![]() |
|
|
#11 |
|
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57931
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
Memleketim
Bakışlar sakin değildi yollara durmak güneşin gidişi gibiydi görünmüyordu gözlere dumanlı sabahta ürkek kuş sesleri. Yıldızlar ve ay yelkovan ve akrep idi en parlak anlarıydı hiç bir tını yoktu gökte belkide durgun bir siyahtı toprak hiç böylesine dayanmamıştı üzerindeki yabancı tabanlara. Ondaki yürek içtiği yiğit kanlarıydı belkide sular akmaktaydı aceleyle yetişir gibi belki yare belki denize belki ateşe belkide kurumasın diye ağlamayı unutmuş dudaklara. Gökten usanmış gibiydi yıldızlar kayıyorlardı teker teker bakan iri gözlerin uzanan kaba ellerin dileyen pamuk yüreklerin arsından. Ay olgun bir aydın gibi döne döne bakıyordu durgun pusu bekleyişlerine çarpmıyordu yüzlere dumanlı sabahta özgür çiçek kokuları unutmuşlardı yarin çiçekli kokularını atmışlardı hasreti içlerinden bırakmışlardı ellerinden çapaları düşünmüyorlardı geçmişi artık onlar için varsa yoksa çok önemliydi gelecek, ateş kızıllığında bir yare benzeyen denizdi gelecek onlar o gün koca bir memleketti dokunmuyordu gözlere dumanlı sabahın öfkleli parlayan güneşi. Eylül'ü hep hüzün bilirlerdi oysa koca Kasım bile erirdi köpürmüş yüreklerin arasında deniz misali. Ulaşılmıştı artık bakışlar sakin ve gülendi, güneşin doğuşu gibiydi yollar yıldızlar ve ay durmuştu. Bakıyorlardı hep beraber ateş kızılı bir yare benzeyen denize koca bir memleketin dudakları ıslaktı artık. 13/08/89/t.reis Ahmet Köse |
|
|
|
| Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|