![]() |
![]() |
#121 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57916
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Çiftlik Evinde Piknik....
Güneş gitti gidecek, Rüzgar esiyor serin serin... Başaklar sararmış bitti bitecek, Havası kasıyor derin derin... Dut ağacının altında, Dostlar yanında, Muhabbet narında, Düğün gibi, adı mı olur kederin... Toprak sıcacık, Çay ıslatır azıcık, Karıncaya dökülen birkaç parça azık... Niçin gelmiş gibi ötse bile kargacık, Sarılır umutlarım bulutlara, nasibine kaderin... Safet Kuramaz
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#122 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57916
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Çile…
Eğer gönüller hamsa, Eğer olgunluk ağacına çıkmazsa, Eğer ilim yaşama taşınmazsa, Sözler faydasız, orta yol düşmanıdır... Yiğitlik ölmek değildir, Yaşarken örnek olmaktır... İnanmak yolu elbette dikenli, Bu yolda çileler var bilmeli değerini! Toprağa alışmış ayak yer kafayı uçakta, Bunun içinde bir süre dolaşır boşlukta! Nedenler ve niçinler cevaplanmazsa, Ruhen delirir, dervişin imanından kime var fayda... Her yiğidin fıtratı mayası başka, Ölçü olmaz yaşamak başkasını kıyasta, Kimi zaman Veysel Karani gibi çobanlıkta, Kimi zaman Abdulkadir Geylani gibi ilim yolunda, Düşülür sabır ocağına erenler sofrasında… Mevleviler döner, döner aşkla dünya koynunda, Işığı yayılır güneşiyle ısıtır doya, doya! Ne düşman arar, Ne ispat yapar, Nede zindanda aklanır! Allah dostlarıdır bunlar... Aklımız ermez hangi âlemde yaşarlar! Safet Kuramaz
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#123 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57916
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Çocuğa Sormuşlar...
Çocuğa sormuşlar “Büyüyünce ne olmak istersin? ” “Halimden memnunum” der! “Niçin böyle söylersin? ” “Yediğim, içtiğim, anam-babam yanımda sultanım” “Bir iki kızsalar da evde sevilir hanım...” “Korkutma beni, birden büyüteceksin sandım! ” “Söyle bakalım, büyümeyi neden kötülersin? ” “Eşimi, çocuğumu çok sık göremeyeceğim! ” “Sabahlara kadar televizyon seyredeceğim! ” “Sadece para kazanmayı hedefleyeceğim! ” “Her şeyden şikayet edeceğim! ” “Kısacası yalnız, mutsuz ve heyecansız öleceğim...” “Ben işte o günlerde yandım! ” “Neden sokakta değil de evde pineklersin? ” “Evde bana kızmayan oyuncaklarım var...” “Çizgi filmlerde arkadaşlar, paylaştıklarım var...” “Sanalda özgürüm, binlerce aşklarım var! ” “Onlara sözüm var, bağlılık andım...” “Hafta sonu okula gitmeyi bekler misin? ” “Okul her an işkence” “Ödev üstüne ödev yok bir eğlence” “Oynayamıyoruz, bahçede çıkınca kene” “Her an kavga, her an savaş koridor cephesinde” “Her çocuğa öğüt vermekten bunaldım! ” “Nasıl bir dünya özlemektesin? ” “Cennet dedikleri sanırım...” “Ne istersen veriliyormuş ya bu söze bayılırım.” “Ninem anlatırken orada yaşar gibi bir köşesine sinerim.” “Bu yüzden kur’an, dinimi eksiksiz öğrenirim.” “Sünnete uygunda yaşayarak biletimi aldım! ” Safet Kuramaz
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#124 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57916
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Çocuğum...
Çocuğum duygusal fırtınaya kapılmış yüreğin, Gitme diyen saman alevi gözyaşlarına kıyamam! Uyuyup koltuğa nasılda yığıldın yoksa uğurlardın, Öptüm yanaklarından yanında ruhumu bıraktım... Sanki son uğurlanış gibi kalıcı gurbette, Eşim sarıldı öyle içtence hüzünle duayla, Günlerce ağrıyan yüzümde ne acı düşünce Gündüz yağan kar gibi eridi tenimde soğukluğu! Elbette oyuncak alırım çocuğum şımarsan bile, Ulaşıncaya kadar ararım dokunurum maketine, Annene satın alırım düşlerinden bir hediye, İstanbul bedenimde gezer ruhumda düşleriniz! Her telefonda ne zaman geleceksin diyen sesin, Ne olur bu gece binde gel diyen hıçkırık ve emirlerin, Hiroşima’da atom bombasında öldürdü bin kez ateşin, Yüreğimi pamuğa düşen diken gibi parçalanarak deştin! Safet Kuramaz
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#125 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57916
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Çocukluğum...
Bağ bozumunda doğmuşum ekimde, Ne sıcak nede soğukmuş saat on gibilerde, Yayla havasının gelişiyle ilk nefesimde Ağlayan yakarışım in evini kaplamış! Büyümüşüm bir köşede bağlanmış, Tandır dumanı ciğerimi kaplarmış, Rahmetli annem işinde-aşında, Esaretime bakar hüzünle ağlarmış… Yetim kalmış annemin eşinin kardeşleri, Kaynana koca derdinde, onlara da bakarmış! Yirmi dört saat çalışırmış işinde, Kul gibi eşine! Daha kendisi çocuk, başka ne yapsın ki… Nerdeyse babasız büyüdüm çocukluğumda, Sevgisinden mahrum, annem uzaktı kocasına… Gurbeti arşınlardı aylarca bizsiz karın tokluğuna, Bu yüzden ana kuzusuydum, babasından korkan! Oyuncağım toprak, arabam at, eşek, koyun Güneşe veda ederdim her gün tozlu sokaklarda! Mayıs ayının bir günü kamyon geldi köy evimize, Eşyalar yüklendi veda ettim ağlayarak kedime, Ankara’ya gideceğiz diyordu annem heyecanla Özlem bitecekti ya… Bir arada yaşayacaktık! Bundan bir sene önce dayımın çocukları, Göç etmişlerdi Eskişehir’e, neydi o coşkuları… Veda ediyordum köyüme, sahip olduğum her şeye, Anamın yine geliriz dediğiydi o an tek teselli… Gözlerim yaşlıydı! Yetmişli yılların Ankara’sı köyden farksızdı, Yedi yaşın verdiği olgunluk bunu anlayamazdı… Evimiz gecekondu ve büyükçe bahçesi vardı, Ağaca çıkardım, ayağım yine toprağa değerdi, Çivilerle, misketlerle toprakta oyun oynardım! İlkokul üçtü Ankara’da okula başlayışım ama ne başlayış… Köyden geldim ya… Her çocukta küçümseme, itiş kakış! Babam başarı bekler, öğretmende bitmeyen matematik, yarış Köyümü özlerdim, gizli, gizli ağlardım *******i… Saf çocuksu ruhumda kimseden bulamazdım anlayış! Cici annem vardır bir tane, Bazen çok uzun tatile gittiğimizde Babam eve bile getirirmiş… Sakız olurdu komşuların dilinde! Annem azcık söylense, Dayak çareydi babamın ellerinde… Ana, baba ölmüş… Kardeşler keyfinde Kader der zavallı çekermiş sinesine! Bir mart günüydü hiç unutmam: Hava kapalı yerlerde çamur, Havada kömür dumanı, Elimde kırık yazılı kâğıdı, Biliyorum eve gittiğimde kesin dayak vardı! Kara bir gündü, nasıl verecektim sınavın hesabını? Söylendim durdum “Babam neden imzalamalıydı ki…” Eve girdiğimde çalıyordu ölüm marşı! Neyse ki, amcam ve eniştem evimizde misafirdi, Mucize gibiydi adeta dayaktan kurtulmam! Herhalde saf yüreğime Mevla’nın lütfüydü, yardımıydı! Okulun sonlarıydı, Hala anlamış değilim o müthiş değişikliği, Öğretmen her derste matematik yarışması düzenlerdi… Kim birinci çözerse pekiyi verirdi, Artık ben çözmeye başlamıştım birinci olarak soruları! Yalnızca pekiyi yerine alıyordum iyi… Bir gün babamla öğretmen konuşmuşlar, Matematik hatırına iyi ile geçirecekmiş! Okumalıymışım Türkçem için hikâye, roman, dergi… Okul hayatım üçten sonra böylece başladı! Bir sene sonra apartmana taşındık! Babamın iş ortağının hanımıyla tanıştık… Çocukları çok kendini beğenmişti, yılışık. Leman teyze derdim, Hem de çok severdim, Anneme çeki düzen, öğüt verdi azıcık, Gerçek aile olduk! Ankaralı olduk… Nesi varsa tanıdık! Ankara’yı o gün yaşamaya başladık… Safet Kuramaz
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#126 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57916
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Çok Özledim…
Özledim Mekke’yi, Medine’yi, Kâbe’yi, Müezzin Müeffilini… Ayaklarım tavafta, İçiyorum zemzem konmuş kenarda, Dönüyor başım sarhoşum kâinatta, Can resul(SAV) ’den dinliyorum kulağım hadislerde! Hudeybiye’de kurumuş kuyudan, Uzanıyor başım içiyorum sahabeyle suyundan. Çöllerde yüzlerce deve cehennem ciğerim, Kanıyorum Berrak mı ak sütünden. Kanıyorum cennet tütsüsü çöle uzanmış birkaç yeşilliğe, Ne işim var Ankara’da ya… Özledim Mahşeri kalabalık dönerim, Dönerim binlerce güneş sistemi görürüm, Kul olduğumu anlarım, aşkıma dualarımla söylerim… Söylerim gözlerim dolar secdeye sığmaz alnım nefesim taşar, Hıçkırıklarım gerçek aşkıma muson yağmurlarında özlem! Çıkmak istiyor ruhum, Toprak kapıdır düğündür ölüm! Kimler yok ki sağımda solumda hoş geldin demeyen Hep okuyup hayal ettiğim sahabe özlem! Mermerine dokunuyor ayaklarım istikbalim Kâbe’de, Düşünüyorum kapandı gözlerim… Savuruyor rüzgâr, Yağıyor rahmet tenime… Hayal gerçeğine karışıyor, Yaşamak bu ya… Ne işim var hala Ankara’da! Özlem kefeniyle sarıyor! Safet Kuramaz
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#127 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57916
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Dağlar-Dertleşme…
Hey dağlar! Durmayın önümde öyle gururla, Kim bilir sevdiğin bekler, ihtiyacı vardır sana ve huzura… Tez davran ömür kısa, sur'a üflense dümdüz olacaksın Hem önümden de çekil, geçeyim arkana yol verde! Artık yaşlanıyorum, seni tırmanarak geçmem zor Hiç olmazsa merhamet et bana burada... Kızma bana, üzerinde volkan-akar lavların, Cennet yeşiline cehennem, ne oldu savların Eğer canını sıktıysam öldürme beni, bir iki vur İki gözüm şişsin iki çeşme aksın, bitsin yav’ların... İnadın nedir hep aynı yerde durmaktasın? Artık yeşil bile seni terk ediyor uyumaktasın… Üç beş canlı hayat sürer üzerinde gör! Geçmişine yanıp aşklarına susamaktasın... Sen gitmezsen açarlar tüneller üzerinde, Acılar içinde kıvranırsın bilmez kimse özelinde! Taş binalar ve yeni misafirler görecekler seni hor Dervişlerin yemek yediği yer değilsin artık ezelinde... Sen durdukça tarih tanık, kıyım üzüyor Toplu mezarlar, çığlıklar, bir millet azıyor… Hiç mi etkilenmezsin öldürüyor beni bu kor Her kazma, her kırbaç, her işkence, bakışın eziyor... Anlat onlara hiç olmazsa geçmişini, bir sefer olsun konuş Sabırsız, inatçı, zalim olmak, iyiyi ertelemek ne boş Artık git demiyorum, seni öldürecekler dur! Bencilim belki, gözümde doğal bir sen kaldın hoş... Safet Kuramaz
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#128 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57916
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Dalgalar…
Gecenin en serin vakti, Büyük dalgalar vuruyordu iskele direklerini. Uykusu kaçmış üç beş kişi, Büyülenmiş bakıyorlardı denizin çıldırmasına. İskele demirleri deprem yaşarcasına, Sallanıyordu acıdan feryat eden hasta gibi… Gün boyu denize girmiş kalabalık, Ölüm sessizliğinde gizli duygularının esiriydi, Sesleniyordu isyankârlara her geçen an azarak… Somon gibi sürdürmek için neslini, Ölümüne akıntıya zıt yüzüyordu belki bir ayının ağzına azık Fıtratına kul kaderinin seyircisiydi… Dalgalar! Gündüze güneşe ihanetti gizliden gizliye Her karanlık resimlendi ışık hapsinde… Yıldızlar göz kırpıyor gezinen birkaç insana kumsalda, Ayak izlerinin yorgunluğu yine uyutmuyor kumları, Küçük dağcıklar kumlarda içinde balçıklar belki bir dedenin duası İniltiyle örtüyordu çıplaklığı bir nebze. İçen insanlar ve kahkahaları, Cennet müjdesi almışçasına dalmışlar eğlenceye, Alaettin Keykubat’ın ihtişamında Antalya… Tülsüz perdesiz ecnebi turist istilasında, Grip olmuş doğası hıçkırıyor… Safet Kuramaz
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#129 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57916
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Danset Benimle…
Uçalım tuttuğunda elim, Bulutları delelim… Aşkın öyle şahane, Haydi, dans et benimle Emimin çok mutlu olacağız birlikte! Gezegenlerde gezeceğiz, Tarihi duvarlara sıkıca sarılacağız… Bir yanında ellerim, Diğer yanda ellerin, Sıkıca yapışacağız! Haydi, dans et benimle, Zaman biter diye düşünme, An dost, durur aşkımız için… Uçalım birlikte bulutlar üzerinde Mutluluğu hissedelim sevgiyle… Hava yağmurlu yada karlı ne fark eder, Sarıl bana tek vücut, seviyorum seni! Öyle sıcağım ki endişe etme üşürüm diye, Hisset bedenimi, Sarıl daima güçlüce! Aşkının cehennem gibi kaynattığı kanımı hisset, Kaynayalım birlikte ve uçalım bulutlar üzerine, Aşkımızı hisset… Dokun kalbime, Yalnızca senin için çarpıyor! Bak gözlerime, Yalnızca seni tanıyor! Tutkuyla dans edelim, Aşk suyundan daima içelim… Doğa söyler aşığız birbirimize, Evcil hayvanlar dans eder içtence, Çiçekler verir kokusunu yalnızca bize, İnsanlar alkış tutar dansımıza zevkle, Sen benimsin işte, Hisset kalbinde! Dans edelim sonsuza kadar, Pürüzsüz aşk ile! Gidelim başka gezegenlere, Cennet ezberimizde, Kapısında ismimiz görünür altın harflerle… Ay yaklaşır bize, Güneş yanar aşk ile Yıldızlar parlar sonsuz sevgiyle! Yanımdaysan gerisi önemli mi? Haydi, dans et benimle… Safet Kuramaz
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#130 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57916
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Dar Kanyon...
Gece yarısı uyandım aman ne şok! Tenim yıkanmış gibi ıslak, Suratım usanmış gibi asık, Kalbimde gürleyen hastalık... Boğuldum boğulacağım imdat! Ses verdim hanıma duymuyor, Hiçbir ayar yalnızlığıma uymuyor, Belleğim koyunları artık saymıyor, Zaman inatla işkenceden caymıyor, Elim kolum bağlı ağzımda yok tat! Ne biliyorsam zar zor okuyorum dua, Ne azap ya Rabbi, kim yaptı ki beddua? Cehennemdeyim sanki, odam sauna! Sarhoşun sesi bile teselli o an zil zurna, Sanki etrafımı çevirir demirden barikat! Okudukça dilim çözülüyor yavaşça, Ruhumun her yanına siniyor Arapça, Uzaklaşıyor kedi gibi simsiyah parça... Bedenim sıkmaktan benek benek salça, Dişlerim zangırdıyor, geçiyor acı zayiat! Dar kanyon her dönemeçte beklenen an, Akıntının insafına kalmış bedene salınan, Harabe kalplerde iz, ızdırapları yaşanan... Ne çok az ile yetinip mutluyum diye kanan, İnsan şaşırıyor tanıdıkça bilinmeyen kainat... Safet Kuramaz
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|