www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee  

Geri Git   www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee > Kültür & Sanat > Genel Kültür > Edebiyat

CevaplaCevapla
 
Konu Araçları Görünüm Modları
Old 04-10-2009, 05:18 PM   #1
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57931
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Etek ve Pantolon33

Yeraltı sularının yeryünde kaynaması gibi Emel'in kanı kaynıyordu.Uzun zamandır Yalçın'la ve kocasıyla görüşmemişti.Üstelik geniş bir günde gülmenin ve konuşmanın bol olduğu bir günde; oğlunu ve kocasını görecekti.
Kurtuluş'taki evlerine geldiğinde onu kocası kapıda karşıladı.İçeri girdiğinde önce bir bardak su içti ve ardından üzerini değiştirdi.Salonda kocası onu bekledi.
_Tekrar hoşgeldin Emel
_Hoşbulduk Nihat
_İyi görünüyorsun.
_Sen de öyle.İçkiyi bıraktın mı
_Allah'a inansam bırakacağım.Tanrısızlığımın bir sonucudur alkol.Bu dünyada sığınacağım tek yer içki şişesidir.
_Yani sence Tanrı yok mu?
_Yok tabi Emel.Olsaydı dünya böyle olur muydu? Açlık ve sefalet olur muydu? Bu kadar kötülüğe izin verir miydi?
_Yani kainatın bir zekası yok mu demek istiyorsun.Öyleyse sen, ben ve kainat bir zeka ürünü değil mi? Bunca kötülük, bunca açlık, savaş ve yıkım bir aptallığın ürünü mü? Öyleyse niçin bunlarda mantık arıyorsun? Eğer bir mantık ürünü olarak oluşuyorsa her şey, bütün bunları anlamaya kapasiten yeter mi? Ya da bütün rasyonal süreçleri görebiliyor musun? Kare kare her olayı izleyebiliyor musun?
_Emel dök bakalım eteğindeki taşları.Seninle baş edemem.
_Konuyu değiştirelim.Yalçın nerde?
_Müstakbel gelinimiz İnci ile alışverişe gittiler.Birazdan dönerler.
_Onlar gelene kadar çay demleyeyim.Gerçi sosyete çayı sevmez.Olsun İnci kızımız sonradan görme değilse, hoş görecektir.Bizimle oturup çay içecektir.
_Emel sen rahat ol.Ben spor haberlerine bakayım.
_Tamam Nihat
Emel mutfağa yöneldi.Nihat gazetesini eline aldı.Bir aile manzarası bütün evin duvarlarına yansıdı.

Osman Demircan
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 04-10-2009, 05:18 PM   #2
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57931
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Etek ve Pantolon34

Yalçınla İnci kapıdan içeri girdiklerinde gurup vaktinin kızıllığı ve güzelliği kadar şiirsel Emel'in güzelliğiyle göz göze geldiler. Emel bir ressamın fırçasından çıkmış kadar ince elleriyle müstakbel gelinine sevgisini uzattı; onunla kucaklaştı.İnci daha çok bir orkideye benziyordu. Bembeyaz teni ve yemyeşil gözleriyle paha biçilmez bir kristal heykelden farksızdı.Yalçın ve babası bu güzel iki kadının buluşmasından oluşan renkli tablo karşısında şaşkın ve laldı.Emel duru sesiyle İnci'ye hoşgeldin dedikten sonra onu misafir odasına davet etti.
Yalçın'la İnci misafir odasına girdiklerinde bir sürprizle karşılaştılar. Emel onlara hoş bir yemek masa donatmış ve hazırladığı bu masanın ortasına ise çiçekçiden yeni alındığı taptaze lavanta çiçeklerini koymuştu. Evin her yanını lavanta kokularıyla doldurmuştu. Porselen yemek takımını sofraya özenle yerleştirmiş, yemeği fırından çıkarıp masanın yan ucuna koymuştu.İnci müstakbel kayınvalidesinin incelikleri duymuş ona mahçup olmamak için hazırlığını yapmıştı, alışverişte ona da bir inci gerdanlık almıştı.Yalçın'ın babası Nihat gür sesiyle:
_Baylar bayanlar herkes sofraya.
Yalçın babasının çağrısına hemen uydu.
_Tamam baba
_Evet İnci kızım sen yanıma gel. Erkekler bir tarafta otursun istersen. Seninle gel eteğimizdeki taşları dökelim, dertleşelim.
_Cici anneciğim ben de seninle konuşmak istiyorum. Bu kadar zahmete ne gerek vardı.Ankara'dan kalkıp bizi kırmadın geldin. Teşekkür ederim.
_Rica ederim kızım. Ben evliliği yürütecek bir insan değildim. Kocam Nihat ise beni taşıyacak kadar sırtı yere gelmeyen bir insan değildi.Biz yürütemedik umarım siz yürütürsünüz.Bir oğlumu kaybettim; ikincisi senin güzelliğinle hayat bulmuş; asıl teşekkür etmesi gereken benim.
_Yalçın'ın üstünde sadece kirli bir gömlek vardı.Zaten öyle değil midir, herkesin arasında gömlek farkı yok mudur? Ben sadece o kirli gömleği üzerinden attım.
_ Ah kızım Yalçın çok şanslıymış.Seni tanımış ve sadece bağrını sana açmış.
_Sağol cici anne.
Sonra bütün ev halkı yemeklerini yediler.Oturma odasına geçildiğinde İnci cici anne ve babasına hediyelerini verdi.
Emel ve Nihat hediyelere bakıp duygulandılar.Nihat kendisine takdim edilen bembeyaz kazağı görünce İnci'ye teşekkür etti.Emel inci gerdanlığı hemen taktı ve İnci'yle beraber çay hazırlamak için mutfağa geçtiler.

Osman Demircan
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 04-10-2009, 05:18 PM   #3
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57931
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Etek ve Pantolon35

Emel, kız isteme günü için hazırlık yapmak istiyordu.Bunun için İnci'den ailesi hakkında bilgi almak istedi.Mutfakta konuyu İnci'ye açtı.
_İnci hem seni hem aileni mutlu etmek isterim.Müsade edersen ailen hakkında bilgi edinmek istiyorum.Onları ne kadar tanırsam, o kadar doğru hareket ederim.Bana onlar hakkında bir iz bir işaret ver.O izleri takip ederek kalplerine girmenin bir yolunu bulayım.
_Cici anneciğim! Ailemin senin dostluğunla hoşnut olacaklarını biliyorum. O kadar güzelsin ki sana karşı anca yanlış insan yanlış yapabilir. Ailem doğru olanı yapacaktır.
_İnci kızım. Onlara ne alayım? Nelerden hoşlanırlar?
_Anneme bir paket çikolata alırız; babama ise Türk kahvesi.Onlar bu hediyelere bayılacaklardır.
Bu konuşmaların ardından iki kadın salona geçtiler.Baba oğul erkek psikolojiyle kadınları görünce toparlandılar.Oturup hep beraber kahvelerini içtiler.Ertesi gün bütün hazırlıklar yapıldı.İnci önceden giderek ailesine haber verdi.Emel ve kocası sonra Yalçın Ataköy'deki kız evinin yolunu tuttular.Kapının zilini çaldıklarında onlara yeni bir kapı açıldı. İnci ve annesi onları içeri aldı.İnci'nin babası oturduğu yerden doğrularak misafirleri ağırladı.Kız isteme gibi bir olay olmadı.Sadece iki aile tanıştı.Gençler her şeye karar vermişti zaten.Büyüklere sadece büyük olmak düştü.Eve döndüklerinde Emel içinde intihar saklayan bir insan gibi eşiyle ve oğluyla göz göze gelmek istemedi. Varlığını fazla hissettirmeden ertesi gün Ankara'ya döndü.

Osman Demircan
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 04-10-2009, 05:18 PM   #4
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57931
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Etek ve Pantolon36

Bundan sonra yalnızlıkları sadece akşamlarıyla sınırlıydı.Üstüne perde perde gelen Çankaya akşamları ve arkasından bir de türkü söyleyen uçsuz bucaksız Ankara bozkırı...Tezatlıklarına yeni bir tezat eklemişti. Altmış yıl önceki haliyle değil de şimdiki yavan, yavan olduğu kadar artık Anadoluluğundan sıyrılmış Batı ile Doğu arasında sıkışmış, hiçbir tanıma uymayan gereksiz bir şehir gibi geliyordu Emel'e Ankara. Burada nefes alması imkansızdı.Hani şu teyzesi de olmasa çoktan Ankara'da ölürdü.Teyzesi ona Keçiören'in bağlık bahçelik olduğu zamanları anlatırdı.Onları teyzesinden dinlemek Emel'de bir başkalık oluştururdu.Bu geçmiş özlemi onun yalancı arkadaşını oynardı.Emel'in kirli bir Ankara akşamında sevişeceği sevgilisi olmamıştı.Yine de ilk dayağını burda yemişti.İlk ayrılığını burası tattırmıştı ona.İlk hafıza kaybını yine bu şehir sunmuştu ona.Yeknesak sevgilerden bunaldığı bir günün akşamında şu anki kocası olan Nihat onu pis bir Sakarya birahanesine davet etmişti.Altıncı katta bir yerdi, tam öğrencilere göre bir yerdi.Su katılmış biraları ile oturduğunda içine çöküverdiğin sandalyeleri ile arada sırada kafaya değen sonradan balıkçı ağı olduğu anlaşılan pis örümcek ağlı aksesuarı ile zifiri duman bulutlu herkesin bir köşeye kustuğu pimpis bir yerdi.Emel'i buraya getiren kim olabilirdi ki? Tabi ki Emel'in kocası olabilirdi.Hayatının geçirmek istemediği bir saatini işte orada geçirdi.Sabahında onun kollarında olduğunu bilmese şimdi bile o birahaneye ve o bir saate gerek yoktu diyecekti.Zaten bir daha hiç gitmedi oraya.Nihat'la geçirilen koca dört yıl ve daha sonrası o işte ayrılık yalnızlık Ankara hakkındaki düşüncelerini belirledi.Okan'ın doğduğu sene Emel'i psikiyatri servisine yatırmışlardı.Hacettepe Üniversiresi'nin yedinci katında bir yerdi.Orada kaldığı altı ay boyunca hatırladığı tek şey *******i hastalar uyuyunca terasa çıkıp yaktığı ve hiç söndürmediği yirmi adet sigarası ile şizofren arkadaşı Esin'di.Dünyalar güzeli Esin. O hastahanede kaldığı sürece doktorlardan bile esirgediği iki sade cümlesini Emel'e söyleyivermişti.Bir daha ağzından bir kelime daha çıkmadı.Emel bir gün Esin'in yemek tepsisini bir hastanın kafasına nasıl geçirdiğine şahit olmuştu da sadece gülüp geçmişti.O gülümsemeyen yüz ve dingin sessizlik bir gece yarısı banyo askısında sona erdiğinde kaç gece dövündüğünü Ankara ona hiç hatırlatmayacaktı. Nesini sevseydi ki Ankara'nın.Yine karlı bir Ankara ayazında, eski dost kitebevinin arkasındaki apartman sağanlığında buz dolabına sarılıp uyumasını mı; yoksa Kurtuluş parkında sabaha karşı bekçiden yediği tekmeyi mi?

Osman Demircan
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 04-10-2009, 05:18 PM   #5
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57931
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Etek ve Pantolon37

Bir sabah uyandığınıldığında bütün özgürlükler bir belge gibi ellerde olsa, giyinilen her şey bir ömür insanların üstünde, yenilen yemekler bir ömür karınlarda kalsa, gökyüzü o deli mavisini yansıtsa hep, güneş gülücükler dağıtsa, *******i yıldızlar parlasa, ömür denilen o şey akıp da zamanı zorlamasa, mutluluk bankaları yanıbaşında herkesi sıraya koysa... Böyle imkansızların olduğu bir alemde Emel'in kendini iyi hissetmesi dahi hoştu. Halbuki neye yarardı amaçsız bir dünya, yalansız gözler olmadan nasıl anlardı insan iyiyi ve kötüyü çok değer vermenin bedelini, hayalsiz yaşanır mıydı, amaçlara ulaşmaktı gerçek mutluluk, kendini dolu hissederek yaşamalıydı, sevmenin tadını yaşayarak çıkarmalıydı insan.Herkesin İçinde bir ses vardı. Bazen bir çocuk ağlayışında bazen coşkun suların çağlayışında. Bir ses ki yürekten gelen, kalp kapakçıklarını zorlayan, gönüle sığmayan bir ses. Bu ses insanın içinde sevgiliye yazılan mektubun kalem gıcırtısıydı. Bir ses var herkesin içinde titrek ellerin uzantısında devrilen gül kurusu bitmiş sevdaların bülbül ağlayışıydı. Emel yeryüzü mezarlığında kaçacak bir yer bulamıyordu. Nereye gitse ölüm arabaları peşinden gediyordu. Emel sadece mutsuzdu bu yüzden romanı da kendiside olduğu yerde sayıp duruyordu. Elinden hiçbir şey gelmiyordu. İnsanın sadece geceleyin yıldızları seyretmesi yetmiyor. Onları sevmesi için bir sebebi olması gerekiyor. Nihat'la karşılaşmasaydı diyordu Emel'in dolu yüreği. Çünkü bir daha on dokuz yaşında olamayacaktı. Çünkü bir daha yıldızları izleyecek gücü kendinde bulamayacaktı Emel.

Osman Demircan
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 04-10-2009, 05:18 PM   #6
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57931
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Etek ve Pantolon38

Emel sıradan bir beyne sahip değildi. Onun düşüneceği şeyler taksitler, alışverişler olamazdı. Yok evin kırasıymış, yok çocukların okul masrafıymış, yok mutfak masrafıymış gibi sıradan günlük işler Emel'in tarzı değildi. Hayat onu normalleştirmeye çalışırken, Emel hayatın kıyısında bir uçurum çiçeği olarak kalmaya devem edecekti. Emel sıradışı bir kadındı. Okuduğu birçok roman ve şiir ona yavan gelirdi. Emel algılarının gücüyle, içindeki sanatçı ruhuyla üniforma giyip marş söyleyecek biri değildi. Zaten anlam veremezdi, binlerce yıllık insanlık tarihinde sadece iki yüz otuz günün barış içerisinde geçmiş olmasına.Çünkü insan için kendi kusurlarıyla savaşması yeterdi. İnsanların başkalarının kusurlarıyla ilgilenmesine ve onlara savaş açmasına akıl erdiremezdi. Emel'in derdi aşk da değildi. O işi liseli gençlere bırakmıştı. Emel'in asıl derdi zekasının ve duygularının normalleşememe durumuydu. Çok resim yapmıştı çok şiir yazmıştı. Bunlar kartel şirketlerinin ön yargılı dünyasında kabul görmemişti. Zaten bir kadından ne şair ne yazar ne de peygamber çıkardı. Kadınlar şu dünyada anca aptallığa yarardı. Emel çok defa aptallıkla itham edilmemiş miydi? Çünkü o sıradan aşkların somut isteklerini yerine getirip bacak arasında içki sofrası kuracak kadınlardan değildi. Onun gönlünden geçen sadece bir ırmağın yatağında sırılsıklam olmaktı, bütün köPage Rankingüleri atmaktı. Ama hayatı boyunca karşısına normallikler çıkmış köPage Rankingüden geçmek zorunda kalmıştı.

Osman Demircan
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 04-10-2009, 05:18 PM   #7
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57931
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Etek ve Pantolon39

Emel'de bir durgunluk vardı.Günlerdir yemeden içmeden kesilmişti. Romanı için yazdıkları ise çalışma masasının üzerinde darmadağın duruyordu.Teyzesi, Emel'in bu durgun halinden endişeleniyordu. Emel, odasından çıkıp; salonda kitap okuyan teyzesine hava almak için dışarı çıkacağını söyledi.Teyzesi Melahat Hanım, beraber çıkmayı teklif etti.Emel, bunu kabul etmedi; kapıyı çarpıp, çıkıp gitti. Sokağa çıktığında bir 'isimsizdi'. Bacakları tutmuyordu.Hayat üzerine bir balyoz gibi iniyordu.Düşünceleri sarsılıyor; sanki binalar havada uçuşuyordu. Ayaklarının üzerinde duramıyordu.
Binlerce aracın ve insanın geçtiği Sakarya Caddesi'nin kıyısında titrediğini, soğuktan üşüdüğünü birçok kişi gördü.Gözlerinden acı ve üzüntü yağıyordu.Bir kadının kimsesiz adımları kaldırımları çınlatıyordu. Emel geç saatte Ankara'nın caddelerinde yürüyordu. Bir kavşakta yol ayırımındaydı. Bütün ışıklar kırmızıdaydı.Sokaklarda ölüm kol geziyordu.O anda omzuna sert bir elin dokunduğunu hissetti.Arkasına dönüp baktığında, bir gencin kolundan kendisini çekip az ilerde park etmiş arabaya gelmesini istediğini gördü.Peki Emel neydi? Bir hayat kadını olsa o otomobile binecekti. Lakin kim olduğuna değil, kimin kendisini bir yerlere sürüklediğine baktı.Bunlar üç dört aslan parçasıydı ve Emel onlar için sadece bir et parçasıydı.Gecenin bu tenha saatinde Emel'in gözyaşları sel oldu; yüreği erozyona uğradı.Gecenin ortasında kaskatı olmuş, bütün hayat pınarları kurumuş, sadece içine akıttığı yaşlarıyla beslenen bir ağaca benzedi Emel.Bu gençler kişiliğini baltalamaya gelmişlerdi.Onu kökünden yaralamaya gelmişlerdi.Oysa o ağaç dallarında nice intiharlar saklamıştı da yine de ayakta ölmeyi tercih etmişti.Emel gençlere sert sözle rest çekti:
_Gençler ben sizin Ankara gecenizde dibinde uçkurunuzu çözüp işiyeceğiniz bir duvar değilim.Ben taşları yerine kolay kolay koymadım. Ben kendimi duvar dibinde bulmadım.
Gençler aradıkları kadının Emel olmadığını anlayıp arabalarına binip gittiler.Emel Ankara ayazında kasıklarına bir ok gibi saplanan soğukta evine doğru yol aldı.Eve yaklaştığında şakağında silah gibi beliren, bir insanın varlığını hissetti. Kendini toparladığında onunla göz göze geldi.
_Teyze niçin dışardasın?
_Niçin olacak, seni merak ettim.
Melahat teyze, Emel'in ellerinden tuturak onu odasına kadar taşıdı. Yatağına yatırıp üstünü örttü.Emel o gece sabaha kadar sayıkladı.

Osman Demircan
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 04-10-2009, 05:19 PM   #8
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57931
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Etek ve Pantolon4

Emel, oturup çayını yudumlarken arka masalardan bir sesle irkildi.Buralardan olmadığı belliydi bu sesin.Biraz daha kulak kabarttı ve birden Çaykara'daki dağ köyünün çocukluğunu, genç kızlığa adım atışını, Ahmet'i hatırladı.Sese doğru yüzünü çevirdiğinde iki damla gözyaşı... Hiç unutmamıştı onu.Ahmet'ti bu.Amerika'da tahsil görmüş ve İstanbul'a bir iş için gelmişti.Evlenmemişti.Trabzon'da yaşıyordu.On beş sene önce Ahmet'in kendisine verdiği sözü hatırladı:'Bir gün mutlaka karşılacağız.İnsan ne günahından ne sevabından kaçabilir.' O an tüm bedeni kasılmıştı.Ahmet'ti bu.Keçilerin başında bıraktığı Ahmet.
Belli belirsiz sesi titreyerek:
-Ahmetttttttt
-Emelllll
Sonra dağ dağa kavuştu.Özlemler vadilerden çoşkuyla aktı.
Havaalanında Ahmet'in uçağı kalkmak üzereydi.Emel eşini ve çocuklarını bırakmıştı.Aşk her şeyi affederdi.Onları Allah affeder mi bilmem.Trabzon onların aşk coğrafyası olmuştu.
Bu şehir yemyeşil yamaçlarıyla, hırçın deniziyle, fındık bahçeleriyle,temiz caddeleriyle, kültürel birikimiyle çok güzel kaybolunabilecek bir şehirdi.
Ev tuttular.Ahmet Emel'e şehrin dışında bir şirkette iş bulmuştu.İkisi de çalışıyor; ikisi de kaymakları balları birbirinin üzerine boca ederek geçinip gidiyorlardı.Avuçlarını değil birbirlerinin bedenlerini yalıyorlardı.
Bu yalama içi o kadar arttı kı aşkın vidaları gevşedi.Çivileri çıkınca artık Ahmet balyoz gibi yumruğuyla kopan parçaları yapıştırmaya çalıştı.
Ne yazık ki aşk bir çivi gibi yüreklerinde kaldı.
İlişki bitince Emel aynı şirkette çalışmaya devam etti.Ama kalacak yeri yoktu.Yalnızdı. Aklına derya geldi.Derya ile kuzendiler.
Derya sabah uyanır uyanmaz Emel'i salonda kanepede uyurken buldu.
-Emel kalk artık.İşe geç kalacaksın!
-Ben patronculuk oynayan adamın yanına gitmem.Bugün iş arayacağım.
-Tamam.Sen bilirsin.Ben işe gidiyorum.
Derya Emel'in gelmesine sevinmişti.Mantık olarak aynı beyne
sahiptiler.İkisi de kadındı.İkisi de yorgundu.
İki kadın akşam evde oturup konuştular.Derya kızıl saçlı,yeşil gözlü,balık tenli, uzun boylu, konuşması tutarlı, zeki ve güzel bir kadındı.
Emel de kızıl saçlı, mavi gözlü, iri dudaklı, konuşması arzulu, boyu az uzun bir kadındı.
Bu iki güzel güzel bir fikirde birleşti.Artık etek değil pantolon giyeceklerdi.Erkek garsonların ve aşçıların olduğu lokantalarda yiyeceklerdi.Erkeksiz yaşamayacaklardı ama aşkı onlar olmadan da yaşayabileceklerdi.Bunları düşündükten sonra Uzun Sokak'ta kafe bara gitmeye karar verdiler.Saat sekizdi aylardan eylül.
-Hadi hazırlanalım Emel
-Olur yalnız pantolon giyelim Derya
-Tamam
Uzun Sokak Trabzon'un en aktif caddelerinden biridir.Sokak iki kadınla pasifleşti.Sanki sokağın duygularının ırzına geçilmişti.Kadınlar yürüdükçe kaldırım taşlarından inleme sesi geliyordu.Bütün şehrin talihi kanla yazılıyordu sanki.Topuklar şehrin kasıklarına saplanıyordu.Trabzon kadınlar tarafından fethediliyordu.
Kafe barın içi loş ışıklı özenle yerleştirilmiş masalar, İstanbul'dan getirtilmiş tabureler ve aksesuarlarla donatılmıştı. Bu kafede her gece canlı müzik olurdu.Solist Kemal kadife sesiyle herkesi büyülerdi.En büyük ideali İstanbul'da şairlerin uğrak yeri bir barda şarkı söylemekti.Şiir yazardı şairleri kanatlı atlara benzetirdi. Bir Rum'du aslında. Herkes kadar Türkiye düşkünüydü.
Kemal'in en büyük zaafı kadınlardı.Onu gören kadınların yumurtalıkları ağırır, arzu edilirdi.Şiirlerle şarkılarla bayanları cezbederdi. Bir de Rum olmanın getirdiği farklılık onu diğer sureti çoğaltılmış Türk erkeklerinden farklı kılardı.Şarkısını bitirip Derya ile Emel'in masasına yaklaştı.
-Ne haber kızlar?
-İyilik ve güzellik senden.
-Benden de iyilik.
-Sesin çok hoş.Biz bayanlar ağzı iyi laf yapan erkekleri severiz.
-Sağolun.Bu gece sizlere en güzel şarkılarımı söylemek istiyorum.Ne dersiniz?
-Bir şey mi dememi istiyorsun.Derya Emel'e dönerek:
-Bebeğim kalk aşk yuvamıza gidelim.
Kemal'in şaşkın bakışları arasında kalkıp uzaklaştılar.

Osman Demircan
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 04-10-2009, 05:19 PM   #9
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57931
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Etek ve Pantolon40

Emel güvercin yalnızlığı yaşıyordu.Dünyaya akıtılan kirli ve yanlış bilgiler her evin çatısında, kedi karaltısı meydana getiriyordu. Emel her yanı ürkeklikle tıpkı bir güvercin gibi bu dünyada yaşamaya çalışıyordu. Güvercin kanadında uçmak istese de hiçbir yerden barış rüzgarları esmiyordu.Güvercinleri sevenler de vardı.Ama Emel hazır cennetlere konmuyordu.Kendini kentin ta içlerine, insanların en yoğun olduğu yerlere atıyordu.Bazen büyük yaralar alıyordu.Yine de ne ülkesinden ne de dünyadan uçup gitmek istemiyordu. Gerçi teyzesi ona evinin kapılarını açmıştı.Kendine kedisiz bir dam bulmuştu.Ne yapsa ne kadar sevse teyzesine borcunu ödeyemezdi.Fakat Emel'in ne insanlarla ne de Allah'la bir sorunu vardı. Emel hep ' Şairleri ve yazarları kurşun değil, beyinlerindeki ur öldürür.' derdi. Emel aslında şair ruhluydu ve beyninde kocaman ur bulunduyordu.O ur ki bazı ******* Emel'in uykularında kabusa dönüşüyordu.Bu ara romana da başlayan Emel, hastalığını iyice arttırıyordu. Yazdıkça Melahat Hanımın evini kan gölüne çeviriyordu.

Osman Demircan
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 04-10-2009, 05:19 PM   #10
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57931
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Etek ve pantolon41

Acaba bütün bu yaşadıkları bir zamanlar hissettiği gibi hayatın ona oynadığı illüzyon gösterisi olabilir miydi? Eğer bu yetenekse onu kullanabilirdi ama iyi bir illüzyonist olamayacağı da kesindi.Hayat şapkadan tavşan çıkarmaya benzemezdi ki.Bütün doktorlara gitse, bütün aktarlara uğrasa bu yaşadığı acıları ona unutturacak bir doz verebilirler miydi acaba? O da biliyordu ki reçete kendi elindeydi. Yazmak ve yazmamak kendi elindeydi.Mayakowski gibi mi yapsaydı? Ama onun intihar ettikten sonra yazmaya değecek bir eşi yoktu ki ve ona son intihar mektubu yazabilsin. Zaten neye yarardı ki o zaman bunca yaşamı, kavgaları, yenilgileri, yeni baştan başlamaları veya hangi birisi neye yarardı ki? Bu dünya uğruna ölünebilecek bir dünya değildi ki alt tarafı beyaz bir kefene sarılış, sonra iki metre toprak altına gömülüş; nefes alamama falan, karanlık hep karanlık...Zaten her gün ona koşmuyor muyduk? Bu ceza neden yaşarken kesilsin ki. Nihat arkasından kaç gün ağlardı.Onun ağlayıp ağlamayacağını Oktay'dan sonra zaten anlamıştı. Kırılan dal kendi dalıydı sanki. Bir uçurumun başında falan da değildi. Olsa olsa dibinde olurdu.Gördükleri yaşadıkları bir hayal perdesinin ön tarafını meşgul eden balık hafızalı insancıklarıydı adeta.Bu da olsa olsa onun hayata karşı panzehiri olurdu herhalde. Bir gün hayal kahvecisi gelir, ışıkları kapatır ve insancıkları yuvalarına gönderir; bir daha hiç gelmeyecek akşamına kadar. Ve insanlar uykularına çekilirdi.Uyanırlar mı uyanmazlar mı bir daha bilinmezdi tabi ki. Yeni bir hayal kahvecisi gelir mi gelmez mi ya da onları uyandırır mı derin uykularından; hiç doğmamış güneşlerine bu sevgili şehirlerinin.Hayatın illüzyonları neyse kalbinin yanılsamaları ne olacaktı bu hayatta Emel'in.O tam bir muammaydı.Bazen onu ilk çocukluk aşkını yaşadığı Trabzonlara ya da bir anlık hevesine mağlup olduğu Kos Adası'na veya Ankara'daki o altıncı kattaki pis meyhane köşesine getirip götürüyordu.Ve bunlardan hiçbiri ona cevap verecekmiş gibi durmuyordu.Bunca sorularına ve sorgulamalarına rağmen.

Osman Demircan
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
CevaplaCevapla


Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir)
 

Yayınlama Kuralları
Yeni konu açamazsınız
Cevap gönderemezsiniz
Eklenti ekleyemezsiniz
Mesajlarınızı düzenleyemezsiniz

Kodlama is Açık
Smilies are Açık
[IMG] code is Açık
HTML code is Kapalı


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 02:35 AM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.