![]() |
![]() |
#111 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57918
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Bilerek 'iyi'
Daha çocuktuk o zamanlar. Yüzü temiz, dudaklarında küçük bir gülücük gözleri gülümsemekten kırışık suya-sabuna karışmayan insanlar gördüğümüzde 'iyi insan' sanırdık. Hatta hatırlar mısınız kendini dahi bilmeyen bazı büyüklerimiz yüzlerini hafif ekşitip merhametlice 'iyi insandır yaa' derlerdi. kaldı ki, büyüdük. akıllandık, detaylandık alnımızı çoktan karışladık büyüklerin çoğunu aştık... şimdi diyoruz ki: 'ne olduğunu' bile bilmeden kendinden bir şey katmadan saf-saf duran ve gülümseyen 'iyi insanların' yanında kendilerini gösteren bir şeyleri bilen, farkında olan ve iyi olmaya çalışan 'iyi insanlar' çoğalıyor. ne mutlu 'bilerek iyi olan'a! .. |
![]() |
![]() |
![]() |
#112 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57918
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Bilge Dansözlerin Bellerine Mangırlar
Yıl 2007; Ekim ayı ortası... Ülkede durumlar gitgide karışmış. Alınan Nobel Ödülünün nadir yaşanan sevinci ile kapkara Ermeni lekesi birarada sofralarımıza, yataklarımıza, işlerimize girmiş... Konuşanı, yorumlayanı, yazanı ağlayanı-güleni bol; saymakla bitmez maaşallah! Reytingler yine zıplamış. Haber programların, özel kanalların keyiflerine diyecek yok... 'Dansöz' denen kişiliklere de gün doğmuş! Zaten tam bir dansöz sahnesi değil mi artık ortalık? Göbeğin mutluluktan zıplıyor lömbür-lömbür yağ üstüne yağ bağlıyor ama ettiğin danslar tesellisi! .. popon yenen kazıklardan ağrıyor bir yandan! ama eteklerin onu da örtüyor bereket! Seyirci her durumda mutlu, yiyor, içiyor, eğleniyor maaşallah! Aslında dansözler de mutlu... Tam da bekledikleri durum... Çekinmeden ilan bile ediyorlar dansözlüklerini orada-burada, köşelerde, yazılarda... Ağlarken gülmeyi desteklerken, arkadan kösteklemeyi olan herşeye gülmeyi acıdığını hissettirmemeyi hepten normal sayarcasına... bir de bu dansözler, hepten azıtmışlar; dört bir yana el vermeyi, gülücük vermeyi bilgelik mi ne sayar olmuşlar? Nasıl da gururla konuşuyorlar! yoksa buldular saf insanları da ver gazı mantığında gittiği kadar gitsin mi diyorlar? ! Yıl 2007; Ekim ayı ortası... Ülkede durumlar gitgide karışmış. Alınan Nobel Ödülünün nadir yaşanan sevinci ile kapkara Ermeni lekesi birarada... ve tabii şu bizim sayıları günden güne artan dansözler! .. orada-burada bilgece laflar ediyorlar sırıtıp duruyorlar! e hadi o zaman bilgelerin bellerine, popolarına, memelerine mangırlar tutturalım! |
![]() |
![]() |
![]() |
#113 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57918
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Bilgelik Kapısı
Herhangi biriydi o karşımda duruyordu. kendini laflarla, çizgilerle işlerle yaptıklarıyla, yapamadıklarıyla ifade etmedi. fırsatı da olmamıştı henüz. Hiç tanımıyordum ki? medyum da değildim. belki bir bilge, bir üstat belki bir yalancı, hırsız ama o an karşımdaydı tek bildiğim. Onun önünde sadece 'açık bir kapı' olmayı seçtim. bir çekim hissetti, önceden gördüğü bir kapı değildi daha önce ona böylesi sunulmamıştı. Onu 'bilge' kabul ettim kapıdan girdi üzerinde kendi adının yazdığını görünce şaşırdı. İçeri girerken yüzü hiç olmadığı gibi gülümsedi mutlu oldu. kendi bilgeliğiyle ilk defa tanışmıştı. ona, farklı, herzaman önüne sunulan kapıyı da açabilirdim. ama ben herkese hep bu kapıyı açtım. girmeye alıştıkları kendilerini durduran, bıktıran kapıları değil! .. herbiri ise bilgeliğe daha da yaklaştı. Herhangi biriydi o karşımda durup, bana bakana kadar. ama artık değil... |
![]() |
![]() |
![]() |
#114 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57918
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Bilginin Ruhuna Fatiha
Sürekli öğrenir insan, tamam buna lafım yok. sürekli yeni kıtaları keşfeder aşkta sevgide, dostluklarda, işlerinde kimi de felsefede, inançta kıtalar arar buna sıkı takar hem de diğer kıtaları, ırkları görmez gözleri... tamam buna da lafım yok... demek ki kendi kıtasında yaşamak istiyor. Ama öğrenmeyi dışa yansıtmak nasıl bir şey? Sürekli benliğine indirdiği bilgileri mi zikretmek? sürekli bilgiden mi bahsetmek ve onun sonsuzluğunu övüp durmak? 'öğrendim de öğrendim' mi demek? .. hiç sanmıyorum... Öğrenmeyi dışa yansıtmak benliğe çağlayan, ardı arkası kesilmeyen o bilgiyi sürekli yinelemekle değil o bilgiyi binlerce şekilden sadece biriyle işe çevirmek, sanata çevirmek olsa daha iyi değil mi? bilgiyi bilgi olarak seyrettirmemek insanlara gözlerine, kulaklarına, burunlarına parmak uçlarına hitap ettirmek daha iyi değil mi? o zaman öğrenmek kendini 'bilgi' olarak var etmişken dünyada bedenlenmiş olmaz mı? dünyaya fayda üstüne fayda katmaz mı? daha iyi değil mi? ben bilgiyi 'bilgi' olarak anmayı sevmem bir o kadar bilgiye tapsam da onu bedenlendirmeyi yeğlerim. onu toprağa adam akıllı çakarım filizlenmesini beklerim. diğerleri içinse 'bilgi'nin ruhuna fatiha! .. |
![]() |
![]() |
![]() |
#115 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57918
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Bilgisayar Başında “tık” Diye
Yakın dostlarım bazen hakkımda endişe ederler çok sinirle yazdığımdan bazı şiirleri birgün bilgisayar başında sinir krizinden “tık” diye gideceğimden. Çeşit çeşit konuları sokaklardaki, iş yerlerindeki evdeki, restoranlardaki, wc’lerdeki kafama fazla takmamamı böyle şeylere üzülmememi öğütlerler kimi zaman -bilgece tavırlarla- ben de diyorum ki hırpalarım kendimi yollara sürterim burnumu yakarım kollarımı sigaralarla çöpleri bile karıştırırım! ve de zevkle anlatırım yazarım! Bilge gizlemez Bilge sakınmaz Bilge görür, duyar Bilge ağlar, bağırır, küfreder hayata katılır ve yaşadıklarından utanmaz! Bilge ettiği lafın hep önünde gider arkada özetlerini bırakır; paylaşılsın diye dertlere derman muhabbetlere meze olsun diye... Bilge bilgi’ye erdi diye burnunu havaya dikip karlı soğuklarda, fırtınalı havalarda parlayan güneşten bahsetmez dardaki fakirin sofrasına oturup ziyafetleri anlatmaz... birgün bilgisayar başında sinir krizinden “tık” diye gideceğimden endişe eden dostlarım bakın dalganıza ve yolunuz benden geçtikçe kırkyılda bir otururuz, söyleşiriz en harbisinden yalansız... |
![]() |
![]() |
![]() |
#116 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57918
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Bilinmez
En baştan beri 'bilinmez'din. Buluşmalara gelirken 'bilenmez' telefonlarıma çıkarken geri dönüş yapmıyorken defalarca çaldırdığımda 'bilinmez'... mesajlarımı cevapsız bırakırken ortadan kaybolurken beni merakta bırakırken 'bilinmez'... en baştan beri 'bilinmez'din... her ne kadar sadakatten bahsetsen de binlerce kere gözdağı verirken bana, 'deneyelim, bakalım olacak mı? ' derken daha bu aşka girişten anlaşılmaz şekilde sonlanırken herşey, 'bilinmez'… hiç ulaşamadım sana belki sen de öyle... herşey başlarken bitmişti sanki. Benim için bu 'yaşanmamış aşk' hala 'bilinmez'... |
![]() |
![]() |
![]() |
#117 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57918
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Biliyordum Yusuf Ağabey
Yusuf Ağabey; ailenin arka sokaklarında kuytuda kalmış uzak bir akraba... şimdi mekanın çok uzaklarda... sen bilirsin işini daha ilk gittiğinde buralardan sana yine güvenim sonsuzdu. eminim biliyorsun hala... tuvaletteki o karo plakalara her baktığında insan veya yaratık yüzleri gördüğünü söylerdin bana. aynı şey bende de vardı Yusuf Ağabey. hala da var, merak etme! bizim algılarımız hep farklıydı tamam sen gölgede kalmıştın dinleyenin, anlayanın yoktu ama sanki benim var mıydı be Yusuf Ağabey? ! sadece merkezdekilere yakındım, üstüm-başım düzgündü de, sen hiç içimdekini sordun mu? .. Yusuf Ağabey; ailenin arka sokaklarında kuytuda kalmış uzak bir akraba... bir garipti işte ne diyeyim? ! o da öyle biriydi. ama o karo plakalarda aynı suratları gördüğümüz de gerçekti! hatta o bazı akşamlar işi daha da ilerletip, evin dışından camlara, perdelere beyaz ışıkların vurup-vurup geçip gittiklerini görürdü. sen de farklıydın be Yusuf Ağabey; bunu ben hep bildim ve hala da biliyorum. gerisini salla gitsin! s |
![]() |
![]() |
![]() |
#118 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57918
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Bilmeli
insan -bilmeli- ben yedeksubay öğrenciyken akşamları 'etüt'lerimiz olurdu. bir görseydiniz; millet sanki mezun oldukları okullara doyamamış gibi nasıl da harıl harıl ders dinliyor notlar tutuyor sonra da ders çalışıyor! inanılmaz bir irade! .. bense ne boka güvendiysem bütün etütlerde çok uzun ve edebi mektuplar yazmıştım ara sıra da hocanın yüzüne bakardım -dinliyorum- zannetsin diye! .. kafam nasıl duru, nasıl temiz hiç anlatmayım bile! .. ve işte o sınav günü geldi sonra... o harıl harılcılar heyecan doldu. yüksek not alacaklar ki istedikleri yere 'yedek subay' olarak gitmeye hak kazanacaklar. olan oldu... ben bütünlemelere kaldım. ama hala bir şeylere güveniyordum gören 'aptal cesareti' der ya da 'torpilli' der! .. bütünlemeye de girdik sonra 8 kişi hoca zaten yalnız bıraktı bizi ki geçebilelim... Geçtik te zaten! .. sonra birgün nakledileceğimiz yerler seçilecekti kura ile kalabalık ve depresif bir ortam... kimi çeken güldü, zıpladı kimi çeken ağladı doğuya gidecek diye... sıra meslek kuralarına geldi adım okundu gittim, çektim. 'İstanbul' çıktı... yüzümde yine o aynı 'aptal güven' sevindim tabii ben de ama ivmem öyle büyük değildi ben zaten güvenli ve emindim. insan -bilmeli- bazen, gerektiğinde kendisinin 'muaf' olabileceğini bilmeli... |
![]() |
![]() |
![]() |
#119 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57918
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Bilmiyordu ki Gafil
Bilmiyordu ki zavallı gafil; benimle birlikte aslında hergün basıp geçtiği toprağı, parke taşlarını, apartmanının kapısında nöbet tutan kediyi, evinin kapısının kulbunu kullandığı arabasının lastiklerini de aldattığını! onlara da terso yaptığını! .. bilmiyordu ki zavallı gafil; günden güne daha çok daha sefilce içkiye gömülüşlerinin, dumana boğuluşlarının, çaresiz mutluluk arayışlarının doğduğu o kör karanlık odada benim karanlığımın filizlendiğini! zaten bilseydi benimle birlikte bütün bu alemi, koskoca küreyi, ayı, gezegenleri, yıldız sistemlerini aldatmaya cüret ettiğini, bilseydi karşısına kızgın yüzüyle topyekun evren’in ta kendisini aldığını bunu yapar mıydı? ! ve o zaman yeni ibretlere ihtiyacı kalır mıydı? ! bir sözle bile yeri gelip ne hayatların çamurlandığını, bir taşla ne kallavi uçakların düştüğünü, ve bazen ufacık bir insancığın o tek gönlünde koskoca bir evren’in attığını bilmiyordu ki gafil! .. |
![]() |
![]() |
![]() |
#120 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57918
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Bir akşam...
Bir akşam evime girmek üzereyken hain, imansız bir magandanın değersiz tek kurşunuyla veya tam bir beyefendinin caddenin köşesinde yanlışlıkla gaza basmasıyla bu haysiyetsiz, kaypak adaletsiz dünyaya gözlerimi kapamışım ne fark eder? .. Hatta kapamadan önce gözlerimi bir köpeğin de gözlerini ben kapatmışım ne fark eder? .. Gideceğim tek adres nasıl olsa 'ora' değil mi? .. yine o, eşsiz manzaralı odamdan kah dünyayı seyrederim, kah samanyolunu ve galaksileri... dudaklarımdaki o her zamanki hin tebessümle aşağıya yine bakar bakar ölümün her türlüsüyle ucuzuyla, pahalısıyla dalgamı o biçim geçerim! |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|