www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee  

Geri Git   www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee > Forum > Eskiler (Arşiv)

Eskiler (Arşiv) Eski konular

CevaplaCevapla
 
Konu Araçları Görünüm Modları
Old 08-18-2007, 09:34 AM   #101
PirincBurgeR
Banned
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Yaş: 19
Mesajlar: 1,629
Teşekkür Etme: 1
Thanked 2 Times in 2 Posts
Üye No: 44100
İtibar Gücü: 0
Rep Puanı : 2150
Rep Derecesi : PirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Etek ve Pantolon51

Bugünkü konuyu Betül bulmuştu. Emel, dizlerinin üzerine çökmüş yeni yazıyı okuyup yorumlayacaktı. Herkes saf saf dizilmiş bekliyordu. İkinci safın sağında Yaşar yine yerini almıştı. Betül bu sefer Yaşar'ın tam karşısındaydı. Emel elindeki hikayeyi okumaya başladı: ' Orta yaşlı kadın,saatine baktı: 'Uçağın kalkmasına daha vakit var' diye söylendi,sıkıntılı sıkıntılı. Havaalanında beklemekten sıkılmıştı.Atıştıracak birşeyler alıp açlığıyla birlikte sinirlerini de yatıştırma ihtiyacı içinde büfeye yöneldi.Bir kutu taze kurabiye aldı.Kutuyu alışkanlıkla çantasına koydu.Sonra yürüdü,gözden uzak sıralardan birine oturdu.Hem koltuğunun altında taşıdığı polisiye romanını okuyacak hem de kurabiyesini atıştıracaktı. Kitabını açtı.Kaldığı yerden okumaya başladı.Biraz sonra dalmıştı.Yanına birinin oturduğunu hayal meyal fark etti.Umursamadı.Kimse huzurunu bozamayacaktı. Bir taraftan ilginç polisiye romanını okurken,diğer taraftan yanına oturan adamla arasındaki kutudan kurabiye atıştırıyordu. Bir de ne görsün,yanında oturan adam da aynı şeyi yapmıyor mu: Aynı kutudan kurabiye alıp yiyor. 'Olur şey değil! 'diye söylendi,orta yaşlı kadın,'Amma da cüretkar,izin isteme gereği bile duymadı.' Kızgındı,ama işin sonunu çok merak ediyordu:Bakalım adam bu cüretkarlığını nereye kadar sürdürecekti? Kurabiye kutusuna elini her uzatışında,yanındaki adam da uzatıyor,o da bir kurabiye alıyordu.Bu durum pakette tek kurabiye kalıncaya kadar sürdü. 'Bakalım şimdi ne yapacak? ' diye düşündü orta yaşlı kadın,'Herhalde son kurabiyeyi malın gerçek sahibine, yani bana bırakacak kadar mantıklı biridir.' Göz ucuyla adamı izlemeye başladı.Adam yüzünde hafif asabi bir gülümseme ile pakete uzandı.Son kurabiyeyi aldı,özenle ikiye böldü.Yarısını ağzına atarken öteki yarısını orta yaşlı kadına uzattı. 'Aman Allah'ım! Ne kadar da yüzsüz biri,kurabiyelerimi nasıl da sahiplendi; üstelik teşekkür bile etmiyor! 'diye düşündü kadın.Zor zaptettiği öfke fırtınası altında kurabiyeyi alıp ağzına attı.Bu kadar sinirlendiğini hiç hatırlamıyordu.Adama çatmaya karar verdi.Ama tam o sırada uçağın hazır olduğu anons edildi.Hızla toparlandı.Kitabı çantasına koydu.'Kurabiye hırsızı'adını taktığı adama öldürücü bir bakış fırlattıktan sonra çıkış kapısına yöneldi. Az sonra uçağa binmişti.Başına gelenleri hatırladıkça hem gülüyor hem de kızıyordu.Koltuğuna yerleşti.Bitmek üzere olan kitabını almak için elini çantasına daldırdı.Kitaptan önce eline bir kutu geldi. 'Allah Allah...! Bu kutunun çantamda işi ne? 'diye şaştı. Bakması ile birlikte gözleri büyüdü.Büfeden aldığı kurabiye kutusu hiç açılmamış haliyle çantasıda duruyordu.'Ben ne yaptım? 'diye haykırdı. Yolcular dönüp dönüp kendisine bakarken,utançla başını yere indirdi:'Bunlar benim kurabiyelerim olduğuna göre,adamla ortaklaşa yediğimiz kutudakiler onundu.Hiçbir tepki göstermeden kurabiyelerini benimle paylaşma nezaketini gösterdi.Oysa ben o adam hakkında neler düşündüm.Kaba ve cüretkar olan aslında benmişim! ' Çaresizlik içinde inledi: 'meğer kurabiye hırsızı benmişim.' cümleleriyle hikayeyi okumayı bitirdi. Sonra ' Çoğunlukla kendi doğrularımızın doğruluğundan o kadar emin oluruz ki,yanlışlarımızın farkına bile varmayız. ' sözleriyle de hikayeyi tek cümleyle yorumladı. Salondakiler hayranlık içinde Emel'i dinlemenin zevkini yaşadı. Daha sonra koyu bir sohbet başladı. Yaşar çay faslını beklemeden izin isteyip gitti. Herkes mutluydu; bir tek Betül hariç. Aşık olanı en duygusal aşk şiiri yatıştırabilir miydi? Yüreği iyileştiren bilgi değilse neydi?

Osman Demircan
PirincBurgeR çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 08-18-2007, 09:34 AM   #102
PirincBurgeR
Banned
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Yaş: 19
Mesajlar: 1,629
Teşekkür Etme: 1
Thanked 2 Times in 2 Posts
Üye No: 44100
İtibar Gücü: 0
Rep Puanı : 2150
Rep Derecesi : PirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Etek ve Pantolon52

Yaşar dışarı çıktığında yüreğinde depremler oluyordu. Fay hatları oluşuyordu benliğinde. Her çatlakta ruhunda derin izler bırakan uçurumlar meydana getiriyordu. Fay, kalbinin her kılcalında duygusal yol ayırımları yaşatıyordu.Gitgide yalnızlaşıyordu kendi iç dünyasında. Bu duygularla yürürken birden dikkatini bir berber dükkanı çekti. Berber, müşterisinin saçlarını her kesişinde, müşteri daha bir güzelleşiyordu.O an; ' Eğer saçlarda kan olsaydı her yer kan revan olurdu. Berber dükkanı kasaba dönüşürdü.' diye içinden geçirdi. Aklına o an Betül geldi. Güzel saçlı Betül... Aslında o saçları okşamayı ne kadar da çok isterdi! 'Fakat bir tetikçinin silahı bırakıp eline saz alma, aşık olma olasılığı neydi? ' diye de düşündü bir an.Gecenin karanlığında kaybolurken birden aklına yıldız gibi parlak ve mehtap kadar ferah bir fikir geldi.Betül'ü sevmek hem aşka hem kendisine yapacağı bir ihanet olurdu. Aşka yaldızlı cümleler katmak ise ay yüzlü sevgiliye yapacağı en büyük haksızlık olurdu. Hemen bir çiçekçiye uğradı.Betül'e gönderilmesi için satın aldığı karanfil demetine: ' Seni ve sevdiklerini özgür bıraktım; çünkü Betül seni çok sevdim.' yazdı.Sonra çiçekçiden ayrılıp Ankara gecesinde gözden kayboldu.

Osman Demircan
PirincBurgeR çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 08-18-2007, 09:35 AM   #103
PirincBurgeR
Banned
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Yaş: 19
Mesajlar: 1,629
Teşekkür Etme: 1
Thanked 2 Times in 2 Posts
Üye No: 44100
İtibar Gücü: 0
Rep Puanı : 2150
Rep Derecesi : PirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Etek ve Pantolon53

Herkesin çakal olduğu bir dünyada horozlanmanın ne anlamı vardı. Yaşar gecenin karanlığında derin bakışlı bir kurda dönüştü ve çakalları düşünceleriyle boğdu. Sevememenin keskin duygusunu bileklerinde bir zincir gibi hissederken Betül'ün yüzü gökyüzünde ay ışığı aydınlığında parladı. Gönlünde akan sevgi nehri yürek genişliğindeki ekinleri suladı. Bir serinlik ve huzur bütün iç dünyasını kapladı. Yaşar biraz daha yürüdü ve sonra yol kenarındaki bir banka oturdu. Sonra sağda solda tünemiş güvercinlere bakarak kendi kendine konuştu:
'Güvercinler mi akıllı yoksa biz mi? Çok akıllıyız hatta dünyada kendimizden başka akıllı ve zeki başka birilerinin olmadığını kabul ederiz. Kendimizi büyük görmek ya da göstermek küçüklüğümüzün bir alametidir.
Güvercine hayvan gözüyle baktığımızda onun da bize hayvan gözüyle bakmayacağı ne mümkün! Eğer öyleyse ikimizde hayvanız! Zekamız ancak kendimizi kavrayarak ve ifade edecek kadar. Başkalarına ben hayvanım dedirtecek kadar değil.
Bu dünyada sevgi kime ait. İnsanlara sıkıntı çektiren, üzüntü veren, kendi menfaatleri için başkalarını feda eden bir dirhem dünya malı için başkalarını güvercin gibi öldürmeye hazır olan içi kararmış, kalbi katranlanmış, gözleri kanlanmış çakal gibi insanlar var. Ve bu insanlar sevgiden bahsediyor. Sonra ne güzel güvercin deyip üzerine atlıyor ve sevgiden besleniyor. Böyle davranıp diğer insanların aç, zayıf ve yoksul olduklarını söylüyorlar.
Yaşar bunları düşünürken saatine baktı. Epeyce geç olmuştu. Banktan kalkıp yürümeye devam etti.

Osman Demircan
PirincBurgeR çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 08-18-2007, 09:35 AM   #104
PirincBurgeR
Banned
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Yaş: 19
Mesajlar: 1,629
Teşekkür Etme: 1
Thanked 2 Times in 2 Posts
Üye No: 44100
İtibar Gücü: 0
Rep Puanı : 2150
Rep Derecesi : PirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Etek ve Pantolon54

Yaşar Ankara'nın sokaklarını arşınlarken bir adamın sevgilisiyle kavga ettiğini gördü. Gecenin bu geç vaktinde yıldızların alabildiğine yeryüzüne aktığı bir saatte iki sevgili küfürler üretiyordu. O an Betül'ü düşündü korkularıyla göz göze geldi bir an. Sevgi gibi bir duyguyu yakalayıp da onu midesine indirenlerden olamayacağını düşündü o an. Rahattı artık çünkü Betül'ün dünyasından ayrılarak bütün dişlerini kendi yüreğine saplamıştı. Bundan sonraki yaşamında kendi kendini yiyip bitirecekti. Bu aşk onu kendi korkularıyla yüzleştirecekti.
Yaşar kaldırım taşlarının ağırlığını parmak uçlarında hissetti. Hayatının kilometre taşlarını dizmeye çalışırken bir gün mutluluğa ulaşacağını düşünmüştü. Oysa şimdi hayatı bir çıkmaz sokaktı. Yolculuğu aşkın soğuk duvarlarıyla karşılaşmasıyla son bulmuştu.
Ve duvar dibinde kurşuna dizilen bir mahkum gibi Yaşar aşka vurulmuştu.
Ankara Yaşar'a mezar olmuştu. Bir mezar ki bütün şehir taştan bir lahit olmuştu. Üzerine kapaklanan şehrin beton binaları nice mutlu sohbetleri üzerine dökmüştü. O Betül'e söyleyemediklerini düşünerek kan kusmuştu. Yaşar çoktan ölmüştü.

Osman Demircan
PirincBurgeR çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 08-18-2007, 09:35 AM   #105
PirincBurgeR
Banned
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Yaş: 19
Mesajlar: 1,629
Teşekkür Etme: 1
Thanked 2 Times in 2 Posts
Üye No: 44100
İtibar Gücü: 0
Rep Puanı : 2150
Rep Derecesi : PirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Etek ve Pantolon55

Durmadan konuşuyordu. Susmasını bilmiyordu. Dudakları mengene gibi kelimeleri eziyor; cümleler posa halinde ağzından çıkıyordu. Bütün duyguları yüreğinden ve beyninden tazyik halinde sözlerine karışıyordu. Yıllarca suskun bir yüreğin haykırışlarıydı bunlar. Yıllarca sevmemiş bir yüreğin heyecandan atışlarıydı bunlar. Emel hızla kapıya koştu. Evet dedi bu gelen sevgilimin kapı çalmalarıdır. Evet dedi teyzesinin şaşkın bakışları arasında gelen sevgilimdir bu. Az önce çenesi düşmüş kadın saç baş dağınık vaziyette kapıyı açtı. İçeri giren doktor ve hemşireler o an Emel'i yaka paça yakaladılar. Sevgilim nerde çığlıkları arasında ona sakinleştirici yaptılar. Teyzesinin gözyaşları, göz pınarlarından boşalırken Emel'i salondaki kanepeye yatırdılar. İyice sakinleştiğini anladıklarında da onu sedyeye yatırıp alıp götürdüler. Melahat teyze ağlamaklıydı ve şaşkındı. Yeğeninin şizofren oluşuna üzülmekteydi. Akıl hastahanesinden kaçıp bir kedi gibi kendisine sığınmasına dayanamamış onu bağrına basmıştı. Gel gör ki Türkiye'yi ve dünyayı kurtaracağına dair kurduğu hayaller ve oğlum geldi; Betül, Emre, Yaşar geldi diyerek kapıya koşmaları Melahat teyzeyi iyice çileden çıkarmıştı. Artık yaşlı haliyle Emel'le baş edemiyordu. En son Emel'in sevgilim geldi ölümüm de geldi diyerek ağlayarak kapıya koşması ve kapıyı açtıktan sonra da kollarını boşluğa dolaması onu iyice perişan etmişti. Kendisi yaşlıydı ve Emel'in can güvenliğini sağlayamayacak kadar da güçsüzdü. Doktorları çağırması Melahat teyzeye vicdan azabı yaşatmıyordu artık. Kızkardeşini ve eniştesini trafik kazasında kaybetmesinin ardından Emel'i yanına almış ve büyütmüştü. Bir gün misafirlerin ve kendisinin şaşkın bakışları arasında Emel'in Jeanne d'Arc'ım diyerek elinde bıçağıyla sağa sola saldırışını görmüşlerdi. Bu güzel ve zeki kız beynini kemiren yanılsamaların kurbanı olmuştu. Beyni yasak meyve olmuş içini kemiren şeytani düşüncelerden kurtulamamıştı. Maalesef kendini akıl hastahanesinin karanlık köşesinde bulmuştu. Ondan sonra da ne yaşamış ne ölmüştü.

Osman Demircan
PirincBurgeR çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 08-18-2007, 09:35 AM   #106
PirincBurgeR
Banned
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Yaş: 19
Mesajlar: 1,629
Teşekkür Etme: 1
Thanked 2 Times in 2 Posts
Üye No: 44100
İtibar Gücü: 0
Rep Puanı : 2150
Rep Derecesi : PirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Etek ve Pantolon56

Emel günlerini akıl hastahanesi odasında dakikalar arasına yüreğini sıkıştırarak geçiriyordu.Her an acı çekiyordu. Saatin akrep ve yelkovanı gözlerine batıyordu.
Yere baktı. Bütün gölgeler aniden kayboldu.Gözlarindeki damarlar yaprağı kalmamış bir ağacın dallarına benziyordu.Belli belirsiz bakışlarında terk edilmişliğin yaprak dökümü vardı. Gülümsemeler büyütürken yemyeşil, gönül boşluğunu dolduracak gül bahçelerinin hayalini kuruyordu.Sahip olamadığı gerçek çiçeklerin yapay kelebeği oluyordu. Bütün güneşli günlerde plastik bir dünyanın silikonlu öpücüklerini hastahanedekilerin yanaklarına konduruyordu.
Emel'in dudağının kenarında uçuktan minik bir kan görünüyordu.Ama bu küçük kan içinde sebebi bilinmeyen bir hırs vardı. Evet Emel, bir tohum kadar küçüktü ama içinde ormanı taşıyacak kadar da büyüktü. Saçları ise taranmamış, hiç su yüzü görmemiş gibiydi. Kızıl uzun saçları kızgın bir ateşi andırıyordu. Yüzündeki delik deşik yerler daha önceden küçük bir volkan patlamış da boş kalmış gibiydi. Kim bilebilirdi kendini boşlukta aradığını, kim bilebilirdi içindeki çözülmesi çok zor iki bilinmeyenli denklemi...
PirincBurgeR çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 08-18-2007, 09:35 AM   #107
PirincBurgeR
Banned
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Yaş: 19
Mesajlar: 1,629
Teşekkür Etme: 1
Thanked 2 Times in 2 Posts
Üye No: 44100
İtibar Gücü: 0
Rep Puanı : 2150
Rep Derecesi : PirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Etek ve Pantolon57

Bugün çok farklı bir gündü Emel için.Çünkü odasına yeni biri gelecekti.İki kişilik odaydı zaten.Bu odanın fıstık yeşili duvurlarından birinde çok hoş bir tablo vardı.Bu tabloda nehir kıyısında bahçesi çiçeklerle dolu bir ev resmi vardı.Evin çevresinde hayal gücünün en uç noktalarına uzanan çizgilerinde çocuklar kendi bedenleriyle oynamaktaydı.Odada aynı zamanda bir masa ve iki sandalye,iki tane de elbise dolabı bulunmaktaydı.Bir tane penceresi hastahanenin bahçesine bakıyordu.Emel yaklaşık olark bir yıldan beri buradaydı.Bu zamana kadar hiç kimseyle odasını paylaşmamıştı. Rüyalarını,hayallerini hep uçurumlara atmıştı.Bu ilk idi onun için.Kendisinin neden burada olduğunu bile hiç hatırlamıyordu.Sürekli dalıyor,derin derin düşünüyordu.Bir gün nihayet yeni oda arkadaşı gelmişti.Hemşireler tarafından odaya yerleştirilmişti Nergis.Hemşireler Nergis'e:'Odan burası bu da oda arkdaşın'dediler.Hemşireler çıkıp gittiler.Nergis kendisine ayrılan yatağın üzerine oturdu.Emel ise camın kenarında,bir sandalyede oturuyordu.O an ikisi de göz göze gelip; birbirine bakarak daldılar.Bir an hastahanenin önünde birinin çığlık atmasıyla kendilerine geldiler.İkisi de birden çığlık sesinden irkilmişlerdi.Emel ve Nergis çığlığı duyar duymaz camdan aşağı baktılar. Çığlığın nereden geldiğini merak ettiler. Hastahanenin tam önünde iki akıl hastası kavga etmiş ve biri diğerinin canını acıtmıştı.Bunları gören iki oda arkadaşı çok üzüldüler. Emel, ' Aklı başında bir insan başkasının canını yammaz.' deyip Nergis'e baktı. Sonra Nergis, Emel'e yaklaşarak, tebessümle ' Benim adım Nergis.' dedi. Emel de ona kendi adını söyledi. Emel ile Nergis arasında sıkı dostluğun temelleri bu şekilde atılmış oldu.

Osman Demircan
PirincBurgeR çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 08-18-2007, 09:35 AM   #108
PirincBurgeR
Banned
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Yaş: 19
Mesajlar: 1,629
Teşekkür Etme: 1
Thanked 2 Times in 2 Posts
Üye No: 44100
İtibar Gücü: 0
Rep Puanı : 2150
Rep Derecesi : PirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Etek ve Pantolon6

İstanbul deyince aklınıza ne gelir? Ayasofya başlı başına bir semboldur Türkiye coğrafyasında.İçeri girdiğinizde sizi bir ürperti kaplar.Üşürsünüz iki kişilikli bu yapıda.Tıpkı iki cinsiyetli bir beden gibi kalakalmıştır öylece.Ne camidir ne kilise.Allah'la barışamaz çok istese de.Çünkü dini belli değil, imanı belli değildir.Kızkulesi'nden daha yalnızdır aslında.
Böyle kiliselerden birisi de Trabzon Ayasofya Kilisesi'dir.Sabah Emel, Derya, Kurtuluş Ayasofya müzesine gittiler.Kiliseyi görmeye, her yerine göz gezdirmeye başladılar.Yer yer dökülmeler olmuştu tavanlarda. İkonlar tümüyle korunamamıştı.Bu dünyada dost eli değmemiş yerler harap olmaya mahkumdu anlaşılan.Üç insan tuttular birbirlerinin kolundan elinden.Ne gözyaşı döküldü, ne Ayasofya yalnız kaldı.Sevgiyle saygıyla herşey anlam kazandı.
Bir insandaki nefret bütün orduya yeterdi.Ya sevgi, kardeşlik, dostluk...Gücü hissetmeyen onu kullanamazdı.Üç arkadaş, üç fidan içlerindeki bahar dalı gibi yaşama gücünü kendilerinde buldular.Yeşil yeşil baktılar insanlar****unduracılar Caddesi'nde gezerken mutlu oldular.Hayatın sert iklimlerinde toprağa tutunur gibi arkadaşlığa tutundular.Cinselliği insan olmadan rüzgarlarla yaşadılar.Kurtuluş'un esintide pantolonu dalgalandı iliklerine kadar.Kabardı gömleği göğsünün en dar yerine kadar.Emel'le Derya'nın etekliği savruldu. Bir Marilyn Monroe klasıği oldular tabiatın kollarında.
Haz aldılar yaşamaktan, gezdiler barış içinde.Sonra Kurtuluş'u evine bıraktılar.Teşekkür ettiler annesine ve babasına güvenlerinden ötürü.Baba utandı cahilliğinden.Baba olmanın korunaklı hamiliğinde sardı sarmaladı oğlunu.Anladı en ilkel duygunun öfke olduğunu.Buyur ettiler evlerine iki dostu.
Emel ve Derya yorgun olduklarını başka zaman gelmeyi düşündüklerini söylediler.Ayrıldılar kapı yüzlerine kapatılmadan dostluk evinden.
-Çok yoruldum Derya
-Ben de.Gidelim çay demleyelim.Balkondan şehri izleyelim.
-Tamam Derya
Balkona geçtiklerinde dışarda gri bir hava vardı.Şehir doğu Avrupa şehirlerinin rengine bürünmüştü. İnsanlar ha yağdı ha yağacak yağmura yakalanmamak için acele ediyordu.'Niçin bu kadar yağmur yağar? İnsanlar niçin yağmurdan kaçar? Tadı yok mu damlaların, mazgallardan akan suların? ' dedi Emel ve Derya'ya dönerek:
-Derya, yağmurda hiç yürüdün mü?
-Yürüyemedim; çünkü bu ülkede insanlar yürümesini bilmez.Kent kültüründen yoksun kişiler şemsiyesiyle gözünü kör eder.
Az ilerde bir milletvekili göğsünü ve kasıklarını kabarta kabarta geziyordu.Halka fotürünü sallıyor; şapkasından tavşanlar çıkarıyordu.
Bak dedi Derya Emel'e:
-Bu siyasetçiler niçin şapkayı sever biliyor musun?
-Hayır
-Çünkü bunların alayı illüzyonisttir o yüzden.
Balkon açık hava müzesi olmuştu onlar için.
Değişik insan manzaralarına bakıyorlardı.Bazı davranışlarda ne hümanist ne komünist tavırlar görebiliyorlardı.Galiba yirmi birinci yüzyılın ideolojisi sadizmdi.
Minareler bile gökyüzünü çiziyordu.İnciniyordu bulutlar.Çanlar keçileri kaçırıyordu.Yahudiler üçüncü dünya savaşını çıkarabilmenin hesaplarını yapıyordu.
Bir genç cami duvarına yaşasın sadizm yazdı.Birisi cami duvarına işedi.
Emel ve Derya daha fazla dayanamayıp salona kaçtılar.

Osman Demircan
PirincBurgeR çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 08-18-2007, 09:35 AM   #109
PirincBurgeR
Banned
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Yaş: 19
Mesajlar: 1,629
Teşekkür Etme: 1
Thanked 2 Times in 2 Posts
Üye No: 44100
İtibar Gücü: 0
Rep Puanı : 2150
Rep Derecesi : PirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Etek ve Pantolon7

Cuma namazı Paşa Ağaoğlu camisi hınca hınç doluydu.Bu cami ünlü bir tarikatın toplandığı, zikir yaptığı, müritlerin şeyhini gördükleri yerdi.Buraya kadın, kız, erkek, delikanlı her cinsten insan gelirdi.Buraya gelen ihya olur giderdi.Namaz başlamadan önce tarikatın şeyhi Hızır gelirdi. Hızır gibi yetişirdi yani insanlığın imdadına.Meded ya Hızır nidaları arasında ön safa yerleşirdi.Sonra amcalarının çocukları, halasının çocukları, teyze çocukları gelirdi. Namaz kılınırdı.Şeyh el alır el verirdi kalkıp giderdi.Kendi kendine cezbelenenler olurdu.Bazıları ise kutsal kıçın oturduğu yere oturmak için yoğun çaba gösterirdi.Cami çıkışında cemaat dağılırdı.Bütün manevi putlar şeyhin arkasından giderdi.
Mehmet, Nurullah, Sedat, Suat muhafazakar insanlardı.Trabzon da muhafazakar bir şehirdi.Böyle yerlerde her şey gizli kalırdı.Çünkü kimseyi rahatsız etmediğin sürece, görünmediğin sürece her şey serbest olurdu.
Mehmet bir gün polis arkadaşına kimi hapse attıklarını sormuştu.O da kim masum ki demişti.Sadece yakaladıklarımızı hapse atıyoruz diyerek hüznünü bildirmişti.
Mehmet bunları düşünürken aklına askerlik anısı gelmişti.Kışlaya general geleceği gün bütün subaylar dağa kaçmıştı.Arazi olmuştu tüm askerler.
Yalan dedi her şey.Bütün sözler yalan.Erkekler reklam panolarına benzerler.Kadınlar bu panolara aldanarak içeri girerler.Bir daha çıkamazlar.Bütün oğlanlar babalarının yalancılarıdır.Kızlar da annelerinin.
Bu düşüncelerden sıyrılan Mehmet ilerlemekte olan arkadaşlarına yetişti.
Nurullah, Sedat'ın yanında iğdiş edilmiş vaziyette duruyordu. Sedat konuştukça o emme basma tulumba gibi kafasını sallıyordu.Güreşte kafasını kaptıran pehlivan misali Nurullah,Sedat'ın yanında boynu bükük omuzları çökük kalıyordu.Sedat bir başka horozu gagalamanın verdiği hazla kendi ruh çöplüğünde ötüyordu.
Mehmet eşiyle iyi anlaşıyordu da eşi türbanlı olduğu için onu toplum içine çıkarmak istemiyordu.Çünkü eşi yüzünden ayıplanma korkusu taşıyordu.Eşinin başını açamazdı; ona karışamazdı.Hatta kızı liseden sonra okumuş kendi isteğiyle türban takmıştı.Kızını ve eşini birey olarak görür kimseyi kendi dünya görüşüne göre yaşamaya mecbur etmezdi.
Kızı üniversitede bir oğlanla tanışmış onu sevmişti; onunla dini nikah kıymış bir evde yaşamıştı.Sonra üç kez boş ol demiş kızı bırakıp gitmişti.Oğlan Konya'nın tanınan dindar ailelerindendi.Nedense kızı kabul etmemişler oğlumuzun dölü değerlidir onu sen taşıyamazsın demişlerdi.
Mehmet üzgündü.Suat bunu anlamış Mehmet'le konuşmaya çalışmıştı.

Osman Demircan
PirincBurgeR çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 08-18-2007, 09:35 AM   #110
PirincBurgeR
Banned
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Yaş: 19
Mesajlar: 1,629
Teşekkür Etme: 1
Thanked 2 Times in 2 Posts
Üye No: 44100
İtibar Gücü: 0
Rep Puanı : 2150
Rep Derecesi : PirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond reputePirincBurgeR has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Etek ve Pantolon8

Emel ve Derya bugün iş aramaya karar verdiler.Emel bir aydır işsizdi.Derya onunla kalmaktan mutluydu ama kadın sevgili ve anne olmadan önce birey olmalıydı ona göre. Günlerden pazartesiydi. Derya bürosundan mimar arkadaşlarını aradı fakat bir randuman alamadı.Sonra aklına Tuncay geldi.Tuncay Sürmene'den arkadaşıydı. Basın Yayın Bölümünden mezun olmuş sonra yerel bir televizyon kanalı kurmuştu.Emel spikerlik için uygundu diksiyonu düzgündü.Emel'i onunla tanıştırabilirdi. Hemen telefonuna sarıldı.
-Alo Tuncay nasılsın?
-Sağol iyiyim, sen nasılsın?
-İyi...
-Eşin nasıl hala evlimisin yoksa?
-Evet
-Telefonda sorulmaz ama çok merak ediyorum.
-Neyi?
Derya Tuncay'ın evliliğini merak ederdi.Çünkü karısının yüzü hep gülerdi.
-Eşinle konuştuğumda ona kadınlığını yaşattığını söyledi.Umarım sen de erkekliğini yaşıyorsundur.
-Evet Derya, biz sadece seks konusunda anlaşmıyoruz.Cinsel birlikteliğimiz olmadığı zamanlarda da anlaşıyoruz; çünkü tenlerimiz uyuşuyor.Yani yatakta sarılmamız bile bazen yetiyor.Aynı şeyi düşünüyor aynı şeye duygulanıyoruz.Aynı yataktan akan bir nehir gibiyiz.Biz çok mutluyuz.
-Biliyorum Tuncay. Bu yüzden çocuklarınız da mutlu.Tatmin olmuş anne ve babayla yaşıyorlar.
-Bir sıkıntın mı var Derya?
-Evet, bir arkadaşım var sana yayıncılık konusunda yardım edebilir.
-Hımm aslında ihtiyacım yok ama gelsin bir görüşelim
-Çok sevindim Tuncay, yardımcı olman beni çok mutlu etti.
-Yarın ofisimde olacağım.
-Tamam söylerim gelir, kendine iyi bak hoşcakal Tuncay
-Hoşcakal Derya
Bunu öğrenen Emel çok heyecanlanmıştı; yarın için hazırlığa başlamıştı bile...
Derya ise Emel için bir şeyler yapabilmenin mutluluğu içinde gözlerini kapamıştı günün yorgunluğunu çıkarmak için uyuyakalmıştı.
Sabah sabırsızca hazırlanan Emel ofisin yolunu tutmuştu; Derya ise henüz uyanmıştı. Ne var ki Tuncay işe geç gelecekti; eşi ufak bir rahatsızlık geçirmiş onun yanında olması gerekmişti. Heyecanla bekleyen Emel bunu öğrenince umutsuzluğa kapılmıştı. Aksiliklerin hep kendisini bulduğunu düşünüp umudunu kırmıştı.Beklemeliydi farkındaydı bunun.
Kulağına yan odadan ilahi sesleri gelince şaşırdı.Merak edip kapıyı çaldı.Buyrun sesiyle irkildi.Sanki bu ses tanıdık bir sesti.İçeri girince içine limoni koku doldu.Duvarlar sarıya boyatılmış koltuklar ve halı portakal çiçekleri desenliydi.Masada iri siyah gözlü, düz siyah saçlı, altın hızmalı gömlekli Ömer oturuyordu.Emel'i görünce gülümsedi. Dişlerinin arasından ışık hüzmeleri yayıldı.Dudaklarından aşk fışkırıyordu.O an dudaklarına dokunmak istedi Emel.
-Hoşgeldin yardımcı olabilir miyim?
-Olamazsın; çünkü erkeklerin ayrılmak için bahaneye ihtiyacı yoktur.
-Anlayamadım.
Emel o an hep bu odada olmak istedi.O kadar istedi ki...
Saatler sonrası gelen Tuncay onu odasına davet etti. Önce havadan sudan konuşulmuş sonra iş konusu açılmıştı.Ses tonunu, mimiklerini beğenen Tuncay kararını vermiş Emel'i işe almıştı. Emel çok mutluydu bunu Derya'ya borçluydu; ilk işi onu aramak olmuştu zaten. Dostlukları sağlam temellere dayanıyordu bu iki arkadaşın.
Eve gelir gelmez Derya'ya sarıldı.Ona Ömer'le ilgili duygularını anlattı.Mümkün müydü bu yalancı dünyada gerçek aşkı bulmak?
Şairlerden iyi arkadaş iyi dost olurdu.Duyarlı zeki insanlardı şairler.Peki onlar iyi bir sevgili ve eş olabilir miydi? Ömer şairdi ve Emel de şiir gibi bir kadındı. Kaynaşabilirler miydi?

Osman Demircan
PirincBurgeR çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
CevaplaCevapla


Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir)
 

Yayınlama Kuralları
Yeni konu açamazsınız
Cevap gönderemezsiniz
Eklenti ekleyemezsiniz
Mesajlarınızı düzenleyemezsiniz

Kodlama is Açık
Smilies are Açık
[IMG] code is Açık
HTML code is Kapalı


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 01:49 PM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.