![]() |
![]() |
#11 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57916
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() -Baharla Gelsen…
Bir dağ inşa etmeye koyulduk Gözlerinden ruhsat alarak Tam da şehrin bittiği yerde Tan vaktinde tarifsiz bir sevinç Yeni bir ufku olacak seherin Ama gönlüne bıraksak Güneş hiç doğmayacak Gözlerinde zifiri karanlığın O küstah egemenliği… Dudaklarına hiç bilmediğim bir dilin Bakir İtiraz sözcükleri sinmiş Gözlerinden ruhsat alarak Tam da şehrin bittiği yerde İnşa etmeye koyulduğumuz Mor sümbüllü dağa Bir de kokunu versen Baharla gelsen… Böyle tatlı telaşlara alışık değiliz Uğramaz semtimize şiddetli fırtınalar Bir de kurtulsak boynumuza asılı dağlardan Anlarız ki uzatmış pembe dudaklarını Yumuşak huylu ilkbahar
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#12 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57916
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() -Barıştık Karanlıklarla Bu Sefer
sarhoş girdik meyhaneye sakiye de küsüz, kadehe de döner durur başımız sebep aman aman barışmalar arzu eder sevgili karışır birden bire meydan 'devran yine o devran ' bir tazelik gelir cana heyecan üstüne heyecan duman dağılmak üzre mahcup bir şekilde el uğuşturmada zaman kavgalar başlamadan daha daha kanlar dökülmeden ayak yollarına çekip gitsek mi diye geçer aklımızdan da kaş çatışlar düşer gönül aynamıza şu ayaz geceden ürkermiydim hiç bir yudum mahmurluk giyindirseydi kendi elleriyle sevgili ve soyundursaydı cümle mahmurluklardan şafaklar semtimize uğramadan perdeler kıpırdıyor nihayet bir nefes ötede seher zifiri karanlıklarla can düşmanı değiliz bu sefer
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#13 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57916
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() -Bayram Ederler Kim İle Şimdi?
Mübarek kurban bayramında, sms, mektup, e-mail göndererek bayramlaşma yerine, fırsatım olsaydı da gönül dostlarıma güzel güzel tatlılar, şekerler, çikolatalar ikram edebilseydim; onlara bayramlıklar, hediyeler alabilseydim… Ama ne mümkün... Dünya iletişim ve ulaşım alanında küçüldükçe küçülüp 'küresel bir köy' haline dönüştüğü ölçüde, gönül yadlıklarının ve ruh uzaklıklarının da kavileşmesine sahne oluyor. Mesafeler kısalıyor, ayrılıklar derinleşiyor. Dostunuzun, sevgilinizin ruhunuza gıda veren tatlı sesleri aha bir tuş mesafesi ötenizde… Lakin hasretiyle kavrulduğunuz mütebessim yüzlerle aranızda kilometrelerce mesafe var. Artık yalnızlıklar dağ başı yalnızlığı değil. İnsanlık zorunlu bir 'halvet der encümen' halini yaşıyor. Halk içinde yalnızlık... Büyük kent kimsesizliği... Milyonların içinde tecrit hali, şehir denen medeni koğuşların tam göbeğinde hücre mahpusluğu... Üstelik bu zahiri garipliği bir ruhi vuslata çevirebilecek 'hak ile olma' keyfiyeti de mevcut değil. Bayramlar çare olabilirdi buna, hakkıyla yaşanılabilseydi. Böyle haklı dertlenmelerle zaman zaman gönlümüz meyus olsa da,'Ah eski bayramlar' nidasıyla dizlerimizi boş yere dövmeyelim. Ne kadar eskiye gitsek, eskinin adamının da aynı veya benzer sözlerle kendinden önceki zamanları özlediğine tanık oluyoruz. 'Eskiden böyle miydi dünyanın hali' feryatları, binlerce yıl evvelinin tabletlerine kargacık burgacık yazılarla nakşedilmemiş midir? O yüzden büyüklerimizin geçmişi kutsayan iyi niyetli ahlanmalarını, göçüp giden gençliklerine duydukları haklı ve masum özlem olarak görmeli biraz. Elbette vardı eski zamanların da, bayramların da bu gün kaybettiğimiz insani faziletleri... Ahlaki ve kültürel yozlaşmanın alıp götürdüğü nice değerlerimiz gibi, zamanın aşındırdığı nice güzel bayram hasletlerimiz de mevcut. Bir yandan da düşünüyorum. Bindir acıyla, hüzünle yoğrulmuş tarihimizi. Harple, darpla geçmiş yüz yılları. Yenilgilerin, işgallerin, mezalimlerin hırpaladığı toplumumuzu. Mesela 17.18.19.yüzyılların çileli Erzurum’unu... Yedi cepheye kurban niyetine gönderilen genç Dadaşları... Onların yuvalarından, ailelilerinin kendilerinden uzak geçirdiği gamlı bayramları... Ve o fukaralık yıllarının ' kurban alamamak üzüntüsüyle ','hacca gidememek hüznüyle' dizlerini döven samimi müminlerinin hayali, çağlar ötesinden mıh gibi saplanıyor zaman zaman yüreğime. Allah'a yüz binlerce şükürler olsun. Müstakil vatanımızda harpten darptan uzak... Başı dik yaşıyoruz. Birde şu iç sıkıntılar, hıyanetler olmasa... Yavrularımız kendi vatanımızın dağlarında, yollarında kahpe kurşunlarla şehit edilmeseler... Bayram o bayram olacak. Şükür dedim de... İnsaf ve vicdan ile bir düşünsek. Ne kadar şükretsek gerçekten az vallahi. Sorunlarımız, sıkıntılarımız, geçim darlıklarını yok sasıyor değilim. Bu memlekette fakir fukara kalmadı da demiyorum. İşsizimiz de çok, aşsızımız da... Ama birde madalyonun diğer tarafı yok mu yani... Bakın her mahallemizde en az üç beş evden, her apartmanın bir iki dairesinden hacca gidebilen hemşerilerimiz var. Zorluklarla da olsa, hemen hemen her kapıda bir kurban kesiliyor. Her gelininin kapısına, sarı sarı altınlarla süslü koçlar çekiliyor. Çoğu evin kapısından buram buram kurban kavurması kokuları ulaşıyor burunlarımıza... Her aile çoluk çocuğuna iyi kötü bayramlık alabilecek durumda. Üstelik birçok yavrumuz yeni elbise giyinmek, bir tike et yiyebilmek için bayram gelsin diye beklemiyor artık. Sanıyorum ki, kadim İmparatorluğumuzun haşmetli zamanları hariç, tarihimizin büyük bölümünü kapsayan bir araştırma yapılacak olsa... Hane başına kesilen kurban, kişi başına verilen zekât, ev başına hac yapabilen şahıs sayısında bu gün daha iyi bir durumdayız. İslam’ın toplumsal ve breysel olarak daha iyi yaşanıp yaşanmaması ayrı bir bahis. Amma, kişi isterse eğer bu vecibeleri daha kolaylıkla yerine getirebilecek ortama kavuşmuş durumda, şükür... Yani ben kendi hesabıma, ' ah nerede o eski bayramlar' diye dövünmüyorum, aksine bu günün bayramlarıyla birçok açıdan övünüyorum. Siz bakmayın, kapısını bacasını kilitleyip sahillere koşanların günden güne çoğalmasına... Bakın bu fakir gibi nice can, sılayı rahm için, zemheri, kar kış demeden baba ocağına, ana kucağına koşup durmada...'Derin Millet' kahır ekseriyetle dini, ahlaki, kültürel değerlerine öyle sıkı sıkıya sarılmış ki, yedi cihan bir araya gelse o aslanpençeleri gevşetemez, soysuzluğa ve milletsizliğe doğru düzülen kervanlara müşteri bulamaz, hiç endişelenmeyin... Asırlardan beri, dört gün süren kurban bayramının ilk günlerinde kurbanlar kesilir. Eti fakirlere dağıtılır... Ne güzel bir İslam âdetidir, inşallah kıyamete kadar böylece sürüp gitsin... Büyüklerin ziyaret edilmesi, el öpülmesi, harçlıkların alınması eskiden pek itibar edilen adetler idi... Bu güzellikler de inşallah milletimiz var oldukça yaşayacaktır. Yaşması için aile büyüklerinin çok özen göstermesi lazım, ama... Tabi Bayramların çocuklar için çok özel anlamları vardı eskiden, şimdide öyle değil mi? Ve eskiden onlara özgü eğlence yerleri bile tertip edilirmiş... Acaba diyorum, bizim Belediyelerimiz de, çok özel ve değişik Bayram şenlikleri düzenleyemezler mi? Bayram süresince açık mekânlar, çocuk tiyatroları... Dini, ahlaki ve milli terbiyelerin de ihmal edilmediği neşeli, keyifli eğlence programları... Çocukların da interaktif katılacakları organizasyonlar... Başkanlarımız düşünsünler bence bu noktayı... Bu kadar kuru laf ettik, sıkıldınız belli... Eğer kabul ederseniz, bayram baklavası niyetine hatırımda kalmış bir kaç güzel beyti, şiiri sunayım size de dimağınızı tatlandırayım… Bayram için ne çok şiirler kaleme almışlardır Divan şairleri, bilirsiniz. Bence en güzel bayram beyti, Cihan Padişahı Kanuni Sultan Süleyman (Muhibbi) 'ye aittir. Sadece o beyti yazıp bir başka şey söylemesek Kurban Bayramı için kâfi bir armağan olur... Kabedir kuyun nigara gelmişiz kurban için Dostum etmez misin uşşakı kurban vaktidir (Ey sevgili mahallen Kâbedir, kurban için gelmişiz: Dostum, âşıkları kesmez misin, kurban zamanıdır) Ve Mevlana şöyle buyuruyor: Korkunç bir kurban bayramı olan kıyamet günü, İnananlara bayram günüdür, öküzlere ölüm günü. Büyük Mutasavvıf ve Şair Avlarlı Lütfî Efendinin O muhteşem Bayram şiirini hepinizi birisiniz, ilk kıtasını alayım sadece. Mevla bizi affede Gör ne güzel ıyd olur Cürmü hatalar gide Bayram o bayram olu Nedim, Damat İbrahim Paşa’ya sunduğu Iydiyede şöyle diyor: “Iydin mübarek olsun eyâ âsaf-ı cihân Gelsin edeble pâyına bûs etsin âsümân Tutsun cihânı debdebe-i tabl-ı haşmetin Olsun felekte devlet-i câhın cihan cihan cihan” Ve yine Nedim’in Coşkulu Bayram anlatımı: Ve likin bu mübarek ıyd vakti eyleyip teşrif Stanbulun ferahla ıyd be ıyd oldu her yanı Binip sat iz zü naz ile semend-i şühreftara Güzeller at meydanında alır şimdi meydanı Hususa hazreti eyyub ile meydan-ı tophane Birer takrip ile elbette cezbeyler civanananı … İyd erişsin bais-i şevki cedid olsun da gör Seyr-i sadabad’ı sen bir kere ıyd olsun da gör Guşe guşe mihrler mehler bedid olsun da gör Seyr-i sadabad’ı sen bir kere ıyd olsun da gör 16. yy. yaşamış, Hayalî’nin bir bayram şiiri: “Iyd-ı kurban erdi halkı yine şadan eyledi Gonce-leb dilberleri gül gibi handan eyledi” Yahya Kemal’in, Süleymaniye’de Bayram Sabahı adlı nefis şiirinin başlangıç kısmını da hatırlayalım mı? “Artarak gönlümün aydınlığı her saniyede Bir mehâbetli sabah oldu Süleymâniye`de Kendi gök kubbemiz altında bu bayram saati, Dokuz asrında bütün halkı, bütün memleketi Yer yer aksettiriyor mavileşen manzaradan, Kalkıyor tozlu zaman perdesi her an aradan.” Bizden evvel göçüp gidenleri de, Âşık Veysel’in şu dörtlüğü ile analım hadi: “Ben giderim adım kalır Dostlar beni hatırlasın Düğün olur bayram gelir Dostlar beni hatırlasın” Necip Fazıl’ı da iki güzel mısraı ile analım: “Ölüm ölene bayram, bayrama sevinmek var; Oh ne güzel, bayramda tahta ata binmek var” Orhan Veli’nin “Rüya” adlı şiirinden… Annemi ölmüş gördüm rüyamda Ağlayarak uyanışım hatırlattı bana, Bir bayram sabahı Gökyüzüne kaçırdığım balonuma bakarak Ağlayışımı... Kul Himmet, Yüzyıllar öncesinden bakın nasıl gurbet üflüyor ruhumuza: Diyar-ı gurbette Cezayir'lerde Eller bayram etsin ben ah edeyim Ağ gerdan üstünde siyah tellerde Teller bayram etsin ben ah edeyim Abdurrahim Karakoç, “bayramlar hani “ sorusuyla, eski bayramlara özlem duyanlardan: Bayram demek takvimdeki yazı mı? Bayram hasret, bayram ağrı, sızı mı? Açıp yüreğimi, yumup gözümü Özüne girdiğim bayramlar hani? Türkülerimizde de, neşesiyle hüznüyle bayramı buluruz. “ Bayram kurbansız olmaz – Ben de sana kurban kız “ da deriz, “Bayram gelmiş neyime /Anam anam garibem/Kan dolmuş yüreğime / Anam anam garibem...” mısralarıyla da ayrılığımızı bayramla paylaşırız, bir nevi… Ve Büyük Hacı Bayram-ı Veli’nin Bayram şiiri, hakikaten bayram kadar güzel, bayram kadar muhteşem… Bayramım imdi bayramım imdi Bayram ederler yâr ile şimdi Hamd-ü senâlar hamd-ü senâlar Yâr ile bayram kıldı bu gönlüm Yar ile bayram kılan gönüllere selam olsun. Ve bu güzel bayram gününde, gönlümüze asılıp duran bir sual var ki, günde beş vakit cevabını aramamız lazım? Ya o… Pakistan’ın evsiz barksız çocukları… Ya o Irak’ın asrın en hoyrat zulüm ve istilası altında inleyen, bayram topu yerine düşman bombalarıyla sabahı karşılayan; aç, ilaçsız, hasta çocukları… Ya o Kerkük’te, Filistin’de, Türkistan’da, Afganistan’da Afrika’da... Boynunda esaret ve açlık zinciriyle dolaşan… Bayram ruhu ve neşesinden uzak… Milyonlarca çocuk… Ya elimizi uzatsak değecek mesafedeki, açlığını ölmüş tavuklarla gidermeye çalışıp, virüslerle saklambaç oynayan bizim yavrularımız…' O kimsesiz avare çocuklar,hele sizler hele sizler ' dediği şairin...O yetimler,öksüzler...Yuvalarda yurtlarda bir tutam şefkate muhtaç olanlar...Ve onlardanda beterleri, ana kucağının sıcaklığına doymadan, köprü altlarının soğuk yüzüne mahkum olanlar...Tinere,esrara,kapkaça kurbanv erdiklerimiz şu kurban bayramında... YA ONLAR, Bayram ederler KİM İLE şimdi?
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#14 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57916
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() -Bazen
olmazlar, olamazlar şaha kalkar oksijeni bol yaylalarda bile nefes alamayız bazen geliş yollarına mayınlar döşer felek gitmelere kutsal anlamlar yükleriz kalmak hayatın ta kendisidir oysa kalamayız bazen ayrılıklardan medet ummak niye niye kelepçeler vurmak vuslat kollarına mutluluk aha şuralarda bir yerde bulacağız azıcık arasak aramayız bazen gezinir dururuz sahillerde avare tenimiz bir yudum su özlemiyle kavruk ne deniz, ne okyanus susuzluğa çare... hafif serinlemelerdir denizle alışverişimiz ama derinlerde bir yerde hazine dalamayız bazen kulağına bin bir özenle söylediğimiz şu sevda sırrı var ya şu sevda sırrı gönlümüzü alevistan yapalı beri her gün yeşil manşetler atar gözlerimiz bilinmez diyarlarda arar dururuz bilineni aramaktan başka ne işimiz var ne gücümüz bulamayız bazen
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#15 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57916
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() -Belki de…
Görünmez kalemlerle alnıma yazdıkları Belki de senin sevdan, belki de Aynaya her bakışımda Gözlerini gözlerime alışım Bu yüzdendir, bu yüzden… belki de Karışık bir rüyanın orta yerinde Çatlak dudaklarımı yakan öpücük… Yeşil prangalara vuran gözlerimi … Nazlı emzirmelerle körkütük edip Saçlarıyla bağlayan ellerimi Sensin ey sevgili sensin belki de Belki de şafağın o kızıl rengi Feleğin kadehine döktüğün şarap… Yorgun başını göğsüne dayayıp Hıçkırıklarla ağlayan çocuğu Kandırıp susturmak için Her seher emzirdiğin zehir Şu gönül yarama şifa belki de Belki de ılık ve tatlı nefesinle Her sabah uyanmakta şehir İlkönce yüzüne uğrar ilkbahar Yağmur dersi alır bulutlar gözlerinden Ne zaman açmaya niyet etse bir gonca Minnacık dudaklarıyla öper ellerinden Belki de başımda dönüp dolaşan Tatlı belaların ta kendisisin Kem gözlere milsin belki de Belki de meleklerin dua sesisin Sevdam sonsuz bir susuzluk Dudaklarınla bentler vurmuşsun suya Bu yüzden şarapla dostluğum bu yüzden Bu yüzden ebedi sarhoşluğum, belki de Görünmez kalemlerle alnıma yazdıkları Belki de senin sevdan, belki de Aynaya her bakışımda Gözlerini Gözlerime alışım Bu yüzdendir, bu yüzden… belki de
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#16 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57916
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() -Bilmiyordu Ne Çok Susadığımı
Sadece dudaklarımı kıpırdatarak Sessiz bir şarkı söyledim peşinden bu gece Saldım gök kubbeye yüreğimin yiğit sesini Dolaştım sokakları gönlüme masallar anlatarak Rüyalarımı esir alan ısrarlı kederlerin Hiç birine yüz vermek istemezdim bu gece Ama neden ama neden bu kadar soğuktu ellerin Ama neden ısınamıyordum gönlünde Ve sonra yine ıssız ve sesiz Patikalardan geçerek doluverdi Gözlerimizden ruhumuza karanlık Perdeler erkenden çekilmiş Kapılar kilitlenmiş çabucak Sığınmış duvarların ardına Bütün insanlık Bu gece rüyalar çok karışıktı Saçlarını döşek döşek sermiştin İşareti bana,işmarı bana Gözlerini başkasına vermiştin Bu gece rüyamda sana İmalı bir şeyler söyler gibiydim Kapında taht taç bırakmış Padişahlar gibiydim Hasretten çatlamış dudaklarım Taaa şafak sökünceye kadar sevgilim Gölgelerle sevişip durdular Çünkü dudakların derin bir uykudaydılar Omzunda bir başka baş Koynunda bir başka aşık Uykuya dalmada yavaş yavaş Ne bir tek ses, ne ışık Vakit geceden sehere döndüğünde Fark ettim ne kadar susadığımı Deryalar içinde yüzüyordu sevgili Bilmiyordu su aradığımı Bilmiyordu su aradığımı Bilmiyordu ne çok susadığımı
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#17 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57916
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() -Bilmiyorum
Gölgelerin özlemesi birbirini Alabildiğine aydınlık bir günde Bir minik bulut bile yokken Güneşin önünde… Hazin olan nedir bilir misin? Ufuk seyyahı gözlerim için… Yeşile hudutlar çizmiş mevsim Mavinin bir küçük hükmü yok Ve daha akşam bile değil Ve daha sehere çok var Şu yolcu niye susuz Tam da pınarın başında Kurumuş dudaklara hasret su Şişeler bulmak telaşında Hazin olan hasret değil hayır Ayrılık edepli bir konuk Umutlar kelepçelenmemiş Yarınlar mütebessim Ya niye bu yorgunluk?
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#18 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57916
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() -Bir Aşkın Anısına
sabah yeni olmuş ışık daha toy seher henüz çıkardığı gelinliğiyle örtmüş ufku taaa boydan boya ufkun arkasından nasıl da bakıyor hasretle kirpiklerini kırpıştırarak bir çift yeşil göz bahar çekip gitme hevesinde yola koyulmuş bile yorgun adımlarla derin ağlayışlar gizli rüzgarın sesinde ikindiye vardığında vakit aktini erken bozan baharda bir utanç devralmış daralan bir yürek ihanet nöbetini bin bir kurşun gizli feleğin gülümsemesinde akşam, hey gidi gamın ev sahibi hey bir kere koklatsaydı ya ellerini sevgili bir kere gamzeleriyle selam alsaydı ya hasretlere döşekler sermiş dudaklarımdan gece yeni gelmiş mehtap daha toy oooyyy kutsadığım karanlık oyyy toplayıver ufkun mübarek giysisini başımın üstüne koy
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#19 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57916
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() -Bir Helalleşme Öyküsü
Ağustos sıcakları bunaltıyordu… Göklerin uçsuz bucaksızlığında Sessizlik kanat takmış uçuyordu Bir ihtilaf vardı hayatla aramızda İşte tam da böyle bir anda Bir şafak vaktinde yani Bir olup eşkıyayla Hayatın yolunu kestik Sahipsiz ve efkârlı rüzgârlarla buluşup Estik ha estik Soyup soğana çevirmek vardı Ve bağlamak ellerini anasını satayım Ama yorgundu ellerimiz Ve tonlarca narkoza bedel bir seher mahmurluğu Üstelik önümüz ölüm sevdalısı sonbahardı Hayat kurtuldu elimizden Sökmedi sevdaya eşkıyalığımız Borçlu kaldık üstelik el âleme Yok, kimseden alacağımız Böyle olacağı belliydi ama Yola çıktığımız ilk anda taa Issız ve sesiz bir şafak vaktinde yani Aşkla helalleşmiştik…
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#20 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57916
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() -Bir Sevda Çıkmazı
rüzgârlar gemilerin istemediği yönden esiyor* güneş bazen doğudan doğmuyor sevgilim bazen yıldızların gözü kör alabildiğine ruhum karanlıklarda geziyor... gönlümün tutunuşu bu yüzden yeşil gözlerine her fırtına koptuğunda uçsuz bucaksız denizlerimde kürekleri onlar çekiyor o kadar uzağız ki sahile feri kesilmiş deniz fenerlerinin bir tarifsiz sevda yine iflahımı kesiyor ruhum karanlıklarda geziyor yıldızların gözü kör alabildiğine güneş bazen doğudan doğmuyor sevgilim rüzgârlar gemilerin istemediği yönden esiyor
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|