www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee  

Geri Git   www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee > Kültür & Sanat > Genel Kültür > Edebiyat

CevaplaCevapla
 
Konu Araçları Görünüm Modları
Old 04-01-2009, 03:42 PM   #1
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57912
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Bu kadar mı olur bana benzemek

haydi söyle istersen;
sende en çok benim gibi
renklerden mavi yi mi seversin
yanında üstüne deniz bindirilmiş biraz lacivert
olsun ister misin.
geç otur karşısına gel keyfim gel yak bir sigara
tütsün dumanları istediğin renk ondan sonra.
ne dersin.

ben ayrıca üç’ü, beş’i birde yedi’yi
verseler bütün dünyayı değişmem hiçbir rakama
bilirim senin de burçlardan
en çok benim burcumu sevdiğini
üç gibi, beş gibi bir de yediyi
sevdiğin gibi.

haydi söyle istersen saklama
ezbere bildiğim o şarkının sözlerini senin yazdığını
ve bir kadeh dolusu gözyaşı gibi
her söylendiğinde
benim gibi yürekten başlayarak yandığını.
böyle iki elini birden
avuçlarımın içine saklamışken
kim kesti şimdi suyunu bütün yangın musluklarının.

olmaz yani, bu kadar benzemek olmaz
nereden bildin şimdi bu yangında kül olmak istediğimi.

Cevat Çeştepe
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 04-01-2009, 03:43 PM   #2
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57912
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Bu mektubu sana ben

bu mektubu sana ben;
bir intihar komandosunun ateşlediği
dinamitin fitilinden yazıyorum.
birazdan sesini sadece senin duyacağın
ağır bir infilak olacağım.
bütün camlar, çerçeveler duracak yerinde.
vazondaki çiçeklerden tek yaprak bile
kopup düşmeyecek ellerine.
belki birkaç damla toz dökülecek
duvara asılı resimden.
ama çok parçalanmış sesler yükselecek,
üstüne adımı yazdığın yüreğinden.

bu mektubu sana ben;
bir salon radyosunun yeşile boyalı
göz lambasından yazıyorum.
şimdi alacağın bir haberi okuyacağım birazdan.
kulaklarından başlayacak öksüz yolculuklar
yüreğine hiç uğramadan
beynini sarsacak ve orada son bulacak.
inanmak mı gerekiyor duyduğun her şeye
yoksa yine öfke mevsiminin terapisi mi bu,
neler oldu, daha neler yaşanacak.
ama son kontrolde elin
mutlaka yüreğini arayacak,
orada koskocaman bir boşluk bulacak.

bu mektubu sana ben;
duygularımın son bayram yerinden,
bu mektubu sana ben;
terkedilmiş günlüğümün son satırından,
bu mektubu sana ben;
cinlerin çarptığı akşam sofrasından yazıyorum.
yaşadığın şehrin ellerinden,
sokaklarının gözlerinden öperim.
seni görürsen eğer,
sana benden selam söylemeni isterim.
birazdan tıkanmış damarlarımla yelken açacağım,
bulutun, yağmurun ve rüzgarın
olmayacağı yarınlara.
artık anılara giremeyecek olan yarınlara.
şimdi yaprakları solmuş bir elma ağacının gölgesinde
yeni günahları bekliyorum.
sen bana aldırma…..

Cevat Çeştepe
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 04-01-2009, 03:43 PM   #3
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57912
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Bu öykünün sebebi çok

bu bir geç anlaşılma
ya da hiç anlaşılamamanın öyküsüdür.
bir anafor sarmalında
dilinin dönmemesi,
yüreğinin yetmemesi,
sebebidir.

belki biraz geç kalma,
koşup da yetişememenin öyküsüdür.
tırmandığın yokuşta
nefesinin yetmemesi,
sesinin çıkmaması.
sebebidir.

bu belki bir,
yanlış denizlere yol almanın öyküsüdür.
bakmadan pusulaya
hiç kavuşamamak gibi
buz tutmak yaz günü,
sebebidir.

belki sadece bir çarpılma
ve duyguların kararmasının öyküsüdür.
açıp kollarını yağmur altında
yıldırımla kucaklaşmak
ve düşmek toprağa
sebebidir.

ya da herkesin belki,
kendinden bir parçanın ağır öyküsüdür.
susuz musluklarda yüzünü yumak
ve yaşama hakkını
yanlış kullanmak
sebebidir.

Cevat Çeştepe
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 04-01-2009, 03:43 PM   #4
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57912
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Bu özlemin çaresi yok

üç numara şakir zümre donuyor avuçlarım.
bu soğuk havadan değil anne,
pencerem hala açık.
nerelere saklandı
rengini o çoktan unuttuğum
çocukluk perdelerim.

çok acıktım anne!
hadi gelsin
üstüne yağ sürülmüş ekmek dilimlerim.

on numara yalnızlık donuyor avuçlarım.
bu soğuk havadan değil anne,
özlemim hala sönmeyecek alevinde.
diz çöküp öpmek istiyorum
peygamber toprağı gibi
dizimi ilk kanatan
o sokak taşlarını.

çok acıktım anne!
hadi gelsin
üstüne kül dökülmüş çocukluk günlerim.

Cevat Çeştepe
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 04-01-2009, 03:43 PM   #5
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57912
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Bugün 11 Kasım, nasıl geçiyor zaman - eleştiri notları

Dün 10 Kasım’ dı. Atatürk’ ümüzü saygıyla, minnetle ama hepsinden daha da önemlisi; özlemle andık.
Cumhurbaşkanımız büyük ve kalabalık bir kortejin en önünde saygı duruşunda bulunmak için Anıtkabir’e gitti. Ve saygı duruşunda bulundu. Neredeyse adı-namı-rengi belliler dışında bütün basın ve medya’da bu çok önemli günün önemine gerçekten yaraşır yayınlar yaptılar. Bir matem havası estirmemeye de özen göstererek. Bizler de kullanma hakkımız olan kendi medyamız ve yayın organlarımızda içimizden geldiği, kalemimizin yettiği, dilimizin döndüğü kadar yazdık, söyledik ve onu andık.

Evet dün 10 Kasım 2007 …Büyük Atatürk’ün altmışdokuz’uncu ölüm yıldönümü.

Bugün 11 Kasım 2007.

Yazılı basının “yalancı olanına” göz atıyoruz. Dün Atamızın resminin, ona özlemimizin ve saygımızın ifadesi olan büyük puntoların yerinde bugün bir başka başlık.

“Cumhurbaşkanı huzura çağrıldı”

Çağrıyı yapan Suudi Arabistan Kralı. Adına çağrı yapılan Türkiye Cumhurbaşkanı. Hani bir yıl içinde uçaklar dolusu yaptığı ikinci ziyaretin bu ikincisinde Cumhurbaşkanımız tarafından bütün protokol kuralları ve geleneklerin aksine uçağın merdivenlerinde karşılanan Suudi Arabistan Kralı. Çağrıya uygun olarak da Kral Hazretleri oteldeki dairesinde ziyarete gidiliyor.

Nedeni ne olabilir bu çok özel ve farklı ilginin. Gene “yalancı” basının yorumlarına göre; Sayın Cumhurbaşkanının geçmişteki ilişkilerinden, o ülkede geçen çalışma günlerinde oluşan özel dostluktan kaynaklandığını anlıyoruz bu ilginin. Yada tamamlanmamış bir imza protokolünün bir an önce tamamlanması telaşı. Ama daha ötesi ve ilginci ise “yaşına hürmet” ….
Geçmiş ilişkilerin oluşturduğu havaya bakarak hareket edecek olursak Cumhurbaşkanının kendi özel ilişkilerinden önce biraz daha yakın tarihte, hala sırtımızdaki acısını hissettiğimiz ilişkileri dikkate alması gerekmez mi Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı olarak. Eğer gerekçe bu değil de yaşına hürmet söz konusu ise; Kral Hazretleri de Çankaya yokuşunu yürüyerek çıkmayacağına göre konut içinde kapıda olması gerektiği gibi protokol kurallarına uygun bir şekilde ayakta karşılarsın bir ara da punduna getirip elini öpüp alnına götürürsün ve yaşına hürmetin göstergesini de yerine getirmiş olursun. Eğer bütün bunların dışında yani geçmişteki ilişkiler yada kralın yaşı söz konusu değil de bir başka büyüklükten söz ediliyorsa. Yani biraz dolar renginden de petrol kokulu olan cinsinden. Ve bu saygı bunun için gösteriliyorsa o zaman hiç atıp tutmalara gerek yok. Aynı saygıyı ve hatta daha fazlasını ABD’ye ve onun Başkanına da göstermek gerekmez mi. Şimdi aramızda bazı arkadaşlarımızın zaten ikisi aynı şey, aynı kapıya çıkar dediğini duyar gibi oluyorum.

Hamasi duyguların gösterileceği, isyana dönüşeceği sokaklar, alanlar, kürsüler doğru zamanlarda ve doğru hedeflere karşı yapıldığı takdirde bir anlam taşır. Eğer varsa gösterebileceği bir etki yerini ancak o zaman bulur. Vatanseverlik için de bu budur, Milliyetçilik içinde. ama hepsinden öncesi bir yurtseverlik gereğidir bunu böyle amir hüküm yapan.

Evet dün 10 Kasım 2007 idi, bugün 11 Kasım 2007. Ne çabuk geçiyor zaman ….

Büyük Atatürk’ü bugünde en çok özlemle anıyoruz.

Cevat Çeştepe
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 04-01-2009, 03:43 PM   #6
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57912
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Bugün 23 Nisan, güzel ama...- eleştiri notları

Bugün 23 Nisan … Çocuklarımız bugün; ülkemizin neredeyse bütün meydanlarında, stadyumlarında rengarenk, cıvıltılı, mevsime yaraşır görüntüler içinde, şarkılar- türküler eşliğinde ve kol kola oyunlar oynayacak, danslar edecek. Anne-babalar da bu keyif dolu manzarayı izlerken mutluluk gözyaşlarını saklı mendillerine silecekler ve anlık bir gururun, umut yanını hiç hesaba katmadan gözlerinin önünde oynayan, dans eden, şarkılar-türküler söyleyen çocuklarına oturdukları yerden eşlik edecekler, tempo tutacaklar ve alkışlayacaklar.

Daha sonra terleri kurumayan çocuklarımızı alacağız, onları cumhurbaşkanlığı, meclis başkanlığı, başbakanlık gibi önemli koltuklara bir anlık misafirliğe götüreceğiz. Ellerindeki öğretmenleri tarafından yazılıp tutuşturulan kağıtta yazılanları okudukları anda alkışlayacağız ve kameralara o makamların şu andaki sahipleri ile birlikte verdikleri pozları izleyeceğiz ve son olarak ta işte bugünün çocukları, yarının gençleri ve öbür günün büyükleri diyeceğiz. Ve yarınlar için karamsarlığa kapılmamamız gerektiğini çocuklarımızın gözlerinin içine bakarak söyleyeceğiz, biraz daha rahatlayacağız.

Şimdi 2007 yılındayız. Şöyle bir geriye dönüp bakacak olursak mesela 1990 yılındaki benzer törenlerdeki çocuklarımızın, bugün ellerindeki kör bıçaklarla kendileri gibi düşünmeyenlerin boğazlarını kesen, enseye kurşun sıkarak düşünce karartan çocuklarımız olduklarını, o günler için yarınlardan benzer gurur ve beklentilerimiz içinde yer aldıklarını görürüz. Biraz daha öncelere gidip 60’lı yılların 23 Nisan törenlerine bakarsak durum gene aynıdır, o günkü çocuklar, bugün koltuklarını bir an içinde olsa 2007 çocuklarına bırakanlar değil mi?

Neden bu hale geldiğimiz içinde sıralanacak nedenlerin başına ABD’yi, uluslar arası örgütlenmeleri, emperyalizmin sömürü düzenini oturtarak işin kolay yanında kahve höpürdetiyoruz da, sevgisizlik, sevmeyi bilememek, bilemediğimiz içinde öğretememek gibi bir başka yönden hesaba dahil olmayı hiç aklımıza bile getirmiyoruz. Belki dünyada yürekten taştığı varsayımıyla en çok aşk ve sevgi şiiri yazılan bir ülkede yaşamamıza rağmen ne sevmeyi ne de aşkı bilemiyoruz ne yazık ki. Ve bunu bilemeyip öğretemediğimiz içinde o boşluğu hemen “en büyük biziz” koşullandırması ile doldurmaya çalışıyoruz. Sevmesini bilemeyip yeni kuşaklara öğretemediğimiz içinde sevilmiyoruz. Formül ve neden, bu kadar basit olarak düşünülüp ele alınırsa acaba çok şey mi kaybederiz yarınları kurtarmak adına.

Evet sevilmiyoruz. Yaptığımız her şey, bizim dışımızda olanların fena halde gözüne batıyor, rahatsız ediyor. Yaptıklarımız ve bizim ne güzel bir iş becerdik sonunda bile dediklerimiz gerekli alkışı alamıyor, ağzımızla kuş tutsak yaranamıyoruz. Bizde onların bu tutumları karşısında “Türk’ün, Türk’ten başka dostu yoktur” diyerek,giderek kendi içimize kapanıyor ve gücümüzü, büyüklüğümüzü, hoşgörümüzü, çağdaşlığımızı kendimize ve tüm dünyaya kanıtlayacak tamamen Türkçe yeni söylem yada davranışlar geliştirip bunları sergilemeye başlıyoruz.

Biz; sahip olduğumuz renkleri savunurken sadece “ bizim bir komşumuz vardı Yorgo amca ile Despina teyze, yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi” diyerek kabulleniyoruz ve oradan da kaybetmeye başlıyoruz. Ucu buralara kadar varıyor çözülen yumakların.

Bu yazıyı neden mi yazdım, ne demek mi istedim. Hiç …Belki sadece bugün 23 Nisan ama neşe dolamıyor insan demem yeterli olacaktı kendi görüşümü ve duygularımı anlatmak için, boşuna uzattım galiba.

Cevat Çeştepe
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 04-01-2009, 03:43 PM   #7
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57912
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Bugün İstanbul bana benziyor

bugün İstanbul;
ilk kış günlerinin
hangi deklanşöre basarsan bas
karşına çıkacak aynı fotoğraf gibi.
kaldırım kenarlarında,
yağmur suyu ırmaklarında
yüzmeye çalışan bir sarı yaprak…
altından mazgallar geçiyor yaşamının,
denizi çok uzak.

sonra kalkıp yerimden aynaya bakıyorum.
bende öyleyim.
beni tanıyıp tanımayan
herkes ve kendim için.
bir İstanbul kışı gibi…..
ayaklarımın altından
tüm bir yaşam akıyor,
ben sarı bir sonbahar yaprağı gibi
akıp gidiyorum,
denizim yok ama gemiciyim diyorum.
ve bağdaş kurup yere oturuyorum.
yaşam puzzle’ımdan bir parça
her kurgumun sonunda
açıkta kalıyor.
Bugün olduğu gibi.
severek ölmek gibi bir şey bu,
istanbul’da ve
her şeyden çok uzakta,
frekanslarımdaki tüm seslerden bile.

Cevat Çeştepe
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 04-01-2009, 03:45 PM   #8
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57912
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Buluşmalar ve ayrılıklar

bu kent bugün buluşmalar ve ayrılıklar kenti olmuş.
önce en süslü meydanlarda çiçekçileri
sonra orta yerdeki büyük saat kulesini
kurşunlamış, yerle bir etmişler.
efsaneleri ve eski salonları yakmışlar
üst üste koyup.
yarım kalmış resimler, tamamlanamamış.
son dizeleri eklenmeden
okunmuş sevdaya ait şiirler.
ve bir darbede indirilmiş
o sevdiğim, sabah dükkanının tabelası.
cam kırıkları karışmış
kuşların su kaplarının içine.
ve göç mevsiminden çok önce.
uçanların hepsini yarından tanıyorduk
bu kent bugün zamanının ötesiyle buluşmuştu.

tahta bavulları ile ellerindeki
sürgünlerin geri döndüğü günler gibiydi.
yamaçlara ışıksız pencerelerin
okula yeni başlamış çocuk elleriyle çizildiği.
sığırcık kuşları avlanıyordu
bir sapan, ince bir lastik ve taş parçaları ile
kanayan bir kaldırım taşı oluyordu.
veresiye defterlerine yazılıyordu yani hayatlar
kimsenin hesabını tutamadığı.
göz ucuna yakalanınca da cinayet başlıyordu.
bir kurşun çıkıyor namludan
üç mum birden sönüyordu.
ve her şey gene bildiğimiz tarifeden ödeniyor,
umutsuzluk dökülüyordu
son ateşte zor pişen çorbanın içine.
içenlerin hepsini dünden tanıyorduk.
bu kent bugün zamanının öncesiyle buluşmuştu.

Cevat Çeştepe
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 04-01-2009, 03:45 PM   #9
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57912
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Bulutlarla oynamak

ister misin, seninle bu boş vaktimizde,
bulutlardan insan resmi yapmaca oynayalım.
mum ışığımızda ısınırken elleri,
öfkeli akrebimiz ve heyecanlı yelkovanımızın.
batan güneşin kızılına boyansın tuvalimiz.
ister misin, ama başkası yok, sadece ikimiz.

en sevdiğimizin gözlerini aramakla başlayalım.
sonra saçlarını bulalım, bulutlar karışmasın.
açık pencereden giren akşam rüzgarı
önce güneşin yakasına yapışsın, bırakmasın.
yoksa çizdiğimiz tüm çizgiler silinip gidecekler,
bu oyunu bir daha oynamayacağımızı bilmeyecekler.

gel biz seninle gene elimizdeki bir boş çerçeveye
ikimizin resmini yan yana yerleştirelim güzelce.
sonra bulursak uygun zamanda bir bulut kümesi
onu da alır yerleştiririz usulca, bozmadan içine.
ister misin, seninle bu boş vaktimizde,
başka oyunlar oynayalım, çocukça, gönlümüzce.

Cevat Çeştepe
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 04-01-2009, 03:45 PM   #10
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57912
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Bunca yoksulluğa rağmen

öyle diyoruz ama
aç kalıyoruz ve ağlıyoruz be gülüm.
biz yumruk yapsak ellerimizi göğsümüze,
bebelerimiz ağlıyor, onu görüyoruz
ve duyuyoruz be gülüm.
ve bizde kahroluyoruz.
oyuncaklarımızın ya kolu kopuk oluyor
ya başları ayrı gövdesinden
yerine yenisini koyamıyoruz.

tüm sevdalarımızı ayrı köşelerde tutup,
yumruklarımızı boğazımıza düğüm yapıyoruz.
ne aydınlatıyor lambalarımız,
o saatlerde,
gözümüzün gözümüzü göreceği kadar,
ne akıyor sularımız ateşimizi söndürecek kadar.
yüreğimiz daralıyor,
yoksulluğumuz acı veriyor sadece be gülüm,
çekilmez acılar veriyor.

sıralanmış inci taneleri gibi gözyaşları.
damlıyor ve göl oluyor çamurumuz üstünde,
ama leke tutmayan bir yanımız,
her zaman bulunuyor,
gene ayakta ve gene sapasağlam be gülüm
hamurumuz üstünde.

Cevat Çeştepe
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
CevaplaCevapla


Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir)
 

Yayınlama Kuralları
Yeni konu açamazsınız
Cevap gönderemezsiniz
Eklenti ekleyemezsiniz
Mesajlarınızı düzenleyemezsiniz

Kodlama is Açık
Smilies are Açık
[IMG] code is Açık
HTML code is Kapalı


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 09:45 AM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.