www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee  

Geri Git   www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee > Adult (+18) Yetişkinlere Özel > Adult eski arşiv

CevaplaCevapla
 
Konu Araçları Görünüm Modları
Old 07-25-2008, 08:12 AM   #1
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57920
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Plesanta ve Sevdadaşı Temizdir
Apostol'la Altı Yüz Yetmiş Beşinci Sayfa

1/:
Şahbazım, şahım,
Bunalmış yalnızlıklarında burnun sıkıldı mı hiç?
Hırsla omuzla belleğini ve anımsa...
Herkese yetecektir aşk, adalet üzre dağılsa,
Şeffaf yaratıkların mantıksız dükkanlarında.
Ancak bu bir talep meselesidir ki,
İki kere iki dört etmez çoğu zaman.
***
Zorla belleğini ve gerdeğini anımsa...
Sabah akşam arası bir yağlı sosistir zifaf,
Bu kadar sevgi var aslında arzın pandorasında,
Ve her gecenin döşünde bir Pal sokağı çocuğu,
Ve gökkuşağına göz koyan Karındeşen bir adam,
Caak ismiyle maruf...
***
Dalıp giden birisi görürsen aşka,
Ya da derin sularına felsefeyi işrakın mirzam,
Siyah ve beyazı iki kardeş say,
Ama inanma ateş ve barutun ittifakına.
Unutur katiyetle doğum acısın,
Yesyeni bir bahri ummana dalan şrak,
Değil mi ki buralar da okyanuslardan artık,
Ve akarsuların detercanlı ayağıdır.
Öyle ise temiz sayılır,
Tüm plesantalar ve sevdadaşları...
2/:
Böyle bir hikayet benimkisi hepi topu:
Yarı canlı zombilerdi gelenler. Apostol başta biraz zorluk çıkarıyorsa da... Bunun anlamsız olduğunu anlayınca vazgeçiyordu. Açıyordu gümrük kapılarını. Uysal uysal yürümeye başlıyordu Atlas cebellerini aşan filler. Yüzünde yara izi olan Sibirya stepleri: 'Uslu durursan bu işin aslını bile çözeriz! ' diyordu genç komüniste. O ise: 'Uslu duracağımı garanti edemem.' der gibiydi. Ve başını sallıyordu Bozoklu Celal. Kırılıyordu semah ehli. Ardından Çaldıran. Knezlerin başı telaşe. Her işe Sibir karı karışıyordu.
3/:
Ve ey aşk ve şiir sever ins-ü cin ehli...
Tam böyle bir hikayetti ki benimkisi de,
Gerçekten öte zomhayalden beri de bir şey işte:
Kadehime doldurduğum sizdiniz sayın ki,
Ve bilcümle tarihtekilerin ismiydi tek tek,
İçiyordum anasını satıyım şiir kişneyerek...
***
Eğer ki kabulse mirzadem,
Geçelim mi şu bizim tarihi Yozgati’ye?
Böyle bir hikayet demiştik ya benimkisi de işte.
'Lan barba ikiletme de doldur,” diye diye,
Bir sekerat-ı şiir dileniyordum.
“Şıradan olsun itin ölümü, atın ölümü şeytan suyundan...'
Ardından kevser içmeye ve gazel yazmaya duruyordum.
Şiir burada tek cinayet teskiniyetiydi neticede.


Ahmet Yozgat
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 07-25-2008, 08:12 AM   #2
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57920
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Polarisi Gösteren Manyetik Parmak
Apostol'la Bin Altı Yüz Birinci Sayfaya Dibace

1/:
Şehbenderim,
Sanadır bu yazılanlar her devirde,
Mesela Nebelungen destanının haşiyesinde...
Duy ve inan yüreğinin diğer yarısına,
Zorlayarak da olsa tüm duygularını ay yar...
Anlıyor musun senin ilk sözcüklerinle konuşan dili,
Bidayette kendi konuştuğun lisanını ya da Baalbek’de.
Şimdi tara saçlarını mülki coğrafyalardan yana,
Ve bir dilek tut zaman çeşmesinin sularına banarak,
Her daim polarisi gösteren manyetik parmağını.
Darağacındaki son anının üstüne Yasin okut,
Kuşlar gibi özgürlüğe aşık ol hiç bilmeden,
Eğer ki konacaksan düşlerinin düzüne çırp kanatlarını,
Ama onca özgürlüğün saçaklarına yalnız sen konamazsın,
Bin bir gecede anka, Süleyman’da hüdhüd olsan da...
Belki yanıbaşında bir başka turaç...
Ha? ... Ne dersin?
Bana benzeyen güvercinler uçarsa yörüngende,
Suçlama bulutları sel getiren yağmurların ardından...
Ben özüm gibi bilirim ki,
Gökyüzünün mavimtırak dili barışa sadakatle bağlıdır,
Ak elleri dosttur her zaman yakın yıldızların,
Allah seni inandırsın...
Ancak uzaklardaki güneşler ne düşünür insan üstüne?
Bilemem. Daha tanışmadı yüreğim hiç birisiyle...
Tiryaki tuzaklar vadilerin suskunluğuna kurulur,
Suların üzerine burulur girdapları ıslak öfkenin,
Ve her şey kuşlar içindir bulutlarla arz arasında,
Dikenli bir tel gerilirse ay’dan Ağrı dağına,
Nasıl ulaşırız yüreğin hududundan birbirimize?
Hep bunu düşünürüm...
Bir cevşen askısı çizer kalbimin açıortay sınırını,
Sınırda bir gönül göğünür,
Bir Mecnun dövünür saçı yellerde...
Haydi arala ayalarını be mirzam umuduna,
Kelimelerin çığlıklarıdır duaların gizli dili,
Hançerenden çıkan her nefes bin bir ses olursa şahım,
Dinleyenin ivmelenir türkünü...
2/:
Derim ki bu da kabulse mirzadem,
Geçelim mi sen ne dersin tarihi Yozgati’ye?
Bir kristal hikayete dalalım. Alalım hayal tarihinden dört on altılık bir allegratto... Otto bir Alleman derebeyi ki az ötesinde Galya’nın. Onun ve diğerlerinin canı da içmek istiyordu anlaşılan benim gibi kevseri şiir. Kibir Napolyon’a hastı ya... O da bizim Apostol'un zıbarıklar hanesinin yolunu sürüyordu Otto peşinde. Yarı yolda rastladığı bir Kılıçaslan... Ardından bie Eyyubi... Ve ölüm kararlarını adrese teslim eden posta dağıtıcısı. Onun üniformasına bakıp polis sanarak kaçıyordu Latin çapulcuları. Postacı bu sonuçta adresler şahı. Veriyordu Apostol’un eşkalini Otto’ya. Bin süvari, bin yaya... Dayanıyordu kapıya. Yine iş düşüyordu ben yoksula...
'Lan barba ikiletme de doldur,” diyordum.
Kuzey şırasından olsun töton itin ölümü,
Kadana atın ölümü şeytan suyundan...'
Kadehime doldurduğum bir zırh, üç beş kılıç kırığı,
Ve hayal satıcı firavunların artığı Süveyş suyu,
Kırmızı piramit kiremitleriydi...
Ve ey şiir ve aşk sever agamoğulları...
Böyle bir hikayetti benimkisi de işte,
Ardından kevser içmeye ve gazel yazmaya duruyordum,
Şiir burada tek teskiniyetti...


Ahmet Yozgat
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 07-25-2008, 08:13 AM   #3
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57920
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Portakal Kokan Dadal Türküsü
Apostol'la Yüz Birinci Sayfanın Dibacesine Ek

1/:
Şahbaz şahım,
Sanadır yazılanlar bütün cönklerde...
Elleri çöl torağı gibi yarık mecnunlar,
Ve çukurova gibi portakal kokan Dadal,
Ya bir yavuklunun izlerine basarak uzaklaşır,
Ya da takılıp bir yıldıza kuyruk olarak...
Ama herhalükarda şiire yakınlaşır.
***
Çorak ve nasırlı parmakların yazdığı duygu,
Ve de yakasız mintanıyla Emrahlar diyarının,
Dudakları dört kere dört olan leb değmez ustaları,
Nakaratı iki büklüm olan herkes anlar beni,
Ve kayalara halı dokuyan su delisi adamı...
El sıkışırdı ya bağlamanın karlı steplerinde,
Sıcak türkülere verilen demir çarıklı ayaklar,
Ve ak üstüne kara yazılı bayraklar çekilirdi.
İşte şimdi hisli bir seferberliğin emirberiyiz biz de,
Namluların ucunda yuva kuran bir öksüz güvercin gibi,
Teslim edilmişken cöngümüzün son sayfası yavuklumuza,
El eşiğinde yuvarlak bir taşa tüneyerek,
Ve açarak avuçlarımızı altı kere altı,
Ayalar öksüz kalmaz şafak boynu büküklüğünde,
Yuvarlanır mavi heyulanın hırçın burçlarından,
Safir bir yuvanın Kaşıkçı iriliğindeki yumurtası.
Ve takvim kucaklar gün be gün yüreğimizi,
Gönlüne dolu yağar uçurumun kıyısındaki haziranın,
Belki buluğa erer ilk gününde ilkbahar,
Yar ilk kez duyar kendi sesini...
2/:
Ve ey şiir ve ışk ve aşk sever altanoğulları...
Böyle bir hikayet benimkisi de işte,
İlk tarihteki en son sahifede,
Elleri ıslık cebinde,
Islığı berduş yellerin dilinde,
Sekiz kere sekize katlayarak bildik notaları,
Yeniçeri ortalarının adedince darbe,
Ve yürek adedince sevda cülusu.
***
'Lan barba nedir ki arzumuz senden? Su...
Doğrusu burulur dimağım bu cimriliğe bakıp,
Akıp dururken yol boylarında şeker pınarları...
Haydi arzuları ikiletme de doldur,
Şıradan olsun itin ölümü, atın ölümü şeytan suyundan...'
Diyordum ya tek çıkar yol olarak yolun sonunda...
Ardından kevser içmeye geliyordu sıra,
Ve gazel yazmaya cinayet öncesi.
Şiirse burada tek teskiniyetiydi.
3/:
Kabulse mirzadem haydi toparlan,
Geçelim mi artık tarihi Yozgati’ye ne dersin?
4/:
Ve ey aşk ve şiir sever can-ü cin ehli...
İşte şöyle bir hikayettir ki benimkisi hayalinizin artığı:
Meyhane yaratığı Apostol: Bak diyordu. Bakıyordum. Al diyordu. Alıyordum. İç diyordu. İçiyordum. Kadehime doldurduğum son zemherinin koynunda tadılmış sımsıcak arzularımdı...
***
Böyle bir hikayet benimkisi de dedim ya başta. Her barışta tarihi tekrardan diziyordum. Beynim kurşuni huruf mezarlığı. Mavi bir nazarlığı bürünmüştüm matrislerime. Kasvetliydim yine de. Çünkü dertliydim bu meyhanede olmaktan. Apost’a yamaklıktan. Aralanan kapıdan savaşlar ceryan yapıyordu. Ben cengaver nezlesiydim. Donkişot sıtmasına tutulmuştum belki de. Çünkü Deştikebir’de kum aksırıyordum. Oysa o sarışın deryadan sorunsuz olarak geçen ünlüler kervanı rastladığı çocuklara: 'Meyhane sahibini çağırın bakalım! ' diyordu. Çocuklardan biri: 'Bab' diye haykırıyordu. Ben diğer bab’a geçiyordum. Ve içiyordum anasını satıyım...


Ahmet Yozgat
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 07-25-2008, 08:13 AM   #4
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57920
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Sarhoşlar da Gitti Sonunda Meyhaneden
Apostol'la Doksan İkinci Buçuk Sayfanın Derkenarı

1/:

Şahım,
Şimdi yalnızlığımızla koyun koyunayız,
Flu kasveti içen sarhoşlar da gitti meyhaneden,
Aşktan yorulmuş bir prensesin yurduna,
*******in yorgun ve kısık sesini unutarak...
Belki sen de gelecektin bir gün diyarı sevdalara,
Gidenlerin ardından süklüm püklüm...
Ama bir şey olmayacaktı arta kalan,
Şiir ve aşka dair be mirzam.
2/:
Sen ağlamasan da gözün ifrazıdır yaş ve akar,
İşte bundandır anıların ıslak olması.
Yıldızlar gelmeden ben de kalkıp gitsem,
Belki de gölgem benimle koşulmaz yolculuğa,
Bekler seni ve sana dair hükümranlığı.
Zaten kasveti içen sarhoşlar da gitti meyhaneden.
***
Yani mirzam sorarım hep kendime ki,
Hayaller saklanır mı dersin yine dünden yarına,
Gerçekten, düşler de başlar şimdi orta yerinde zamanın,
Ki o düşler orta yeri kırmızı yeşillikler diyarıdır,
Ol nedenle yarılır en olmadık zamanında aşkın.
Şaşkın muhayyilemle aranırım anıların ortak paydasını,
Ve bu arsız *******i ben,
Bilmem kaç kere ayazlarla günahkar,
Ve nikahlı görürüm ellerimi,
Yüreğimi ise ihanete zorlar kolaycı düşünceler.
Zaten kasveti içen sarhoşlar da meyhaneden gittiler.
***
Bundan sonrası şiirin,
Bir harici gazeldir ki ılır ve akar.


Ahmet Yozgat
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 07-25-2008, 08:13 AM   #5
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57920
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Sevgi Yeşil Olur Derler Ama İnanmam
Apostol'la Beş Yüz On Altıncı Sayfaya Haşiye

1/:
Şehbenderim,
Şahım, şahbazım...
Ölü bir mevsim gibiyiz ömrümüzün bu sektöründe,
Aşıkız ama yapayalnız...
Yazılır bahtımız kargacık burgacık işaretlerle,
Bir nötr sahtiyan parçasına.
Hissiz taşlara hisli damgalar vurulur,
Doğunca kader sayfaları kitabın sarı ufkundan.
Zamansız sevmelerin dürülür de kaşları,
Yüzünden akar ya zamanın salise ırmakları,
Yaşadığımız her zavallı anının,
Yırtılır teslimiyetin ozon tabakaları...
Yüreğinde ürettiğin her şey dost sanma şahım,
Karabasanlarda mekan tutar sevdalı yürekleri.
Süzülürken ovalara kaçırdığımız aşk fırsatları,
Deryada dibe bırakır yoksul kürekleri.
Av üstüne uçmanın hafifliğini şahine sormak gerek,
Ve zavallı çavuşkuşuna ise şiirin naifliğini,
Sorarsan anlarsın dünya kaç bucaktır ancak,
İşte tarlalardan da boy atar korkuluk çatalları,
Ürkütmek için mülteci sevdaları.
Sevgi yeşil olur derler ama inanma,
Yeşil olan zamansız mart tarlalarıdır,
Ki bir erken ayaza kesilesi kıl kuyruk olur,
Duyulur ardından nisanın hıçkırıkları...
2/:
Demem o ki kabulse mirzadem,
Geçelim mi alayıvala ile tarihi Yozgati’ye?
Şöyle bir hikayettir benimkisi de:
Ay ılık. Kalkık bir kaş. Ve derin bir fikrin teorik dibi... Luter vadisi kalabalık ki zırh gibi. Ve yuvarlak işaretler salip diyarında. Salkım saçak bir yürüyüş inanç reformunun arkasından. Kalvin’se deryanın karşı yakasından bakıp bakıp gülüyordu o anda. Apostol ise adımlarını geniş geniş açıp bir an önce meyhanenin bu coğrafyasından uzaklaşmak isteyen şişko miçosuna bir fıçı tarih dersi daha getirmesini söylüyordu. 'Öyle ya biz ne yazacağız? ' mı diyesim geliyordu ne? Şiir dizeleri bayat bayat ama tıpkı çürük yumurta gibi kokuyordu nedense. Bense şimdilik 'Doldur bir mariya sultan! ' deyip kopile, aklıma eseni yazıyordum anasını satıyım. Kadehime doldurduğum rönesanstan artakalandı. Ve erken bir savaş dönüşünün derin ohuydu. Reformların şokuydu...
***
Ve ey şiir ve aşk ve ışık sever ademoğulları...
Böyle bir hikayet benimkisi de işte,
Her dikişte bir gazel yarısı,
Ve bir mersiye dibi her silkinişte....
***
'Lan barba ikiletme de doldur,
Şıradan olsun itin ölümü, atın ölümü şeytan suyundan...'
Diyordum ya tek çıkar yol olarak güzergahın sonunda...
Ardından iştah ile kevser içmeye,
Ve burarak damağımı laleli gazel yazmaya duruyordum.
Çünkü şiir burada tek uhunetti.


Ahmet Yozgat
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 07-25-2008, 08:13 AM   #6
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57920
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Sırlı Türküleri Çalan Birinci Haramidir
Apostol'la Altmış Üçüncü Sayfaya Dibace Eki

1/:
Bağdat diye bir beldede ey şahım,
Leylü vü mecnuninin boynu bükük memnusu
Yeknesak bir bozlağa takılı kaldığımız arzular,
Ve çağlar üstünde tüten özlem dukhanı,
Kırık birçok notanın yaslı vadisidir...
Ve sırlı türküleri çalan bir harami duygudur,
Başımızda üfüldeyen kavak nefesi...
***
Dizlerimin üstünde,
İsli çıraların sürmeli gözlerinden akşam üstleri,
Nazlı sufi nazarlardan bakarak,
Banarak yüreğimin kırmızı gayyasına,
Yaza durduğum bu betik ise mirzam...
Mızrabıdır aşka çağrı bağlamasının...
Ve sırlı türküleri çalan bir harami duygudur,
Sevdaların saklandığı sırlı yüreklerin derunundaki gizem...
2/:
İşte orada düğümlenir kirpiğimiz karanlığın diline,
Oysa bizi bekleyen tuzak,
Ve uzak bir sevgilinin sol anahtarıdır,
Yürek kapımızda arandığımız ebcet,
Zamansa kaçkın sevdaların aktığı deredir,
O andır ki atların meşin torbalarındaki sır,
Uzak bir menzile taşınmanın telaşındadır.
Ve sırlı türküleri çalan bir harami duygudur,
Yedi yol çatında aşk adamını bekleyen kırım.
O an sana menzile teke tek ermek kalır,
Altın huruf ile iz düşmek gümüşü yapraklara,
Ve kapılara destursuz dalmak...
3/:
Bana ise içi yanık
Ve ardıç kokulu destanlar kalır.
Ve sırlı türküleri çalan bir harami duygu...
2/:
Karanlıkta olur her ne olursa,
Yabani yüreklerde kılavuzumuzdur dediğimiz yıldız,
Ve sırrımızı diyebileceğimiz herkes,
O dırahşan tacın bile elden ele dolaşır...
Ve sırlı türküleri çalan bir harami duygudur,
Işıkları koynuna hapseden baronoğlu...
***
O an bize bile bile katranlarda erimek kalır,
Çelik huruf ile iz düşmek kırmızı savaşlara,
Ve mezarlara destursuz dalmak...
Sana ise içi acar kahraman,
Ve lotus kokulu kadim destanlarda er olmak kalır.


Ahmet Yozgat
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 07-25-2008, 08:13 AM   #7
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57920
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Şaraba ve Aşka Vurmakta Yüreğim
Apostol'la Doksan Birinci Buçuk Sayfa Dibacesi

1/:
Zamanın durduğu yerdeydik ya,
Anımsarsanız...
Apost, sözde azize olan eşi ve ben...
Ayrıyeten,
Burası bir isli arasat yar hanesi idi ya hani,
Yani haddi hesabı yoktu giren çıkanın flu aleme.
Hata ettim hattı hesabı yok dedim de,
Ben bir ledün ve cifir bilir hesapdardım aslında,
Tarih düşmekteydim hesabı ebcet ile,
Şiir ile envanterini çıkarmadaydım vaktoğullarının.
Ve sıkıntıdan patlamaktaydım.
Kevsere ve şaraba vurmaktaydım bedenimi,
Ve yüreğimi ise baldırana sarılı hüzne.
Kadehime doldurduğum salt ipekten elemimdi...
Ardından içmeye ve yazmaya durdum.
Ve ey şiir sever ademoğulları...
2/:
Ve ey aşk ve şiir sever ins-ü cin ehli...
İşte böyle bir hikayettir ki benimkisi meta hayal:
Tarihi yeniden oyuyordum organik falçatam ile. Ellerim kızıl yörüngeli yıldız kesiğiydi kozmik bir atölyede. Az ötede dar ağaçları kuruluyordu iştah ile. Bir de yetmiş Yedikule kara Ali'sinin bronz korkutuculuğu. Bir zaman ötesi Vandalının kanlı maşlakası gibi bürünmüştüm ya izlediklerimi... Yüreğimi bir engereğe mi satıyordum? Ya da tuzu bala mı katıyordum insanlığımı hiçe sayarak? Ama sonuçta ben de salaş bir meyhanedeydim. Olacaktı bu kadar.
3/:
Böyle bir hikayet benimkisi hepi topu:
Bakıyordum arada bir Apostol'a iğrenerek.
Apost gidisi sarımsak geğirerek kendi kendine bir şeyler yapıyordu üstünkörü. Ama Aşkelon kalesinin eteklerinde her şey ciddiyet içinde... Orayı geçince bir harp meydanı... Kan ve kılıç yani... Ve kızıl köpekler harbiden boğuşuyorlardı kılıç kınında. Anında bin cinayet... Nihayet ben de bir mide taşıyordum. Ve şimdilik içiyordum zamandan süzülen kötürüm ve Selahattin savaşının artakalan acılarını.
***
Ve ey şiir sever adamoğulları...
Böyle bir hikayetti benimkisi herhangi bir tarihte:
Yani yazıyor ve içiyordum anasını satıyım.
2/: Bitince kupamdaki şiir artığım:
'Lan barba' diyordum varsağı ağzıyla,
'Bir daha ikiletme de doldur,
Şapır şapır şıradan olsun itin ölümü,
Arap atın ölümü kızgın şeytan ve ateş suyundan...'


Ahmet Yozgat
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 07-25-2008, 08:13 AM   #8
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57920
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Şeytan Start Alıyordu
Apostol'la Üç Buçukuncu Sayfanın Dibacesi

1/:
Şöyle bir rivayettir bizimkisi:
Şeytan start alıyordu.
Ve sonunda onun tetikçisi de düşüyordu bakınız mey evine. Peşindeki de Azzazil'di kesin olarak. Daha sonra gelenlerse meyhaney-i barbaya bin ana ve bin oğul... Ve İki bin ağıt sesiydi... Ayı derisi urbalı Tötonlar'ın son mahareti şaşılacak bir oyundu. Asimetrik ama uyumluydu.
2/:
Şöyle bir rivayettir bizimkisi:
Şeytan start alıyordu.
Kutsal ruhunu inanlılara verişini de anlatıyordu kralların. Put satıcısı Lardestek meshedilmiş oluyordu bu arada. İşte o da geliyordu şiire. Eskilerin dediği gibiydi her şey. Ve işte... Gözün aydın olsun ey insanlık! Geleceğini önceden haber verdikleri kurtarıcı kral... Yamalı bohçalar gibi bir coğrafya...
3/:
Şöyle bir rivayettir bizimkisi:
Şeytan start alıyordu.
Başkahin için kolaydı tabi yıldızlarla demlenmek. Kadim zamanların divitçisi yazıyordu olacak olanları. Bir, iki, üç... Yazılanların inanlısı vecd halindeydi. Karalanmış kağıtların lordu Opdaselam ise hünsa cinsin fahişesine ilenen kişinin ta kendisiydi. Hünsa cinsin fahişesi zil ve şal karmaşasıyla ortalıktaydı. Onun karşıtı yoktu buralarda.
4/:
Şöyle bir rivayettir bizimkisi:
Şeytan start alıyordu.
Bulutların saçlarını tarayan tarakdara karşı koyan kimse ise olmasa da olurdu kanımca. Dünyanın ilk günlerinde insanlık biraz sefil sayılıyordu anlayacağınız. Kadim bahtların divitçisine karşı koymak üzere masonik bir tarikat kuruluyordu son anda...
Şeytan start alıyordu.
5/:
Sen, upuzak ve 80 x 160'lık bir haritada,
Coğrafi bir ışıktın say ki,
Zihni çevren ve şakağında kurulu yurtlar yıldıza keserdi,
Ve tüm şemsikamerler yüz çevirir ve sabaha küserdi,
Bana hüznün kız kardeşi,
Sana da elemli *******in yarısı kalırdı.
Yani tarih güzeli,
Burası ölülerin son durağıydı,
Tabii ki şiirin ilk istasyonu...
***
'Lan barba ikiletme de doldur,
Şıradan olsun itin ölümü,
Atın ölümü şeytan suyundan...'
Diyordu fakir...
Ardından içmeye ve yazmaya duruyordu.


Ahmet Yozgat
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 07-25-2008, 08:13 AM   #9
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57920
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Şiir Bir Kervandır Düzde de Yürür Rampada da
Apostol'la Atmış Beşinci Sayfanın Kaynakça Eki

1/:
Arazlı arzı arama zebercetim,
Kaldır bakışlarını rengin en uçuk mavisine,
Yitik bir ulusun “hu”ları ışıkla yarıştadır şimdi,
Belki de Sidre’ye yakın bir nur ırmağında,
Kumruların mine dilleriyle yarışta...
***
Allianz ellerinden şiirler dökülen o zebercet dağlar,
Ki bir zamanlar çok gazeller yazdım ben de onlara,
Yamaçlarında retorik kasırga,
Rakımlarında sufi matemat olsun diye.
Oldu da...
Buz ve buhar rengine zebun etti felek gözlerimizi,
Ellerimizi mumyaladı keskin kayalar.
Buzlu camları hohlayalım birlikte gelin uşaklar,
Çünkü şiir bir kervandır ki düzde yürür de,
Rampada omuz atmak gerekir kar yağdığında.
Eski sevdaları tozlarından temizleyen dikenli eller,
Ki öpülür ve konur baş üzre,
Zira biz de böyle görmedik mi büyüklerimizden?
Çölde azdığımızda develerimizden kan sağıp,
Su diye içmedik mi?
İşte bundandır Mecnunla kan kardeşliğimiz bizim,
Leyla ile sevdadaşlığımızsa mirzam,
Mecnunla olan kan kardeşliğimizdendir...
2/:
Ve ey şiir ve kansever affanoğulları...
Böyle bir hikayetti benimkisi de,
Sayın ki herhangi bir tarihte sizin coğrafyada:
Ol nedenle genital bir coğrafi bölgenin deltasını çiziyordu kumlara mecnun. Bir ucunu Aşkelonlu sarışının eline veriyordu çarnaçar. Haramiler gök demire bürünmüş... Kervan yürümüş diyar-ı Şam’dan. Aman demeden daha. Sabaha karşı kesilmiş yolu şah damarından. Ve şimdi buradalardı bilcümle tarih kotarıcıları. 'Yürüt şimdi.' diyordu Kostantinapol'ün önünde piknik yapan delikanlı mühendise gemileri gösterip genç Mehmet ikinci. Kinci bir adam değildi ki o. İntikam almak yerine yürütüyordu kervanı. Önce kervancı başının canı kumlarda. Sonra da diğer yolcuların. Kanları sızıyordu içeri camdan. Bir yandan içiyordum ben ilhamımı höpürdeterek. Diğer yandan ağıt yakıyordum. Oy oy diyerek...
***
Apost duvar gibi bir yüzle badana yapıyordu gelenleri,
Seferleri bir cenuba yönlendiriyordu,
Bir manga da şimal illerine.
Belliydi kimin nereye gideceği,
Ya ateş yurduna morarmış bedenleriyle caniler,
Veya gül diyarına...
Bana da:
'Lan barba ikiletme de doldur,” demek düşüyordu.
Şira yıldızının ışığından olsun itin ölümü
Azgın atın ölümü mutlaka şeytan suyundan...'
Şiir mi?
Her bir şeyin sırası var,
Karıştırmayın albızları işlere,
Acele edip de...


Ahmet Yozgat
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 07-25-2008, 08:13 AM   #10
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57920
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Şiir Şehvet ve Cinayet Teskiniyetidir
Apostol'la Yüz Üçüncü Sayfa Dibacesi

1/:
İşte o an bu andır dostlar...
Ufukların dili ol nedenle yalanır,
Akşamın kızıl gurubunu iştahlanarak.
Dağlar üzre gezense şimdi bir majik Buhutanlıdır,
Şamballa’da yitirdiği hayallerini arar boşuna,
Cenneti tehdit eden ivme,
Volkanik ateşse eğer Himalayalara boşa yağar kar,
Bilin ki gayyayı teskin eden o ateşinde bir lisanı var,
O ateş ki zulmün Arapça'sıdır yedi lehçede birden,
Ağlayan can ve ağız dolusu kusan kinse,
Adaletin naif duvarını şişleyen de bir aşık şahtır,
Ne bir sufi dervişi anlar yaşama dair unutturulan gerçeği,
Ve ol koygun *******de ah ile sabahlayan mistik ne de.
Çünkü ne kama keser seni şahım çölde koşturuyorsan deveni,
Ne de acıtır Yemeni cenbelleler yiğit yüreğindekini.
O ki mistik bir yanılsamadır seraptır ya da,
Karada kocaman deniz,
Deniz de küçücük bir kara parçası.
İşte biz topuğumuzu ancak oraya basanlardanız...
2/:
Ey aşk ve şiir sever ins-ü cin ehli...
İşte böyle bir hikayettir ki benimkisi de,
Söyleyen için meta hayaldir ama ya işiten için:
3/:
Apostol'un yeri son kırımın ertesindeydi. İçeri Atilla girmişti. Ve demişti ki: “Kalkın ayağa lan tarih gafilleri! ” Elleri Slav kanı... Yanı yöresi Bulgar, Kuman, Kun, Hungar, Hazar, İskit, Avar ve bilcümle Altınordu... Ancak bizimki bu gece kaçıktı dinine kadar. Ne Bulgar ya da ne vulgar iplediği vardı bu döneminde Ortaçağın. Benimse şiir ve kevserden başkası söndüremezdi sol kürek yangınımı. Sağ küreğim de romatizma vurgunuydu. Ol nedenle yakı vuruyordum her kuşlukta muson diyarına uzanıp. Kadehime doldurduğumsa bu gün tasalı karaciğerimdi... Ama sek sevmezdim. Bu nedenle gevezeydim...
4/:
'Can barba ikiletme de doldur,” diyordum her dem olduğunca.
Sek şıradan olsun kara itin ölümü, kır atın ölümü ise şeytan suyundan...'
İşte böyle böyle diyordu ya fakir, aslında bu da tek çıkar yoldu yolun sonunda, Önü ateş, ardı kara ve küflü kuburdu...
Ardından kevser içmeye ve gazel yazmaya durdu.
Şiir burada tek ilaç ve cinayet teskiniyetiydi çünkü.
Bu günkü şiir bundan ibaret,
Yani alana bir ibretti...


Ahmet Yozgat
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
CevaplaCevapla


Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir)
 
Konu Araçları
Görünüm Modları

Yayınlama Kuralları
Yeni konu açamazsınız
Cevap gönderemezsiniz
Eklenti ekleyemezsiniz
Mesajlarınızı düzenleyemezsiniz

Kodlama is Açık
Smilies are Açık
[IMG] code is Açık
HTML code is Kapalı


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 06:45 PM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.