![]() |
|
|
|
|
#1 |
|
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57933
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
Hoşgeldin Yüzyılıma
Bir hayat yeşeriyor Hayatı anlatacak size umutsuz zamanlarda Umut düşüyor işte ana rahmine Işığa kavuşacak işte en güzel tanımı sevginin Karanlıkta gülmeyi öğretecek bakışları Hasreti öğrenecek sıla Keşfedeceksiniz yeniden yaşamanın tadını Bir hayat yeşeriyor Yüzyıllar boyu her gün doğacak odanıza Haykıracak her sabah avazının çıktığınca Yeniden tadını keşfedeceksiniz tuzun, ekmeğin Kalkacaksınız İspanya’da Alman tankının ezdiği bedeninizle Tüküreceksiniz bir Schutz Staffel subayının suratına Hiroşima’da on bin metrede Rock and Roll yaparken Bir U.S army uçağı Koşacaksınız yanmış bedenlerinizle güneşin doğduğu yere Kurşuna dizilirken bedeniniz Son anınızda bağıracaksınız Viva Liberta diye Bir hayat yeşeriyor Karlı bir kış havası yurdumda Ve yedi tepesinde yedi ayrı hasret; İstanbul toprağı Ve isyanın en güzel rengi; Kırmızı Rumeli’den yükseliyor umut güneşe karşı Büyüyecek bir gün Büyüyecek ve “güneşi zaaaaaptedecek.........” Bir hayat yeşerdi onunla yüreklerimizle Aşkla İsyanla Hasretle Kavgayla İşte ana rahmine düştü umut Hoş geldin ustam Hoş geldin yüzyılıma.... (Nazım Hikmet Ran Anısına) 15 Ocak 2003 21:28 Melih Coşkun |
|
|
|
|
|
#2 |
|
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57933
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
Hürriyet Sadece Beyinlerimizde
Hürriyet sadece beyinlerimizde. Kimimiz dağlar denizler boyu tutsak Kimimiz üç metrekarelik betonlar arasında hür Yürek ister Görebilmek için Göz değil, Yürek ister Koklayabilmek için Çok uzaklarda açan bir çiçeği Dört duvar arasında… Hangi zincir sarar kollarını Beynimde yarattığım O en gerçek hürriyetin Hangi pranga bağlar ayaklarımı İnadına yürürüm Düşlerimde kurduğum O çiçekler içindeki ülkeme. Tecrit edilmiş Yüreğin yasındadır şimdi sevdam Tezgahta satılan bir gül demeti gibi Ayrı bırakılmış yurdundan. Kalmışım beyaz bir odanın Simsiyah yalnızlığında Tırnaklarım kalemimdir Yazarım özgürlüğün türküsünü Esaretin duvarlarına… Hürriyet sadece beyinlerimizde Kimimiz dağlar denizler boyu tutsak Kimimiz bembeyaz bir hücrenin duvarları arasında hür… 2005 Melih Coşkun |
|
|
|
|
|
#3 |
|
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57933
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
Hüzün Çıkartması
Hüzün çıkartmasıdır bu Kalbimin kıyılarına İsyanın buğulu sesidir Burası hayatın kıyısıdır Gürüldeyen bir su sesidir şairin yüreğinde Yorulsa da hiç bastırılamayacak olan isyandır -Zaten her şiir isyandır biraz- Güzel yavrum benim Zindan ederler bu dünyayı sana Sana yasak ederler sevmeyi Güzel yavrum Ne kadar zordur bilemezsin Kurtlar dağında kuzu olarak kalabilmek Sevgisizlik çağında Seviyorum diye haykırabilmek sesin çıktığınca Hüzün çıkartmasıdır bu Su alır bütün gemilerin Korkma gömülsek de karanlığına Bu deniz bizimdir Tıpkı gökyüzü gibi... 2004 |
|
|
|
|
|
#4 |
|
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57933
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
Hüzün Sana Yakışıyor
Hüzün sana yakışıyor çocuk Gülüşünde geçmişin bıçak yarası Yüzünün değişen her kıvrımında Kalp ağrısı gibi sancıyan bir halk Gülüşünde sakladığın bir şeyler var Derinlerde bir yerde hiç gülmeyen bir çocuk Gözlerinden taşan kederin dağlar Sevincin deryalar kadar... Hüzün sana yakışıyor çocuk Akan her gözyaşında Dar sokaklarda düşen bir yoldaş Her kahkahanda Sömürüsüz bir geleceğin pembe düşü Gülebilseydin sende Seni ağlatanlar kadar Gülebilseydi eğer bir halk Gülmekte yakışırdı sana En az ağlayışın kadar... 29 Ocak 2003 21: 36 Melih Coşkun |
|
|
|
|
|
#5 |
|
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57933
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
Ilık Su ve Bayatlamış Ekmek Tadında Hayat
Ilık su ve bayatlamış ekmek tadında hayat Biriktirip de söyleyemediklerim gibi Çok özleyip de yaşayamadıklarım gibi Korkusuz gözlerle bakabilirim artık her şeye Kırılacak yeri kalmadı kalbimin diğer zulümlere Kurtuldu sen kelimesi bütün tekilliğinden Hepiniz Hepiniz birden gelin üzerime... Çektim şiirimden o sesi Dağıldı kelimelerim bir bir İskeleti sökülmüş gibi Her parçası yeni bir hayata Her parçası yeni bir sevdaya vursun diye, Tadına varmak için yaratmanın Ve yeniden varolmak için Kendimi yokluktan sayarken. Hiçbir kafiye yakışmadı bu kadar hiçbir şiire Hiçbir söz bu kadar güzel tarif edemedi güzelliğini Bir ömrün sebebiydi seni sevmek Ve şair olmaktı anlatabilmek seni... Seni sevmek; Susmamak demekti ilelebet Ağzımı bıçak açmadığı zamanlarda bile Gözlerimle de olsa anlatabilmek. Kazımak ıssızlığın ortasına adını Sonra susmak İzlemek seni Ellerini, yüzünü İzlemek bakışlarına vuran o imkansızlığını. Kahkahaların bile Bıçak yarası gibi kanadığı bir günde anladım ki Düşlerde acıtır insanı. Ilık su ve bayatlamış ekmek tadında gelirken üzerime hayat Hala bir sebebi vardır yaşamanın Hala sevilecek birileri vardır Ve hala bir dava vardır uğruna ölünecek... Melih Coşkun |
|
|
|
|
|
#6 |
|
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57933
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
İç Ses
Kimsenin duyamadığı sesler duyarım Dost diyerek uzanan elin Kendi içindeki yaptığı pazarlığı Konuşulanın Her zaman düşünülen olmadığını Görebilirim Sizin sadece baktıklarınızı Veya görüp de görmezlikten geldiklerinizi Asfaltta kuruyan kan lekesinin kızıllığını, Üç yaşındaki mezar taşını Beni hep ileri sürükleyecek Rüzgarları alırım sırtıma Sırf bu yüzden Her rüzgarda yönünü değiştiren akıllılar! Deli derler çoğu zaman adıma Bilirim kıymetini bardağın su dolu yarısının Ama sorgularım aynı zamanda Neden boş olduğunu geri kalan kısmının Çok soru sorarsam eğer Çalarlar soru işaretlerimi cümlelerimden. Daha da ileri gidersem Düşerim mavi boyalı bir binanın dördüncü katından Ellerim ve gözlerim bağlı. Koşarım sonsuzluğun o yemyeşil ormanlarında Ağaçların rüzgara eşlik ettiği o en güzel şarkıda Güller biten yaralı ayaklarımla Koşarım yaralanmış yarınıma... 2005 Melih Coşkun |
|
|
|
|
|
#7 |
|
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57933
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
İçimde Bir Şair Vurulur Her Akşam
I. Bu saatlerde İçimde bir şair vurulur her akşam Sınır boylarında yalnız başına İsimsiz Hüviyetsiz Ve şiirsiz bırakılarak Bir şair vurulur Yüreğinde bir mermi gibi Saplanıp kalmış sevdasıyla II. Belki bir ağaca bağlamışlardır yorgun gövdeni Ve kalın gövdesine karışacaktır birazdan Gözünü bile kırpmadan Bakıyorsundur gözlerinin içine Koca bir çınarın dallarından Yağmur olup damlar saçına iki damla gözyaşı Ağlama ey koca çınar Birazdan gövdene karışacak gövdem Kan kardeşimsin bundan sonra benim Seninle dökeceğim yapraklarımı her eylül Ağlama koca çınar Emeğin türküsünü söyledik seninle yıllar yılı Zindanı yeşil bahçeler gibi anlattık seninle Ardımızdan gelenlere III. Yok adım Hüviyetim Yurtsuz bir şairim ben Koyu bir kızılı arıyorum gün batımında Bütün mavilerden uzak Yarınımı arıyorum Yarınım nerede? Nerede aydınlığım? Ağlama koca çınar Ben senin dalından kopan sarı bir yaprak olsam da Her bahar Binlerce Binlerce yeşerirsin yeniden Binlerce yeniden Yaz sıcağında Yaylaların serin sularını içer gibi Yarine sevdiğini söyler gibi Bir diriliş başlar yeniden dallarında... Yurtsuz bırakılmış bir şairim ben Savundum diye Kendi hasadını toplayan bir yurdu Kendi türküsünü söyleyen bir yurdu Adına vatan diyebilmek için Tel örgülerle çevrilmiş Bu savaş meydanına Bir somun ekmeği bölmeden Bir baş soğanı kırmadan sofrasında Uyumasın diyebilmek için Yarını çalınmış o çocuk Yurtsuz, türküsüz ve yarınsız Bir şairim artık ben Alın her şeyim sizin olsun Yalnız dokunmayım şiirime... Uğruna sürgün olduğum kendi yurdumdan Beni de alın benden gerekirse Yeter ki şiirsiz bırakmayın beni... 15 Nisan 2003 Melih Coşkun |
|
|
|
|
|
#8 |
|
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57933
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
İçimi Burkan Sensizlik Değildi
İçimi burkan sensizlik değildi Seninleyken sensiz olmayı anlatan mısralarım değil Güzelliğin değildi Yüreğimde ışık değmemiş ormanları Yedi renge boğan Sevmekten çok sevilmeyi özlediğim içindi Uzak dağ başları gibi Güzel görünmesi gözlerinin... |
|
|
|
|
|
#9 |
|
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57933
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
İçki Masasındaki Haykırış
İçki masalarını değil Kavgamı paylaştığım dostlarım olsun isterdim Sözümüzde değil sadece Özümüzde saklı olmalıydı sevdamız. Bıçağın keğime dayandığı yerdeydi sabır Toprağın yağmura susadığı Yurdumun aç ve arkasız yaşadığı Ancak acısını herkesten sakladığı Kara toprak damında uzak dağ köylerinin Yarınsız umutlarımızın Karalandığı yerdeydim Gülümsüyordu başucumda Direnişin en güzel fotoğrafı. Sözde renkli dünyamızda Siyah beyaz bir fotoğrafa bağlamıştık bütün umutlarımızı. Korkularla girip yatağıma Sevinçle uyanırdım bazı sabahlar Gerçek sanarak rüyalarımın sahte mutluluğunu. İçki masalarında değil Meydanlarda haykırmak isterdim oysa hep Kavgamı paylaştığım dostlarım olmalıydı Sözümüzde değil sadece Özümüzde saklı olmalıydı sevdamız, Ve içki masalarında değil Meydanlarda haykırmak isterdim Hiç bitmeyecek bu sevdamı... Melih Coşkun |
|
|
|
|
|
#10 |
|
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57933
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
İhtiyacım Var
Sonsuz kederine değil, Gözlerinin içi gülen çocuklarına ihtiyacım var. Ağlayışların değil, Duvarlarından kahkahaların yankılandığı bir şehre ihtiyacım var Ağlama duvarları olmamalı şehrimde Olmamalı dünyada. İnsanlar öğrenmeli duvarlara ağlamamayı Birisi anlatmalı onlara gülmeyi Gülmeyi duvarlara Gülmeyi bir ağaca Gülmeyi bir buluta En mühimi gülmeyi bir insana Ama yine de unutmamalı hüzünlenmeyi Sevinci değerli kılan hüzünlerdir elbette. Susuzluğun yağmuru Hasretlerin kavuşmayı değerli kıldığı gibi Sana ihtiyacım var Ve senin gözlerinin içi gülen çocuklarına ihtiyacım var. 26 Ağustos 2002 23: 08 Melih Coşkun |
|
|
|
![]() ![]() |
| Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|