www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee  

Geri Git   www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee > Forum > Eskiler (Arşiv)

Eskiler (Arşiv) Eski konular

CevaplaCevapla
 
Konu Araçları Görünüm Modları
Old 10-23-2007, 11:04 AM   #1
KoJiRo
Aşmış Üye
 
KoJiRo Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: KoCaELi
Yaş: 40
Mesajlar: 34,356
Teşekkür Etme: 21
Thanked 162 Times in 97 Posts
Üye No: 23848
İtibar Gücü: 8781
Rep Puanı : 54700
Rep Derecesi : KoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan Prangalı hasretler

Her sözde kifayetsiz uğraşımlar la yanan bir kor belirir.Özlem hücrelerimin en doruğundayken sana gel demek ahmaklıktır.

Gün geçmemiş güzelliklerin, leke bulaşmamış sevdan, deli bir boranda yolunu kaybetse de güvercinler; bil ki yanışların boyutu değişmiştir.Bir ateş ki fir’avunvari bir cebelde İbrahim’i bir ses olmuş; çatırdayan közlerde.

Bir veciz ifadedir magmalardan çıkan lavlar. Ki onlar yerin derinliklerinden akan yakıcı en yakıcı cehennem tasvirinin yapıldığı közlerdir. Yakıp yıkarlar önlerine katılanları. Ki işte aşk ve lav.Kimdir öyle bu lavın karşısına yüreğiyle set kuran kişi.Bilmez midir ki önüne gelen rüzgar bile bundan nasiplenir.

Özlemi yazıyorum silinmiş kelimelerimden.Bir kıvılcım sıçrıyor ifadelerde ki etraf ziyanın perişanlığıyla heder oluyor tüm gölgeler.Burada yanışını izliyorum gölgemin ışığı görünce nasılda yandığını.Çıkan duman ciğerlerimi paralıyor.Bu yüzden dağınık sirüsler değil yüreğimin hengamesinde savrulan bedenimdir.

Ayrılık ifadesiz yollarda bekleyişleri doğurunca bil ki her gelen de bir sen varsın.O zaman mihenge değecek kadar rengim olmaz.Siyah beyaz bir fotoğrafta uzaktan seçilebilenimdir bu halette.Bil ki perişanlığım bir denizin metaforunda içime düşen yıldız kaymalarıdır.Üsküdar’da içimlik sigara ile seni ararken yollara düşen izlerini rehber edindim.Bulunmuşluk içinde bir kayboluş yaşadım kendi bedenimden.Yollar seni bilemedi.Anlatamadım martılara seni istediğimi.Ne gece dinledi beni ne de kaldırımlar.Bu yüzden kız kulesinde sallanan aleme yüreğimi astım.Prangalı hasretliğimle.



Bu prangalı hasretin
Sana yazılan semeresi
Gün değmemiş bir tebessüm ile
Güzelliği bekleyip duruyor
Geliş hazırlığında bir vebal sinmesin sakın yüreğine.Darılmasın sakın bulutlar.Menekşene kırağı düşmesin.Açsın tomurcuk iklimler baharların kursağında....

Bu gece dar maslahatlara girmeyecek rüyalarım..hayalinin boy aynası kaplayacak mekanımı.Ve prangalı hasretimle yüreğime tutsak esamenle kalacaktır gönderemediğim mektupların...Ve dizilmiş sözlerin...

Bu izbe sokak ve geçmeyecek saatler vebalini prangalarımı paslandırarak ödetiyor.Kangrene döndü sözlerim.

Artık gelişin zamanı değil midir?

Alıntı..
__________________
KoJiRo çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
CevaplaCevapla


Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir)
 

Yayınlama Kuralları
Yeni konu açamazsınız
Cevap gönderemezsiniz
Eklenti ekleyemezsiniz
Mesajlarınızı düzenleyemezsiniz

Kodlama is Açık
Smilies are Açık
[IMG] code is Açık
HTML code is Kapalı


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 05:34 AM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.