![]()  | 
	
| 		
			
			 | 
		#1721 | 
| 
			
			
			
			 Aşmış Üye 
			![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007 
				Konum: İstanbul 
				
				
					Mesajlar: 50,907
 
				
				Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts 
Üye No: 43266
 
				İtibar Gücü: 12116  
Rep Puanı : 59275  
Rep Derecesi :   
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek 
				 | 
	
	
	
	
		
			
			 Temel'in kayıt cihazına aldığı notlardan alıntılar   
		
	
		
		
		
		
		
	
	1. gün: Fare uzun süre labirentin içinde dolandı ama peyniri bulamadı . -- İç güdüleri zayıf. 3. gün: Negatif. Sadece labirenti değil, odanın hemen her yerini aradı; tüm dolapları, çekmeceleri, kavanozları karıştırdı. Hatta bir tablonun arkasına ve ceplerime bile baktı. -- Bu fare tam bir salak. 7. gün: En ufak bir ilerleme yok.Artık arama isteğini bile kaybetti, telefonla köşedeki büfeden iki karışık tost,bir ayran istemiş. -- Zekadan böylesine yoksun oluşu deneylerimde yol almamı önlüyor. 18. gün: Zamanla becerilerini geliştirmesi lazımdı,ama sıfır! Bursa'dan aradı, "kaygılanmamamı, peyniri bulacağını" söyledi. Ona gittikçe peynirden uzaklaştığını anlatmaya çalıştım, ama dinlemedi. -- Ciddi zeka problemi! 74. gün: Umutsuzluğa kapılıyorum; fare, henüz bir zeka belirtisi gösteremedi. En son Tibet'ten aradı, hayatın anlamı gibisinden birşey bulduğunu söyledi. Ama peyniri bulamamış ve artık umrunda da değilmiş. -- Aptal hayvan! Hayallerimden ve kariyerimden geriye küflü peynirler kaldı. 93.gün: Labirentin içine koymayı unuttuğum içinfarenin peyniri bulamadığını farkettim.  | 
| 
		 | 
	
	
	
		
		
		
		
			 
		
		
		
		
		
		
			
			
		
	 | 
| 		
			
			 | 
		#1722 | 
| 
			
			
			
			 Aşmış Üye 
			![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007 
				Konum: İstanbul 
				
				
					Mesajlar: 50,907
 
				
				Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts 
Üye No: 43266
 
				İtibar Gücü: 12116  
Rep Puanı : 59275  
Rep Derecesi :   
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek 
				 | 
	
	
	
	
		
			
			 rakı ve almanlar  
		
	
		
		
		
		
		
	
	Karl ve Hans, Türklerin neden bu kadar rakıya düşkün olduklarını ve içerken ne hissettiklerini merak etmektedirler. Konuyu araştırmak için İstanbul’a gelirler. Bir meyhane seçerek içeri girerler. Acemice etrafa bakındıktan sonra bir masaya oturarak yan masadakilerin söylediklerinin aynısını sipariş ederler. İlk kadehler bittikten sonra Hans Karl’a sorar; Ne hissediyorsun? Daha bir şey anlamadım. Devam edelim. İkinci kadehten sonra Karl, Hans’a; Nasıl gidiyor. Değişiklik var mı? Hiçbir şey yok. Devam edelim. Mezeler eşliğinde bir-iki kadeh daha içildikten sonra Hans tekrar sorar; Ne hissediyorsun? Karl ağırlaşan göz kapaklarını ağır ağır açarak; Boşver şimdi ne hissettiğimi Hans, ne olacak bu Almanya’nın hâli?  | 
| 
		 | 
	
	
	
		
		
		
		
			 
		
		
		
		
		
		
			
			
		
	 | 
| 		
			
			 | 
		#1723 | 
| 
			
			
			
			 Aşmış Üye 
			![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007 
				Konum: İstanbul 
				
				
					Mesajlar: 50,907
 
				
				Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts 
Üye No: 43266
 
				İtibar Gücü: 12116  
Rep Puanı : 59275  
Rep Derecesi :   
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek 
				 | 
	
	
	
	
		
			
			 Bir matematikçi,bir muhasebeci ve bir ekonomist aynı  işe başvurular.Görüşmeci matematikçiye sorar:”İki kere iki kaç  eder?” 
		
	
		
		
		
		
		
	
	Matematikçi cevap verir:”Dört” Görüşmeci sorar:”Kesin dört mü?” Matematikçi kendinden emin cevaplar:”evet kesin dört”. Matematikçi çıkar ve ekonomist odaya girer. Bu sefer görüşmeci aynı soruyu ekonomiste yöneltir. Ekonomist yanıtlar:”Yüzde 10 aşağı veya yukarı oynayabilir, ama ortalama dört eder!” Ekonomist de çıkar, muhasebeci odaya girer, aynı soru ona sorulur. Muhasebeci ayağa kalkar, kapıyı kilitler, panjurları indirir ve görüşmeciye yaklaşarak sorar:”Kaç etsin istersiniz!”  | 
| 
		 | 
	
	
	
		
		
		
		
			 
		
		
		
		
		
		
			
			
		
	 | 
| 		
			
			 | 
		#1724 | 
| 
			
			
			
			 Aşmış Üye 
			![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007 
				Konum: İstanbul 
				
				
					Mesajlar: 50,907
 
				
				Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts 
Üye No: 43266
 
				İtibar Gücü: 12116  
Rep Puanı : 59275  
Rep Derecesi :   
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek 
				 | 
	
	
	
	
		
			
			 Nihayet Mars'a insanli ilk uzay ucusu gerceklesir ve  uzay araci gezegenin yuzeyine yumusak inis yapar. Gorevli astronot disari cikar  ve atmosfer yapisini kontrol eder. Aa, Mars'ta da soluk almaya elverisli bir  atmosfer vardir. Uzay elbisesini ve basligini cikarir.. Ormanlarla cevrili  yemyesil bir vadidir burasi...  
		
	
		
		
		
		
		
	
	Bir muddet yurudukten sonra, cayirin ortasinda beyaz citlerle cevrilmis cok sirin bir ev gorur. On kapiya yonelir ve kapinin acik oldugunu farkedince iceri suzulur. Kulak kabartinca, mutfak tarafindan sesler geldigini farkeder, seslerin geldigi tarafa dogru ilerler. Su ise bak! Astronotun daha once hic gormedigi guzellikte sarisin bir kadin ocagin basinda durmus elindeki kepceyle bir kazani karistirmaktadir. Kadin kepceyle karistirdikca kazandan fokurtular ve buharlar yukselmektedir. Durumu bir muddet seyreden astronot nihayet konusmaya baslar: - "Merhaba Marsli... Ben dunyadan geliyorum.. Sen ne yapiyorsun burada boyle?" Kadin ona dogru doner ve gulumser: - "Merhaba dunyali.. Mars'a hosgeldin.. Gordugun gibi ben burada bebek yapiyorum.." - "Ne? bebek mi yapiyorsun ? Nasil yani?" - "Bak gor.." der kadin ve kazani karistirmaya devam eder... Nihayet fokurtular iyice yukselince kadin kepceyi kazana son bir kez daldirir ve kazanin icinden bir bebek cikarir.. Anlasilan Marslilar bu sekilde bebek yapmaktadirlar. - "Cok sasirtici..ama biz dunyada bebekleri boyle yapmayiz...." der astronot Kadin - "Oyle mi?" Peki dunyada bebekler nasil yapiliyor?" diye sorunca astranotun gozleri parlar: - "Gel yatak odasina gidelim ,sana dunyada nasil yapildigini gostereyim.."Yarim saatlik muthis bir deneyimden sonra astranot arkasina yaslanip sigarasini yakinca Marsli kadin saskin bakislarla sorar: - "Eee, hani bebek nerde?" - "Ohooo.. bebegin gelmesi dokuz ay alir...." der astronot... - "Eee, kasigi niye cikardin o zaman? Karistirmaya devam etsene.."  | 
| 
		 | 
	
	
	
		
		
		
		
			 
		
		
		
		
		
		
			
			
		
	 | 
| 		
			
			 | 
		#1725 | 
| 
			
			
			
			 Aşmış Üye 
			![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007 
				Konum: İstanbul 
				
				
					Mesajlar: 50,907
 
				
				Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts 
Üye No: 43266
 
				İtibar Gücü: 12116  
Rep Puanı : 59275  
Rep Derecesi :   
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek 
				 | 
	
	
	
	
		
			
			 köylünün biri ineğini satmaya şehre götürmeye karar  vermiş. köyden çıkmış yüyüyerek otoyola inmiş. otostop çekmiş bir arabayı  durdurmuş. aracın şöförüne benişehre kadar götürürmüsün demiş.  
		
	
		
		
		
		
		
	
	şöför götürürüm ama inek ne olacak demiş. köylü : onu arabanın arkasına bağlarız yavaş yavaş gelir , demiş tamam demiş şöför ve ineği aracın arkasına bağlamışlar ve yavaş yavaş yola koyulmuşlar. bir müddet sonra şöför biraz eğlenelim diye geçirmiş içinden ve aracın gaz pedalına basmaya başlamış. aracı 2.vitese almış. hız :25 km bakmış inek peşinden geliyor biraz daha basmış gaza 3.vites hız 40 inek yine rahat rahat geliyor. 4.vitese çıkmış ama kızmayada başlamış. hız olmuş 70 inekte tık yok yine geliyor. iyice sinirlenmiş 5.vitese atmış 100 km.yi geçmiş aracın hızı. dikiz aynasından ineğe bakmış, ineğin dili dışarı da olduğunu görünce pişkin pişkin köylüye dönmüş " senin inek yoruldu galiba demiş " köylü geriye dönüp ineğe bakmış, sonrada şöföre dönmüş ve şöförü bitiren sözü söylemiş " yorulmadı seni sollayacak sinyal veriyor "  | 
| 
		 | 
	
	
	
		
		
		
		
			 
		
		
		
		
		
		
			
			
		
	 | 
| 		
			
			 | 
		#1726 | 
| 
			
			
			
			 Aşmış Üye 
			![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007 
				Konum: İstanbul 
				
				
					Mesajlar: 50,907
 
				
				Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts 
Üye No: 43266
 
				İtibar Gücü: 12116  
Rep Puanı : 59275  
Rep Derecesi :   
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek 
				 | 
	
	
	
	
		
			
			 Bir kadının bir süreliğine is seyahati için  İngiltere ye gitmesi gerekmektedir. Kadının kocası esini havaalanına kadar  götürür. Karisi: - "Teşekkür ederim kocacığım, senin için İngiltere den ne  getirmemi istersin?" diye sorar. Adam güler ve yanıtlar: - "Bir İngiliz kızı  istiyorum hayatim..." Kadın sessiz bir şekilde kocasından ayrılır ve yola çıkar.  2 hafta sonra adam karisini tekrar hava alanından almaya gider ve sorar: -  "Hayatim gezin nasıldı?" Karisi: - "Teşekkür ederim hayatim çok güzeldi." Adam:  - "Peki hediyem nerde?" Kadın: - "Ne hediyesi?" Adam: - "Hani bir İngiliz kız  istemiştim ya..." Kadın: - "Haa hatırladım, evet elimden geleni yaptım, simdi  biraz beklememiz lazım kız olup olmayacağını görmek için... !!!!"  
		
	
		
		
		
		
		
	
	 | 
| 
		 | 
	
	
	
		
		
		
		
			 
		
		
		
		
		
		
			
			
		
	 | 
| 		
			
			 | 
		#1727 | 
| 
			
			
			
			 Aşmış Üye 
			![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007 
				Konum: İstanbul 
				
				
					Mesajlar: 50,907
 
				
				Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts 
Üye No: 43266
 
				İtibar Gücü: 12116  
Rep Puanı : 59275  
Rep Derecesi :   
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek 
				 | 
	
	
	
	
		
			
			 Mehmet Bey köpeğinin tasmasından tutmuş yolda  giderken, hoşlanmadığı bir komşusuyla karşılaştı. Komşu sordu: 
		
	
		
		
		
		
		
	
	- Bu eşekle nereye gidiyorsun? - Yahu bu köpek be, diye tersledi Mehmet Bey. Köpekle eşeği birbirinden ayıramıyor musun? Komşu aldırışsız: - Ben köpekle konuşuyorum. Sen ne diye söze karışıyorsun?       ![]()  | 
| 
		 | 
	
	
	
		
		
		
		
			 
		
		
		
		
		
		
			
			
		
	 | 
| 		
			
			 | 
		#1728 | 
| 
			
			
			
			 Aşmış Üye 
			![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007 
				Konum: İstanbul 
				
				
					Mesajlar: 50,907
 
				
				Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts 
Üye No: 43266
 
				İtibar Gücü: 12116  
Rep Puanı : 59275  
Rep Derecesi :   
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek 
				 | 
	
	
	
	
		
			
			 Bir gün padişah Nasreddin Hoca' ya sormuş.  
		
	
		
		
		
		
		
	
	Hocam ben ölünce cennete mi gideceğim yoksa cehenneme mi, söyle bakayım? demiş. Hoca padişahtan korkmadan : -Cehenneme gidersiniz padişahım? demiş. Padişahın sinirden sakalları titremiş. Bu durumu gören Hoca : -Kızmayın padişahım ben aslında size cennete gidersiniz diyecektim fakat sizin cellatlarınızın kılıçlarıyla ölen suçsuz kişilerden cennet dolup taşmış.Bu yüzden cennete sığmazsınız diye cehenneme gidersiniz dedim, demiş. ![]()  | 
| 
		 | 
	
	
	
		
		
		
		
			 
		
		
		
		
		
		
			
			
		
	 | 
| 		
			
			 | 
		#1729 | 
| 
			
			
			
			 Aşmış Üye 
			![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007 
				Konum: İstanbul 
				
				
					Mesajlar: 50,907
 
				
				Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts 
Üye No: 43266
 
				İtibar Gücü: 12116  
Rep Puanı : 59275  
Rep Derecesi :   
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek 
				 | 
	
	
	
	
		
			
			 ir gün Nasrettin Hoca pazara giderken çocuklar  etrafını almışlar. Hepsi birer düdük ısmarlamış, ama para veren  olmamış. 
		
	
		
		
		
		
		
	
	Hoca çocukların tümüne olumlu cevap vermiş: - Peki, olur... Çocuklardan yalnız biri, elinde para olduğu halde, Hoca'ya şunları söylemiş: - Şu parayla bana bir düdük getirir misin ? Hoca akşama doğru pazardan dönmüş. Yolunu bekleyen çocuklar hemen Hoca'nın etrafını sararak düdüklerini istemişler. Nasrettin Hoca, cebinden bir düdük çıkarıp kendisine para veren çocuğa uzatmış. Ötekileri bağırmaya başlamışlar: - Ya bizim düdükler nerede ? Hoca'nın cevabı kısa ve anlamlı olmuş: - Parayı veren düdüğü çalar.  | 
| 
		 | 
	
	
	
		
		
		
		
			 
		
		
		
		
		
		
			
			
		
	 | 
| 		
			
			 | 
		#1730 | 
| 
			
			
			
			 Aşmış Üye 
			![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007 
				Konum: İstanbul 
				
				
					Mesajlar: 50,907
 
				
				Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts 
Üye No: 43266
 
				İtibar Gücü: 12116  
Rep Puanı : 59275  
Rep Derecesi :   
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek 
				 | 
	
	
	
	
		
			
			  Hoca’nın kadılık yaptığı sıralarda bir  adam gelmiş:-Hoca efendi demiş,size bir şey danışacağım. -Buyrun sorun. Demiş Hoca, adam sözünü sürdürmüş: -Geçen gün , komşuların size ait olduğunu söyledikleri bir inek, tarlada bizim ineğin karnını vurup öldürmüş. Şimdi ne yapmam gerek? Hoca , sakallarını sıvazlayıp bir an düşündükten sonra : -Hayvan bu, demiş, dava edecek değilsin ya!.. -Teşekkür ederim kadı efendi. -Sahibinin de bu işte suçu yok;ne bilsin böyle olacağını? Adamın yüzü gülmüş, tekrar söze başlamadan önce: -Kusura bakma kadı efendi, demin ben bir yanlışlık yaptım, ölen inek benimki değil, seninki imiş. Hoca , yerinden doğrulup: -Bak demiş, şimdi iş değişti. O halde verin raftaki kara kaplı kitabı da hele bir bakalım! ...     ![]()  | 
| 
		 | 
	
	
	
		
		
		
		
			 
		
		
		
		
		
		
			
			
		
	 | 
		
		![]() ![]()  | 
		
	
		
| Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
| Konu Araçları | |
| Görünüm Modları | |
		
  | 
	
		 |