![]() |
|
![]() |
#1 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12104
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Ayrılık Ayracı
Bütün ayraçları kaldırdın ama unuttuğun Bir şey vardı yine de, çiçekleri sulamadın Gökyüzü sarardı o zaman bulutlar kirlendi Ve ne kadar az konuşur olduk günboyu Birden ayrımsadık ki ayrılık orda başlıyor Tam da susuşların birbirine eklendiği yerde Ezberlenecek hiçbir şey yok bu dünyada Kirletilmemiş bir bulut bile yok artık Böyle diyorsun her yolculuğa çıkışımda Yaşadığın kent de sana benziyor gitgide Ne zaman dönmeyi düşünsem yangın çıkıyor Ya da erteletiyorum biletimi son anda Uzun bir sessizlik oluyorsun dağlara baksam Karşılıksız mektuplar kadar burkuluyor kalbin Yazdığım şiirler de canımı sıkıyor artık Fotoğraflarımı yırtıp atıyorum tek tek Ve ben bütün yapraklarımı döküyorken şimdi Eylül diyorsun, tam da orda başlıyor ayrılık Üşüyünce ağlıyorsun yalnızım dememek için Uçaklar gemiler trenler çiziyorsun duvarlara Kendine bir deniz bul artık bir de rüzgâr Parçalanacağın bir uçurum bul bu dünyada Tek tutkun o kenti bırakıp gelmek olmalı Ve gelirken havaya uçurmak bindiğin otobüsü Birden ayrımsadık ki ayrılık orda başlıyor Tam da çiçeklerin sulanmadığı yerde Konuşacak bir şeyler bulamıyorsak günboyu Derim ki ayrılık gündemdedir ne yapılsa Ve sen bütün ayraçları kaldırdığını sanmıştın Ama unutmuşsun yine de ayrılık ayracını Kaynak: Çocuksun Sen |
![]() |
![]() |
![]() |
#2 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12104
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Bekle Beni
Karlar tozarken bekle Ortalık ağarırken bekle Kimseler beklemezken bekle beni -K.Simonov I Bekle beni küçüğüm umudu karartmadan sevinci yitirmeden bekle döneceğim bir gün elbet bekle beni Bahar geldiğinde kırlara çıkacaksın dizboyu otlar üstünde koş koşabildiğince ve sakın yitirme neşeyi Kırların sessizliğinde yüreğinin sesini dinle ve orada benim için küçücük bir yer ayır ve bekle beni küçüğüm Doğa pervasızdır biraz bakarsın en olmaz yerde masmavi bir su fışkırır ve suyun ışıldayan göğsünde sevincin nilüferleri Bahar şaşırtmasın seni sırtüstü uzan bir gölgeye suların, kuşların sesini dinle ve bekle beni orada döneceğim küçüğüm II Mapusane türküleri hüzünlüdür biraz belki her dinleyişinde yüreğin burkulmakta için sızlamaktadır Ama acılara alışılmaz birşeyler var değişecek birşeyler var değiştirmemiz gereken önce acılardan başlanacak Beş on yıl dediğin pek kolay geçmeyebilir üstelik bu savaş bu kahredici kıyım bitmeyebilir daha uzun süre Ama sen sahip çıkarak yaşama ve sevince bekle beni küçüğüm acılar bitecek bir gün sevgiler çiçek açacak Mapusane türküleri hüzünlüyse de biraz yüreğin burkulmasın için sızlamasın sakın ve bekle beni küçüğüm III Kış kıyamet bir gün bakarsın çıkıp gelmişim varsın azgınlaşsın tipi ve uğuldayadursun dışardaki rüzgâr Sakın şaşırma küçüğüm üşümüş bir serçe gibi titremesin ellerin apansız çıkıp geleceğim kış kıyamet de olsa bir gün Uğuldayan bu rüzgâr bu delice yağan kar ürkütmesin seni direnmektir artık bekleyişin öbür adı Sen türküler söyle ve gülümse küçüğüm çünkü sesinin ırmağıyla yeşerecek hasretin bozkırları Bekle beni küçüğüm umudu karartmadan sevinci yitirmeden bekle döneceğim bir gün elbet bekle beni küçüğüm Kaynak: Saklı Kalan |
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12104
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Beklesem
Biri var, nasıl konuşursa, herkesin öyle düşünmesini ister Sfenks demiştim daha önce yanıldım bir soytarıydı her nasılsa tarihe sızan Beklesem unuturdum uçurumların dilini ve ömrümün bütün karşılığı ödünç alınan bir umut olurdu ki şimdi onu da yitirmiş kurtuluş parkında bekleyen biri .......... Biri var, kurtuluş parkında ordadır akşamları birini bekler gibi durur, üşümüş gibi biraz da Acemidir, ikidebir kaçırır bakışlarını ve korkuyla harelenen gözleri haylaz çocukların kırdığı sokak lambasıdır Tedirgin, solgun, ikircikli sesiyle ses verir - Yerin varsa iyi olur, bir de çok hırpalamazsan Suyu kurumuştur kuyunun, çıkrık boşuna dönüp durur unutmuş sevinebilmeyi, gülümsemeyi unutmuş biliyor seçtiği adın kendine hiç yakışmadığını sımsıcak sarılmayı unutmuş, bilmiyor öpmeyi Kenti bir uçtan bir uca yürüyebilmek sevdiğinin kolunda bulutlara bakarak - Boşver bunları diyor, karşılığı yok yaşamda Biri var, kurtuluş parkının oradadır akşamları bir söz bulunsa eskimemiş, sessiz bir söz sabaha kadar konuşulsa, yine de hiç bitmese yalnızlığını unuturdu belki, üşümeyi unuturdu bir yıldız gibi gülerdi şafak sökerken söylediği türkünün kıvrımlarında bir yangın tutuştururdu bütün kenti, kül ederdi Beklesem bütün öyküsünü alırdım eskimemiş bir sözün gülümseyişiyle Biri var bütün gün lunaparktadır ve kenti götürüp koyar aynaların karşısına Beklesem bütün soytarıları görürdüm her nasılsa tarihe sızan |
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12104
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Belki Yine Gelirim
Cemile Çakır hocaya Dudaklarımı kanatırcasına ısırıyorum günlerdir her sözcük dilimin ucunda küfre dönüyor çünkü Bir gök gürlese bari diyorum, bir sağnak patlasa bitse bu sessizlik, bu kirli yapışkanlık bitse ama bir tufan az mı gelir yoksa, yine de yırtılan ve parçalanan birşeyler olmalı mutlaka hiç durmadan yırtılan ve parçalanan bir şeyler Oysa ne kadar sakin bu sokaklar ve bu kent ne kadar dingin görünüyor bana şimdi gökyüzü Gidenler nerde kaldılar, özledim gülüşlerini bir kenti güzelleştiren yalnız onlardı sanki onlardı çocuklara ve aşka ölesiye bağlanan kadınları güzelleştiren herhalde onlardı "Tükürsem cinayet sayılır" diyordu birisi tükürsek cinayet sayılıyor artık ama nerde kaldılar, özledim gülüşlerini onların Uzun uzun bakıyorum kıvrılan sokaklara tek yaprak bile kımıldamıyor nedense ve tek tek söndürüyor ışıklarını varoşlar alnımı kırık bir cama yaslıyorum, kanıyor kanımın pıhtılarında güllerin serinliği ve fakat bir cellat gibi yetişiyor pusudaki Dilimin ucunda küfre dönüyor her sözcük Yaşamak neleri öğretiyor, düşünüyorum okuduğum bütün kitaplar paramparça çıkıp dolaşıyorum akşamüstleri bir başıma bir uçtan bir uca yalnızlıklar oluyor kent bulvar kahvelerinin önünden geçiyorum sırnaşık aydınlar, arabesk hüzünler bir gazete sayfasında sereserpe bir yosma Sesler gittikçe azalıyor, kuşlar azalıyor ve ne zaman yolum düşse vurulduğun yere kızgın bir halka oluyor boynumda o sokak Hüznü yalnız atlarımız duyuyor artık biz çoktan unutmuşuz böyle şeyleri ama içimde bir sırtlanın dalgın duruşu ve dilimin ucunda küfre dönüyor her sözcük İçimde zaptedilmez bir kırma isteği dizginlerini koparan bir at sanki bu soluksoluğa kalıyorum her sonbahar ve sevgilim ne zaman hoşgörülü olsa bir yolculuk düşüyor aklıma, gidiyorum bütün gençliğim böylece geçip gitti işte ama hala bir şeyler var vazgeçemediğim Hangi duvar yıkılmaz sorular doğruysa birgün gelirsek hangi kent güzelleşmez şiirlerim bir dostun vurulduğu yerde yakıldı geri almıyorum külleri yangınlar çıksın diye Devriyeler çıkart şimdi, bütün ışıklarını söndür sorduğum hiçbir soruyu geri almıyorum ey sokak ve dilimin ucunda küfre dönüyor her sözcük Dudaklarımı kanatırcasına ısırıyorum günlerdir bir gök gürlese bari diyorum, bir sağnak patlasa bitse bu kirli ve yapışkan sessizlik, hiç gitmesem oysa ne kadar sakin sokaklar, kent ve bütün yeryüzü ipince bir su gibi sızıyorum gecenin tenha göğüne sessizce çekip gidiyorum şimdi, sessiz ve kimliksiz Belki yine gelirim, sesime ses veren olursa bir gün |
![]() |
![]() |
![]() |
#5 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12104
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Bir Hüzün Mevsiminden Çıkarken Kalbim
Ayrılıkların puslu aynasındadır bekleyişlerin solgun yüzü Bekleyişler ki demlenişidir sabrın damıtır sessizliği ve üzüncü damıtır gurbetin kavruk memesinden ve emzirir hasretin yanık yüzlü çoçuğunu Sen ey sabrın ve üzüncün dervişi başını zamanın göğsüne koy ve dinle yalnızlığın iç çekişlerini Yalnızlıklar ki suskun bir akşam üstüdür usulca örtülecektir gecenin sessiz tülünü ve düşecektir ince bir rüzgarla hüznün harmaniyesi Ey yenilgilerin bezgin kuşu suskunun sarı sıcağındasın bunca zaman bataklıklardan sızan sinsi ve pis bir kokudur içinde tortulaşan kuşku Ve bulutsu bir ağırlığın yüküdür gittikçe ağırlaşan gittikçe yüreğini zonklatan Sen ki şafağın göğü müsün imbikle göğsünde göğün sütünü ve emzir sönmekte olan yıldızları sonra başını solgun bir demet gibi hasretin kuru dallarına koy dinle köpüklü kıyıların çağlayanını imbatın serin elidir yüzünü okşayan Güneşi kopar dalından ellerine al ve durmadan canını yakan sözü bitir şiirin kalbine akıt artık umudun billur ırmağını kavruk çölüne yüzümün ve bir sevda gibi yanaş hayatın kıyılarına Yoksa ey kalbim tel bile olamazsın şiirin sazına |
![]() |
![]() |
![]() |
#6 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12104
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Bu Kent Öldürüldü Diyorlar
Bu kent öldürüldü diyorlar kurşuna dizildi bir geceyarısı Hayaletler geziniyormuş şimdi sokak aralarında ve caddelerde baykuş tüneği olmuş alanlar ve yarasalar uçuşuyormuş Silah ve esrar kaçakçıları altın çağını yaşarlarken artıyormuş bir yandan da kumarhaneler, meyhaneler Borsa oyunları, hileli iflaslar birbirini kovalayıp dururken nasıl çıkmışsa pek bilinmiyor yaygınmış şimdilerde rus ruleti İntiharların sayısı bilinmiyor çoğalıp duruyormuş fahişeler ve artık bunların hiçbiri olay bile sayılmıyormuş şimdi Bu kent öldürüldü diyorlar bahar gelmez artık buraya |
![]() |
![]() |
![]() |
#7 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12104
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Bunca Ayrılıktan Sonra
O yorgunluğun kitaplarındaki umutsuz sevgiler miydi düşleri eskiten bir kez miydi tam yüreğimize saplanışı o kemirgen kuşkuların o yabanıl uğultuların Ömürboyu yalnızlık yargılısının buluvermek birden kerem sevdasını canımızın çekirdeğinde üstelik bunca ayrılıktan sonra Soyunup bütün kitaplardan hüzünden, ayrılıklardan aşmak istesek de masal dağlarını tutabilir miyiz yelesini o tanrısal atların Dinlenirken sevginin billur ırmağında güneş kararıyor apansız çatlıyor yüreğimizde yalnızlık tohumu ve gurbet batırıyor dişlerini etimize. |
![]() |
![]() |
![]() |
#8 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12104
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Burdayım Sözümde
... Düşüyorum Karıncanın peşine, minik depremler oluyor Yabanıl ot kokuları, sonra düşler, düşüyorum... Puslu bir görüntü tarih dediğimiz ve kirli Sular buharlaşıyor buluşalım dediğin denizde Burdayım sözümde, yanlışsa da bu istasyon Bir ben yitirmedim galiba belleğimi, bir de Şiir yazanlar, ne kadardılar ve nerdeydiler Hatıralar üretiyorum telgraf tellerinden Akşamüstleri fesleğenleri suluyorum Bekle demiyorum kimseye, unutma demiyorum Acı soysuzlaşınca tiranlaşıyor belleksizlik İnat ve öfke, kaybediş ve kayboluş oluyoruz Komikti dıştan bakınca dünya ama hırçın Ayışığı, telgraf direkleri ve fesleğenler Burdayız işte, durgun bir sessizlikteyiz şimdi Unutulan bir şey kaldı mı diye soruyor tiran Kampana çalarken çöldeyiz, o geniş çevrende Mısır'ı soyun diyordu Musa, belleksizdir firavun Babil ve burası iki istasyon, iki uzak nokta Belki bir imgede düzlem olabilen iki grilik Düşler ve tarih inilecek son istasyon Burdayım işte, güzel bir yanlıştayım şimdi Beklemesini bilmiyor acalesi olan ve nedense Çekip gidiyorlar, kalanlar o kadar azız ki O kadar azız ki mutluluk bile bizden çok |
![]() |
![]() |
![]() |
#9 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12104
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Çingeneler
Gün biterken çingenlerle inecek ovaya çengilerle Ateş yakılacak ve birer yalım düşecek kızların yüzüne Dinle ve sorular sor kendine Doğayı, insanı ve geceyi neydi güzelleştiren böyle Yolculukları güzelleştiren neydi Tan atımına gelince vakit istersen bir kolunu dağların omzuna at Unutma geceyi bütün bir ömür Buruşturulup atılıvermiş uzak ve ansız bir bakış uzak bir buluttur şimdi keder |
![]() |
![]() |
![]() |
#10 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12104
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Çocuksun Sen - I
Dünyanın dışına atılmış bir adımdın sen Ömrümüzse karşılıksız sorulardı hepsi bu Şu samanyolu hani avuçlarından dökülen Kum taneleri var ya onlardan birindeyim Yeni bir yolculuğa çıkıyorum kar yağıyor Bir aşk tipiye tutuluyor daha ilk dönemeçte Çocuksun sen sesindeki tipiye tutulduğum Dönüşen ve suya dönüşen sorular soruyorsun Sesin bir çağlayan olup dolduruyor uçurumlarımı Kötü bir anlatıcıyım oysa ben ve ne zaman Birisi adres sorsa önce silaha davranıyorum Kekemeyim en az kasabalı aşklar kadar mahçup Ve üzgün kentler arıyorum ayrılıklar için Bir yanlışlığım bu dünyada en az senin kadar Ve sen kendi küllerini savuruyorsun dağa taşa Bir daha doğmamak için doğmak diyorsun Ölümlülerin işi bir de mutlu olanların Onların hep bir öyküsü olur ve yaşarlar Bırakıp gidemezler alıştıkları ne varsa Çocuksun sen her ayrılıkta imlası bozulan Susan bir çocuktan daha büyük bir tehdit Ne olabilir, sorumun karşılığını bilmiyor kimse Kötü bir anlatıcıyım oysa ben ve ne zaman Bir kaza olsa adı aşk oluyor artık Aşksa dünyanın çoktan unuttuğu bir tansık Seni bekliyorum orda, o kirlenen ütopyada Kirpiklerime düşüyorsun bir çiy damlası olarak Yumuyorum gözlerimi gözkapaklarımın içindesin Sonsuz bir uykuya dalıyorum sonra ve sen Hiç büyümüyorsun artık iyi ki büyümüyorsun Adınla başlıyorum her şiire ve her mısrada Esirgeyensin bağışlayansın, biad ediyorum. Çocuksun sen ve bu dünya sana göre değil |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|