![]() |
![]() |
#1261 |
Forum Demirbaşı
![]() Üyelik Tarihi: Jan 2007
Konum: İstanbul
Yaş: 31
Mesajlar: 5,860
Teşekkür Etme: 70 Thanked 42 Times in 30 Posts
Üye No: 26495
İtibar Gücü: 2556
Rep Puanı : 2488
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Dilimin ve kalemimin ucundasın,
Fakat kalbimin içinde, Şu tükenen yıllara sor, *******e Gündüzlere sor: kiminleyim ben? Hiç sizin semtinizde vefa rüzgarı esmez mi? Dağlara seslendim, onlar bile ses verdi de Sen neden susuyorsun... Sen ses ver de senin semtinden esecek vefa ve aşk rüzgarlarına bağrımı açayım. Ciğerlerime çekeyim... 'Beni ne yapacaksın' deme 'Benim yüzümden ne hale gelmişsin' de! Yollarda ayak izlerini gördüm, Bu izlere yüzlerimi sürdüm. Evet, buralardan geçen sensin!.. Yollardan geçtiğin gibi benden de mi geçeceksin?.. Yollardaki izlerini başka izler bozar siler... Fakat kalbimde bıraktığın izler ebedidir, bozulmaz, silinmez... Seni düşüne düşüne düşüme giriyorsun Onun için ben, gündüzlerden çok *******i sever oldum Senin olmadığın yerde güneş yok bana Ateş yok bana...Hayat yok bana... Muhacir kuşlar sıcak iklimlere göçtüler Demek ki göç zamanı benim kuşumsa 'Aşk' denilen kafeste çırpınıp durdu. Seninle olduktan sonra her şey sıcaktır bana Son bahar bile ilk bahar gibidir. Bir baktın canımı yaktın Bir daha bak ki , kül olayım, savrulayım... Bu bayram da sensiz geçti. Seninle her gün bayram bana Sen olmayınca bayramdan ne haber? İş bildiğin gibi değil, bilmediğin gibi... Sen kendine bakma, bana bak; Neler oluyor o zaman anlarsın Öldüğüm zaman mezarıma gel De ki ' bu adam benden neler çekti Ey toprak, böyle bir dertliyi sen nasıl çekiyorsun...' Osman Yüksel Serdengeçti
__________________
|
![]() |
![]() |
![]() |
#1262 |
Forum Demirbaşı
![]() Üyelik Tarihi: Jan 2007
Konum: İstanbul
Yaş: 31
Mesajlar: 5,860
Teşekkür Etme: 70 Thanked 42 Times in 30 Posts
Üye No: 26495
İtibar Gücü: 2556
Rep Puanı : 2488
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Gitme!
Figan düşer denizlere sular çekilir yağmur yağmaz vahalardan kirpiklerime bir rüzgar hıçkırır tenhada, bir dal kırılır boynunu büker sabah kervanları, kelebekler ölür. Gitme! Bir yıldız küser göğüne, içini çeker bir çocuk şaşırır yönünü rüzgarlar bütün pınarların suyu çekilir solar nazlı çiçekleri kalbimin, üzülürüm. Gitme! Öksüz kalır içimdeki imge dağları saçlarını öpen seher yeli, çoban yıldızı bir daha turnalar geçmez, bülbüller ötmez çiçekler açmaz bahçemde ah, gülüm! Gitme! Acılara mahkum olur yüreğim ardında fırtınalar kalır, ayrılıklar, anılar, yanlızlıklar boynu bükük aşklar, gözü yaşlı şarkılar alışamam yokluğuna, yokluğun ölüm. Gitme! İçimdeki bütün vagonlar devrilir bir kar yağar istasyonlara, üşürüm. Gitme! Kal, menevşeler açsın dağlarda sevince dönüşsün gökyüzü iki çığlık arasında bırakma beni ah gülüm yokluğuna alışamam, yokluğun ölüm. Gitme! Bütün ormanlar ateşe verilir kuşlar da gider, bu kent de ölürüm. ***** Gidiyorum buralardan yalınayak ve üzgün önümdeki uçurumlara aldırmadan varsın hayallerim kurduğum yerde kalsın o gerçekleşmeyen hayallerim. ardımda yaralı bir yürek kederli bir ömür ve yoksul anılar bırakarak çekip gidiyorum sevdiğim hoşçakal gönlümün nazlısı, bağrımın sızısı duramam artık ey aşk, ey sevdiğim hüzne ve kedere boğulduğum bu şehirde bedenim buz gibi soğuk yüreğim param parça keder kış kadar soğuk ellerim ardımda yoksul bir sevda ve bana ait ne varsa bırakıp gidiyorum sevdiğim hoşça kal anımın yazısı, kaderimin küskünü yüzümde kış, bakışlarımda kar yorgun akan bir ırmak misali kimsesiz sokaklara bırakıp yanlızlığımı gidiyorum sevdiğim hoşça kal *******imin yıldızı, karlı dağların yalnız kızı bütün borçlarını ödedim bu sokakların, alacağımı aldım geri dönmez bir mevsimdeyim artık, duramam ey aşk bu şehre sığamam bu hüzünle yoksa acılar üşütür beni kar kavurur anılarımı donar bakışlarım üşürüm... üşürüm ey aşk
__________________
|
![]() |
![]() |
![]() |
#1263 |
Forum Demirbaşı
![]() Üyelik Tarihi: Jan 2007
Konum: İstanbul
Yaş: 31
Mesajlar: 5,860
Teşekkür Etme: 70 Thanked 42 Times in 30 Posts
Üye No: 26495
İtibar Gücü: 2556
Rep Puanı : 2488
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() 922 Ağustos Ayı
Ve Kadınlarımız Ve 6 Ağustos Emri Ve Bir Âletle Bir İnsanın Hikâyesi Ayın altında kağnılar gidiyordu. Kağnılar gidiyordu Akşehir üstünden Afyon'a doğru. Toprak öyle bitip tükenmez, dağlar öyle uzakta, sanki gidenler hiçbir zaman hiçbir menzile erişmiyecekti. Kağnılar yürüyordu yekpare meşeden tekerlekleriyle. Ve onlar ayın altında dönen ilk tekerlekti. Ayın altında öküzler başka ve çok küçük bir dünyadan gelmişler gibi ufacık, kısacıktılar, ve pırıltılar vardı hasta, kırık boynuzlarında ve ayakları altından akan toprak, toprak ve topraktı. Gece aydınlık ve sıcak ve kağnılarda tahta yataklarında koyu mavi humbaralar çırılçıplaktı. Ve kadınlar birbirlerinden gizliyerek bakıyorlardı ayın altında geçmiş kafilelerden kalan öküz ve tekerlek ölülerine. Ve kadınlar, bizim kadınlarımız : korkunç ve mübarek elleri, ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle anamız, avradımız, yârimiz ve sanki hiç yaşamamış gibi ölen ve soframızdaki yeri öküzümüzden sonra gelen ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki ve karasabana koşulan ve ağıllarda ışıltısında yere saplı bıçakların oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan kadınlar, bizim kadınlarımız şimdi ayın altında kağnıların ve hartuçların peşinde harman yerine kehribar başaklı sap çeker gibi aynı yürek ferahlığı, aynı yorgun alışkanlık içindeydiler. Ve on beşlik şarapnelin çeliğinde ince boyunlu çocuklar uyuyordu. Ve ayın altında kağnılar yürüyordu Akşehir üstünden Afyon'a doğru. «6 Ağustos emri» verilmiştir. Birinci ve İkinci ordular, kıt'aları, kağnıları, süvari alaylarıyla yer değiştiriyordu, yer değiştirecek. 98956 tüfek, 325 top, 5 tayyare, 2800 küsur mitralyöz, 2500 küsur kılıç ve 186326 tane pırıl pırıl insan yüreği ve bunun iki misli kulak, kol, ayak ve göz kımıldanıyordu gecenin içinde. Gecenin içinde toprak. Gecenin içinde rüzgâr. Hatıralara bağlı, hatıraların dışında, gecenin içinde : insanlar, âletler ve hayvanlar, demirleri, tahtaları ve etleriyle birbirine sokulup, korkunç ve sessiz emniyetlerini birbirlerine sokulmakta bulup, kocaman, yorgun ayakları, topraklı elleriyle yürüyorlardı. Ve onların arasında Birinci Ordu İkinci Nakliye Taburu'ndan İstanbullu şoför Ahmet ve onun kamyoneti vardı. Bir acayip mahlûktu üç numrolu kamyonet : İhtiyar, cesur, inatçı ve şirret. Kırılıp dağlarda kalan sol arka makası yerine şasinin altına, dingilin üzerine budaklı bir gürgen kütüğü sarmış olmasına rağmen ve kalb ağrılarıyla ve on kilometrede bir karanlığa yaslanıp durduğu halde ve vantilâtöründe dört kanattan ikisi noksan iken şahsının vekarlı kudretini resmen biliyordu : «6 Ağustos emri»nde ondan ve arkadaşlarından «... ihzar ve teşkil edilmiş bulunan ve cem'an 300 ton kabiliyetinde kabul olunan 100 kadar serî otomobil...» diye bahsediliyordu. İhzar ve teşkil olunanlar, bu meyanda Ahmet'in kamyoneti, insanların, âletlerin ve kağnıların yanından geçip Afyon - Ahırdağları ve imtidadına doğru iniyorlardı. Ahmet'in kafasında uzak bir şehir ve bir şarkı vardı. Bu şarkı nihaventtir ve beyaz tenteli sandalları, siyah mavnaları, güneşli karpuz kabuklarıyla bir deniz kıyısındadır şehir. Vantilâtörde adedi devir düşüyor gibi. Arkadaşlar ileri geçtiler. Ay battı. Manzara yıldızlardan ve dağlardan ibaret. Sen Süleymaniyelisin oğlum Ahmet, çınar dibinde iki mars bir oyunla yenip Bücür'ü, kalk, sıra servilerin önünden yürü, çeşmeyi geç, mektep bahçesi, medreseler, orda, Harbiye Nezareti'nin arka duvarında siyah çarşaflı bir kadın çömelip yere darı serper güvercinlere ve papelciler şemsiye üstünde papaz açarlar. Motor mızıkçılık ediyor, bizi dağ başlarında bırakacak meret. Ne diyorduk oğlum Ahmet? Dökmeciler sağda kalır, derken, Uzunçarşı'ya saparken, köşede, sol kolda seyyar kitapçı : «Hikâyei Billûr Köşk», altı cilt «Tarihi Cevdet» ve «Fenni Tabâhat». Tabâhat, mutfaktan gelirmiş, yani yemek pişirmek. Hani, uskumru dolmasına da bayılırım pek. Yaldızlı kuyruğundan tutup bir salkım üzüm gibi yersin. İlerde bir süvari kolu gidiyor, saptılar sola. Uzunçarşı'yı dikine inersin. Sandalyacılar, tavla pulcuları, tesbihçiler. Ve sen İstanbullu, sen kendi ellerinin hünerine alışmış olduğundan şaşarsın İstanbullulara : ne kadar ince, ne çeşitli hünerleri var, dersin. Rüstem Paşa Camii. Urgancılar. Urgancılarda yüz parça yelkenli gemiyi ve hesapsız katır kervanlarını donatacak kadar urgan, halat ve dökme tunçtan çıngıraklar satılır. Zindankapı, Babacafer. Uzakta Balıkpazarı. Kuruyemişçiler. Yemiş iskelesindeyiz : sandalları, mavnaları, güneşli karpuz kabuklarıyla yüzüne hasret kaldığım deniz. Sol arka lastik hava mı kaçırıyor ne? İnip baksam... Yemiş iskelesinden dilenci vapuruna binip Eyüp'te Niyet Kuyusu'na gittikti. Elleri yumuk yumuk, bacakları biraz çarpıktı ama, yeşil zeytin tanesi gibi gözler. Kaşları da hilâl gibi çekikti. Tam Kasımpaşa'ya yaklaştık, beyaz başörtüsü... Lastik hava kaçırıyor. Derdine deva bulmazsak eğer... Dur bakalım Babacafer... Üç numrolu kamyonet durdu. Karanlık. Kriko. Pompa. Eller. Küfreden ve küfrettiğine kızan elleri lastikte ve ihtiyar tekerlekte dolaşırken Ahmet hatırladı : bir gece nüzüllü babaannesini sedirden sedire taşırken kadıncağız... İç lastik boydan boya patladı. Yedek? Yok. Dağlarda avaz avaz imdat istemek? Sen Süleymaniyelisin oğlum Ahmet, sana tek başına verilmiştir üç numrolu kanyonet. Hem, hani bir koyun varmış, kendi bacağından asılan bir koyun. Süleymaniyeli şoför Ahmet soyun... Soyundu. Ceket, külot, pantol, don, gömlek ve kalpak ve kırmızı kuşak, Ahmet'i postallarının üstünde çırılçıplak bırakarak dış lastiğin içine girdiler, şişirdiler. Bu şarkı nihaventtir. Deniz kıyısında bir şehir... Beyaz başörtüsü... Saatta elli yapıyoruz... Dayan ömrümün törpüsü, dayan da dağlar anadan doğma görsün şoför Ahmet'i, dayan arslan... Hiçbir zaman böyle merhametli bir ümitle sevmedi hiçbir insan
__________________
|
![]() |
![]() |
![]() |
#1264 |
Forum Demirbaşı
![]() Üyelik Tarihi: Jan 2007
Konum: İstanbul
Yaş: 31
Mesajlar: 5,860
Teşekkür Etme: 70 Thanked 42 Times in 30 Posts
Üye No: 26495
İtibar Gücü: 2556
Rep Puanı : 2488
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Aşk'a Dair... /gözlerinde kayboldum bir gecevakti
Gece örterken siyah şalını Usulca. Gözlerinde esirim en sevdalı halimle. Sana koştum yıldızlar boyu, Seni sevdim en deli halimle... Varlığın varlığıma armağan olsun. Elde Var Hüzün söyleşir evvelce biz bu tenhalarda ziyade gülüşürdük pır pır yaldızlanırdı kanatları kahkaha kuşlarının ne meseller söylerdi mercan köz nargileler zamanlar değişti ayrılık girdi araya hicrana düştük bugün ah nerde gençliğimiz sahilde savruluşları başıboş dalgaların yeri göğü çınlatan tumturaklı gazeller elde var hüzün o şehrâyin fakat çıkar mı akıldan çarkıfeleklerin renk renk geceye dağılması sırılsıklam âşık incesaz kadehlerin mehtaba kaldırılması adeta düğün hayat zamanda iz bırakmaz bir boşluğa düşersin bir boşluktan birikip yeniden sıçramak için elde var hüzün Yüregime bir gül cizdim kanli yas ile Yaktin beni küle döndüm dumana döndüm Nasil edem nere gidem dertli bas ile Bilemedim teli kirik kemana döndüm Canim aldin can evimden vurdun ya sende Küstüm sana faydasi yok geri dönsende Sende vefasiz ciktin Sende hayirsiz ciktin Sende vijdansiz ciktin Adin batsin adin batsin Zaman ola devran döne sende cekesin Yitiresin umudunu heder olasin Aska düse kahrolasin candan bikasin Ömrün boyu birkez olsun gülemeyesin Senki beni rezil ettin yedi cihanda Yalan oldum talan oldum Senin sayende
__________________
|
![]() |
![]() |
![]() |
#1265 |
Forum Demirbaşı
![]() Üyelik Tarihi: Jan 2007
Konum: İstanbul
Yaş: 31
Mesajlar: 5,860
Teşekkür Etme: 70 Thanked 42 Times in 30 Posts
Üye No: 26495
İtibar Gücü: 2556
Rep Puanı : 2488
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() An Gelir
an gelir paldır küldür yıkılır bulutlar gökyüzünde anlaşılmaz bir heybet o eski heyecan ölür an gelir biter muhabbet çalgılar susar heves kalmaz şatârâbân ölür şarabın gazabından kork çünkü fena kırmızıdır kan tutar / tutan ölür sokaklar kuşatılmış karakollar taranır yağmurda bir militan ölür an gelir ömrünün hırsızıdır her ölen pişman ölür hep yanlış anlaşılmıştır hayalleri yasaklanmış an gelir şimşek yalar masmavi dehşetiyle siyaset meydanını direkler çatırdar yalnızlıktan sehpada pir sultan ölür son umut kırılmıştır kaf dağı'nın ardındaki ne selam artık ne sabah kimseler bilmez nerdeler namlı masal sevdalıları evvel zaman içinde kalbur saman ölür kubbelerde uğuldar bâkî çeşmelerden akar sinan an gelir -lâ ilâhe illallah- kanunî süleyman ölür görünmez bir mezarlıktır zaman şairler dolaşır saf saf tenhalarında şiir söyleyerek kim duysa / korkudan ölür -tahrip gücü yüksek- saatlı bir bombadır patlar an gelir attilâ ilhan ölür
__________________
|
![]() |
![]() |
![]() |
#1266 |
Forum Demirbaşı
![]() Üyelik Tarihi: Jan 2007
Konum: İstanbul
Yaş: 31
Mesajlar: 5,860
Teşekkür Etme: 70 Thanked 42 Times in 30 Posts
Üye No: 26495
İtibar Gücü: 2556
Rep Puanı : 2488
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Sana karşı hep çevrimiçiydim
Ellere karşı mütemadiyen away Boru değil dört saat dile kolay Msnde oturum açmanı bekledim... Sensiz alınan winkslerin tadı yok Moodslar coşmuş, ucu bucağı yok Senin nudgelerin sanki elektro şok Tüm gece oturum açmanı bekledim... Gece boyu bilgisayar başında pinekledim Online badileri contact listime ekledim Seviyo bu çocuk beni diye kendimi kekledim Azim üzeri sabırla oturum açmanı bekledim !
__________________
|
![]() |
![]() |
![]() |
#1267 |
Forum Demirbaşı
![]() Üyelik Tarihi: Jan 2007
Konum: İstanbul
Yaş: 31
Mesajlar: 5,860
Teşekkür Etme: 70 Thanked 42 Times in 30 Posts
Üye No: 26495
İtibar Gücü: 2556
Rep Puanı : 2488
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() YUNUS EMRE'den
Aşkın aldı benden beni Bana seni gerek seni Ben yanarım dünü günü Bana seni gerek seni Ne varlığa sevinirim Ne yokluğa yerinirim Aşkın ile avunurum Bana seni gerek seni Aşkın aşıklar öldürür Aşk denizine daldırır Tecelli ile doldurur Bana seni gerek seni Aşkın şarabından içem Mecnun olup dağa düşem Sensin dünü gün endişem Bana seni gerek seni Sufilere sohbet gerek Ahilere ahret gerek Mecnunlara Leyla gerek Bana seni gerek seni Eğer beni öldüreler Külüm göğe savuralar Toprağım anda çağıra Bana seni gerek seni Cennet cennet dedikleri Birkaç köşkle birkaç huri İsteyene ver anları Bana seni gerek seni Yunus'dur benim adım Gün geçtikçe artar odum İki cihanda maksudum Bana seni gerek seni Dağlar ile taşlar ile Çağırayım Mevlâm seni Seherlerde kuşlar ile Çağırayım Mevlâm seni Sular dibinde mâhiyle Sahralarda âhû ile Abdal olup yâhû ile Çağırayım Mevlâm seni Gökyüzünde İsa ile Tûr dağında Musa ile Elindeki asa ile Çağırayım Mevlâm seni Derdi öküs Eyyûb ile Gözü yaşlı Ya�kûb ile Ol Muhammed mahbûb ile Çağırayım Mevlâm seni Bilmişim dünya halini Terk ettim kiyl-ü kâlini Baş açık ayak yalını Çağırayım Mevlâm seni Yûnus okur diller ile Ol kumru bülbüller ile Hakkı seven kullar ile Çağırayım Mevlâm seni. İşidin ey yârenler Kıymetli nesnedir aşk Değmelere bitinmez Hürmetli nesnedir aşk Dağa düşer kül eyler Gönüllere yol eyler Sultanları kul eyler Hikmetli nesnedir aşk Kime kim vurdu ok Gussa ile kaygu yok Feryad ile âhi çok Firkatli nesnedir aşk Denizleri kaynatır Mevce gelir oynatır Kayaları söyletir Kuvvetli nesnedir aşk Miskin Yunus neylesin Derdin kime söylesin Varsın dostu toylasın Lezzetli nesnedir aşk Hak cihana doludur Kimseler Hakkı bilmez Onu sen senden iste, O senden ayrı olmaz Dünyaya gelen geçer Bir bir şerbetin içer Bu bir köprüdür geçer Cahiller onu bilmez Gelin tanış olalım İsin kolayın tutalım Sevelim sevilelim Dünya kimseye kalmaz Yunus sözün anlar isen Mani'sini dinler isen Sana iyi dirlik gerek Bunda kimseler kalmaz Benim bunda kararım yok, Bunda gitmeye geldim. Bezirganım mataim çok, Alana satmağa geldim. Ben gelmedim da'vi için Benim işim sevi için. Dostun evi gönüllerdir, Gönüller yapmağa geldim. Dost esruğu deliliğim, Aşıklar bilir neliğim, Devşuruben ikiliğim, Birliğe bitmeye geldim. Yunus Emre aşık olmuş, Ma'şuka derdinden olmuş. Gerçek erin kapısında Ömrüm harcamaya geldim. Yalancı dünyaya konup göçenler Ne söylerler ne bir haber verirler Üzerinde türlü otlar bitenler Ne söylerler ne bir haber verirler. Kiminin başında biter ağaçlar Kiminin başında sararır otlar Kimi masum kimi güzel yiğitler Ne söylerler ne bir haber verirler. Toprağa gark olmus nazik tenleri Söylemeden kalmış tatlı dilleri Gelin duadan unutman bunları Ne söylerler ne bir haber verirler. Yunus der ki gör taktirin işleri Dökülmüştür kirpikleri kaşları Başları ucunda hece taşları Ne söylerler ne bir haber verirler. Sufiyim halk içinde tesbih elimden gitmez Dilim ma'rifet söyler gönlüm hiç kabul etmez Boynumda icazetim Riya ile taatim Endişem ayrık yerde gözüm yolum gözetmez Söylerim ma'rifeti saluslanırım kati Miskinliğe dönmeye gönlümden kibir gitmez Hoş dervişim sabrım yok dilimde inkarım çok Kulağımdan gireni hergiz içim işitmez Alem çıraktır sadir gönlüm bunu gözetir Nideyim Hak korkusu hergiz içimden gitmez Görenler elim öper tac'u hırkama bakar Şöyle sanırlar beni zerrece günah etmez Dışımda ibadetim sohbetim hoş taatim İç pazarda gelince bin yıllık ayar etmez Görenler sufi sanır selam verir utanır Onca is koparaydiı eleriben güç yetmez Dışım derviş içim bos dilim tatlı sözüm hoş İlla ettiğim işi dinin değşiren etmez Yunus eksikliğini Allah'ına arz eyle Onun keremi çoktur sen ettiğin ol etmez. Yarab bu ne derttir derman bulunmaz Yar bu ne yaradır merhem bulunmaz Benim garip gönlüm aşktan usanmaz Varıp yare gider hiç geri dönmez Aşık olan gönül aşktan usanmaz Ahiret korkusun bir pula saymaz Aşk pazarıdır bu canlar satılır Satarsın bu canı hiç kimse almaz dönüp de bakmaz Dönüp sana öğüt verirler Dünya malı ile gözün boyarlar Aşk oldu deyi sala verirler Ölen hayvan olur Aşıklar ölmez... Yar yüreğim yar, gör ki neler var, Bu halk içinde bize gülen var. Ko gülen gülsün, Hak bizim olsun, Gaafil ne bilsin, Hakk'ı seven var. Bu yol uzaktır menzili çoktur, Geçidi yoktur derin sular var. Girdik bu yola aşk ile bile, Gurbetlik ile, bizi salan var. Her kim merdane, gelsin meydane, Kalmasın cana kimde hüner var. Yunus sen bunda meydan isteme, Meydan içinde merdaneler var. Nazar eyle ıtırı, Bazar eyle götürü, Yaradılanı hoş gör, Yaradandan ötürü.
__________________
|
![]() |
![]() |
![]() |
#1268 |
Forum Demirbaşı
![]() Üyelik Tarihi: Jan 2007
Konum: İstanbul
Yaş: 31
Mesajlar: 5,860
Teşekkür Etme: 70 Thanked 42 Times in 30 Posts
Üye No: 26495
İtibar Gücü: 2556
Rep Puanı : 2488
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Sonsuzluk Kervanı, "peşinizde ben,
Üç ayakla seken köpeğim!" Bastığınız taş taş öpeim; Bir kırıntı yeter , kereminizden! Sonsuzluk Kervanı , peşinizde ben ... Gidiyor , gidiyor , nurdan heykeller... Ufuk , önlerinde bayrak kulesi. Bu gidenler , Altun Kol Silsilesi; Ölçüden ahenkten daha güzeller. Gidiyor , gidiyor ,nuradn heykeller... Sonsuzluk Kervanı , istemem azat ! Köleniz olmakmış gerçek hürrüyet Ölmezi bulmaksa biricik niyet; Bastıgınız yerde ebedi hasat. Sonsuzluk Kervanı ,istemem azat.
__________________
|
![]() |
![]() |
![]() |
#1269 |
Forum Demirbaşı
![]() Üyelik Tarihi: Jan 2007
Konum: İstanbul
Yaş: 31
Mesajlar: 5,860
Teşekkür Etme: 70 Thanked 42 Times in 30 Posts
Üye No: 26495
İtibar Gücü: 2556
Rep Puanı : 2488
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() SENİN ELİNDE
Karanlıklar içindeyim Aydınlatmak senin elinde İtip karatmakta Kalbime taş duvarlar ördüm Yıkmak senin elinde Sıvayıp yükseltmekte Ben seni sevdim Sevmek senin elinde Terk edip gitmekte SEVME AMA GİTME Seninle bir ana bir ömür biçtim Dönüpte yüzüme bakmadın gülüm Umrumda değil olsun dikenin Dalında bir garip bülbülüm Uyku yok artık gözlerimde sen ve karanlık Yeter ki sen ol olmasın gündüzüm Senden tek isteğim Sevme ama gitme ÖLÜRÜM... SEVMEZSEN SEVME SEVMEZSEN SEVME KIRILMIŞ BİR HAYATIM VAR ELİMDE SOKAKLARIM VAR BOŞ VE ISLAK SOKAK LAMBALARININ IŞIĞINDA BİR AKŞAMIM SEVMEZSEN SEVME YANLIZLIĞA DOĞAN KARANLIĞIM VAR *******DE GÖZLERİMDE YAŞLAR VAR YILDIZLARIM VAR GÖKYÜZÜMDE SEVMEZSEN SEVME ELİMDE KALEMİM KAĞIDIM YANGININDA KÜL OLMUŞ YÜREĞİM VAR SEVDAM VAR ELİMDE YIRTIK BİR RESMİN SEVMEZSEN SEVME SEVMEZSEN SEVME AMA BİR GÜN SENDE SEV SEVİLME... ZOR Sevmek güzel Aşık olmak güzel Dile dökülmeyen sevdayı çekmek zor Hayalini kurup durursun Görünce onu mutlu olursun Görüpte elini tutamamak zor Her gün yolunu beklersin Uğrunda yanarsın kavrulursun Yanıpta sönmemek zor Islanırsın yağmurda bir başına Anlarsın ki çırpınışın boşuna Sevipte sevilmemek zor Seni seviyorum demek isterdim ÖLesiye bir duyguyLa, Taparcasına diL dökmek, Ve saçLarım ağarmadan söyLemek isterdim. Seni sarmak isterdim... SonsuzLukLa, DeLicesine sevmek, Bir sarhoş gibi adını sayıkLamak, Ve bağırarak koLLarında öLmek isterdim...
__________________
|
![]() |
![]() |
![]() |
#1270 |
Forum Demirbaşı
![]() Üyelik Tarihi: Jan 2007
Konum: İstanbul
Yaş: 31
Mesajlar: 5,860
Teşekkür Etme: 70 Thanked 42 Times in 30 Posts
Üye No: 26495
İtibar Gücü: 2556
Rep Puanı : 2488
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Beni aramaya çıkarsa düşlerin
Hüznün ruhuna çizdiği resimlerdeyim Gamsız bir gecenin karanlığında değil Yüreğinde kanayan kesimlerdeyim Aklına düşerim hani olur da Güzelliklerin görünmeyen yüzünde ara Sevginin menfaate döndüğü yerde Bir gönül yarasının izinde ara Yıkılmış umutların enkazından geç Öksüz bir çocuğun gözünde ara Ağıtların tüttüğü evlere uğra Bir ananın boş kalmış dizinde ara Beni yıldızlarda arama boşa Yüreğini yasa boğan sızılardayım Dertlerinle bulursun beni başbaşa Senin gibi karayazılardayım Sahte sevgileri tanımaz kalbim Beni seven gönüllerin ocağında ara Menfaatle bakmasını bilmez gözlerim Beni gerçek dostlukların kucağında ara Mutluluğu anlatan şarkılarda değil Yaralı yüreklerin ağıtlarında ara Beni menfaat ve ihanetten uzakta Yağacak sevgi bulutlarında ara Öyle senden çok uzaklarda değilim Görmesini bilen gözlerin bakışındayım Belki sana senden daha yakın bir yerde Çarpan kalbinin her atışındayım Aklına düşerim hani olur da Beni sığmadığın duyguların içinde ara O kadar da kolay bulurum sanma Beni benim seni görebileceğim biçimde ara. selçuk
__________________
|
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|