![]() |
![]() |
#1 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: KoCaELi
Yaş: 40
Mesajlar: 34,356
Teşekkür Etme: 21 Thanked 162 Times in 97 Posts
Üye No: 23848
İtibar Gücü: 8780
Rep Puanı : 54700
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Önceden söz vardı, sohbet vardı. İnsanlar günlerinin önemli anlarını sohbete ayırırlardı. Şimdi ise televizyon hayatımızdan neler götürdü.İnceleyelim.
Önceden söz vardı, sohbet vardı. İnsanlar günlerinin önemli anlarını sohbete ayırırlardı. Eş-dost sohbetleri, akraba-komşu muhabbetleri yaşardı. Sohbet vazgeçilmez bir gelenekti. Kolay kolay ihmal edilmez, göz ardı edilmezdi. Çünkü sohbet bir ihtiyaçtı, gıda gibiydi; gönüller ve ruhlar sohbetle beslenirdi. Geniş ölçüde köy odalarında, şehirlerde köşklerde, dar çerçevede ise evlerin geniş salonlarında doyumsuz sohbet anları canlanırdı. Bu mekânlara çoğu kere çat kapı girilir, öyle resmiyet ve soğuk hava görülmezdi. Sohbet bir aktarımdı, bir paylaşımdı, hasbi bir iletişimdi, durup dinmeyen bir gönül esintisiydi. Özelikle ilim meclisleri bir başka özellik taşırdı müdavimleri için. Gencecik ruhlar burada eğitilir, burada inkişaf eder, burada istikametini bulurdu. “Gönül ne kahve ister, ne kahvehane, gönül sohbet ister, kahve bahane”ydi. |
![]() |
![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|