![]() |
|
![]() |
#1 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57917
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Irmak renginde olsun elbisem
(mor bir yıldırım düştü 2) Kara önlükler giydirme bedenime, ırmak renginde olsun elbisem, Rengini ben seçeyim, olsun isterse en kötüsünden, söz benim, başrollerde kalpazanlar, film çevirip durmasın başucumuzda, bize görev düşmesin Figüranlık, Mor bir yıldırım düşmesin gözlerimizin önüne, demir perdeden, Erguvanların erken açtığı bir memlekete gitmek istiyorum,,, Kurtarıp gözlerimi ekonomik sıkıntılar çeken işkencelerden, Lütfi Kireçci |
![]() |
![]() |
![]() |
#2 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57917
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() İadeyi devri alem günüdür bugün
Kısa bir pantolon giydirelim Sokakta gezen kediye, köpeğe, Ayaklarına nal çakalım karıncaların, Ve çelikten bir iğne olsun kıçında arıların, Ormandan sipariş verelim ayılara, Gelin yahu nolursunuz İyisini biz yiyemiyoruz armutların, Yılanları çağıralım boğazda lüks evlere, Bahçelerinde maymunlara park yeri açalım, Aslanların eline bir olta verelim Balık tutsunlar, Zürafalara sandal keyfi, Barlara salalım sırtlanları, Ve yanlarına çakalları, İçki içip oynasınlar pişpirik oynasınlar yahut Gece çamlıca da mehtabı seyretsin, Tavus kuşları, sincap, tavşan Yanlarına birde koruma verelim kargaları, Bağdat caddesinde yürüsün filler, gergedanlar, Vapurlarda otursun ağır başlı timsahlar, Taksim meydanında göbek atsın ayılar, Ve salyangozlar yürüsün Beyoğlu’nda Kurbağalar vıraklasın halicin kıyılarında, Yengeçler istila etsin Eminönü, laleli, Sultanahmet’i, Gülhane’de otursun kafasında beyin taşımayanlar, Balıklar çıksın denizden, ellerinde yazılı pankartlar Balıkçılara ver yansın etsinler, “yediniz, içtiniz, sıçtınız, attınız sulara pisliklerinizi, Bundan böyle AVLANMAK YASAKTIR SULARIMIZDA” İmza köpek balığı, balina, yunus ve akrabaları Güvercinlere ikamet galata kulesi Martılara kız kulesi, Çekirgeler Çengelköy sırtlarına, Gedik paşa hamamına hamam böcekleri, Etilerde bir berber dükkânı açıp bitlere, pirelere, Ortaköy de bir kasap dükkânı kedilere, köpeklere, Yüksek kaldırıma bekçi yapıp çakalları, Surların dibine bırakıp balinaları, Mecburi ikametgâhlara yarasaları, Kaplumbağalar geçsin artık boğaz köprüsünden, Yanlarında kirpiler ve de kertenkeleler olsun Kalkıp gidin buradan ey Adem nesli, İADEYİ DEVRİ ALEM GÜNÜDÜR BUGÜN Biz çıkalım piri reisin haritasından gökyüzüne, Alemi temaşa edelim… Sahi yahu, Neler yapmışız görelim Lütfi Kireçci |
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57917
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() İadeyi itibar ölü sahibine
Bir sağdan, bir soldan, bir ortadan, Mecburi ikametgahlarına Postalandı adamlar…. Gönderli öğe…Te Cetveli İp, hücre, başkesen, koltuk güçleri,,, Alıcı …. Aile efradı, gözyaşı, Dağlı yürek, imam, cemaat, derin dip, Ve toprak.. İadeli taahhütlü… İmza,, Bir annenin dudaklarından dökülen kelimeler, Allah belanızı versin, ********ler…………! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! Lütfi Kireçci |
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57917
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() İçimdeki huysuz çocuğu öldüren cellâdı arıyorum
Kim derdi ki bir gün, Sığınıp karanlığın ışıksız odalarına, Misafir olacağız Nemrut sofralarına Kibirli firavunlar oturacak tahtına Yusuf’un Yakup’un elinde kanlı gömlek hüzün. Zincirlerin rüyasını kim tab edecek şimdi Çizdiğim haritalar içinde bir Kızkulesi Bir galata, birde saat kulesi düşmüş kara kaleme. Öfke ile yoğrulmuş şiirin gıyabındayım. Kulelerini yıktım baruttan yapılmış keşkelerin, İçimdeki huysuz çocuğu öldüren cellâdı arıyorum. Eskiyen merdivenlerden bir balık uygarlığı taşıyorum ay’a Çölün ortasında bir iç deniz yüreğim Terlemiş bir matematik hesabıyla tufandayım. Bu kent her gün yeniden doğursun beni karanlıklara. Karanlığın editoryasında beynime saplıyorum, Ciltler dolusu hüzünleri. Şimdi yalnızlığın atlarını koşuyorum sabırdan yumaklara, Peşimde huzur perisi lades diyecek bana. Kaç fil hikâyesi giydirilmiş bir dervişin hırkasına, Peşimde deniz kuşlarını kovalıyor, kartallar. Hala sığ sulardayım, Çoktan vuruldu kâbuslarımda ceylanlar. Masmavi bir çığlık serpiyorum hakikatin sır perdesine, Karacahmet kazandibi, İbrahim ateşini yakar taksim Kim kime, dum duma onurumuz ne korku ne heyecan, Öykümüzü yazacak birilerini bekliyoruz, İltica etmeyi beklerken içimizde demirden yapılmış heykeller. Lütfi Kireçci |
![]() |
![]() |
![]() |
#5 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57917
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() İmlası bozuk kuyularda kıyametim kendime,
İmlası bozuk kuyularda kıyametim kendime, Bomba dersem çık, Dinamit dersem kaç, Her derde neşter Kızılhaç, Toplayın fareleri yuvalarından bu gece uykumuz kaçacak, Düşlerin pusuya düştüğü yer Filistin, Çiğdemleri açmadığı ülke ırak, Ne Türkiye kalmış Türklere Türkistan, Ne yemen kalmış boynuma doladığım türkü, Ne firari aşklara mekân kabristan, Belli olmaz zamanı hiç, Eyüp Sultan’dan çıkarsam arşa başımı, Dağlara gemiler çıkaran ordu iner halice, Şehrayin mi var baktığım saf yürek adresinde Munzur, Bir köpeğin ölü gözlerinden giriyorum sarı boyalı odama, Kaçtığım yer şairlik yanım olsa gerek Siyah zifirinde bacaların fesleğen açar bir gün şaşırma, Gök uyandığında iflas eden tasvirsiz kuşlar günlüğüm, Ben böylesi imlası bozuk kuyularda kıyametim kendime, Ben geçince serden, bin atlı geçer Kıldan ince kılıçtan keskin bir köprüden Zincirlenmez elbet, Atım Burak, Yön kıble, ah kim tutar beni, Kisra’nın sarayında. Bırakın büyük putları kırayım bu gece Elimde balta İbrahim adına, her muammalı dekorda, Yakup’un elinde kanlı gömlek, uzaklarda Yusuf un kokusu, Geriye bakma, yok oldu Sadom ve Gamora, taş kesildi ihanet. Lütfi Kireçci |
![]() |
![]() |
![]() |
#6 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57917
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() İskeletlerin ağzından bir ölüm kusacağım sulara
İskeletlerin ağzından Bir ölüm kusacağım sulara, Uzun gemiler yapacağım Tımarhane bahçesinde açmış Söğüt ağaçlarının gövdesinden, Yo içine yalnız deli olanları bindirmeyeceğim Akvaryumda çıldıran pirenaları Midye kabuğunun içinde beynini arayanları, Yusuf ile züleyha aşkını yağmalayıp her gün Utanmadan bir İstanbul sabahına uyananları Sarhoş gergedanları, Al sana bahar deyip başımıza kış koyanları Evlerden, ocaklardan kış, kış deyip Kovaladığımız şeytanları, Katillikten emekli olup nü resmi yapanları Kabilin baltasını müzayedelerden kapanları İnsan öldürme yarışına katılanları, Kış uykusuna yatmaya hazırlanan ayıları Bir kemiğin peşinden koşanları, Sırtımızdan geçinip, Küstahça suratımıza bakanları. Yüreğe zemheri bırakanları, insanı diri, diri yakanları, Sorguda adam öldüren soysuzları Biraz daha maaşım yüksek olsun diye adam asanları, Sırtlanları, çakalları, yılanları, Al şu çikolata senin olsun deyip çocuklara Gökten bomba atanları. Çoluk çocuk demeyip ırza, namusa el uzatanları Düşlerimizde, düşlerimize akrep sokanları, Atanları, tutanları, kanımızı emen yarasaları, Dolar, dolar bakanları, sömürü yapanları, Haram hile yetim malı demeyip cebimizi soyanları Adını sayamadığım birçoklarını (ekleyebilirsiniz) Bir dakika beyler bu gemi bunları alır mı? Bu geminin üst katları şairler tarafından inşa edilmiştir, Epeyce yer hazırlanmıştır boş yer bulunmaktadır Sayın dostlar yardımlarınızı bekliyoruz Ne varsa bulun getirin kentlerden, sahillerden, Yüksek, yüksek binalardan, villalardan, Evlerden apartmanlardan, yalılardan köşklerden, Yatlardan, katlardan, sırma saraylardan, İnsanın mayasından uzaklaşmış insana ihanet etmiş Tüm ihanet severleri toplayın bu gemiye Gemi falan gün falan saatte insanın kıyısından Uzaklaştırılacaktır. SEYYİD ONBAŞI HAZIRLAN Bir gemi daha geliyor. Lütfi Kireçci |
![]() |
![]() |
![]() |
#7 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57917
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() İstanbul eksik olmasın düşlerimde
İstanbul eksik olmasın düşlerimde Alıp götürülürken bedenim Bendeki benden, Kapılırım kızıl bir akşamın hayaline, Baykuşlar tüner başucumda Yosunlar yeşerir yatağımın sol tarafında Sol tarafım duvar, ötesi ülke, güneş, ışık, kent Yürüyen insanlar var caddelerde, Gülen insanlar, Umut eksik olmasın yürekte, Dağları delecek yürek var bizde, Nilüferli bir sabah düşerken gözlerinden ceylanların Uzanır kimsesizliğin koynuna boylu boyunca, Caddelere bir adam, Bir adam uzanır caddelere DÖKÜLÜR GÜNE GÖZYAŞI SEVGİLERDEN İSTANBUL EKSİK OLMASIN DERKEN DÜŞLERİNDEN Kim saklar güneşi koynunda bilirmisin? Bir çığlık horlanır kulaklarımızın sağırlığında, Bir şehir kalkar gider gözlerimin ırmağında Ecel habersiz gelir, yavaşça gelir, usulca gelir Bazen bir namludan çıkan kurşun olur, Bazen iplere giden yol, mertlik ölmez serde, Ve nihayet öküzleri sürmeye başlar yıldızlar, İstanbul eksik olur düşlerimde, Unutulmuşluk boynumda celladım Bütün gürültüler siyah, Bütün tebessümler emanet, NE FARK EDER MARTILAR EKSİLMİŞ GÖKYÜZÜNDEN ÇIKARILINCA DÜŞLER KENTİ İSTANBUL, DÜŞLERİMDEN. Lütfi Kireçci |
![]() |
![]() |
![]() |
#8 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57917
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Kâğıttan yapılmış kayıklarla geçerim okyanusları
Kâğıttan yapılmış kayıklarla geçerim okyanusları Ne yapabilirim Yabancısıyım göklerin, Başımı kaldırıp Bakamıyorum ay’a Acemisiyim korkaklığın Fırtına rakibim, Tuğlası çalınmış insanla işim, Kıbleye yöneldim Dokuz morg yolunda Mevlana vakitleri Yüreğime çullandığında İçimde uyanan bir İstanbul Azat olunca bukağılarından Moğolca gözlerim gün batımını, Bahar yüklü develer geçer Karanlığın saç örgülerinden, Bir tek tel düşer bize, İnzivaya çekiliriz arsız hayattan Şehir canları yakar Ecel heybesinde Düşer peşime yüreğim Bir yangın ülkesinde Söndürülmeyi unutulmuş Yangınlar düşlerimde Uyku kıyamet, Mutlak çaresizlik ölüm, Mihmandarım sevda, Çığlıklarımın yıkadığı hayat, Sırtımın kamburunda, Dağsız, ovasız atlar. Söyle Buhara’lı adam Alnıma dökülen hakikat, Nil’in düşlerinde Musa’mıdır. Peşimizde firavun Suya vurulan asamıdır. Pervasız kalabalıklar, Aynalardan çarpışan iki mermi, Biri sen biri melek, Akreplere kısa yol Hala kuyruğunda taşıdığı gurur Bir tırpan yeriz göklerden, Döneriz deliye. Duvarlara çizilmiş ölü resimlerinden, Gün tenhaları fısıldar kulağımıza Gecenin dibi düşer ürkek mavilerden, Karanlığa mumyalanmış zaman Dolaşır nabızlarda İkmal çalınmış uykuların Fecrinden düşer dünyayı sarmaya Ah ben, Yoksul ay ışığı gibi düşerim duvarlara, Sevinçleri taşlarım başucumda servi gölgesi, Mezarlıklar soyunmuş vişne ağaçlarından, Kâğıttan yapılmış kayıklarla geçerim okyanusları, Güneş üşümüştür derim Haydi, çıkaralım damdan. Damdan dama cenaze, Korku ayazından. Bir yıldız uğultusu örseler yüreğimi, Bir çalıkuşu havalanır tırpanlanmadan lanete Belaya tiryaki olurum, Kronikleşir sevda Davud yüreğimde Düşer Yusuf kuyusuna yüzlerce çocuk, Felaket geliyorum der güz akşamlarıyla Sahte tanrıların mihmandarı olur Selimiye Saçları ağartan krem icat edilir ehrami yargılardan Pis bir mürekkep dökülür kâğıda Duvarlara yolculuk Bir hırçın hayvan yalnızlığı kuşatır çevremizi Gözlerim bağlanır askıya alınır hayat Rölantiye alınır gün, kahramanca uzar saçlarımız Güneş vurulurken son kez saçakların ucunda. Ah ey yüreğim, Gemiler dolusu şiir çıkart mahpus damından. Çatlasın sadom ve gamora çatlasın nü resimleri çizen adam Lütfi Kireçci |
![]() |
![]() |
![]() |
#9 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57917
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() İşkencede susabilen bir hayvanmış bedenimiz.
İşkencede susabilen bir hayvanmış bedenimiz. Elbet korkmasına korkmadık ya adüvden Birinci şube ikliminde geçerken ocak, şubat, mart. Boğazımızdan aceleyle uçup giderken binlerce kuş, Meğer işkencede susabilen bir hayvanmış bedenimiz. Kaçıyorum kendi tabutumu taşımaktan bütün cinayetlere, Bütün bahçelerde nevrozlu güller açar bu mevsim, Özgürlük alnımızı okşayan hain bir mermi olmasın Ah keşke yakabilsem bu şehrin günahlarını nar içinde Kekik kokan dağlardan, ışığa benzeyen sağanaktan Bir gemiden düşer gibi, erguvanlara takılmadan Bitten pireden, sakallarıma ceset doldurmadan Peşimizde ambülâns, peşimizde yaban eşekleri, yel değirmenleri Allah’a emanet gidişimiz, sular dökülmeden arkamıza Düşüyoruz dipsiz kuyuya, burası Yusuf’’un düştüğü kuyumudur? Bu zebanilerde kim, kuyunun içinde seyahat Pis kokular geliyor, burada İstanbul yok, İstanbul uzaklaştırılmış saçlarımızın renginden Kefen sarıyoruz günlere, bak şu kol bacak kıranlara Cesur martı sesleri geliyor dışarıdan, burada kemik sesleri Adres bulamayan çığlıklar yükseliyor yakınlardan Dünyaya meydan okuyoruz akrep yuvasında gözlerimiz kapalı Beyaz yelkenliler geçiyor karanlığın en koyusunda Artık ölebilirim kendimi yaşatmak için güz çocuklarına Ah bir bilseniz ne anlatmaya çalışıyorum asıl, farkında mısınız? Bu yılanlar kuyusundan geçtik sarılıp gövdesine türkülerin O yılanlı kuyular hala kanlı gömleğinde Yusuf’un, YUSUFLAR BEKLER. Lütfi Kireçci |
![]() |
![]() |
![]() |
#10 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57917
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Kalk gidelim deyince yerinden kalkmıyor dağlar
Hey İstanbul uyan artık mahmur uykularından, İçimde besteleri kurşunlanmış türkülerle sana geliyorum, Esrarından arşa değen yerlere mi çıkıp ikamet edeyim Yoksa sefere çıkmış her gemiye bu miraçtır deyip mi bineyim. Kalkıp göç eylemezken başımızdan Dişleri sökülmüş eylül sabahı, Urganda boynu kırılanlara selam olsun Hubeyb’den İşkencede ölenler selam size, Yasir’den, Sümeyye’den Şarapnel parçasıyla havaya uçan er selam sana Şamil’den Ruz-i mahşere mi kalsın feryadı Bilal-i Habeş’in Ufuklarda gördüğüm şimşekler ruhumu kırbaçlarken, Öksüz bir hasret kayserlerden kurtarıp haşyetini Mekke Medine kokularıyla içime iliştirirken, Gel ey sultan-ül enbiya çölde ayak bastığın yerleri öpeyim. Ağ örmeyi unuttu artık mağara önlerinde örümcekler Kalk gidelim deyince yerinden kalkmıyor dağlar, Ayaklarım diz boyu kan, hala masum sırtlanlar, Dil buhranda, kulakta pas, gözler ölüme sağır, Yetiş ceddim, Çanakkale’deyim, Niğbolu, Gelibolu’dayım Son tabya düşmek üzre, Arzın merkezine seyahat başlamadan önce, Sükûta makber, başkaldırı atları payansız, yürek eczasız Alnımın ortasında açılan bir gökyüzü düşün, Havalansın ebabiller Her taraf ebrehe dolu, her taraf fil ordusu. Lütfi Kireçci |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|