![]() |
![]() |
#31 |
Administrator
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2005
Mesajlar: 8,106
Teşekkür Etme: 20 Thanked 155 Times in 28 Posts
Üye No: 1
İtibar Gücü: 70000
Rep Puanı : 434913
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet :
Ünvan : Admin
|
![]() Tik Bozukluğu
Bir kas grubundaki istemsiz, yineleyici hareketlerdir. En sık görülenleri göz kırpma, dudak oynatma, kaş kaldırma gibi yüz tikleridir. Boyunda, omuzda, gövde, kol ve bacaklarda da görülebilir. Boğaz temizleme ve öksürük şeklinde de ortaya çıkabilir. Büyük çoğunluğu çocukluk ve ergenlikte başlar.İleri yaşlarda başladığıda olur. Tipik hareketler olduğundan kolay tanınırlar ama öbür nörolojik istemsiz hareketlerden ayırmak için bir doktora başvurulmalıdır. Tiklerin önemli bir bölümü kendiliğinden geçer. Belirgin bir tedavisi yoktur. Antianksiyete ilaçlar ve haloperidol bir çok olguda yararlı olur. Aileye danışmanlık verilebilir, tiki olana ise davranış tedavisi uygulanabilir.Tikler karşısında yapılacak en saçma şey yapma demektir (ki bu en sık yapılan şeylerden biridir). Tik istemsiz bir harekettir, yapanı da sıkıntıya sokmaktadır, kişi istemediği halde bu hareketi yapmaktadır. Konuya yapma diye yaklaşmak olsa olsa gerilimi artıracağından tikleri azdırır. Tikler hafif boyuttaysa ve önemsenmezse genellikle kendiliğinden geçer. Görünür bir tiki görünmeyecek bir kas grubundaki (örneğin ayaklar) bir tike dönüştütürmekte kişilerin çoğu kendi kendilerine buldukları bir yöntemdir ki, işe yarar. Beş altı aydan uzun sürmüşse ve/veya şiddetli boyuttaysa bir psikiyatri uzmanına başvurulmalıdır. |
![]() |
![]() |
![]() |
#32 |
Administrator
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2005
Mesajlar: 8,106
Teşekkür Etme: 20 Thanked 155 Times in 28 Posts
Üye No: 1
İtibar Gücü: 70000
Rep Puanı : 434913
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet :
Ünvan : Admin
|
![]() Tiyestes Kompleksi
Babayla kız çocuğu arasındaki cinsel birleşme eğilimi. Tıpkı Öidipus kompleksinde anayla oğul arasındaki (Öidipus-Jokaste) eğilim gibi. Tiyestes kompleksi deyimi ilk kez 1943 de N. N. Dracoulides adlı bir uzman tarafından Atriden araştırmaları sırasında kullanılmıştır. |
![]() |
![]() |
![]() |
#33 |
Administrator
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2005
Mesajlar: 8,106
Teşekkür Etme: 20 Thanked 155 Times in 28 Posts
Üye No: 1
İtibar Gücü: 70000
Rep Puanı : 434913
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet :
Ünvan : Admin
|
![]() Travma
Travma, genel anlamda, bir kişinin maruz kaldığı ve psikolojik dengesini bozan bir olay olarak tanımlanabilir. Travma yaşayan birey, duygusal olarak derinden etkilenmektedir. Psikanalitik açıdan travma, entegre edilemeyen, özümsenemeyen ağır bir olay anlamında kullanılmakta ve Freud travmalara, fantazmatik bir nitelik yüklemektedir. Travma, bireylerin psikolojik direnç ya da toparlanma (resilience) kapasitelerine göre kolay ya da zor başa çıkılan bir yara olarak yaşanmaktadır. |
![]() |
![]() |
![]() |
#34 |
Administrator
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2005
Mesajlar: 8,106
Teşekkür Etme: 20 Thanked 155 Times in 28 Posts
Üye No: 1
İtibar Gücü: 70000
Rep Puanı : 434913
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet :
Ünvan : Admin
|
![]() Utanma Duygusu
Larousse'a göre, cinsel bir anlam taşıyan şeylere karşı duyulan endişe ve korku duygusudur. Fakat utanma duygusu çoğunlukla cinsel bir anlam taşımayan gizlilik, ihtiyatlılık ve edeplilik duygularını da içerir. Ünlü cinsel bilim adamı Havelöck Ellis 1907 yılında cinsel içgüdü ve utanma duygularının işleyin! anlatan bir yazı dizisi yayımlamıştı. Daha sonra Max Scheler Ellis'in, hayvanlarda da utanma duygusunun var olduğu yolundaki düşüncelerini çürüttü ve utanmanın yalnız insana özgü bir duygu olduğunu ortaya koydu. İnsan olmayan hiç bir canlı utanç duymaz, tüm tehlikelere karşı insana özgü değerler taşıyan korunma ve karşı koyma iç güdülerini bilemez. Utanma duygusu incelenirken gövdesel ve ruhsal utanma duygularının birbirinden ayrılması gerekir. Normal gelişme durumunda olan canlılarda cinsel utanma duygusu ilk çocukluk yıllarında uyanır. Cinsel utanma duygusunun üç işleyiş şekli vardır: — Cinsel içgüdülerin oluşmasında, libido'nun düzenlenmesinde önemli bir rol oynar, kişiyi özcinsellikten kurtarır ve eş seçimi için gerekli bir öğedir. — Cinsel içgüdülerin doyurulmasını kişinin olgunlaştığı döneme kadar geciktirir yani diğer bir anlatımla bilinçli aşkın kaynağını meydana getirir. — Cinsel utanma duygusu —cinsel içgüdülerin şekillenmesinden sonra— cinsel birleşmeyi bir gerçek amaç olarak gören fahişeliği, düşüncenin cinsel organlara ve konulara saplanmasını önler. Kişiyi bir oranda içgüdü zayıflıklarından korur. Kişinin utanma duygusu, içinde bulunduğu toplumun değer ölçülerine göre şekillenir. |
![]() |
![]() |
![]() |
#35 |
Administrator
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2005
Mesajlar: 8,106
Teşekkür Etme: 20 Thanked 155 Times in 28 Posts
Üye No: 1
İtibar Gücü: 70000
Rep Puanı : 434913
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet :
Ünvan : Admin
|
![]() Üstünlük Kompleksi
Adler'e göre üstünlük kompleksi "insan olarak kendini aşağı görmek ve buna dayanarak daha yüksek hedeflere ulaşmak demektir". Bu söz giderilmiş, tedavi edilmiş eski bir aşağılık kompleksinin sonucudur. Üstünlük kompleksinin en önemli belirtisi tanrıya benzeme hevesidir. (Tanrıya benzeme yönelişi) Genel bir açıdan bakılırsa Adler'in görüşü tüm insanların karakteristik özelliği olan üstün olma isteğini (zorlamasını) ruhsal yaşamın püf noktası olarak ele almaktadır. |
![]() |
![]() |
![]() |
#36 |
Administrator
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2005
Mesajlar: 8,106
Teşekkür Etme: 20 Thanked 155 Times in 28 Posts
Üye No: 1
İtibar Gücü: 70000
Rep Puanı : 434913
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet :
Ünvan : Admin
|
![]() Yalnızlık
Sosyal psikologlar yalnızlığı, yalnız olma şeklinde değil, kendini yalnız hissetme anlamında kavramsallaştırmaktadır. Herhangi bir kişinin, yaşamının belirli bir anında ve belirli bir süre isteyerek diğer insanlardan uzaklaşması türündeki soyutlanmalar, bu tanıma dahil değildir. Yalnızlık istenmeyen, fakat acı veren bir sübjektif yaşantıdır. Bu çerçevede iki tür yalnızlık ayırdedilebilir. Birincisi, kişinin, diğer insanlarla çevrelenmiş olmakla birlikte, kendisi ile diğerleri arasında aşılmaz bir uçurum görmesine dayanan 'varoluşsal yalnızlık'tır, bu yalnızlık, ölüm ve yaşam karşısında duyulan derin ve başkaları tarafından yok edilemeyen kaygıyla sıkıdan ilişkili bir yalnızlıktır. Diğeri, kişinin, sosyal ilişkilerini nicelik ve nitelik bakımından yeterli görmemesi halinde hissettiği 'kişilerarası yalnızlık'tır; bu yalnızlık, kişinin belirli bir süre içinde diğerleriyle arzu ettiği düzeyde ilişki kuramamast ve bu bakımdan kendini kapasitesiz, yeteneksiz veya beceriksiz görmesi halinde hissettiği yalnızlıktır. Ayrıca bir kişinin, diğerleriyle özel, mahrem ilişkiler kuramaması halinde hissettiği 'duygusal yalnızlık' ve diğerleri tarafından reddedilme, istenmeme, itilme ve bir gruba ait olmama duygularının eşlik ettiği 'sosyal yalnızlık'tan söz edilebilir. |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 6 (0 üye ve 6 misafir) | |
Konu Araçları | |
Görünüm Modları | |
|
|