırpınışları çarpıyor içime Sessizlik ben de alabildiğine Tutuk dilim hiç olmadığı kadar daha önce Şimdi kıyım saatleri aşkın Kokuşmuş sevdalara inat Acısın canım... Güneş düştü düşecek denize Karanlık ötelerden kızıl boyaları çekerek gözlerine Alaca bir yalnızlığı dökecek hüznüme... Kokuşmuş sevdalara inat Acısın canım... Hüznü bıraksın gözlerin ellerime geceden önce kıymayacağım sana umutlarım balıkçıların ellerinde ölmüşler çoktan seni gömdüm kumların dibine vermeyeceğim ver yokluğunu mercanlara gizleyeceğim acısın canım kokuşmuş sevdalara inat acıdıkça daha çok daha çok seveceğim... acele et şimdi hüznü bıraksın gözlerin ellerime Güneş düştü düşecek denize Karanlık ötelerden kızıl boyaları çekerek gözlerine Alaca bir yalnızlığı dökecek hüznüme... Gül Yazganarıkan
__________________
'' Efsaneler Olmez , Shekil Degistirir ''
|
![]() |
![]() |
![]() |
#6 |
Uzman ®
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: Cezaevi ¿
Mesajlar: 2,547
Teşekkür Etme: 16 Thanked 27 Times in 23 Posts
Üye No: 43364
İtibar Gücü: 1862
Rep Puanı : 3450
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Albatros
Hırçın aşkları suya bıraktım Ve kendimi de... Sırt üstü yatmaktayım şimdi Okyanusun üstünde... Ortasındayım sonsuz gibi görünen bir maviliğin Albatroslar ansızın gelip konuyor yüreğime Kilitli kapılarımı açmak ister gibi gözleri Dalmak istiyorlar gizlerime Sonra Kızgın bir gölge vuruyor yüzlerine Kıyıda gözetleyenler var beni biliyorum Göz kırpıp dalıyorum suyun dibine.... Gün batımında üzgün dönüyorlar ellerinde fenerle Sırt üstü yatmaktayım şimdi Okyanusun üstünde Uçuyor albatroslar üstümde Ve gözetleyen gözler sessizce Aşk, aramak için değil ki yeryüzünde Siz güneşlenirken dinginliğinizde Bir albatros tüyü gibi düşer o üstünüze... Gül Yazganarıkan
__________________
'' Efsaneler Olmez , Shekil Degistirir ''
|
![]() |
![]() |
![]() |
#7 |
Uzman ®
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: Cezaevi ¿
Mesajlar: 2,547
Teşekkür Etme: 16 Thanked 27 Times in 23 Posts
Üye No: 43364
İtibar Gücü: 1862
Rep Puanı : 3450
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Alıp Götüreceğim Seni,,
Aradığı benim gözlerinin, Özlediğiyim ellerinin. Bir nehir gibi akıp gidiyorum önünden Kuru bir meşe ağacına yaslanmışsın... Seyrediyorsun beni Taş atıyorsun arada oturduğun yerden Üstümde sekiyorlar önce Damlalar sıçrıyor aniden Kızmıyorum sana, Hırsın buna sebep Akıyorum ya, durmuyorum ya,,, Canımı yakıyorsun aklınca... Oysa yakınıma gelsen, Ayaklarını uzatsan, Tenine değeceğim, aktıkça sana geleceğim... Oysa ellerini versen, dolacağım avuçlarına Ve dudakların içecek, karışıp gideceğim damarlarına Uzatsan o güzel yüzünü Göreceksin kendini Kendi aksin vuracak şakaklarına Anlayacaksın ben de ben olduğunu Kuru bir meşe ağacına yaslanmışsın seyrediyorsun beni Taş atıyorsun arada oturduğun yerden Kalk artık, yaslandığın ağaç kurumuş çoktan Yaşlanıyorsun aşkım, mutsuz, hiç yoktan... Soyun üstüne düşen o kuru yaprakları Silkelen, bırak saçlarına tutunmuş örümcek ağlarını Derinlere dalma zamanı şimdi Gel, bırak bana kendini Akarken, alıp götüreceğim seni... Gül Yazganarıkan
__________________
'' Efsaneler Olmez , Shekil Degistirir ''
|
![]() |
![]() |
![]() |
#8 |
Uzman ®
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: Cezaevi ¿
Mesajlar: 2,547
Teşekkür Etme: 16 Thanked 27 Times in 23 Posts
Üye No: 43364
İtibar Gücü: 1862
Rep Puanı : 3450
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Anılarımdan Hamide ve Babam
En güzeliydi köyünün Hamide... Saç örgüleri değerdi Yazmasının altından ince beline Çam ormanlarının ortasına kurulmuştu köyleri İşte o çam ağaçlarının rengindeydi gözleri... Beş kız kardeştiler Dedem hamideyle kesmişti erkekten ümidini En büyük ecileri hediye yapınca ikinci evliliği Dedeme vermişti ilk evliliğinden olan Metin’i Çobanlık yapardı Bazen yatağı ıslatırdı... Hep üzgün, hep sessizdi... küçüktüm ama anlardım Bakışlarında gözyaşı gizlenirdi... En acısı da Annesine bile bile... Teyze derdi... Dört beş yaşlarındaydım Babam askerdi... İzne geldiği günlerde Ayaklarım yerden kesilirdi O gidince ne çay içtiği bardakları yıkatırdım Ne de attırırdım sigara izmaritlerini Saklardım.... Burcu burcu babam kokardı hepsi... Hamide helkelerle oluktan su getirdiğinde Saklanırdım kapı önüne Ödü patlardı cinlerden, perilerden Yaşayanların kötülüğünden korkmak yerine... Bilseydi insanların şeytanlığını O zamanlar korkmazdı böyle belki de... Elektrik yoktu köyde Gaz lambası yakardı dedem Arada korkardım lüksün alevinden... En çok anneannemin yaptığı çörekleri severdim Çay kaşıklarının sesi gelirdi uyuduğum odaya Ve dedemin kucağında otururdum sofraya O küçük köy evinin prensesi bendim... Metin ağabeyimi zorla kaldırırdılar yataktan Bazen ayakları şişerdi dayaktan Dedemden nefret ederdim o an Korkardım, saklanırdım Metin ağabeyimin feryatlarından Kızardım teyzeme, İçim acırdı çocuk kalbimle Hiç unutmadım hiç, anne dememişti hiç teyzeme Benim gibi, yabancı gibi, Teyze derdi teyze... Köyün küçük bir okulu vardı derme çatma Hemen yanındaki evde otururdu imam Hayrullah amca Namaza giderdi dedem bayramlarda Yanında da metin ağabeyim Yırtık lastikler ayaklarında.... Bir gece çok ateşlendim... Kara kıştı... Çamların dallarına karlar yığılmıştı... Doktor yoktu köyde... Süvariler geliyordu üstüme Uzaktan babamı görüyordum Atlılar geliyor baba diye sayıklıyordum... Dedem gecenin bir yarısı yola çıkmış o gece bir elinde Tüfek, bir elinde heybe Sabaha inmiş kasabaya Ertesi gün uyandığımda İlaçlarım, simitlerim bir de kırmızı sarı boyalı beşiğim Dedem gülümsüyordu bana... Ve gece rüyamda gördüğüm babam O da gelmişti.... Sayıklamalarımı mı duymuştu acaba.... Başka çocukları görüyordum o yokken babaları dizlerinin dibinde çıkarıyordum sakladığım çay bardaklarını ve söndürdüğü sigaraları ya da anneme yazdığı mektupları alıyordum elime babam mektubu kapatırken ellerini küle batırıyordu zarfta parmak izleri kalıyordu... kokluyordum... Babamın parmak izleri işte... işte diyordum.... kendine has bir kokusu vardı babamın en çok o koku yanımda olunca şımarırdım... tutardım elini sıkı sıkı harmana dolanırdım... en güzel giysilerimi giydirirdi annem çocuklara bakarak, babama sarılırdım... gelişlerinin arası bir ömür gibi gelirdi bana... Babam ne zaman beni gizlice öpüyorsa Anlardım gideceğini Sarılırdım bacaklarına O sabahta babam gizlice kokladı beni Uyandım... Gelmişti ayrılık saati anladım... Kahvaltıdan sonra hamide benimle oynuyordu.. Hiç yapmazdı oysa, biliyordum babam gidiyordu... Fırladım evden, çığlıklarımla köy inliyordu Babam arabaya binmişti Beni görünce inmek istedi Annem tuttu beni Kurtuldum ellerinden Arabanın önüne attım kendimi Uzunca yattım yere Kalkmıyordum Böylece gitmez sanıyordum... Babam çıktı arabadan Sarıldı, sarıldı, öptü öptü... Okşadı saçlarımı Sonra aldı beni dedem Sımsıkıydı kolları Babam el sallıyordu işte arabadan Ağlıyordu araba hızla geçerken yanımızdan... Herkes ağlamıştı feryatlarıma Hatta köyün delisi Ali amca, o bile... Gül Yazganarıkan
__________________
'' Efsaneler Olmez , Shekil Degistirir ''
|
![]() |
![]() |
![]() |
#9 |
Uzman ®
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: Cezaevi ¿
Mesajlar: 2,547
Teşekkür Etme: 16 Thanked 27 Times in 23 Posts
Üye No: 43364
İtibar Gücü: 1862
Rep Puanı : 3450
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Anlat
Anlayabilsem seni, Anlatabilsen bana, Senin için neyim, Gizli bir sevgili miyim? Her dem özlenen miyim? Dokunuşlarında istek Bakışlarında sıcaklık, Ellerindeki telaş sahi mi? Yoksa bir heves miyim? İçinde boşlukta, küçük bir noktada Derinden bir giz miyim? Yüreğinden başlayıp, Teninde gezer miyim? Ah anlayabilsem seni. Anlatabilsen bana, Islak öpüşleri düşündüğünde, Tek bir gül gördüğünde, O güzel dudaklarda, Bitmeyen istek miyim? Suskun dudakların, öpmediği zaman, Durgun ellerin, dokunmadığı zaman, Ah yangınım, baş ağrım, uykusuzluğum, Deli düşüncem, Bir cümle dökülsün ateş dudaklarından, Bir kelimeyi dillendirsin sesin, içinden, uzaklardan. Korkusuz, hesapsız, yalansız olsun... Neyse o olsun... Gel al avuçlarına beni, Sessizce olmasın gelişin, Gürültümüz karışsın rüzgara, Ateşlenen tenimiz kor olup, düşsün karlara, Bu derin sessizlik bitsin, Gözlerin konuşsa da, Dudakların söylesin... Gül Yazganarıkan
__________________
'' Efsaneler Olmez , Shekil Degistirir ''
|
![]() |
![]() |
![]() |
#10 |
Uzman ®
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: Cezaevi ¿
Mesajlar: 2,547
Teşekkür Etme: 16 Thanked 27 Times in 23 Posts
Üye No: 43364
İtibar Gücü: 1862
Rep Puanı : 3450
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() AşK pİNTilerİ
Bilir misin yağlı yürekleri Senin gibi Bir aşk şişkinliği oturur sözlerine Ayrılık leş gibi siner nefeslerine.... Bilir misin doygun ruhları Alırlar senin gibi en güzel yılları Gül diye verirler zehirli zakkumları Kanlıdır elleri ve kandır kadehlerinde şarapları Bilir misin söyle bilir misin? aşk döverleri Senin gibi Almaya, sevilmeye alışıktır yürekleri Bir dilenci gibi beklersin Aşk dolu *******i Acıyarak bakar çoğu kez gözleri... Mutludur kendince gönülleri Aşkı tadamadan yaşar senin gibi AŞK PİNTİLERİ... Gül Yazganarıkan
__________________
'' Efsaneler Olmez , Shekil Degistirir ''
|
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|