|  | 
|  04-01-2009, 06:04 PM | #631 | 
| Aşmış Üye  Üyelik Tarihi: Aug 2007 Konum: İstanbul 
					Mesajlar: 281,268
 Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts 
Üye No: 44033
 İtibar Gücü: 57930 Rep Puanı : 34658 Rep Derecesi :             Cinsiyet : Erkek |   Yürekte bir kırlangıç uçurum ellerimde aklıma sarp yamaçların gelir birdenbire uçurumu gökyüzüne kaldırırım, dağlar olur. dağlarımda kekik kokar, menekşeler açar dilimde düşülecek hasretten korku, akar ha babam akar. eğer öleceksem şimdi derim, dağlar gibi ölmeliyim doğmadan üzerime bir başka bahar …. bir yudum su gibiydi dudaklarım, güneş yanığı kırlangıç kuşu uçar içerimde mevsim eylüldür, göç yollarımda kılavuzdur bir kaçağın tuttuğu aynadan güneş düşer kanadına nasıl aydınlık olur anlatamam, anlatmaya çalışsam da şimdi bütün kapılarının tutulma zamanıdır yüreğimin beynimde kan deposu, giriş çıkış yasaklanmış artık hiç yararı olmaz ki düşündüklerimin … namlunun içinde son mermi, bir ileri bir geri gece vurur *******imin içine kırlangıç, kanadını son kez çırparken yüreğimde geceyi gökyüzünden koparsam, günü yakalayamadan. boşluklarımda susuverse karanlıklar, çığlıksız. olmuyor desem çıkarsam başımı dışarı, yuvarlanıp düşeceğim uçurumun tam dibinde ve ellerinden en uzak kendi halimde ve anlatılmamış bir ölüm gibi öleceğim … isyan beynimden taşmış, yollarım yaprak denizi ve sen, düşlerimde inat mahmuzu sürer gibi atını dört nala üzerime bu mağaranın yazılmamış duvarlarında okunmamış çizgiler yarının tarihine boş satırlar olup düşmesinler şimdi yanmakta son çobanın ateşi en derin vadilerde körebesi soyunmalar gibi bir kavalın nefesinde, dinle bak, ilk yaprakların sesi bu sevişirken sabah esintisiyle … fırtınalar bile bilmiyor ki şimdi nerede saklanıyorum Cevat Çeştepe | 
|   |   | 
|  04-01-2009, 06:04 PM | #632 | 
| Aşmış Üye  Üyelik Tarihi: Aug 2007 Konum: İstanbul 
					Mesajlar: 281,268
 Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts 
Üye No: 44033
 İtibar Gücü: 57930 Rep Puanı : 34658 Rep Derecesi :             Cinsiyet : Erkek |   Zamana ait cinayetler hamuru cam kırıklarıyla harmanlı ince dilimli taze ekmek. yer sabah kahvaltısı masası ve takvimlerin ilk günü. “masanın altında yatıyor ince uzun bir ölü. ilk seyrettiğimiz filmden kalma iyi hatırlıyoruz o yakışıklı aktörü.” benim bir yanım deli rüzgar diğer yanımdan bir başka rüzgar eser çocukluk meyhanelerimde kalmayım kötü havalardayım. sanıyorum ki; avuçlarımda sıktığım her yürek dokulu el kokusu aynı baharın ilk açan dalı olacak. benim bir yanım limansız gemi diğer yanımda geminin en uzun direği dilimizde o bildik İstanbul türküsü aşıkların yüreği meselesi anlıyorum ki; peşine takıldığım her ince belli bir güzel derin çizgili bir yazı olarak bana geri döner. içtiğim her kadeh şarapta biraz daha büyüdüğüm kimsenin bilmediği o danslarla ortalarda döndüğüm çok bana özgü. sonralarının kızıl boyalı yürek yangını ve vurulup düşmek gibi bir akşam üstü. derin çizgili. “masanın altında yatıyor ince uzun bir ölü. ilk seyrettiğimiz filmden kalma iyi hatırlıyoruz o yakışıklı aktörü çok iyi hatırlıyoruz onu öldüren derin çizgileri” Cevat Çeştepe | 
|   |   | 
|  04-01-2009, 06:04 PM | #633 | 
| Aşmış Üye  Üyelik Tarihi: Aug 2007 Konum: İstanbul 
					Mesajlar: 281,268
 Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts 
Üye No: 44033
 İtibar Gücü: 57930 Rep Puanı : 34658 Rep Derecesi :             Cinsiyet : Erkek |   Zamanın altında randevu haydi seni şimdi davet ediyorum. cebimdeki son parayla satın aldım meydandaki saat kulesini. saçımı ellerimle taradım seni onun tam altında bekliyorum. yakamda kırmızı bir karanfil olacak bakma belki ayakkabılarım boyasız yakası kirlidir gömleğimin. ama günü geçmiş bile olsa elimde mutlaka bir gazete olacak. sadece tanımış gibi bir gül yüzüme. küçük adımlar olacağım yanında koluna girmiş yürürken. saçlarını koklarken belli etmeden hiç bakmayacağım inan ki gözlerine. haydi seni şimdi davet ediyorum. uzun ve molasız bir sevda için kuru hayal, uykusuz düşler için. ama yaşamak için be gülüm beraber yürüyebilmek, işte onun için. haydi seni şimdi davet ediyorum. saat kulesinin tam altında bekliyorum | 
|   |   | 
|  04-01-2009, 06:04 PM | #634 | 
| Aşmış Üye  Üyelik Tarihi: Aug 2007 Konum: İstanbul 
					Mesajlar: 281,268
 Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts 
Üye No: 44033
 İtibar Gücü: 57930 Rep Puanı : 34658 Rep Derecesi :             Cinsiyet : Erkek |   Zamanın bulanık geçitlerinde piyanosunun başında sırtından bıçak yemiş bir piyanist: güzel zamanların en seçkin melodileri dolacaktı kulaklarımıza teskere muhteviyatı böyle olsun diyecektik sonraki zamanlara derken rüzgar gibi bir takvim kuşu uçup geçti yanımızdan notasız melodilerin sessizliğini dalgalandırarak kanatlarından şimdi soğuk kesiği yalnızlıklarımızın duman altı zirvelerinde içinden notaları çalınmış melodileri dinliyoruz yetimhane pencerelerinde ……….. yazdığı kitapların tüten dumanında elleri üşüyen bir yazar: gökkuşağına yazılı satır aralarında gezecektik sonsuz öykülerin çocuklarımız isimlerini ezberleyecekti tek tek, kır çiçeklerinin derken şimşek alevi bir karanlık, çakıp gözlerini uçtu havalara içi is kokulu sayfaların anlamsızlığını saplayarak bakışlarımıza şimdi birbirini düğümlemiş yollarımızın açılmaz geçitlerinde silinmiş yazıları silinmez gölgelerinden okuyoruz yoksulluğun ateşlerinde …………. ilk adımlarını attıkları sakin şafakların adını bilmeyen çocuklar: dinlediğimiz ninnileri unuttuk, okuduğumuz kitapların adını da notalar savruldu bir yana, kahramanlarımız düştü sokaklara derken gizli eller giydirdi cümlemizi, öncesi biçilmiş kumaşlar sonrasına kalan zaman kuytusunda kilitli, insanlık sesli çığlıklar şimdi hiç korkmadan tırmandığımız yelkenlerimizin direklerinde rüzgarı doğuran güneşin gözlerinin içine bakıyoruz tüm öğretilenlerin aksine …………… boş gözlerle bakmayı sürdürdükçe gündoğumuna tam kendisini yaşarız günbatımının, yaşadığımızca Cevat Çeştepe | 
|   |   | 
|  04-01-2009, 06:04 PM | #635 | 
| Aşmış Üye  Üyelik Tarihi: Aug 2007 Konum: İstanbul 
					Mesajlar: 281,268
 Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts 
Üye No: 44033
 İtibar Gücü: 57930 Rep Puanı : 34658 Rep Derecesi :             Cinsiyet : Erkek |   Zamanın durduğu an kadranımda hem akrep oldun hem yelkovan. birde gönül köşkümün balkonuna yolunu kaybedip düşen bembeyaz güvercin. işte o zaman, durdu zaman. Cevat Çeştepe | 
|   |   | 
|  04-01-2009, 06:04 PM | #636 | 
| Aşmış Üye  Üyelik Tarihi: Aug 2007 Konum: İstanbul 
					Mesajlar: 281,268
 Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts 
Üye No: 44033
 İtibar Gücü: 57930 Rep Puanı : 34658 Rep Derecesi :             Cinsiyet : Erkek |   Zamanın erken hali her ölüm erken ölümdür denir. her doğum erken doğum değil midir. bugün doğsaydım ben mesela yarın bugünkü ben mi olurdum hala. hiçbir kimsenin avucuna sığmaz, olmayacak fırtınalar üflerdim nefesimden. bugünkü gibi oturduğum yerde ağlamaz yakınmazdım çaresizliğimden. her ölüm erken ölümdür denir. her doğum erken doğum değil midir Cevat Çeştepe | 
|   |   | 
|  04-01-2009, 06:05 PM | #637 | 
| Aşmış Üye  Üyelik Tarihi: Aug 2007 Konum: İstanbul 
					Mesajlar: 281,268
 Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts 
Üye No: 44033
 İtibar Gücü: 57930 Rep Puanı : 34658 Rep Derecesi :             Cinsiyet : Erkek |   Zar sesli, zor sokaklar ben bu sokağı çok iyi tanırım. yaşamım ile ilk kumarımı bu köşe başında oynamıştım, ve onu satın alabileceğim son parayı burada, gene ona kaybetmiştim, şu apartmanın hemen girişindeydi yerim, sırtımı duvara dayamıştım. çok iyi tanırım ben bu sokağı. ilk attığımız zarları, ne kadar dürüst sallamıştık oysa. kaybetmek; demek en baştan bana yazılmıştı yaşayıp öğrendiğim oyun buysa. şimdi nem ve yoğun sis yazıyor, derecelerin göstergelerinde. yakalarım onun için, devamlı yukarı kalkıyor ve bu sebeptendir ellerim devamlı cebimdedir. her soluk verişimde çıkan bu buhar, içimdeki ateşten yükseliyor. oysa tenimde bütün hücreler donuyor biliyorum. çırılçıplak boy fotoğrafımı asıyorum sokak tabelasının üstüne. bir sabunu avuçlarımda koklayacak kadar kirliyim sadece. bu akşam gene buradayım işte. gene gözlerim, bu sokağın kedileri ve köpekleri ile aynı çöp tenekesinde. yaşamımım son kumarını oynayacağım burada yaşamımın kendisi ve gene olabildiğince dürüstlüğüm ile. bu kez sırtını o dayamalı duvara, gene aynı apartmanın aynı kapısında. kaybedecek olan belli, benim nasılsa | 
|   |   | 
|  04-01-2009, 06:05 PM | #638 | 
| Aşmış Üye  Üyelik Tarihi: Aug 2007 Konum: İstanbul 
					Mesajlar: 281,268
 Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts 
Üye No: 44033
 İtibar Gücü: 57930 Rep Puanı : 34658 Rep Derecesi :             Cinsiyet : Erkek |   Zıt Biz seninle olamıyoruz. Ben Arktika’yım, sen Antarktika. İkimizin de elleri buz. Ben doğu’yum, sen batı. Her ip çekme oyununda Ortasından kopartıyoruz halatı. Biz seninle olamıyoruz. Ben katot’um, sen anot. Cevat Çeştepe | 
|   |   | 
|   | 
| Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
| Konu Araçları | |
| Görünüm Modları | |
| 
 |  |