![]() |
|
|
#11 |
|
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57932
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
Etek ve Pantolon18
Vize işlerini halledip harcını ödediğinde kendisi çoktan pasaport rıhtımındaydı. Geminin kalkması falan hepsi bir buçuk gün sürmüştü. Kuzey Alplerini takiben Como'ya varması diğer bir gününü aldı. Şimdi karşı tarafında İsviçre manzarası bu tarafında şehir ortasında Como gölü. Yılın en güzel ayıydı,eylüldü. Hiç telaşı yoktu Emelin. Okadar yoğun koşuşturmuştuki son yıllarda. İlk önce bir emlakçı aradı. Bu sefer ev satın almayacaktı. Her limanda sevgilisi olan bir gemici gibi olmayacaktı. Demiri alınmaya hazır katamaranı oynayacaktı. Buralara kazık çakmaya niyeti yoktu.Emlakçı ona göl manzaralı şehrin beş altı kilometre dışında bir yeldeğirmeni evini tavsiye etmesi herhalde onu görür görmez 'ha işte tam bu evin insanı ' demesinden kaynaklanıyor olabılir miydi? şu anki haliyle tam engizisyon kaçkını ortaçağ dilencilerine benziyordu. Ev tam aradığı gibiydi. Eşyaları özentisiz bir araya getirilmiş hafif rutubet kokulu, ıslak duvarlı, döşemeleri gıcırdayan her çıkışında deprem oluyor hissi veren merdivenleri ve yukardaki tek odasıyla bu ev artık Emel'in geçici karargahıydı hayatla savaşında.Geçmişte bile değildi.Türkiye geri dönülmesi gereken bir varış noktası değil; hayallerinin suya gömüldüğü bir gemiden ibaretti.Belki de yazacağı romanında dahi yer vermeyecekti ülkesine.Yavaş yavaş sosyalleşemediğinin farkına vardı. Hayvansal bir denklemi bile oluşturamıyordu.Böyle mi yazacaktı? En azından katil olup hapishaneye girse şimdikinden daha sosyal olurdu.Como hapishane olamazdı; buradan ayrılmaya karar verdi.Vosvosunu çalıştırdı; kuzeye Alplere doğru direksiyon sallamaya koyuldu.Kar bu mevsimde henüz St. Moritz'in tepelerine varamasa da etraf kayakçıdan geçilmiyordu.Cenevre'ye, Basel'e hiç uğrayamazdı. Direkt Zürih'e dümenini kırdı ve bir kaç gün içinde Zürihliydi.Bu şehir ona her zaman daha yakın ve romantik gelmişti.İlginç olan bu şehre hep yalnız gelmesiydi.Ne çocuklarıyla ne de kocasıyla gazete kuponundan çıkan Zürih tatilleri dahi olamamaştı. Cosestrasse'nin yamacında yeşillikler arasında alt katı beton, üst katı tahta küçük bir ev kiraladı.Vosvosunu tahta garaja kilitledi; camını çerçevesini şöyle bir elden geçirdikten sonra' madam madam' arkasından gelen bu sesle irkildi.Yan komşusuydu.Orta yaşlarda, bozuk Almancası hemen anlaşılıveren Akdenizli edalı tipik İtalyan'dı bu. _Merhaba ben Enzo _Ben de Emel memnun oldum. _Siz buraya yeni taşındınız herhalde. _Evet çok değil On dokuz numaralı tramvaya binmesi ve Banhof Edge'de inmesi yarım saatini aldı.Bu binaya bayılırdı.Zaten oldum olası tren garları Emel'e çekici gelmişti.İçinden insan eğer ölecekse böyle bir yerde ve beş parasız ölmeli; ne kadar da asil olurdu buralarda ölmek derdi.Bir yandan da ne fark eder yaşamadıktan sonra diye düşünürdü.Yarım hilal şeklindeki bina taş süslemeleriyle ve hiçbir zaman oradan trene binmese de kapısına dayanıp kendini içeri attığı yer olacaktı.Biraz sonra Paradeplatz'daydı.Dünyanın yönetildiği yerde.Yani bankalar meydanında.Sanki o kalın duvarlar sağırlıklarını yoldan geçenlere bulaştırıyorlardı. Osman Demircan |
|
|
|
| Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
| Konu Araçları | |
| Görünüm Modları | |
|
|