
İçimde tarifi imkansız bir mutluluk ve huzur var.Önümde sabahlara gebe bir gece,uykusuz saatler.Perdeyi aralayıp yıldızlara bakıyorum senle birlikte. Bir yusufçuk çarparken cama çaresizce, ışıkları kapatıyoruz sessizce... Aynı yıldızın pırıltılarıyla aydınlanırken gözlerimiz, aynı havayı soluyoruz seninle. Aynı şeyleri aynı anda düşünürken, aynı yastığı paylaşıyor, aynı soğukta üşüyor, sarılıp yatıyoruz... Bildiğim tek bir şey var o ana kadar; seni ne çok sevdiğim... Belki bir kardeş, bir dost, bir arkadaş, ya da bir sevgili gibi. Ama o tek bildiğim şey; seni ne kadar çok sevdiğim sevgili... Yüreğim, yüreğinin içinde atarken varım sadece. Allahım bu nasıl sevgi? Ben seni aklıma geldiğin kadar çok seviyorum. Birlikte ağlayıp güldüğümüz günlerin takıldığı anlar geliyor aklıma. Sen kızardın bazen ! Bense üzülürdüm çaresiz. Ve sen iki kelime ile beni gökyüzüne kaldırırdın, yıldızlar olurdun her biri bir dilek taşı, yüreğime kayan. Yakamoz olurdun, bencil hayatımda raks eden. Sen benim her şeyim olurdunyaa, aldığım nefes, içtiğim bir yudum su, yemek için çabaladığım bir lokma ekmek olurdun... Her şeyden öte, sen bende ben olurdun... Hadi boşver... Onlar sadece fırtınadan yada rüzgardan... Gözyaşı değil inan bana, sadece yağmurdan... Bilirim havalar acımasız oralarda, üzerini sıkı giyin sen sadece. Güzel görünmeyi boşver, her kış olduğu gibi çift çorap giy sen yine. Hayaller yolunda yürüme, bin belediye otobüsüne. Sabaha karşı gece ile inat etme, çek yorganını üzerine. Bilirim düşlerinde yer vermezsin benden başka hiç kimseye.... Bende, senli hayallerime