www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee  

Geri Git   www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee > Forum > Eskiler (Arşiv)

Eskiler (Arşiv) Eski konular

CevaplaCevapla
 
Konu Araçları Görünüm Modları
Old 08-09-2008, 08:47 AM   #91
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57918
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Henüz tanımını yapamadım Piri Reis haritasının
Henüz tanımını yapamadım Piri Reis haritasının

Uzak bir gökyüzüne uzandım
Akşam durgunluğu minyatür şehirler bırakırken şakaklarıma,
Çıkışsız bir form doldurdum, tahrip edilmemiş ömrüme,
Gece mezarlıkları giydirdim içimde büyüyen ölüye,
Kırmızı renklerini anlatamadım hayatın, korkulu yüzlere,

Yaşamak zorundayım uçurumları ucunda,
Sahi nasıl çıkaracağım kafatasımı t.c. yazılı kimliklerden,
Bir başka dünyaya resimliyorum yüzümü,
bir yusufçuk hikayesi anlatsın
Genç kızlar kardeşlerine,
Ansiklopedik kaygılardan çıkarıyorum hikayemi

Henüz tanımını yapamadım Piri Reis haritasının
Titiz davranmalı kandillerini yakarken bedirlerin,
Ter döküyorum bir Jules Verne ‘n hikayesini okurken,
Bir devri alem köprülerin öbür yakası,
D harfinin mihengine vurulurken ellerimiz
Leyleklerin göç mevsimini itelemiyoruz uzaklara,
Antik bir fırçadan jest
Siyah renkler sökülüyor paletlerden,

Uçuk bir maviye, biraz daha mavi sıkıyoruz…
Mavilerle bitecek bu kapkara tabloda
Bir gemi inşa ediyorum göğsümdeki Kemiklerden,
Tufan unutulmasın binin gemilere,
Eyüp sabrını kuşanıyoruz,
Güvercinlerin ağzında bir zeytin dalı,
İnmek için tepesine Cudi dağının

Herkesin ağzından bir katliama sunulurken beynim
Ne söyleyebilirim bekleyen bir yığın ölüye…
Çıkabilirim uykulardan..yeni düşler anlatmaya çocuklara,,,
Sevinçlerime göz kırpan yıldızlarla…
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 08-09-2008, 08:47 AM   #92
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57918
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Her gördüğüm şehre İstanbul diye gireyim…
Rüzgarın kumaşını kestik,
yama ekledik tövbe tutmaz günahlarımıza,
Al başına mahmur sevdalar,

Fırat sen dur ben akayım,
Dicle aksın ben kavuşayım…

Hani bu şehrin ürküntüleri vardı mermerden,
Tebessümler eksilmezdi yüzlerde tunç kafiyeden,,,
Aşk türküleri dökülürdü binlerce heceden,
İki büklüm, bir gerdan kırmadan, çıkacağım
Rölantiye alınmış umutların şeceresinden

İstanbul sen dur ben gideyim,
Her gördüğüm şehre İstanbul diye gireyim…

Nerdesiniz biz yaklaştıkça kaçan,
beyaz bulutlar içersinde, beyaz güvercinler,
küçük bir çocuk düşürdü düşlerimi
Deli akan bir ırmağa,
ve onunla girdik düş çağına,

şimdi apoletleri sökülmüş bir günün gıyabında
Eskimesin militan ruhlarımız, insanın mihrabında
Birde eski zaman içinde, kara önlükler üzerimizde
Tek bir bahara iltica, dört mevsim yüreğimizde..

Defolu zaman,
Düş yakamızdan
İhtimal ki gökte yıldızlar
Düşecek sancımızdan…

Sen gitme kal yerinde,
Gürültülü olur dağların yer değiştirmesi,
Ben biliyorum gidilecek yerin, tek adresi,
Diye düşsün, ansiklopedik kayıtlara
Bu türkünün mukaddimesi……………………….!


Lütfi Kireçci
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 08-09-2008, 08:47 AM   #93
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57918
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Hey balıkçı kalk bu gece balığa çıkıyoruz
Hazırla zıpkınları
Ağları da al yanına
Bir de çay demle termosa
Sigaraları da unutma
Sabah ne zaman döneriz
İşte orasına karışma
Denizin ortasındayız
Deniz dalgalanıyor

Aman bire kayıkçı ne yaptık biz böyle
Gecenin bu saatinden açılınır mı denize
Bak fırtınadan biçtik şeklini yazgıların
Kaldır ayağını bastığın yerden

Burası nere diye sorma, hele bir dur
Bil ki burası karadenizin deli dalgaları değildir
Ayağına kıymık batmış bir ayının
Sağa sola saldırdığı
Akreplerin başını soktuğu
Yusufun düştüğü kuyumudur..belki biraz

Hey balıkçı,
Kendine gel burası arsızların adam astığı
Sakallarında uzattıkları cesetleri
Sahil kentlerinde konak yaptığı
Üstüne piramitlerin yapılıp içinden kaçtığı
Karun’un anahtarlarını kırk kervanla sakladığı
Bakırköy sahiline varmadan,
Düşünen bir adam heykeli var havuz başında
Çay partisi verdiği yere de benzer,,
belki biraz münzevi
Yalnızlıklarının içine,
çocuklarını çocuk bakıcılarına bırakıp
Girdikleri, yılanlar kalyonudur,..yani belki, biraz

hey balıkçı akreplerin boyuna,bir bak
Her biri deve kadardır
Şu yılanlara bir bak
Dağlarda gördüğün yılanla
Akrabalığı var mıdır
Aha bunların boylarına bak
Kara tren kadardır
Dişlerine bak deve boyundadır
Yediklerine bak balıkçı
Kafa kol gövde ayak bacak göz değil midir…
Lan kayıkçı kimdir bu adamlar..
Kime ne etmişlerdir de böyle
etleri dirhem, dirhem parçalanmaktadır
Balıkçı söyle ALLAH aşkına buna nasıl dayanılır,

Aman kayıkçı biraz daha asıl kayıklara
İçim bir hoş oldu,
Önce bir cigara ver sonra doldur çayları
Sakın bu gece gördüklerini kimseye anlatma balıkçı
Sonra derler sana karadenizin delisi
Valla kimseyi inandıramazsın..
Hatta gördüklerine şahit bile bulamazsın..

Aman be balıkçı
Toprağa ayak basmak nede güzelmiş
Bak aha şurada bir balıkçı kulübesi var
Gel bir oturalım balıkçı
Çaylar demli olsun
Balıkçı başlar hikayesini anlatmaya
Temel ve durmuş ordadır

Abooo der temel le durmuş adama
olmaz aboooo adana işi uy da penum papuç tama atılti

(şiiri oku, yorumunuda ekle)


Lütfi Kireçci
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 08-09-2008, 08:47 AM   #94
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57918
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Her martı beni kusar dalgalara
Her martı beni kusar dalgalara

Alın gökyüzü sizin olsun,
Çekip gidiyorum buralardan demiyorum,

Martılar topluyorum ölü bir balığın düşlerinden,
Fırtınayı uzatıyorum savunmasız zamanlarıma,
Halimi anlamaz elbet ne denizkızı, ne kilise papazı,
Çan çalsınlar kendi gecikmiş zemherilerine
Karpuz kafalı çekirdek beyinli zatlar,
İnsanlıktan azade,
Bizlerden uzak olsunlar yeter.

Ah şimdi ay ışığında yürüyüp kendi rüyalarıma,
Umut toplayıp karlı dağ yamaçlarından,
Memleket, memleket gezmek isterdim
Tüm dünyayı,

Ne çıkar bahtıma yine gelse de mevsimler den kış
Gönül çerilerime uzak fesleğen kokularından düşse alkış,
Özgürlük denizine attığım her oltada
Başsız, başsız cesetler topluyorum,
Göğsümün kıllarından asılan haydutlar büyüyor yakamda,
Ne çok şempanze var ortalıkta muz peşine düşmüş,
Çağrışım yok, kulak yok, yürek yok,
Derin bir kuyu, dipsiz bir kuyu, at içine heybeni çıkan yerini taşla,
Akşama ne doğurur caddeler, kaç adam yürür yolda,

Şimdi çekip gidiyorum bu şehirden,
Ay ışığı yakamoz sizin olsun demiyorum
Genç bir buzağı doğum yapıyor iri bir kartalın düşlerinde,
Karınca karanlığa taşıyor bir yaz boyu biriktirdiği umutlarını,
Muhteşem bir yalnızlığın karnına yunus oluyorum,
Pıhtılaşmış umutları taşırken dişlerimin arasında,
Bir salyangoz düşüyor peşime ay ışığından izler bırakıp geriye,

Biliyorum birilerine yem, akvaryumda çıldıran balık
Normal seyrinde gitmez yıldırımların evleri röntgenlemesi,
Durup dururken bir yıldız intihar ediyorsa uçuk mavilerden,
Çekil ey sevgilim, mavzerime gölge olma yeter,
Gün batımı renklerini fırçalamadan duvarlara,

Çekip gidiyorum bu kentten demiyorum,
Duvarlara erken ölü resimleri çiziyor bir mahkûm,
İstiridye kabuğuna sığmayan hayaller büyütüyor kendince,
Her zemheride gül düşlüyor, karlar içinde kardelen,
Her martı beni kusuyor denizlere, geçip giden gemiler hemşire,
Uzanırım dalgaların koynundaki seslere, sessizliğin içindeki seslere,
Kim gömer beni yıldızlara, dünyadan azade edecekler kim,
Koltuk altlarımda taşıdığım el bombası değil mi kibirli dünya,

Bu kentten gitmesine gideceğim ya, bari kılavuzum ölü bir karga olmasa,
Elbet kılavuzumuz Mekke, Medine arası öpülesi yollarda,
Onun ayak izlerinin bulunduğu, dağ, taş deniz, her yer, mağara,
Alır götürür beni sonsuzluk kervanlarına

Şimdi sesimin aksesuarında bülbüller tüylerini döker,
Bir gelincik açar, yüreğimin kayıp giden cennetlerinde
Kalkamam sırtımda tur dağı, uzaklara hükmüm, gidemem,
Ben gidersem ardımdan mezarlar kalkıp gelecek,
Kefene sarılmamış binlerce ölü alnımdan öpecek
Bu şehri bırakıp giderken dönüp te geriye bakmayacağım,
Taş kesilmeyeceğim örneğin,
Kaçıp gitti demeyecekler gün boğarken gırtlağımı kırlangıçlarla,
Ebemkuşağını takıp göğsüme öyle gideceğim,
Bana keder, kimsesizlik kumaşını sırtıma giymek değil,
Ölüp gitmekte bir şey değil, hayatım Kudüs,
Yüzümün duvarında Filistin,
Göğsümde kuşatılan eski bir İstanbul,

Bekliyorum seferden dönecekler, yitik zamanlara bıraktığımız erler,
O gün kabilin suratına balyozlu bir anı bırakacağım,
Kimse dur demeyecek bana,
Gülüşlerimi yeniden toplayıp çocukların parklarından,
Bir sahilde yürüyeceğim boydan boya,
Kim salıverecekmiş ulan beni doğduğum bu topraklardan,
Yağmurları yeniden ıslatmak, güneşi yeniden doğmak,
Üsküdar’da uçurtma uçurtmak, geçmişle hesaplaşmak,
Kız kulesinin karşısına geçip resim çektirmek değil benim özlemim
Onu kuşatan suya kimlik düşmek atadan yar,

Şimdi uykularımın basıldığın yere gidiyorum,
Gömleğimin düğmesinde bağdaş kurup oturan haydutlar,
Düşün günlüğümden, güneşin uzak olduğu, yarasanın bol olduğu yere,
Ben kayın ağaçları arasında yürüyorum kendi çıkmazlarımı,
Tepemde kışlayan beyaz martılara aldırmadan,


Lütfi Kireçci
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 08-09-2008, 08:48 AM   #95
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57918
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Hıra bir kandil gibi düşerken her gece düşlerime
Ayrılıktan anlamam,
Cennet cehennem değil yolumda ki kılavuz
Rüzgârın vurur Musa’dan saçlarımıza
Başımı çıkarsam Tur dağından arşa

Nuh’un gemisi geçer evimizin damından,
Karanlık ikiye yarılır geçeriz arasından,
Bir gece vakti tur dağından hıradan
Sessizce ağlayarak sana geleceğim efendim

Biliyorum,
Ağ örmeyi unutmuş mağara önünde örümcekler
Sırra kadem basmış ebabiller çekilip gökyüzünden,
Yangın düşmüş her yüreğe fecr-i kabirden
Yakılmış kentlerin dumanından, külünden,
Sessizce ağlayarak sana geleceğim efendim


Kış yanar içimde,
Cehennem yontulur düşlerimden
Tabutlara düşer yolculuk
Takvimlerde telaş
Tut ki cesetlerimiz kıymıklanır cellâtların dişlerinde,
Bir devrimdir seni tanımak kuduran batının ensesinde

Kalem susar dil susar
Çölde yürümeyi unutur karınca,
Dalgaların ölümsüz
Bal tadıyla kıyılara vurunca,
Gökte Zühal yıldızı,
Hekim olur dermansız dertlerimize.
Kavgalar biter, kasvet gider,
İkbal kıblesi sultanım, efendim
Kaçtım süfli saraylardan,
Şems’in güneşinde
Sessizce ağlayarak sana geleceğim efendim

Gökkuşağından mülteci,
Göğsümden uçarken güvercinler,
İmbatlara sarıldım,
Merdiven dayarken evlerin çatısından aya
Maviler merasim taburunda,
Nil yüzünde Musa’nın.
Şahmeran seni bekler evrenin susuzluğunda

Hazan düşer baharlara
Hüzün mevsimi konaklar yüreğinde Meryem’in
Yanar yüreklerde Kerbela
Cesurca bir yalnızlığa itilir çaresizlik
Mor bulutlar toplanır boynumun ağrısında
Telaşlı kuşlar konar avuçlarıma uzun zamanlar,
Hıra bir kandil gibi düşerken her gece düşlerime,
Sessizce ağlayarak sana geleceğim efendim

Ceylanların gözyaşlarından hüzün emziriyorum o kutsal güne,
Veda tepelerinden dudaklarımıza dökülmüş bir hasretle,
Yıllar susar, beynime sarkaç, eflatundan bir ay girer göğsüme
Deryasına kavuşmak için hızla akan ırmaklar gibi
Camlara zincirleyip geceyi, sığınıp kanatlarına bir kelebeğin,
Gökkuşağından seccademi serip sulara
Bir Mevlana rüzgârına sarılıp gökler çöktüğünde canlara
Sessizce ağlayarak sana geleceğim efendim

Aşk cefa ülkesinde seni beklemekmiş
Çöl misk-ü amber kokmuyor artık
Kusva’ın ayak izinde.
Gözlerimin bulutlarında yağmur,
Bahira’ya giden kervan.
Çileyle yıkanan İbrahim sofrasında alnıma düşen yol
Birde kurtulup kırk yamalı günahların tapusundan
Kaygısından, tüm hacet kapılarında seni dileyip
Sessizce ağlayarak sana geleceğim efendim.

Zaman aynasından tufanlara kapıldık,
Sorsam anlatabilirmiydi seni yıldızlar
Bu hayat kül, tebessüm paslı, hıra yaslı
Gökyüzü sağır, yer dilsiz,
Gün batımlarına kepenkliyoruz yangınları,
Hasret ilmikliyoruz beyaz kuşların kanatlarına,
Sabırdan evler dikiyoruz çöllere,
İsa yüzlü çocuklar bekler seni sevrde
Gecenin esrarına pervane,
Bir uygarlık düşerken Şeyh Galib’den.
Vidalanır göğsümüze Mansur yalnızlığı,
Hasret tığıyla ismini yazıp göklere
Sessizce ağlayarak sana geleceğim efendim.

Güller içinde bir gülsün, can bulmuşuz canda
Ay soluklanır çehrende, güneş emrine amade,
Senden sonra ne varsa silmişiz ömür defterinden,
Kıyamet mi koptu, sen yoksun
Kırmızı bir gül dolaşır şah damarımızda.
Şimşeklerden ata bindik, çaresiz değiliz Yusuf kuyusunda
Bedir bir efsane döker yüreğimize
Kum denizinde yüzer gemiler,

Çatlayan dudaklarda biriken hazine mahşere azık,
Tahammül bitti, kaygı yok, kasvet yok
Mavi bir sonbahar ihtimal ki sana kavuşmak,
Sensiz gülistanda gök gürültüsü yaşamak,
Şimdi sen yoksun, boynu bükük hıra, seni bekler kutsal mabet
İsa kılıcında silkinip
Pervasız sevinçlerin harman yerinden
Sessizce ağlayarak sana geleceğim efendim.


Lütfi Kireçci
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 08-09-2008, 08:48 AM   #96
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57918
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Hicret (1)
HİCRET,
Ebu cehilleri çoğalan bir beldeden,
Medine’ ye hicret
Yanında yol arkadaşı Ebu Bekir,
Ölümüne var, ölümüne bir,
Hiçbir yerde yalnız bırakmıyor onu,

Hz. Ali girdi yatağa
Cehiller düştü tuzağa
bir sabah vakti erkenden,
çıktılar kuşatma altındaki evden,
Cebrail geldi birden
Yasin-i şerifi oku dedi hemen
Bir avuç kum al dedi eline
Serp kafirlerin yüzüne
Ve o kum
kime isabet etmişse
Öldürüldü Bedir’de …
…………………………….

Mağara,
ötelere açılan kapı
Gizli sırlar halkası
Cehillerden bir kılavuz geldi mağaranın önüne,
Buraya kuş yuva yapmış,
örümcek ağı bozulmamış
Eğilip baksa görecekti içerdekileri,
ama göremezdi,

Üç gün üç gece kaldılar orda,
Yılan sokmasın diye delikleri kapadı ebu bekir,
Ayağım ile kapattığım delikten bir yılan soktu ayağımı
Ayağımı çeksem size bir zarar vereceğinden korkarım,
Resulullah dedi; -ayağını çek, ayağını çekince çıktı
Heybetli ve zehirli kocaman bir yılan
dostuma eziyet vermeye Allah’tan korkup,
benden utanmıyor musun?

Yılan şöyle seslendi Allah’ın resulüne;
-Ey Allah’ın habibi, sana yalnız insanlar değil
Bütün hayvanlar yılanlar,
kuşlar, karıncalar hepsi aşıktır
Bende mübarek yüzünüzü görmek için
gece gündüz demeyip
Yolunuzu bekliyorum…bu izbe karanlık yerde
bu karanlık mağaraya siz güneş gibi girdiniz

Fakat dostun sıddıkın seni görmeme engel oldu
Seni görmek için cesaret ettim,,
bu hayasızlığı yapmaya
dedi ve yılan özür diledi

Resul sürdü tükürüğünü Ebu Bekir yarasına,
hemen iyileşti şifa buldu yarası


Lütfi Kireçci
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 08-09-2008, 08:48 AM   #97
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57918
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Hicret (2)
Su yoktu mağarada, susadı Ebu Bekir
Arz etti durumu peygambere,
dışarı çık akan ırmaktan iç,
kardan soğuk baldan tatlı bir su,
Rab…cennet ırmaklarından su akıttı
bir kuş vardı tavanda,
üç günden beri yemedi, içmedi,
Ebu Bekir merak edip sordu ey! kuş..
Kaç günden beri buradasın,
ne yersin ne içersin,
kuş dile gelip konuştu:
acıkınca,
sana bugz edenlere lanet ederim, doyarım
susayınca,
seni sevenlere istiğfar ederim kanarım dedi,,
bunu işitince ağladı Resul ve üzüldü Ebu Bekir
…………………………………………..
Üç gün sonra çıktılar mağaradan,
Gündüz gizlenip gece yola devam ediyorlardı
Vaad ettiler onları bulana yüz deve
Yüz deveye sahip olmak ümidiyle
Düştüler peşlerine,
Ebu bekir korktu,,bir şey olacak zannetti resule
İki kişinin üçüncüsü olursa ALLAH..
Yakalanacağımız sanmıyorum dedi resul

Atını ve okunu hazırladı süraka,
Bir müddet sonra yetişip onlara,
“Bu gün seni benden kim kurtaracak”
diye bağırırken
Atının ayakları kuma gömüldü birden
Şuraka affını rica etti,
Resul ona dua etti, affetti,
Şuraka oldu Müslüman
Aman Allah’ım aman…
…………………………………………………

Dünya kurulalı beri görmedi böyle bir heyecan,
Herkes sabırsız,,herkes “o”nu bekliyor..işte o an

Biri ay biri Zuhal yıldızı görünüyor tepelerden,
Sevinç çığlıkları, şehrayin yükseliyor medineden

Yâ Rasûlallah! Yâ Muhammed! Yâ Rasûlallah! '
Hoş geldin Yâ Rasûlallah hoş geldin ey Allah’ın elçisi,
Çoluk, çocuk yaşlısı, genci, yollarda ve damlarda
'Rasûlullah geldi! Allahû ekber! Muhammed geldi!
Allahû ekber! Muhammed geldi! Allahu ekber, Muhammed geldi!


Lütfi Kireçci
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 08-09-2008, 08:48 AM   #98
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57918
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Hücrede telaş,
Hücrede telaş,
Adımı soyadımı sormaya girmiyorlar hücreye
Akılları sıra korkutacaklar,
Dayak atacaklar,
Sokakta görüp te bu ahmaklara
Beh desen al sana bilmem ne derler
Kaç kişi olduklarını sayamamıştı hücredeki
Yerlerdeki saç kıvır, kıvırdı
Belli ki bu saç hamzanın saçıydı
Bir hayvan tıraş etmişti hamzayı
Duvarda kan izleri, vardı
Hamza direnmişti
Ne kadar sürmüştü bilinmiyor,
Duvarı beş parmağıyla yukardan aşağı doğru
Kanayan parmaklarıyla tırnaklamıştı
Hamza muhtemelen hastanelik olmuştu

Az önceydi,
Benden önce içeriye almışlardı hamzayı
Hamza sevke gelmişti
Buradan çok adam geçmesine rağmen
Bazılarının gömleği takılıp yırtılmış
Demirlere
Bazıları yürürken tepe üstü düşmüş
Ayağı kırılmış,
Bazıları da kırmış kafayı
Bazılarını da sahipleri almış

Sıra bendeydi
Ben buranın mahkumu bile değildim,
Ring arabası durmuş
Mecburi ikametgah
Yani misafir
Bunlar iyi ağırlar misafirleri
Bayağı misafirperverdirler
Allah’a dua ediyorum
Korkuyorum
Birazdan mutlak öldürüleceğim
Duvara tırnaklarımla kanlı bir şiir yazacağım
Gücüm yettiği yere kadar direneceğim
Birini bile devirsem yeter
Gözüm açık gitmem diyorum ötelere
Hani orda sorarlarsa dostlar
Getirdin mi kelle
Yo..hayır getiremedim..demeyeyim…
İçerdeyim,
Çevremde aç köpekler
Yerde kan damlaları
Sıcak, yeni dökülmüş buğuları üstünde
Tütsü yapıyorlar arkadaşın kanından
Başlıyor maç..
Bire on, bire on beş arkası it sürüsü
Sayamıyorsun
Yedi sülaleni sayıyorlar
Sende onların anasını, avradını, çoluğunu, çocuğunu
Tutup bir gece yazlık sinemaya götürürüm diyorsun
…………………………………………………………………………………………..
ikinci bölüm
hücre,
birazdan ölümle randevu
gelecekler
hatta hepsi gelecek
çullanacaklar üstüne
duvara kanla yazacaksın adını kafirin
beni öldüren şuydu, adını da bilemezsin..
o an
bir hallaç Mansur hikayesi dökülüyor dört duvara
kaç kapınız var ulan sizin üstüme çektiğiniz
bunlar yetmez, biraz daha çekin üstümüze
demirden kapılarınızı
rabbim isterse şayet
bir kapı değil, bin kapı da çekseniz üstüme
biriniz değil binlerce de gelseniz üstüme
hiçbir şey yapamazsınız
‘YASİN VEL KUR.AN’İL HAKİM…………………
Kimse bu setti aşamıyor,
Ayak uçlarıma bile yaklaşamıyor,
Bir cesaret dökülüyor.
Arşı aladan yüreğime
Hiçbir şeyden korkmuyorum..
Battaniyemi seccade diye serip
Eksi otuz dereceli hücrede namaz kılıyorum..
Bir, bir değil, hepiniz bir gelin üstüme
Yeryüzünün en korkusuz insanı benim..
Ötelerden bir nefes var yüreğimde..
İşte bunu anlatmak mümkün değil……..
Sabah cehennemden gülerek çıkıyorum..
Hıncını alamamış deyyuslar baka dursun arkamdan
Bir sigara yakıp..biniyoruz mahkum arabasına

Hey ALLAH’IM sana şükürler olsun
Bugünde yırttık paçayı………………………………..

Birinci dünya savaşı alman Nazi kampları


Lütfi Kireçci
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 08-09-2008, 08:48 AM   #99
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57918
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Hiç defolup gitmeyecekler mi bu defolu adamlar?
Sürrealizm bir tablodan çıkardıkları kafataslarına
Şekil verecek bir karikatürist aramaktalar,
Ağaçlardan çaldıkları yeşil renkleri kutsal saydırıp
Gövdelerimizin üstünde horon tepmeye hazırlanıyorlar,
Gökyüzünü bir yorgan gibi çekip üstümüzden
Karanlıkta üşüyen adamlar bırakacaklar belleklerimize

Hiç defolup gitmeyecekler mi bu defolu adamlar?


Lütfi Kireçci
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 08-09-2008, 08:48 AM   #100
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57918
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Hüzün ağaçlarının Gövdesinden yapmalıyım gemiyi
Bütün fırtınaları mühürlüyorum ağzıma,
Tembel yanlarımda ayağa kalkmayan tembel çocuklar var,
Çığlıklarım kapı aralıklarından tekmeyle
Tıkanıyor tekrar içeri, karabasanlarla uyanıyorum
İnsanın sabahına, dudağımda patlayan kanlarla,,,

Şah damarıma asılıyor başı olmayan heykeller,
Ağlamayı ırmaklara
Bıraktığım günden beri,
Eşkıyalar süt emmeye başlıyor
Kefenimin kar beyazında,
Mezar taşımın sivri tarafına oturtuyorum
Kavgamla büyüyen karanlığın yorgunluğunu,

Hiçbir semte sığmıyor dağ yollarından ördüğüm zaman,
Depremler kadar suskunum, gürültüler kadar sessiz,
Asılmış adam resimleri satılmaya başlamadan çocukların
Geniş parklarında,

Şiirden anlayan adamlara bir Nuh tufanı
Gemisi inşa etmeliyim hediye olarak,
Hüzün ağaçlarının
Gövdesinden yapmalıyım gemiyi,
Tüm karanlıklar çöktüğünde
Gömüldükçe sulara mecburi ikametgahlar,
Onlar gökyüzünün
Mavisini yakalamaya yükselsinler…

Yaptıkları tuğlalı evlerinin içinde
Müdavim kalsın …
Yürek çağrımıza baltalarla saldıran ilkel yaratıklar…

Hiçbirini almayın gemiye,
Gitgide yükselmeye başlayınca sular,
Merhamet kepenklerini indirin yüzünüzün damından,
Bir pankart asın kocaman harflerle yazılı…
Hüzün gemisi hüzün ağacının kalın gövdelerinden yapılmıştır,
Bu gemi şiir severlere aittir…
Şiirsiz insanlar binemez vede şiir sevmeyenler……………..!


Lütfi Kireçci
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
CevaplaCevapla


Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir)
 

Yayınlama Kuralları
Yeni konu açamazsınız
Cevap gönderemezsiniz
Eklenti ekleyemezsiniz
Mesajlarınızı düzenleyemezsiniz

Kodlama is Açık
Smilies are Açık
[IMG] code is Açık
HTML code is Kapalı


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 01:01 PM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.