![]() |
|
![]() |
#1 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57919
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Teloğlan İle Korkuluk
Bir varmış, bir yokmuş... Dilde var, elde yokmuş. Dilde olan gevezelik, Elde olmayan cömertlikmiş, Cömertlik dediğin elde bulunmaz. Ciddiyet dediğin kelde bulunmaz. Oysa kelde sadece saç olmaz sanırdım, Nereden biliyorsun derseniz, Eskiden bir kel tanırdım. Onun adı Keloğlandı, Aman bir yaman, bir yamandı. Anasını boyardı, babasını satardı. Şekere tuz, tuza biber katardı. *******i çıkar Kaf dağında yatardı, O yatadursun Kaf dağında, Biz başlayalım bu şirin masalımıza... Bir varmış, bir yokmuş. Günlerden bir gün... Oklavayı kapmış yaşlı anası Başucuna dikilmiş, sırtüstü yatan Teloğlan'ın Demiş ki sinirli bir ses ile: 'Bre hayta! Böyle boşu boşuna yatılır mı bu zamanda? Kalksana. Kalkıp da işine baksana.' Oklava bir başında, bir kıçında şaklayınca Teloğlancık, başlamış yalvarmaya: 'Yapma ana, etme ana! Kurban olayım sana! Kalktım işte baksana.' Teloğlan yoksul, anne yoksul, Kulübe tamtakırmış. Elde yok, avuçta yokmuş. Aile çok fakirmiş. Tüm varları, yoklar ufacık bir tarlacıkmış. İşler sarınca iyice sarpa Oracığa ekermişler bir ölçek arpa. Ama gel gör ki... Tarlanın çevresi bir dolu karga imiş. Meretler ne söz anlarmış, ne lâf dinlermiş. Varsa yoksa boğazları... Ne bulursa yerler, ne bulursa yutarlarmış. Teloğlan kovalamasa tüm tarlanın ömrü bir saatlikmiş. Bir elinde gürgen değnek, diğerinde meşe sopa... Teloğlan bir o yana koşuyormuş, bir bu yana: 'Pır pır... Kış kış...' diyerek. Sinirli sinirli söylenerek. Aman vermiyormuş hain kargalara. Ama can bu, nasıl dayansın gün boyu kovalamacalara? Bir gün değil, beş gün değil. Kargalarla savaş sürecekmiş tam beş ay. Vay başına gelenlere bizim oğlanın vay! Bu onulmaz bekçilik canına tak etmiş Tel'in. Usanıp bir iyice işinden: 'Hain kargalar gelin. Bundan sonra tarla da tapan da sizin.' demiş. Sonra da toprağa yüzükoyun uzanmış. Kargalar fırsat bilip üşüşmüşler ekine. Tam darı ekecekken buğdayların köküne... Teloğlan'ın arkasından bir ses duyulmuş: 'Ne o evlât, ne bu hâl? ' Teloğlan fırlayıp kalkmış ayağa. Bir sola bakmış, bir sağa: 'Aman o da ne! ' Karşısında bir adam sanki kurbağa... Gözleri koskocaman, burnu bir kene. Kısıkmış sesi. Sırtında kilim heybesi... Elinde kocaman bir asa... Yani görüntü tamam, bir de vraklasa. 'Sen de kimsin'' diye sormuş Tel ona. Adam demiş: 'Boş ver onu, bunu. Hele gel buraya.' Bizimki korka korka yaklaşmış kurbağaya. Garip kılıklı adam uzatıp benekli elini: 'Yabancı değilim, bir yoksul yolcuyum. Gelirim her yıl. Beni tanır buralar. Tarlalara konmasın diye kargalar, korkuluk satarım. İstersen eğer sana da bir korkuluk satayım.' Diye tanıtmış kendini. Teloğlancık merak edip demiş ki: 'Nedir o, bir bakayım? ' Çıkarmış kurbağa heybesinden bir korkuluk: 'Bunu,' demiş. 'Çak tarlanın ortasına. Kargalar konmasın bir daha arpalara.' 'Peki,' demiş Teloğlan. 'Ücreti nedir bunun? ' 'Çok değil.' demiş kurbağa. 'Çıkan ürünün yarısı... Şu yanı benim tarlanın, senin olsun bu yarısı.' Olurdu, olmazdı derken el sıkıp anlaşmışlar. 'Hasat vakti gelirim.' deyip gitmiş korkuluk satıcısı. Teloğlan geçirmiş bir kazığa aldığa korkuluğu. Tarlanın ortasına çakmış. Olacak ya. Korkuluk çakılınca yeryüzüne bir hâller olmuş göğe. Bir yağmur, bir yağmur ki sormayın. Yağmuru içen toprak, patlamış tabak tabak. Kuru otlar gövermiş. Kuru dallar yeşermiş. Bu arada korkuluk da almış nasibini yağmurdan. Yaprakları fışkırmış, orasından burasından. Boy dersen on kulaç birden uzamış. Koca tarlanın üstünü bile kaplamış. Olmuş sanki bir katana. Seslenip bizim Teloğlan'a: 'Heey ufaklık,' demiş. 'Ne arıyorsun burada? ' Telo şaşkın: 'Bu tarla benim. Bekliyorum tarlamı.' Korkuluk hırçınlaşmış: 'Sus, kızdırma kafamı. Fazla görünme gözüme. Haydi şimdi al voltanı. Karşılık verme sözüme.' Sonra uzatmış kolunu azman korkuluk. Koca ovayı göstermiş: 'Görüyor musun? ' demiş. 'Benim kardeşlerimi. Her tarlada bir tane var. Bundan böyle buralar sizlere olacak pek dar.' Sonra da bir tekme vurmuş Teloğlan'ın arkasına. Atıvermiş zavallıyı ta uzaklara. Orada rastlamış bizim oğlan, diğer atılanlara. Meğerse onlar da korkulukçuya kanmışlar. Birer korkuluk satın almışlar. Dikmişler tarlalara. Kızarak zavallı kargalara. Olan olmuş. İşte sonuç ortada. Ne arpa kalmış elde ne de tarla. Yana yakıla akıl sormuşlar: 'Ne yapalım? ' diye Teloğlan'a Teloğlan düşünmeye başlamış. Düşünmüş, taşınmış, ensesinden kaşınmış: 'I-ıh! ' demiş kafasını sallamış. Bulamamış kurtuluşa çıkılacak bir kapı. Vurarak muzipliğe demiş ki: 'Yutmuşuz bizler hapı.' Ne edelim, nerelere gidelim derken. Çıka gelmiş korkulukları satan açıkgöz adam. Demiş: 'Hayrola? ' bizimkilere. Demişler: 'Hayrın karşı gele! Bize bu korkulukları sattın. Tarlaların yarılarına yattın. Başımıza belâ ettin korkulukları. Yağmur yağdı, böyle oldu. Senin korkuluklar bizi tarladan kovdu.' Kurbağa patlatıp gözlerini, eğip bükmeden sözlerini: 'Kurtarayım sizi ama isterim ücretimi.' demiş. Teloğlan sormuş: 'Nedir ücretin? ' Kurbağa gözlü adam: 'Pek bir şey değil canım.' demiş. Yumurtanın sarısı, tarlanın kalan yarısı...' 'Ne diyorsun sen? ' diye kızmış köylüler. Korkulukçunun üzerine sinirle yürümüşler. Keloğlan: 'Durun.' demiş korkulukzedelere. Ardından tarlasının kalan yarısını vermiş. 'Bu Tel'in bir bildiği vardır.' diye. Bakmayıp ileriye, geriye. Köylüler de 'Tamam.' demişler. Böylece iş bağlanmış tatlıya. Korkulukların efendisi kaşımış kafasını. Açmış sırtında taşıdığı sihirli torbasını: 'Eker teker püf! ' demiş. Bir toz serpmiş havalara. Tozlar dönüşmüş güveye. Güveler saldırmışlar tarlalara. Yapışıp korkuluklara kemir kemir kemirmişler. Azman ot adamları anında devirmişler. Ardından kargalar gelip güveleri bitirmişler. Tarlalar kurtulunca dönmüş Teloğlan köylülere: 'Tutun şu sahtekârı! ' demiş. Tutmuşlar kötü kalpli köseyi. 'Bağlayın şu direğe! ' demiş Tel. Direğe bağlamışlar. 'Bundan böyle korkuluk sensin. Ekinlerimizi sen koruyacaksın! ' Teloğlan almış güve torbasını kuşağına yerleştirmiş: 'Yoksa,' demiş. 'Sihirli güveleri salarım üzerine.' 'Ben ettim, sen etme Teloğlan.' demiş uyanık. Rol yaparak ağlamış yanık yanık: 'Beklerim tarlaları, kondurmam kargaları. Bundan böyle yapmam gayrı haksızlık. Otururum sarayımda alık alık.' demiş. Teloğlan, bu sözlere gülüp geçmiş. Sevinmiş tüm köylüler. Ne korkuluk kalmış, ne de güveler. Kargalar da uçup gitmiş. Bu masal da burada bitmiş. Mutlu olmuş Teloğlan. Memnun olmuş köylüler. Biz çıkarken kerevete onlar murada ermişler. Ahmet Yozgat |
![]() |
![]() |
![]() |
#2 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57919
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Tembel Karınca
1/: Karıncalar obasında Belki de ilk defa çıktı Böyle bir tembel karınca Oba halkı çalıştıkça O uzandı sırt üstü yattı. 2/: Geldi yemek saati Bizim tembel karınca Kurulunca baş köşeye Bir şey gelmedi önüne Tembel karınca anladı Sonunda ettiği hatayı Başı düştü önüne. Ahmet Yozgat |
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57919
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Tembel Prenses Emine
1/: Şu bizim tembeller prensesi Emine Bir kral karıncaya baktı Döndü bir de baktı kendine. Karıncalar kıralı sinirli sinirli: 'Bu olmadı Emine kardeş Hiç olmadı bu Emine Gelmelisin kendine! ' dedi. 2/: Şu bizim tembeller prensesi Emine Utandı ve usulca uzaklaştı Çalışkan karıncaların krallığıdan. Girdi kendi evlerine. Kulaklarında hala o uyarı Kralın uyarısı sinirli sinirli: 'Bu olmadı Emine kardeş Olmadı bu Emine Gelmelisin kendine! ' dedi. 3/: Şu bizim tembeller prensesi Emine Açtı ilk önce okul çantasını. Kitabının sayfalarını araladı ardından. Kulaklarında hala o uyarı Kralın uyarısı sinirli sinirli: 'Bu olmadı Emine kardeş Olmadı bu Emine Gelmelisin kendine! ' dedi 4/: Şu bizim tembeller prensesi Emine Sonra defterini çıkardı çantasından. Açtı kaleminin kör ucunu. Sayfaları çevirdi sevine sevine. Ama kulaklarında hala o uyarı Kralın uyarısı sinirli sinirli: 'Bu olmadı Emine kardeş Olmadı bu Emine Gelmelisin kendine! ' dedi. 5/: Bizim Emine başladı ödevine. O anda son verdi tembelliğe. Kulağının dibinde bir ses Karınca kralın sesi: 'Yaşa Emine, Emine yaşa İşte şimdi geldin kendine! ' dedi. Ahmet Yozgat |
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57919
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Temiz Ol E Mi?
1/: Mendil olsun cebinde Burnuna dikkat et evlat Akmasın sakın burnun Yoksa sevmem seni Temiz ol e mi? 2/: Muslukları unutma açık Evlat temizle lavaboyu Ellerin ıslak olsun Yoksa sevmem seni Temiz ol e mi? 3/: Dişlerin pırıl pırıl Çapaksız olsun gözlerin Saçlarınsa taralı evlat Yoksa sevmem seni Temiz ol e mi? Ahmet Yozgat |
![]() |
![]() |
![]() |
#5 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57919
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Temizlerim İstanbul'u
1/: Ben mahallenizden Ali'yim, Ya da Kaya, yan sokağınızdan... Adım Fatih olmasa da, Dedemin adı Osman Murat olmasa da babam Temizlerim kirlenen İstanbul'u. Hele bitireyim de şu okulu! 2/: Ben mahallenizden Veli'yim, Ya da Mehmet, komşu sokaktan... Adım Fatih olmasa da, Daha on yaşımdayım, Haydi diyelim on bir... Yaşım yirmiyi bulmasa da, Temizlerim kirlenen İstanbul'u. Hele bitireyim de şu okulu! Ahmet Yozgat |
![]() |
![]() |
![]() |
#6 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57919
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Tenekeli Kedinin Ricası
1/: Sevgili Serdar ağabey, Ben mestan kedi, Mahallenin sevgilisi yani... 1a/: Yandaki boş arsada rastlayınca bana, Ya da köşedeki çıkmaz sokakta... Elindeki taş ile vur sırtıma, Hatta indir sopanı kafama. Ama ne olur? Rica ediyorum Serdar ağabey, Teneke bağlama tüylü kuyruğuma. 2/: Canım Merve abla, Ben mestan kedi, Sizin mahallenin sevgilisi yani... 2a/: Evinizin bahçesinde rastlayınca bana, Ya da köşedeki yeşil parkta... Elindeki simitten verme tek parça, Hatta indir sopanı kafama. Ama ne olur? Rica ediyorum Merve abla, Konserve kutusu bağlama kuyruğuma. Ahmet Yozgat |
![]() |
![]() |
![]() |
#7 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57919
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Tespihini Çeker Dedem
Dedem oturur yatağının içine Gece boyu çeker tespihini: 'bir...iki...üç...otuz üç.' Dedemin uzaklara dalar gözleri Mırıl mırıl tespihini çeker: 'dört...beş...altı...atmış altı.' Dedem oturur postunun üzerine Gün boyu çeker tespihini: 'yedi...sekiz...dokuz...doksan dokuz.' Dedem oturur seccadesinin üzerine Yıl boyu çeker tespihini birer birer Sayısını unutur hep başa döner. Ahmet Yozgat |
![]() |
![]() |
![]() |
#8 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57919
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Testere Ol Keser Olma
1/: 'Testere gibi ol.' der annem 'Keser gibi olma sakın.' Ne demek testere gibi olmak? Bilmem Keser gibi olmanın anlamı ne? Düşünemem Babama danışsam keseri Ya da testereyi bilge dedeme Acaba ne derler ki? Veya keseri kesere sorsam Testereyi de kendisine en iyisi... 2/: Verdiğim bu karar üzerine Koştum mahallemizdeki marangoza Yüz dişli testere takım sandığında Sorulduğunda: 'Ne demek testere gibi olmak? ' diye Dünden hazır karşılığı: 'Bir bana, bir sana' diyerek Bir gidip bir gelerek Testere verdi karşılığı. 3/: Takım sandığında uzun saplı bir keser Hazırlamış yanıtını Benim sormamı bekler Merakla sordum ona da: 'Nasıl olur keser gibi olmak? ' Hep kendine yontarak Dedi ki çıkarcı keser: 'Rabbena hep bana! ' Ahmet Yozgat |
![]() |
![]() |
![]() |
#9 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57919
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Teyzem Zühal
Zühal teyzem gelince bize, Hemen başlar söze: 'Kızım kola içme! ' 'Oğlum şeker yeme! ' 'Televizyon seyretme sakın! ' 'içme terli terli suyu ha! ' 'Erken uyu! ' Ne olursun Zühal teyze, Her gün gelmesen bize. Gelirsen gel ama Hemen başlama söze. Ahmet Yozgat |
![]() |
![]() |
![]() |
#10 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57919
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Teyzem, Ablam Ve Halam
1/: Tamam... Anne yarısıdır teyze. Bize en dar günümüzde Mutlaka o bakacak. Yakacak ocağımızın ateşini. Eşini ihmal edecek. Buna rağmen bitmeyecek kederim. Ben yine de, Yalnız annemi isterim. 2/: Tamam... Anne yarısıdır abla. Bize en dar günümüzde Mecburen o bakacak. Yakacak ışığını evimizin. Bizim bütün yükümüz Binecek cılız omuzlarına. Kendi oğullarına ve kızlarına Bakamayacak bize baktığı kadar. Buna rağmen bitmeyecek kederim. Ben yine de yetinemem onunla İlle annem, ille de annemi isterim! 3/: Tamam... Anne yarısıdır hala. Bizim en dar günümüzde Koşacak yayan yapıldak yardımımıza. Önümüze ardımıza Rengarenk ışıklar yakacak Engin yüreğinin aydınlığıyla. Yani mutlaka o bakacak bize. Yine de anne, ille de anne! Ben annemi isterim... Ahmet Yozgat |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|