![]() |
![]() |
#11 |
Forum Aşığı
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2005
Mesajlar: 4,764
Teşekkür Etme: 111 Thanked 1,308 Times in 803 Posts
Üye No: 4863
İtibar Gücü: 3044
Rep Puanı : 65437
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet :
|
![]() Şiddet Sırasındaki Algılamaları
Bir seri katil canlı bir kurbana sahip olurken gösterdiği davranışlar bir otomatik pilotun davranışı gibidir. Daha önce kafasında kurduğu şeyleri şimdi oynuyordur. Bunun sebebi daha önce kişisel tatmin için kafasında kurmuş olduğu sayısız senaryolardır. Belli özelliklerde hareketler ve metodlar edinmiştir. Bu vahşet fantezileri arasından kendine en uygun olanı seçer. Kendini en çok tatmin eden yolu tercih eder. Bu seçimler katilin elindeki kurbanı elde ettikten sonra başlayan ve sonuna kadar süren bir süreci kapsar. Bir seri katil kafasında oluşturduğu en güzel vahşet örneklerini uygularken özel vurgulara yer veriyorsa, bu, onun kurbanını küçük düşüren, onu insanlıktan aşağılaştırdığını seyrederken elde ettiği zevk ve büyük manadan kaynaklanıyordur. Bu hareketleri metodik olarak uygular. Ona göre kurbanının umutsuzluk derecesinin yükselmesini seyretmekten daha zevkli bir şey yoktur. Seri katilin yaptığı şeye bir tek sebep, karşısındakinin umutsuzluk, dehşet ve küçük düşmüşlüğünü gözlerinden hissedilebilmesi olabilir. Şiddetin herhangi bir bölümünde kişisel tatmin ihtiyacı bir zorunluluktur. Bir kurbanı mağdur etmeye karar vermeden önce bir seri katil her zaman ani ve keskin bir psikolojik düşüş yaşar, ne hoş görüyle yaklaşılabilir ne de mantıklı bir ilişki kurar. Gün be gün kendisini gururlu özel eşsiz ve mükemmel gördüğü için kendince büyük zevkler elde eder. Aklının aniden kötü bir şeye başlayacak olmasına, kendince cevap vermesi imkansızdır. Özellikle beyninde kendini sıkıştıran bir düşünce, içinde kontrolsüz bir öfke oluşturur. Bu kaynayan öfke alev alır ve daha önceden kafasında kurduğu kötü hayalleri şiddet arzusunu tetikler aklındaki bu fantezileri ortaya koymakla bilir ki, düşük, toleranssız ve sıkıntılı, psikolojik seviyesini yukarılara çıkaracaktır. Bu davranış her şeyi düzeltecek, kendini iyi hissettirecektir. Hiçbir gölgeye yer kalmaksızın gerçekten kendinin birisi olduğunu ispatlayacaktır. İşte bu vahşetini sergileyen bir seri katilin motivasyonunu ve olayları algılayışını anlamamıza yardımcı olur. Seri katil sonunda eline savunmasız bir kurban geçtiğinde gösterdiği şiddet sadece şiddet olsun diye şiddet için değil, kendi hayatının anlamını yeniden kazanmak, kurbanının zalimce küçümsendiğini görmek amacını da taşır. Hayalindeki şiddetin uzun seyahati onun gerçekten birisi olduğunu kanıtlamış, bu düşünceyi güçlendirmiştir. Gücünü başkalarına göstermeye ihtiyaç duyar. Yakaladığı her kimse, ona gücünü gösterir. Seri katilin ters yüz olmuş mantığında, kurbanının değersiz olduğunu ispatlaması kendisinin önemini ve gücünü ispatlamasıdır. Seri katilin uygulamayı seçtiği özel metodlar ona göre iyi, doğru ve en uygun olanıdır. Çünkü hakimiyet hislerini kaybetmeme kabiliyetlerini, daha önceden akıllarında deneyerek test etmişlerdir. Uygulamaya geçtiğinde kurban değersiz bir maddeden başka bir şey değildir. Kişisel dramasını sergilemek için gerekli olan bir parça ettir. İşte bu şekilde gördüğü için, kurbanın mücadelesi, acısı, ağlamaları, ona, acıma yönünde hiçbir ilham vermez. Kurban değersiz bir objedir. Tamamen kişiliksizleşmiş, depersonalize olmuştur, bu yüzden merhamet gibi insani bir duyguya layık değildir. Empati yapmaktan çok seri katil, kurbanının çektiği zihinsel acılardan büyük bir zevk ve mutluluk duyar işte ona göre bu, tüm şiddet sürecinde olan şeydir. Kurbanının acizliği ona her şeyden çok zevk veren ölümsüzlük iksiridir. Her şey onun planladığı gibi gittiğine inanır, bunun görünür kanıtı, mükemmel ve tüm yaratılmışlardan kendini üstün görmesidir ki hep bunu düşlemiştir. Seri katilin kişisel tatmini, kurbanını fethetmesi, ona zulmetmesi, onu sindirip baskı altına alması ve onu tamamıyla öldürmesinde, yatmaktadır. Bu yüzden seri katilin gözünde kurbanı, kana kana su içtikten sonra plastik bardak gibi çöpe atılacak bir maddedir. Su bittiğinde susuzluk giderilmiş, bardak görevini ifa etmiştir. Sanki bardak hiç yokmuş gibi çöpe atılır gider. Kurban işe yaramayan, daha fazla ihtiyaç duyulmayan çöpe atılmış bir maddedir. Çünkü seri katil onu daha fazla kullanamayacak baskı altına alamayacaktır. Bir Seri Katilin Ruhsal Durumunun Analizi Tüm seri katillerin aynı şekilde düşündüklerini söylemek ne kadar yanlışsa, aralarında hiç benzerlik bulunmadığını iddia etmekte o kadar yanlış olur. Bu benzerlikler psikolojik profil çıkarmalarda büyük fayda sağlar. Şiddet sürecinin başlamasında, bazı dış etken veya etkenlerin olduğunu söylemeliyiz. Bu etkenler hayali veya gerçek hayattan kaynaklanabilir. Şekilde de görüldüğü gibi seri katilin 1. düşünce basamağı "karışık düşünme" dir. Bu pozisyonda seri katil pozitif psikolojik durumdadır. Yaptığı bir şeylerin üzerinde kafa yorma durumunda değildir. Çünkü sonuçlarını saklamış veya iç düşünceleri ile daha meşgul veya davranışlarının dış ödülleri ile ilgilenmektedir. Bir seri katil topluma bir çok değişik yüzüyle gözükebilir. Çoğu sosyopattır.3 Zekalarını karşısındakini savunmasız bırakmak, kendilerini de karışık düşünme halinde muhafaza etmek için kullanırlar. Hiç biri, en zeki olanı bile, sonsuza kadar karışık düşünme içinde kalamaz. Er yada geç gerçekler, pozisyonunu "düşme" durumuna getirecektir (2.aşama). Bir veya birden çok gerçek veya hayali olaylar seri katili ikinci aşama olan "düşme" aşamasına getirebilir. Mesela A,B,C, D ve E olayları var. Ve E olayı seri katili 1. aşamadan 2. aşamaya geçirdi. Diğer olayları da bu geçişte yardımcı rol oynamıştır diyebiliriz. E belki sonuçlandırıcı olay oldu fakat vahşi saldırgan için tüm olaylar önemli hale geldi. Uyarım kişiselde olabilir, olmayabilir de. Fakat reaksiyon her zaman kişiseldir. Katil olayların hepsini ruhsal durumunun (bilinçaltının) derinliklerinde saklayacaktır. Çünkü egosu çok büyüktür. Her zaman seri katilin bu aşamaya kendi vahşetiyne karşılık vererek geldiğini söyleyemeyiz. Bazen verdiği karşılık semboliktir. Mesela vahşi şiddet içeren pornografi, mastürbasyonla karşılanabilir, fakat bu sembolik karşılıklar kısa süreli ve geçicidir. Bu arada vahşi saldırgan, fiziki rahatlamayı bir gereklilik olarak görür ve kişisel şiddet döngüsü başlar. Psikolojik düşüş başladıktan sonra geri dönüş imkanı kalmaz. 3. Aşama "negatif iç (ruhsal) cevaptır". Bir seri katil tatminsizlik hisleriyle ilgilenmek zorundadır. Başlangıçta zihnen bu negatif gerçeklik mesajlarıyla mücadele eder. Zihninde kendini yerleştirdiği yer "Ben çok önemliyim, ve buna ihtiyacım yok" gibi bir şey olabilir. Zihninde yerleştirdiği bu düşünceyi geçerli kılmak için en iyi bildiği şey olan şiddeti gerçekleştirecektir. Şimdi zihni, 4. aşama olan "negatif dış cevap" a geçmeye hazırdır. Bu seri katilin kişisel üstünlüğünü doğrulayacağı, zorlayıcı ve gerekli bir etmen olmaya başlar. Bu sırada seri katil yapacağı hareketin sonuçlarının neler olabileceği konusunda hiçbir fikre sahip değildir. Üstünlüğünü doğrulamayı geçerli kılmaya başladığında, kontrollü davranmamaktadır. Zarar verebileceği kurbanlar seçer. Çünkü negatif gerçeklik mesajlarının ötesinde bir riski göze alamaz. Bir defa daha kurduğu zihinsel statüsüyle beşinci aşama olan "restorasyon"a geçer. Seri katil bu aşamada yaptığı işin sonuçlarının potansiyel tehlikelerini azaltmak, kurbanın cesedini kaybetmek için uygun yer ve yöntem aramaya başlar. Bu tür şeylerle (cesedin yok edilmesi, fark edilme riski vb.) 5. aşamaya gelene kadar uğraşmamıştır. Şimdi kişisel riskini en aza indirmek için birşeyler yapmalıdır. Kendi için gerekli olan şeyi yaptığında 1. aşamaya geri döner ‘karışık düşünme’ ve döngü tamamlanmış olur. Seri Cinayet Davasının Profili Hiçbir şiddet olayı fantezi olmadan gerçekleşemez. Fanteziye konu olan karakterler, kişiden kişiye ve seri katilden tipinden seri katil tipine değişiklik gösterir. Hayalci (visionary) seri katillerin fantezisinde Tanrıdan gelen bir ses veya cehennemden bir görüntü olabilir. Şehvet veya heyecan dürtülü, şehvet delisi (hedonistic) seri katiller yüzü olmayan bir kurbana odaklanabilirler. Fantezinin olması ve rolü profil çıkarma sürecini yönlendirebilir. Yukarıdaki şekilde anlatılan şiddet modeli döngüsünün 1. aşaması olan karışık düşünme bölümü seri cinayet davasına bakan bir kolluk kuvveti soruşturmacısına, seri katilin uygulama safhasında olmadığı gibi bir fikir verebilir. Eğer seri cinayet olabilecek cinayetler bir yerde kesiliyorsa, buna etki eden faktörün henüz bilinmeyen katilin hayatındaki olumlu bir gelişme olabilir. Belki evlenmiştir, bu yüzden fail evlilik kayıtları incelenerek, araştırılabilir. Katilin hayatında olan iyi şeyler onu karışık düşünme aşamasında geçici de olsa tutabilecektir. Hayatında onun algılamasını değiştirecek ona meydan okuyacak bir terslik veya bir pürüzle karşılaştığında yine "düşüş" aşamasına geçerek öldürmeye başlayabilir Olay Yeri Değerlendirmelerinde Temel Özellikler Olay yeri özellikleri ilk bölümde anlatılan seri katil tiplerinden düzenli nansosyal ve düzensiz asosyal seri katillerde benzerlik gösterebilir. Mesela hayalci (visionary) seri katili ele alalım. Bu tip seri katil düzensiz asosyal kişilik sergiler. Olay yeri, bu seri katilin kendi özelliklerini gösterir. Bir sürü fiziki delil, aşırı abartılı davranışların sonuçları, kurbana ait olan bir silahın olay yerinde bırakılması vb. kişilik özellikleriyle çok benzemektedir. Yalnız yaşar, muhtemelen olay yerine yakın yerde yaşar veya çalışır. Kurban fırsat kurbanıdır. Görevli (mission) seri katil daha çok düzenli nansosyal tipe benzemektedir. Bu seri katil bir kurban tipi seçer, ona yaklaşır, kurbanın silahını kullanarak cinayeti işler ve silah olay yerinde bulunamaz. Seri katil tipleriyle, FBI’in şiddet saldırganlarının özellikleri, özellikle suç işleme motivasyonunun birincil olarak cinsel tatmin olanlarda, benzediği görülmektedir ki bu da profil çıkarma uzmanlarına (profiler) teorik modelleri en iyi şekilde kullanma olanağı sağlamaktadır. Örneğin; hükmedici seri katillerin birincil motivasyonları kurbanlarını tamamıyla elde etmektedir. (her şeyiyle kurbana sahip olmaktır) Cinsel tatmin bir çok şeyden kaynaklanabilir. Hükmedici (power/control) seri katillerin tatmini ise kurbana tamamen hakim olmaktan kaynaklanır. Ted Bundy bu tip seri katillere mükemmel bir örnektir. Hükmedici (power/control) seri katiller diğer tipler gibi öldürme süreçlerinde 5 pencere bulundurur. Öldürme süreci başlarken ilk önce bir fantezi kurulmalıdır. Ceset ortadan kaldırılmadan işlenen cinayetle süreç tamamlanmış olmaz. Süreç cesedin ortadan kaldırılmasıyla son bulur. Mesela genellikle hayalci (visionary) görevli (mission) veya rahat merkezcil (comfort orianted) seri katiller cesedi olay mahallinden kaldırmazlar. Profil çıkarma (profiling) açısından bakıldığında, cesedin ortadan kaldırılması önceden planlamayı temsil eder. Olay yerinde ki fiziksel deliller soruşturmacı tarafından değerlendirilebilir. Bu cesedin atıldığı yerde hiçbir delil bulunmayacağı anlamına gelmez fakat cesedin olay yerinden atıldığı yere taşınması kendi başına saldırganın kişiliği hakkında bize değerli bilgiler verir. Sadece hayalci (visionary) seri katiller özel bir kurban çeşidiyle ilgilenmezler çünkü dışardan duydukları ses ve görüntülerden etkilenerek suç işlerler. Şehvet delisi (hedonistic), hükmedici (power/control) veya görevli (mission) seri katiller kurbanlarını özel olarak seçerler kurbanları psikolojik bir ihtiyaçlarını karşılar veya ölümleri katillerine maddi kazanımlar sağlar. Sadece, şehvet delisi (hedonistic) seri katillerin alt grubu olan menfaatçi/rahat merkezcil (comfort orianted) seri katiller aralarında bir yakınlık bağı olan kişileri kurban olarak seçerler, diğerleri genelde yabancıları seçer ve kurbanlarını şiddetin modası olan silahlarla öldürürler. Zehirler, haplar menfaatçi/rahat merkezcil (comfort orianted) seri katillerin cinayetlerinde kullandıkları silahlardır. Cinayet mahalli çoğunlukla cesedin bırakıldığı yerden farklılık gösterir. Hayalci (visionary), görevli (mission) ve menfaatçi/rahat merkezcil (comfort orianted) katiller genellikle cesedi, cinayetin olduğu yerden kaldırmazlar. Bu yüzden eğer, cinayet yeri ile cesedin yeri aynı yer ise, şüpheli kurbanı yakın yerde yaşayan, düzensiz asosyal kişilik özellikleri taşıyan birisi olabilir. Seçilen suç aleti, suç aletinin sahibi, ölüsevicilik delili, penisle veya başka bir aletler cinsel giriş olduğuna dair deliller ve diğer açığa çıkan deliller, soruşturmacıya soruşturmanın derinleştirilmesi konusunda alan daraltmaya yardımcı olur. Örnek; Fahişeler seri olarak öldürülüyor ve cinayetlerde ölüsevicilik’de oluyorsa katilin Tanrı adına bu istenmeyen yaratıklardan dünyayı temizlemeye çalıştığı düşünülebilir. Bir de olay yerinde fiziksel delillerle beraber karışıklık ve düzensizlik varsa bu ihtimal daha da kuvvetlenir. Eğer ölüsevicilik yoksa, bu seri katilin motivasyonu daha içsel bir sebepten kaynaklanıyor diyebiliriz ki bu da seri katil tipini görevli (mission) seri katile çevirir. Bir profil çıkarma uzmanı (profiler) saldırgan tipleriyle, olay yeri veya cesedin bulunduğu yerdeki fiziksel delilleri karşılaştırarak temel bazı bilgiler elde edebilir. Bilgisayarlar şu anda bu tip karşılaştırmaları yapmada çok fazla kullanılmıyorsa da yakın bir gelecekte bilgisayar kullanımı yaygınlaşacaktır. Ancak profil çıkarma uzmanının kişisel katkıları da hiçbir zaman göz ardı edilemez. Profil Çıkarmaya Yardımcı Öğeler Bu bölümde, cinayet mahalli ve cesedin bulunduğu yer hakkında toplanan bilgiler, seri katillerle yapılan mülakatlardan elde edilmiştir. İlginçtir ki seri katillerin bizlere verdikleri bilgilerle bizim bilgilerimiz birbirine uymuyordu. Bu katiller psikodinamik merkezliydiler. Fakat öldürme ve kurbanlarına yaptıkları işlerde son derece uzmanlaşmışlardı. Göz Bağlama Çoğu olayda göz bağlama ile karşı karşıya kalmaktayız. Göz bağlama yöntemi bir çok şekilde karşımıza çıkabilir. Maske takarak, çorapla yada bir parça bezle. Bu olayın en mantıklı nedenlerinden birisi, kimliğini kurbandan saklamaktır. Bir seri katilin ifadelerine göre göz bağlama işlemini tanınmamak için değil, kurbanı sindirmek ve kafasını karıştırmak için yaptığını söylemektedir. Bu işlemin başka nedenleri de olabilir mesela kurbanını kişiliksizleştirmek (depersonalize) onun insan olduğunu gözardı edebilmek gibi… Gözlerin bağlanması seri katilin fantezisini gerçekleştirmesine yardımcı olur. Aynı zamanda seri tecavüzcü olan bir seri katil şu açıklamada bulunmuştur. "Kadını soyduktan ve onu bağladıktan sonra fantezimin ilk bölümünü gerçekleştirmeye hazırdım. (Kadının oral seks yapmasını istiyordu) kadının yüzüne doğru yaklaştığımda, kadının faltaşı gibi açılmış gözlerinden büyük rahatsızlık duydum ve sinirlendim. Neden böyle hissettiğimi bilmiyordum tek bildiğim şey, yapacağım işe onun gözlerini bağlamadan devam edemeyeceğimdi" Ortak noktalara bakarak her göz bağı bulduğumuzda, kurbanla katil arasında ilk önce kişisel bir şeyler yaşanmıştır diyemeyiz. Bir seri katilin söylediği gibi "Kurbanlarımın gözünü bağlardım çünkü, yüzleri çığlık atıyordu." Yüze Saldırı Kurbanın yüzüne vurulan tokat kendi kendine saldırıyı kişiliksizleştirir. Will Grahan’ın Kızıl Ejder katiline söylediğini hatırlayın "utandığın bir şeyler mi var?" Saldırganın merhametsizliğine karşın, halen bir insandır ve utancında içinde yeraldığı insani duyguların belli bir oranda etkisi altındadır. Bir kurban için tuzak kurduğunda, sonunda elde ettiği kurbanını küçük görmesinin uyduruk bir mazeretten başka bir şey olmadığını az veya çok fark eder. Sonunda bir kurban ele geçirdiğinde kurbanının masumiyetinin kabul edemeyişinin farkında olması utanç duygusunu veya buna benzer bir duyguyu arttırır. Devam etmek istediği işlemin yanlış olduğunu hatırlatır. Elbette bu duyguları ayırtetme ve farkında olma uzmanı olmak, bencil amacını gerçekleştirmesini engellemez. Utanç faktörünü en aza indirmek için kullandığı yöntemler gözleri kapatmak, yüze maske geçirerek kendi kimliğini gizlemek ve kurbanını bir insan olarak görmekten kaçınmaktır. Ortada yüzü olan gerçek bir kişi olmayınca, utanacak bir şeyde olmaz. Daha çıkarcı bir seviyede ele alırsak, yüze uygulanan şiddet açıkça kurbanı kontrol altına alma niyetinin sergilenmesidir. Gözlere yapılan saldırı özellikle önemlidir. Çünkü körlük gibi bir yaralanmayla sonuçlanabilir ve bu yüzden kişinin tanınması riski azalır. Gerçi bu olay seri cinayet davalarında çok rastlanılan bir olay değildir. Çünkü katil süreç merkezcil cinayetlerde kurbanını yaşatmamaya çok önceden karar vermiştir. Yüze saldırılarda bir başka abartılı tür olarak oral seksi görebiliriz. Bu çıkış noktasından hareketle, bu saldırıların kişisel olmadığını söyleyebiliriz. Elbette oral sekste faydacı bir yan vardır. Saldırgan kurbandan cinsel arzusunu arttırmasını ister. Bu aşamada oral seksi bir saldırı olarak kabul edemeyiz, bir seri katilinin şu sözlerini belirtmek isterim "oral seks isimsiz bir kabın kabul edilebilir kullanımıdır." Oral seksin kendi başına suçu işleyen bir yabancı veya tanıdık kişi tarafından bazı dönemlerde ortaya çıktığına bir inanış vardır. Kurbanın gözü kapatılarak yapılan oral seksin kurbanı tanımayan bir yabancı tarafından yapıldığı düşünülebilir. Buna karşın oral seksle beraber yüze zarar verildiği görülürse, bunun da bir tanıdık kişi tarafından yapıldığı düşünülebilir. Karanlıkla birleşen bir saldırıda göz bağlandığında kurban korkutulmak istendiği gibi kişiliksizleştirilmekte (depersonolize) istenmiştir. Göz bağlama şiddette kişisel unsurları azaltırken kurbanı da cansız madde durumuna koyar. Fakat yüze saldırı yapılması suç işleyenin kişisel fantezi seviyesini yükselterek, saldırganın, kurbanı tanıyan birisi olduğuna işaret edebilir. Cesedin Ortadan Kaldırılması Şehvet(lust), heyecan (thrill), hükmedici (power/control) seri katiller kurbanlarının cesetlerini ortadan kaldıran seri katil tipleridir. Bu tip seri katiller düzenli ve nansosyal grubun özelliklerini taşırlar. Seri katillerin cesedi ortadan kaldırmak için bir çok sebebi olabilir. Cesedin bulunup bulunamaması meselesi ortadan kaldırma unsurlarından biri olabilir. Bir seri katil sorgulanırken "neden birçok kurbanının cesedini bulamıyoruz?" sorusuna "siz sadece benim bulmanızı istediğim cesedi bulabilirsiniz" cevabını vermiştir. Aynı zamanda cesetlerin ortadan kaldırılması kendi cinayet kariyerinin bir tür reklamı olduğunu söylemiştir. Cesedin ortadan kaldırılması, içinde belli bir kurbanın yer aldığı cinayet sürecinin de bitişine işaret eder ve aynı zamanda seri cinayet pencereleri tamamlanmış olur. Bu bir cinayetin tekrar başlayacağını göstermez. Bu anda seri katil psikolojik olarak öfori (euphoria) aşamasındadır. Ve kişisel şiddet aşamasında döngünün karışık düşünme bölümündedir. Gerçekler onun güvenliğini tehdit etmeyeceği ana kadar bu aşamada kalacaktır. Çoğu seri katil için cesedi ortadan kaldırmayı öğrenmek, diğer sosyal öğrenme süreçleriyle aynı formda gelişir. Bir kişinin kanuni olan veya olmayan her gün yaptığı bir şeyi öğrenmesi gibi, kurbanın cesedini ortadan kaldırmanın kendince en faydalı olan tarzını öğrenir. Cesedi ortadan kaldırırken çok dikkatli davranır çünkü bu aşama tehlikeye en açık olduğu andır. Bir seri katil, bir çok kurbanın cesedini U şeklinde bırakmıştır ki bu sayede tehlike en açık olduğu anda her yeri rahatça görmeyi amaçlamıştır. En son olaylardan birinde bir profil çıkarma uzmanının (profiler) ortadan kaldırılmış cesedin yerini bulabilmek için bilgileri nasıl işe yarar şekilde kullanılacağına ışık tutmaktadır. Polis davaya ilk olarak bakan görevliden bir profil çıkarmasını istemişti, çünkü bir astrolog kurbanın kasabadan geçilerek şehrin diğer tarafında bulunan bir göle atıldığını söylemişti. İlk soruşturmacı bunun aksine cesetlerin cinayet mahalli, maktülün cüzdanının bulunduğu yer ve şüphelinin cinayet işlendiği gün en son görüldüğü yerlere bakılarak bulunabileceği görüşünü öne sürmüştü. Araştırma alanını gösteren bir harita üzerine, bu üçgen çizildi sonunda maktülün cesedi bu üçgen içerisinde eğlenmeye giden avcılar tarafından bulundu. İlk soruşturmacının böyle bir tahmin yürütmesindeki sebep gizem, sihir veya olağanüstü bir şey değildi sadece herkes tarafından tanınma riskini göze alarak cesedi arabasıyla taşıyıp göl gibi açık bir araziye bırakmak pek mantıklı görünmüyordu. Silahlar Seri katiller kullanacakları silahları çok dikkatli seçerler ve üç sebepten ötürü elleriyle kullanabilecekleri aletleri silah olarak seçerler. 1- Kurbana dokunmak 2- Temas etmek (kurbanı iyice korkuttuğu için) 3- Temas etmek (kurbanı aciz duruma düşürdüğü için) Bu silahlar, kayış, askı, (jerry Brudos) külotlu çorap, (Ted Bundy) el, (Edmund Kemper), bıçak, (Douglas Clark ve Carol Bund) çekiç, (Harsey Carignon) tabanca, (Bearie Simmons) ve yakın teması sağlayacak diğer silahlardır. Yakmak seri katiller tarafından pek tercih edilmeyen bir yöntemdir. Öldürmek ve sindirmek için diğer silahların kullanılması seri katilleri sosyalize eder. Tabi bu bazı seri katillerin kurbanlarını sigarayla yakmayacakları, sıcak maşalar veya diğer yöntemleri kullanmayacakları anlamına gelmez. Fakat katil için fiziksel temas gerekir. Öldürme işlemi başladığında, katil ve kurban sosyal bir ölçekte yaklaşırlar. Katil üstünlüğünü ispat etmek için kendiyle kurbanları arasında bir mesafe oluşturur. Aciz kurbanın yardım çağrıları psikolojik unsur olarak katili karışık düşünme bölümüne dönmesine neden olur. Kesme/Parçalama Pikörizm cinsel tatminle sonuçlanan bir ard arda batırma ve tahrip etmedir. Gerçekte kesim pikörizmin bir değişik biçimidir, bu biçimde cinsel tatmin göz ardı edilemez. Kesme/parçalama katilin kurbanı üstünde güç ve kontrol kurmasını ispat eder ve doğrular. Böylece kurbanının hiçbir şey olmadığını ispat eder, ceset üserindeki vahşeti tamamladığında ise birkaç parça hiçbir şeyden başka, ortada bir şey yoktur. Cesede uygulanan aşırı şiddet seri katile tatmin duygusu verir, hem cinsel tatmin, hemde egosunu tatmin edecek psikolojik doygunluk... Kesme/parçalama, tahmin edilebileceği gibi şehvet (lust), heyecan (thrill) ve hükmedici (power/control)seri katillerin özellikleridir. Hayalci (visionary) seri katiller kesme/parçalama yaptığında cinsel ögeler genellikle yoktur. Bu tür saldırılar, katilin canavarlarının isteğiyle birlikte çılgınlıkla sonuçlanır. Düzenli nansosyal (organized nonsocial) ve düzensiz asosyal (disorganized asocial) saldırganları ayırmaya yarayan bilgiler bir suç içerisinde kesmeyle/parçalamayla karşılaşan profil çıkarma uzmanlarına (profiler) faydalı olur. Tutsak Alma ve Taciz Cinayeti daha organize hale getirmek için seri katil kurbanı tutsak alır ve onu taciz eder. Görevli (mission) ve hayalci (visionary) seri katillerin kurbanı kontrol altına almak için yaptığı ani saldırılar tutsak almayı pek gerektirmez. Tutsak almayı ve cinsel tacizleri ortaya çıkaran en az üç temel motivasyon olmalıdır. a) Kurbanı işkence için tutmak, b) Kurbanı aşağılayarak psikolojisini çökertmek, c) Kurbanı incitmek ve yaralamak, Tutsak alınmak bile kendi başına bir incinmedir. Cinsel tatminle vahşet arasında bağlantı kuran şehvet (lust), heyecan (thrill) ve hükmedici (power/control) seri katiller mücadele eden kurbanlarının bedeni ve zihni acı çekmesini isterler ve tutsak alma onlara istediklerini verir. Cesedin Pozisyonu Maktülün cesedinin nasıl durduğu da seri cinayet araştırmalarında yararlı bilgiler sağlar, fakat cesedin pozisyonunun bizlere ne anlattığını doğru bir şekilde yorumlamalıyız. Cesedin sembolize ettiği pozisyon görevli şehvet ve heyecan katilleriyle birleştirilebilecek karakteristik bir özellik olabilir. FBI’a göre eğer düzensiz asosyal saldırgan cesedin bir bölümüne zarar vermişse bu onun imzasını taşıyan özel bir sembol olabilir. Duct Tape 4 Bu tür bandın kullanımıyla, saldırganın geçmişi hakkında bir bağlantı olabilir. Cezaevinde görüşme yapılan bir çok saldırgan cezaevindeyken bu bant türünün kurbanlarını bağlamakta ne kadar çok işe yarayabileceğini öğrendiklerini söylemişlerdir. A Few Goodmen, (Birkaç İyi Adam) filminde genç bir denizci barakasından zorla alınarak kamuflaj desenli "duct tape"le bağlıyorlardı. Maktule bu tür bandın kullanılması fail alanı daraltmada bize yardımcı olacaktır. Fail daha önce cezaevinde, orduda özel birimlerde bulunmuş olabileceği gibi, halen orduda çalıştığı söylenebilir. Sahneleme Douglas "Sahneleme polis ulaşmadan önce olay yerini değiştirmedir" demektedir. Kasti olarak olay sonrasında olay yerini değiştirmek düzenli bir katile işaret etmektedir. Çünkü olay yerini değiştirmek biraz daha zeki olmayı gerektirir. Düzenli bir katil polisin olay yerine geldiğinde fiziksel delillerin yanında katilden bir iz olabilecek, katili yansıtacak özellikle de arayacağını akıl edebilir. Düzensiz bir katil ise bilerek olay yerini değiştirecek zekaya genelde sahip değildir. Buna ek olarak, araştırma ve soruşturma sürecini de tam olarak idrak edemez. Eğer olay yerinin bilinçli olarak değiştirildiği kanaati uyanırsa şüphelileri düzensizlerden çok düzenli saldırganlar arasında aramak daha doğru olacaktır. Hediyeler Bir seri katil olay yerinden bir parçayı kendine hediye olarak alıyorsa bunun sebebi kendine yaptığı işi hatırlatmaktadır. Mantıklı bir kararla olay yerinde bir hediye almak seyahate çıkmış birisinin gittiği yerlerden ona oraları hatırlatacak bir parça almasıyla özdeşleştirebilir. Bu hediye katile sadece olayı değil olay sırasında nelerin olduğunu da hatırlatacaktır. Hediye aynı zamanda cinayet sırasında katilin psikolojik kazancının da bir parçasıdır. Eğer alınan şey kurbana ait ise, seri katil olayın kişisel boyutlarını da hatırlayacak yada hatırlamak istiyordur. Her seri katil bir hediye almaz yada seri katiller her olayda hediye almayabilirler. Katil bir karar almalıdır. Ama bu karar bir mantığa dayanmalıdır. Bazı durumlarda bilir ki bir parça götürmek ileride kendisini ele verebilme ihtimali olan büyük bir risktir. Bazen seri katil aldığı parçayı koleksiyon yapmakta çok kendinin veya kurbanın kimliğinin ortaya çıkmasını engellemek için yapar. Eğer vücudun bir kısmını tanınmayacak hale getirmek için zarar vermiş veya koparıp almışsa amacına ulaşmışta olabilir. Bu durumlarda bir taşla iki kuş vurmuş olur hem kendi hem de kurbanının kimliğini gizlemiştir. Kupalar Profil çıkarmada ilk soruşturmacı hediye ve kupalar arasında ayrım yapar. Kupalar bir şeyin karşılığında kazanılmıştır. Tenis veya bowling turnuvasında... Seri katil davalarında, kupalar kendi temelinde değerlidir. Sadece saldırgan tarafından yapılan bir şeyi temsil etmekle kalmaz, kendince kupa olmaktan dolayı da bir değer ifade eder. Yani kupalar kişisel şeylerdir cesedin parçaları gibi (kol, bacak, göğüs) hediyeler olayı hatırlatan şeylerdir, aksine kupalar sadece olayı hatırlatan değil afrodizyak etkisi yapan görsel ödüllerdir. SONUÇ Seri cinayet davalarında profil çıkarmanın ilk adımı soruşturulan davanın bir seri adam öldürme olduğudur. Bu belki çok kaba bir tanımlama gibi gelebilir ama çoğu zaman olaylara görmek istediğimiz gibi tek yönlü olarak at gözlüğüyle bakmaktayız. Bir cinayetin, seri cinayetin bir parçası olduğuna karar verildiğinde soruşturmacı kamuoyu ve daha çeşitli yollarla olayın dallanıp budaklanmalarıyla karşı karşıya kalacağını bilmelidir. Her katilin metodu, kazançları, motivasyon unsurları kendine özgüdür. Eğer soruşturmacı seri katilin psikolojisini anlayabilir, onun şiddete eğilimini çözebilir, ve eğer seri katilin hissettiği en güçlü benim her şeyi bilirim anlayışı ve bunu doğumla kazandığı bir hak olarak görüşünü anlayabilirse, psikopat seri katillerin anlayış ve algılayışlarını daha iyi kavrayabilir. Çeşitli olay yerlerinde bulunmuş olmak, olayları çözümlemede soruşturmacıya yardımcı olacaktır. Kaotik ve sadist izlerin bulunduğu olay yerleri veya aşırı davranışların sergilendiği olaylar soruşturmacılara çok değerli bilgiler verecektir. Bu yazıda güvenlik güçlerine yardımcı olacağını umduğumuz önemli bir konuya vurgulama yapmak istedik. Birincisi seri saldırganların eşsiz tipini tanıtmak olay için motivasyon unsurlarını, düşünme şekillerini ve kişisel şiddet modellerini tanıtmak. İkincisi soruşturmacıların göz önüne alması gereken olay yeri özelliklerinin ana hatlarını çizmek. Tekrar belirtmekte yarar görüyorum ki, profil çıkarma kapsamlı soruşturmanın yerini tek başına tutamaz ancak, soruşturmacıya yardımcı olur. Profil çıkarma çalışmaları, nadiren "Kızıl Ejder"5 filminde olduğu gibi doğru çıkar. Bazı yazarlar profil çıkarma (profiling) konusunda olumsuz düşünmektedir. FBI’nın Davranış Bilimleri Bölümünün operasyonlarına eleştirel bir gözle bakan Jenkins (1994), FBI’ın çıkardığı profillerin büyük çoğunlukla kısır ve faydasız olduğunu söylemektedir. Bu bölümle görev yapan Paul Lindsey aynı yönde şu sözleri söylemektedir. "FBI’nın çözdüğü kaç seri cinayet davası vardır ki?" Ressler ise Jenkins’in 1976’da ki Lunde çalışmasında belirttiği seri cinayet kavramının hatalı olduğunu söylemektedir. Halen süregelen tartışmalarda bizim düşüncemiz profil çıkarmanın soruşturmalarda yardımcı bir unsur olabileceğidir
__________________
|
![]() |
![]() |
![]() |
#12 |
Forum Aşığı
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2005
Mesajlar: 4,764
Teşekkür Etme: 111 Thanked 1,308 Times in 803 Posts
Üye No: 4863
İtibar Gücü: 3044
Rep Puanı : 65437
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet :
|
![]() SERİ CİNAYET İŞLEYEN KATİLLER VE PARÇALAMA SAPLANTISI
Psikiyatr ve kriminoloji uzmanı olan Louise Coldren’in seri cinayetler işleyen katiller hakkında yazdığı birçok eser vardır. Son kitabı olan ‘Seri Cinayet İşleyen Katiller ve parçalama’ da, yıkma kavramına eğiliyor ve oradan da bu tür katillerdeki diğer bir temel eğilime yaklaşıyor: teşhircilik. Coldren teorisini Polaroitli Katil olayına uyguluyor. Seri cinayet işleyen katillerin(1) yüzde 77’si kurbanın bedenini kesme veya parçalama yöntemi kullanır. ‘Minneapolis Kemikçisi’ denilen Nat Sheridan öldürdüğü fahişeleri parçalayıp kemiklerini çıkarıyordu. ‘Mobile Sütçüsü’ Condrad Bercovitch, kurbanlarının organlarını eski sevgililerinin evlerine bırakıyordu. Katil işi parçalamaya kadar vardırmasa da genel olarak kurbanın bedenine öfkeyle saldırır: (2) gözlerini oyar, kulak veya parmaklarını keser; cinsel organlarını doğrar v.b. Bu özellik nasıl açıklanabilir? İlk açıklama, bu katil tipinin psikolojik olarak dayanıksız, şiddete başvuracağı önceden kestirilemeyen ve önüne geçilemeyen bir kişi olduğu şeklinde yapılır. Katilin böyle anlarda kontrolünü kaybettiği ve işi aşırılığa vardırdığı söylenir. Doğrusunu söylemek gerekirse, bu açıklama gerçeğe dayanmayan kolaycı bir açıklamadır: katillerin gayet sakin, zeki ve eylemlerinde son derece bilinçli kişiler olduğu artık biliniyor. Bu teori aynı zamanda başka temel bir sorunun da gözden kaçmasına neden olur: seri cinayet işleyen katil mantığını kaybeden biriyse, neden daha korkunç şeyler yapmıyor da sadece kurbanının bedenini parçalıyor? PARÇALAMA DOĞAL SÜRECİN İNKARIDIR Bu yoldan giden bazı New Yorklu psikiyatrlar, seri cinayet işleyen katiller üzerine araştırmaları kararlı bir biçimde ilerletti. Seri cinayet işleyen katil meramını öldürerek anlatır. Normal bir kişinin düşünsel alanda üretimine, toplumsal ilişkilerine, sanata vs kanalize edebildiği arzularından ve yoksunluklarından, seri cinayetler işleyerek kurtulur. Bu varsayıma göre, cinayetteki ayrıntıları, katilin kendini diğer insanlara ifade etmesi olarak kabul edebiliriz. Peki bu koşullar altında parçalama ne anlama gelmektedir? Bize göre parçalama, doğal sürecin bir inkarını oluşturmaktadır. Katil kendini, insanı yaratan büyük mimarın yerine koyar ve kendi yaptığı işi herhangi bir biçimde bozar. Yıkarak ya da daha doğrusu, yapılanı yıkarak yeni bir şey yaratmaktadır. Bu varsayım ilgililerin açıklamalarıyla da doğrulanmaktadır. Örneğin Nat Sheridan neden kurbanlarının kemiklerini çıkardığını soran yargıca şu yanıtı vermişti: ‘Bu kadınlar, Sayın Yargıç, günahkardı, göklerin krallığına asla giremezlerdi. Tozun toza dönüşeceği deyimini bilirsiniz. Onların iskeletini ufaladım, onları toza dönüştürdüm, yaptığım budur, Sayın Yargıç, yaptığım budur, onları toprağa geri verdim ve o zaman Tanrı’nın sağına oturdular’ (3) 1986’da Phoenix bölgesinde yedi eşcinselin bacaklarını kesen Matthew Russell da aynı şekilde şunu söylemişti: ‘Onlar (kurbanlar) ayakta durmayı hak etmiyordu.’ Katil yaptığı işi bozar, çünkü ya yaptığı iş onu tatmin etmemiştir ya da onu ezen Tanrı’yı küçümsemektedir. (4) Ne olursa olsun, ruhsal gerginliğin giderilmesi için yıkma dürtüsünden çok, yapılmış olanı yıkma dürtüsünden söz etmek akla daha uygun olur. Bu eğilim, Polaroitli Katil’de çok net bir biçimde göze çarpıyor. Kurbanlarının farklı organlarını kesmesi, kendi gücünü bir biçimde kanıtlama olarak yorumlanmalıdır: Polaroitli Katil, herhangi bir organı alıp götürme gücüne sahip olduğunu göstermektedir. Ruhsal gerginliklerine katlanamamakta, onları yönetmektedir. Otopsi sonuçları da bir organı kesme eyleminin, öldürme eyleminden önce yapıldığını göstermektedir. Katil, anestezi altındaki kurbanının bu organ olmadan birkaç dakika yaşayabileceğini elbette bilerek eyleminin tadını çıkarmaktadır. SONRA NE OLACAK ENDİŞESİ Teknikleri ve hareketlerinin ötesinde seri cinayet işleyen katilleri birleştiren bir patoloji varsa o da teşhirciliktir. Cinayet karanlıkta işleyen katil her şeyden önce reklam ışıklarını arar. Büyük bir çoğunluğu suçlarını ve gerekçelerini hiç zorlanmadan itiraf eder; istisnasız hepsi de eylemlerini anlatan gazete küpürlerinin koleksiyonunu yapar. ‘Davenport Kasabı’ adıyla ün yapmış olan Harry T. Gozzen, derisini yüzdüğü kızların can çekişmesini filme alıyordu. Onu evinde tutuklayan polislere bu kasetleri hiç zorluk çıkarmadan verdi. Bu ‘sonra ne olacak’ endişesi aynı zamanda katilin sonunda neden yakalandığını da açıklar. Birkaç ayın sonunda da sadece takma bir isimle tanınıyor olmaktan sıkılacaktır; medya ona basit bir psikolojik durum ve asla doğru olmayan dürtüler yakıştırmıştır. Öyle bir an gelir ki onu boğmakta olan adsızlığı kırmak ve halka kendini anlatmak ister. Tedbiri elden bırakır, avlarını seçerken daha az titizlik gösterir veya son işlediği cinayet yerine geri gider: bilinçsiz olarak yakalanmak ister. Sanıldığının aksine seriye son veren polis değil, katilin bizzat kendisidir. Nasıl yakalanacağını da kendisi tasarlar, hatta kimileri bir basın toplantısı bile düzenler. (5) Demir parmaklıkların arkasına geçince, röportaj vermeyi kabul eden, anılarını yazan ve savcının sorularını kaçamaksız yanıtlayan normal bir insan gibi davranır. Yaptıklarından seyrek olarak pişmanlık duyar ve durumdan hemen hemen hiç şikayet etmez. ‘Dakota Canavarı’ Robin Smight kendisini elektrikli sandalyeye mahkum eden karar okunduğunda sanki o an infaza götürülecekmiş gibi üzerine ne giyeceğini soruşturmuştur. Polaroitli Katil aşırı gelişmiş teşhirciliğin tüm belirtilerini gösteriyor. O öldürmüyor, cinayetlerini sahneye koyuyor. Eski bir ralli sürücüsü olan yapboz oyuncusunun cesedini San Francisco’da parka bıraktığı arabanın direksiyonuna yerleştiriyor. Edmunson’daki kurbanını-sağ bacağını kestikten sonra- topa vurmaya hazırlanan bir futbolcunun pozisyonuna getirip öyle bırakıyor. Detroit’te, Charles Wallerstein’ın asistanının sağ kolunu kesiyor ve bir çukura atmadan önce onu yamaca tırmanan bir dağcı konumuna getiriyor. Bu oldukça ürkütücü mizansenlerin iki hedefi var: bu tür gösterileri çok seven medyanın ilgisini çekmek ve hayal gücünden yoksunluklarını simgesel olarak kınadığı öteki katillere kendini göstermek. Polaroitli Katil’in cezasız kalma kaygısı ile keşfedilme arzusunun bir karışımı olan teşhirciliğin esas göstergesi, kurbanlarının cebine özel olarak bıraktığı fotoğraflarla eylemine imzasını atmasıdır. Her yeni kurbanda kendi resminin bir parçasının, gazetelerde çıkmasının sevincini yaşıyor. Seri cinayetler işleyen tüm katillerin düşünü gerçekleştiriyor: fotoğrafı yayınlanıyor ve o hala serbest. Bununla birlikte katilin kimliğini saptamak için henüz çok erken: iki bacak ve bir kol robot resmini yapmak için yeterli değil ama cinayetler zincirinde Polaroitli Katil’in çevresindeki kıskaç daralıyor. Aynı zamanda hem polisi küçümsemekten memnun hem de bilinçsiz oalrak yakalanmayı arzulayan katilin durumu bundan daha iyi nasıl açıklanır? Polaroitli Katil’i yakalama şansı var mı? Eğer planını uygulamaya devam ederse, sıra yüzüne gelene kadar birkaç fotoğraf daha gerekiyor, bu da kuşkusuz onun hemen yakalanmasına yol açacak. Bu durumda sorulacak tek bir soru kalıyor: bundan önceki eylemlerini sahneye koyduğu gibi, tutuklanmasını da sahneye koyacak mı? ---------------------------------------------------------------------------------------------- 1. FBI’nin terminolojisine göre seri cinayet işleyen katil ‘Modus operandi (benzer yöntemlerle) işlenmiş en az iç cinayetten sorumlu olan kişi’dir. Bununla birlikte kriminologlar, özellikle de psikiyatrik patoloji eğitimi almış olanların üzerinde gitgide daha fazla ısrar ettikleri görüşe göre, bu katiller eylemlerine bir son vermeyi asla düşünmezler. Bu görüşü ilerletecek olursak, seri cinayet işleyen katilin esas niteliği, yakalanana kadar aynı suçu tekrarlamaktır. Bu makalede bu konuya tekrar döneceğiz. 2. Seri cinayet işleyen katillerin en çok kullandıkları silah olan bıçak ve balta, ateşli silahların çok üstündedir. ABD’de işlenen seri cinayetlerde bu silahların kullanılma oranı dörtte üçten fazladır. 3. Sheridan Davası’nda L. T. Bullow’un duruşma tutanaklarından. 4. Kriminolog John N. Popwell, 1974-1982 yılları arasında Teksas Eyaleti’nde mahkum olmuş, seri cinayet işleyen yirmi altı katilin aileleriyle görüştü. Böylece, seri cinayet işleyen katillerin psikolojik gelişmelerinde dini eğitimlerinin belirleyici etken olduğunu gözler önüne serdi. Yirmi altı denekten on beşi Pazar günleri gördükleri dini eğitimi ergenlik yaşlarından sonra da sürdürmüştü. 5. Bazen ikisini birden yapanlar da vardır. En ünlü örnek ‘Sasktatchewan Oduncusu’ Rudolph Markham’ın işlediği on dört cinayeti yerel bir radyo istasyonundan itiraf etmesidir.
__________________
|
![]() |
![]() |
![]() |
#13 |
Forum Aşığı
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2005
Mesajlar: 4,764
Teşekkür Etme: 111 Thanked 1,308 Times in 803 Posts
Üye No: 4863
İtibar Gücü: 3044
Rep Puanı : 65437
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet :
|
![]() Nekrofili - (Ölü sevicilik)
Richard Von Kraft-Ebing, sapkın davranışları incelediği Psychopathia ***ualis adlı klasik eserinde nekrofiliyi tüm sapkınlıkların en canavarcası olarak niteler. Nekrofili (Yunanca’da “Ölü Sevicilik” anlamına gelir.) Cesetlerle seks yapmak anlamına geldiğinden, bu şaşırtıcı bir niteleme sayılamaz. Aynı şekilde bu en canavarca eylemin, en canavar suçlular olan seri katiller arasında çok rastlanır olması da bizi şaşırtmamalıdır. Earle Leonard Nelson’dan, Ted Bundy’ ye kadar birçok kötü şöhretli psikopat, ara sıra yeni öldürdükleri kurbanlarının cesetlerine tecavüz etmiştir. Ancak bazı kriminal psikoloji uzmanları, bu tip bir öfke patlaması ile katilin bir kurbana tamamen hükmetmek ve onu aşağılamak şeklindeki habis arzusundan doğar. Gerçek nekrofil, yani ölüme tutku ile bağlı olan ve en büyük zevki bir cesetle seks yapmak olan kişi, arasında fark olduğunu belirtirler. Bu tür bir nekrofil, seri katiller arasında nadir görülür. Fakat bazı kayda değer vakalar da yok değildir. Jeffrey Dahmer’in ölü nesneler ilgisi çocukken başlamıştır, o yaşlarda en büyük zevki, yollarda bulduğu ezilmiş hayvan cesetlerini toplayı kesmekti. Büyüdüğünde, bu marazi tutku kelimelere sığmaz bir sapkınlığa dönüştü. Dahmer, psikiyatrlara rutin olarak öldürdüğü kurbanların karınlarını kesip iç organları üzerinde mastürbasyon yaptığını anlatmıştır. Ayrıca kurbanlarına anal olarak tecavüz ettiğini de itiraf etmiştir. Dahmer’in Britanyalı eşdeğeri Dennis Nilsen de, Nekrofili güdülerle hareket ediyordu, fakat kurbanlarına daha nazik davranıp yatakta onlara sokularak mastürbasyon yapardı. Amerikan nekrofilleri arasında en kötü şöhretlisi Ed Gein’dir. Tüm klasik nekrofiller gibi, Gein de kesinlikle canlı kadınlarla ilgilenmezdi. Seks partnerlerini yerel mezarlıklardan bulurdu ve on iki yıldan uzun bir süre bu mezarlıklardan ceset çalmıştı. Genel olarak nekrofiller seri katillerden daha az tehlikeli görülürler, çünkü kurbanları hali hazırda ölüdür. Gein de bir istisna değildi. Yine de zararsız sayılamazdı. Yerel mezarlıklarda istediği türden kadınlar kalmayınca dişine göre bir kurban aramaya çıktı ve onu en sevdiği kadın türüne dönüştür. Yani ölü bir kadına…. “Sutyenini ve külotunu çıkarıp onunla seks yaptım. Sanırım bu benim hayatımın bir parçası oldu, yani ölülerle cinsel ilişkiye girmek.” HENRY LEE LUCAS, bir tartışma sırasında göğsünden bıçakladığı 12 yaşındaki nikahsız karısı Becky Powell’ın ölümüne verdiği tepkiyi anlatırken. PEDOFILI Pedofilinin klinik tanimi: Eriskin bir kimsenin ayni ya da karsi cinsiyetteki cocuklari cinsel acidan cekici bulmasi ve onlara cinsel egilim duymasidir. Bir davranisin pedofil olarak tanimlanabilmesi icin cinsel icerikli olmasi gerekir.Pedofilik egilimler yetiskin bireyi cocuklara karsi cinsel suc islemeye yol acabilecegi gibi sadece bir ilgi olarak ta kalabilirler. Pedofilin seks objesi cocuktur.Genelde erkekler arasinda yaygin olmakla beraber kadin pedofil vakalari da vardir.Bu egilime sahip yetiskinler birincil olarak cocuklara karsi cinsel ve duygusal egilim icindedirler. Cocuklara karsi oksama, kucaklama, koklama, dokunma veya іpme gibi davranislar gіsterirler. PEDOFILI HASTASININ, suclu mu yoksa hasta mi oldugu konusu tartisilmaktadir.Pedofilin tedavisinde, psikoanalitik ve davranisci teknikler [orgazmik tekrar kosullama-kapali duyarlastirma) kullanilmaktadir. Orgazmik tekrar kosullama ile pedofilin cinsel ilgisinin kendisine uygun olan objelere(yetiskin kadinlara) yіneltilmesi ve dќrtќlerinin istenildik bicimde sekilenmesine calisilir.. Bu asamada istendik yіnelimler olusturuldugunda, pedofilin davranisinin degistirilmesi asamasina yani kapali duyarlastirma sürecine gecilir.Kapali duyarlastirma da, pedofilin küçük kızlara cinsel uyarilma gosterdigi durumlarda bir itici uyaranla karsi karsiya birakilir.Zamanla bu itici uyarici pedofil egilimin gerilemesine yol acabilir.. SADIZM, CINSEL SADIZM, SADO MAZOSIZM? Cinsel Sadizim, seksoloji literatüründe, bir başkasına ya da başkalarına acı çektirerek veya kendine acı vererek cinsel tatmin eğilimlerine verilen adlardır. Krafft-Ebing'in bu deyimleri "tarihin en ünlü sadisti" Fransız Marquis de Sade'ın (1740-1814) ve "en ünlü mazoşisti" Avusturyalı Kont Leopold von Sacher Masoch'un (1836-1895) yapıtlarından esinlenerek kullanmasından bu yana, cinsel sadizm deyimi de karşılıklı acı çektirerek hazza ve doyuma ulaşılan cinsel ilişkiyi tanımlamakta kullanılmıştır. Bu tür ilişkilerin doğasından ötürü cinsellikle sadizim genellikle beraber varolabilir. Görünürde iki insanın birbirine zevk vermesiyle birbirine acı vermesi ters kavramlar gibi gelirse de tüm insan tutkularının birbiriyle ilişkili olduğu bilinmektedir. Nitekim Kinsey, cinsel zevkin doruğunda bulunan bir insanın davranışlarının şiddetli acılar içinde kıvranan bir başkasınınkinden pek farklı gözükmediğini savunur. Kadınların ve erkeklerin yarisindan fazlasinin sevişme sırasında ısırılmaya olumlu tepki gösterdikleri; kadınların yüzde on ikisinin, erkeklerinse yüzde yirmi ikisinin sadist uyarılmalara karşılık verdikleri saptanmıştır. Bilinen bir gerçek de insan davranışlarının yaşam boyunca saldırganlık ve savunma kutupları arasında gidip gelmekte olduğudur. Kesin kaynağının ne olduğu bilinmemekle beraber, insanın doğasında saldırganlık dürtüsü vardır. Böyle bir içgüdü olmasaydı yaşama anne-babalarının çizdikleri koruyucu sınırlar içinde başlayan çocukların, zamanla bu sınırları aşarak kendi kişiliklerini ortaya koymaları, bireyselliklerini ilan etmeleri mümkün olmazdı. Bu özgür olma, bağımsızlaşma, tek başına güçlü olma arzusunun yanı başında korunmak, birlikte olmak, sevilmek arzusu da insanın yapısında doğuştan itibaren vardır ve bu iki karşıt güdünün ikilemi içinde dalgalanma, yalnızca; çocukluk çağına özgü değildir yetişkinlikte de sürer gider. Cinsel sadizm, temelde, egemen olma-teslim olma, özgür olma-tutsak olma, mutlak iktidar-mutlak iktidarsızlık ya da çaresizlik ikilemlerini içerir. Marquis de Sade ile Kont Leopold von Sacher Masoch'un sapmaları kadar hayal güçlerinin de büyüklüğünü gösteren öykülerinin fazla etkisinde kalanların sandığı gibi, acı çekme ya da çektirme, cinsel sadizm ilişkide birinci planda değildir. Genel olarak, sapmaların çocukluktaki suçluluk ve aşağılık duygularının yetişkin çağına sarkması sonucu ortaya çıktığı bilinmektedir.Bu özellikle cinsel sadizm için geçerlidir, çünkü sadistçe davranışlar aşağılık duygusunu giderici etki gösterirler. Belirli bir olgunluğa erişmemiş kişiliklere cinsel edimin en korkutucu gelen yanı, cinsel zevke ulaşabilmek için egolarının denetimini yitirme zorunluluğudur. Oysa cinsel sadizmde bir taraf dürtülerinin denetimini tamamen bırakmaktan korkmaz; çünkü kendi iradesinin dışında onu denetim altında tutacak, ona egemen olacak biri vardır. Diğer taraf ise, karşısındakini tamamen denetimi altına almakla kendi zayıflık hissinden doğan korkularını bastırır. Sadizim, acı vermenin çok ötesine taşan bir kavramdır; sadistçe fantezilerin çoğu da zaten bağlamakla, hareketsizleştirmekle, ağız tıkamakla doludur. Sapiğin asıl arzusu da acı vermek değil, üstünlük kurarak kendini tatmin etmektir. Bu bağlamda dövmeler, bağlamalar, doğrudan doğruya acı vermek için yapılan hareketler olarak değil, üstünlük kurarak erotik doyuma olanak verecek bir durum yaratmaya yönelik sembolik davranışlar olarak yorumlanmalıdır.Esasinda, bir erkekle kadının sevişmeleri sırasında uygar yaşantılarında bastırmak zorunda kaldıkları saldırganlık dürtülerini özgürce dile getirmeleri son derece doğal ve olağandır. İçlerindeki bu tür dürtülere bir ifade yolu bulamayanlar yapay koşullar altında bu doyumsuzluklarını gidermeye çalışırlar.. Kesin olan Marquis de Sade'ın "Sodom'un 120 Günü" adlı yapıtından bu yana geçen üç, Leopold von Sacher Masoch'un "Kürkler İçindeki Venüs" adlı yapıtından ise yaklaşık iki yüzyıl sonra pornografik literatürün ve daha sonraları sinemanın en çok yararlandığı konulardan biri cinsel sadizm tabanlı ilişkiler olmuştur. PARAFILI (CINSEL DAVRANI$ SAPMALARI) Freud’a göre, yetişkinlikte görülen cinsel davranış sapmaları, çocuğun Oidipal dönemde karşılaştığı sorunlarla da yakından alakalıdır. Cinsel Davranış Sapmalarının, yani Parafili’nin, birçok psikolog veya psikiyatriste göre farklı sebepleri ve kökenleri vardır. Freud’a göre erken çocukluk yıllarında cinsellikte ortaya çıkan bazı problemler, yetişkinlik döneminde kendini göstererek o yıllara doğru bir gerilemeye yol açar ve bu tarz sapmalar görülür. Kimi psikologlara göre ise, bireyselliklerine kavuşamamış ve otoriter anne imgesinden kurtulamamış kişiler, kimliklerini sürdürememe korkusunu yenmek ve kafalarındaki imgelere karşı bir zafer kazanmak için, bir ilaçmışçasına bu sapmalara yönelirler. Cinsel sapmalar arasında Sadizim ve Mazoşizm de yer alır. Araştırmalarda, kadının mazoşizme; erkeğin ise sadizime daha yatkın olduğu ortaya çıkmıştır. Freud da, sadist davranışların kökenini aslında mazoşist eğilimlerden aldığı sonucuna ulaşmıştır. Yani bir başka kişiye acı vermekten dolayı yaşanan haz ve doyum, aslında acı çeken o kişiyle özdeşleşme ve mazoşist isteklerin o kişiye yansıtılıp onunla özdeşleşilmesi sonucu yaşanır. Psikolog Gabbard’a göre ise kurulan sadist düşlerin temelinde, çocuklukta kendilerine yönelen cinsel ve bedensel saldırıları tersine çevirme ve öç alma, kontrol kurma duygusunu tatma isteği vardır. Mazoşizm ve Sadizimin yanında, teşhircilik, röntgencilik, fetişizm gibi davranışlar da cinsel sapmalar arasında yer alır. Aslen Parafili’ler iki ana gruba ayrılır. Bunlardan biri, cinsel davranış seçimindeki anormalliklere göre sınıflandırılmıştır: Frotterizm: Halk arasında “fortçuluk” olarak adlandırılan “sürtünmecilik” hastalığıdır. Koprofili: Dışkıdan cinsel haz alma. Skatoloji: Cinsel ima taşıyan konuşma biçimleri ile cinsel haz alma durumu. Sadizm ve Mazoşizm: Acı çekmekten veya acı vermekten cinsel haz alma. Röntgencilik: Bir başkasını çıplak ya da cinsel ilişki sırasında izleyerek cinsel haz alma durumu. Asiksifili: Bir başkası tarafından boğulma eylemi sırasında cinsel haz alma durumu. Teşhircilik: Başkalarına cinsel organını onların rızası olmadan göstererek bundan cinsel haz alma durumu. İkinci grupta ise cinsel obje seçimindeki anormallikler yer alır: Fetişizm: Cinsel bölge olmayan, belirli bir objeden yoğun bir biçimde cinsel haz alma durumu. Transvestizm: Kişide biseksüelite ya da homoseksüelite olmadığı halde, kadın elbiseleri giyerek cinsel haz alma durumu. Pedofili: Bebeklere ve çocuklara cinsel yönden ilgi duyma durumu. Zoofili: Hayvanlara karşı cinsel istek duyma durumu. Nekrofili: Ölü insanlara karşı cinsel istek duyma durumudur. Amerika Psikiyatri Derneği, cinsel davranış sapmalarının kıstaslarını son yıllarda oldukça sınırlamıştır çünkü cinsel tercihlerin yargılayıcısı olmaktan haklı olarak kaçınmaktadır. Bir davranışın cinsel davranış bozukluğu olarak nitelendirilebilmesi için, - İnsan olmayan objelerin kullanılması, - Kişinin cinsel partnerine ya da kendisine ciddi anlamda acı vermesi, - Partnerini ya da kendisini aşağılayıcı davranışlarda bulunması, - Cinsel davranışların; çocuklara, insan ya da canlı olmayanlara, veya rızası olmayan yetişkinlere yöneltilmesi kıstasları ele alınmaktadır. Tüm bu Parafililer, yine Freudyen bir bakış açısıyla, Oidipal dönemdeki kimi işleyiş bozuklukları veya çocuklukta yaşanan kimi tatsız olaylarla, veya kimi psikologlar ve psikiyatrlar tarafından “yok olma tehlikesiyle karşılaşılan veya bir anne-baba modeli altında ezilen kimliği ispat etme çabasının yansıması”; ya da “şiddet duygularının cinsel şekle bürünmesi” şeklinde açıklansa da Parafili vakalarına henüz kesin açıklamalar getirilebilmiş değildir
__________________
|
![]() |
![]() |
![]() |
#14 |
Forum Aşığı
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2005
Mesajlar: 4,764
Teşekkür Etme: 111 Thanked 1,308 Times in 803 Posts
Üye No: 4863
İtibar Gücü: 3044
Rep Puanı : 65437
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet :
|
![]() KRIMINAL ACIDAN : TECAVUZ
Tecavüz gibi “sadizm” olarak adlandırılan bir cok suc sekli vardir. Taciz, tehdit, goz dagi verme ve teroristik girimsimler sadizm degildir. Ofke ile ortaya cıkan sucların sadizm ile ilgisi yoktur. Bu anlamda tecavuzcu cesitlerini incelemek daha faydalı olur: Guc edinimi : suclunun saldırısını kendinin arzulanmamasına karsi duydugu guvensizlikten dolayı normal gosteren, agresif olmayan davranıs. İstismarci: öldürme egilimi bulunmayan ve suclunun içsel guvensizliginden ve korkularından kaynaklanan, agresif olmayan davranıs. Öfke birikimi: yuksek derecede fiziksel ve cinsel agresif duyguların birikerek cogalmasindan dogan davranıs. Sadistik: Tecavuzun yaralamak ve acı vermek amacıyla yapıldıgı ve suclunun cinsel zevkine hizmet eden davranıs. 4. tecavuzcu turu sadistik olarak adlandırılsa da, genel olarak tecavüzcu bilimsel olarak sadist degildir. Tum kitaplar sadist bir tacavuzcunun cok nadir oldugunu kabul eder. Tecavüzün islenme nedenleri, genelde bir cok suca yol acan sebeplerle aynıdır. Kendine guvensizlik, ozellikle alkolun ve uyusturucunun etkisi ile kontrolu kaybetmedir. Buna karsilik, sadist ise daima kontrollüdür. Tecavuzculer genelde sadistlerden daha gencdirler. 12-24 yaslari arasinda islenen bir suctur. Sadistler ise genelde 30’lu yaslarda veya daha yaslı ve daha farklı bir davranıs gelisimi gosterirler. Bu nedenle, bazı tecavuzcu taypolojileri 2 cesit gosterir: Güc ve ofke. Bircok kriminoloji uzmanı, tecavuzun mesru olarak erkekligin kanıtlanmasi ihticından dogduguna inanıyor. Erkekler, kendilerinin kadınlara karsi cinsel olarak saldırmasını toplum tarafindan mal edildigini dusunuyor ve gercekte bazı dusunurlere gore icgudusel olarak kadına sahip olma ve kontrol etme arzusu barındırdıkları one suruluyor. Ayrıca, eski zamanlardan beri bazı kulturel normlar da tecavuzcu kisinin yanlıs fikirlerini beslemektedir. Tum bunları kavramak belkide tecavuzcuyu anlamada etkili olacaktir: Bunlar; “ceyiz” olarak bilinen orta cag kuralları fakir bir adamin kızına tecavuzu onaylar; Hristiyan. Bilimsel olarak kadını degisken sehvetli ve erotik bi obje olarak gorur; tarihe bakıldıgında, resmi olmayan ordu kuralları dusman tarafın kadınlarını yagma eder; evlilikte tecavuz nedeniyle ayrılma ve bunun genislemesi bildigimiz bir kisinin tecavuzunu mazur gorur; erkek ustunlugune dayalı gelenekler silah saldırısına zorlar; farmakolojinin gelisimi, korunmasız dısarıda yasayan insanların tecavuzunu normal kılar; ve tabiki yasın buyuk olması kanuni tecavuze olanak saglar. Tum bunları icinde bulunulan duruma ekledigimizde ve sucluyu bu sekilde giydirdigimizde tecavuzun mukkemmel bir tanımı ile karsılasıyoruz... 20 kişi ve üzeri adam öldürenler; -------------------------------------------------------------------------------- 1.Pedro Alonso Lopez (300+) 2.Henry Lee Lucas & Ottis Toole (6-200+) 3.H.H. Holmes (200+) 4.Gilles de Rais (140+) 5.Luis Alfredo Gavarito (140) 6.Dr. Jack Kevorkian (130) 7.Hu Wanlin (100+) 8.Pee Wee Gaskins (100+) 9.Javed Iqbal (100) 10.Delfina & Maria de Jesus Gonzales (91+) 11.Bruno Ludke (80) 12.Michael Swango (60 +/-) 13.Andrei Chikatilo (52+) 14.Anatoly Onoprienko (52) 15.Ahmad Suradji (42) 16.Gerald Stano (41) 17.Richard "Iceman" Kuklinski (40+) 18.Erszebet Bathory (40+) 19.Moses Sithole (38+) 20.Donald Harvey (34+) 21.Fernando Hernandez Leyva (33-135) 22.John Wayne Gacy (33) 23.Vasili Komaroff (33) 24.Jane Toppan (31+) 25.Gerard John Schaefer (30+) 26.Karl Denke (30+) 27.Micajah & Wiley Harpe (30+) 28.Patrick W. Kearney (28+) 29.Wayne Williams (28) 30.Fritz Haarmann (27+) 31.Roger Andermatt (27) 32.Dean Corll (27) 33.Juan Martin Cantu (26) 34.Leonard Lake & Charles Ng (11-25) 35.Juan Corona (25) 36.Marcel Petiot (24+) 37.Bela Kiss (24) 38.Helene Jegado (23+) 39.Ted Bundy (22+) 40.Arnfinn Nesset (22+) 41.Earl Nelson (22+) 42.Norman Afzal Simons (22) 43.Carl Panzram (21) 44.Thierry Paulin & Jean-Thierry Mathurin (20+) 45.Phoolan Devi (20+) 46.Charles Sobhraj (20) 47.Lucian Staniak (20)
__________________
|
![]() |
![]() |
![]() |
#15 |
Forum Aşığı
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2005
Mesajlar: 4,764
Teşekkür Etme: 111 Thanked 1,308 Times in 803 Posts
Üye No: 4863
İtibar Gücü: 3044
Rep Puanı : 65437
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet :
|
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Henry Lee Lucas ![]() İnsanlık tarihinin gördüğü en korkunç canilerin muhtemelen birincisi. 20 yıl önce yakalandığında Amerika'nın Atlantik kıyısından Pasifik yakasına çeşitli köy, kasaba ve kentlerde 600 kişiyi tek başına öldürmüş. Mezbahadaki celeplere taş çıkartan Henry Lee'yi sorgulayan Dallas polisleri ‘‘Böylesini ne duyduk ne de gördük. İfadesi haftalarca sürdü, kimi nerede, nasıl öldürdüğünü tek tek sıraladı. Kurbanlarının çoğunun adını hatırladı’’ diyor. 1979 yılında işlediği suçlardan 6 kez müebbed hapis, 2 kere 75 yıl, 9 defa 60 yıl mahkumiyetle cezaevine gönderilen Lucas'ın ölüm cezasına çaptırıldığı tek cinayeti ise aynı yıl Teksas'ta öldürdüğü bir kadın. Kimliği tesbit edilemediği için ‘Sarı Çoraplar’ diye kayıtlara geçen cinayet için 2 hafta önce savunma avukatları ‘‘O tarihte Henry Lee Teksas'ta değil Florida'ydı’’ diyerek 30 Haziran gecesi zehirli sıvıyla idamın durdurulmasını Af Kurulu'na kabul ettirdiler. Adam yalnızca katil değil idam mangası ama başta anayasa olmak üzere Amerikan hukuk sistemi hak ve özgürlüklere sığınıp yasa boşluklarını zekice kullanan azılı bir caniyi 600 kişiyi öldürmüş olsa dahi kolayca darağacına gönderemiyor. Roger Andermatt İsviçre'de, bir huzurevi çalışanının yaşlı ve hasta 27 kişiyi öldürdüğü açıklanması kanları dondurdu. İsviçre halkı şimdi Roger Andermatt adlı 'ölüm meleği'nin dehşetini konuşuyor Luzern kentinde basın toplantısı düzenleyen yetkililer, medyada "Ölüm Meleği" olarak adlandırılan Roger Andermatt (32) adındaki erkek hemşirenin, bir huzurevindeki şüpheli ölümler üzerine Haziran sonunda tutuklandığını söylediler. Yetkililer, Temmuz ayında Luzern'de 9 yaşlı kadını öldürdüğünü itiraf eden Andermatt'ın, polisin ölü sayısının daha fazla olabileceği endişesiyle soruşturmayı derinleştirilmesi üzerine 18 kişiyi daha öldürdüğünü kabul ettiğini belirtiler. Yaşlılar ve bakıma muhtaç kimseleri daha fazla acı çekmemeleri için öldürdüğünü söyleyen Andermatt, ülkenin orta kesimindeki Sarnen kasabasında bir huzur evindeki 12 bakıma muhtaç kimse dahil 18 kişiyi öldürdüğünü itiraf etti.
__________________
|
![]() |
![]() |
![]() |
#16 |
Forum Aşığı
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2005
Mesajlar: 4,764
Teşekkür Etme: 111 Thanked 1,308 Times in 803 Posts
Üye No: 4863
İtibar Gücü: 3044
Rep Puanı : 65437
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet :
|
![]() ![]() Hitchhiker Serial Killer(Otostopçu Seri Katil) "Ben masumum. Umarım size de tecavüz ederler bok çuvalları" "Onların paralarını çaldım, onları öldürdüm ve yine yapacağım ve başka birini öldüreceğimi biliyorum çünkü uzun süre insanlardan nefret ettim." "Yaptığım her şeyin altında korkunç bir öfke yatıyor. İdam edilmem gerek çünkü eğer hapisten çıkacak olursam yine cinayet işlerim." Tam adı "Aileen Carol Wuornos" olan ve ABD'nin en ünlü kadın seri katillerinden biri olarak görülen eşcinsel, hayat kadını. 1989-1990 yılları arasında cinsel ilişkiye girdiği bazı kişileri öldürdüğü, ve cesetlerini ormanda sakladığı ortaya çıkmıştır. 7 kişiyi öldürdüğü iddia edilse de, iki kişinin cesedi bulunamamış ve Wuornos 5 kişiyi öldürmekten yargılanmıştır. Çoğu kişiye göre Amerika’nın ilk kadın seri katili çoğu kimseye göre de yalnızca şiddet gördüğü için vahşileşen bir kurbandır. Kişilik gelişiminde "Nurture" çıkmazının etkisi söz konusu olduğunda, bariz bir bicimde "nurture" yani yetiştirilme şartlarının olağan dışılığını ispatlayacak bir hayatı olmuştur Aileen Wuornos'un. Anne babası doğmadan önce boşanır. Babası daha sonra çocuk tacizinden suçlu bulunur ve hapishanede kendini asar. Aileen henüz altı aylıkken annesi bir not bırakıp çeker gider. Büyükannesi ve büyükbabası bakımını üstlenir. Ancak on üç yasındayken tecavüze uğrar, gayri meşru bir çocuk dünyaya getirdiği için o evden de kovulur. Hayatta kalmak için hurda bir arabada barınır, para için fahişeliğe baslar, uyuşturucuya alışır, çoğu zaman da ortalıkta sarhoş olarak gezer. Yine de yirmi yaşındayken yetmiş yaşında bir adamla evlenmeyi başarır ama kocasını bastonla dövdüğü için evliliği sadece bir ay sürer. Nihayet 1986 yılında hayatinin aşkı Tyria Moore adında bir lezbiyenle karşılaşır. Dört sene beraber yasarlar. Ancak Wuornos'a en son darbeyi de sevgilisi vurur ve yakalandıktan sonra aleyhine tanıklık eder. Mahkeme kararıyla Aralık 1989 ve Kasım 1990 arasında toplam 5 kişiyi öldürmekten suçlu bulunur ve ölüme mahkum edilir. Rivayete göre, kararı duyunca "Ben masumum. Umarım size de tecavüz ederler bok çuvalları" diye bağırmıştır. Önceleri öldürdüğü insanların kendisine saldırdığını öne süren Wuornos, idamdan hemen önce ise "Yaptığım her şeyin altında korkunç bir öfke yatıyor. İdam edilmem gerek çünkü eğer hapisten çıkacak olursam yine cinayet işlerim." diyerek suçunu itiraf etti. Wuornos, 9 Ekim 2002 çarşamba günü idam edilmiştir. 2003 tarihli Monster filmi dışında 1993 yılında New York film festivali'nde bir bolumu gösterilen Aileen Wuornos: The Selling of a Serial Killer isimli bir belgesele de konu olmuştur. Gilles De Rais, yani Mavi Sakal’in kadın versiyonu sayılan bir Kara Dul olmadığı, yani belli bir motif ve amaç doğrultusunda kurbanlarını ortadan kaldırmadığı için çoğu profil uzmanına göre bir seri katil sayılmasa da kesinlikle gelmiş geçmiş en soğukkanlı katildir. HAKKINDA FİLM: 1-Monster -Charlize Theron and Christina Ricci 2-Aileen: The Life and Death of a Serial Killer 3-Aileen Wuornos: The Selling of a Serial Killer 12.04.2006 İTİBARİYLE ALMAN POLİSİNDEN İNCİLER; Almanya'daki 8 Türk'ü çete mi öldürdü? Polis: ''Bunlar, bir zincirin ucundaki küçük lambalar. Nerede hata yaptıklarını henüz bilmiyoruz. "Almanya'da seri cinayetlerde öldürülen 8 Türk ile 1 Yunanlının, suç şebekeleriyle ilişkileri olduğu ihtimali üzerinde duruluyor. Cinayetleri araştırmak amacıyla "Bosporus" (Boğaziçi) adı altında oluşturulan cinayet masasının uzmanları, öldürülen kişilerin uyuşturucu mafyası ya da bir suç örgütüyle ilişkileri olabileceğini belirttiler. "Bosporus" Başkanı Wolfgang Geier, "Ölenlerin çoğunun birbirleriyle ilişkisi vardı. Uyuşturucu piyasasında faaliyet göstermiş olabilirler. Bunlar, bir zincirin ucundaki küçük lambalar. Nerede hata yaptıklarını henüz bilmiyoruz" dedi. Adı açıklanmayan bir uzman da "Çoğu kurbanın Türkiye'deki bir ithalat ve ihracat şirketiyle ilişkisi vardı. Bu kişilerin söz konusu şirkete yatırım yaptıklarını tahmin ediyoruz. Kendilerine, yasadışı silah kaçakçılığına ve insan tacirliğine yardımcı olmaları durumunda yüzde 15'e varan oranlarda kazanç sözü verildiğini sanıyoruz" diye konuştu. Kriminolog Christian Pfeiffer ise kurbanlardan şantaj yoluyla para istenmiş olabileceğini belirtirken, Nürnberg kentinde görevli Peter Grösch adlı bir polis yetkilisi, kurbanların kara para aklama olaylarıyla da ilgileri olabileceğini söyledi. Bu arada, Kassel kentinde en son öldürülen internet kafe sahibi Halit Y'nin (21) katilinin yanında ikinci bir kişinin görüldüğü kaydedildi. Almanya'da 2000 yılından bu yana öldürülen 8 Türk ve 1 Yunanlı, 7,65 milimetrelik Çek yapımı "Ceska" marka tabancayla vurulmuştu. PEKİ NE OLMUŞTU: Aynı tabanca ile sekizinci cinayet Almanya'da son beş yıl içinde büfe ve market işleten bir Yunanlı ile sekiz Türk’ün kurban gittiği esrarengiz cinayetler sürüyor. Dortmund Savcısı Dr. Heiko Artkamper, bütün cinayetlerin aynı tip silah ve aynı biçimde işlendiğini, kurbanların cinayet öncesi haraç ya da başka bir sebeple tehdit edilmediklerini, cinayetten kısa bir süre önce sağlık sorunlarından şikayet ettiklerini ve yakınlarına kendilerini iyi hissetmediklerini söylediklerini bildirdi. Savcı, faillerin cinayetleri gündüz saatlerinde kurbanlarının kafalarına yakın mesafeden ateş ederek işlediklerini ve kiralık katillerin işi olabileceğini de söyledi. Cinayetlerin aydınlatılması için 30 bin Euro ödül koyduklarını açıklayan Dr. Artkaemper, Federal Asayiş Dairesi'nin Türk makamlarıyla işbirliği içinde olduklarını da belirtti. Yetkililer katil ya da katillerin Çek yapımı Ceska 7,65 mm silah kullandıklarını açıkladı. Aynı silahla başına kurşun sıkılarak öldürülen Yunanlı büfe sahibinin de Türk olduğu sanılarak hedef seçildiği sanılıyor. Polise gelen ihbarların, katil ya da katillerin yakalanması için kuvvetli ipuçları vermediği öğrenilirken, Habil Kılıç'ın öldürülmesinden sonra bir görgü tanığı, olay yerinden kaçan katil zanlısını orta büyüklükte, yapılı ve sakallı olarak tarif etmişti. Kurbanların, mütevazı hayat süren insanlar olduğu ve yasadışı işlere karıştıkları yönünde hiçbir belirti bulunmadığı belirtiliyor. Alman polisi katil ya da katilleri yakalamak için seferber oldu. Cinayetlerle ilgili 2 robot resim yayınladı. KURBANLAR: 1) 9 Eylül 2000-Nürnberg'de çiçekçilik yapan Enver Şimşek, 2) 13 Haziran 2001-Nürnberg'de terzi Abdurrahman Özdoğru, 3) 28 Haziran 2001-Hamburg'da market işletmecisi Süleyman Taşköprü, 4) 29 Ağustos 2001-Münih'te manav Habil Kılıç, 5) 25 Şubat 2004-Rostock'ta döner büfesi işleten Yunus Turgut, 6) 9 Haziran 2005-Nürnberg'de dönerci İsmail Yaşar, 7) 15 Haziran2005-Münih'te çilingirlik yapan Yunanlı Theodorus Boulgarides, 8) 4 Nisan 2006-Dortmund'da büfeci Mehmet Kubaşık, 9) 10 Nisan 2006-Kassel’de internet kafe sahibi Halit Y. ARTVIN CANAVARI - BALTACI KATIL 'Yasli insanlari öldürüyorsam da bunlar zaten zamanlarini doldurmuslar. Onlar bizim yerimize fazladan yasiyorlar. Belki de bizim kismetimizi yiyorlar. Hem kendimi tatmin ediyordum, hem de onlari öldürerek toplumu rahatlatiyordum,' 'Artvin Canavari' olarak bilinen Adnan Çolak 1992 ve 1995 yillari arasinda Artvin ve ilçelerinde yaslari 68 ile 95 arasinda degisen Hacer Kars, Ziver Bildirici, Hayriye Bildirici, Kevser Aksoy, Osman Aksoy, Hüseyin Korkmaz, Asiye Korkmaz, Ayse Bayram, Ahmet Bayram, Ahmet Gümüs ve Abuhayat Gümüs'ü öldürdü. Öldürdügü alti kadina tecavüz eden Adnan Çolak, Zonguldak'ta yakalandi, alti ayri idam ve 40 yil hapis cezasi aldi. ARTVIN CANAVARI KORKU SALDI Tam üç yil boyunca, Artvin ve köylerinin üstünde o güne kadar hiç görülmemis bir korku kol gezdi. Suç nedir bilmeyen Artvinliler bu sürede seri cinayetle tanisti. Öldürülen on bir kisi kendi halinde yaslilardi. 18/01/2003 16 Ekim 1992... 15 yasindaki kizlariyla Artvin'in Seyitler Köyü'nde yasayan Hüseyin ve Asiye Korkmaz çifti için o günün, digerlerinden farki yoktu. Baba, saat 23:00'e dogru yatmak istedigini söyledi. Ayaga kalkacagi sirada karisinin çigligiyla irkildi. Evin çatisi tutusmustu. Elbirligiyle yangini söndürdüler. Baba-kiz içeri girerken, kadin közleri dagitmak için geride kaldi. Bu sirada arkasinda bir ses isitti. Döndügünde elinde baltayla dikilen bir adam gördü. Sonrasini zamanın Artvin Asayis Sube Müdürü Erdinç Elbe anlatiyor: "Kiz çocugunun annesini ve babasini baltayla öldürmüs sahis. Daha sonra kiz çocuguna evin ahirinda iki defa tecavüz etmis. Daha sonra kizi olay yerinin birkaç kilometre ilerisinde bulunan magaraya götürüp orada da tecavüz etmis." Bir yil sonra Soganli Köyü'nde oturan Ziver Bildirici ve gelini Hayriye Bildirici bir sabah evlerinde ölü bulundu. Kurbanlar, baslarina keserle vurularak öldürülmüstü. Kadina tecavüz edilmisti. Artvin halkinin yasadigi artik korkudan çok saskinlikti. Herkesin birbirini tanidigi, kapilarin kapatilmadigi bu yerde, bu cinayetleri kim islerdi? Iki köy birbirine birkaç kilometre uzaklikta olmasina ragmen yetkililerin aklina bir yil önce islenen cinayetle bag kurmak gelmiyordu. Ama halk baglantiyi kurmustu. Katilin ayni kisi oldugunu sezmis ve ona bir isim bile takmisti: Baltaci. Artvinliler'in "Baltaci" adini verdigi katil ikinci cinayetten üç ay sonra tekrar harekete geçti. Bu kez Savsat'in Köprükaya Köyü'nde oturan 60 yasindaki Ahmet ve Abuhayat Gümüs tipki önceki cinayetlerdeki gibi öldürüldü. Ilk iki cinayetten farkli olarak bu kez katil, evin altini üstüne getirmisti. Belki de olaya hirsizlik suçu vermek istemisti. Dört ay sonra Salkimli Köyü'nde yalniz yasayan 62 yasindaki Hediye Sancaktaroglu, ahira gitmek üzere evden çikti. Çalismaya baslayacakti ki, yaninda, karanligin içinde beliren adami fark etti. Tahrayi kaldirdi ama adam ondan daha genç ve çevikti. Katil, yasli kadinin elinden aldigi tahrayla kafasina vurdu, ardindan tecavüz etti. Kadini biraktiginda öldügünü saniyordu. Oysa yasli kadin kafasindaki agir yaraya ragmen kurtuldu. Artvin halki, olayi çözemeyen güvenlik güçlerine ates püskürüyordu. Katil cinayet araliklarini siklastirirken, polis ve jandarmanin elinden hiçbir sey gelmiyordu. Sancaktaroglu olayindan tam dört ay sonra Ardanuç'un Gümüshane Köyü'nden 60 yasindaki Osman ve Kevser Aksoy öldürüldü. Bu olaydaki tek fark katilin yasli çiftin evlerini yakmasi oldu. Cesetler neredeyse kimlik tespiti yapilamayacak kadar yanmisti. Katil ipucu birakmamaya kararliydi. Sira dört ay sonra, önce 70 yaslarindaki Ahmet ve Ayse Bayram çiftine, sonra da 70 yasindaki Hacer Kars'a geldi. Yine görgü tanigi, suç aleti, parmak izi ve katilden eser yoktu. Ama yapilan ceset incelemesinde ilk defa bir ipucu bulundu. Kurbanin tirnaklari arasinda ve vajinasinda doku artiklari. Doku artiklarinin DNA incelemesini Adli Tip Kurumu Biyoloji Laboratuari’nda yapildi. Sonuç olumsuzdu. Doku artigi katile degil Kars'in kendisine aitti. Ayrica kurbandan alinan kil örnekleri de ipucu olmadi. Bunlar da katile degil kurbana aitti. Katil geride iz birakmamayi yine basarmisti. Sona dogru Merkeze birkaç kilometre uzakliktaki Salkimli Köyü'nde oturan 58 yasindaki Hediye Ipek, torunu Mesut'u beklemekten vazgeçti. Uykusu gelmisti. Bu sirada evin çatisinda sesler duydu. Korktu. Eline balta alarak açik duran pencereye yöneldi. Disariya göz gezdirdi. Kimseyi göremedi. Pencereyi kapatmak için elini uzatti. Katilin son kurbani Hediye Ipek'ti. Adam, yasli kadinin bogazini tülbentle sikmis, nefes almasi duruncaya kadar beklemis daha sonra da tecavüz etmisti. Evi terk ettiginde kadinin öldügünü saniyordu. Ama Hediye Ipek ölmedi. Son gayretle komsularini yardima çagirdi. Ardindan da bayildi. Hediye Ipek, gözünü açtiginda Artvin Devlet Hastanesi'ndeydi. Ifadesini almak üzere polis basinda bekliyordu. Yasli kadin saldirgani açik açik tanimliyordu. Adami iyi görmüstü. Esmerdi, biyikliydi, üzerinde kot pantolon ve yakali kisa kollu bir tisört vardi. Iskarpin ayakkabilar giymisti. Daha da önemlisi adami tanimisti: Artvin'in aylardir aradigi saldirgan kendi komsusu Adnan Çolak'ti. "Beni saçimdan tutup asagi bastirdi. O anda da isigi kapatti. Basörtümü bogazima dolayip sikmaya basladi. Yalvardim ama hiç sesini çikarmadi. Saçini çekmek için basina elimi uzattim ama saçini tutamadim. Yüzünü tirmalayip tirmalayamadigimi bilmiyorum. O sirada kendimden geçmisim." 28 yasindaki Adnan Çolak, Hediye Ipek'in ifadesi dogrultusunda ayni gün tutuklandi. Artvin de korkunun yerine saskinlik almisti. Adnan Çolak herkesin tanidigi, bildigi biriydi. Herkesle birlikte Baltaci'ya lanetler okumustu. Üç çocuklu zanlinin yakinlarina göre bilinen tek kötü aliskanligi arkadaslariyla içtigi birkaç kadeh içkiydi. Çolak'in evinin aranmasi, gece yarisina dogru yapildi. Evde üçüncü kurbanin evinden alinmis beyaz telefon makinesi bulundu. Ayrica olay gecesi Hediye Ipek'in tarif ettigi giysiler de evdeydi. Dava basliyor Adnan Çolak yargilamasina Artvin Agir Ceza Mahkemesi'nde baslandiginda Türk adli tarihinin en uzun durusmalarindan birine de baslanmisti. Çolak'a yöneltilen ilk soru neden yasli insanlari öldürdügü oldu. Sanigin ürpertici cevabini Gazeteci Tolga Gül anlatiyor: 'Yasli insanlari öldürüyorsam da bunlar zaten zamanlarini doldurmuslar. Onlar bizim yerimize fazladan yasiyorlar. Belki de bizim kismetimizi yiyorlar. Hem kendimi tatmin ediyordum, hem de onlari öldürerek toplumu rahatlatiyordum,' türünde seyler söylüyordu." Çolak'in ifadesinden kurbanlarindan hiçbiriyle düsmanligi olmadigi, hepsini rasgele seçtigi anlasiliyordu. Cinayetten önce içki içiyordu. Durusmada ilk cinayetini anlatirken sogukkanliydi. "Çobanlik yaptigim günlerde Korkmaz ailesinin evini gözlüyordum. Olay gecesi, etrafta kimsenin olmadigina kanaat getirdikten sonra evin üzerine ve bacaya tas atmaya basladim. Gayem disari çikmalarini saglamakti. Bu sirada çati boslugunda bulunan çaputlar gözüme çarpti. Onlari atese verip evden disari çikmalarini sagladim." "Köyde yalniz yasadigini bildigim Hediye Ipek'in evine gittigimde de gayem öldürüp sonra da irzina geçmekti. Kadinin evde yalniz olduguna emin olduktan sonra harekete geçtim. Bogusma sirasinda 'Seni tanidim,' diye bagirdi. Ama sesimi çikarmadim. Saçlarima, hayalarima dalmak istedi. Ama engel olamadi. Atletimdeki küçük kan lekesinin bu sirada bulastigini saniyorum. Çünkü kadinin agzindan kan geldigini gördüm. Kan gelince ölecegini düsündüm." Çolak yalniz olaylari anlatmakla kalmiyor, cinayetlerinin nedenini de tahlil ediyordu. Gazeteci Gül'ün tanikligiyla: "Okul hayatini, çocukluk hayatini anlattigi dönemde söyledigi bir sey vardi. Yedi-sekiz yaslarindayken annesiyle babasinin cinsel iliskiye girdigini izledigini söylemisti. Belki de bilinçaltinda yasli insanlara tecavüz etmesinin temelinde bunun olabilecegini de söylemisti. Psikolojik tespitti aslinda bu." Mahkeme heyeti güvenlik nedeniyle davayi Zonguldak 1. Agir Ceza Mahkemesi'ne göndermeye karar verdi. Belki mahkeme, Adnan Çolak'in izlerinin Artvin'den bir an önce silinmesini istiyordu. Çolak'in savunmasini üstlenen Avukat Yakup Yürektürk, cinayet silahlarindan hiçbirinin ele geçirilememis olmasi üzerinde duruyordu. Savunmaya göre Çolak'in suçlu oldugunu ispatlayan elde hiçbir somut delil yoktu. Evinde bulunan ve Bayram çiftine ait olan beyaz telefondan baska. Ancak Yürektürk'ün göz ardi ettigi bir sey vardi. Çolak, Bayram çiftinin telefon hattina ait 2952 numarasini silmeyi unutmustu. Ya da yakalanmayacagindan çok emindi. Telefonun eve nasil geldigini Adnan Çolak'in karisi Suzan Çolak söyle anlatti: "Evimizde telefon hatti yoktur. Esim, beyaz telefon makinesini bundan alti ay önce Ramazan ayindan önce eve getirdi. Artvin'den satin aldigini söyledi. Ama neden satin aldigini söylemedi." Ihtiras dilekçesi Çolak yargilama sirasinda cinayet islemesine neden olarak 11 yasina kadar anne ve babasiyla ayni yatakta uyumasini gösterdi. Çocukken amcasinin oglu kendisine tecavüz etmisti. Menenjit geçirmisti. Içki içtiginde kendisine hakim olamiyordu. Durusmalar boyunca Çolak, savciliga, mahkeme heyetine defalarca mektup yazdi. Bu mektuplardan en ilginci yargilanmayi beklerken Artvin Cumhuriyet Bassavciligi'na yazdigi mektuptu. Mektup tam yedi sayfaydi ve adi, 'Ihtiras dilekçesiydi. Temmuz 1995 tarihli bu mektubunda suçsuz oldugunu ve cinayetleri kendisinin islemedigini söyledi. Bu mektuptan üç gün sonra kaleme aldigi mektupta suçunu itiraf ediyor ancak cinayetler sirasinda yaninda iki arkadasinin bulundugunu öne sürüyordu. Savciligin yaptigi arastirma sonunda suç ortagi olmakla suçlananlardan birinin söz konusu tarihlerde askerde oldugu ortaya çikti. Adnan Çolak'in cinayetlerinde nasil parmak izi birakmadigi da bu mektupta anlasildi.: "Yaptigimiz olaylarda siyah deri eldiven kullaniyordum." 23 Haziran 2000... Yargilama bes yil sürdü. Zonguldak 1. Agir Ceza Mahkemesi, 25 yasinda cinayet islemeye baslayan Adnan Çolak'i taniklar, teshisler ve deliller isiginda alti kez idam, 112 yil agir hapis cezasina çarptirdi. Aslinda Adnan Çolak çok daha önce yakalanabilirdi. Bugün emniyet güçleri bunu dogruluyor. Onlara göre Çolak'in hemen yakalanamamis olmasinin iki nedeni var: O günlerde Karadeniz'i kasip kavuran Natasa sorunu nedeniyle bu cinayetlere hak ettigi önemin verilmemis olmasi ve delillerin dogru takip edilmemesi. Artvin Canavari'nin dosyasi, ipuçlari bilimsel yöntemler kullanilarak takip edilmediginde nelere mal olabilecegini göstermesi açisindan önemli bir dava dosyasi olarak karsimizda duracak. HAKKINDA KITAP: Çoruh Seni Lanetliyor: Bir Katilin Anatomisi-Yazar-Orhan Yildirim
__________________
|
![]() |
![]() |
![]() |
#17 |
ÇaKaL Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2006
Konum: Kaf Dağının Arkası
Yaş: 37
Mesajlar: 1,408
Teşekkür Etme: 152 Thanked 148 Times in 79 Posts
Üye No: 16717
İtibar Gücü: 1861
Rep Puanı : 19082
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() çok çoooook geniş bilgiler için sağol.
umarım hepsini okumaya vakit bulurum. |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 2 (0 üye ve 2 misafir) | |
|
|
![]() |
||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Geçmişten Günümüze Seri Katiller | Kéan aRs | Eskiler (Arşiv) | 38 | 02-08-2008 03:21 AM |
Seri Katiller,Resimleri,Öz Geçmişleri | jockeя | Efsaneler ve Korku Hikayeleri | 35 | 10-02-2007 07:20 PM |
ünlü Seri Katiller | Bostandere | Eskiler (Arşiv) | 1 | 05-06-2006 09:44 PM |
Yerli seri katiller | Bostandere | Eskiler (Arşiv) | 1 | 03-20-2006 03:16 AM |
ünlü Seri Katiller | Bostandere | Eskiler (Arşiv) | 5 | 03-15-2006 04:04 PM |