![]() |
|
![]() |
#1 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57920
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Kafir Fareye Karşı
1/: Pencerem haykırıyor aleme gözyaşını Tunç devri çakılıyor yumuşak takvimlere Avuçlarım soluyor akrebini saatın Kestiğim kalemlerle karalanıyor kare Ömrümü örseliyor Bir kafir fare! ... 2/: Karşımda sert yeminim kınalıyor öcümü Asırlık çınarlar gibi kinim, yayılmada aleme Acıma sinmiş rutubet tarihin arşivinde Kâbuslarla akıyor geçmişim pare pare Düşünceme dadanmış Bir kafir fare! ... 3/: Dişleriyle çiziyor yeminim haritayı Eski zaman kervanı geçiyor şiirimden Kırılmış cam misali parça parça akrabam Çantamdaki nakarat dökülüyor ne çare Dilime kement atmış Bir kafir fare! ... Ahmet Yozgat |
![]() |
![]() |
![]() |
#2 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57920
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Kalemini Vurdular Deli Şairin
1/: Kalemini tam kalbinden vurdular Deli şairin... Dikip duvar dibine Ulucanlar'da. Esmer şiirler boyuyor diye habire. Sevda diye diye Yar diye diye... Amma değildi dizeler gerçekte esmer olan. Gölgesi vurmuştu umudunun üstüne Karşıya dizilen silahlı anıların. 2/: Kalemini tam kalbinden vurdular Deli şairin... Güvercinler doğuruyor diye mısralar. Çevirip önünü sevdanın meydan harbinde. Sevda diye diye Yar diye diye... Alnının coğrafyasından kurşunladılar. Yargısız ve acımasız Bir infazdı yapılan Issız rüzgarları bürünen ürkünç tepede. 3/: Kalemini tam kalbinden vurdular Deli şairin... Gülistan eyledi kıtaları diyerek kadı. Büzüldü üzerine taammüsü yarım kalan kalbinin. Sevda diye diye Yar diye diye... Hüzün yağan güldesteler apansız. Saatler ölüm sularına atmamıştı demiri. Giymemişti daha kara kukuletasını, Aşkın ve sevdakarın sinsi celladı Kırmamıştı daha Kalemini çatık kaşlı telaşe Meçhul bir faildi işe karışan. Ahmet Yozgat |
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57920
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Kalender’in Türküsü
1/: Kalender dediğin ay hanım, Bir nazlı uşak... *** Ay hanımım... O uşak beline bağlamış şairlik ber’atını Dolanır... Dizelerin mayınlı hududunda. Kafiye kaçakçıları mavzer çatanda Kahpe *******in ve beyitlerin ayak ucuna Gah dizleye dizleye karı Bazen de anlamsız dörtlükler gülistanında Acılı ağıtları katık eder karanlıklara Kalender dediğin... Bir nazlı uşak ay hanım Kuşak kuşak şiir sayın ki… 1/a: Ay hanımım... Oturur Kalender kahır ile yoldaş Bitmemiş türküsünün dize dibine “Kader” der Kalender’im Her bir hüzünlü şeye... 2/: Ay hanımım... Kalender’im zebercetten yapı ustası Hamurdan heceleri yeni çemrenmiş Kelimenin mimarisini yükseltir çölde Ben ağlarım deste deste Kestane saçlı Kalender’imse… Tespih dizer bu günün apak gerdanına Dünden yarına bağlar bahtını Oturup altımızdan kayan zamanın Ve durağan mekanın... Yağmurlu yanağına Şeffaf güller çizer... Banıp kanına Kalender dediğin... Bir nazlı uşak ay hanım. Başak başak şiir sayın ki… 2/a: Ay hanımım... Oturur Kalender’im Bitmemiş şiirinin dize dibine “Kader” der geçer acundan. Kahırlı kahırla kahırlanan her şeye... 3/: Ay hanımım... Kalender’im de... Bir ananın balası Kolu kırık… Yeni düşük oldum olası Olsa da doruklara en son tırmanan aslan Sırtını dayayan harmanlanan anıların küpeştesine Ya adını kazar yüreğinin keskin ucuyla Ya da tarih düşer adına şiirin şahı Türkü bahçelerinde gelin boylu kavak ağaçlarına. 3/a: Ay hanımım... Oturur dağlar gibi bağdaş kurup Kalender’im Bitmemiş öyküsünün dize dibine “Kader” der ve burkulur. Vurulur tadı buruk her bir şeye... 4/: Ay hanımım... Kalender’im hayaline kesme taştan kuyular kazar Bir elinde yazgısının yontucu diviti Öbür eli kamus deryasında dümen tutmada Azar azar… Derinleşir masif bolat kavramlar Saçlarının örgüsü meyveye durur Sözleriyle iplik iplik gül verir Ve gülümser doldurduğu sırlı çanaklar Kalender dediğin... Bir nazlı uşak ay hanım. Burçak burçak şiir sayın ki… 1/a: Oturur Kalender’im alnındaki vadilerin yamaçlarına Bitmemiş şarkısının dize dibine yani “Kader” der dil ucuyla Zamanda uç uca eklenen her şeye... 5/: Ay hanımım... Kök salar çölde... Kalender’in sedir ağacından asası Gâh olur otuz üçünde bakır saçlı bir bilge Şiir ile ölümüne sevişir geceye abanıp Gâh ölür sevdasıyla koyun koyuna Ama kalenderdir oldum olası Yani Kalender dediğin... Bir nazlı uşak ay hanım. Kucak kucak şiir sayın ki… 5/a: Oturur Kalender’im ağustosta gözelerin başına Bitmemiş öyküsünün dize dibine yani “Kader” der ağlamaklı zamanlarda Gözü yaşarır, gözü yaşlı her şeye... 6/: Ay hanımım... Kalender dediğin... Bir küçük yazar Azar azar ve acılar içre derinleşir şiir gayyası Kalender elmas damarlarına kuyu kazar Şıpır şıpır şakağından şiir sızar onun Şiirinden ise kan ve ter... 6/a: Oturur Kalender’im bir kan deryasına Bitmemiş türküsünün dize dibine yani “Kader” der inanarak Kader gibi her şeye... Ahmet Yozgat |
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57920
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Kalk Be Süvari
1/: Kalk süvari! ... Beni de vur terkine... *** Dağlar hıçkırıyor hasretimle bak Hayalime haykırıyor ovalar Analar öfke sağıyor ak süt yerine Tarihe sancılı ve ağlamaklı bir kar yağıyor Geleceğe tutulan ışıksa zifir… Bir sütunda somutlaşan... Annem simya ağlıyor Surların gözyaşları çiziyor çorakları Ovalar ter, ovalar aç, bekliyor seni Steplerse kir ve kan Kalk süvari terkine beni de vur. Veya otur, vur beni şakağımdan! ... 2/: Yavuklum siyah yazma takmış başına, Kalk süvari! Beni de vur terkine. Baltalar kıtır kıtır bileylenmiş baksana Testereler doğramada şiirin şahdamarını Soframıza sürülen binlerce kirli tabaksa Kanımızla salçalanmış yem say ki. Kalk süvari... Tanre tane konuş zamanın orta yerinden “Dem bu dem.” Demeden ya da dedirmeden Yaylalar vurgun, kayalar sabırsız, Şehirlerse kir ve kan Bekliyor seni yıldızlardan yemliğin Kalk suvari beni de vur Beni de vur terkine Ya da otur, vur beni şahdamarımdan! ... Ahmet Yozgat |
![]() |
![]() |
![]() |
#5 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57920
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Kan Basarsa Mühürler
1/: Ben de ölem edem oy! Bazen mühürler kan basar, Mor mürekkep yerine... Kararır gözler tekerlenir zifiri kuyulara. Sabahın en kırağılı mavisinde Tokmaklanır sımsıcağı tutan kapılar. Gri bir ovanın ortasında Bukağıya tutulur bir çift göz karası... *** Kan basar edem oy! Gaddareler sol memenin üstüne, Mühürler kançılaryada safran basar... 1a/: Ben de ölem edem oy! Gerneşerek gelin duruşlu kavaklar gibi dizeler Dizilir boğaza boğum boğum zaferlerin ardından. Adına esame okunur ulu ortalarda. Ber’at yazılır yarına sadrazam ditiylen. Başıbozuk bir yeniçeri Mercan Yokuşunda, Her bir kirpik telinde bayrak, Yanağındaki vadilere acılı isyânlar asar. *** Edem oy! Koy ince belli umuduma bir tavşan kanı gayrı Dem, demlenme ve iltica vaktidir. Anınçün kan basar gaddareler, Sol memenin üstüne. Mühürler karanlık kançılaryada safran basar... 2/: Ben de ölem edem oy! Akrostiş olur dizeler gökyüzünün altında. Adına merdiven kurulur hisardaki yavuklunun. Vurulur bir avcı yoluna hayalinin yani av aslan olur. Bürünür kanlı baranîsini şiir damarlı bir zindanda. Nara nara düşer şehrin narına hrr bir dize. Dinle edem oy, Yabani hüzne bulanır ayakları acemi oğlanın Bugüne öfke çenter ulu ortalarda. Yarına güler Haçova meydanlarında. *** Bazen mühürler kan basar edem oy! Mor mürekkep yerine… Anınçün gaddareler kin basar, Sol memenin üstüne. Mühürler katran basar kançılaryada. 2a/: Ben de ölem edem oy! En derine dalar gözler sevdanın Ege’sinde Dalar gaddareler en derine yürekte. Mercan Yokuşunnda başıbozuk bir yeniçeridir, Zülfünü isyân isyân ayıran. Safran sarısı iner sulanmak için gözlere, Başıbozuk isyan safrana yarar. Yani edem oy! Koy bir keklik burnu gayrı yüreğimin kalaylı çaydanına. Dem, yarın için demlenme ve sefere yatma vaktidir. *** Anınçün edem oy! Kan basar kitapsız gaddareler, Sol memenin üstüne. Mühürdâr safran basar şiire kançılaryada... Artık ben de ölem, sen de öl edem oy! Ahmet Yozgat |
![]() |
![]() |
![]() |
#6 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57920
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Karac’oğlan Güzellemesi
1/: “Karac’oğlan der ki kolu bağlıyım...” 1a/: Duygusundan dağlıyım ben de karaca gibi Torosların en cebelinin basma eteğinden Koyun gözü saplarıyla bağlıyım zirvelere. Bizim oralar şimdi, Bıyık donduran ayaz ayazdır Ama güzelleri beyazdır inadına Kutupta altı ay oturan kar gibi Güneş ibrişimi gibidir haspalar... Biz bilcümle dağlılar Sereriz de yamacına esrik dorukların Karanlıkta körkütük sevdalarımızı Umudu cıgara diye dumanlarız. Bizler, Yani hepimiz birer Karac’oğlanız... Alayımızın kolu bağlıdır kadersizliğe Bağlıdır babam bağlıdır... 1b/: Onun için: “Karac’oğlan der ki kolu bağlıyım Ciğerciği aşk oduyla dağlıyım Mamalı’da bir Rıdvan’ın oğluyum Kaplan postu geydiklerim kal demiş.” 2/: “Karac’oğlan der ki bu kimin nesi? ” 2a/: Biz de kızıl fesi kaykık giyeriz karaca gibi Allarız pullarız iyi seçilelim diye düğünlerde Püskülünü dipsiz kuyulara sallarız. Bizim oralar şimdi, Silme ela gözlü çiğdeme keser Yani sarışındır saçı amca oğlu dağların Şakakları ise ala kır küheylandır Tırıs gibi şimdi Yani rahvan gibidir doruklar... Ama karayağızdır bilcümle dağlılar Kahkûllerimiz ığırlanır başaklı tarlalarda. Tarlada tırpana düşeriz de on beşimizde Altmış üçümüzde cephede lorke oynarız. Bizler Hepimiz birer Karac’oğlanız... “İnginden ve yüceden gelir sesimiz.” Sesimiz babam sesimiz... 2b/: Ondan sebep: “Karac’oğlan der ki bu kimin nesi? İnginden, yüceden geliyor sesi Eğilmiş pınardan doldurur tası İçene veriyor bal karmakarış.” 3/: “Karac’oğlan der ki yiyip içmeden...” 3a/: On sekizinde geçmeden serden Adam sayılmayız nazlı dilber uğruna. Bizim oralar şimdi, Tarhanayla sarmaş dolaş baldıran sofrasındadır. Ortadadır ne varsa elde, avuçta Kara kışta nirvana buhurdanında tandır Ağustosta asırlık kuru çınarlı çıtak boynuz Yani kar gibi yoğurt, buz gibi ayrandır. Biz bilcümle dağlılar Huş kalasında seferberlik türküsü çığırır Sefertasında azık taşırız Galiçya siperlerine Yani kaderin bize arkadaş diye verdiği yere. Çünkü herkesle ortaklaşa bir baş soğanız. Bizler Hepimiz birer Karac’oğlanız “Geçmeyiz muhannet köprülerden.” Geçmeyiz babam geçmeyiz... 3b/: Ondan kelli: “Karac’oğlan der ki yiyip içmeden Güzeller usanmaz konup göçmeden Muhannet’in köprüsünden geçmeden Düşelim de azgın sele gidelim.” 4/: “Karac’oğlan der ki konanlar göçmez...” 4a/: oldum olası biçmez bizim harlı tırpanımız Tarlaların yeşil kaderlerini. Bizim oralar şimdi, O yüzden sarışın ve başak oynaşındadır. Dereler utangaç utangaç akmada Uğrun bakmadadır ela gönül köprüleri... Buğday benizlidir biz dağlılar. Yazın kış artığı yaylaya çıkarız da Kışın ala yorgan sarınıp gurbetele ineriz. Mayanın en hörgüçlüsüne biner Güzelin en zülfü dolaşanıyla sarmaşırız. Bizler Hepimiz birer Karac’oğlanız Ayrılıkların en cesurunu yaşarız yazgımızda Yaşarız babam yaşarız... 4b/: Ondan neden: “Karac’oğlan der ki konanlar göçmez Bu ayrılık bizle arasın açmaz Bir kötü gönlüm var güzelden geçmez Ne güzele doymaz gözüm var benim.” 5/: “Karac’oğlan der ki garibim garip...” 5a/: Serip içi nergis dolu mitilini yıldız altına Laciverte efelenerek yatar dağlılar. Bizim oralar şimdi, ******* boyu kızıl gözlü eşkıya ateşidir. Mavzerler çatılır mağaraların yüreklerinde Döşünün düzünde kurşun eğlenir dağların. Cümlesi dağlıların Donanma fişenklik çaprazlanırız. Kasaturalarımızla keseriz tırnaklarımızı. Kösele kütüklüklerimiz Lebaleb intikam ve cinayet doludur. Kuruludur meydan-ı siyasette bizim için darağaçları. Halatlar saf kendir lifi ve has zeytinyağıdır. Yani bir aşk uğruna fermanlıklarız. Bizler Hepimiz birer Karac’oğlanız. Kollarımız yar boynuna dolanır ilk akşamdan Dolanır babam dolanır... 5b/: Ondan dolayı: “Karac’oğlan der ki garibim garip Garibin halından ne bilsin tabip Akşamdan soyunup koynuna girip Boynuna dolanan kollar öğünsün.” 6/: “Karac’oğlan der ki işin doğrusu...” 6a/: Uğrusu çifte çatar mavzerini dağların Doğrusu ise yar diye sarılır alaman çıplağına Yatar düşlerinde ya da mahpusta İnce belli bardak içre içtiği çayla. Bizim oralar şimdi, Karakeçili ve salkım saçak göç yoludur Mayalar katar katardır Yavuklular hüma yavrusu... İti, kopuğu, uğrusu Kan davasında kan yağması vardiyasındadır. Dardadır yani bilcümle dağlılar. Parmağımızı kerteriz Uykuya basılmamak için gece nöbetinde. Kimimiz ise tuz basar yürek yaresine Bundandır kan uykuyu yitirmişliğimiz. Bizler Hepimiz birer Karac’oğlanız Celali avlarız da sağ böğrümüzde Sol yanımıza döner eşkıya oluruz yar yoluna Avlanırız babam avlarız... 6b/: Onun yüzünden: “Karac’oğlan der ki işin doğrusu Gökte melek, yerde hüma yavrusu Söyleyeyim ben de sözün doğrusu Soyunup koynuna girmeye geldim.” 7/: “Karac’oğlan der ki ama ne fayda..” 7a/: Kayda geçmez Osmaneli kütüklerinde Güneşin altında doğan bebeleri dağların. Bizim oralar şimdi, Kahırlı ve yapayalnız maraba mezarlığıdır Pamuk pamuk ığırlanır Çukurova Mayıs mayıs uzar zamanıTorosların. Ağalar pekmeze banıp bıyık burandır Kehribar tespih şakırdatandır başucunda hayatın. Cümlesi dağlıların Otururluz kıl keçeler üstüne Hemen her gece yağlı kaykana ziyafeti çekeriz. Ekeriz ardımızca Ve her bir pınar başına İnce sesli bağrıyanık Barak havalarını Yani ağzı türkü rengi marabalarız. Bizler Hepimiz birer Karac’oğlanız. Beliğini teker teker öreriz de yavuklularımızın Ağıraksak zamanı çifter çifter atlarız Atlarız babam atlarız... 7b/: Ondan ötürü: “Karac’oğlan der ki ama ne fayda Irabet kalmadı yoksula bayda Bu ayda olmazsa gelecek ayda On’ki ayın birisinde gidelim...” 8/: “Karac’oğlan der ki n’olup n’olmadan...” 8a/: Hapsolmadan dürmez dağlılar tekmil Namus uğruna, değişken ömürlerini. Bizim oralar şimdi, Ya asker sülüsü kaçkınıdır şubede Ya da kanlısını doğrayan Haydar. Cüssemiz maya potuğunca Söz namusa yan bakmaksa Yüreğimiz kesilir Toroslar kadar. Biz dağlılar Ölümüne ve inadına severiz sevdi mi. Ölümse kapımızı çalanda sessizce İbrahimleyin kurbanız Sina çölünde. Kan gölünde yüzeriz de Kırmızıdan kestirmeyiz urbalarımızı. Yani kaderi tam topuğundan vuranlarız. Bizler Hepimiz birer Karac’oğlanız. Uğruna ölürüz inanmışsak Ve vurulmuşsak pınar başında uğrun bir göze Ölürüz ulan ölürüz... 8b/: İşte onun aşkına: “Karac’oğlan der ki n’olup n’olmadan Dost ağlayıp düşman bize gülmeden Biri ölüp biri ile kalmadan Ölecekse her ikimiz ölmeli...” Ahmet Yozgat |
![]() |
![]() |
![]() |
#7 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57920
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Kazvinli Keşiş Kızı Kazize’ye Mersiye
1/: Garkolup sensizliğin, Canabatan kumuna... Gözlerimin sahilinde dolaştım bu gece yine Kazvinli keşişin nazlı kızı Kazize... Bileğime dolandı gümrah saçları Gözümde çalkalanan eşkin denizin, Garkolup musonlarda sensizliğin, Canabatan kumlarına Kahroldum yine nazlı Kazize... 1/a: Adını haykırdım... “Haaaay! ”kırdım Feleksiz Kazviniye kentinin damarlarına. Ölümü kına diye kutsadım ve… Son gün ışığında sürdüm aşk ile Gizemli güvercin kulelerinin sırlı burçlarına... 2/: Gözlerimin çöllerinde dolaştım bu gece yine Kazvinli keşişin nazlı kızı Kazize... Hatırımda kalanların sonunu avuç avuç Ektim binbir özen ve sabırile Yazgımın nadasa konmuş gümrah rahmine. Ve uzandım çiçeklerin çanaklarına Yapıp suru İsrafil’in... Bir organik kopyasını Daracık hançeremden... Kahroldum yine nazlı Kazize... 2/a: Adını haykırdım. “Haaaay! ”kırdım Şerefsiz Belucistan kentlerinin damarlarına Yaşamı uğursuz çamurlara buladım Sürdüm kaldırımların parmaklarına... Ahmet Yozgat |
![]() |
![]() |
![]() |
#8 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57920
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Kelimeler Birer Cellat Olur
1/: Dedin bıçakleyin, Sussan n'olurdu? 1a/: Ağıtlar kök salar ilkbahar iklim elinde Bozlaklar yekinir yüreğimin bozkırlarında Ham meyveyi koparırlar bağrımdan Sevip dilim dili barak olurdu Dedin bıçakleyin, Sussan n'olurdu? 2/: Yola revan olduk katar peşinde Ulam ulam yadellere ulandık Ardımızdan ünleyip adımız ilen Kelimeler birer cellat olurdu Dedin bıçakleyin, Sussan n'olurdu. Ahmet Yozgat |
![]() |
![]() |
![]() |
#9 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57920
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Kendinin Kaşifi Bir Adam
1/: Kendinin kâşifi olmalı adam… *** Bilmeli yüreğinde çırpınan kuşu Rüzgârlara binip uykularında Fethettiği ülkesinde sultan olmalı Sıyrılmalı kâinatın kınından zaman Mavi seferlere çıkmalı her ilkbaharda Kendinin kâşifi olmalı adam... 2/: Kendinin kâşifi olmalı adam… *** Atlayıp küheylanına akan takvimin Ufukların ciğerine sürmeli Delmeli damar damar delmeli Güneşe kafa tutan sıradağları Bir uçtan bir uca hilkâtın kitabını Gözlerinin rengiyle boyamalı Sıyrılmalı kâinatın kınından zaman Kendinin kaşifi olmalı adam İlişip keşfettiği ülkenin yorganının ucuna Kevserden nehirler misali ağlamalı Kişi işte o zamandır, adam Kendinin kâşifi olmalı adam… Ahmet Yozgat |
![]() |
![]() |
![]() |
#10 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57920
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Kert Kundaktan Bir Gün Daha
1/: Boz toprak üstünde yeşil umutlar dikip Issız hudutların serinliğine koşarak Mıhlayıp parolayı kundağına yüreğimizin Sonra bir cıgara içimi uzanıp namlu ucuna Mola da dizip yollara sevdakar mektupları Hayal uğurluyorduk bizim ellerden yana Gözü kara, yüreği yara bir yavuklunun Tütsülenen özlemini yüklenip omzumuza 'Bir of çeksem karşı ki dağlara...' 1a/: Takma bre deli şair Kert kundaktan bir gün daha. 2/: Haritalar üstünde muzaffer yolculuk edip Yüce dağların doruklarına duman olup sinerek Bir solukta varıp mavzerin karşıki namlusuna Sonra kenarında fırat'ın oturup çay içerek Geçerek bir yırtık fotoğrafın suskun yalnızlığına Sivri ve sahici yaşamı takıp kulak ardına Volta uzatıp maltasında soğuk karakolların Çarpıcı ağırlığını yüklenip omzumuza 'Bir of çeksem karşı ki dağlara...' 2a/: Takma bre deli şair Kert kundaktan bir gün daha. Ahmet Yozgat |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|