![]() |
|
|
|
|
#1 |
|
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,907
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12116
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
Hızır Çeşmesi
Ufukta ard arda şafaklar ve göklerde nûr, Sarıyor her yanı, boğuyor karanlıkları; Hırıltıda artık câhiliye artıkları... Ve üfül üfül esiyor her tarafta huzûr... Sanki bağrına ışıklar yağıyor gibi Tûr, Göründü toplumun asırlık aradıkları; Hızır çeşmesi şimdi başına vardıkları Çehrelerinde ışıl ışıl bitevî sürûr. Işık hep karanlığı takib etmiştir meşhûr; Bütünleşiyor zamanın parçaladıkları, Bir bir çıkıyor Hakk dostunun anlattıkları; Bizlere zaferler, gülbanklar; soysuza kubûr... |
|
|
|
|
|
#2 |
|
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,907
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12116
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
Izdırâp
Izdırâp, gece yarısında vuran gong gibi, (Tın tın) ötüp yüreğimi hoplatır âniden... Eski hülyâlarım ki, yok hiçbirinin dibi, Bağı kopmuş inciler gibi dökülür birden... Izdırâp, yalnız kaldığım anlardaki dostum, Rûhumu saran hafakan, kafamda yanan kor. İnleyeyim derim... inleyemez yutkunurum; Yanıp da dışa sızdırmamak doğrusu çok zor... Izdırâp, *******de kendini hissettirir; Söyler ayrı bir buudda söylediği şeyi... Her ızdırâp bir kısım ilhâmlar da getirir, Hatırlatır bizlere insanlığı, sevgiyi. Gecede bir sürü ilhâm, bir sürü de azap, Ve, düşünce kuşağında hep doğum sancısı... Azapsız dimağların görecekleri serap, Sancılar değil; sancı çekmemek en acısı... Ey ızdırâp; anladım ki her şey senin ile! Sen Hakk’a giden yollarda vuslata vesile... .................................................. .................................................. |
|
|
|
|
|
#3 |
|
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,907
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12116
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
Izdırap İnsanı
Mumlar gibi titrer ve sızlar sînesi zâr zâr, Gezinir şafakların ağardığı dağlarda. Kendi Cennet’te olsa da rûhunda mağmalar, Hep hülyâlarıyla dolaşır mutlu çağlarda... Ufku tıpkı ormansız dağlar gibi simsiyah, Simsiyahtır bütün mortepeler, şûh adalar, Hazânlarla sarsılırken sînesi her sabah... Ve rûhunu döve döve delinir havanlar. Kalbi kuşlar gibi ürkek, gözleri hummâlı; Tokmak sedâsı verir rûhunda hâdiseler. Her gece saatle savaşır, her gün hülyâlı, Dilinde ızdırâp türküsü hep söyler gezer. Yer yer ümitle coşar, içinde sırlı bir haz, Başı fânîleri Sonsuz’dan ayıran yerde; Haykırınca polattan sesiyle âvâz âvâz, Ra'şeler uyarır gönüllerde perde perde... Sevdâyla sızlar sızlarken en kuytu yerlerde, İnler-dolaşır dâim, inler onunla yollar; Her gün bir şikâr peşinde, her gün bir siperde, Ufukların ağaracağı mevsimi kollar... Bazen vefâ hiç ses vermez, her şey lâl kesilir... Ve rûhuna saplanır kankırmızı tırnaklar; Bazen burcu burcu bahar kokuları gelir; Bakarsın bin râyihayla ninni söyler rüzgâr... |
|
|
|
|
|
#4 |
|
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,907
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12116
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
Işık Belde
Rengi, deseni, ışığı mazi kıt’asından, Tarih enginliğinde süren bir sırlı dünya; Güneş gibi doğar karanlıklar arasından, Büyülü maviliğiyle o füsûnkâr rüya... Ufuklar şimdiden göklerle sarmaşır gibi, Yol boyu yeşillik, ilerde sihirli bir yaz, Belirir birdenbire o ruh ufku sır gibi Duyulur şanlı geçmişin sesi âvâz âvâz... ******* ne bilinmezlere kapı aralar, Öteler duygulara açılır perde perde; Gökler kandillerle köpürür ve pâr pâr parlar, Duyulmazlar duyulur bu ışıklı şehirde. Güneş sabaha yürür, doğar sihirli akşam, Neş’e ve sevinçle tüllenir halvet demleri; Yükselir ukba râyihaları buram buram, Şimdiye kadar yükseldiğinden de ileri... Bu şehirde renk, desen, nakış asla eskimez, Mevsimler değişse de çiçekler hep salınır; Burada renkler kış günü bile hazan bilmez, Bu iklimde ruh kendini cennetlerde sanır... İrem Bağları bu şehri görse utanç duyar, Çiçeklerine öteden hep şebnemler iner... Nergisi, yasemini etrafa koku yayar, Saksağan bülbüle, dikenler de güle döner. Her yanda buğu buğu güzellikler tüter, Ve şehrâyin gibi geçer her gün, her gece; Her bucakta en taze sesli kumrular öter, Yaşarsa, bu iklimde yaşar insan gönlünce... |
|
|
|
|
|
#5 |
|
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,907
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12116
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
Işık Ordusu
Işık ordusu, aydın nâsiyelerinde nûr, Sînelerinde derin ve sımsıcak mutluluk. Götürürler her tarafa kucak kucak huzûr; Gözlerinin içinde buğulanır sonsuzluk... Işık ordusu aydın nâsiyelerinde nûr. Buhurdanlık gibi koku neşreden sîneler, Ruhlarında rengârenk düşüncelerle her gün; Bir şem’a etrafında uçuşan pervâneler, Duyguları, düşünceleri ışıktan bütün... Buhurdanlık gibi koku neşreden sîneler. İrem ülkesine benzeyen bahçelerinde, Somaki musluklarından hep kevserler akar. Hiç hazân bilmeyen yemyeşil çevrelerinde, Her gün bir bahar olur, her gün çiçekler açar İrem ülkesine benzeyen bahçelerinde. Sonsuzluktan gönüllerine nurlar dökülür, Uçarlar ötelere ışıktan kanatlarla. Gökler kucak açar, onlar bel kırar bükülür, Çözülmez azim, sarsılmayan kanaatlarla... Sonsuzluktan gönüllerine nurlar dökülür. |
|
|
|
|
|
#6 |
|
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,907
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12116
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
Işık İnsan
Işıktan bir insan Rûhum ona kurban Nurlandırdı bizi Tekmîl hepimizi Menendi olmayan O eşsiz kahraman O’nunçün var oldu Nûruyla yoğruldu Yerler ve âsumân Varlık ona hayran Duyuldu bir anda Tâ arşın altında Ulu kitap Furkan Şimdi O’nun meydan Işık saçan Kitap Benzersiz bir hitap Dört yanı da nurdan O’nda top ve çevkân Nurla yere indi Ah u efgân dindi Arz oldu âsumân Gönüllerde sübhân Ondan evvel dünyâ İfritten bir gayyâ O denli perişan Fesat dolu mekân O’nunla dirildik Sonsuzluğa erdik Ruhlarda heyecan Sînelerde îmân Nurdan ikliminde Bal akan dilinde Dertlilere derman Ümitsize îmân Sultanlar sultanı Gönüllerin cânı Herkes Sana hayrân Kıtmîr Sana kurban. |
|
|
|
|
|
#7 |
|
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,907
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12116
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
Işık Yol
Dinmeyen his, sönmeyen heyecanla dopdolu, Dolaşıp her yerde O’nu soluklamalısın! Her zaman bir semâvî seyahate kurulu; Mesafeleri aşıp O’na ulaşmalısın! Ufuklar gel gel diyor, yıldızlar göz kırpıyor, Ve panjurlar aralanıyor gibi öteden; Dalga dalga gözlere güzellikler çarpıyor, Bütün eşya sonsuzlukla parıldıyor birden... Işık yağıyor her yana, ruh nûra boyanmış, Hülya ebedin sihirli kemendinde tutsak... Cezbin büyülü iksiriyle Hakk’a uyanmış, Her lahza ayrı bir vuslat neşvesi duyarak... Nurdan duyguları ve nurdan kanatlarıyla, Göğün sonsuzluğunda öteleri süzüyor; Pişe pişe olgunlaşmış kanaatlarıyla, Ruhların uçuştuğu iklimlerde geziyor. Aklın gözlerinde tüllenen ışıkta O var; Duyar o en erilmezleri olduğu yerden... Dolaşır vadi vadi her yerde O’nu arar, Tüter tıpkı ocaklar gibi, yanar derinden. Hiç durma koş süvarim, koş bu nurlu ufukta! Dolmuşken hazır gönlün ebedin sevdâsıyla... Yollarda ömür tüketenlere O son nokta, Bırak oyalanmayı eşyanın rüyasıyla... |
|
|
|
|
|
#8 |
|
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,907
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12116
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
Kalk Yiğidim
Kalk ey yiğit uykudan! Kalk ki bağrımda nâlân... Sensiz geçen günlerde, Dolaştım ben dünlerde Hep mahzûn ve kederli, Sen bizi terk edeli. Yiğidim görün artık! Görün ki çok bunaldık. Canlarımız gırtlakta, Son kelime dudakta: Gülümse milletine! Susadık himmetine... Kalmadı hiç gücümüz; Bizler bir sürü öksüz Hep itilip kakıldık; Eşya gibi satıldık; Hicran üstüne hicran, Dahasına yok derman... Her gece hayâldesin, Sözlerde, gönüldesin, Bir ömür boyu böyle.. Bir defa da sen söyle! Azıcık acı bize! Yıkılıp geldik dize... |
|
|
|
|
|
#9 |
|
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,907
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12116
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
Kamp Günleri
O hülyâlı günleri bizlerle yaşayanlar, Cennet kokularının esip geldiği yerde. Duydular Sonsuz’un bestelerini duyanlar, Çelikten sadâlarla o sırlı tepelerde... İnler hâlâ o yerler bir ulu velveleyle, Tıpkı hasretmiş gibi o günkü gülyüzlere... Şu ağaçlar, şu taşlar geliverseler dile, Ne büyülü şeyler anlatacaklar bizlere... Kuş cıvıltısı, yaprak sesi, insan âvâzı, *******i yıldızlarla söyleşen sîneler... Her yanda ayrı bir kalbi kırığın niyâzı; Yemyeşil vâdi bu ulvî nağmelerle inler... Duâyla doğrulur başlar tâ sabahlara dek, Uyumamış gözlerde billûr billûr manâlar... Buradaki yakarış semâlardakine denk; Yıllar geçse de gönlüm hep o günleri arar... Akan çaya bakmış olsan ürperir ve dersin: O şen bakışlar hâlâ gülümsüyor dibinde... Hiç vakit fevtetmeden koşup sen de gelirsin; Gelirsin, hemen olmasa da günün birinde... |
|
|
|
|
|
#10 |
|
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,907
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12116
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
Karanlıklar Bozgunda
Bir gün yine hüzünle dolup taştım ard arda; Mecnûn'un hasret ve yalnızlığıyla sahrâda, Dolaştığı gibi dolaştım gamlı, derbeder, Her yer bitevî simsiyahtı ben de mükedder... Bir ümîtsiz tablo ki, yer demir, gökler bakır, Çevredeki kasvetten ruh sağır, gönül sağır. Eğildim îmânıma baktım; o ne tecellâ! Sînemde yanan ışık pırıl pırıldı hâlâ; Karanlığa meydan okuyan bir edâ ile, Haykırıyordu "tın tın" çelikten sadâ ile... Sarsılıyordu zulmetler yorgun ve bitkin... Her an daha coşkundu aydınlık, daha gergin... İrâdeme fer geldi öteden buğularla, Beraberim sandım, sulardaki kuğularla. Bu sesler, bu ışıklar bütün varlığı aştı, Bu nağmeler gidip tâ âsumâna ulaştı. Rûhum bu renk ve sesler içinde dirilirken, Düşündüm ki duymuştum bu cümbüşü çok erken. Madem ki, öteler sır verdi kendi sesinden, Kurtulmaya koştum benliğin dar kafesinden. Sıçradım son bir azimle ummâna ulaştım, Sırtımda taşıdığım "ten" lâşesini aştım. Yıllarca süzgün bakışlarla rûhumu emen. O insafsız kirpikleriyle gönlümü delen; Bir fettân ki, her anışımda kalbim ürperir... Yeter! Ey ihânet bakışlı cevrin elverir! Sonsuz’a ulaşıyor artık beklediğim yol, Ey pes nefis! Koş, yollar yoluna gir ve kurtul! |
|
|
|
![]() ![]() |
| Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|