Pınar Koç

[GooD aNd EvıL]

Neler gizli bir bilsen! ! !

Bir yaşlı bedende artık,
Sana karşı olan bütün güzel duygularım…
Ağırlaşan göz kapaklarımın altında
Neler gizli bir bilsen? ? ?
Belki de yorgun kalbim
Senin için son kez çarpıyor…
Uzun zaman mı oldu gerçekten
İnanmak istemiyorum…
Seni görmediğim saatler toplamına
Saatler eklensin istemiyorum…
Meçhul ayrılığımızı yaşamak istemiyorum
Her gün dakika, dakika…
Bedenimle birlikte yüreğim de dayanmıyor artık
Bu zavallı kimsesiz acılara…
Kalbim dursun istiyorum artık
Bu yaşlı bedenimde…
Sonsuza dek kapanacak olan
Göz kapaklarımın altında
Neler gizli bir bilsen…

28.05.2002 04:45

[GooD aNd EvıL]

Nerdeydin? ? ?

NERDEYDİN? ? ?


Soğuk bir kış gecesinde kalmış ruhum
Ve
Alev sıcaklığındaki ellerin,
Benliğimin,en derinlerinde
Sorgusuz sualsiz gezinirken;
Ben sadece...
Ben sadece kimsesiz sokak kedileri gibiyim...
Uçurumların kenarında
Veya
Karlar arasında yeşeren bir çiçek olsam...
Kimi ilgilendirir
Veya
Kim ilgilenir donmuşluğumla...!
Soğuk bir kış gecesinde kalmış ruhum
Ve
Ve sadece ben
Üşüyorum...
Kor rengindeki gözlerin
Sadece içimi ısıtırken,
Kimseyi ilgilendirmeyen
Veya kimsenin ilgilenmediği
Donmuşluğumda,
Soruyorum
NERDEYDİN?
Ağlayan gözlerimde
Aradığım gözlerin,
Sadece göz yaşlarıma dokunan
Bomboş ellerim,
Kimseye göstermediğim kırık kalbim
Ve
Ve kimseyi ilgilendirmeyen
Donmuş duygularımda,
Soruyorum;
NERDEYDİN? ? ? ...

27.9.2002 23:35
Cuma

uğurböceği

[GooD aNd EvıL]

Nerelerde

Nerelerde olduğunu bilmediğim günlerde
Gözlerim yollarda asılı kalır durur
Ağlamaktan göz yaşlarım tükenir kurur.
Beklerim seni bir sabahtan bir sabaha
Anlatamam belki duygularımı kimseye
İçimde kalır durur;
Ağlamaktan göz yaşlarım tükenir kurur.
Bir bahar saklarsın zannederdim içinde
İçindeki baharda kurur sonbahar olur.
Beklerim seni bir bahardan bir bahara
Belki bir ilkbahar olur,belki bir sonbahar…
Sonbaharda kurumuş yapraklar dökülür durur
Ağlamaktan göz yaşlarım tükenir kurur.
Dalgalı denizlerde içimde balıklar susuzluktan ölür;
Yosun tutmuş deniz taşları gibi sular durulur
Ağlamaktan göz yaşlarım tükenir kurur…



27-8-01
pazartesi
12:35 k.s.o

[GooD aNd EvıL]

Nöbetlerimin sensizlik nöbetleri........

Hep nöbet çıkışlarında kaybettim seni….
Ya uykusuzluğa mahkum düşüncelerim vurdu beni
Ya da bilmem neyin nesi.....
Bir adım bile atamamışken
Yüreğimdeki sevginin yolunda
Koşanları seyretmek bana düştü hep
Ve hep kaldırımlardan baktım gelip geçene
Ayağımı yola attığım her seferde
Kara dumanlı bir kamyon gibi,
Geçmişim çarptı hep beni
Ve ben
Hep nöbet çıkışlarında kaybettim seni…………..
Şimdi sensizliğin soğuk nöbetlerinde
Geçmeyen saatleri
Ve
Hiç olmayan sabahları bekliyorum……
Bu çaresiz nöbet hiç bitmeyecek biliyorum,
Yalnızlığa mahkum uykusuzluklarım ve ben
Güneşin bir daha hiç doğmayacağını
Kara bulutların göğü kaplamasından
Seziyorum……..
Tutamadığım dilimle ve
Mazoşist kalbim yanlış sezgileriyle
Hep nöbet çıkışlarında kaybettim seni…….

05.02.2006 16:05

[GooD aNd EvıL]

Olmadı...

Son kez yandım sularında,
Limanlarında yaşayamadım son kez…
Kaç defa denedim ölmeyi,
Ellerimde kaldı kızıl hançerlerim,
Resimlerinle yaşayacaktım
Olmadı…

28.02.2002 20:45

[GooD aNd EvıL]

Oy Gitti...

Karartma *******indeyim artık!
Veya dipsiz bir kuyuya atılan,
Bir çakıl taşı...
Unutulmuşluğumun son haddindeyim,
Kurumuş hazan yapraklarının sarısında...
Kalbimin derin,sessiz çığlıklarında
Belki son bir atım
Son bir nefes...
Kader desem,kader değil!
Yaşlı kadınların,gözyaşı olmayan ağıtlarında,
Sadece bir cümleydi beklide,
Unutulmuşluğum;
‘OY GİTTİ...’
Karartma *******indeyim artık,
Veya dipsiz bir kuyuya atılan
Bir çakıl taşı...

26.9.2002 23:00

[GooD aNd EvıL]

Oy kurbanam ben sana

Nasılda mahpushane duvarları gibi çöktü özlemin içime
Nasıl sindi kokun,küflü soğuk yatağıma!
Parmaklıklarım ellerin kadar narin ama;
Nasılda kapatmışsın o ellerini yüzüne,
Ağladığını görmeyeyim diye...
Yazık,
Yazık ki,o ince parmaklarını aşıp,
Gözyaşlarını öpemiyorum...
Kader diyelim,
Sadece kader...
Kavuşmak bir başka baharaymış!
Ayrılığı koynumda bir yılan gibi beslemişim,
Özlemini yüreğimde korkmadan taşımışım,korkmadan!
Vuslat demişim ağlayan *******imde
Sadece vuslat...
Oy kurbanam ben sana!
Güneşli günler bizim zannederdim,
Umutlar bizim,yarınlar bizim...
Kendi elimizle geçirmişiz ilmeği boynumuza,
Kendimizi asmışız,defalarca yürek acısıyla...
Gümbürtüleri duyulmuş sonra çatlak seslerin,
Hasretmiş,özlemmiş,
Sevdalanmak,sevmekmiş...
Onlar da ne ki?
Aşk neymiş ki?
Kimmiş ki?
Kim kaybetmiş,kim bulmuş ki?
Artık yanar yürekler hasret acısıyla;
Kavuşmakta neymiş ki,belki öte dünyada...
Oy kurbanam ben sana! ...
Sen o engin dağlarından,seller indirme yanaklarına!
Sen yanma,
Sen ağlama!
Ben ikimiz yerine,
Yağlı ilmeği geçiririm boynuma...
Güneşli günler seni bekliyor,
Şimdi daha yakın,yakın yaklaştıkça..
Şimdi gökyüzü daha mavi,
Yeşiller,daha yeşil....
Olmalı ömrün boyuca...
Oy kurbanam ben sana,
Oy kurbanam....
Nasılda mahpushane duvarları gibi
Çöktü özlemin içime...
Oy kurbanam,canım kurban benim sana.......
13.9.2002 21:15 uğurböceği

[GooD aNd EvıL]

Öleyim mi? ?

ÖLEYİM Mİ…?
Çiçek topraktan ayrılır mı,
Veya balık sudan? ? ?
Ben ayrıldım sadece can damarımdan…
Öleyim mi istiyorsun,
Veya can mı çekişeyim balıklar gibi…
Yıldızlar gökyüzünden kopabilir mi?
Veya anne yavrusundan! ! !
Sadece ben koparıldım
Ateşböceğimden,
Öleyim mi! ! !

10.02.2002 20:45

[GooD aNd EvıL]

Ölü İnsanlar...

Dışarıda kar havası var,
Bulutlar gökyüzünü alev renginde sarıyor,
Ne geceye benziyor,
Nede gündüze…
Dışarıda kar havası var,
Dışarısı kan kokuyor…!
Duman duman bulutların arkasından,
Kızıllıkları aşarak bir koku geliyor…
Senin kokun..
İçime çekiyorum,
Ve bir daha nefes vermiyorum…
Kızıl gökyüzünde seni görüyorum,
Gözlerimi bir daha kırpmıyorum,
Ellerimi uzatıyorum,
Ve seni tutuyorum…
Ve bir daha bırakmıyorum…
Tenini tenimde hissediyorum,
Sımsıkı sarıyorum,
Çözmüyorum kollarımı…!
Ölü insanlar nefes alamaz,
Göremez,
Ölü insanlar dokunamaz,hissedemez
Biliyor muydun? ? ?
Dışarıda kar havası var….!

27.11.94 19:58

[GooD aNd EvıL]

Ölümdür.........

Ölüm dür,
İki dörtlük arasında sıkışıp gömülen.
Martılar gagaları arasında
Mutluluğu alıp götürürken,
Rüzgarlardır,
Savrularak gelen acı polenlerini
Memleket memleket gezdiren…….
Ölümdür,
Bağlamanın iki teli arasında inleyen.
Ve nice bir zulümdür,
İnsanı küçücük dünyasında mimleyen…………
Bir ati için minik bir yürek,
Sebepsiz acılar çekerken,
Belkide umutsuz bir gülümseyiştir
İnsanları hüzünleriyle benimseyen….
Ölümdür,
İki dudak arasından süzülüp gelen.
Umursamadan yürek acıtıp,
Saplanıp kalbe iki kez dönen…
Belkide ilgilenmeden artık hayatla,
Kötü bir madalyonun iki yüzünü birden gören….
Ölümdür,
Gerçektir belkide,
İki hayat arasında kitapsızca sevilen….....

03.05.06