![]() |
![]() |
#151 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57917
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Dost Sözü…
Tarifsiz keder düştü yüreğime… Sır kadar üzdü habersiz kalan seyrimi! Yağmur yağıyor, şimşek sızdı düşüme, Tsunami saldı körpe günüme! Sıcaklığını hissediyorum kızgın bakışlarında, Kaşlar çatılsa da gönlü ipeksi kalır her anda... Yeniden nefes al, Düş ruhuma, bir nebze kal... Kaleminle sözcüklere dal… Bu dünya başka, ne Mars nede Venüs! Dost kıvılcım, gökkuşağında üs Kocaman delik açtın hoş özümde! Sessizliği severdim fırtınayı tanımadan önce! Felaket sarınca insanları, Ürperdim korkuyla ölünce! Yalnızlık sarardı, Eğlenmek vardı, Basit gönlümce... Şimdi hislerim karmaşık, kulağım dost sözünde... Sıcaklığını hissediyorum kızgın bakışlarında, Kaşlar çatılsa da gönlü ipeksi kalır her anda... Safet Kuramaz
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#152 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57917
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Dosta Mektuplar-I
Geçmişinde yaşadıkların, ölmüş tavuğun başına gelmeyecek kadar kötü ve berbat olabilir. Bu kadar şeyden sonra hayatını bu şekilde durgun ve neşeyle sürdürebilmen senin zengin ruh halinden yansıyan başka bir güzelliktir. Seni bir kere daha sevgiyle andım. Sana dua ettim. Bundan sonra işlerin yoluna girsin, sadece kendi mutluluğunu düşünen, sadece huzuru kendi içinde bulan, artık geçmişin izinden sıyrılıp, sadece güzel şeyleri yaşayan ve mutlulukla yaşlanan bir hayatın olur umarım. Unutma ki her acının içinde doğan yeni bir mutluluk vardır. Dertler olsun ki, yaşama bağlanmak için amaçların olsun. Doğanın içinde bir yerin olsun, ruhunda mevsimler değişsin. Her mevsim güzeldir, yenilenir doğa tıpkı eskiyen bedenimizin ruhuna mesajı gibi. İlk önce sen mutlu ol, çünkü sen mutlu değilsen başkasını muştu edemezsin. Sen yaşamadıysan kütüphaneleri anlatma etrafına. Yoksa iki gün sonra terk edilen olursun, üzülürsün… Senin gülmeni ve huzurlu olmanı en çok isteyen, sana yakınlık derecesinde her zaman yanında olan, içini dökebileceğin, her şeyini güvenip paylaşabileceğin ender dostlarından biri olacağım, en azından bunu geçmişinde hayallerinde kalan kırıntılardan biliyorsun. Sana zarar vermek değil, aksine mutlu olmanı dileyen ve gerçekten samimi olarak paylaşan, hala içinde kalmış bir parçanım. Umudunum… Dünya çelişki üzerine kurulmuş. Ne kadar acı yaşarsa yaşasın insan, yeni acılara hayır demeyecek kadar çelişki dolu yaşıyoruz. Eğer hiç bir sorunumuz olmasaydı, herhalde ´niçin bu dünyada yaşıyoruz ki.´ derdik. Hep rahatlık batar bu yüzden. Bu yüzden ne geçmiş nede geleceğimi düşünüyorum sadece şu yaşadığım anı yaşamaya gayret ediyorum. Sahiplenmek yerine, yaşadığım her şeye lüks katacak ve heyecan verecek her şeyi, özelleştirerek yaşıyorum. Daha doğrusu yaşamaya gayret ediyorum. Lütfen elinden geldiğince, kendin için ve şu anı yaşa. İçinden bana gelmek geçiyorsa, başını omzuma koyup ağlamak istiyorsan yarına erteleme. Ya yarın yoksa? Sende biliyorsun ki, seni anlayabilecek, seni kullanmayacak ve sadece sen olduğun için seninle paylaşabilecek en doğru adresim sana. Aynı kültürün içinden geçmiş, istekleri ve hevesleri, kültürü, anlayışı aynı süzgeçten elenmiş aynı dünyanın iki kişisiyiz. Her şekildeki içten paylaşımımız bize mutluluktan başka bir şey veremez ikimize dünyanın neresinde olursa olsun. Lütfen yazışma teklifimi yabana atma, fırsatın ve zamanın olduğu en acil bir zamanında dahi yazmak için gel. Konuşalım. Paylaşalım. Birlikte gülelim ve ağlayalım. Dudaklarımız konuşsun, ruhumuz dinlensin ve huzurla kalsın! Senin uzun zaman yaşamadığın mutluluğun varlığını sana anlatmama müsaade et olur mu? O kadar özledim ki seni, hayallerimde yaşayan seni ve o kadar istiyorum ki görmeyi seni. Nerdeyse onca yıldır sabırla beklenen ve hala beklediğim güzel ve muhteşem bir konumun var ruhumda ve bedenimde ve senin kişiliğini saran ruhun içinde. Lütfen tebessüm et ve her şeyi yapabileceğin ölçülerde bırak. Zorlama. Maddesel her şeyi aşmak kolay ama insan ruhen yıprandı mı, sağlığın bozuldumu, geri dönüşü olmayan mutsuzluklar kapısını çalar insanın. Önce sağlık sonra maddesellik ok? Ve şunu kesinlikle bilmelisin ki, her zaman yanındayım! Ruhundayım. Hissettiğin an, çağırdığın an. Gelecek kadar yakınındayım. Yeter ki gözleri kapat ve beni düşün. Bir fırsatını bul bana gel. Yâda ben sana. Dokunmak hissetmektir… Nice dokunmalar vardır, pişman ettirir yaşandığı için. Beden sadece yaşadığımız dünyaya has bir iletişim ve ölümlü. Gerçek dokunuş ruha değdiği zaman cennetim dedirten hissediştir. Sessizim, yalnızım, fırtınalar esiyor yüreğimde ağlarım... Beden ölüyor, güzellik ölüyor, alışkanlıklar ölüyor, neler ölüyor... Ömrüm özgürlük emsali, avcı ateşi, dillenen kahrı, yanardağlarımla patlarım Anılar ölüyor, dostlar ölüyor, ailem ölüyor, gurbet ölüyor, kefenler soluyor! Ben yokum, anlatan yansıtan biçimlendiren paletin solgun renginden kaçıyorum Dört duvar acı bombalıyor, özlemler yalnızlığımdan korkuyor neler yoruyor Ağlıyorum... Mendil teselli ediyor! Ağlıyorum... Yağmur kıskanıyor! Ağlıyorum... Amazon taşırıyor! Ağlıyorum... Sevgisizlik sarsıyor! Ağlıyorum... Ve sadece sen varsan aynanda yansıyor gülüşüm… Safet Kuramaz
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#153 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57917
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Dosta Mektuplar-II
Şimdi iyiyim... Yağmura karışmış gözyaşlarımın çiçekleri suladığı ve onu koklayan bir insan olarak yaşadığım inceliği paylaşmak istiyorum dostum seninle... Acının ve ızdırabın silindiği toprağın üzerinde sadece kalan ayak izlerimin sırlarıyla... Sanatçının çığlığı tırmalamaz kulakları... Sadece dalarsın resminin önüne geldiğinde deli diyebilecek kadar yüreklenen insanlara rağmen... Akarsın maviliğin yeri ve gökyüzünü döşediği, arasında sen olduğunu hissetiğim mutlulukla... Ya kusura bakma heyecanlandım birden, başka bir aleme gittim farkında olmadan...çaysız ve kahvesiz! İzlerinin sürüklediği yollarda ismini arıyorum... Sonsuzluğa yenik düşmüş ama pes etmiyorum... Çiçeklerin arasında yürürken onların destekleri kulaklarıma geliyor, sanki seni yansıtır gibi ıtır kokuları alıyorum nefesimde… Cesaret alıyorum bu şahanelikten... kimbilir hangi savaşın içinde ama savaştan uzakta seyrediyorum seni, üzgünmüyüm asla... Sadece bana yaklaşmanı, ruh kapımı açmanı ve gözlerimin içinden terayağına bal sürmüşcesine ekmeğimde kaymanı istiyorum, sürtünmesiz! Eğer gözlerinle buluşurda cahil bir cesaret yakalarsam, sana ne istersen anlatırım, cıvıl cıvılcasına, söz... Ama rüzgarla tozu toprağı yutarak koşan insan olmak her kişinin harcı değil... Öksürüğe meydan okumak, harbiden ölüme meydan okumak gibi bir şey.... tanımadığım kitlenin önüne geçipte ben önden gidiyorum ve şu çizgideyim diyebilmek, sabırlı olmak için galiba henüz erken... Olsun ya, böylede iyi seninle teke tek paylaşabilirim her şeyi... Eğer dostluğumu istersem çok şey mi isterim bilmiyorum! Hele o öksürüşün içinde birde heyecanla isminle hitap edebilmek ve yardımını istemek şimdilik zor gibi görünüyor... Sanırım o sihirin formülünü keşfetmem gerekiyor, sırları deşifre etmek demek yanardağın lavlarıyla yanmak gibi bir şey! Ha birde akarken yakılan doğallığın vicdanına dayanabilmek ne kadar zor olacak... olsun varsın demek ve isteyebilmek... Üzülme bur uh halime olur mu? Sana nasıl darılabilirim ki, şirin bir çocuğun içindeki doğallığın aynada yansıyan güneşine nedenler yakıştırmak gibi... Kanım akarken sadece sen varsın... Bu güneş şimdi doğdu seherle... Ona bakmaya onu seyretmeye doyamıyorum... Doğanın sonsuzluğunda kucaklamaya hazırım müthiş doğallığı... İçindeki dağları taşları yıkmaya ve dostumsun demeyede... Henüz kendini keşfedemiğim dünyana rüzgarın hızıyla ilerleyen bir yelkenli ile açılmaya da... Bil ki, biraz değer verdiğini hissetsem, bilye oynayan ve attığıyla başı vurarak çığlık atan çocuğun sesine benzeyecek haykırışım. Belki de arşimedin buldum çığlıklarına... ama ne yapabilirim ki cıvıllığın şarkılarla mırıldandığı ve sadece sen ve ben olduğu bir ortamda mutluluk değilde başka ne hayal edilebilir ki... hayallerim Mimar Sinan’ın mimarisindeki mistiğin içinde kayboluyorsa, sakın suçlama beni….Bu zamanla düş olmaktan çıkar, kırlara kayar... Yıldızlar kayar gibi... sadece sana ve sadece hissederek yazıyorum... Çılgınım ve heyecanlıyım... Bana katılır mısın? kimbilir nerdesin? Olsun ya, başka boyutta ruhunla konuşuyorum işte, canıma değsin… Bak yemek yer gibi... Doyduktan sonrada uyumak yok ama gezeceğiz ve keşfedeceğiz bu şöleni söz mü? Safet Kuramaz
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#154 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57917
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Dosta Mektuplar–III: Kaçış...
İçimde fırtınalar esiyor...harabelerde dolaşıyorum. Eskilerde yaşanmış evlerin üstündeki çimenlere basa basa ilerliyorum. Kim bilir burası oturma odası olmalı diyorum, sevinçleri üzüntüleri dinliyorum...çocuk seslerini işitiyorum. Sanırım birisi mektup okuyor. Kulak misafiri oluyorum... İki ay sonra kardeşi gelecekmiş, mektubunda yazıyormuş...derdine çare için doktor arıyormuş. Misafir kalacakmış orada, sanırım erkeğin kardeşiymiş. Ağlaşmalar başlıyor. Telaşlar hayli çok. Ne yapacaklarını bilmiyorlar... “ah şu uzaklık! ” deyip veryansın ediyorlar. Çocuk ağlamasıyla iyice geriliyorlar. Zaten hazanlar yüreğimde... birde bu manzara! Uzaklaşıyorum. Çınar ağacının gölgesine oturuyorum sessizce... iki sevgilinin kalp kazılmış yazıları gözüme ilişiyor. Neredeyse kaybolmak üzere. Sesleri kulaklarımda yankılanıyor. Sevdalarına aileleri karşı galiba. Çözüm arıyorlar. O yana gitseler olmuyor, kaçsalar olmuyor...çaresizlik içindeler...kulaklarımı tıkıyorum...varsın güneş yaksın tenimi diyor gölgeden uzaklaşıyorum... Suyun kenarına geliyorum. Eskiden gür akarmış...konuşan kurbağalardan işitiyorum. Hayıflanıyorlar...”Nerede eski yağmurlar...Nerede gür akıntı ve temiz sular...” diyorlar ağlaşarak! Koklamaya başlıyorum çevreyi, nedense hiç koklamazdım ne zaman gelsem. Gerçekten çok kötü kokular alıyor burnum... iğreniyorum... Hızla geçen arabalara bakıyorum. El kaldırıyorum beni alsınlar diye. Sanki başka gezegendeyim görende olmuyor beni... Karıncalar geçiyor yanımdan. Bana gülüyorlar... “Eskiden insanlar yürürlerdi, araba nedir bilmezlerdi... Siz niye yürümüyorsunuz? ” utandım birden... “Ama eskiden bu kadar uzaklığa kim giderdi ki...sefer zamanı olsa neyse diyorum! ” içimden. Beni anlamıyorlar... Bende anlatmaktan vazgeçiyorum. Ceketimi üzerime örtüp uyumaya karar veriyorum. Oda ne! Üzerimde insanlar konuşmaya başlıyorlar... “Vah zavallı, ölmüş herhalde... Kim bilir hangi zalim vurmuş adama, hastaneye bile götürmemiş, üzerini örtmüş kaçmış gitmiş...” ağlaşanlar, dizlerini vuranlar...dualar edenler...dayanamıyorum, ceketimi kaldırıp sesleniyorum “ ben ölmedim...bana kimse çarpmadı ya...” sanki naram bir dev yada ucube sesi gibi geldi ki kimi bayılıyor kimi kaçıyor, kimi orada kala kalmış şaşkınlıkla bakıyor... Sonunda birisinin arabasına biniyor ve oradan uzaklaşıyorum... Dertlerimden mi? Hayır kendimden...Bir süre ertelediğim yaşamımdan... Kaçıyorum! bir daha gelebileceğim bir yerden, tarihin benden eski olmadığı, beni yansıtan gölgelerine! Safet Kuramaz
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#155 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57917
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Dostum Dediğin...
Kahraman dediğin; Ata binmez, silah kuşanmaz! Ağzı hoş sözlüdür, küfretmez! Alkol almaz, sigara kullanmaz! Kazandığı helalinin lokmasıdır... Dindar dediğin; İçi dışı bir... Emin müslümandır, Sadaka zekat veren rıza düşkünüdür, Kusuru kendinde arar, nefsini düzeltendir Sahiplenmez, her an öldüğünü bilendir... Dostum dediğin; Hem kahramandır hem de dindar İyi günde kötü günde kanka, yarendir Doğanın sesi... doğal ruhuna aynadır Anahtarı, kainat efendisinin hayatıdır! Safet Kuramaz
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#156 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57917
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Dostum Yarim Demeliyim...
Bahar hep özlemdir yüreğimde, Çünkü her şeyin başı, doğum gizlidir ilk günlerinde... Her nefesimde, Her bakışımda, Selam veririm Yeni gelen dostlarıma... Arıların uçarken maden keşfeder gibi çiçeklere, Sineğin ısrarla dokunuşu var ya tenime, Sivrilerin sıcakla bunalttığı sulak yerlerde, Volkanik patlama şimşek sesiyle irkildiğinde, Çağlayanlara karışır sesim Sessiz ve dostsuz yalnızlıklarımda... Dostlarım gerçek sevgi baharısınız yüreğimde... Uzun süre anmayıp bakmadınız mı, Kış köşelerine atarım çıldırmış gibi kendimi! İçim titrer, ayağım kayar karla kaplı yollarda, Acıyan bedenim değildir, ruhumdur... Kainat efendisinin Ebu Bekir’indedir sıcaklığın, Malını, canını her şeyini vermişti çekinmeden, Dostluğu yaşadım ıslak gözlerimle sevincinden, Yaylasında çektim taze nefesini torosların yeşilliğinden! Çanakkale kan gölü... Irak’ta ölüm... Mescid’i Aksa kazılırken, Adem’den beri sevgi benlik kasırgasına kapılırken, Gönül viraneleri uçsuz bucaksız çöllere bırakılırken, Güvensizlik virüsüne ne dostluklar feda oluyor... İki kişi ortak olursa üçüncüsü ben olurum diyor Allah! Ticaret yinede düzen tutmuyor Demek ki itimat yok Mevla’ya vah, vah... Söz ve özlem dilde maddesiz olmuyor, Paraya tamah olunca şükür-ibadet yoruluyor, Yeri yok yaşarken ruhumuzda yangın alev... Oysa Allah öyle dost ki, özleminden durulmuyor! Kapım çalınmazsa ne manası kalır yaşamın, Kötü günümde oluyorsa virane yatağım... Derman olmazsa insan ölür oracıkta acıdan! Kusurmuş, gururmuş geçeceksin saflık yalan... Mevla için seveceksin dostu, güleceksin sabrından! Her an diğerine benzer dön dur dolan oyalan, Ne kadar alsak yaşasak kazansak yok tatmin olan, Zenginsen çok dostun zayıfsan virüs gibi çok oyan, Allah yeter tek başına itaatten başka ne ister ki... Bol rızkla var mı başka misafirini ölene kadar doyuran? Allah’ı dost tutan gerçek dost bulur, Yediğinde tat yaşadığında vardır huzur, Yılan gibi gömlek değiştiren yüzler varsın olsun Dostum yarim demeliyim... Nefsim her yüzden kurtulur! Safet Kuramaz
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#157 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57917
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Dönemem…
İstanbul’a geldim, kaybettim İzlerini... Yeni cami avlusunda, izledim Geçmişimi... Onca insanın içinde besteledim, Sensizliğimi... Her şeyde vardır hayır, frenledim Nefsimi… Yedim, içtim... Kaçtım soğuk nemden! İnsan selinden, Telaş yelinden, Denize daldım boğazda, hayatın ezberinden Kederlere büründüm! Düş yollarıma, düş sokaklarıma… Yalnızlığın hüznüm, düş kollarıma! Son vapur kalkıyor şimdi Kadıköy’den, Düşeceksen düş, düş oturağıma! Ne olur… Yaşam-ölüm arasında bırakma! El salladım senden başka her şeye, Gözyaşım muson yağmuruyla yarıştı… İnandı âşık yüreğim artık gelmeyeceğine, Soğuk, matem havasında acı vermekteydi! Yunus’un duası sigara dumanıma karıştı, Meçhule gitmek doldurdu yalnızlığımı, Film şeridinde izlerken senli anılarımı, Dönemem asla, artık… Çıldırsam da geriye! Gelecek varsa, hayatı anlamak değil Anı yaşamak istiyorum, şu günden! Uzak kalsın yüreğim üzenden… Sahiplenmek ne haddime, nefsim sefil Haberini aldım her şeyin ölümünden! Safet Kuramaz
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#158 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57917
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Dönence Ötesi…
Ben seni yalan görüyorum… Sende beni yalan görüyorsun… Aldandığını, Aldattığımı, Yalanlarımı, Söylüyorsun… Bakmayı bilmiyoruz desene! İnsanlar birlikte yiyorlar içiyorlar, Her anda neşeyle neleri diliyorlar, Sen olmazsan olmaz diyorlar, Öyle an geliyor ki silah elde, düşmanca Kin nefret sinir harbine giriyorlar! Tanımak asırlarca anlatmak değil, “Oku” ayetini düşün, ruhunda sarsıl… İnsan kendinden başka neye benzer, Başkasında kendini gör aynanda eğil! Alışkanlıklara aldanma, Hazır ol değişim savaşına, Okuduklarını yaşa ama illaki yaşa… Günümüz kahramanlarıdır çünkü onlar! Keşfet sendeki beni, Anlamak için ruhundaki cevheri… Beden kefene gizlenmiş ölüm, Yalanlar oyunlar sadece eyleyen serseri! Sadece Allah’a ol kul, Her seste dinle yeniden kendini… Martı özgürlüğünde yaşasın doğum! Denizden-topraktan taşısın gök kubbeye aşkın mucizesini! Safet Kuramaz
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#159 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57917
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Dönence...
Sırlanmış kale duvarları, Nice fetihlere açmış kapılarını, Şahit ihtiras, heves ve kanlı savaşlara Ve saklamış acılarını… Dönen saksının sesi, Ustanın sabrında hüneri, Antika değerinde dirilir gibi sonra süsleri… Kalenin içine sinmiş, Yüzyılların yaşanmışları, aynıları ve düşleri! Hangi mutluluk, Hangi kulluk, Hangi zenginlik, yoksulluk, Ağlanan, yağan, akan suların künyelerini Tatmadı ki bir, bir her kalabalık... Doğum sevinç ve heyecan, Ölüm acı ve gözyaşı… İki değişim iki farklı yaşanan Tarih aynı, ders alır azları... Kalenin duvarlarında otlar, Viraneye dönmüş içinde olmayınca oturanlar, Uzağında yükselir gökdelenler, Aynı tarih sıkışır dar mekanlara... Safet Kuramaz
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#160 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57917
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Döner ikiden bire...
İyi –kötü, Şehirli-köylü, Gezgini- kötürümü, Denizi-çölü, Erkek-kadın... Çizgiler iki sevgili, Aynı mekânda evli, Çocuk meyvesi Ortası yok neden? Bu dünyada bir tek, Kâbe tek! Güneş’e bakın İnsan anlar dönerek... Bitki nesline benzer, Hayvan huyda kalır ezber, İnsan farklı görüntü izler... Cansız, ölümdür hayalin! Dünya döner, Et döner, Köşe döner, Demek dönmek, ibadettir insanın! Uçlar döner birbirine yaklaşır, Çok soğukta - sıcakta teni yakar, Sevgidir-nur zıtlıklara akar... Simetri, kuralı yaşamın! Döner ikiden bir’e, Allah’ı zikretmeye, Kul olmak mesele, Olur, manasını anlayanın! Safet Kuramaz
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|