![]() |
![]() |
#111 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57915
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Hoşgeldin...
Neler biter, Yollar, Ömürler, Hasret biter... Zaman insan için yaratılmış, Uzayda ondan eser kalmamış, Her şey dünya boyutuna gizlenmiş, Hayaller bir bir sıralanır Ahlar, keşkeler, daha neler ruhlarda sıvanır... İşte böyle insanız, devamlı sızlanır Hep daha fazlasını istemeye programlanmış... Çok soğuk bir gün, hala içim sızlıyor Ayaklarımdaki buzlar çözülüyor Gözlerimde neşen parıldıyor Sen geldin yaa... Burdasın yaaa... Ondandır, çok şükür elhamdulillah! Aslında görmeyeli, uzun zaman oldu, Özlemin diz boyuydu, Ruhumda her an varlığın hüküm sürdü Sendin, hayat mektebinde okuduğum her konu... Seni her saniye merak ettim. sorularımı beynime kaydettim. Derler ya, ölümden gayrısına çözüm yok! Biliyorum vuslat varsa, bana sokulacak. o gün, bir bayram günümüz olacak. Bu yüzden çoktu tesellim, Her an kar taneleriyle sana selam gönderdim... Hoşgeldin muhabbet trenime güzelim. Sunduğun kavuşma şerbetinden içeyim. Ağzımda aşkımızın tadı yenilensin, Haydi, yalancı cennetin yoluna düşelim... Safet Kuramaz |
![]() |
![]() |
![]() |
#112 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57915
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Hüzün Adası…
Özlem geçmişe de var... Yitirilen değerlere, Karşılıksız sevgilere, Geleneklere de! Sakın üzülme hayallerim özlüyorum sizi elbette, Senden başka yakaran sonsuz özlemler var... Aslında insanlarla konuşunca anlarsın, Herkes ayaklı gezer kütüphane… Azıcık yedin mi? İçtin mi? Seyahat ettin mi? Uçmuş o güzelim sözler, nafile! Bu yüzden yok umutlarım, Sahiplenmeyi unuttum, Güzelliği içimde sakladım durdum, Son vedayla dostum hüzün adasında! Bu ada hüzün adası, Çileyle cilalanır her yanı, Tuzlu su yakar çıplak ayağımı! Gökyüzü bu yüzden sevimli... Sevimli yıldızlar Esen rüzgâr, duyduğum ses, dalgalar! Konuşur dilim, Sarılır bedenim, Ne dokunmaz ki... Bitmez insanda safralar! *******i hıçkıra, hıçkıra ağlar Her anda yalnız yaşar ruh kafesim! Safet Kuramaz |
![]() |
![]() |
![]() |
#113 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57915
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Hz. Muhammed (SAV) -Naat...
Kâinat efendisi, Âlemlere rahmet, Allah’ın sevgilisi Kutlu olsun doğumun… Kâinat bayram etti, Doğumuna bir tek şeytan sevinmedi, Her yere rahmet nurun yayıldı… Altı yaşına geldiğinde ne ana, ne baba nede deden vardı, Yetimlerin en küçüğüydün açıldı sana Ebu Talip şefkati, Allah sevgisiyle korundun büyüdün ya resulallah… Tebessümle sessizce gülerdin, Ağzını her defasında kapatırdın, Cemaline bakan cennete düşerdi. Cemaatin sohbetini dinlerdin, Yanlış söze müdahale ederdin, Doğru konuşulursa tebessümle bakardın. Sakal bırakırdı, Tertemiz ne uzun nede kısa, Bakımlıydı. At deve yarışlarını severdi, Yarışmayı heyecanla seyrederdi, Birinci olana ödül verirdi. Cebinde koku ayna tarak mutlaka taşırdı, Temizliğe güzel görünmeye bayılırdı, Manevi huzur bulurdu yanında oturan… Kötü söz bilmezdi, Sabırlıydı affediciydi, Kimseye kin gütmezdi… Çocukları çok severdi, Hasan Hüseyin omzunda secdedeydi, Sabırla doğrulmazdı onlar inene kadar. Yirmi yıllık düşman Ebu Cehil oğlu İkrime’yi, Param parça eden Hamza’nın ciğerini Süfyan eşi, kayınvalidesini, Biat ettiklerinde affetmişti… Emindi, Ağzı yalan bilmezdi, Doğruyu tavsiye eder çirkinden men ederdi! Uhud’ta dişleri kırılmış, Miğferi yüzünde parçalanmış, Yinede müşriklere beddua etmemişti… Her yıl Uhud dağına gelir, “Uhud bizi sever bizde Uhud’u” derdi Mübarek dili… Amcası Ebu Talip’e defalarca İslam’ı tavsiye etti, Ne çok üzerdi onun reddedişi, O da bir insandı amcasını çok severdi… Çöllerde, bulutlar üzerinde yarışır Atlar develer kurban olurcasına taşır, Yediğinden içtiğinden bereket akardı… Hıra mağarası küçücük in… Kâbe’yi seyrederdi oradan sakin sakin Eğimleri kıvrımları uçarak çıkardı belkide. Günahkâr nefsimiz oraya çıkarken şaşkın, Hala mağara duvarında enfes kokusu yaygın, Gözlerim dolu kala kalıyorum oracıkta! Aşkın eriştiği zirveydi evlilikleri, kadına değer verirdi Her işi kendi yapardı kılıbık tabirinde tasviri… Kimseye muhtaç olmazdı çok zorda kalmadıkça. İslam’ın yaşanan Mekki yılları şerliydi, Hatice anamız şefkatle teselli ederdi, Müşrikler azgın yinede tebliğde esastı sabrı... Ömer’in biatiyle sayı kırklara erişince, Yürüdüler Kâbe’ye tekbir sesleriyle, Artık sokaklarda adımlar İslam’a yürüyecekti… Hüzünlüydü o gece Ali’ye yatağını verirken, Yasinle evden çıktılar kimseye görünmeden, Anılarını akrabalarını bırakıp gitmek ne zordu... Ebu Bekir dostluk örneği her şeyini feda ederdi ona, Paylaşacak nesi varsa vermek için arardı bin bahane, Sevr mağarası sakladı hicret konağı, güvercinler örümcekler… Ensar bölmüştü her şeyini muhacire, Tanımak değildi derdi iman girmişti kalbine, “Ver…” diyordu can resul akıyordu infak maidelere! Her şeyde ölüm varken sahiplenmeyin diyordu, Çok çalışın çok verin mal biriktirmeyin diyordu, Amel maneviydi ruha işlenen gerçek mücevherat... Savaş meydanında aman dileyeni öldürmeyin, Dinsiz bile olsa insanı yaşatmaya çaba gösterin, Kendi canınıza asla kıymayın diyordu! Mekke fethinde İslam ordusu ne görkemliydi, Müşrikler şaşkın dağlardan seyrediyorlardı… Can resul hüzünlüydü yıllardan sonra nefesini Mekke’de çekerken! Sevgili eşi Hatice’nin amcası Talip’in mezarı Cennet-i Mualla’daydı, Oda bir insandı nasıl sevdikleri için gözyaşı dökmezdi, Bıraktığı Mekke, Mekke değildi güle oynaya yetim büyüdüğü… Mekke’de kalmadı kim bilir neydi sebebi, Medine’ydi İslam’ın ilk göz ağrısı şehri, Ölene kadar nerdeyse hep orada yaşadı. Ölüm zor sınav can resulden ayrılmak daha zor, Kimse kabullenemedi Ebu Bekir’in konuşmasına kadar… Grup grup cenaze namazı kılındı evinde kabri! Medine’de kaldı kabri Mescit’i Nebevi, Az ileride sahabeler kabri Cennet-i Baki, Yan yana toprak altında birbirine komşular… Sen ölmedin ya Muhammed(SAV) efendim, Sünnetinle yaşarsın her anım son seferim, Görmeyi diler seni her an aciz ve fakir yüreğim... Safet Kuramaz |
![]() |
![]() |
![]() |
#114 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57915
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() İman Çıkmazı...
Ninni kelamında anne feryadı, Boğazında düğüm şer evlat hasreti, Harama karışmış damak tatları, Hançer mi kılıç mı kurşun mu kader! Kur’andan inciler Japon’u bilir, Sünnet öksüz kalmış günah dirilir, Bedene şeytan kafesler giyilir, Hançer mi kılıç mı kurşun mu geçer! Vakti yoktur kazançtan namazlara, Hanımı çocuğu başlar duaya, Mal birikir faizler muştusunda, Hançer mi kılıç mı kurşun mu yeter! Boşuna yaratılmış gibi canlılar, Kulluk unutulmuş ölüm hesaplar... Kanda kumar nikotin alkol esrar, Hançer mi kılıç mı kurşun mu keser! Her gün sabah akşam aynı sıkıntı, Neler ölür güler üç gün sonrası, Çabuk tükenir ömür sermayesi... Hançer mi kılıç mı kurşun mu sever! Safet Kuramaz |
![]() |
![]() |
![]() |
#115 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57915
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() İnan Yok…
Yaz, meyvenin olgunlaştığı, Yaşadığımız ömürde son gençlik gibi… Dalından alırken meyveyi, Yerken hissedersin sonsuz damak hazzını, Biraz önce gel dediğim gibi... Hissettin değil mi yakarışımı, Yakan kan damarlarımı! Çılgınca bir olgunluktur bu, yüreğin yerinden oynadığı heyecan Her an istediğimiz, beklediğimiz olmasını! Eğer yaşanmıyorsa içimizden geçen şey, Dinlesek ne zevk verir çalınsa davul zurna ney! Başkasının yaşamıyla kafeslenen, başka ölüm tadar ruh Sıkıntıları bitmez sonra say, say… Sigaranın sıcak külü düşer halıya, Hevesler istekler kaldırılır arka rafa, Bedenimiz hissetmez bastığı ortamı Gebedir yaşadıklarımız başlayacak böyle ne yangınlara… Pisliğinin, tozunun kokusu benzer hasta adama, İçilir elde sigara, Hala külü halıda Kokusu burunda... Ciğer iflas eder kimin umurunda! İçine çekilir ya, Tıpkı bir gün bırakırım der gibi vicdanda İçe atılır acılar, böyle neler... Bir reyhan kokusuna hasret Yayla havası özlenen... İstek sadece dilde heyhat! Tembel ayaklar değişimde tökezleyen, Yaşar her yerde gürünen hayalet! Veryansınlara sözlenen... Çırpın ey ruhum, çılgın ol ama çırpın Ne yıpratmadı ki seni kaldın hep kırgın, Sana vermeye yüzüm yok hesabın, Çırpınır evren, keşfet bana benzeyenleri... Boyun bükme, kimseye olmasın eyvallahın! Mutluluk seninde hakkın, elinde anahtarın... Döndür, korkmadan... Değişmekten olmayacak kaybın! Bir sen kalsan da koca dünyada korkma, Bedeni ruhundan kovma! Dünya ikisi varsa var, yaşar... Sabret ama sakın sorma! Dirilsin sende gerçek heyecanlar... Tadı damağında meyve misali! Ya varsa kafanda şimdi yaşayacaksın Yada kafandan silip atacaksın.. Güzelim inan, bunun ortası yok... İnan yok! Safet Kuramaz |
![]() |
![]() |
![]() |
#116 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57915
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() İnternet Geldi…
Küçükken masal derdik, Merakla gerçek dışını dinlerdik… Şimdi sanal âlem interneti, Gönül sofrasında misafir ettik ikindi, Demli çayı da, sohbeti de bitirdik! Ne arkadaş, ne ejder nede canavar Umutlar sindi, düşler sardı sevinci! Uzaklar kısaldı, anlar tembelleşti… Televizyon derken internet de geldi, *******e düştü derdi elemi, sevgisi… Karanlık düşerken son uykuya, Yalnızlık üzerken suskunlukla, Sıkıntısı bedeni sardı kullukta… Ayaklarım çamuru, gözlerim suyu Özler yinede, dost hasret ruhumda! Baharın evrimi doğanın verdikleri, Sanatın incelikleri şimşek ürperten şevki, Tabut elde kabir yolundaki hisleri… Yaşamak isterim konuşmak paylaşmak! Penceremin önünde güvercinleri, Yağmurun çatıyı delen eğlencesini, Uçurtmalarım delsin isterim göğü… Her yarışta sporda ararım hislerimi! Aşkta sevgide sanal ekranda, Ömrümü kısaltırım abartıyla, İnternet girdi masallar kızgın… Sanal oyunlar çocuksu elde! Kulaklıkla dinlerim müzik, Gazino kızgın şarkıcı kızgın… Eller boş cepte kalır metelik, Gazete kızgın kokusu kızgın… Köroğlu gibi derim mertlik bozuldu, Atlar sanal, silah, savaş dedikodusu… Tarih sanala yazılır, dağları öksüz Açlık olmasa kalkmaz ayağa yolcusu… Küçükken masal derdik, Merakla gerçek dışını dinlerdik… Şimdi sanal âlem interneti, Gönül sofrasında misafir ettik ikindi, Demli çayı da, sohbeti de bitirdik! Safet Kuramaz |
![]() |
![]() |
![]() |
#117 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57915
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() İstanbul Yalnız, Ben Yalnızım!
Son vapura bindim dün gece, Gitmek için Beşiktaş'dan-Kadıköy'e Hayran, hayran baktım gecenin gizemine, bir süre Esen sert ve soğuk rüzgara dayanamadım, Yeni restore edilmiş mini kafede, Oturdum çay içtim benim gibilerle! kafamda tarihi canlandı... sıcacık bir iziydi, yaşadığım osmanlı! sağımda solumda sevgililer, hoş arkadaşlıklar gördüm. İçenler ayakta duramıyordu, Ama ben yalnızdım, İstanbul yalnızdı... bu yalnızlık ruhumu soğuttu. 16 milyonluk şehirde yalnızdım. Nereye baksam ben vardım, Mevlananın mesnevisinde sanki geçtim mana alemine! Başım döndü boğazın sularında, Yoktu sırdaşım deniz dalgasından başka, O kadar bunaldım ki… Dün erkek arkadaşım vardı yanımda oysa, Telefon ettim ne yap, yap gel diye elbette Kırmadı geldi gecenin bir saatinde! Gece yarısı Nişantaşı’na gittik. kıyamıyordu arabasına bir türlü. Nereye park edeceğini şaşırdı. İstanbul’da varmış park mafyası ve dahası! Öyle bir yer buldu ki, gideceğimiz yere epey yürüdük. Arkadaşım vardı ama yine yalnızdım. İstanbul unutulmuştu benim gibi, Onu yaşatıyordu cazibesi, O ve ben yalnızdım! Sevgilim, vedalar hep buruktur bilirsin Ayrılık hep hüzündür bilirsin senden ayrılmak acıya sürgündür bilirsin İstanbul sensiz olmuyor, sensiz İstanbul! Biraz önce, uçak biletimi aldım. Diğer yalnızlığıma gideceğim. Yine yoğun bir çalışma hayatına gireceğim. Emin ol! sensizliği her an hissedeceğim. Ankara'nın bana yabancı dünyasında nefesleneceğim! Kafamda kalan İstanbul kırıntıları daima olacak: Hislerim, denizde düşündüklerim, seni görmeden yaşadığım İstanbul! Emin ol bunu yaşamak sanal alem kadar sanal! Gel beni kurtar, gerçeğinle tanıştır. Sen gelmesen de resimlerini gönder, güzel şeyler yaz, Beni yalnızlıktan kurtar! İnan ki, hissediyorum bendeki sende, o kadar yalnız... İstanbul’um sessiz, heyecansız, macera bilmez sensiz! Safet Kuramaz |
![]() |
![]() |
![]() |
#118 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57915
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() İstanbul’da Bir Gece...
İstanbul sevgisi dilime dolanan Galata köprüsünden atılır oltası Çıkar üç beş balık kovada olan İçimde sızı soğuktan ötesi... Yürürüm rüzgarında Sirkeci’ye doğru Üç beş işportacı toplamakta mallarını Hala ekmek arası balık çığırtkan korosu Son vapura doğru gece bekler yarını Seyrediyorum dalgaları ve boğazı Arkamda Yeni Camii’nin vakarı Beden israfı yerlerde çöp ormanı Süleymaniye Camii saklar karşımda asırları! Metro durağında üç beş kişi Gideceğim Topkapı’ya birazdan Üşüyorum aslında sarıyorum ceketimi Ağrıyan diş etim ediyor canımdan Yürümeye karar verdik arkadaşla Sultan Ahmet’te durduk akşam namazına Amatör çalgıcıları dinledik bir ara Beyazıt’ta yağmur çiselemeye başladı Birkaç adım geçince başladı sağanak Bir çırpıda sığındık tarihi oluk altına Sonra zevk verdi koşanlara bakmak Islanmayı göze aldık koştuk metro durağına Durmadı yağmur yürümek yarım kaldı Kısa süre sonra göründü otel odası Gecenin son demi kapladı yorganımı Araba sesleri uykuma ninni söylediler! Safet Kuramaz |
![]() |
![]() |
![]() |
#119 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57915
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() İsterim…
Insanım, akar gözyaşım, Doğayım, yağmurum! Gözyaşları bulutlara benzer, Doğarken koyudan ak renge döner, Beyaz çoğaldıkça ruh gözü açılır! Neşe dudaklarda, gözde bahar Sevmeyi öğrenirsin katıksız, Yaşamak istersin anı, yarınsız... Şimşekler çaktıkça içte başlar korku, Renkler bu sefer kararır, umut yaşlanır! İstekler mide bulantısına karışır, Ölüm şiddetlenir, her şeyde sancı vardır Düşmanlığı öğrenirsin, huzursuz! Kaşlar çatık, dudaklar duramaz küfürsüz... Ne olursa olsun her şeyin ortası, Güzel olanı... Ağlamalı, yağmalı, özlemeli sabahı, Böyleymiş doğalı… Umut gerçeğine yakınlaşmalı Ezberlemeden yokluğu… Bilmek değil elbet marifet, İsterim muhabbet! Sözler yaşanmalı, Aşkla yaşlanmalı! Safet Kuramaz |
![]() |
![]() |
![]() |
#120 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57915
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() İzliyorum…
Ne hırçın dalgalar… Gelip gitmekte sahilime, Ne yağmurlar… Düşmekte yere kasırgam ile Ne ahlardan nede başkasına yaranmaktan var fayda Biliyorum! Yetim kaldırımlar ıslanmış gözyaşlarımla, Minicik böcekler ezilmesin diye Gözlerim yerde kaygıyla, Seyrediyorum! Birikmiş çamurlu su sıçrar mirasyedi arabasından, Çanakkale geçilmez gibi ıslanırım kader avuntusundan… İnsan olmaktan çıkmışım o an… Sesim kulaklarımda, Dinliyorum! Ne dünden iz kalmış nede yürürken kalan, Ne mis havadan aldığım nefes nede izi yüreğimde yaşanan, Ne bir hareket var istenir nede süzerek bakılsın! Dil ister her güzel şeyi, yaşanan neden farklı? Anlayamıyorum! Korku dolu heyecanlarımla, Bir his, benzer yağmurun bitişine! Kendimi yeni tanır gibi, varlığımı şaşkınlıkla Fark ediyorum! Leyla’nın aşkı yalan Mecnun’una, Güneş ışığı gece hayallerde yansır Ay’a… Bit bile yemek derdinde olmasa Tükenmezdi değişim! Yanmazdı ormanım, yeşilliğim Kıyamet konuşulmazdı cehennem korkusunda! Beden içine sığan ne garantileri… Şaşkınlıkla İzliyorum! Safet Kuramaz |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|