![]() |
|
![]() |
#1 |
Forum Kalfası
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2005
Konum: BeyCoast
Mesajlar: 7,003
Teşekkür Etme: 26 Thanked 333 Times in 269 Posts
Üye No: 4853
İtibar Gücü: 3011
Rep Puanı : 16800
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Omurilik hastalarına umut
Kök hücrelerin, omurilik zedelenmesinin neden olduğu felç vakalarının tedavisinde kullanılmasına yönelik araştırmalarda yeni bulgular elde edildiği bildirildi. Kök hücrelerinin aldığı komutları, beynin hareket etmesini istediği herhangi bir bölgeye ulaştırabilen motor nöronlara dönüştürdüğü bildirildi. Uzmanlar, canlı dokuların temel taşı olarak bilinen kök hücrelerin vücuttaki 220 farklı hücreden istenilen herhangi birine dönüşmesinin mümkün olduğunu ifade etti. Yapılan araştırmalarda bilim adamlarının birçok omurilik hastasına umut olacak önemli bir adım attığı vurgulandı. Araştırmalarla birlikte gelinen bu noktadan sonra araştırmayı sürdüren bilim adamlarının bundan sonraki aşamada, bir dizi kimyasal kullanılarak laboratuar ortamında elde edilen bu sinir hücrelerinin vücudun diğer bölümleriyle iletişime geçip geçmeyeceğini deneyecekleri kaydedildi. Öte yandan uzmanlar, birçok omurilik hastasına umut olabilecek bu yeni tedavi yönteminin insanlar üzerinde denenmeye başlamasının uzun zaman alabileceğini de hatırlattı.
__________________
M@D_VIPer Nickten Öte..Bir Markadır... Her Gidişin Bir Dönüşü,Her Bitişin Bir Başlangıcı Vardır..!!! |
![]() |
![]() |
![]() |
#2 |
Forum Kalfası
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2005
Konum: BeyCoast
Mesajlar: 7,003
Teşekkür Etme: 26 Thanked 333 Times in 269 Posts
Üye No: 4853
İtibar Gücü: 3011
Rep Puanı : 16800
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Karın beyazlığına aldanıp yemeyin
BURSA (İHA) - Uzmanlar, dünyada sadece Türk insanına özgü kar yeme alışkanlığına karşı vatandaşları uyardı. İhlas Tıp Merkezi Başhekimi Nebil Öztürk, karın yere inerken havadaki kirliliği de beraberinde getirdiğini, bu bakımdan kar yemenin vücut direncini artırdığı yönündeki bilginin doğru olmadığını söyledi. Öztürk, kar yemenin sağlık açısından son derece sakıncalı olduğunu, havadan yere ininceye kadar taşıdığı mikroplar sebebiyle ciddi hastalıklara yol açabileceğine dikkat çekti. Kar yemeğinin Türk insanına özgü bir alışkanlık olduğunu da dile getiren Öztürk, özellikle çocukların yememeleri gerektiğini vurgulayarak, "Kar taşıdığı mikroplar yüzünden birçok hastalığı da beraberinde getirir. Kar yiyen bir kişilerde vücudu bağışıklık sistemi güçlü olmayanlar üst solunum yolu enfeksiyonları ve bronşit gibi hastalıklarına yakalanabilir. Çocuklarda ise zatürreye bile yol açabilir" dedi.
__________________
M@D_VIPer Nickten Öte..Bir Markadır... Her Gidişin Bir Dönüşü,Her Bitişin Bir Başlangıcı Vardır..!!! |
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
Forum Kalfası
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2005
Konum: BeyCoast
Mesajlar: 7,003
Teşekkür Etme: 26 Thanked 333 Times in 269 Posts
Üye No: 4853
İtibar Gücü: 3011
Rep Puanı : 16800
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Havuçtaki madde kanseri önlüyor
-------------------------------------------------------------------------------- İngiliz ve Danimarkalı bilim adamları, havuçta bulunan bir bileşenin kanserin gelişimini önlemede yardımcı olabileceğini saptadılar. Newcastle Üniversitesi ve Güney Danimarka Üniversitesi bilim adamları, havuçta bulunan ‘falcarinol’ isimli doğal zehirin farelerde kanser gelişimi riskini azalttığını bildirdiler. Araştırmacılar, kanser başlangıç tümörü bulunan 24 laboratuvar faresini üç gruba bölüp hepsine 18 hafta boyunca bir dizi diyet uyguladılar. Yemeklerine falcarinol katılan ve havuçla beslenen iki ayrı gruptaki farelerin kanserli tümörlerinin, üçüncü gruba göre 1/3 oranında daha az gelişim gösterdikleri saptandı. New Castle Üniversitesi’nden Kirsten Brandt, havucun kanser riskini azalttığını daha önceden bildiklerini, fakat, havuçtaki hangi maddenin bu özelliğe sahip olduğunu yeni keşfettiklerini söyledi.
__________________
M@D_VIPer Nickten Öte..Bir Markadır... Her Gidişin Bir Dönüşü,Her Bitişin Bir Başlangıcı Vardır..!!! |
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
Forum Kalfası
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2005
Konum: BeyCoast
Mesajlar: 7,003
Teşekkür Etme: 26 Thanked 333 Times in 269 Posts
Üye No: 4853
İtibar Gücü: 3011
Rep Puanı : 16800
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Mentolün fazlası da zararlı
-------------------------------------------------------------------------------- Solunduğunda ya da krem olarak kullanıldığında serinlik hissi veren mentolün fazlasının sağlık sorunlarına neden olduğu bildirildi. Kış aylarının en önemli hastalıkları arasındaki soğuk algınlığı ve gripte yoğun olarak kullanılan mentol, son yıllarda kağıt mendil, tıraş kreminin yanı sıra, sakız, diş macunu, cilt maskesi, sauna gibi değişik ürünlerde de yaygınlaşmaya başladı. Özellikle saunalardaki buhar odaları ve terleme salonlarında moda haline gelen mentol kürleri, bol miktarda mentol soluyarak, hastalıklardan kurtulmak için yapılıyor. Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak-Burun-Boğaz Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Çağatay Akçalı, soğuk algınlığı ve gribin tedavisinde yaygın olarak kullanılan mentolün tıp dilinde ''esansiyel'' olarak tabir edilen yağlardan oluştuğunu belirtti. Soğuk algınlığında, ABD'de hastaların üçte birinin, Avrupa'da yüzde 40-70'inin alternatif tedavi kullandığını ifade eden Akçalı, ''Alternatif tedavi arasında da ilk sırayı mentol almaktadır'' dedi. Mentolün dozunda alındığında serinlik hissi ve ferahlık sağladığını, burundaki tıkanmayı giderdiğini, ancak fazla kullanımın sağlık sorunlarını da beraberinde getirebileceğine işaret eden Akçalı, ''Mentol fazla kullanıldığında boğazda kuruluğa ve tahrişe neden olur. Tahriş olan bölge de enfeksiyonlara açık hale gelir. Bu nedenle her şeyde olduğu gibi mentolde de aşırıya kaçmamak gerekir'' dedi. Akçalı, yine soğuk algınlığında öksürüğü gidermek için kullanılan ve çoğunluğu mentollü olan pastillerin boğazı yumuşattığını, ancak bunun da fazla alınması halinde boğazda ve ağız içinde kuruluğa yol açabildiğini sözlerine ekledi.
__________________
M@D_VIPer Nickten Öte..Bir Markadır... Her Gidişin Bir Dönüşü,Her Bitişin Bir Başlangıcı Vardır..!!! |
![]() |
![]() |
![]() |
#5 |
Forum Kalfası
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2005
Konum: BeyCoast
Mesajlar: 7,003
Teşekkür Etme: 26 Thanked 333 Times in 269 Posts
Üye No: 4853
İtibar Gücü: 3011
Rep Puanı : 16800
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Kadınlarda idrar kaçırma ve tedavisi
Çoğunlukla orta yaşta görülen bu sorun, bazen zor doğum yapmış vajinada yırtıklar olmuş, pelvis tabanı yırtılmış genç kadınlarda da görülebilir. Hafif, orta ve şiddetli olarak üç şekilde görülebilir. Hafif idrar kaçırma; öksürme, hapşırma, gülme ve ıkınma gibi karın içi basıncının arttığı durumlarda görülür. Orta derecede; merdiven çıkma, yürüme ve ayağa kalkma gibi durumlarda ortaya çıkabilir. İleri derecede ise seyrek de olsa ayaktayken bile eforsuz idrar kaçırma vardır. Şikayetin derecesine göre tedavi planlanır. Örneğin, hafif idrar kaçırma vakalarında önce mesane ve pelvis tabanı egzersizleri ile adalelerin ve sfinkterin güçlendirilmesine çalışılır. Vajina duvarının ön ve arkada ileri derecede sarkmış olması, beraberinde rahimin de sarkmasına sebep olmuşsa ameliyat kaçınılmazdır. Ameliyat vajinal yoldan yapılabildiği gibi abdomiral yoldan (karından) da yapılabilir. Menopozdan sonra başlangıçta hafif olan idrar kaçırma şikayetleri ostrojen hormonunun azalmasıyla birlikte gittikçe artar. Bu tür hastalarda tedaviye ostrojen hormonunu da ilave etmek gerekebilir. İdrar kaçırma bir sağlık sorunu olduğu gibi sosyal yaşamı kısıtlayan bir sorundur. Aynı zamanda sürekli ped kullanmak, beklenmedik anda meydana gelen ıslaklıktan utanmak ve idrar kokusu kadınları sosyal ve psikolojik açıdan da zor duruma sokar. Sürekli kullanılan pedler, tahrişe neden olup pişikler oluşmasına yol açar. Ped kullanma zorunluluğu kıyafet seçmekte sorun yaratabilir. İdrar kaçırma korkusu cinsel hayatı etkileyebilir. İster vajinal yolla olsun, ister batından yapılsın idrar kaçırma ameliyatlarının yüzde 30 kadar nüks veya başarısızlıkla sonuçlanma ihtimali vardır. Genellikle bu tür şikayetlerin oluşmasında vajinal yolla yapılan doğumlar nedeniyle pelvis tabanının esnekliğini keybetmesi sebep olarak gösterilmekteydi. Fakat yapılan araştırmalar, sezeryanla doğum yapanlarda da yaşlılıkta, perine tabanının gevşemesi ve idrar tutamama şikayetlerinin olduğunu göstermiştir. Koruyucu olarak genç yaşlardan itibaren düzenli olarak egzersiz yapmak ve pelvis tabanını güçlendirmek ve gerekirse yaşlılıkta östrojen kullanmak genellikle iyi sonuç vermektedir. Kadınlarda idrar kaçırma sanıldığından daha fazladır. Fakat genellikle yaşlılar utandıkları için bu sorunu yakınlarından gizlerler ve meseleyi kendi kendilerine halletmeye çalışırlar. Gençlerde ise hafif idrar kaçırma çok sık olmadığı takdirde üzerinde durulması gerekmeyen ve doktora gitmeye lüzum görülmeyen bir sorun olarak algılanır. Halbuki, baştan itibaren alınacak önlemlerle yaşlılıkta sorunun daha da büyümesi önlenmiş olacaktır. Başlangıçta ufak bir operasyonla düzeltilebilecek olan durum, daha sonra daha büyük bir operasyonla rahim alınmasına kadar varan durumlara yol açabilir. Vajinal yoldan yapılan ameliyatlar bir sağlık sorununa çözüm getirirken aynı zamanda doğumlarla oluşan yırtıklar ve şekil bozukluklarını da düzelterek estetik bir çözümü de beraberinde getirmektedir. Bu şekilde doğumlar, zorlanmalar ve doku esnekliğinin kaybolması sebebiyle oluşan şekil bozuklukları da aynı operasyonla düzeltilebilmektedir.
__________________
M@D_VIPer Nickten Öte..Bir Markadır... Her Gidişin Bir Dönüşü,Her Bitişin Bir Başlangıcı Vardır..!!! |
![]() |
![]() |
![]() |
#6 |
Forum Kalfası
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2005
Konum: BeyCoast
Mesajlar: 7,003
Teşekkür Etme: 26 Thanked 333 Times in 269 Posts
Üye No: 4853
İtibar Gücü: 3011
Rep Puanı : 16800
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Lazer Nedir? Nasıl yapılır?
-------------------------------------------------------------------------------- Radyasyonun uyarılmış emisyonu ile ışın amplifikasyonudur.Tek renkli,düz,yoğun,tek fazlı monokromik ışık üreten cihazlardır.Renkli olduğu gibi renksizde olabilir. Görünürlük dalga boyu ile ilgilidir. Bu dalga boyu ve gücü tıptaki kullanım alanını belirler. Dermatolojide kullanılan son teknolojik gelişmelerden en önemlisidir. Kaç tip lazer vardır? Dalgaboyu ve gücüne göre farklı tedavi amacıyla kullanılan çok sayıda lazer tipleri vardır. En ünlüleri; ruby, alexandrate, diode, Nd-yag...Lazerlerdir. Dermatolojide kullanım alanları nelerdir? Epilasyon İstenmeyen tüylerde hem erkek hem de kadınlarda istenen her alanda uygulanabilir. Damarsal Lezyonlar Hemanjiomlar—doğuştan yüzde ve vücutta bulunan koyu kırmızı lekeler, şarap lekesi Telenjiektazi—Yüz ve vücuttaki kılcal damar çatlamaları Bacaklardaki varislerin tedavisinde özellikle Nd-Yag Lazer oldukça etkilidir. Yüz gençleştirme ve kırışıklık tedavisi Dövmelerin silinmesi Nasıl etki eder? Işık koyu nesneler tarafından absorbe edilir.Eğer yeterli ışık varsa koyu cisim çok ısınabilir.(tıpkı yaz güneşinde kalan siyah bir araba gibi)Benzer biçimde lazer enerjisi ciltteki koyu maddeler tarafından absorbe edilir.Bu koyu maddeler kromoforlardır(Yani hedef maddelerdir), Endojen yani vücudumuzda bulunanlar: Melanin(derimize rengini veren madde) Hemoglobin(Kanımıza rengini veren madde) dir. Ekzojen olarakta dövmelerdeki boya maddeleri hedef olarak algılanır. Lazerle verilen ışık tedavi edilmek istenen durum ne ise bu duruma uygun lazer cihazı kullanılarak hedef madde seçilip tedavi yapılır. Tedaviyi etkileyen faktörler nelerdir? Lazerin tipi Lazer kıla rengini veren melanin pigmentini seçtiği için;koyu renk kıl,kalın ve beyaz ten en ideal olanıdır. Kılların büyüme asamaları: lazer en çok kılın aktif büyüme asamasında iken etkilidir. Tüylenme artısına neden olan hastalıkların varlığı tedaviyi güçleştirebilir.Mutlaka hastalık tedavi ile paralel çözülmelidir. Cinsiyet: erkekler tedaviye kadınlardan daha uzun sürede cevap verirler. Lazerin geleneksel yöntemlere üstünlüğü nedir? Daha az acı verir. Kısa sürede büyük alanlar taranabilir.. Hiç bir özel bakım gerektirmez. Seans Aralıkları nasıl olmalıdır? Kılın büyüme aşamalarını bozmadan 4-6 hafta aralıklarla uygulanabilir. Yaz aylarında uygulanabilir mi? Evet. Ancak hastalara bronzlaşmamalarını ve güneş koruyucuları kullanmalarını öneriyoruz. Komplikasyonları(Yan etki) nelerdir? Artık Lazer uygulamaları kanunlar gereği doktorlar tarafından yapılması gereken bir işlem olduğu için doğru hasta seçimi,doğru doz ve uygun alet seçimi ile komplikasyonlar minimuma indirilmiştir.Ancak geçici deri renginde değişmeler, yine geçici kızarıklık ve şişmeler meydana gelebilir. Lazer teknolojisi tıptaki gelişmelerden en önemlilerinden biridir. Dünyanın her yerinde güvenle kullanılmaktadır.Kanser yapıcı etkisi yoktur. Sadece biz Dermatologlar değil,göz ,diş ve ürolojide özellikle prostat ameliyatlarında yaygınca kullanılmaktadır.
__________________
M@D_VIPer Nickten Öte..Bir Markadır... Her Gidişin Bir Dönüşü,Her Bitişin Bir Başlangıcı Vardır..!!! |
![]() |
![]() |
![]() |
#7 |
Forum Kalfası
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2005
Konum: BeyCoast
Mesajlar: 7,003
Teşekkür Etme: 26 Thanked 333 Times in 269 Posts
Üye No: 4853
İtibar Gücü: 3011
Rep Puanı : 16800
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Kalp gerçekten kırılır mı? İşte araştırma
-------------------------------------------------------------------------------- Kötü haber gerçekten 'kalp kırıyor'. Sevilen birinin ölümü gibi şok edici bir haber almak, adrenalin ve diğer stres hormonlarının günler boyunca salgılanmasına yol açarak kalbi 'sersemletiyor'. Uzmanlar bu semptomların kalp kriziyle karıştırılabileceğini söyledi. Kırılan kalp birkaç haftada eski haline dönüyor. ABD'de John Hopkins Üniversitesi tarafından yapılan araştırmada, kalp krizine benzer göğüs ağrısı, akciğerlerde akıntı, solunum güçlüğü ve kalp yetmezliği gibi şikâyetlerle hastaneye başvuran 19 kişi incelendi. Çoğunluğunu orta yaşın üzerinde kadınların oluşturduğu hastalar muayene edildiğinde, kalp krizine işaret edebilecek bir belirtiye rastlanmadı. Görünürde sağlıklı olan bu kişiler üzerinde daha detaylı inceleme yapıldığında, kanlarındaki stres hormonu, özellikle adrenalin ve noradrenalin hormonları seviyesinin, kalp krizi geçirenlerden bile çok yüksek olduğu anlaşıldı. Uzmanlar stres hormonlarının zehirleme özelliği olduğunu ve kalbi 'sersemlettiğini' söyledi. İncelenen 19 kişiyle detaylı konuşma sonucu, tamamının semptomlar başlamadan birkaç saat önce ciddi duygusal şok yaşadıkları öğrenildi. Hastaların yarısının bir yakınını kaybettiği, diğerlerinin arasında ise kapkaç kurbanları ve mahkemeye çıkmak üzere olanlar bulunduğu açıklandı. Ancak hastalardaki bu semptomların sadece iki haftada normale döndüğü, hiçbirinde kalıcı bir hasara yol açmadığı belirtildi.
__________________
M@D_VIPer Nickten Öte..Bir Markadır... Her Gidişin Bir Dönüşü,Her Bitişin Bir Başlangıcı Vardır..!!! |
![]() |
![]() |
![]() |
#8 |
Forum Kalfası
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2005
Konum: BeyCoast
Mesajlar: 7,003
Teşekkür Etme: 26 Thanked 333 Times in 269 Posts
Üye No: 4853
İtibar Gücü: 3011
Rep Puanı : 16800
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Yemeklerden Hemen Sonra Yapilmamasi Gereken 7 şey:
-------------------------------------------------------------------------------- Sigara içmeyin: Uzmanlarca yapılan deneyler, yemeklerden hemen sonra içilen bir sigaranın 10 sigaraya eşdeğer olduğunu kanıtlamıştır.(Kanser olma riski daha yüksek.) * Hemen meyve yemeyin: Yemeklerin peşinden yenen meyveler midenin havayla davul gibi şişmesine neden olur. * Çay içmeyin : Zira çay yaprakları yoğun asit içerir. Bu madde tükettiğimiz gıdalardaki proteğinin hazmını zorlaştırıyor. * Kemerinizi gevşetmeyin: Yemekten sonra kemeri gevşetmek kolaylıkla bağırsak düğümlenmesine ve tıkanmasına neden olur. * Banyo yapmayın: Banyo yapmak ellerdeki, bacaklardaki ve vücuttaki kan akışını hızlandırır, böylece mide çevresindeki kan miktarı bu durumda azalır. Bu da midemizin sindirim sistemini zayıflatır. * Yürümeyin: İnsanlar çoğu zaman, yemeklerden sonra 100 adım yürümek 99 yaşına kadar yaşamanızı sağlar derler. Gerçekte bu doğru değildir. Yürümek sindirim siteminin aldığımız gıdalardan besinlerin emilimini engeller. * Hemen uyumayın: Aldığımız gıdalar yeterince sindirilemez. Bu durum bağırsağımızda gastrit ve enfeksiyona önderlik eder.
__________________
M@D_VIPer Nickten Öte..Bir Markadır... Her Gidişin Bir Dönüşü,Her Bitişin Bir Başlangıcı Vardır..!!! |
![]() |
![]() |
![]() |
#9 |
Forum Kalfası
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2005
Konum: BeyCoast
Mesajlar: 7,003
Teşekkür Etme: 26 Thanked 333 Times in 269 Posts
Üye No: 4853
İtibar Gücü: 3011
Rep Puanı : 16800
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Zeytinyağı; Her Derde Deva
-------------------------------------------------------------------------------- Vücudun neredeyse bütün organlarına faydası olan zeytinyağının, saçlardan, dişlere kadar her bölgeye sağlık verdiği bildiriliyor.... Sağlıklı beslenmeye katkısı, dünyaca onaylanmış zeytinyağının insan vücudunda faydalı olmadığı organ hemen hemen hiç yok. Uzmanlar zeytinyağını "Sağlık açısından insanlığa sunulmuş en büyük hediye" olarak nitelendiriyorlar. Anne sütü kadar yararı olduğu söylenilen zeytinyağının mucizevi etkisini saçlardan dişlere, kemiklerden beyne kadar vücudun her organında görmek mümkün. Zeytinyağı gelişme çağında beynin gelişimini hızlandırarak, kemikleri güçlendiriyor. İçerdiği E, A, D ve K vitaminleri sayesinde hücreleri yeniliyor, doku ve organların yaşlanmasını geciktiriyor. Beynin daha uzun süre sağlıklı ve zinde kalmasını sağlıyor, mideyi ülsere karşı koruyor. Zeytinyağı, kandaki kötü kolesterol düzeyini düşürerek, kalp krizi riskini azaltıyor. Aynı şekilde bağırsak, idrar yolları ve safra kesesi hastalıklarının azaltılmasında da etkili oluyor. Sağlıklı beslenmede zeytinyağının yeri tüm dünya tarafından da onaylanıyor. Amerika'da Harvard Üniversitesi'nde düzenlenen bilimsel bir konferansta bilim adamları, tarihçiler, doktorlar ve yemek uzmanları sağlıklı yaşam için, geleneksel Akdeniz modelinin uygulanması gerektiği konusunda hemfikir oldular. İçine zeytinyağı katılmış süt, neredeyse anne sütü kadar fayda sağlıyor. Türkiye'nin en ünlü Zzeytinyağı üreticilerinden biri olan Komili'nin yetkililerine göre, tüm sıvı yağlar içinde tartışmasız en sağlıklı olan "tabiatın mucizesi" zeytinyağı. Anne sütüne eş miktarda linoleik asit içeriyor. Bebeğine anne sütü veremeyenler için, bir fincan yağsız inek sütüne bir çay kaşığı zeytinyağı ilave ederek bebeklere verilmesi tavsiye edilirken zeytinyağının kullanımına ilişkin diğer öneriler ise şöyle: - Adale ağrılarını gidermek için, zeytinyağı ve biberiyeyi karıştırıp, ağrılı bölgeye masaj yapın - Güçlü diş etleri için, arada bir ağzınızı zeytinyağı ile çalkalayın - Pırıl pırıl saçlar için, şampuandan sonra bir miktar zeytinyağı, bir yumurta sarısı, limon suyu ve biraz bira karışımını saçınıza sürün. Beş dakika bekletip ılık su ile durulayın. - Kepeklerden kurtulmak için bir miktar zeytinyağı ve kolonyayı saçınıza sürün, ılık su ile durulayın. En seçkin zeytinlerden üretilen sızma zeytinyağı, kahvaltılarda ve salatalarda, o kendine has kokusunu ve lezzetini arayanlar için ideal bir seçim. Yüzde 1'den az olan asit oranı ile kahvaltı ve salatanın yanısıra, pişmiş sebzelere yada İtalyanlar'ın yaptığı gibi makarnalara sos olarak eklenebiliyor. Dolu dolu bir zeytin tadına sahip olan zeytinyağları, sağlıklı ve tadına doyulmaz yemekler için doğru bir seçim
__________________
M@D_VIPer Nickten Öte..Bir Markadır... Her Gidişin Bir Dönüşü,Her Bitişin Bir Başlangıcı Vardır..!!! |
![]() |
![]() |
![]() |
#10 |
Forum Kalfası
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2005
Konum: BeyCoast
Mesajlar: 7,003
Teşekkür Etme: 26 Thanked 333 Times in 269 Posts
Üye No: 4853
İtibar Gücü: 3011
Rep Puanı : 16800
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Şeker Hastası Olup Olmadığınızı Anlayabilirsiniz
-------------------------------------------------------------------------------- Günümüzde şeker hastalığına oldukça sık rastlıyoruz. Kaldı ki bu günlerde bir şeker hastalığı salgınından söz ediliyor. O kadar korkmayın, bu o bildiğiniz bulaşıcı hastalık falan değil ama konunun ne boyutlara ulaştığını çok güzel vurgulayan bir yakıştırma. Aramızdaki şeker hastası sayısı belli. Bir o kadar da teşhiş edilmemiş olanlar bulunduğunu düşünürseniz, durumun ciddiyetini görürsünüz. Her hastalıkta olduğu gibi erken teşhisin önemi burada da çok büyük. Durum böyle iken 'Acaba ben bir şeker hastası mıyım?' diye sormaz mı insan. Önce bir düşünün. Şöyle eskilere bir dönün. Annenizde, babanızda, onların akrabalarında şeker hastası olan var mıydı? İleri yaşta olanlar anne ve babasının ani ölümlerinin neden olduğunu genellikle bilmiyorlar. Bazıları ise 'Benim ailemde diabet yok' deyip cümleyi şöyle sonlandırıyorlar: 'Babama 75 yaşında 'şeker hastasısın' dendi ama diyetle düzeldi, ilaç filan kullanmadı. Onunkisi yaşlılık şekeriydi' Bazısı da 'Annemin gizli şekeri var dendi ama şekeri hep normaldi ve hiçbir tedavi görmedi' diye anlatıyor. KENDİMİZDEN NE ZAMAN ŞÜPHELENMELİYİZ? Bütün bu örnekler, anlatan kişiler kondurmak istemese de, ailede şeker hastalığının bulunduğunun bir göstergesi. Ailenizde bu tür örnekler varsa açlık kan şekerinize baktırın. Epeyce iştahınız var ama yine de kilo veriyorsunuz veya birkaç gündür bulanık görmeye başladınız. Açlık kan şekerinize baktırın. Kendinizi bildiniz bileli fazla kilolarınız var. Şişmanlık, şeker hastalığı riskini artırdığına göre açlık kan şekerinize baktırın. Yaşınız 40'ı geçmiş, yüksek tansiyonunuz var, kandaki yağlar (kolesterol, trigliserid) yüksek ve bununla birlikte kalbinizi besleyen damarlarda daralma olduğunu öğrendiğiniz. Daha ne bekliyorsunuz? 'Acaba şeker hastalığım var mı?' diye kendinize ve doktorunuza sorsanıza. Tosuncuk da denen iri bir bebek dünyaya getirdiyseniz bunun nedeni belki de gebelikte ortaya çıkan şeker hastalığınızdı. Gebelikte veya doğum sonrası araştırılmadıysa açlık şekerinize baktırın. Birkaç yıldır ayaklarınızda uyuşma, karıncalanma veya yanma var. Özellikle de geceleri şiddetleniyor ve sizi uyutmuyor. Öyleyse ne bekliyorsunuz? Çoğu insan şeker hastasının yaralarının geç iyileştiğini bilir ve kimi zaman da 'Hayret, yaralarım da çabuk iyileşir. Bu şeker hastalığı da nereden çıktı?' diye hayıflanır. Durum böyle durumlarda da açlık kan şekerinizi ölçürün. Açlık kan şekerinize ( 8 - 10 saatlik bir açlık dönemi sonrası kahvaltı öncesi kan şekeri düzeyi) baktırdınız ve 110 mg / dl'nin üstünde bulduysanız doktorunuzla görüşün.
__________________
M@D_VIPer Nickten Öte..Bir Markadır... Her Gidişin Bir Dönüşü,Her Bitişin Bir Başlangıcı Vardır..!!! |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|
![]() |
||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Google tüm makaleleri masaüstünde | J!Mmy | Bilim Ve Teknoloji Haberleri | 0 | 09-16-2009 06:50 PM |
Akis Dergisindeki Makaleleri Kitap Oldu 21 Ekim | KoJiRo | Eskiler (Arşiv) | 0 | 10-21-2007 04:50 AM |
Sağlık Bakanı Akdağ, Erzurum'daki Sağlık Yatırımlarında Devir Açtıklarını Söyledi | TiTaN | Eskiler (Arşiv) | 0 | 07-20-2007 02:33 PM |
cinsel sağlık | Karizmatix | Adult eski arşiv | 81 | 06-28-2006 03:36 PM |
Sağlık Ansiklopedisi | Karizmatix | Eskiler (Arşiv) | 2 | 06-14-2006 04:11 PM |