www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee  

Geri Git   www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee > Kültür & Sanat > Genel Kültür > Edebiyat

CevaplaCevapla
 
Konu Araçları Görünüm Modları
Old 04-01-2009, 05:00 PM   #1
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57932
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Komünizm müstehcenliktir - eleştiri notları

Henüz güneş doğmamıştır. Genç kadın ve genç adam ayaklarını uzatıp oturdukları kır çiçekleri ile bezeli bir yamaçta, kuş sesli notaların saba makamındaki müthiş romantik melodileri eşliğinde güneşin doğmasını beklemektedir. Kadın başını erkeğin omzuna dayar ve fısıldar.
- Beni seviyor musun …
Adam gülümseyerek dudaklarını kadının saçları arasında dolaştırır ve kadının sesine ayarlı bir tonda fısıltıyla yanıt verir. –Evet sevgilim, hem de çok, doğacak güneş kadar …
Güneşin ilk ışıkları kendini belli etmeye başlamış ve kararmış gümüş renkli bulutlar hafiften nurani bir aydınlığa ve giderek pembeleşmeye ve daha da ileri giderek kızıllaşmaya başlamıştır. Kadın ve erkek aynı anda sanki sözbirliği etmişçesine ve biraz da manzaranın ve renklerinin ateşlemesi ile haykırırlar. –Şu gökyüzünün rengine bak, nasıl da kızıllaştı …

İşte olan da bu anda olur. Ve gerek kadının gerekse de erkeğin gözleri arkadan bir el tarafından kapatılır. Bil bakalım ben kimim der gibi. Şaşkın ve biraz da korkulu ve gene aynı anda haykırır kadın ve erkek.
-Sen kimsin?
Gök gürültüsüne benzer kalın ve ürkütücü ses gecikmeden yanıt verir.
-141-142

Bir zamanların toplumu etkisi altına alacak, halkın haya duyguları da dahil olmak üzere tüm temel değerlerini alt üst edip devletin kurumsal niteliklerini soğuk kış karasına benzetecek en büyük tehlike olarak görülen komünizm önünde, yasalardaki 141-142 nci maddeleri korumacı bir kalkan olarak kabul eder ve derin bir oh çekerdik. Tüm düşünmeye ve üretmeye hazır gencecik beyinleri bu zırhlı maddelerin verdiği yetkiye dayanarak önce cezaevlerinin taş duvarları arasında prangalar, olmadı der ve sonrasında da “bir kızıl şafakta” yağlı urganlarla sallandırırdık.

Devlet, kendisini kendisinden yani kendi halkından korumak için yemez-içmez-uyumaz hep böyle zırh çeliğinden mamul maddeler üretirdi. Hala da üretmeye devam ediyor. Bizler de yatıp kalkıp dua ederek “devletimiz sen bin yaşa, ne güzel bizi her türlü melanetten koruyorsun diyeceğimiz yerde” hiç rahat durmaz ve bu üretimi teşvik edecek yeni yaramazlıklar peşinde koşar, yeni oyunlar icat ederdik. Hala da bu huyumuzdan vazgeçmiş değiliz. Böyle gidip yada yuvarlanıp duruyoruz işte.

……………..

Henüz güneş doğmamıştır. Genç kadın ve genç adam ayaklarını uzatıp oturdukları kır çiçekleri ile bezeli bir yamaçta, kuş sesli notaların saba makamındaki müthiş romantik melodileri eşliğinde güneşin doğmasını beklemektedir. Erkek birden elini kadının kısacık eteğinin altından gözüken ve üzerine güneş ışığı düşmüş bacaklarına uzatır, okşamaya başlar. Kadın da bu harekete dudaklarını erkeğe uzatarak karşılık verir, öpüşmeye başlarlar.
İşte olan da bu anda olur. Ve gerek kadının gerekse de erkeğin gözleri arkadan bir el tarafından kapatılır. Bil bakalım ben kimim der gibi. Şaşkın ve biraz da korkulu ve gene aynı anda haykırır kadın ve erkek.
-Sen kimsin?
Gök gürültüsüne benzer kalın ve ürkütücü ses gecikmeden yanıt verir.
–Müstehcenlikle mücadele

Çağımızın ne yaparsan yap engellenemez, vize konulamaz erişim coğrafyası içinde, şimdi müstehcenliği engelleme başlığının altında gene devletin halkını yada kendini koruma uğraşlarının sansür biçimli makasının kestiği elbiseyi girmeye zorlanıyoruz. Amaç ilk bakışta içinde “çocuk pornosu” gibi gerçek anlamda yüz kızartıcı bir ticaret malzemesinin adı geçince doğru gibi geliyor. Ama o zamanda neden 2001 yılından bu yana uluslar arası mücadelede “çocuk pornosuna” ait ek protokolü imzalamıyoruz diye soruyoruz. Buna akıllı bir yanıt gelmeyince de o zaman başlıyoruz öküz altında buzağılar aramaya. Amaç iletişimin bir şekilde engellenmesi yada doğru deyimiyle sansür uygulaması ile gene azgelişmişlik egolarımızın tatmini mi.

Bu mücadele için (!) yeni bir kurul oluşturulacak. Bu kurul üyeleri 24 saat izledikleri yayınlar içinde tam tanımı yapılamayan “müstehcenlik” dürtüsü ile karşılaştıkları anda hemen telefona sarılıp haber verecekler elinde makas yada sis püskürtme pompaları ile beklemekte olan bir üst kattaki emir vericilere.
–Efendim bir tane daha bulduk adres www….

Bu kez 141-142 de olduğu gibi mahkeme kararını filan beklemekte yok takdir edilen cezayı uygulamak için. Kes, sustur, engelle tamamdır iş …. TV’lerin gece yarısın sonrasında yayınladıkları programların bazılarının başında ekranın sağ üst köşesindeki sevimli aile figürlerinin yerinde “dikkat..cinsellik ve şiddet içermektedir” ibaresi yer alır. Bu uyarı eğer, örneğin gece saat üçte bütün aile bireylerinin çoluk-çocuk ekran karşısında esas duruşta hala TV izliyor iseler varsayımından yada internet bağlantısı karşısında gene aynı kadro, çoluk çocuk arama motorlarına gaz verileceğinden yola çıkıp da durum budur anlamına geliyorsa işin acı ve traji komik bir başka nedeni daha da çıkar ortaya ki belki o zaman birey ve aile sorumluluğu ve disiplininden bihaber toplumumuz için doğru uygulamadır, müstahak olma durumudur. Falanca kişinin bizim adımıza çıkıp, “sen bunu izleme müstehcendir, ahlakın bozulur, bak çocuklarını bile yatırmamışsın bu saatte “ demesinin başka bir bakışla da açıklanmasının pek mümkünü yoktur.

Korkularımız işte …Dün komünizmden, bugün müstehcenlikten, daha önceki gün adı şimdilerde unutulmuş olan bir başka başlıktan ve yarınlarda adının ne olacağını bilemediğimiz korkularımız … Yada kişilik yada güven yada seviye … Öyle şeyler işte. Bu kadar koruma ile geldiğimiz yerler de bu kadar belli iken. Çocuk ölümlerinde dünyada kaçıncı sıradayız, birinci mi …yada halkımızın hayat standardı, refah toplumlarının kaç fersah gerisinde, önemli mi?

Cevat Çeştepe
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 04-01-2009, 05:00 PM   #2
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57932
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Konfeti çocuklar

konfetiler, konfetiler, konfetiler …
sanki gelenler, bir seferberlik sonrası, savaştan dönenler
şehir, kendi karanlığının alışılmış yağmurlarında ıslak
ama gelenler üzerine bir sevinç gibi rengarenk haykırarak
saklanmış bir şiirin en sona yaklaşmış satır aralarında
izlemektedirler bir çocuğu oynarken, şehrin çatı katlarında.

konfetiler, konfetiler, konfetiler ….
gece yarılarının kulaklarına bir fısıltı gibi inmekteler:
ağzım çok kurudu bu gece, ateş basması gibi susamışlıklardan
haydi soğumuş bir pınar sesi gelsin, çağlarcasına uzaklardan
silinsin pencerelerimizin üstüne sinmiş tüm bulutlar
biz yeni yıldızlardan yaratalım, el değmemiş oyuncaklar.

çocuklar, çocuklar, çocuklar …
korkmadan söyleyin içinizden geçeni, yanlış anlamazlar.
biz şairiz deyin mesela, onun için benzeriz yıldızlara
ve firardan değil sevdadan saklanırız satır aralarında.
bakmayın sofranızda ve başucunuzda görünmediğimize
hiç mi bir rüzgar hissetmediniz dün gece yüreklerinizde.

çocuklar, çocuklar, çocuklar …
ellerindeki makas ve renkli kağıtlardan konfetiler yaptılar
çıkıp dolunay’a ışık yollarından, yazdılar beyaz tebeşirleriyle
yazdılar, dudaklarında ıslık olan şarkıları bilinen sözleriyle.
sonra umut mavisi ve bereket yeşilini boyadılar aşk kırmızısına
gökyüzünde artık bir değil iki ay vardı uykuya daldıklarında …

Cevat Çeştepe
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 04-01-2009, 05:01 PM   #3
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57932
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Koridorların bulanık kalabalıkları

olmuyor her zaman aynı şey,
gelecek diye beklediklerim
hiçbir zaman gelmiyor.
ince ipliklerle sarılmış makaralar
biraz ağırlaşınca kendinden yukarı
hiçbir yükü çekmiyor.
ve kimsesiz kalabalıklar akıyor
dalgasız ve kumsuz sahiller gibi
gölgesiz, rüzgarsız üstelik hepsi
akıp gidiyorlar önümden
değerini bilmedikleri
anlamlı bir doğumdan gelip,
anlayamadıkları anlamsız bir sona.
akıp gidiyorlar önümden,
ayaklarımı kaldırıyorum.

ayaklarımı kaldırınca ellerim tutmuyor.
ne bilge kişiliği olabiliyorum
kendi yarattığım efsanelerin,
ne sersefil kaldırımlarımda
divane bir şairim.
en kötü aşk şiirlerinde bile
iki dize alt alta gelemiyorum.
ellerim tutmayınca bir tuhaf oluyor,
seni seviyorum diyemiyorum mesela
aklıma her geldiğinde,
ne zaman bir bulut geçse üzerimden.
ya da fırtınaların senfonisi
dolsa her kareme bir çığlık gibi.
giderek bulanık bir izdüşümü
ve yoğrulmuş çiğ hamurların
çözümsüzlüğü.

şimdi yavaşça ayaklarımı indiriyorum.
ellerimle ne kadar net çizgi kalmışsa
yüreğimin kenarında
sıkıca sarılıp beynime saklıyorum.
ve ayağımın altında akıp giden
kalabalıklarda bir yer buluyorum kendime.
arkada bir iz kalıyor, hani bilirsin.
sakin denizlerde yol alan teknenin
arkasından açar gibi kollarını
geride kalanlara.

Cevat Çeştepe
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 04-01-2009, 05:02 PM   #4
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57932
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Korkma sakın

bir deniz türküsü sanma sakın.
sancaktan gelip de saçlarını
açlığın nefesi gibi okşarken,
bırakıp da giden., darmadağın.

albatros kanatlarından üstüne düşen gölge,
güneşin senden sakladığı aydınlıktır.
korkma sakın.

bir çoban türküsü sanma aman ha!
dağlardan gelip de yüreğini
sevdanın ağır elleri gibi sıkarken,
bırakıp da giden., paramparça.

dağlardan, ırmaklara, yol bulup denizlere,
taze bir bulut gibi koşan sensin.
durma sakın.
açlığın nefesi gibi okşarken,
bırakıp da giden., darmadağın.

albatros kanatlarından üstüne düşen gölge,
güneşin senden sakladığı aydınlıktır.
korkma sakın.

bir çoban türküsü sanma aman ha!
dağlardan gelip de yüreğini
sevdanın ağır elleri gibi sıkarken,
bırakıp da giden., paramparça.

dağlardan, ırmaklara, yol bulup denizlere,
taze bir bulut gibi koşan sensin.
durma sakın.

Cevat Çeştepe
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 04-01-2009, 05:04 PM   #5
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57932
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Korku ve ceza ve suç

korku:
yanaklarından aşağı lavlar süzülürken
bilekleri ince bir dağ çiçeği keser yolunu.
rengi solgun, bakışları ürkek ve korkulu.
yangın kavurmaya başlamıştır hayat yollarını.
sonrası çığlıksız ve yarınsızlıktır.
gözlerinin güneş ışığından
bir daha hiç kamaşmamasıdır.

ve;
bu saatte daha yanmamıştır şehrin ışıkları
kolluk kuvvetleri vardiya değişimindedir.
kepenkler aşağıya çekerken eteklerini
daha çok açılır ve çırılçıplak kalırlar.
bütün vanalar ise hala kapalıdır
sokaklar dar ve geçit vermez sancılı,
yanan bir kibrit çöpü ama patlayan volkandır.
yanaklarından aşağı süzülen lavlar
işte bu volkandan doğmadır.

ceza:
nasıl biter dağ çiçeğinin kokuları
elinden gelip de yakamazsan bütün dağları.
ama bitecek bir şeyler de elbet vardır.
bunlar kızgın lav gibi akan gözyaşlarıdır.
yarın bir başka dağ çiçeğinin yanaklarından
gene bir volkanın lavları akacaktır
bir kibritle patlamanın hemen ardından.

sokak ışıkları hala yanmamış
ve vanalar kapalı olacaktır.
sadece kepenkler kapanır gibi yapacak
ama açılan eteklerle çırılçıplak kalacaktır.
bacaklarının arasından
adı suç olan
karanlık yaratıklar fırlayacaktır.

Cevat Çeştepe
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 04-01-2009, 05:05 PM   #6
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57932
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Korkumun nedeni başka

dilimde bir türlü işlemiyor
şu sansür meselesi.
makası alıp gelsem yanıma,
önceden uçuruyor haberi
saklıyorum kendimi.
verilecek cezadan,
dilimin kesilmesinden
değil korkum,
başka bir şey.
beni böyle sevmeyeceksin o zaman
susup oturmama alışık değilsin,
ben değilim sanar, çeker gidersin
onu biliyorum.
ondan korkuyorum.

Cevat Çeştepe
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 04-01-2009, 05:05 PM   #7
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57932
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Korkuyla yaşamak

Külhani yanı, şarabi havalarda saklı
Bir anıt yükselir iskele tarafında.
Sahil boş ve bütün gezilere kapanmış gibidir.
Terkedilmişlik martıların
Ve boşalmış kadehlerin insafında.
Korku kendi kendisinin bekçisidir

Sahilde.
Şimdi şehrin el değmemiş,
Bakire bir yamacında,
Gölgeye saklanmış yırtmaçlardan fırlar
Hırsız yüreklerin sırt çantasındaki
Çalınmış çocuklar.
Yalnız sokağa çıkmak
Mangal gibi cesaret ister.
Burada bildiğin hiçbir ses
Benzemez duyduğun hiçbir sese.

Nereye gitti benim sevdiğim şehir.
Hangi duvarda asılı yaptığım resim,
hangi aşığın belleğinde kaldı
Yazdığım şiir.
Arama boşuna.
Daya sırtını terk ettiğin sigara dumanına
Bir nefes daha.

Cevat Çeştepe
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 04-01-2009, 05:05 PM   #8
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57932
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Korkuyorum

korkuyorum pranga mahkumu olmaktan.
korkuyorum,
cezasız bir suç adına
bin tutkuyla sıkıştığım aralıkta
gözlerim tavanda, sırt üstü yatmaktan.
korkuyorum,
sakladığın yerdeki anahtarı
bir daha hiçbir yerde bulamamaktan.

korkuyorum sana daha yakın yorulmaktan.
korkuyorum,
soluğuna bir adım daha
soluk verecek kadar yaklaşıp yanına
sarılarak tüm varlığımla, soluksuz kalmaktan.
korkuyorum,
tattığım kokusuyla teninin
sana prangalı bir mahkum olmaktan.

korkuyorum ayrı dünyaların aynı hücresinde,
seninle eşit mahkumiyetin
cezası olmaktan.
ellerinle üzerime çektiğin perdenin
ter döküp sıcağında
korkuyorum bir daha çıkamamaktan aydınlığa.

korkuyorum doğurduğun çocukları unutarak
her gece yeniden gebe kalmandan,
ve her sabah yeniden beni doğurmandan.
korkuyorum,
korktuklarımı sahipsiz bırakıp,
seni dönüşsüz yollarda yeniden yaşatmaktan.

Cevat Çeştepe
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 04-01-2009, 05:05 PM   #9
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57932
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Korkuyu kovarken sen olmayacaksın

bir kapının açıldığını duymak.
ya da bir pencerede ışığın yandığını.
ağacının dallarında beslediğin güvercinlerin
her gece yatmadan, okşamak kanatlarını.
açık bırakıp gökyüzünün tüm kapılarını
onlar çok eskide kaldı dememek hiçbir şeye
umut saklamak, geceye rağmen,geceye.
ne kadar sığarsa o kadar düş …..,
her gece kaybolduğun gecenin içine.

korku atomları böyle parçalanır bir tanem.
gözünün gördüğüne kapatmayacak gözünü,
seveceksin içine çektiğin her kokudaki kokuyu,
duyduğun ses doğrultmalı seni durduğun yerde
karınca geçse önünden, merhaba demelisin.
korku işte böyle sökülüp atılır yürekten.
geceye rağmen gecenin içinden.

korkuyu kovacaksan geceyi bekleyeceksin.
senin olmadığın zamanları yani yanı başında.
sensizliğe seninle karşı koyabildiğin.
işte o zamanlarda en okkalı yanındasın yaşamın
farkında mısın?
korkuyu kovarken içinden,seni bekleyeceksin.
Yapabilecek misin?

Cevat Çeştepe
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 04-01-2009, 05:05 PM   #10
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57932
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Kömür karası / ömür yarası

parmaklarımın arasında son sigara
ciğerim çekiyor, bende suç yok.
inan canım şimdi dört yanım grizu
derin çizgilerimde kömür karası
kömür karası gözlerin geliyor aklıma /
grizu dört yanımda birden patlayınca

bir yemek molası var şimdi sırada
oysa aç değilim ki ben karnım tok
senin gibi, açlığımda kaldı yukarıda
hiç saymadım inan, inerken merdivenleri
ölmeden girmek bu demek mi mezara /
gözlerim gözünü görmeyince karanlıkta

Cevat Çeştepe
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
CevaplaCevapla


Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir)
 

Yayınlama Kuralları
Yeni konu açamazsınız
Cevap gönderemezsiniz
Eklenti ekleyemezsiniz
Mesajlarınızı düzenleyemezsiniz

Kodlama is Açık
Smilies are Açık
[IMG] code is Açık
HTML code is Kapalı


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 07:16 PM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.