![]() |
|
![]() |
#1 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57916
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() TUTSAK GİBİ...
(Biricik eşim, Öznur’uma.) Ö ksüz yüreğimi tutuşturur bir kıvılcım; Ö zbenliğimde şimşekler çakar, Ö lüme atılmış mızrak gibi... Z amanın durağanlığı nallanır sanki; Z amanla yarışır, dört nala koşar, Z avallı, sahipsiz kısrak gibi... N efesim düğümlenir, heyecan boğazımı tıkar; N utkum tutulur, unuturum sözcükleri, N efessiz, sözcüksüz kitap gibi... U mutsuz umutlarım coşar yüreğimde, U çurur beni kanatsız, göklere, U yanır su yürümüş tabiat gibi... R enk renk gülücükler açar dudağında; R uhumu tutsak alır, çelik kelepçeler takar R ahmetine muhtaç idamlık tutsak gibi... Süleyman SAYLAN Ankara, 25.06.1972, Saat: 01.42 Süleyman Saylan |
![]() |
![]() |
![]() |
#2 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57916
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() YAŞAYALIM GÖR
Sevginin tanımı olmaz, anlatılmaz, yaşanır... Kuşku duyuyorsan sevgimden, yaşayalım gör. Süleyman SAYLAN Ankara, 09.08.2001, Saat: 00.46 Süleyman Saylan |
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57916
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() UYANDIĞIMI SANMIYORUM.
Doğarken ağlattı beni kadersiz kaderim; belki hüngür hüngür, belki ciyak ciyak ağlamışım... Çocuktum bilemem ki. Anımsadığım tek şey, tek mutluluğum; “Her meyvanın tadı bundadır, hangi meyva niyetine yersen onun tadını verir” diye birkaç muz yemiştim doğduğum köyde, o toprak damlı evimizde. Babam öyle söylerdi, doğruydu sözde... İnanasınız gelmeyecek, şaşıracaksınız belki, üniversitede tanıştım ben çikolatayla, greyfurtu limon azmanı sandım. Yalan bile olsa; sevdiğim kadar sevildiğimi söyleyemem. Ben çocukluğumu yaşayamadım ki... Çapıttan yapılmış yakan top bilirim, cam bilyayla düğme ütmece oynadım, saklambaç oynadım, onları bilirim; hep ebe olsam, çok kandırılsam da uzun eşekte... Güzel kızları düşümde gördüm; birini bırakıp birini sevdim. Nedense; sonra utanıp başımı önüme eğdim... Tombul, tombul memeli, dev gibiydi benim kızlarım. Düşüm son buldu, yaşayan kızları görünce. Ben çocukluğumu yaşayamadım ki... Çok ağlattılar beni daha doğarken, sonra da; salladılar beşikte susayım diye... Başardılar, susturdular beni, uyuttular. Hoş, halen uyandığımı da sanmıyorum ya, neyse... Ben çocukluğumu yaşayamadım ki... Süleyman SAYLAN Ankara, 14.03.2001 Saat: 17.07 Süleyman Saylan |
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57916
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() TÜKÜRMEK GELİYOR...
Söyledikleri Küçük beyinlerine sığmayan insanlar; Bakarlar Dar, dar, Dardır yürüdükleri yollar, Çıkmazdır sokaklar... Kıpırtısızmış gibi duran bunlar; Yampiri bir yengeç kurnazlığıyla, Akrep gibi sokarlar Sinsice, İmansızca... Hep çıkarlar çıkmış Sırtı görünen buzullar gibi, Suyun yüzüne. Suyun altında neler var, daha neler; Çalışmadan kazanmak, Yorulmadan yükselmek, Yemek, içmek, eğlenmek Hırs olmuş çoğunda... Çalması, çırpması caba... İkinci binin simgesi; “benim ne çıkarım var bu işten, Kazancım ne? ” Olsa gerek. Tükürmek geliyor içimden, Yüzlerine, yüzlerine... ... Anlatamam yüreğimde çıkan yangını; Yüreğim tutuşmuşsa yanacak, Yanmalıdır üstelik. Bunu anlatmak zor; Gücüme gidiyor anlatamamak, Anlayan kalmadı. Sinelerinde karanfiller açmışsa yarimin, Öğrendik kokusuyla yetinmeyi, Koparmak gerekmez illa ki. Elini tuttuğumda içimi saran, Beni depremlere götüren sıcaklık Yetiyor bana. Yıkılacaksam; Bırakın bu depremlerle yıkılayım. Kanayacaksa yüreğimde Saniye görememenin özlem yüklü yarası, Karışmayın, kanasın. Bu yaranın umarı Sevgilimin dudağındaki baldadır, Yarama sargıdır saçları... Sevmeyi ucuzlattılar oysa; Aşkı üç kuruşa sattılar. İkinci binin simgesi; Çalışmadan kazanmak, Yorulmadan yükselmek, Yemek, içmek, eğlenmek Hırs olmuş çoğunda... Çalması, çırpması caba... Tükürmek geliyor içimden, Yüzlerine, yüzlerine... Süleyman SAYLAN Ankara, 04 – 05.01.2001 Saat: 23.50 – 00.15 Süleyman Saylan |
![]() |
![]() |
![]() |
#5 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57916
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() SEN YARIM, BEN YARIM…
Bir tümün yarimşariyiz Sen ve ben… Bir anlam taşimayiz Sen olmadan ben, Ben olmadan sen, Mutluluğa hasretken… Öyleyse, Niye kaçiyoruz birbirirmizden; Bana hasretken sen, Sana hasretken ben? .. Yaşamin Ayricaliği kalmiyor Ö l ü m d e n! .. Süleyman SAYLAN Ankara, 19 Aralık 1971, Saat: 22.35 Süleyman Saylan |
![]() |
![]() |
![]() |
#6 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57916
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() ŞARAP GİBİ...
Şarap gibiyim güzelim, Kırk yıllık, tortulaşmış, sıcak şarap gibi... Sevme güzelim beni; Başını döndürürüm, Sevme beni, Sevgimle öldürürüm. Dost masalarındaki sohbet, Güvercinlerdeki muhabbet Gibiyim; Doyulmaz... Kırk yıllık şaraba güzelim, Güven olmaz. Dalındaki meyve gibi alımlı, Yediveren gülü gibi çalımlı... Görünüşe aldanma, Dokunma güzelim Batar dikenim... Şarap gibiyim; Kırk yıllık, tortulaşmış, sıcak şarap gibi... Sevme güzelim beni Başını döndürürüm, Sevme beni; Sevginle çıldırır, Sevgimle sarhoş eder, Öldürürüm... Değer mi, Benim için Ölür müsün? .. Süleyman SAYLAN İstanbul, 14.03.1990, Saat: 01.15 Süleyman Saylan |
![]() |
![]() |
![]() |
#7 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57916
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() YETER...
İki kadeh içince çocuklaşıyorum, İnsancıklar kızıyorlar bana; Çocuklarla oynaşıyorum, Sokak köpeklerini seviyorum diye... Mutluluklarım çakışmıyor, Örtüşmüyor onların mutluluklarıyla. “Sarhoşsun” diyorlar, Hiç içmedikleri halde Sarhoş olduğumu biliyorlar. Oysa; Ben sarhoş olmak istersem Olurum sapına kadar, Eğer sarhoş olursam Ayılmam mezara kadar. Kendi despotluklarını Haklıymış gibi sergileyen, Her şeyi bilen, her şeyi gören, Kendilerini bile aşamamış bu insancıklar Benim özgürlüklerime saldırmaktan Ne anlarlar Bilemem ki! Yağmur yağınca ıslanılır, Gerekirse acılardan da zevk alınır; Islanmaktan, Zevk almaktan korkan Ama herkesi sorgulayan bu insanlar Yaşamaktan ne anlar? Zıtlaşmayı sevmem, Zıtlaşan insanı da... Zıtlaşan insan Özgürlüklerime saldırandır, Zıtlaşmamı isteyense; Özgürlüklerine saldırılmasına hazır olan, Barış dururken savaşan, Savaşa kucak açandır, kucaklayandır. Bırakın insanları kendi hallerine; Kimi ot yesin kimi bok, Kimi sefil yaşasın kimi tok. Özgür olmak o kadar ucuz değildir... İki kadeh içince çocuklaşıyorum, Yarışta dizginini koparmış at gibi Bağımsızlaşıyor bütün duygularım. Salt mutluluklarımız çakışmıyor diye, Bağımsızlaşan duygularımın sorgulanmasından Hoşlanmıyorum. Benden hoşlanmanızı da beklemiyorum, Despotluklarınızı kaldırın Yeter! .. Süleyman SAYLAN Ankara, 18.06.2000 Saat: 23.55 Süleyman Saylan |
![]() |
![]() |
![]() |
#8 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57916
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() SAMANLARDAN
Öyle bunaldım ki insanlardan; Yaşama sevgimi tükettiler, Kemirdiler hırsımı, Düşlerimi yok ettiler. Çevreyi sarmış çeşit çeşit otlar, Başağı olmayan saplar, Sarmaşıklar, ahtapotlar... Oysa Otları severim ben Bayılırım renklerine, Eğer gerçekseler. Hele Aralarında boy veren Renk renk açan çiçekler Zevkten, hazdan çıldırtır, Yüreğimi deler. Gerçeğine benzemiyor Çevremdeki ayrık otları; Açacak tomurcukları, Açmış çiçekleri de yok üstelik, Kurumuşlar, Kupkurular... Bu saatten sonra Ancak Hayvanlara saman, yem olurlar. Öyle bunaldım ki insanlardan, Kurumuş otlardan, Samanlardan. Süleyman SAYLAN Ankara, 05.12.2001, Saat: 00.55 Süleyman Saylan |
![]() |
![]() |
![]() |
#9 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57916
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() PİŞMAN DEĞİLİM.
Sislerin yağmurla kucaklaştığı bir başkent gecesinden uçuyorum, denizden kaçan esintilerin serinlettiği bir istanbul sabahına doğru, yataklı trende... Trenin restoranındayım; vagonu dolduran sesler kulaklarımda bir dağ gibi birikirken, ben sensizliğimle baş başa yapayalnızım. Rakımı içiyorum sensizliğime. Atatürk’ünki gibi leblebi değil benim çerezim, karışık. Çok dağıldım son gürlerde; duygularımla, düşüncelerimle, kahırlarımla vura vura yüreğime... Ama söylemeliyim. göğsümü gere gere; pişman değilim seni sevdiğime. Süleyman SAYLAN Ankara-İstanbul yataklı tren restoranı 17.11.2001, 23.05 Süleyman Saylan |
![]() |
![]() |
![]() |
#10 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57916
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() PES EDİYORUM
Bakıyorum çevreme; bir ak, bir temiz, biraz onur görmek umuduyla, günbegün artan bir özlemle... Görüyorum üzülerek doğanın tüketilmişliğini, görüyorum utanarak; ak ak gülüyor utanması olmayan, haddini bilmez karalar, kendini insan sanan fukaralar. Görüyorum; küçük beyinleri, yetersiz kültürleri, olmayan becerileri sırıtıyor, altın dişli mamalar gibi... Arıyorum; nerde yaratıcılık, hani yaratıcı yetenek? Yazık ki; yalakalığı, iki yüzlülüğü, yağcılığı merdiven yapıp çıktıkları makamlarda, olmayan yetenekleriyle yöneten, her iktidarla fingirdeş, fikirdeş olup gırtlağına kadar siyasete batan ya da siyasete soyunan zavallı bukalemunlar sarmaş dolaş olmuşlar... Pişkin pişkin sırıtıyor her şeyi kendilerine hak sayan, kendileri dışında hakkı, hukuku rafa koyan böcekken kral olmuş yüzsüzler... Sarmışsa sizi ahtapot gibi, ayrık otlarına inat; bunlar, her geçen gün artıyorsa çevrenizde, nasıl ak olur, nasıl temiz olur bakışlarınız? Üç kuruşluk iş yapıp, üç Ya da bilmem kaç tirilyon kazanmak ve bunu hakettiğini sanmak, buna inanmak, çalmayı götürmek, rüşveti hediye, aldatmayı gururlanılacak başarı diye sunmak... Nasıl yakışır bir insana, nasıl bağdaşır insanlıkla? İhanetler, kıskançlıklar, kalleşlikler içinde kalmışsa doğruların yaşamı, çıldırtıyorsa insanı; “Helal olsun, nasıl becermiş”, “O işini bilir” övgüsünü alıyorsa böcekken kral olmuş sümüklüler ve gittikçe kanıksanıyorsa artık... Nasıl olur böyle, nasıl bu kadar onursuz olabilir “İnsan”sa insan? Sığdıramıyorum bu densizlikleri, bir türlü anlayamayan dar beynime (!) Vazgeçiyorum uğraşmaktan, böceklerin krallığına Pes ediyorum... Özür diliyordum. Süleyman SAYLAN Ankara, 25.01.2002, Saat: 01.13 Süleyman Saylan |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|