www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee  

Geri Git   www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee > Adult (+18) Yetişkinlere Özel > Adult eski arşiv

CevaplaCevapla
 
Konu Araçları Görünüm Modları
Old 10-02-2008, 01:58 PM   #1
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57931
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

...Villa Grimaldi...*

- Augusto Pinochet'ye

unuttun
bir kış gecesi denizden geldiğini

suyun sesini unuttun!

korku kustu
yorumsuz karanfil üstüne
öfkeli dudaklar

titreyen karanlığın
öç almasıdır
şimdi çağrılı gidişin

kimdin sen
acılar kuyusuna
buğulu şarkılarıyla gömülen
onlar kimdi

ölür müydü emekli tiranlar

sorular sus’a bağışlandı
yanıtlar
hecenin sürgün hali


(17 Aralık 2006) - 6. Dekad

Naime Erlaçin
__________________
Buraya Kadarmış ..
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 10-02-2008, 01:59 PM   #2
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57931
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

...Vurgun...

zımbalıyorum şiirleri üst üste
hedef tahtasındalar şimdi
vuruyorum on iki'den
düşüyorlar

vurgun yerken şiirler
sinsice iniyor gece
geceye idam mangaları diziyorum
yetmiyor barut!
bir daha yeniliyorum dili
benden içre suskun
çığlık çığlığa benden öte
boydan boya bedenimle örtüyorum geceyi

delice koşuyorum
sağrımda bir it delişmenliği
kanımda diz boyu itlik
:
boynunu ilk büküşte hani
vurmuştum yüreği ona
emanetim oldu mahşer yollarında
emaneti oldum bir tutam zehrin ucunda

gece aksak
dokunsam hırlayacak
gece it azmanı sıcak

yanıyor delifişek kalbim
:
“ceketimle örteyim gecenin bütün itliğini”*
gömeyim kendimi vurgun sesine
gecenin oyduğu mezar sessizliğine
gürlesin şiir ey gönül
çağlasın
selama dursun alem!

bekle
saba gölgesi düşecek güne
ardı sıra izler bırakan
hiraman sam yeli ateşinde

çek geceyi kınından!

…..

(*) İsmet Özel – “Geceleyin Bir Korku”dan...


(29 Temmuz 2004)

Naime Erlaçin
__________________
Buraya Kadarmış ..
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 10-02-2008, 01:59 PM   #3
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57931
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

...Yaban Kumrusu... Düz yazı

Sisli bir yalnızlık gibidir ölüm...
Bilinmeyenin içinde tek başına yitmek, kaybolmak...
Ve yeniden doğmak şairin dilinde...
Pir-ü pak, taptaze, dipdiri…

Ölmek hangi hesabı sonuçlandırıyor, düşündün mü hiç? O ki doğumdan önce de vardı. Ondan geldik; ona gideriz hepimiz. Ah bu korkularımız! İntihardan ne sık söz ederiz. Yaşamaktan ürktüğümüz için midir dersin? Yenilgiler cehenneminde yanmaktan korktuğumuzdandır belki. Birileri gerçekleştirmiş diye ne çok kıskanırız onları. Ama yapılmaz... Yapamayız. Bu yüzden de söze ve sözün anası şiire dokunur ellerimiz.

Sen kırık ötüşler bırakırsın evrene...
Bizler, 'söz'lenir ve söyleriz...

Bu kış yaşamdan yine ayrı düştün. Ne kadar da benzemiyoruz birbirimize. Benim bir eşim var; senin yok. Onu arıyorsun sabahları balkona astığın çığlıklarla... Bense suskunluğumda, yaradılış anında vaat edilmiş olan sözümü... Susmak da bir tür konuşmaktır, biliyor musun? Şakımayı öğrenemedin lakin bağırarak bir ün bırakıyorsun sonsuza. Ben, içimin boşluğuna saldığım sözcüklerle anlatıyorum meramımı... Ölümü, hayatı, aşkı ve sevda karası hüzünleri “söz”lüyorum oradaki 'ben'lerle. İpine tutunduğum bir uçurum var. Sen görmüyorsun. İniyor çıkıyorum durmadan. İniyor, çıkıyorum… İnan ellerim kanıyor ama yılmıyorum. Kimi gün bir dağ ateşinde yanmayı seçiyorum. Küllerden yine yaratmak için kendimi...

Anlamazsın sen. Sana ölüm, kalbin durması demek... Açlıktan, sayrılıktan; belki de vicdansız bir kedinin pençelerinde inleyerek... Hayattan kopardığın anlam, yalnızca eylem ile sınırlı. Veya eylemsizlikle... Hâlbuki yazan kişi eylemsiz de anlamlayabilir, özüyle anlamlandığı gibi... Gördün mü, ne kadar farklıyız!

En fazla kaç boyutta yolculuk edebilirsin? Üç, dört, beş? Ruhumun koyaklarında dolaşırken, “ödünç alınmış büyülü âlemlerde, ‘n’ sayıda boyuta hükmediyorum” diye övünsem şimdi, darılır mısın? Gidilmemiş göç yolların var senin, sıcak ülkelere uzanan katar katar özlemlerin... Beni sorma hiç. Asırlarca önce evcilleştim. Evcilleştirdiler ve sözü keşfettim böylece. Diğer kuşlardan farklıyız biz. Göçemediğimiz sürece mekânsal kısıtlanmalar, iç yolculuklar aracılığıyla özlemlerin patlamasına neden olur.

Sen haykırırsın, ben söylerim…

Biraz dert yansam, dinler misin? Âdemoğlu sözün değerini bilmiyor artık. Yaşam ve ölümün iç içe’liğini… Neden içimizde intihar ettiğimizi bıkmaksızın ve neden her satır ve mısra ile ana rahmine geri dönüp, orada bir kez daha yunup yıkanmak istediğimizi… Dışa vurdular çünkü. Hemen hepsi dışa vurdu. O denli berbat evcilleştiler ki, safi “dış” oldular! Hasreti, ayrılığı, sevdayı unutmuş gibi görünüyorlar. Şairin ölüm özlemini de bilmiyor onlar. İnsana dair ne varsa külliyen unutuldu…

Üzülüyorum yaban kumrusu. Zarf ile mazruf birbirine karıştı epeydir. İzlediklerinden utanır oldu sözüm. Ve sol yanım budanıyor gün geçtikçe. Hiç değilse bunu anlayabilirsin. Evrensel bir duygudur. Eşini kaybettiğinde hissettiğin acıdan farkı yok inan.

Örselenmiş yüreğimi sana bağışladım. Anlat bana şimdi, bu yarayı nasıl kanayacağım?

..............................

-(S’İMGE Kültür Edebiyat Seçkisi: Mart – Nisan Sayısı – 2006)

-(http://borgesdefteri.blogspot.com/)
-(http://blogcu.com/nimo/)

Naime Erlaçin
__________________
Buraya Kadarmış ..
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 10-02-2008, 01:59 PM   #4
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57931
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

...Yağmur Kokusu...

duygunun üleşilmez bütünlüğünde
bir yol hikayesiyim
kah üzgün
kah deli bir tay yüreğim

sormasın kimse beni
ilkyazı beklemekteyim

bilmece bir armağanla avuçlarında
ikizim gülümsüyor aynadan
can çekişircesine
yabanlık bir entari biçiyoruz kışa

yoldaşım dilsiz alfabesi
ciğerim suskun ve yanık
ateşten icazetli

zirve sis
zirve çamur
zirve kayalık toprak
içe dönüyor hıçkırık
kış ağaçları kadar yalnız ve çıplak

havada yağmur kokusu

sormasın kimse beni
ben böyleyim!


(18 Şubat 2005)

Naime Erlaçin
__________________
Buraya Kadarmış ..
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 10-02-2008, 01:59 PM   #5
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57931
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

...Yaşam ve Ölüm Uymacıları! ...

50 derecede kış!

Ölüme de yaşam kadar yakın durmak gerektiğini düşünmüşümdür hep. Ölüm zamanla kabullenilebiliyor ama kanıksamayı ve vurdumduymazlığı anlayamıyorum bir türlü. Ölümü renkli camlardan bir Hollywood yapımı gibi izleyip sonra da hiç bir şey yokmuşçasına 'hayattan keyif almayı' anlayamıyorum. Baudrillard 'ın 'hipergerçek'i bu olsa gerek... Telefonları açmak istemiyorum artık; posta kutularını da... İnsanoğlu bir tuhaf olmuş. Sınırlı sayıda sözcükle konuştukları yetmezmiş gibi sınırlı sayıda düşünce, sınırlı sayıda duyguyla yaşıyorlar. İlk duyduğum cümle 'tatile gitmediniz mi? ' sorusu. Gitmedim lanet olsun!

Yanı başımda masum siviller ve bebekler ölüyor, anlamıyor musun?

İçim kaldırmıyor, havuza bile gidemiyorum. Yeni aldığı evin dekorasyonundan söz edeni mi ararsınız; köpeğini denize sokarken yaşadığı mutluluğu anlatanı mı? Oysa dört ayaklı dostlarımız için hayatını verecek kadar seven biriyim onları, ama sırası değil şimdi. Havuz başında yediği balığı dillendiren, mangalda et, yanında rakı hayalleri kuranları mı; alışveriş şehvetiyle kendini ve çağını yitirenleri, her şey yolundaymış gibi okumam ve değerlendirmem için aşk şiirleri gönderenleri mi, hangisini saysam ki…

Bu ölümler sıradan değil, anlasana!

Planlanmış katliam, duyumsamayı unutmamış olanların yaşam sevincini çalıyor. Olan biten budur işte! Ekranlar ise ölümün kanı donduran soluk yüzü kadar soğuk. Oysaki içine girdiğimde kokusunu duyabiliyorum. İnlemeleri, çığlıkları, o derin acıyı, 45–50 derecelik sıcaklıktaki açlığı, ilaçsızlığı, giderek bir istatistiğe dönüşen ölüm raporlarının gerçek yüzünü; kalplerimize kocaman bir “neden? ” sorusu bırakan dipsiz çaresizlik ve isyanı… İmha eden, yok edendir ölüm. Ve acıyı durduran… Hâlbuki ölüm bu coğrafyada acıyı çoğaltıyor. Katlıyor, büyütüyor, öyle ki kıyılarıma vuruyor dalgası.

“Öncelikler”le “incelikler”in değerini kavrayamayan insanoğlu ey, teknem sallanıyor anlasana!

Günün dertlerine hiç de denk düşmeyen, dahası şu sıra “baş kadın” olan ben”imle hiç uyuşmayan abuk sabuk bir konuda yazı istiyor bir dergi. Yok canım! O kadar ucuz mu bu ruh! Aslında yazabilirim. Kafama koyduğum her şeyi yazabilirim fakat istemiyorum. İnsancıl sorumluluğum dik durmamı ve bu duyarsızlığa başkaldırmamı emrediyor. Şu sıra Ortadoğu üzerine yazıyorum. İsteyen alır basar; istemeyenle ise hiç işim olmaz. Gazeteleri, “köşe yazıları”nı, tüm kanallardaki haber saatlerini izliyorum. “Ivır-zıvır ve gündeme getirilmeyecek konularda birbiri ardına dakikalarca süren oturumlar düzenleyen programcılar nereye gittiler? ” diye soruyorum kendime. Yanıt bulamıyorum. Belki de tatildedirler! Böylece onlar da önceliklerini yitiriyor.

İngiltere ve Londra üzerinden ABD’ye uçmak üzere olanlar dün çok korktular, çünkü gerçekleşmesini asla arzulamayacağımız olası bir El Kaide saldırısı ile korkutuldular. Çünkü üstlerine Batılı bir paranoya, post-modern bir dehşet duygusu salındı. Dondular. Sırada bekleyen yolcuların yüz ifadelerini dikkatle izledim. Koyun sürüsü gibiydiler. Parfümleri, sıvı ilaçları ve hatta su şişeleri ellerinden alınırken en ufak bir tepki gösterene rastlamadım. Oysa üzerlerine sıcak kahve suyu döküldüğünde bile tazminat almak için mahkeme kapılarını aşındıran insanlardı bunlar. Neden böyle suskundular? Ruhları da davranışları gibi güdülüyordu da ondan! Ortadoğu için kaygılandıklarını da görmedim. İçlerindeki “bukalemun” böyle buyuruyordu. Otorite karşısında boyun eğmeye, sorgulamamaya ve yalnızca kendilerini düşünmeye alışmışlardı. “Kırmızıçizgi”yi geçmemeye gayret eden, tarih bilincinden yoksun, geleceğe dair zerre kadar sorumluluk taşımayan konformistlere (uymacı) dönüşmüşlerdi. Lübnan’da 30 günü bulan şiddet, acımasızlık, onca haksızlık, yüzlerce ölü ve binlerce yaralı; Birleşmiş Milletlerin iktidarsızlığı, ibret olsun diye tarihe kanla kazınacak olan beceriksizlik; Akdeniz’e sızıp doğa katli****** da neden olan tonlarca petrol; geleceğimizin dünya çapında giderek kararıyor olması umurlarında bile değildi. Yepyeni bir maske takınarak hortlayan çağcıl ve küresel bir faşizmin dayanılmaz tehdidi altında olduğumuzu önemsemiyor, utanç duymuyorlardı. Ne yazık ki bazı değerleri unutmuşlardı.

İnsanlığın son duası okunuyordu uyandığımda, çünkü bu gezegeni yönetenler(!) “İslami Faşizm”den söz ediyordu o sıra. “İnsanlık”tan başka hiçbir ölçütü, özellikle dinsel ayırımcılığı kıstas almayan benim gibi birini bile çıldırttı bu söylem. Üste çıkmayı nasıl da beceriyorlardı!

Altmış yaşındayım. Ve sabahın er saatlerinde, bedeli ne olursa olsun, asla bir “yaşam ve ölüm uymacısı” olmayacağıma dair bir kez daha yemin ettim. Bir belge düşürdüm kişisel defterime…

Aksi halde kendimle yaşayamazdım. Ve beni büyüten bunca acıyla!


(11 Ağustos 2006) - 'Gençler İçin Denemeler' Dosyasından

Naime Erlaçin
__________________
Buraya Kadarmış ..
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 10-02-2008, 01:59 PM   #6
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57931
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

...Yeni Dünya Düzeni (Novus Ordo Seclorum) ...

- Uzar gider bu şiir....Nefes aldıkça serpilen çocuklar gibi!


Whitman’ın* kuzu postunda kükreyen kurt
takdis ediyor sübyan ağıtlarını
post-modern çağın yalancı mezelerle donatılmış
işkence zanlısı sofralarında ağırlanıyor bin izzetle(!)
doğrulanıyor Huntington savaşları**

karşıtını şehvetle emziriyor
geleneksel “novus ordo seclorum”***
zamansız kederler çatıyor güvensizliğimde yapay teoriler
kulpu çatlak küp gibi devrilirken kalesi kadim uygarlıkların
farkındalığım ağlıyor
:
ağlıyor insan yanım

geleceğe kurulmuş adaletsiz bir masa bu
yara derin kozmopolit yüreğim ah!
iç ben’lerim
çok uluslu şirketleri işaret ediyor
boğuyor kalleşliği kahpe entrikanın

yırtılıyor suratlar / dökülüyor şiddete
parça tesirli!
:
kan revan içinde ürkmüş
eski bir dost yeryüzü şimdi
hangi dilimle gülümsemeliyim ona
hangi yangından kalmış dudaklarla

utanıyorum çocuk!

…………..
(*) Whitman: İlerleme, demokrasi ve geleceği yücelten şair…
(**) Samuel P. Huntington: “Medeniyetler Çatışması” tezini ileri süren yazar.
(***) ”Novus Ordo Seclorum”: “Yeni dünya düzeni - yeni seküler düzen” anlamında.

...................

'çocuklar acıları paylaşmaz demiştim omuz silkerek
acılardır paylaşan çocukları
gün geldi paylaşıldı acılar
çocuklar paylaşıldı....'
(İsmet Özel)
.............

'bana bir şeyler söylediniz, anlamadım
bir cümle, iyi bir söz, gene anlamadım
doğrusu hiç anlamadım, siz ne demiştiniz?
ben ne demiştim, ve çekip gitmiştim sonra
öyle ya, niye hiç değişmedi bakışlarınız?
BİTMEDİ DİYORUM, BİTMEDİ ŞAŞKINLIĞIMIZ....'
(Edip Cansever)
...........

'size bir şeyler söyledim, anlamadınız
öyle ya, neden hiç değişmedi ahrazlığınız
bitmedi diyorum:
bitmedi şaşkınlığınız! '
(Naime Erlaçin)
...........

'kurtulmak için çırpındığım çocukluğu
yeniden öğreniyorum çocuklardan şaşarak...'
(Şükrü Erbaş)
.............

'sokaklarda güpegündüz düş kuruyor çocuklar...
geleceklerini yazıyorlar kaldırımlara....'
(Doğan Özcan)
.......

Ve ben
üşüyorum anne!
(N.E.)


(11 Ağustos 2005)

Naime Erlaçin
__________________
Buraya Kadarmış ..
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 10-02-2008, 01:59 PM   #7
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57931
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

...Yetmedi...

dünyayı yaktım dün gece
önce okyanusları attım ateşe
sonra anakaraları tek tek
ateş tozunun mağrur yüzünde ağlayan
zümrüdüanka’yı

yetmedi!

çiçek tozlarına bulanmış kitapları yaktım
buluttan çaldığım sevdaya yapışan telkari anıları
geride bıraktığım yılları
gelecek olanları
insana dair bütün yalanları

yetmedi!

yıldızlarda tutuştu evren
esin perilerinin çığlıkları yuttu geceyi
kızıl bir alemde can çekişen canımla ödeşirken
ellerimi kaybettim
gözlerim ve dolunayı

yetmedi!

külleri unutmuşum...


(29 Şubat 2004)

Naime Erlaçin
__________________
Buraya Kadarmış ..
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 10-02-2008, 01:59 PM   #8
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57931
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

...Yol...

yılana terk ettim yaban sesimi
yolum iniş
yol yokuş

yol taşa köle
taş küle

kim yarattı acıyı ve aşkı
toplasın elmaları

-kurtlar bizim! -

ikiyle sevsin zamanı
biri beni çınlasın
biri sizi

sabra nişandır dayancın yolu
koyaklara meydan okur içimdeki Mâr
dağ kişnerse gül sevinci
küserse değişir zar


(25 Aralık 2007)

6. Dekad, HAYAL Yay. Ocak 2008, s. 85

Naime Erlaçin
__________________
Buraya Kadarmış ..
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 10-02-2008, 02:01 PM   #9
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57931
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

...Yolcu...

efkârın gergefinde dokunur düşünce nakışları
mistik bir rüzgar eser buralarda
billurlaşır söz suyun yorgun teninde

“gönle ulaşmanın tarihidir insanınki”
der feylesof*
hınzırca gülümser
bir dağ ateşi yakar gözlerine

satırlarda buluşulur sonra
hayal aleminde dolaşılır
düşler kurulur gönül eri olmak üzre
bütünleşir ruh ve akıl
durulur nöbetlere

-aşk düşünüp
ölüm konuşmaktan gelmiş
ne geldiyse başına!

böyle hikâye eder serüvenini...

kendine özgü bir sestir aranan
özgür ve özgül olan
kalıplar dökeriz bedenlerimize
sil baştan libaslar biçeriz

o bir garip
bir derviş
ben çilekeş yoldaş
açarız evrenin ‘la’ sesine penceremizi

tutunur kenara dolgun başaklar
dökülür dizeye nakış
mistik bir rüzgar eser buralarda
sessizliğe bürünür yol apansızın
kokusundan tanınır yolcu
yel sürükler

yol sürer izimizi


(*) Ahmet İnam


(28 Haziran 2004)

Naime Erlaçin
__________________
Buraya Kadarmış ..
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 10-02-2008, 02:01 PM   #10
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57931
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

...Yorgunluk...

boşluğa terk edilmiş bir nida artık sesim
savunmasız bıraktım savunma kalkanlarını
sonsuza açılan son kapıdan
hiç gelmemiş gibi süzülmek son hevesim

hiç selam durmamış gibi söze

toparlanmak anlamsız
harf öldü hece dağınık
yerebatan gibi bir şey oldu söz
uğraşlar kanamalar ter akıtmalar
kuma saçılan inci taneleri

yakılacak kaç darağacı kaldı daha?

ah emek!
son reddin olsun bu
son inkarın

affet beni yorgunum!


(1 Kasım 2004)

Naime Erlaçin
__________________
Buraya Kadarmış ..
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
CevaplaCevapla


Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir)
 

Yayınlama Kuralları
Yeni konu açamazsınız
Cevap gönderemezsiniz
Eklenti ekleyemezsiniz
Mesajlarınızı düzenleyemezsiniz

Kodlama is Açık
Smilies are Açık
[IMG] code is Açık
HTML code is Kapalı


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 03:24 AM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.