Ahmet Aksoy

[GooD aNd EvıL]

Cümleden Damlalar
Her cümle bir şiir oldu bende
Bir cümle yeter döktürmeye
Damlaları bir cümle
Bir nehirim ben akan

Sürekli yatağından taşan
Yeni cümlelere yeni damlalara aç
Dur bakalım hayırlısı bu cümleden
Damlalar beni nereye ulaştıracak.
Ahmet Aksoy

[GooD aNd EvıL]

Çağcıl
bir çağı gezdirdim ayaklarımla
yeni ekilmiş bahçeler gibi mesut
hep ileiye hep yaşamaya bakarak
an an özümsedim zamanı, bir acı
gülümseyişi dahi kaçırmayarak

ve ben garip bir kilometre taşı
doğum günü bir ocak
ölüm günü otuz bir aralık
bir çağı gezdirdim kucağımda
devretme zamanında yakınmayarak
Ahmet Aksoy

[GooD aNd EvıL]

Çağrışım
Kor tütünler öğürür
Yağmur öncesi toprak
Su kaldırmaz hassas zaman
Ağır gelir yoğunluk

Ve yağmur sonrası
Yağmurla kalkar topraktan
Ağırlanmış zamansız hüzün
Ki ölümü andırır

Bir bekleyiş bir başlangıç
Bir bitiş

Ölüm öncesindeki
Beden gibidir
Yağmur öncesi toprak
Raks değil hicaz makamındadır

Ki bedende toprakta
Aynı mayadandır.
Ahmet Aksoy

[GooD aNd EvıL]

Çalıntı Ağaçlar
yıl unutkanlığı kapalı kozalar
yaşanmışlıkların içimizde kalan lavraları,
sakinliği bir sızının, sıradan ölümler
……….yol ve yolculuk notları

tutup kaldığımız tutuk kaldığımız zamanlar
…….tarihimizin ayırtsızlızğı

bir otobüsle yola çıkılır
……otobüs dolar otobüs boşalır
otobüs yoldan çıkmaz yol otobüsten çıkar
ilerleyen yalnız yoldur otobüs durur yol durmaz

açıldıkça ve hatırlandıkça büyür yaş
………..kurtlar bürür çaldığımız ağaçları.
Ahmet Aksoy

[GooD aNd EvıL]

Çam Kokan Bir Selvi Ağacı
Geçmişi kalabalık
Şimdisi ıssız bir
Tren istasyonu kenarında
Çam kokan bir selvi ağacı

Dikilmekte umursamadan zamanı
Uzatmış dört yana dallarını
Meydan okurcasına hayata
Çam kokuyor mağrur selvi ağacı

Anlamıyor, tek tük istasyon sakini
Nasıl olup da çam kokusu yaydığını
Kimi mucize diyor kimi rastlantı
İradesine hakim oysa

Çam kokarken selvi ağacı
Bu onda, daha fidanlıktan gelme
Bir yeti, öğrenmiş nice yolcudan
Olmadığı gibi, görünmeyi.
Ahmet Aksoy

[GooD aNd EvıL]

Çan
kaynıyor kabında zamanın
...sıhatini yitirmiş ruhlar
bir bayram sabahı çıldırıyor
..çan kulesindeki zangoçlar
her şey ama her şey buzul çağı
...ve o ısının kurulmuş gölgesi
bitsin diyor günaha esriyiş
lakin dönüyor dünya
......altında ruhlar
Ahmet Aksoy

[GooD aNd EvıL]

Çare Yok
Aklıma sis çökmüş
İki adım ötesini görmez olmuş
Dolu son bahar bulutlarına Dönmüş gözlerim
Yağmurlarla yarışır olmuş
Bir kış gecesi ayazında donmuş yüreğim
Ve bir ayyaş kimsesizliğindeyim

Geçmez olmuş saatler
Acılar gölgesinde düşünceler
Vakit ne kadar hızlı geçerse
Çile de o kadar çabuk biter
Zamandan bir pranga vurulmuş ayaklarıma
Çare yok kurtuluşa acıdan başka.
Ahmet Aksoy

[GooD aNd EvıL]

Çaresiz Çağrılan
Çaresiz çağırışlar çağrılana
Gelmeyişler çağrılandan
Mutluluklar mutsuzluktan
Mutsuzluklar mutluluktan
Yağmurlar buluttan
Bulutlar buhardan
Buhar sudan
Ben sendenim sen benden
Beni sensiz bırakan sen
Çaresiz çağrılan.
Ahmet Aksoy

[GooD aNd EvıL]

Çaresizlerin Oyunu
Biz seninle canım
Ortak iki ülkenin
Ortak olduğu düşmanlıklarında
Ortak karasularında buluştuk

Bir düşmanlıktı bize kalan
İki ayrı ülkenin atalarından
Ne sen beni tanıyabilirdin
Ne de ben seni canım

Her aşk gibiydi aslında
Bizim aşkımız da zordu
Kavuşulması için, ölümse ölüm
Aşkın ikilemiydi bizi birleştiren.

Sen kendi toprağından
Salmıştın bir gece
Kendini serin sularına Ege’nin
Ve kaybetmiştin kendini denizde

Aşk buya ben de aynı gece
Yenilmiştim hayata
Aynı karasularından sana yabancı ülkemin.
Buluşmamızda böyle oldu zaten



Aynı gece ölerek
Yazıldık aynı kaderin oyununa
İki kişilik bir oyundu
O gece oynanan

Adı ölenlerin aşkıydı
İki kişi gerekiyordu
İki umutsuz gerekiyordu
Bu aşk oyunu için

Biri sen oldun biri ben
Ortak düşmanlığın
Ortak sularıydı bizi buluşturan
Ve ortak aşkıydı çaresizlerin

Ve şimdi düşünüyorum da
Bu sahil kasabasında
Ben bu gece ölsem
Yine aşk için

Sende yalnız olduğun sahilde
Bir gece daha ölür müsün
Çaresiz bir aşkla ve biz yine
Ortak oyunda buluşur muyuz bir kez daha.
Ahmet Aksoy

[GooD aNd EvıL]

Çatışkı
.........Rainer Marie Rilke' ye

cüretkar ruhların cesareti
.........cehennem sıcağı
.................cennet serinliği
ey olgunluğun
...................en derin yeri
sen neden yadsırsın
..................varlığının
........................güzelliğini.
Ahmet Aksoy