![]() |
![]() |
#181 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: KoCaELi
Yaş: 40
Mesajlar: 34,356
Teşekkür Etme: 21 Thanked 162 Times in 97 Posts
Üye No: 23848
İtibar Gücü: 8786
Rep Puanı : 54700
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Merhamet Hür Dünyaya Bu Kadar Mı IRAK ' tı
Ben Basralı Ömer, Belki haberin yoktur diye yazıyorum Mr. Franks. Önce demokrasi yağdı göklerimizden, Sonra özgürlük geçti üstümüzden Palet palet. Ve insan hakları Namlularından Yüzü maskeli adamların Saniyede bilmem kaç adet. Demokrasi bizim eve de isabet etti Bir gün sonra anladım koptuğunu ayaklarımın. Tam onsekiz adet insan hakları saymışlar Vücudunda babamın. Annem yoktu zaten Ben doğarken ilaç yokluğundan ölmüş Ambargo falan dediler ya Anlamadım çocukluk aklı işte Oluşmadan sökülmüş. Sizde de barış böyle midir Mr. Franks? insan hakları çocukları yetim Ve ayaksız bırakır mı orda da? Düşer mi ayın kan gölüne aksi Güpegündüz düşer mi Pazar yerine demokrasi? Zenginlik insanları korkudan uykusuz bırakır Kuşlar gökyüzünü terk eder mi orda da? Babamla mırıldandığım son dua dilimde Ayaklarımın hastanede Ve giymeye kıyamadığım pabuçlar Kaldı elimde. Çocukların var mı Mr. Franks? Al, oğluna ***ür onları Bari işe yarasın Kim bilir belki baktıkça Bazen beni hatırlasın. Bu nasıl demokrasi Mr. Franks? Düştüğü yeri yaktı Merhamet hür Dünyaya Bu kadar mı IRAK ' tı? IRAK savaşında babası ve annesi ölen ve ayakları kopan bir çocuğun IRAK savaşını yöneten Tommy FRANKS'a yazdığı şiir. |
![]() |
![]() |
![]() |
#182 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: KoCaELi
Yaş: 40
Mesajlar: 34,356
Teşekkür Etme: 21 Thanked 162 Times in 97 Posts
Üye No: 23848
İtibar Gücü: 8786
Rep Puanı : 54700
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Bedenin yükünü ayaklar taşır, ruhun yükünü yürekler..
Bütün ağırlığınızı ve yorgunluğunuzu kaldıran ayaklarınız için rahatlığı ve şıklığı bir arada barındıran ayakkabıyı seçersiniz. İçinizin acılarını, sıkıntılarını, kırgınlıklarını ve hayallerini yüklenen yüreğiniz için de huzur verici ve "güzel" bir aşk ararsınız. Zaten aşklar da ayakkabılar gibidir... Bazıları çamur yağmur, toz toprak kar buz gibi her türlü "kötü hava" koşullarına dayanıklıdır. Bazıları ise ummadığınız kadar kısa zamanda çabucak yamrulur ilk yağmurlu havada "altı açılır" veya güzel havalarda bile "iki günde bozulup" gider. Aşkları da ayakkabılar kadar "itinayla" seçmezseniz, tıpkı ayağınızda olduğu gibi yüreğinizde NASIR oluşabilir. Dar gelen bir ayakkabıyı sadece tarzını beğendiğiniz için "zamanla açılır" diyen satıcıya inanarak alırsanız, zaman içinde ayak kemiklerinizde "deformasyon" başlar. Ruhunuzu daraltan bir aşk içinde yalnızca fiziksel beğeniye Kapılıp "zamanla düzelir"diyenlere kanarsanız, yine zamanla içinizdeki olumlu duyguların "çarpıldığını" görebilirsiniz. Aşık olabileceğiniz insan türü, tıpkı ayakkabılar kadar değişik stillerde, farklı kalitelerde ve sayısız "renktedir".... Aşkı bir çeşit serüven olarak "spor" gibi yaşayanlar, aynen "spor ayakkabı" gibi dikkat çekici ve rahat kişileri bulurlar. Tersine aşkta tutucu ve istikrarlı olmayı benimseyenler "klasik ayakkabı" gibi muhafazakar çizgiler taşıyanlara tutulurlar. Dekolte ayakkabılar gibi sadece cinsellik ve eğlence zevkleriyle ateşlenen aşklar vardır. Bez"ayakkabılar gibi kısa omurlu "tatil aşkları" ise hemen herkesin kişisel tarihinde mevcuttur. "Marka"ayakkabı alır gibi, sevgilinin kariyerine ve maddi durumuna "tutulan" aşıklar görürsünüz. Katı plastikten "yağmur çizmesi" edinir gibi mantık süzgecinden geçirip "işe yarar" biçimde yaşamak isteyenleri de bilirsiniz. Ayrıca ne tuhaf ki, psikolojik testlerde "zaafı" olup evine sayısız çeşitte ayakkabılar yığan insanların aynı zamanda "değişik" türde aşklara da zaafı olduğu söylenir. Evet, aşk "ayakkabıdır" Aynen ayakkabınıza bakım yapmayıp "hor" kullandığınız zaman kolayca eskittiğiniz gibi, aşkınıza da dikkatli davranmayıp özen göstermediğiniz zaman kısa surede "eskitirsiniz". Ve nasıl ki "delik" bir ayakkabıyı tamir ettirdiğinizde Yalnızca "bir miktar" ömrünü uzatmış olursanız; "delik" bir aşkı onarmaya kalkıştığınızda da "asla eskisi gibi olmayacaktır"! CAN YÜCEL |
![]() |
![]() |
![]() |
#183 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: KoCaELi
Yaş: 40
Mesajlar: 34,356
Teşekkür Etme: 21 Thanked 162 Times in 97 Posts
Üye No: 23848
İtibar Gücü: 8786
Rep Puanı : 54700
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() canım ankaram...
Eskiden dolmuşlar muavinler vardı Medeniyet geldi mazide kaldı Avrupa birliği kapıyı çaldı Aman dostlar ANKARA ne harika Ulusta Hisarı Kalesi ne hoş Anafartalardan adliyeye koş Atpazarı bakırcılar carşısı Aman dostlar ANKARA ne harika Hacıbayrama git yarı hacı ol Ahrete gideni bu camide gör Ölüm aklında mı bir kendine sor Aman dostlar ANKARA ne harika Gençlik parkı genç kalanlar gezmiyor Hergele meydanı neler gizliyor Ulus ta ATATÜRK bizi izliyor Aman dostlar ANKARA ne harika Dışkapı sırayla pavyonlar barlar Yıba çarşısında kaybolan canlar Meşhur benderesi ne sırlar saklar Aman dostlar ANKARA ne harika Dışkapıda Gülhanesi Gatası Etlik kavşağında S.S.K hastanesi Nerde yıkılmışmı halk pastanesi Aman dostlar ANKARA ne harika Etlik ayvalıdan çıkarsın yola Keçiören şelalede verirsin mola Aydınlıkevlerde Altınpark rüya Aman dostlar ANKARA ne harika Altındağı gelin gibi süzülür Ankaranın her yöresi gezilir Ankarayı görmeyen dostlar üzülür Aman dostlar ANKARA ne harika Aydınlık siteler 60 evleri Saime kadında Şehitliği görmeli Çinçin bağlarında mezarlığı gezmeli Aman dostlar ANKARA ne harika Mamak Muhabere nöbette bekler Mamak yokuşunda motorun tekler Türk Askeri heran yasak bölge der Aman dostlar ANKARA ne harika Akdere deyince şaşırıp kalma İmrohol yolunda aşıklar turna Cebeci dört yolda tarih sorgula Aman dostlar ANKARA ne harika Demetevler karşıyaka mezarlık Ankara'ya göktaşından nazarlık Hayat ile etmeyin ha pazarlık Aman dostlar ANKARA ne harika Yenimahalle Demet Çiftlik kavşagı Hayvanat bahcesi ANKARA çayı Batıkent ostimi Sincan fatihi Aman dostlar ANKARA ne harika ATATÜRK ormana kurmuş çitfliği Orada avlarmış yaban kekliği Hele birde verir isen tekliği Aman dostlar ANKARA ne harika Etimesgut aşti of aklım şaştı Emekten Bahçeli ANIT kabiri ATATÜRK'ü her fırsatta görmeli Aman dostlar ANKARA ne harika Akköprüsü Optimomu Armada Beş boyutlu sinemalar orada Fatihtedir harikalar diyarı Aman dostlar ANKARA ne harika Devletin sahipsiz insanlarından Hava kuvvetleri Genel Kurmayı Meclisin önünde soluk almayı Aman dostlar ANKARA ne harika Kızılaya indim şaşırdım kaldım Şapkamı kafamdan düşürdüm kaldım Kotlu,mini etekli kızlara daldım Aman dostlar ANKARA ne harika Sıhıyeye indim sekerek gittim Zafer carşısını ziyaret ettim Kültür,Sanat,Kitap,Kaset zebildi Aman dostlar ANKARA ne harika Gima'nın önünde randevu bana Sakarya başını sallatır sana Barlarda ozanlar dinletir bana Aman allah ANKARA ne harika Gimayı sollayıp Karanfile gir Her adım başında seyyarları gör Bilmesen adresi büfelere sor Aman dostlar ANKARA ne harika Konur sokak koçlar gibi bekliyor Bütün gençlik orda horan tepiyor Canlı müzik ruha neşe katıyor Aman dostlar ANKARA ne harika Harika camiyi görmek istersen Ruhuna cenneti sermek istersen Kocatepeye de hele bir gel sen Aman dostlar ANKARA ne harika Tunalının kibarlığı hoşluğu İçinizde dolduruyor boşluğu Dinlenmek için Kuğulu parkın hoşluğu Aman dostlar ANKARA ne harika Çankaya yıldızda uydu siteler Botanik bahcesi sizleri bekler Ataküleye çık Ankaraya bak Aman dostlar ANKARA ne harika Döner'im Dönüp de şaşırdım kaldım Ankaranın güzelliğine daldım Kendimi ankaranın bağrına saldım Aman dostlar ANKARA ne harika DÖNER ÖZEKE |
![]() |
![]() |
![]() |
#184 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: KoCaELi
Yaş: 40
Mesajlar: 34,356
Teşekkür Etme: 21 Thanked 162 Times in 97 Posts
Üye No: 23848
İtibar Gücü: 8786
Rep Puanı : 54700
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() derinliklerde kaybolan
Taşların yosun tuttuğu kıyılarda, Ayaklarının kaymasına aldırmadan, Serin suların güzelliğini hissetmek. Yüreğinin çıkmazlarına karşın Denizin çağıran sesini hissedebilmek. Bedenin su ile buluşması, Tuzlu suya karışan gözyaşları. Ve yaşamı anlaşılmaz, Suların gel-gitleri gibi Kum taneleri kadar çok Her kulacında arkanda bıraktığın Turkuaz derinliklerde kaybolan Elinde tutamadığın mutlulukların… |
![]() |
![]() |
![]() |
#185 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: KoCaELi
Yaş: 40
Mesajlar: 34,356
Teşekkür Etme: 21 Thanked 162 Times in 97 Posts
Üye No: 23848
İtibar Gücü: 8786
Rep Puanı : 54700
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() ılık hayat suyu...
Ekmek taşıyordu Küfe dolusu ümitler Akbaba yokuşunun malta taşlarında Titreyen dizlerin sırtında Koşuyordu ağır ağır Anadoludaki sevdalara Antik bir efsane Dünya omuzlarında Meydan okuyor çağlara Ne ibibik kuşları umurunda Ne de ömrü baharında Mevsim artık hazan Kuşlar göçüyor Yapraklar düşüyor Ve adam yürüyor Akbaba yokuşunda Sırtında küfesi Yüreğinde hasret acısı Ekmek taşıyordu sırtında Ümitler domurdu alnında Ve damla damla düştü ümitler Akbaba yokuşunun malta taşlarına Her adımda bir damla Bel bükük, Baş eğik, Ama gözler ufukta Güneydoğununun bir mezrasında yürek Dokuz çocuk İki kadın Biri ana Biri kuma Biri katık bekler yoldan Biri oğul verme derdinde Bütün yük mecalsiz dizlerde Hain korku pusuda Her köşebaşında Ekmek taşıyordu sırtında Her adımda bir lokma Her adımda bir damla Her adımda daha yakında Köşebaşında bekleyen hain korku Bir adım Bir damla Bir lokma Ve bir kurşun Akbabalara bayram Mezradaki yüreklere hazan Dikildi karşısına adamın Köşebaşındaki hain korku Ne zaman Nerede Nasıllar bitti İşte böyle Akbaba yokuşunda Ansızın İki çift titreyen el Bir kaç soğuk mermi Ve soğuk taşlara dökülen Ilık can suyu... Ilık, damla damla ümitler Ve ekmekler Akbaba yokuşunun malta taşlarında Acılar İki kadın ve dokuz çocuk da Ağıtlar Harran’ın semalarında... Selahattin ERDOĞAN |
![]() |
![]() |
![]() |
#186 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: KoCaELi
Yaş: 40
Mesajlar: 34,356
Teşekkür Etme: 21 Thanked 162 Times in 97 Posts
Üye No: 23848
İtibar Gücü: 8786
Rep Puanı : 54700
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Kız Çocuğu....
Kara gözlü kız çocuğu Gözlerinde sevdalar gezer Öyle güzelki gözlerin Bakınca gözlerime Ne Şirin’i beğenirim ne de Leyla’yı Öyle dalgın ki bakmaların Hapseder gönülleri İki kirpiğin arasına Hele saçların, Siyah desem, karalar kıskanır, Irmak desem, Nehirler, boynun büker Hatta hepsi sözleşip bana küser Ellerimi uzatıp yunasım gelir bazı bazı Kıyamam, cayarım Sanki o simsiyah saçların En berrak sular gibi akar durur omuzlarından Güler yüzlü kız çocuğu Yüzün öyle güleç ki, Gözyaşlarım utanıyor senden Ya senin gözyaşların, Kimbilir, o yanaklardan süzülürken Ne acılar çekiyorlardır. Belki de ağlıyordur gözyaşların da Sen farkında bile değilsindir Çünkü sen, Sen oynamakla meşgulsün, Kimbilir, hangi maske var yine yüzünde Kaşların; Kara kaşlı kız çocuğu Kaşların yay deseler de türküler İnanmam ben, Olsa olsa ayın hilale dönmüş halidir Kanmasın kimsecikler o kara rengine Karalar bağlamış hilaldir kaşların Bilmezler, anlamazlar Kara bahtına karalar bağladığını Dili güzeli söyleyen Güzele güzel diyebilen kız çocuğu Anladım ki; Dilinin diyemedikleri var, Merakta bırakma gayrı beni Bırak da dilinin diyemediklerini Gözlerin desin bana... Elleri gül kokulu kız çocuğu Dokunsa, Solmuş güllere can veren Ellerin, sanki tanrının gülleri Elime dokunsan ellerinle Zelzele olur bedenimde Yüzüme dokunsan deprem Hem de dokuz bilmem kaç şiddetinde Günahkar sevdalar ölür yüreğimde... Bacakların kız çocuğu bacakların Güzel mi çirkin mi ben bilmem Bilenlere de aldırış etmem Ben bilirim ki, bacakların İlk çağlardan günümüze kadar ayakta durabilen Yıkılmayan, Yamulmayan, Antik sütunlar kadar güçlüdür bacakların Taşıdıkları gövdenin sırtında Tarih boyu yaşanmış Tüm ayrılıkların yükünü taşır bacakların Tüm veda cümlelerinin, Tüm ‘hoşçakal’ların, Tüm el sallamaların gidenin ardından Katlanılmaz acılarını taşır bacakların Bak ıssız bir sokaktayız, Belki de çıkmaz bir sokak Yolumuzu kaybettik sanma Bilerek getirdim seni bu sokağa Gel oturalım şu ıslak kaldırıma Bi tarafımız ıslansa ne yazar Yüreğimiz ıslak değil mi bizim Hem çıkar artık şu yüzündeki maskeyi Bilirsin, bilirim ben Sendeki seni, Ne sen oyna, ne de ben Antrakt oldu, perdeler kapandı Uzat şu bacaklarını, Sırtındaki yükü de yıkıver şu kirli kaldırıma Değiştiriver artık omuzlarından akan ırmağın yolunu Bak hem nazlı boynunda yorulmuştur, Omzuma daya biraz... Gelincikleri utandıran kız çocuğu Bak hava da bulutlandı Yağmur çiseliyor Islanacağız, belki üşüyeceğiz de biraz Ama olsun Biz de yağmuru ıslatırız, Islatırız değil mi kız çocuğu!?... Selahattin Erdoğan |
![]() |
![]() |
![]() |
#187 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: KoCaELi
Yaş: 40
Mesajlar: 34,356
Teşekkür Etme: 21 Thanked 162 Times in 97 Posts
Üye No: 23848
İtibar Gücü: 8786
Rep Puanı : 54700
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Bir şairin yüreğindeyim
Sıradan bir akşam,yine geceye yaklaşan,ılık bir yaz yağmuru ile birlikte gecemi farklılaştırmaya çalışıyor.Bir çılgınlık yapmak istiyorum.Biraz deniz,biraz hüzün kokan ıslak ağaçlar arasında dolaşıyorum.Açık bir pencere görüyorum,mum ışığıyla aydınlatılmaya çalışılan bir oda.Açık pencereden içeri giriyorum.Sandal ağacı tütsüsünden çıkan dumanın mum ışığıyla birlikte tatlı buğulara karıştığı bir oda burası,tahta heykellerle,kızıl derili maskeleriyle,çıplak kadın tablolarıyla süslenmiş bir mekan,büyüleniyorum galiba.Bu sırada yatakta birini görüyorum,uyanıyor,korkarak bana -Sende kimsin ? diyor. Aslında bende korkuyorum ama çabucak toparlanıp. -Şey…Ben senin yüreğine girmek isteyen biriyim diyorum. -Nasıl gireceksin yüreğime? -Çok kolay hiç canın acımayacak,gözlerini kapatacaksın,açtığında ben çoktan yüreğinde olacağım. -Pekala ama çabuk olmalısın uykum var ve yarın yorucu bir gün beni bekliyor. Şaşırıyorum.Daha önce bunu teklif ettiğim bir çok insan beni kapı dışarı etmişti.Her neyse usulca göğsünden yüreğine giriyorum,bu adamın.Gezmeye koyuluyorum bu farklı adamın garip yüreğini. Birkaç adım atıyorum,kafamı kaldırıyorum gökyüzünü görmek ümidiyle ama çatlamış sarı toprakları görüyorum.Yere baktığımda ise kızıllaşmaya yüz tutmuş gri bulutları… Bu adamın yüreğinin gökyüzünde kuş yok,yalnızca kelimeler görüyorum,uçuyormu,yürüyormu belli değil.Birden canımın acıdığını hissediyorum.Meğerse sevgi kelimesi,umut kelimesiyle oynarken dengesini kaybetmiş ve kafama çarpmış.Biraz sinirleniyorum. -Ey yaratıcı ne biçim yer burası.Ben normal bir insanın yüreğine girecektim,bu yürek kimin yüreği söylermisin? Birden yerdeki bulutlar arasından bir ses yükseliyor. -‘Burası bir şairin yüreği’ Ben öle heycanlanıyorum ki,çünkü daha önce hiçbir şairin yüreğine girmemiştim.Zorlada olsa bir aşığın,bir çocuğun yüreğine girebilmiştim ama bir şairin asla. Biraz korku,biraz sevinç,biraz soru işaretli bir ruh haliyle yoluma devam ediyorum. Karşıma kıpkırmızı deniz çıkıyor.yüreğin sahibine soruyorum: -Bu deniz neden kızıl? Uykudan uyanmanın verdiği asabiyet dolu bir ses duyuyorum dışardan. -Sevdalı birinin yüreği düştü ondandır,şimdi sus yada sessiz konuş! -İyi canım sanada bir şey sorulmuyor Yürüyorum bir güneş görüyorum,ağlıyor,sonra tutuşan bulutlara rastlıyorum.Tıpkı zaman gibi rüzgarlarda donmuş burada.İlk defa burada şahit oluyorum yıldızların geceye küstüğüne. -Off ayağım acıyor bir dikene bastım galiba? Hayır yanılmışım.Bir yürek bu,hemde buz tutmuş.soruyorum şaire: -Bu kimin? -Benim aşık olan yüreğim.diyor Hayret bir şey ya!Şairlerin kaç yüreği olurki?Yürek içinde yürek öylemi?Ayrıca aşık olunca yürek yanmazmı?Açmaya çalışıyorum yüreği,buzdn güller görüyorum,ayaz vurmuş zavallılara,ıslanmış düşler görüyorum yağmurlara ait.Hemen kapatıyorum yüreği,aldığım yere geri koyuyorum.Karşıma şimdide dev bir ayna çıkıyor. Bu aynada kimler yok ki.Şair,ben ve alemdeki herkes.İlk defa bu kadar büyük bir aynanın karşısında olmanın şaşkınlığını atamıyorum üzerimden.Aynadaki her yüzün arkasında bir gizli yüz daha görüyorum.Şu şairin yüreği ne kadarda geniş.Ama eminim ki yinede yalnızlık çekiyordur tıpkı benim milyonlarca insan arasında yalnız olmam gibi.Bu sırada dışardan bir ses işitiyorum: -Hey! Orda ki daha ne kadar kalacaksın yüreğimde,kelime kuşlarım senden rahatsız oluyorlar. -Ama ben buraya yeni geldim -Yenimi? Tam almış gündür yüreğimdesin ve yeni geldim diyorsun -Altmış günmü? -Elbette ya! Burada zaman donmuştu. -Bak seni rahatsız etmek istememiştim.Zaten buradan sıkıldım,yalnızlık çekiyorum,hiç benim gibi birileri yok,söylermisin sen nasıl dayanıyorsun böyle yalnız bir yüreğe? -Bu bir sırdır,ben doğarken yaratıcı öyle istemiş. Anlıyorum.Ama her şeye rağmen çok güzel yüreği var şu şairin,kırılmış kanadına rağmen uçmaya çalışıyor sevgi kuşu. Artık çıkmam gerekiyor bu yürekten.İlk önce ayaklarımı çıkarıyorum dışarıya sonra tamamiyle çıkıyorum.Hangisi gerçek alem acaba? Farklı bir dünyadan farklı bir dünyaya yolculuk yaptım ama hala ben bendim.Bunları söylerken şair hafif bulutlanmış gözlerle bana bakıyor. -Neden yüreğimden çıkacağını söylemedin,tamda alışmıştım sana. -Buna sevindim,ama gitmem gerek,okunmayı bekleyen kitaplarım ve yatmadan iyi ******* dilediğim insanlarım var. -Pekala ben yalnızlığa alıştım nasılsa.Yüreğimi ziyaret ettiğin için teşekkürler.Yüreğimin kapısı sana her zaman açık. Bunları söyledikten sonra bana sırtını dönmüştü,aynaya bakıyordu.Onu teselli etmek istiyordum. -Üzülme,söz birgün yine gelirim.Ama bu sefer aynanın arkasındaki dünyaya yolculuk yaparız.Gözlerinden akıttığın mürekkeple,yüreğinin kalemiyle,bembeyaz ruhlarımızın üzerine sevgiye ve umuda dair şiirler yaz. HOŞÇA KAL! |
![]() |
![]() |
![]() |
#188 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: KoCaELi
Yaş: 40
Mesajlar: 34,356
Teşekkür Etme: 21 Thanked 162 Times in 97 Posts
Üye No: 23848
İtibar Gücü: 8786
Rep Puanı : 54700
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Havada nemli ve tuzlu bir serinlik
Karanfil yağları damacanayla Gül yağları, bergamut, lavanta Akşam güneşine bulandı Limanda boydan boya Ne dedilerse yaptım bavullar hazır Geçmişi sığdırdım içine Ağır değilmiş o kadar Geçiştirmişiz zamanı Ateş ve su ve güzelim deniz Buluşmuşlar arasıra Her yerden akıyor gün Suyun üstünde esintiler Bir yolculuk vaktidir şimdi Köklerinden koparak yolculuk Yerinde sayarak yolculuk Rüzgarlara karışıyor kalbim Yamaçların, yarların en ucunda Kızıl kuşlar gibi titreyerek Ey benim güzel aşkım Sen hiç kış görmedin ki Poyraz nedir, kar, tipi bilmezsin Yalnızlık bile Ağzının kenarında Açıveren çiçekti Bütün gece limanlarda Beni alacak tekneyi aradım Yabancı yıldızların altında Bir göktaşı gibiydim Işığım gitgide eksildi Unutmazsın beni bilirim Pencerene yine Beyaz bir gül bıraktım |
![]() |
![]() |
![]() |
#189 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: KoCaELi
Yaş: 40
Mesajlar: 34,356
Teşekkür Etme: 21 Thanked 162 Times in 97 Posts
Üye No: 23848
İtibar Gücü: 8786
Rep Puanı : 54700
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Yazılmış tüm sözlerin şiirlerin hikayelerin ötesinden
Sana haykırmak istediklerim vardı. Senin asla bilemediğin hayata yenik düşmüş, çok isterdim sana her seferinde anlatmayı. Ama öyle dolambaçlı yolların ardında saklı kalmıştı ki sevdan. Ne sözlerim yetişti ömrüne, Ne kelimelerim varabildi gönlüne. Bütün bu yaşanmış yalanların ardından İçerimde ağlayan, Bedenimde kanayan, Özümde azap çeken bir sen hala var. Her nerede ne halt ediyorsan bil “ Gitmekle bitmiyor sevda ” |
![]() |
![]() |
![]() |
#190 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: KoCaELi
Yaş: 40
Mesajlar: 34,356
Teşekkür Etme: 21 Thanked 162 Times in 97 Posts
Üye No: 23848
İtibar Gücü: 8786
Rep Puanı : 54700
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Paranoyak düşler peşimde
Ansız düşmeler yükseklerden Geciken bir ceza ellerimde hayat Ecel, yokluğunla kaybedilen mükafat... Dönüşsüz bir yanlış, yalnızlık Hesabı sorulmamış, verilmemiş Şifresi kırık, yitik benliklerin Çözümsüz Çıkışsız Kaçışsız.. Pusatsızım yaşama karşı Dualarım kan revan Her haykırışım kabuk bağlamış birer yara Yine de ruhsatım yok isyana.. Beni sorgulayan bir ses duyuyorum şöyle: Takip edilmediğine emin misin? Söyle! Biliyor musun ki kim nekadar paranoyak? Ayak sesi gelmiyor takipçin yalın ayak.. |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|