www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee  

Geri Git   www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee > Adult (+18) Yetişkinlere Özel > Adult eski arşiv

CevaplaCevapla
 
Konu Araçları Görünüm Modları
Old 07-24-2008, 11:09 AM   #501
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57916
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Yüreğime Doldurduğum Baki’den Artakalandır
Apostol'la Yirmi Beşinci Sayfanın İlk Dibacesi
1/
Ekin denizinde köleniz,
Kadehim elimde bir aliterrasyon seyyaresi misali,
Dolanıyordu başım gibi.
Yüreğime doldurduğum Baki’den artakalan,
Fuzulini’nin fuzuli bulduğu birkaç kırık gazeldi.
Ve ben her gün yeniden mumyalıyordum bedenimi,
Kafiyenin en redif keteniyle.
İmgenin binlercesi ölen hücrelerimin son ömürleriydi...
***
İşte böyle bir panaromadaydı karegözümüzdeki illüstrasyon,
Bizim de sevmekle sevmemek arasındaki kararsız kuburumuz,
Leyl-ü Mecnun satır satır doğarsa gün diyarına, Mecnunun bahtına çölden gayrısı düşmezdi,
Optim müneccimler şahına da sorsak fuçurumuzu.
Masallarda ise altın elmalar düşerdi gökten,
Ve o ankayızümrüdümsü maviliklerden,
Yerle gök arası dudak taşıyan,
Lamba-yı Alaattin vilayetinde kayıtlı,
Ekstrem devler de inerlerdi saf saf.
Yani şehbenderzadem,
Şehzadenin bahtınadır zamanın doğurdukları.
***
Kabulse mirzadem,
Geçelim mi tarihi Yozgati’ye?
2/:
Böyle bir hikayet benimkisi ağalar işte.
Tarihi bir rüzgar taşıyordu dönemeçlere. Begleri taylar... Kronolijiyi ise huruf sırtlanır zaman şeridinde. Akar milenyumlar Judik bir lisan ile. Ve buradayız şahım. Ben, Sühreverd, Herzl, ve bir dolu gaz lambası. Ha unutuyordum. Son milenyumun son çelik piramidi. Ve bir firavun leşini saran uzun ve reçine banyosunu seven keten kumaştan mumya bezleri. Human çobanı gibiydi yöre. Ellerinde uzun üvendireler. Dillerinde “kis kis! ” Ben mi? İçiyordum anasını satıyım.
***
Apostol'lun gözünde bilmem kaçıncı sayfa Dibacesi,
Bilmediğimiz bir hikayet kadim zamanlardan arta kalan,
Anlaşılan o ki şiiri bağlamak zamanıdır.
'Lan barba ikiletme de doldur,” diyordum yüreğimi uzatıp.


Ahmet Yozgat
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 07-24-2008, 11:09 AM   #502
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57916
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Acılı Yürekler İçre Kırmızı
Apostol'la Birinci Sayfa
1/:
Şahım,
Sen oturanda aşkın bengi gözesinde,
Ya da hüznün şiirsel diyarında...
Kirpik gölgelerine tarih düşende yanağından,
Ve devşirende ateş ateş ellerinle,
Efkârın gözündeki sedef yaşları...
Badalları onar onar atlayarak,
Hükmedersin ya saltanat iklimine...
Yürekler içre kırmızı ve sırçadan sarayların,
O an açılır ve hoş geldin kitabın ilk sayfası...
Okur ve gnostik hiçliklere dalarsın.
Esirik küheylanın 'hiçbiryer' kentinde şaha kalkar.
Şah ayağa kalkar.
Yedikule zindanları bağlar karanlığını,
Yüz onuncu deliğinden tunç tokayı zamanın anasına.
Şeşber sol memenin üstüne düşer.
Yay ağlar, kiriş boğar,
Kara Ali bir çentik daha düşer,
Canların kana kestiği acılı skalasına.
Arkasına bakmadan döner geri şah-ı cihan,
Diyar-ı Belh'i terk eder.
***
Bense sürgün edilirim,
En avam yüreğin en ücra köşesine,
Nedense... Dalarım soyluluğun ikilemine...
Yani senin gölgen düşende majestik odalara,
Ne yazık ki işte sürgünüm bu son aşka şahım.
Bedenimi sağır zindanlarda el,
Acar yüreğimi yel alır.
Yani bu köhnemiş meyhanede bana mirzam,
Mermerlere oyduğum alacanlı kahrımı içmek kalır.


Ahmet Yozgat
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 07-24-2008, 11:10 AM   #503
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57916
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Açılsın Gazellerin Yasaklı Lüleleri
Apostol'la Dört Yüz Sekizinci Sayfa

1/:
Dili tıkaçlı gazel lüleleri,
Boğulur kırk pınarında özveri teslimiyetinin,
Gurbetteki literatür göletlerine akansa özlem pınarlarıdır,
Ya da arzu bacalarıdır bulutları besleyen yanık anneler.
İşte tüm varlığımız dar-ı dünyada,
Çalsa da kırk haramiler masalsı diyarlarda,
Dünümüze dair mal varlıklarımızı,
Ahirde oğlumuzu ve mazide kızımızı,
Hızımızı keser miyiz aşk ve ışk yolunda şahım?
Nasılsa ipek yolu bizi tanır çan seslerimizden,
Biz de aşinayız Bela’dan beri koyun gözlü yollara,
Nasılsa şahım,
Sevda tarihinin her sayfasında birer zemheri,
Ve kızıl dilli ocak başı bulunur,
Yalnızlığının hoyrat sağılan gümrah altında,
Yesyetim palazlar gibi büzüten garip yazıcılara.
2/:
Böyle bir hikayetti benimkisi herhangi bir tarihte:
Simit’ti gelen. Her gelen gibi o da hoyrattı. Apostol genç antikapitalizmi işaret ederek: 'Onu ben de tanıyorum.' diyordu. Yer çekimi kanunu Apostol'u doğrulamıyordu oysa. Habire yere bakıyordu. Anlaşılan yüzü yoktu Vizigot papazıyla yüzleşmeye paranın kıralının. 'Sesle hele onu! ' diyordu bana papaz peder. 'Apostol Apostol! ' diyordum iki kez. Halbuki onun adını da Apostol sanıyordum. Ki yanılıyordum.
Ve ey şiir ve aşk sever antimanyetoğulları...
Kadehime doldurduğum hüznümün bulutlarından süzülenlerdi,
Üzüntüyle içiyordum...
***
Sık sık bitiriyordum yürek teknemdeki afalakları,
Şiirin de bir ömrü olmalıydı,
Ben deyim üç zaman ileri,
Hünkar buyursun yirmi bir pare top atımı geri.
Erat-ı aşkın yüreği yağ içinde,
Fakirin de bildiği bir klişe nihayeti:
'Lan barba ikiletme de doldur,”diye fısıldıyordum.
“Şıradan olsun itin ölümü, atın ölümü şeytan suyundan...'
Böyle diyordum ya, tek çıkar yolda bu idi...
Ardından kevser içmeyi hayalliyordum vildanlar ile,
Ve lale devri gazelleri yazmaya duruyordum.
Şiir burada tek ilaç ve özlem cinayetiydi çünkü,
Bu kuruntularla avunuyordum...


Ahmet Yozgat
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 07-24-2008, 11:10 AM   #504
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57916
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Akıyormuş Gibi Yürüyor Melaike Taifesi
Apostol'la Yirmi Birinci Sayfanın Son Dibacesi

1/:
Şahbaz şahım,
Seni ve gölgeni takipte muhayyilem,
Ortak zaman artıklarını topluyorum yıldız tarlalarından,
Ardından aciz aşkımızı alıyorum dalgaların meşum ağzından,
Ve turuncu yüreğimden bir acul tavşan pırtıyor,
Bir daha dönmemek üzre kürkçü dükkanlarına.
Üçyüz atmış beş kulaçlık küflü Mısır keteniyle sarmalıyorum,
Kader mumyahanemde takvimin kalanlarını,
Gözyaşlarının kanatları ağırlaşıyor yüzümün yaylalarında,
Usulca süzüldüğünü hissediyorum bulutlardan şiirin,
Zavallı ruhuma ağırlıklar asılıyor mezar başında,
Bir başka alemin mahlukatı pencerelerde göz göz,
Camekandan akıyormuş gibi yürüyor melaike taifesi,
Destursuz geliyor günlerimin içine oturuyor karanın beyi,
Yanağından hüzünlü şiirler akıyor çağlayanların,
Öksüz bir kelebek uçuyor daha doğmadan düşlerimde,
Islak derya, kurak çöllere kardeş oluyor,
Feragat tarlasında miras yedi savurganlar,
Ne varsa aşk ve kutadgubilige dair,
Düğün *******inin şarhoş mezesi haraç mezat...
Ortalıkta oynayan yosmalar çalpara dümtekası,
Begoğulları ise av peşinde sıra *******inde,
Ay yaşmak altında mahcup,
Işık Alaattin’in ünlü lambasında uykuda.
Ya şu arsız yakamozlar mı?
Ki onlar karanlıklara nispet olsun diyedir,
Ve olurda.
Sarı başaklar gibi savrulur sevda türküleri,
Bukleler samani kitap sayfalarında cengaver naraları...
Anılarımız geliyor uzak bir uğraştan toz içinde,
Ve kendimi anımsatıyor gölgem ikindi vakti,
Gözlerime mil çekiyor hırsım.
2/:
Ey şiir sever şahanoğulları...
Ve kabulse şamballa vilayetinin mirascısı mirzadem,
Geçelim mi tarihi Yozgati’ye usuldan?
***
Böyle bir hikayetti benimkisi de işte,
Böyle bir mekanda, herhangi bir tarihte:
Bense şimdilik 'Doldur bir Safiye sultan daha! ' deyip Apostol kopiline, içiyordum anasını satıyım. Yaşlı Elamlı çoban, gölgesiz eliyle benim genç elimi buruşturuyordu. Ciğerim acıyordu. Ardından ben bir köpek gibi içiyordum bütün yaralarımı. 'Apostol! ' diye bağırıyordu postalı kabaralı bir cani. Suratı dokuz yerinden benliydi. Ve yaşlı Urdu kozağının sıkışık parmaklarının açıldığını hissediyordum o an. Bu rahatlatıyordu beni. Ben de şiire dair ne varsa Apost’ta. İçiyordum anasını satıyım. Az Mesnev, biraz Karac ve Fuzul, Nedi, Bak...
2/:
Ve ey aşk ve şiir sever ins-ü cin ehli...
İşte böyle bir hikayettir ki benimkisi de transhayal,
Ama bazı pasajları da atiye yazılırdı kaderin,
Konserve yaşamak üzre yarın...
Apostol'a: 'Bak,' diyordum uzaklardaki flu yazgıya,
Güya bakıyordu esmer bir benli Fatma misali yarına dair falıma,
Bir bir eledim dediklerini, tarih-i hıyaride bile yoktu böylesi.
'Lan barba ikiletme de doldur,” deme devri girmişti anlaşılan.
“Keskin şıradan olsun sahipsiz itin ölümü
Yetim atın ölümü de şeytan suyundan...'


Ahmet Yozgat
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 07-24-2008, 11:10 AM   #505
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57916
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Ağustosa Dayanırız Aşk Hasadında
Apostol'la Dördüncü Sayfanın Kopyası

1/:
Şahım,
Kan kırmızısı bayraklarını yeşile,
Ve geçmiş anlarını siyaha boyamış cengaverler,
Saçlarına vinterize zeytinyağı sürerler ya,
Işığın yazlığı olan çöllerde şavklansın diye,
Ve hakikaten güneş şavklanır ya cesarette bir anlık,
O kadar işte...
Ardından bana yaşamımdan kovulası korkaklık kalır.
Ama hız, hıza eş değildir ki şahım,
Ol nedenle bana kendi sahrama diz üstü düşmek kalır...
Bedenimi sel alır, yüreğimi yel...
Şiir tutup kaldırır yerden beni ancak ruhumu alır.
2/:
Böyle bir hikayet benimkisi.
Tarım vadisi ağustosuna dayanır aşk hasadının,
Hünkar-ı sevda alay-ı vala ile karşılar ya seni,
Sarışın sancaklar çekip buğdaylarla temmuzda,
Çalparalı kızlar kokar memleket memleket ya,
Ve boyunlarına zamanın kehribar kırıklarından örülmüş,
Katışıksız ve karşılıksız sevdalarını takarlar da,
Zılgıt çekerler ya bildikleri manileri koşarak dillerine...
Sen öyle bir kibar-ı zamansın ki,
Ne kalkarsın bencilliğin dizlerinin üstüne,
Ve ne de bal diye baldıran sunarsın yüreğime.
***
Ben göz yaşıma bana bana yazarken duyumsadıklarımı,
Kanuni mersiyelerinin derkenarına kaçamak zamanlarda,
Çalparalı kızlar kokar ya el yazması memleket,
Seninse başında parlayan ışılak tacın dolanır ya ekvatoru,
Toplar ya tüm arzuları bir avuçluk kavuçuk zaman içinde,
O dem bana pörsümüş ve tam yağlı yaşlılık kalır.
Ama hızdır,
Bu hız o hıza eş olamaz ki şahım,
Koşarım turnaların ardından katara ilenmek için,
Ama bana kendi sahrama yan üstü düşmek kalır...
Bedenimi yabani bir el alır hoyrat arzularla,
Yaşlı yüreğimi bir bandit yel...
Şiir yetişir belki imdada,
Ve tutup kaldırır yerden bedenimi ancak ruhumu alır.


Ahmet Yozgat
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 07-24-2008, 11:10 AM   #506
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57916
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Aldığımız Bir Aşkın Kanlı Haberidir
Apostol'la Yüz Kırkıncı Sayfaya Ek

1/:
Şahım,
Arkaik bir zamandayız...
Daha kuşanmamışken beyzi yörüngesini aşkımız,
Sabahı yıldızlar gibi bekleşirdik biz de,
Henüz bileylenmemişken arzuların iştahlı ağzı,
Ve keskin kılıçların kabzalarını kavrayan el,
Daha ayazı doğurmamışken geceyarısı,
Yarısı ham meyveydi Çamlıkta allı gelin türküsünün,
Kalanı Ziya ağıdı...
***
Anımsa ve düşün bakalım a yar,
Hiç kara ağzı ak tümce söyler mi zalimin?
Hainin elleri seçer mi hamı, olgunu?
Gecenin aç rahmine ancak aç yusufcuklar düşer,
Zavallı bir hakan uyanır kan uykusundan,
Aldığı bir kırımın kanlı haberidir.
Ay dalar usuldan masalların döşeme aralıklarına,
Ve gönlüne dolu yağar umulmadık bir anda aşk neferinin,
Tuz yağar eskimiş sevdalıların kokuşmuş anılarına,
Buluğa erer yazı, destanını tamamladığı anda,
Bayramda beyni çiçek açar umutvar duyguların,
Sürurun sürmelendiği ansa acının bittimbaşıdır,
O dem sana ağar dağların anne arayan başı,
Yayvan gülüşler düşer uzaklardan öykülerin satır aralarına,
Ya bana kalan ne mi mirzam bu yolculukta?
Henüz başlanmamış yolların kumlu krokileri
Ziya beyin başıboş atı,
Ve Çamlığın ham meyveleri...
2/
Demem o ki... Kabulse mirzadem,
Toplanıp geçelim mi tarihi Yozgati’ye huşu ile?
3/:
Ve ey aşk ve şiir sever ins-ü cin ehline selam verip
Serip sarışın sayfaları bir mistik galeriye...
İşte şöyle bir hikayettir ki benimkisi de,
Ne hayal, ne de hayalden beri,
Yani her insanın kaderi:
Nice sonraydı. Ufak bir tepeyi aşıyordu topal bir adam. Timur muydu adı? Yoksa Lenk mi? Hazarı zaman mıydı? Yoksa devri cenk mi? İranistanın hemen üst yanındaki şiirimin uzun bir beyiti miydi yoksa yaşamla koşalaşan? Apostol'un kulağına köpek sesleri geliyordu. Bronz koşumlu atlar ürküyordu. Şehzadeler köpürüyordu. Süleyman, Musa ve İsa... Eğer buysa Mustafa? Hayır olamaz. Düzmece bir senarik öykü bununki... Hasbi adam şu kopil! Aldırmıyordu bile köpekçe şarkılara. Ve düzmece prens Mustafa’ya. Bu eni konu yakınlarda bir yerde hain insanların varlığı anlamına geliyordu. Devri fetrete giriliyordu. Haydin ey kardeş prensler... Ne durursuz bre? Giresiz birbirinize... Bize savaş ve ardından ölüm gerek. Katle cevaz vererek...
***
Burada bir çentik atıp tarihi Osmaniye,
Bedrettinvari sufi fiziğin keskin ucuyla,
Sekirat piri barbaya dönüyordum Serez çarşısında.
'Lan barba ikiletme de doldur,” diyordum.
Keskin şıradan olsun Serez itinin ölümü
Horasanlı atın ölümü şeytan suyundan...'


Ahmet Yozgat
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 07-24-2008, 11:10 AM   #507
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57916
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Anımsarım Ama İfşa Edemem
Apostol'la Yüz Yetmiş İkinci Sayfaya Derkenar

1/:
Şahbazım şahım,
Sanadır yazılan Hikem şerhindeki derkenar metin...
Duydum ki gezgin şiir ırlayıcılarından,
Son aşkının hatırasında çetin bir uğraşa düşmüşsün,
Duydum ve vuruldum vedamızdaki son cümlecikten.
***
Bu benim suskunluğum,
Minnacık bir serçenin tasavvufa dalışındandır,
Ya senin ezeli tekellümsüzlüğüne ne demeli?
Huruflar arasında saklı ve tuzlu tatlar gibiyim,
Bu sihirli suskunluğu dudağıma kim yapıştırdı?
Bilirim ama diyemem...
Ve kim mıhladı ayaklarıma bu yıldız nallarını?
Anımsarım ama ifşa edemem...
Ama sen çakma beynime mirzam, göbek adını Kays diye,
Çünkü Mecnun diye bağıra bağıra yazılır bunca şiir,
Kavak kabuklarına derin acılarla kazılır mersiyeler...
Çalarım ne kadar varsa yüreğimdeki ilham kapılarını,
Kesin kararlıyım, çözerim çadırların sırmalarını,
Çünkü yolculuğum var bu şafak vakti,
Aramalıyım görkemli piramitlerin ustalarını.
***
Bu girizgah da kabulse mirzadem,
Geçelim mi tarihi Yozgati’ye sıratlardan geçerek?
2/:
Ve ey aşk ve şiir sever ins, cin ve nebat ehli...
İşte şöyle bir hikayettir ki sizin için derlediğimiz,
Kaf dağından yuvarlanan anka hayali:
Yıl, yılsızdı artık. Çünkü güneş de sönmüştü. Yıldızlar aslına dönmüştü. Sayfalar dürülmüştü. Doğru, kırk gün kırk geceydi düğün. Öyleyse, ölüm de kırk gün kırk gece... Zıbarmışlar hanesi çepeçevre yıldızdan minder ve seyyarelerden yastıklarla donatılıyordu elbirliğiyle. Bense şimdilik 'Doldur sultanım! ' deyip içiyordum anasını satıyım.
3/:
Köşedeydi. Neydi o diyeceksiniz. Az sabır hele. Her şey sırası geldiğinde. Petrol varilinden bozma kocaman bir Karlberg bira fıçısı duruyordu orada. Onun yanında çalı çırpı ve tezek... Ve Vandal ve Vizigot süprüntüsü yığılıydı. Savaşçıların zülüfleri kandı. Zira yamandı halleri. Elleri ruh bulaşığı... Ve kervan fedaileri... Onların popülasyona durmadan yaralı eklemeleri zor durumda bırakıyordu Apostol’u. Bittabi fakiri. Yangın vardı arzın binlerce hanesinde. Onların berisinde feryat ü figan... Ve duman çıkmasını önlemek için tuzlu bulamaçlara bandırılan paçavralarla sarılıyordu zavallı insan.
***
Yanıma bir çentik atıp sufi simyanın keskin ucuyla,
Sekirat piri barbaya dönüyordum.
'Lan barba ikiletme de doldur,” diyordum.
Keskin şıradan olsun Karlberg itinin ölümü
Vizigot atının ölümü şeytan suyundan...'


Ahmet Yozgat
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 07-24-2008, 11:10 AM   #508
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57916
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Anka Kanadında Gümüşlü Aşk
Apostol'la Beş Yüz Elli Altıncı Sayfanın Dipnotu

1/:
Şahmaranım,
Bir varmış diyarında,
Tılsımlı ankanın kanadında bir parça gümüş,
Senin payındaysa yeşim yüklü katarlar vardı,
Son harbin özgür ganimet paylaşımında.
Ve başında turnalar dönen bir mansıp mersiye diyarında,
Bakarsın bir de bencileyin bende düşer aynına,
Ne yazık ki bu köhne zamanların da korozyondur bedeli,
Herhangi bir meyhanede bana salt esrik duygular kalır,
Mermerlere oyduğumuz aşkımız,
Ve kavak kabuklarındaki adımız tarihe geçer,
Herkes bir ölü kahrın tutsağıdır döşündeki zindanda,
İşte orada içmek kalır tuzlu devirleden bize de,
2/:
Eğer ki kabulsen ey mirzadem,
Geçelim mi şu bizim tarihi Yozgati’ye?
Böyle bir hikayet demiştik ya benimkisi de işte.
***
Ve ey şiir sever naif ademoğulları...
Keşfi coğrafi idi. Bir gedik üst kutuptaydı. Alt kutupta bir başka kapı. Sapı zebercet renkli buz. Buuz duman duman Mikronezya’da. Sinekler ve insancıklar aynı kadere düçar. Şahit tüm kalyonların deniz kızlı dövmeli miçoları. Ve tanık kasara... Ümit bununun örtüleri açılmış oluyordu o sıra. Kelbecer sakinleri birer ikişer dışarı çıkıyorlardı. Hışımla açılan mavi örtülerinin arasından. Apostol elinde bir tabakla ases başına sinkaf sunuyordu. Moskova knezlerine inat, asesler koşuşup kısa gün ticareti olarak bir ülke zaptediyorlardı. Oysa bu ülke Sibir'di. Yani kan ve irin. Ya da Sibir ülkesinin bir yanı Cengiz'in ödü, diğer yanı nirvanaya erenlerin sütüydü. Yani esmer ölüler... Geldiler.
***
Yarına azıktır bu günün edimleri,
Derin bir çentik atıp sufilerin elleri,
Tekerrür fiziğinin keskin ucuyla aşka,
Bana model olma arzusuyla rüyamdaydılar.
Uyanıyordum tekellüm ede ede zamane kavramlarını,
Sekirat piri barbaya dönüyordum Chet lisanı ile.
'Ln brb ikltm d dldr,” diyordum.
Keskin şıradan olsun drapır itinin ölümü
Berlinli atın ölümü şeytan suyundan...'
İlham mı gerek doğmanız için ey şiir ceninleri?
Gani kardeşinizde, bir tutam otun ardından,
Ha Umman denizinde tuzlu su,
Ha bizde baldırandan imbiklenmiş Hindikuş hayali,
Khashish bulun bana ey yaranı Afgan,
Tez ulan...


Ahmet Yozgat
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 07-24-2008, 11:10 AM   #509
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57916
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Apostol'la Altmış Dört Bin Sayfa... Yandan Giriş
1/:
Burası,
Ya son duraktı beşer için,
Ya da zaman kardeş için ilk istasyon...
Big bangın giderek uzaklaşıyordu yankısı,
Her şey altın hücrelerden örülüyordu teker teker.
Usta çok ustaydı doğrusu.
Bu hususta üstüne yoktu sanırım.
Elleri Adem çamuru, şakakları duru suydu.
Su da hamarat bir ana gibiydi teknesinde zamanın.
Köpürüyor sonra duruluyordu.
Boyuna kendini doğuruyordu.
Suyun karşı yakası Kartaca diye bir diyardı. Hannibal fillerine kavut topu yutturuyordu Atlas tümseklerini aşmanın çılgın kurban bayramı arefesinde. Sonra zehir gibi Akdeniz suyu içirtiyordu hortumlar efendisine. Meyhanenin pastörü yani Apostol doldurup doldurup boşaltıyordu gezden gözden arpacıktan üzüm suyunu. Mariye ise bir kasaba azizesi gibi Bibel'den bablar tekellüm ediyordu da ne yapıyordu sanki henüz ilk inisiyeleri bile yoktu görünürde. Şiirin gulamının ruhu yerlerde sürüm sürüm sürünüyordu her dem olduğunca. Dörtlüklerin şahı ise çok uzaklarda mesela yan barda ya da Aborcinler arasında bir bambu köyünde birasını yudumluyordu belki de.
2/:
Yani tam mektup yazma zamanıydı.
Meyhane tenha sayılırdı.
Çünkü henüz vizigotlar yoktu.
Vandalların korkusu bundandı.
Lombardlar henüz çıkmamışlardı sahne-i tevarihe.
Ve Sakslar gelmemişlerdi içip içip zıbarmaya meşe masalar cenahına.
Yani Apostol bir alem adamdı. Meyhanesi bir alem. Bir Hindi gulam tutup kaldırmak istiyordu ruhunu yerden velakin beceremedi. Yardım isteyecek birini aramaya başladı gözleri Alaska civarında... Bulamadı ama. Bulamazdı da. Sonra bir ceylan avladı ve derisinden bir parça aldı keskin gaddaresini kullanarak. Uganda'da cangıl ormanlarındaki bir safaride yaptı bütün bunları. Sonra sivrilttiği bir kamış parçasını macenta renkli kanına batıp batıp yazmaya başladı.
2a/:
Bir Atlantis birası içti.
Bir Mu medeniyetini düşündü.
Bir Heredot'u yazdı.
Bir Atlantik suyu içti.
Bir daha yazdı Homeros'tan.
Türeyiş destanına uzandı bir ara,
Manas'ın gözelerine daldı.
Zaloğlu Rüstemden kötek yedi okkalı tarafından,
Alper Tunga'dan it yese kudurur laflar işitti.
Döndü kızgın çöllere Leyli Mecnun'u yazdı.
Sayın ki iğneyle kuyu kazdı...
Sonra patladı bir kum fırtınası,
Kendi çavdı gitti bir yana,
Devesi bile azdı...
Bu arada ben de içiyordum anasını satıyım.
'Lan Barba ikiletme de doldur,
Şıradan olsun itin ölümü,
Atın ölümü şeytan suyundan...' diyerek...


Ahmet Yozgat
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 07-24-2008, 11:10 AM   #510
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57916
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Artık Ağlama Mirzam Buğulanıyor Başım
Apostol'la Elli Birinci Sayfa Dibacesine Ek

1/:
Artık sen de ağlamasana mirzam,
Bak buğulanıyor sevdakar başım...
Her parmak burmasız bir kurnadır bereket denizinde,
Ol nedenle simya ile kimyanın farkı tek hurufattır.
Yağız altından atlar çimer sevdanın iksirinde.
Oysa almadın ve gittin bir sabahın alnacında,
Nakaratı yanık arkaik türkülerle,
Ve tek başına,
Sana sunulan o iksiri yangınlığıma döke döke,
2/:
Yaştır bazen göklerden huruç eder,
Kimi zaman da gümrah ve acılı gözpınarlarından,
Altı ve üstü kapalı mesajlarla sessiz bir lehçe ile.
Artık sen de ağlamasana mirzam buğulanıyor başım,
Benim göz yaşım ise ikizinin loğusa yatağında...
Artık sus be mirzam,
Sen de ağlamasana,
Bak buğulanıyor heyecan sarmalında başım...
***
Bazen kaybolmak geliyor kendi içimde,
Öfkeli kar taneleri dökülüyor izlerine güneşin,
Perdesiz pencereler açılıyor birer birer,
Siren kızlarının yedeğine binerek,
Sabırsız denizlerin sebatlı kıyısından,
Artık sen de ağlamasana mirzam,
Bak buram buram buğulanıyor muhteşem başım...
3/:
Ama bir kozmik anda olur regli tarihin,
Ve ergen sabahın erişkin geceye Keremce düğmelenmesi,
O öyle bir hızdır ki güneş de yetişemez kendi ışığına,
Ve bizim iz sürmemiz iki nedenle kucak kucağa,
Biri diğerine benzemez...
Tükürük ve göz yaşı...
Artık sen de sus!
Ne olur ağlamasana mirzam,
Barda bir levent gibiyim ve buğulanıyor başım...
***
Yalnız ben miyim bu köhne hanede?
Sonuçta bura da bir meyhane,
Seyyarelerin başı da döner beyzi yolculuklarında,
Onların şanlı hızına eş olmak gerektir şahım,
Sarhoş olsak da (olmasak da...)
Bizde kendi kendimizi kovalarız içimize düşmüşsek,
Ve darına çekilmişsek ay ışığının,
******* her zaman günahkar moleküller sağmaz kimyadan,
Kimi zaman da sahralarda diz üstü düşmek kalır...
Artık sen de ağlamasana mirzam bak başım buğulanır...
4/:
Beden ki bir kervansaraydır içinde konuk olduğumuz,
Dışta sandığımız bize ise korunaklı yeşil yurt...
Bir yabani el çalar bakarsın kapımızı,
Sadık yüreğimizi ise yelleri sonbaharın...
Şiirdir belki acıları öğüten sırlı değirmen,
Ve yoldaş sayılır kararsız zamanlarda yar ve yarana,
Her düştüğün yerde tutup kaldırır yerden,
Ancak ruhu imge bedeli olarak alır.
Artık sen de ağlamasana mirzam,
Bak başım buğulanır...


Ahmet Yozgat
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
CevaplaCevapla


Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir)
 

Yayınlama Kuralları
Yeni konu açamazsınız
Cevap gönderemezsiniz
Eklenti ekleyemezsiniz
Mesajlarınızı düzenleyemezsiniz

Kodlama is Açık
Smilies are Açık
[IMG] code is Açık
HTML code is Kapalı


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 08:57 AM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.