![]() |
![]() |
#11 |
Forum Kalfası
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2005
Konum: BeyCoast
Mesajlar: 7,003
Teşekkür Etme: 26 Thanked 333 Times in 269 Posts
Üye No: 4853
İtibar Gücü: 3009
Rep Puanı : 16800
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() b. Jung'un Yaşam Evreleri Anlayışı
Bühler'in yaşam döngüsüne ilişkin görüşü sistemli yaşamöyküsü incelemelerine, Kuhlen'inki görgül araştırmalara dayanırken, Jung'un yaşam evrelerine ilişkin görüşü öncelikle klinik çalışmalarına ve kendi psikoloji kuramına dayanmaktadır. Jung yaşam evrelerini açıklamaya "gençlik" ile başlar ve bu evreyi erinlik sonrasından orta yıllara (35-40 yaşları) dek uzatır. Jung psyche'nin sorunlarına eğilmiş, ancak çocukluğu bu incelemeye katmamıştır. Jung'a göre çocuk, anababasına, eğitimcilere ve doktorlara sorun olabilir, ama çocuğun kendi sorunları yoktur; yalnızca yetişkin "kendi hakkında kuşkular duyabilir". Gençlik dönemi, çocukluğun cinsel içgüdü ve aşağılık duygularına ilişkin düşün terkedildiği ve genel olarak yaşam ufkunun genişlediği dönemdir. Bundan sonraki önemli değişik 35-40 yaşları arasında başlar. Jung bu değişimi şöyle anlatır: "Başlangıçta bu değişim belirgin ve bilinçli değildir. Daha çok, değişimin dolaylı belirtileri bilinçdışında meydana gelen değişimden kaynaklanırlar. Çoğu zaman, sanki kişinin karakterinin yavaş yavaş değişmesi gibidir. Bazen çocukluktan beri kaybolmuş bazı özelliklerin su yüzüne çıktığı görülür, bazen kişinin önceki eğilim ve ilgileri zayıflar ve yerini yenilerine bırakır. Bazen de tersine -bu çok sık olur- kişinin inanç ve ilkeleri, özellikle ahlaki olanlar güçlenir, gittikçe sertleşir ve 50 yaş dolayında birey hoşgörüsüzlük ve fanatiklik dönemine girer; sanki bu ilkelerin varlığı tehdit altındadır ve onları daha bir güçle korumak gerekmektedir." (Jung, 1933) Jung, nörotik hastalıkları, "gençlik evresinin psikolojisi"nin orta yıllara taşınmak istenmesi olarak görür -tıpkı gençlikteki nörotik rahatsızlıkların çocukluğu terk edememekten kaynaklanması gibi-. Yaşlılıkta ise Jung, "psyche'de derin ve garip değişimler" görür. İnsanlarda özellikle psyche alanı içinde karşıtlarına doğru değişme eğilimi vardır. Örneğin yaşlı erkekler gittikçe daha "dişil", yaşlı kadınlar da gittikçe daha "eril" olmaktadırlar. Jung, "yaşamın çelişkisini pekiştiren güçlü bir içsel süreç"ten söz eder. Genel olarak Jung, "yaşamın öğleden sonrasını sabah programına göre yaşayamayacağımızı" ileri sürer, "sabah büyük olan akşamüstü küçülecek ve sabah doğru olan akşamüstü yalan olacaktır." İnsan yaşamının ileri yaşlara dek sürmesinin çocuklara bakmak gibi bir amacı olmalıdır. Ancak bu görev de yerine getirildikten sonra yaşamın amacı ne olacaktır'? Bu amaç Batı toplumlarında sıklıkla görüldüğü gibi gençlerle rekabete girmek midir? Jung, birçok ilkel toplumlarda yaşlı insanların bilgelik kaynağı olduklarını, "kavmin kültürel mirasını dile getiren gizlerin ve yasaların bekçileri" olarak görev yaptıklarını belirtir. Buna karşılık modern insan, yaşama ilişkin belirli bir amacı ve anlayışı olmadığı için, ileriye bakacağına yaşamın ilk yarısına takılıp kalmaktadır. Jung, pek çok insanın ileri yaşlara doyurulmamış isteklerle ulaştığını, ancak geriye bakmalarının tehlikeli olduğunu ve geleceğe ilişkin bir amaç edinmeleri gerekğini savunur. Bütün büyük dinlerin ölümden sonra da bir yaşam vadetmeleri bu yüzdendir ve insanların yaşamlarının ikinci yarısında da bir amaç edinmelerini sağlar. Jung, ölümde bir amaç bulmanın sağlıklı olduğunu ve bundan kaçınmanın yaşamın ikinci yarısını amaçtan yoksun bırakarak sağlıksız kıldığını ileri sürer. Jung, yaşamın ikinci yarısında bireyin dikkatinin kendi iç dünyasına yöneldiğini ve bu iç keşfin yaşama bütünlük ve anlam kazandırarak ölümü kabullenmede yardımcı olduğunu savunur. Özetle, Jung'a göre kişilik, yaşam döngüsünün birinci ve ikinci döneminde farklı yönlerde gelişir. Birinci dönemde birey dış dünyaya doğru açılır, dış dünyayla ilişki kurma kapasitesini geliştirir, toplumsal ödüller kazanmaya çalışır. Ayrıca, böyle davranmak kadın ve erkek cinsel kimliğinin geliştirilmesi için de gereklidir. Bu dönemde tek yanlılık bir bakıma gerekli, hatta zorunludur. Genç insanların iç doğalarıyla ilgilenmelerinin bir yararı yoktur; görevleri şimdilik yalnızca dış dünyanın istemlerini karşılamaktır. Ruhsal yaşamda 40 yaşına doğru başlayan değişimde birey artık hedeflerinin ve hırslarının önemini yitirdiğini hisseder, kendisini durgun, çökkün ve eksik olarak algılar. Jung'a göre bu olgu toplumsal başarı kazanmış insanlarda bile gözlemlenebilir, çünkü bu toplumsal başarılar kişilikte yaşanmadan kalan özelliklerin bedeli olarak kazanılmıştır. Ancak insan bu bunalımdan çıkış yolunu bulabilir. Bilinçdışı kişiyi iç dünyasına dönmesi ve yaşamın anlamını araştırması için yüreklendirir. Bu dönemde enerjimizi dış dünyayla başetme çabasından uzaklaştırıp iç dünyamızda odaklaştırmaya başlarız. Böylece ne zamandır gerçekleştirilmemiş gizilgüçlerimizi tanımak için bilinçdışını dinlemeye yöneliriz.
__________________
M@D_VIPer Nickten Öte..Bir Markadır... Her Gidişin Bir Dönüşü,Her Bitişin Bir Başlangıcı Vardır..!!! |
![]() |
![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|
![]() |
||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Uyku ve Yaşlılık | BeatLes | Revir | 0 | 04-05-2010 01:05 AM |
Ölüm | GooD aNd EvıL | Eskiler (Arşiv) | 0 | 10-07-2007 07:40 AM |
'Yaşlılık aylığı yükseltilmeli' / 1 ekim | M@D_VIPer | Eskiler (Arşiv) | 0 | 10-01-2006 03:30 PM |
'Yaşlılık aylığı yükseltilmeli' / 1 ekim | M@D_VIPer | Eskiler (Arşiv) | 0 | 10-01-2006 03:24 PM |
Romatizma yaşlılık hastalığı değil | Karizmatix | Eskiler (Arşiv) | 1 | 03-19-2006 03:20 AM |