Hatice Bediroğlu

[GooD aNd EvıL]

Altında kaldı

Boyu ha bire uzayan
Keder dalgalarının

Korkunçtu iç yarası
Sonsuzdu acının derinliği
Kaybolmamak için tamamen
Sarıldı tahta direğine
Suskun sokak lâmbasının

Hıçkırıkları... Hıçkırıkları
Uçuşuyordu titrek havada
Hafif ay ışıklı, buğulu
Daracık kaygan taş sokakta
Acı... Acı şahlanmış
Koşuyordu dörtnala

[GooD aNd EvıL]

Acının Binlerce Rengi
Giriyorum içine gözlerinin
Ürkütüyor birlikteliği
Soğuk ve rüzgarın

Ah! İçimde
Acının binlerce rengi
O renklerde asılı
Yüreğimin bin bir parçası.

Ey yar...
Gündüzlerime gölge düştü
Islak gözlerimde
Şimdi darmadağın ışıklar

[GooD aNd EvıL]

Aç gözlerini uyan artık!
Bak, seni görmeye geldim
Yanımda sevgimi getirdim
Yanımda tutkularımı getirdim
Yanımda yaşamımı getirdim
Hepsini sana sunmak için
Aç gözlerini uyan artık!
Çok bekledim ben
Şu anın gelmesi için
*******ce uykusuz kaldım
Düşüncelerimde hep sen
Karşılaşacağımız anın
Hayaliyle geçti günlerim
Aç gözlerini uyan artık!
Bundan sonra misafir gibi
Geliş gidişler yok
Gözyaşları sel olmayacak
Hüzünlü ayrılıklarda
Bak!
Valizimde yanımda
İnan sevgilim bu son
Temelli kalmaya geldim

[GooD aNd EvıL]

Ah Bir Sabah Olsa
Güneş elveda dediğinde güne,
Akşamın karanlığı düşer,
Sevdandan sarhoş,
Yüreğimin ortasına.
Hüzün…
Suya atılan bir taşın çıkardığı,
Hareler gibi,
Dalga dalga yayılır,
Sarar her bir tarafımı.
Kahrolası gece,
Bir türlü ilerlemez.
Akrep ile yelkovan,
Unutur randevusunu.
Okumaya çalıştığım kitapta,
Kelimeler yitirir anlamını.
Gri, kara bulutlar…
Doluşur gökyüzüne.
Gök gürlemesinin ardından,
Boşalır sağanak yağmur.
Sensiz kalmış ruhumu,
Üşütür ıslaklığıyla.
İçimdeki özlem,
Yırtar gecenin sessizliğini.
Çağırır sevdasını.
Sesin ulaşır beynime.
“Ben seni seviyorum”
Yok olur üşümüşlüğüm,
Kor ateş kaplar,
Bu sefer her bir zerremi.
Ah! bir sabah olsa,
Güneş…
Günaydın dese yeni güne.
Kapımın zili çalıverse.
Bekleyişlerden kurtulsa aşkım.
Kucaklayışında kaybolsam,
İçim delirse… delirse…delirse…

[GooD aNd EvıL]

Issızlığın hakim olduğu bir akşam.
Ney, gizemli bir ferahlık üfler derinden
Aheste aheste, mahzun...
Birazda ürkütücü.
Göz bebeklerime saplanır dikenler
Tül perde ardından bakıyormuşum gibi her şey.

Acılar demlerim anason kokusunda
Göz kapaklarımda ağır bir yorgunluk
Gece dolanıp durur ayaklarıma.
Kış hüküm sürer bedenimde
Özlemler biriktiririm bir dolu.
Sularım sabır çiçeklerini her gün
Sağanak yağmur gibi akarsın yüreğime

[GooD aNd EvıL]

Aklıma Düşüverdin
Güne;
Gözlerimi açtığımda,
Düşüverdin aklıma.
Ve ben yine,
Hiç tanımadığım sana,
Gülümsedim kocaman.
İçimde sevinçler,
Filizleniverdiler,
Coştular, kabardılar.
Kalktım yatağımdan sonra,
Güneşli gökyüzüne baktım,
Acaba! Bana bakan,
Bir bulut var mı? dır diye,
Gözlerimi aldı güneş,
Kırpıştırmaya başladım.
Tam gözlerimi kaçıracaktım ki!
Bir sürü bulutun arasından,
Burnunu çıkarmış bir bulut,
Hınzırca gülümsüyordu.

[GooD aNd EvıL]

Aktı Yüreği Çılgın
Kızıl kahve tonlarına büründü
Sırtında hüzün Sonbahar
Damladı yapraklardan
Kristalleşmiş sabah çiyi
Hem aynı hem değişikti her şey

Oturdu devrik ağaç gövdesine
Üşüdü, iyice büzüşüp küçüldü
Parlak Ekim güneşi
Boşluk duygusu yarattı içinde

Bir koşu tutturdu sonra
Kırmızı toprakta çıplak ayakla
Renkler, gölgeler, ışıklar
Hızla aktı ağaçlar

Deli bir derenin kenarında
Varsaydı kendini
Ulaşmak için bir an önce çaya
Salkımın son tanesini
Atar gibi ağzına
Aktı yüreği öylesine çılgın

[GooD aNd EvıL]

Alışmak İstemem Yokluğuna
Sevmek uzun bir yol,
Sevdiğim.
Önceliği olmalıyız,
Birbirimizin.
Kuşku düşmemeli,
Yüreğimize.
Heyecan sarmalı,
Özlem yaktıkça içimizi.
Tenlerimizin kokusu,
Doluşmalı burnumuza,
İçimiz tepinmeli.
Delirmeli.
Şiirler dökülmeli,
Dudaklarımızdan.
Gülüşlerimizle,
Aydınlanmalı,
Gecenin karanlığı.
Hazan mevsimi,
Dönüşmeli bahara.
Cıvıl cıvıl,
Yaşam sevinci,
Kaynamalı içimizde.
Sevdamız,
Beslemeli bu ateşi.
Mis gibi çayın kokusu,
Sarmalı evin her yanını.
Cam bardakta içmeliyiz,
Yudum yudum çaylarımızı.
Ömür dediğin nedir ki...
Kaç gün, kaç ay, kaç yıl...
Alışmak istemem,
Yokluğuna.
Birlikte...
Severek tüketmek,
Ve doya doya yaşamak,
Varken günleri.

[GooD aNd EvıL]

Asılıyorum Küreklere
Islak maviler yolluyorum
Kanatlarında poyrazın
Arıyorum sıcaklığını
Bir yudum çayda

Soğuk geçiriyor dişlerini
Sıska yanaklarıma
Kesiyor acı...
Dilim dilim bedenimi
Bir bir çıkarıyor gözlerimden
Dalına tutunamamış yaprak gibi
Savruluyorum bağrına Akdeniz’in

Mavisine yansıyor gözlerin
Gözlerinden yüreğine
Ha babam...
Asılıyorum küreklere

[GooD aNd EvıL]

Aşk
Buruk bir ateş
İçimizi kaynatan
Damarlarımızda
Sinsi sinsi dolaşan
Bulutlara sürükleyen
Güneşi kucaklatan
Denizleri kabartan

Suç ortağı...
Mum ve şarap
Bazen tüketilen
Kırık şişelerde
Bir büyü ki!
Karşı konulamayan

Bir kadeh sen...
Bir kadeh ben...