![]() |
|
Eskiler (Arşiv) Eski konular |
![]() ![]() |
|
Konu Araçları | Görünüm Modları |
|
![]() |
#1 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57896
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Ölümden önce sen vurdun beni oysa daha çok erkendi
en acıyan yerime, yüreğime zehir döktün hayata karşı vakitsiz yargılandım ama daha çok erkendi unutmaz dediklerim ilk önce unuttular sokaklar segah makamında bir intihar çığlığıdır vakitsiz aşklara düştüm ben hep vakitsiz aşklara yanılmış ve yenilmiştim içimdeki Kafkasyalı çocuk yaralı ve şizofrenik bir tarihin suçlu ***idir tüm çiçekler bu suçlu ***in gözlerine saklanıyor yalnızlık ve acı benim ikiz kardeşimdir artık oysa bu çocuğun gözleri çok güzeldi eskiden bu çocuk en acıyan yerinden kanadı her zaman bu çocuğun gözleri çok güzeldi eskiden şimdiyse bir tımarhane hayat senin gözlerini böyle öptü işte çocuk anıların, düşlerin, aşkların, yalanların ve yanlışların orta yerinde elbette ki gülüşünden bile hüzün damlar gözlerin neden benim uçurumum oldu ki çocuk ben neden senin bıçağının en derin yarası oldum ki çocuk senin ellerin neden ağlıyor ve ben hep üşüyorum ki çocuk yaralı ve yorgun kuşların yalnızlığı senin gözlerine konmamalıydı çocuk her şeyin kefaretini peşin ödeyen sen, bunca acıyı hak etmedin ki çocuk bir insanı bu denli çok sevmenin bedeli bu mu olmalıydı sen hep gizli gizli sevmenin bedelini hep böyle kanayarak ödüyorsun çocuk şimdi bir Vivaldi dört mevsim bir sızıdır hele Pazar sabahları Ebruli'siz bir kahvaltıyla daha acı bir sızıdır '' ormanların tarihini aslanlar değil, avcılar; tarihi haklılar değil, galipler yazar... hayat, karşılaştığımız fırtınalarla değil, gemiyi limana getirip getirmediğimizle ilgilenir. '' Xsentius. M. Ö. IX. yy. anılar içimde öylesine acıyor ve kanıyor ki aşklarım aşksız, düşlerim düşsüz sesim sensiz nefesim sensiz sensiz sensiz her şey sensiz her yüz güz gibi bir anıdır bunu sen de bilirsin ama sen benim için sadece bir yüz değildin ki yüzünü güz gibi anılara gömüp de gittin beni buz gibi anılara gömüp de gittin ve her şey bitti kolum kanadım yok inancım güvencim yok dostum arkadaşım yok evim bile yok sevgili sen benim hayatla aramdaki köprüydün gittin ve insan bitti ve hayat bitti şimdi ben artık nereye ve kime giderim ki ah ne çok azız ve yalnızız artık dostlar gelir dostlar gider kırılgan yüreğimden düşlerimi bozguna uğratarak ben insanların bu kadar acımasız olacağını bilmezdim aşkın bir gün ansızın saplanan kalleş bir bıçak olduğunu hiç düşünmemiştim çocukluğumun bu denli hayatın hışmına uğrayacağını bilseydim, yaşamazdım bilseydim sana bile yüreğimi açmazdım ama bilemedim ben neden hiç bilemiyorum ki sevgili ama çocuklar neden hep kandırılıyor ki sevgili neden çocukların gözleri çalınıyor ve ertesi gün unutuluyor ey yar canan yar can yar ah seni... seni kim unudar ben hep en acıyan yerimden kanar ben hep en öpüldüğüm yerden ağlarım en güzel kızlar neden en aptal tiplerin sevgilisi olurlar bazı kavramlar neden boş ve boşlukta kalırlar bazı güzel yüzlü erkekler neden hep kızları yanıltırlar bazı dostlar neden hep ölüdür, bazı şairler neden yalancıdır bazı dostlar gibi neden sen de iki de bir ellerini yıkayıp duruyorsun bazı oyunlar ve yalanlar neden bu denli kirlidir ah vicdan....ah kanayan vicdan...oysa her şey o kadar açık ki ah çocuk, içinde sevgi ve sevgili acıması taşıdığın sürece hep üşüyeceksin ve bir gün gelecek yüreğine kazıdığın iki hece silinecek, çürüyüp düşecek anıların ve acıların mezarlığına ömrünü de alıp giderek: Eb - ru.
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
Konu Araçları | |
Görünüm Modları | |
|
|