![]() |
|
![]() |
#1 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57920
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Kuşluk Ve İkindi
Nedense çok severim Kuşluk ve ikindileri Vakitlerin içinde Alıp ardıma parlak güneşi Uzatınca boş ve düz arsalarda gölgemi O anda keyfime yoktur diyecek Büyümüş sanıyorum kendimi Yaşasın kuşluk vakti Vakitlerin içinde Ve yaşasın ikindi. Ahmet Yozgat |
![]() |
![]() |
![]() |
#2 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57920
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() ilmeceli Şiir
1/: Çarşıdan aldım Bir tane Eve geldim sevine sevine Annem verdi elime Bir bıçak ki kocaman Aman... Aman... Dedi 'oğlum ortasından yar' Yardım bir anda Oluverdi bin tane Bir tanecik kırmızı nar Yedim tane tane Kırmızı nar bir tane. 2/: Çarşıdan aldım Bir tanecik Küçücük mü küçücük Ve sarışın bir fıçıcık Eve geldim sevine sevine Annem verdi elime Keskin mi keskin bir çakıcık Dedi 'oğlum ortasından yar' Yardım bir anda Akıverdi fıçıcıktan turşucuk Bu sarışın bir limoncuk Yedim dilim dilim Ekşiden buruldu dilim. Ahmet Yozgat |
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57920
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Bindik Gümüş Atlara
1/: Bir vardık Bir yoktuk... Zamanın sarmal yollarında Yayandık, yapıldaktık. Ardından yorgun seyislere rastladık Bindik gümüş koşumlu atlara Şimdi atlar yayan yapıldak. İmrendik kanatlara... 2/: Bin vardık Bin yoktuk... Yeryüzünün virajlı yollarında Atlıydık, apalaktık. Ardından kozmik seyislere rastladık Bindik gümüş kanatlı çelik atlara Şimdi çelik atlar yayan yapıldak. İmrendik yıldızlara... Ahmet Yozgat |
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57920
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Kuşuma Mektup
I. Sevgili kuşum Sıkıyor seni biliyorum Şu daracık tel kafes Sevgili kuşum Biliyor musun bilmem Seviyor seni Evimizdeki herkes. II. Sevgili kuşum Açsam kapısını kafesin Biliyorum sevinirsin Sevgili kuşum Açsam kapısını kafesin Ama üzülür Evdeki tüm sevenlerin III. Sevgili kuşum Açsam mı açmasam mı kafesi Karar veremem bir türlü Yorar beni düşüncesi. Ahmet Yozgat |
![]() |
![]() |
![]() |
#5 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57920
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Küçük Balıkçının Günlüğü
A/: Bizim Kasaba Serin sabah çalar kalk borusunu Önce denizin sakin yüzü ışılar. Yaşlı balıkçılar Eskimiş yüzlerini dönerler bize. Metal bir lenger gibi Işılar o pörsümüş yanaklar. Ve o kalın sesleriyle Kayalıklara gülleler çarpar gibi Bar bar bağırırlar: 'Haydi kalkın uşaklar, Haydi artık uşaklar! ...' B/: Kasabada Sabah Ağzı yosun kokulu Yaramaz hamsiler Belli ki üşütmüşler. Ve haylaz martılar Anlaşılan kalmışlar ta akşamdan Kütür kütür öksürürler. Yaşlı balıkçılardan yankı bulur Martıların öksürükleri. Özgürlükleri uzun sürmeyecek Anlaşılan üşütük hamsilerin. Çünkü sabahla birlikte Etekleri hışır hışır eder Hüzünlü balıkçı kadınlarının. Çiçekli bezlere sarılır Akşamdan kalan artıkları Kızartılmış uskumru balıklarının. Yola çıkma vaktidir şimdi Kadınlar bağırırlar: 'Ağlar hazır ağalar Hazır bütün azıklar.' 3/: Salman Reis Kim? Salman Reis işte şu Bıyıklar nah bileğim kadar. Dar ve balık kokulu bir sokak Misafir eder onun yoksul barakasını. Parkasını giyer Salman Reis erkenden. Boğuk boğuk öksürür sabaha karşı. Öksürüğü uyandırır Bütün mahalleliyi. Ve mahalleli balıkçıları. Salman Reis süzer kayalıkları. Sonra seslenir balıkçılara: 'Haydi uşaklar hazırlayın tekneyi Yelkenleri çabuk çözün tayfalar! ' 4/: Topal Martının Hüznü Topal martıyı sormayın. Bu gün onun canı sıkkın mı sıkkın. 'Sakın,' der Baki reis bakıp martıya: 'Sessiz duruşu açlığından olmasın? ' Miço Mustafa der ki: 'Akşamdan artan balıkların Tamamı onun kısmeti...' Topal martı konar kayalıkların burcuna. Bir tayfalar bakar. Bir denize bakar ve ağlar Tavanı çatlak sesiyle: 'Balığa çıkmayın ağalar Açılmayın denize bu gün ağalar! ' 5/: Denizin Çağrısı Birer birer açılır gıcırtıyla Yoksul barakaların ağır kapıları. Tulumları pul pul kokan balıkçıları Bir telaş bir telaştır alan. Urganlar, halatlar, yağlı sicimler Ve yosunlu yorgun kürekler Omuzlanır birer birer. Deniz emer güneşin ışığını. Uyanır ve derin bir nefes alır. Rüzgar nedense o anda hızlanır. Dalgalar tokatlar iskeleyi: 'Çözün uşaklar palamarı Çözün iskeleden tekneyi! ' 6/: Öfke Gelir Üstüme Küçük balıkçı uzanır dümene. Tayfaların saçları pul pul... Savrulur tuzlu sular yanlara. Hapşırır deniz teknelerin önüne: 'Sokul. Sokul Salman reis Hamsinin harmanına...' Karnına gömülür ağlar suların Uyup grileşen dalgaların çağrısına. Gökyüzünden bulutlar iner sofraya. Reis kızar ve haykırır tayfaya: 'Asılın bre halatlara Asılın bre halatlara...' 7/: Topal Martı da Ağlar Topal Martı açar kitabı orta yerinden. Kitap tuzlu yosunlara bulanır. Balıksı balıksı kokar kayalar. Korkar Topal abi. Bilir denizin bütün tarihini. En keskin öfkesini bilir. Sevincini ve sesini okur. Balıkçılarsa hepsi onun adamı. Hele Salman Reis sayın ki Topal martının asker arkadaşı. Ya küçük Miço? Topal unutmaz Miço Kasım'ı. Saran o idi kırılan bacağını. Yaralanan kanadını tedavi eden o. Anımsayınca geçmişte olanları Topal martı ağlar. Dağlar suskun öylece. Depreme hazır kıyıdaki kayalar. 8/: Denizin Suçu Akşam çalar yat borusunu. Birer birer girerler Fırtınada yontulmuş takalar Ve yorulmuş balıkçılar limana. Sakine ana: 'Kasım hanı? ' der çevirip gelenleri. 'Selman reis bu...' derler tayfalar, 'Ne eder eder sıyrılır fırtınadan Sabaha varmadan daha Ne yapar yapar sonunda ulaşır limana.' Sakine ana ve diğer balıkçı kadınları Elleri böğürlerinde kala kalırlar. Ve ağlaşırlar sessiz sessiz: 'Ne ittin deniz Ne ittin deniz? ...' Ahmet Yozgat |
![]() |
![]() |
![]() |
#6 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57920
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Küçük Bir Saka Kuşu
1/: Ben bir küçük sakayım Öterim: Çıkır çıkır! Daldan dala konarım, Oynarım: Çıtır çıtır! Kaynaktan kaynağa atlarım Kanatlarım yorulmaz hiç. Benim işim gözeleri arşınlamak taşımak tatlı ve serin suları. Sularım hiç karşılıksız, Çölde susuz kalan herkesi Ama kendim yanarım. 2/: Ben bir küçük sakayım. Kaynarım: Fıkır fıkır! Komik şeyleri severim Gülerim: Kikir kikir! Gıdıklanırım yağmur damlalarından Dağların en serin kaynaklarından Benim işim serin sular taşımak Gün boyu arşınlamak gözeleri. Sularım hiç karşılıksız, Çölde sütsüz kalan bebeleri, Ama kendim yanarım. 3/: Ben bir küçük sakayım. Zıplarım: Tıkır tıkır! Daldan dala konarım Damlarım: Şıpır şıpır! Saklambaç oynarım dere boylarında Dağ koyaklarında 'eşik kuyu' oynarım. Benim işim su taşımak Gün boyu göz atmak vahalara. Sularım hiç karşılıksız, Çölde mahsur kalan tüm canlıları Su taşırım ama laf taşımam asla. İnsanları ve hayvanları severim. Ahmet Yozgat |
![]() |
![]() |
![]() |
#7 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57920
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Küçük Çırakın Acıları
Ustam çok üşüyor minik bedenim Bu şubat sabahında Demir anahtarlar buz gibi Yapışıyor ellerim Kuramıyorum kirikoyu Sökülmüyor cıvata Stepneler tekerleniyor üstüme Yediğim anahtarlar kafama Tatmadığım acıları veriyor Ustam minicik ellerimle Doğrusu çok zorlanıyorum Tutunurken acımasız yaşama. Ahmet Yozgat |
![]() |
![]() |
![]() |
#8 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57920
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Bindim Ebem Kuşağına
1/: Ben masalların oğluyum ağabeyler Kızıyım rüyalar ülkesinin Mahkum olamam iki ayağa Ay'a gitmek ister canım Kuşların tüylerine bindirin beni Bulutlardan aşağı atın Civcivin kanadıyla gıdıklayın çenemi. 2/: Ben hayallerin oğluyum ağabeyler Kızıyım renkler ülkesinin Mahkum olamam iki ele Gezegenlere gitmek ister canım Ebemkuşağıma bindirin beni Yarış atlarının yarışına katın Tavusun tüyleriyle gıdıklayın çenemi. 3/: Ben bir padişahın oğluyum ağabeyler Kızıyım kaf dağı ülkesinin Mahkum olamam iki göze Yıldızlara gitmek ister canım Renkli uçurtmalara bindirin beni Salın ipini rüzgara karşı Yağmur bulutlarıyla gıdıklayın çenemi. 4/: Ben bir şehzade oğluyum ağabeyler Kızıyım şiir ülkesinin Mahkum olamam bir beyine Babamın köyüne gitmek ister canım Ablamın sırtına bindirin beni Düş ülkelerine fırlatın atın Annemin serçe parmağıyla gıdıklayın çenemi. Ahmet Yozgat |
![]() |
![]() |
![]() |
#9 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57920
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Küçük Çiçek Saksının Minik Öyküsü
1/: Kırmızı bir toprak cinsiydi anam. Elleri bileklerine kadar hünerli ustam, Yoğurdu günlerce beni. Bedenimi oluşturdu uzun uğraşlarla. Sonra bin bir itina ile taşındım, Gözünde ateş kaynayan fırınlara. Uzun dilli alevler yaladı bedenimi, Volkandan savrulan küller gözüme doldu. Ne olduysa oldu sonunda Açık havada buldum kendimi Ustam yokladı iş bilir elleriyle Ateşten kızarmış ve sertleşmiş bedenimi Dedi ki: 'Hah, oldu işte! ' 2/: Sonra merhaba pazar... Boy boy dizdi pazarcı Haydar, Tahta tezgâhının üstüne hepimizi. 3/: O da ne? Bir minik kız bana bakmada... Üzerime sevgi akmada mavi gözlerinden Tutuşturuldum onun minik ellerine. Ve kavuştum rengarenk çiçeklerime. Ahmet Yozgat |
![]() |
![]() |
![]() |
#10 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57920
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Bir Afrikalı Çocuk
1/: Karnı küp gibi çöp gibi boynuyla Afrikalı zavallı bir çocuk Bakar siyah siyah Kendisine beyaz beyaz bakanlara Bir büyük ekmek ister Büyük ekmeği vermezsek eğer Ekmeğin yarısını ister Ekmeğin yarısını da vermezsek eğer Çeyreğini ister ekmeğin Ekmeğin çeyreğini de vermezsek eğer Birkaç kırıntı ister Karnı küp gibi çöp gibi boynuyla Afrikalı zavallı bir çocuk Alamazsa bir kırıntıyı da bizden Tüm ülkelere küser. 2/: Karnı küp gibi çöp gibi boynuyla Afrikalı siyah bir çocuk Bakar boncuk boncuk Kendisini beyaz beyaz süzenlere Bir büyük sevgi ister Büyük sevgiyi vermezsek eğer Sevginin yarısını ister Sevginin yarısını da vermezsek eğer Çeyreğini ister sevginin Sevginin çeyreğini de vermezsek eğer Birkaç kırıntı ister Karnı küp gibi çöp gibi boynuyla Afrikalı zavallı bir kara çocuk Alamazsa bir sevgi kırıntısını da bizden Tüm insanlığa küser... Ahmet Yozgat |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|