![]() |
![]() |
#1 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57895
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Bilmiyorum ne zaman?
Nasıl ve nerede? Eğer bir gün ölürsem, sakın ağlamayın arkamdan. Zaten dökülen göz yaşlarınız, geri getiremeyecek ki beni. Yazık olacak göz yaşlarınıza, akıp giderken göz pınarlarınızdan. Cenaze törenimi, fazla görkemli yapmaya gerek yok. Zaten param olmadığı için, o da olmayacak,belki. Cenaze namazımı kılarken, soracak sizlere hoca efendi. "Nasıl bilirdiniz bu mevtayı?" İyi insan dı derseniz bu benim için kâfi. Son yolculuğuma çıkarken omuzlarınızda, tabudumun arkasından kaç kişi gelir bilmem. Neyse,bu da önemli değil zaten. Yarım saat,bilemedin bir saat içinde, toprak altına gömersiniz beni. Başucumda Kur'an okurken hoca, son suyumu ibrikle döktükten sonra toprağıma, ruhuma bir Fatiha okuyup ta,döner gelirsiniz evlerinize. Dünya yaşamına devam edersiniz. Mezarı mı mermerle çevirtmeyin. Bir taş dikin baş ucuma kâfi. Bir kaç tane de,yedi veren gül fidesi. Belki bir zaman için,çıkmam akıllarınızdan, ara sıra ziyarete gelirsiniz beni. Sonra,zamanla unutursunuz. Eh,ne de olsa dünya hali. Öldükten sonra unutmuşsunuz çok mu... Zaten,yaşarken hiç bilmediniz ki beni.
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
Konu Araçları | |
Görünüm Modları | |
|
|