![]() |
![]() |
#11 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57916
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Yeni Efendiler
İşte böyle durdu zaman sarnıçlarda. İnsan, zorlanmış ıssız tuzaklarda, kalenin taşı ardında, kürsü-mürekkebiyle, dolduruldu ıssız bırakılmış, Amerika'ya özgü kent ağızlarla. Her şey barış ve uyumken, hastahane ve krallık sömürgesi iken, Arellano, Rojes, Tapia, Castillo, Nunez, Perez, Rosales, Lopez, Yorquera, Bermadez, Kastilyalı son askerler, yaşlandı mahkeme-kürsüsü ardında, varakların altında battı ölüler, bitleriyle gömülüp gittiler kralsı hazine-odalarının düşlerinde gerildikleri yere, tek tehlikeyken sıçan kana susamış ülkeler için, çuvallar ortaya çıktığında Bask'lı, bağcıklı ayakkaplarıyla Errazuriz, Fernandez Larrain balmumu ışığını satmak için, yünlü fanilasıyla Aldunate, çorap kralı Eyzaguirre. Bunların hepsi aç insanlar olarak geldi, kaçak olarak jandarmadan ve hayatın sillesinden. Ama çok geçmeden, gömlek değiştirircesine kovaladılar kâşifi ve attılar temelini sömürge-ticaretinin zaptedilişinin. O zamandan beri uğraştılar gururla, satın aldılardı karaborsada. Çaldılar kendileri için mülkleri, kırbaçları, köleleri, sorulu-yanıtlı din kitaplarını, dış ülke komiserliklerini, sadaka kutularını, gecekonduları, kerhaneleri, ve bütün bunlara kutsal dediler batı kültürü dediler. |
![]() |
![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|