www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee  

Geri Git   www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee > Forum > Eskiler (Arşiv)

Eskiler (Arşiv) Eski konular

CevaplaCevapla
 
Konu Araçları Görünüm Modları
Old 10-23-2007, 12:21 PM   #11
KoJiRo
Aşmış Üye
 
KoJiRo Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: KoCaELi
Yaş: 40
Mesajlar: 34,356
Teşekkür Etme: 21
Thanked 162 Times in 97 Posts
Üye No: 23848
İtibar Gücü: 8779
Rep Puanı : 54700
Rep Derecesi : KoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan







__________________
KoJiRo çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 10-23-2007, 12:21 PM   #12
KoJiRo
Aşmış Üye
 
KoJiRo Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: KoCaELi
Yaş: 40
Mesajlar: 34,356
Teşekkür Etme: 21
Thanked 162 Times in 97 Posts
Üye No: 23848
İtibar Gücü: 8779
Rep Puanı : 54700
Rep Derecesi : KoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

__________________
KoJiRo çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 10-23-2007, 12:22 PM   #13
KoJiRo
Aşmış Üye
 
KoJiRo Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: KoCaELi
Yaş: 40
Mesajlar: 34,356
Teşekkür Etme: 21
Thanked 162 Times in 97 Posts
Üye No: 23848
İtibar Gücü: 8779
Rep Puanı : 54700
Rep Derecesi : KoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

















__________________
KoJiRo çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 10-23-2007, 12:22 PM   #14
KoJiRo
Aşmış Üye
 
KoJiRo Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: KoCaELi
Yaş: 40
Mesajlar: 34,356
Teşekkür Etme: 21
Thanked 162 Times in 97 Posts
Üye No: 23848
İtibar Gücü: 8779
Rep Puanı : 54700
Rep Derecesi : KoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

akvaryum için birkaç balık

MALAWİ ÇİKLİTLER
AHLİ (Sciaenochromis ahli)

Malawi Gölü'nün çok derin kayalık bölgelerinde yaşar. Erkekler 18, dişiler 15 cm. kadardır. Türe özgü karma akvaryumlarda bakılabilirse de diğer mavi renkli Malawi çiklitlerine karşı saldırgan davranışlar gösterebilir. pH 7,5-8,5 arasında olmalıdır. 24-26C sıcaklık yeterlidir. En az 150 litrelik bir akvaryumda bakılması gerekir. Bakımı tecrübe gerektirir. Etçil beslenir. Küçük balıklarla ve balık yavrularıyla beslenir. Kabukluları da yerler. Bu yüzden küçük balıklarla bir arada bulundurulmaması gerekir. En uygunu dondurulmuş canlı yemlerdir. Dondurulmuş yem bulunamıyorsa, kıyılmış karides, midye ve balık etleri de verilebilir. Yaklaşık 1 yılda cinsel olgunluğa ulaşan erkekler :-):-):-):-)lik mavinin tonlarını taşırlar. 6. ayda erkeklerde kafa bölgesinden başlayan renklenme, 12. aya dek sürer. Taşlarla saklanma yerleri oluşturulmuş geniş akvaryumlarda diğer benzer boy ve beslenme alışkanlığındaki Malawi çiklitleriyle beraber bakılabilirler. Bitkilere zaman zaman zarar verebilirler. Erkekler, diğer mavi Afrika çiklitlerine karşı çok saldırgandır. Hangi türden olursa olsun, akvaryumda sadece bir tane mavi renkli Malawi erkeği bulunmalıdır. 1 Ahli erkeğine en az 3 Ahli dişisi düşmelidir. Erkek balık tarafından sürekli kovalanan dişiler için akvaryumda taşlarla saklanma yerleri oluşturmak gerekir. Yumurtlamadan sonra erkek dişiyi çok hırpalayabilir; yumurtlama akvaryumunda dişi için mutlaka bolca saklanma yeri olmalıdır. Bir seferde ortalama 50-60 yumurta bırakılır. Genellikle ancak yaklaşık 1/4' dişi çıkan yavrular, eşitsiz büyüme eğilimindedirler. Kardeşler arası yamyamlığı engellemek için yavruları düzenli aralıklarla boylarına göre ayırmak gerekir; aksi halde yavrular arasında hiç dişi kalmayabilir. Boyları erkeklere göre küçük olan dişiler, ilk önce yem olurlar. Bu turu satın alırken, dişi çıkma şansını artırmak için küçük yavrulardan birkaç tane seçmek gerekir.

AURATUS (Melanochromis auratus)


Anavatanı Malawi Gölü'nün kayalık kıyıları olan bu balık 15 cm. boya erişebilir. Saldırgan bir balık olan auratus, karma akvaryumlarda beslenmemelidir. Bitkisel ve hayvansal beslenirler. pH 7 olmalıdır. 22-26C sıcaklığı severler. Bakımı tecrübe isteyen bu balık için en az 100 litrelik bir akvaryum gerekir. Dişiler yumurtalarını ağızlarında taşırlar. Üretimi çok zor değildir. Bir çift auratus, kısa surede tüm akvaryumun egemenliğini ele geçirebilir

BORLEYİ (Copadichromis borleyi)

Malawi Gölü'nün kayalık kıyılarında doğal olarak bulunurlar. 12-13 cm. boya ulaşabilirler. Bakımı çok fazla tecrübe gerektirmeyen bu balık en az 200 litrelik akvaryumlarda beslenmelidir. Türe özgü karma akvaryumlarda beslenmesi tavsiye edilir. pH 7-8 arasında olmalıdır. 25-26C sıcaklığı severler. Etçil beslenen bu balıklara ağırlıklı olarak canlı yemler verilmelidir. Üretilmeleri çok zor sayılmaz. Üretim için dişi sayısı çok fazla tutulmalı ve türe özel akvaryumlar kurulmalıdır. Suru halinde ürerler, yumurta dökmeden önceki dişilerin dansları ilginçtir.

JOHANNİ (Melanochromis johannii)

Malawi Gölü'nün sığ ve kayalık kısımları bu balığın anavatanıdır. Erkekleri dişilerden daha iridir. Erkekler 13 cm. civarındayken dişiler 10 cm. civarında boy alırlar. çok saldırgan oldukları için karma akvaryumlarda bakılmamalıdırlar. Erkek ve dişi ayrı ayrı kendi bölgelerini korurlar. Etçil ve otçul beslenirler. En az 150 litrelik bir akvaryum gerektiren bubalık için pH 7-8 arasında olmalıdır. 24-26C sıcaklığı severler.

SARI PRENSES (Labidochromis caeruleus)

Ülkemizde de çok sevilen Sarı Prenses, küçük boyda kalan barışı sayılabilecek Malawi çiklitlerinden biridir. Doğada daha çok 10-40 metre arası derinliklerde kayalık kıyılarda yaşarlar. Temel besinleri kayaların üstünü kaplayan yosun tabakasıdır. Çoğunluğu yosunlarda oluşan bu kaya tabakalarının içindeki küçük kabuklular, su böcekleri ve planktonlar da beslenmelerine katkıda bulunur. Dişiler kuluçka suresince yumurtalarını ağızlarında saklarlar. Akvaryumlarda diğer Labidochromis türleri ile beraber bakılabilirler. Akvaryumları bol saklanma yeri ve optik bölge sınırları oluşturacak şekilde kayalarla dekore edilmelidir. Bir erkek, yaklaşık 40-50 cm çapındaki bir bölgeye sahip çıkar. Her erkeğe en azından dişi düşmesi şartıyla, çok geniş ve kalabalık akvaryumlarda birden fazla erkek de barındırılabilir. Erkekler dişilerden büyüktür. Erkeklerin boyu 8 cm. olabilir ama dişiler genellikle 7 cm. 'den yukarı boy alamazlar. En az 100 litrelik bir akvaryum gerektirir. pH 7 olmalıdır. Sıcaklık ise ortalama 25C olmalıdır.
__________________
KoJiRo çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 10-23-2007, 12:22 PM   #15
KoJiRo
Aşmış Üye
 
KoJiRo Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: KoCaELi
Yaş: 40
Mesajlar: 34,356
Teşekkür Etme: 21
Thanked 162 Times in 97 Posts
Üye No: 23848
İtibar Gücü: 8779
Rep Puanı : 54700
Rep Derecesi : KoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

TREWAVAS (Labeotropheus trewavasae)

Doğal olarak Malawi Gölü'nün kayalık kıyılarında bulunur. Erkekleri dişilerden daha büyüktür. En az 100 litrelik bir akvaryumda beslenmelidirler. pH 7,5 olmalıdır. 25C sıcaklıktan hoşlanırlar. Bakımı tecrübe isteyen bu tur, etçil ve otçul beslenir. Saldırgan bir balık olduğu için türe özel akvaryumlarda tutulmalıdırlar.


VENUSTUS (Nimbochromis venustus)

Malawi Gölü'nün kumluk kıyı kesimlerinde yaşarlar. 20-25 cm. boya ulaşabilen bu balık, saldırgan olduğu için türe özgü karma akvaryumlarda tutulmalıdırlar. Etçil ve otçul beslenirler. pH 7 olmalıdır. 25-26C sıcaklıktan hoşlanırlar. Dişileri ağızlarında kuluçkaya 120 kadar yumurta yatırır. en ez 250 litrelik bir akvaryumda beslenmesi gereken bu turun bakımı çok tecrübe ister.


YUNUS ÇİKLİT (Cyrtocara moorii)

Malawi Gölü'nün kumluk kıyı bölgeleri doğal yaşam alanlarıdır. Erkekleri 20 cm. boy alabilirken dişileri 15-17 cm. kadar büyüyebilir. Yunusa benzediği için ülkemizde bu isimle anılır. Bakımı tecrübe ister. Etçil bir balıktır. Dişileri 10-100 adet yumurtayı ağızlarında saklarlar. En az 250 litrelik bir akvaryum gerektiren bu balık için pH 7 olmalıdır. 26C sıcaklığı severler.

ZEBRA ÇİKLİT (Pseudotropheus zebra)

Malawi Gölü'nün kumluk kıyı bölgeleri doğal yaşam alanlarıdır. Erkekleri 20 cm. boy alabilirken dişileri 15-17 cm. kadar büyüyebilir. Yunusa benzediği için ülkemizde bu isimle anılır. Bakımı tecrübe ister. Etçil bir balıktır. Dişileri 10-100 adet yumurtayı ağızlarında saklarlar. En az 250 litrelik bir akvaryum gerektiren bu balık için pH 7 olmalıdır. 26C sıcaklığı severler.
__________________
KoJiRo çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 10-23-2007, 12:23 PM   #16
KoJiRo
Aşmış Üye
 
KoJiRo Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: KoCaELi
Yaş: 40
Mesajlar: 34,356
Teşekkür Etme: 21
Thanked 162 Times in 97 Posts
Üye No: 23848
İtibar Gücü: 8779
Rep Puanı : 54700
Rep Derecesi : KoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

iyi cins lepistesler nasıl yetiştirilir

1- Orta Amerikadan Brezilya’ya kadar geniş bir habitatta bulunan Lepistesler (Poecilia reticulata) geniş su şartlarında yaşayabilen canlılardır . Ph değeri 7,2 olan sular ideal olmakla beraber , bu orandan makul derecede düşük ve yüksek ph değerine sahip sularda beslenebilmektedirler . Uygun bir şekilde 6,4 ile 8,6 arasındaki su değerlerine adapte edilebilen ve bu su değerlerine alışabilen canlılardır .

Yaklaşık 30 litre hacminde bir akvaryum sağlıklı ırklar elde edebilmek için çiftleştirilecek olan Lepistesler için uygundur . Dikkat edilmesi gereken nokta bu balıkların doğada sürü halinde yaşadıkları unutulmadan 1 dişi 1 erkek şeklinde üretime gidilmemesi , gurubun dişi sayısı fazla olmak kaydıyla 1-3 , 2-3 , 3-4 şeklinde meydana getirilmesidir . Üretim tankı su ile doldurulmadan önce tankın yeterince steril olduğuna emin olmak gerekir . Tank yarısına kadar yetişkin Lepisteslerin alınacağı akvaryumda bulunan su ile doldurulur . Üretimde kullanılacak gurup tankın içine alındıktan sonra artık o tankın su değişimleri yapılacak olan su ile (musluk suyu , damacana vb.) tankın geri kalan yarısıda doldurulur . Bu doldurma işlemi 1 saatin altında olmamak kaydıyla eşit ekleme ve periyodlarla yapılır . Eğer balıklar bu su eklemelerle olağan dışı tepkiler vermeye başlamışlarsa bunu sonlandırmak yada ekleme periyodlarını daha uzun sürelere yaymak gerekir . Tankın geri kalan kısmıda su ile doldurulduktan yaklaşık 1 saat sonra az miktarda artemia yada yine az miktarda kuru yem verilebilir . Aynı gün içinde tekrar bir yemleme yapılmaması gerekir .

Yaklaşık bir ay içinde anaçlar yavrulamaya başlayacaktır . Bu dönemde yavruların ayırılabileceği bir akvaryumun bulunmasına özen gösterilmelidir .

2- Yavru lepistesleri aşırı büyük akvaryumlarda büyütmeye çalışmak sizin için dezavantaj olacaktır . Fazla büyük akvaryumlarda yem bulmaları zorlaşacağı gibi bunun için harcadıkları enerji miktarıda artacaktır . Dünyaya gelen yavrularınızın sayısı 60’ın altındaysa sizin için 40 litrelik bir akvaryum yeterli olacaktır .

3- Yavru Lepisteslerin ilk 1 aylık beslenme süreci büyük önem taşımaktadır . Bu dönemde artemia ile beslenmeleri gelişimlerine oldukça faydalı olacaktır . Yavrulara verilecek artemiaların yumurtadan yeni çıkmış olmalarına özen gösterilmelidir . Artemiaların yumurtadan çıktıktan 12 saat kadar sonra besin değerleri gittikçe düşmeye başlayacaktır.

4- Çoğu hobicininde üretim akvaryumlarında kullandığı iç filtreler filtreleme için yeterli olacaktır . Dikkat edilmesi gereken nokta bu filtrelerin oluşturduğu aşırı akıntıyı yayarak yavruların rahat hareket edebilmesine olanak tanımaktır . Filtre malzemesi olarak bir parça polyester pamukla beraber dolomit çakıl yeterli olacaktır . Dolomit çakılın espirisi suyu tamponlamaya yardımcı olacağıdır . Dolomit çakıla bir başka alternatif olarak ise istiridye kabuğu düşünülebilir . Aynı zamanda sünger pipo filtrelerde yavru akvarumunda kullanılabilir . Pipo filtrelerin avantajı yavruları çekip zarar vermemesidir . İç filtrelerinde yavruları çekip zarar vermemesi için ızgaraların etrafı kadın çorabıyla kapatılabilir . En önemli nokta biyolojik filtrasyonu sağlayan sünger filtrelerin taze sudan geçirilip yararlı bakterilerin ölmesine fırsat vermemektir .

5- Haftalık 30-50% lik su değişimleri yapmak yavru balıkların gelişimi , yem artıkları ve dışkıların ortamdan çıkarılması için faydalı olacaktır . Kendi deneyimlerim ışığında haftalık 30-50% lik su değişimleri yerine günlük 15-20% lik su değişimlerinin yavruların gelişiminde daha fazla katkı sağladığını söyleyebilirim . Su değişimleri yapılırken sifonlama tankın tabanından yapılmalıdır . Su değişimlerinde bir başka önemli nokta ise değişimde kullandığımız su ile akvaryum suyu koşulları arasındaki farkı olabildiğince az tutmaktır . Bu farkın olup olmadığını güvenilir test kitlerinin yardımıyla anlayabiliriz . Tabiki öncelikle akvaristlerin su kimyasının prensiplerini ve bu prensiplerin tropikal balıklara bakmaktaki önemini kavraması gerekmektedir .

6- Yavruları az ama sık beslemek arzu edilen sağlıklı ve canlı renkli Lepisteslere sahip olmada en iyi yoldur . Küçük parçacıklar haline getirilmiş kaliteli kuru yemlerle her saat başı yapılacak yemleme yavruların gelişimi açısından iyi olacaktır . Dondurulmuş kuru yemleri ise yavrular sindirmekte zorlanacaktır . Eğer kuru yem verilecekse yavrulara verilecek yemin önce su dolu bir bardağa atılarak suyu emdikten sonra yavrulara verilmesi sindirimi kolaylaştıracaktır . Aynı zamanda yavruların bitki ve yosun içerikli yemlerle beslenmesi sindirim sisteminin gelişimi açısından faydalı olacaktır .

7- 8-9 haftalık yavruları cinsiyetlerine göre ayırmak mümkün olacaktır . Bu ayırım gereklidir ; çünkü her zaman karşılaşılmasada gelişimini tamamlayamamış dişiler gebe kaldığı taktirde büyümeleri durmakta ve istenilen forma ulaşamamaktadırlar . Aynı zamanda ileride yapılması düşünülen çaprazlamalar içinde , kız dişilere ihtiyaç olacaktır . Yavruları cinsiyetlerine göre ayırmada en kesin yöntem anal yüzgeçlere bakılarak yapılan ayrımdır . Ventral yüzgeçlerin arasında yer alan anal yüzgeç dişilerde vücuda tamamen yapışık yarım ay şeklindeyken , erkeklerde gonopod denilen üreme organı şeklini almış daha ince ve uzundur . Eğer yüksek kalitede bir soy elde edilmek isteniyorsa cinsiyetleri belli olan yavrular arasında ayıklama yapılmalı ve düzgün , istenilen forma sahip üretilmiş genç balıklar üzerinde üretime devam edilmelidir .

8- Yetiştirme tanklarının taban malzemesi bulunmayan sadece cama cam akvaryumlar olmasında fayda vardır . Bu tür akvaryumlardan ağır metalleri uzaklaştırmak kolay olacağı gibi taban malzemesinin yapacağı salınımlarda mevcut olmayacak aynı zamanda haftalık ve günlük bakımlar daha az zahmet gerektirecektir . Eğer arzu ediliyorsa riccia fluitans , lemna minor tarzında su üstü bitkilerinin yetiştirme tankından bulunması faydalı olacaktır .

9- Anaç ve yavru lepistesler için en uygun su sıcaklığı 24-25C. iken , nispen daha yaşlı lepistesler 22-23C gibi daha düşük sıcaklıklarda beslenebilirler .

10- Eğer sistemli bir üretim düşünülmüyor ve yavruları ayırmayı planlamıyorsak , yetişkinleri koyacağımız akvaryum bol bitkilendirilmiş ve herhalde büyük oranda saklanma yerine sahip şekilde dizayn edilmiş bir akvaryum olmalıdır . Bu özellikleri taşımayan bir akvaryumda lepistes beslerken , doğal seleksiyondan söz edilemeyeceği gibi akvaristlik etiğinede aykırı davranılmış olunacaktır
__________________
KoJiRo çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 10-23-2007, 12:23 PM   #17
KoJiRo
Aşmış Üye
 
KoJiRo Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: KoCaELi
Yaş: 40
Mesajlar: 34,356
Teşekkür Etme: 21
Thanked 162 Times in 97 Posts
Üye No: 23848
İtibar Gücü: 8779
Rep Puanı : 54700
Rep Derecesi : KoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Akvaryum Balıklarından görüntüler





__________________
KoJiRo çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 10-23-2007, 12:23 PM   #18
KoJiRo
Aşmış Üye
 
KoJiRo Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: KoCaELi
Yaş: 40
Mesajlar: 34,356
Teşekkür Etme: 21
Thanked 162 Times in 97 Posts
Üye No: 23848
İtibar Gücü: 8779
Rep Puanı : 54700
Rep Derecesi : KoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

deniz'in mücizeleri..

BALIKLARIN VÜCUDUNDAKİ TASARIM
Su direncini kıran Kayganlaştırıcı Madde
Balıkların pek çoğunun vücutları oldukça dayanıklı bir deri ile kaplanmıştır. Deri, alt ve üst olmak üzere iki tabakadan oluşur. Üst deri içerisinde mukus salgılayan sayıda bez bulunmaktadır. Mukus kaygan ya da yapışkan bir yapıda olup, balığın su içerisinde hareketi sırasında sürtünmeyi en alt düzeye indirir. Ayrıca kayganlık özelliğiyle de düşmanları tarafından yakalanmayı da zorlaştırır. Mukusun bir başka özeliği de hayvanı hastalık yapan organizmalara da karşı korumasıdır.

Balıklarda suyun vücuda Girmesini engelleyen Tabaka
Bu balıklarda üst deride keratinimsi bir tabaka mevcuttur. Bu tabaka suyun vücuda girmesini engelleyerek, balığın vücudundaki iç basınç ile dış ortam basıncının dengelenmesini sağlar. Eğer bu tabaka olmasaydı, balığın vücudu zarar görecek, hatta içeri su girmesi nedeniyle basınç dengesi bozulur ve balıkta ölürdü.

Balığın vücudundaki Mükemmel Denge ve Yapı Tasarımı
Balığın omurgası vücudun dik durmasını sağlamaktan başka, yüzgeçler ile istemli hareket eden kasların bağlanmasını da sağlayarak hareket etmeye yarar; kuyruğun son kısmını destekleyen yelpaze şeklindeki kemiklerle sona erer. Balıkların ağırlık merkezleri genellikle hava keseleri içinden geçer. Balıkta dengenin bozulması halinde çift yüzgeçlerin çok küçük hareketleriyle balık yeniden dengeyi sağlayabilir veya istediği pozisyonda durabilir. Çeşitli derinliklere uyum sağlama ise hava kesesindeki gazın azaltılıp, çoğaltılmasıyla olasıdır.

Mükemmel Algılama Sistemi
Balıkların fazladan bir duyuları daha vardır. Bunun aracılığı ile titreşimleri yarı hissedebilir ve yarı duyabilirler, yemlerinin yerini veya düşmanlarının konumunu belirleyebilirler, su akıntılarının içerisinde yönlerini bulabilirler ve suyun ısı ve basınç değişimlerini duyumsayabilirler. Yanal çizgi özellikle yakındaki düşük frekanslı titreşimlere duyarlıdır mesela kıyıdaki adımlara veya suyun yüzeyine düşen bir cisme. Kıyıda konuşabilir, şarkı söyleyebilir veya radyoya dahi çalabilirsiniz ancak balıklar bunlardan ürkmeyeceklerdir.
Ancak suyla bağlantısı olan bir şeyi hareket ettirecek bir şey yapacak olursanız: iskeleyi sarsarsanız, suya taş atarsanız yada oyuncak kovanızı suya daldırırsanız tüm balıklar yok olacaklardır. Balıkların en önemli duyularından biri “yanal çizgi” olarak adlandırılanıdır. Bu sistem, vücudun her iki yanında boyuna uzanan noktalar veya kesik çizgiler halinde olup, sistemin duyu hücreleri, deri altında bir kanal içerisinde yer alır. Dış ortamda olabilecek en küçük bir basınç değişimi, su dalgalanması, akıntı şiddeti ve yönü bu organlarla saptanır.
Kara hayvanlarının duyularının tersine balıklar suyun basınç dalgalarını ve kimyasalları taşıma ve bulundurma özelliğini kullanırlar. Yanal çizgi (Lateral line) adı verilen bir duyu organının aracılığı ile balıklar yakınlarındaki bir düşmanın veya engelin varlığını nesneyi henüz görmeden hissedecektir. Özellikle düşük görüş kapasitesi olan sularda, birbirine yakın kalabalık gruplarda yüzen balıklar, hızlı manevraları hissetmek için yanal çizgiden faydalanırlar.
Oldukça hassas olan duyu veya koku alma organları sudaki kimyasalların hissedilmesine olanak sağlar ve bu şekilde yiyecek veya diğer balıkları fark ederler. Golyan balığı gibi küçük bazı balıklar kendi türlerinin derilerindeki kimyasal maddelere bile hassastırlar. Bir başka balığın saldırısına uğradıklarında suya yayılan bu kimyasallar sayesinde diğer balıklar kaçmaları için uyarılırlar. Köpekbalıkları avlarını tespit için koku duyularından da faydalanır. Köpekbalıkları hemen hepsi çok iyi koku alır. Örneğin Büyük beyaz köpekbalığı 100 litre suyun içindeki 1 damla kanın kokusunu alarak kaynağı bulabilir. Avının yerini tespit eden köpekbalığının bundan sonra yapacağı tek şey ölümcül saldırıyı gerçekleştirmektir.
__________________
KoJiRo çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 10-23-2007, 12:24 PM   #19
KoJiRo
Aşmış Üye
 
KoJiRo Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: KoCaELi
Yaş: 40
Mesajlar: 34,356
Teşekkür Etme: 21
Thanked 162 Times in 97 Posts
Üye No: 23848
İtibar Gücü: 8779
Rep Puanı : 54700
Rep Derecesi : KoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

DÖRTGÖZLÜ BALIK

Kafanızı su dolu bir havuzun içerisine sokun, gözlerinizi açın ve elbette her şeyi bulanık gördüğünüzü fark edecekseniz.

Benzer bir mantıkla içinde bulunduğu ortamdan dışarıya çıkarılan bir balığında bulanık bir görüşe sahip olacağını tahmin etmek zor olmayacaktır.

Güney Meksika'dan Güney Amerika'nın kuzeyine kadar olan nehirlerde ve göllerde yaşayan bir balık türü suyun hem içinde hem de dışında son derece iyi görebilmektedir. Anableps adını taşıyan bu balık daha çok dört göz olarak tanınır. Suyun dışını net olarak görmek bir yana, havadaki nesnelere bile odaklanabilmektedir.



Suyun ve gözün yüzeyinin (korneanın) kırılma indisi neredeyse aynı olduğu için suyun altındaki nesnelerden yansıyan ışık korneadan direkt olarak geçer ve daha yüksek kırılma indisine sahip olan mercekteki retina üzerinde kırılarak odaklanır. Diğer yandan havanın korneaya göre daha düşük bir kırılma indisi vardır, bu nedenle ışık ikinci defa bükülür. Anableps benzersiz olan yumurta şeklindeki mercekleri kullanarak her iki görüntüyü de net olarak görür. Merceğin alt gözbebeği ile aynı sırada olan kısmı tipik bir balık gözü merceği gibi yuvarlanmıştır bu şekilde yüzmekte olan bir böcek larvası retina üzerinde odaklanabilmektedir. Daha az yuvarlak olan üst kısım ise insan gözüne daha fazla benzemektedir ve havadaki cisimlere bakıldığı zaman ortaya çıkan iki defa kırılmayı telafi eder. Bu sayede bir sivrisineği de net olarak görülebilir.

Dört göz balığın gerçekte iki gözü bulunmaktadır. Ancak her göz her biri kendi odak uzaklığına sahip iki yarım küreden oluşmuştur. Bu Anablepslerin aynı anda iki farklı görüş özelliği sahip olmalarının nedenini açıklayan kusursuz bir dizaydır. Suyun yüzeyinin biraz altında yüzerken su yüzeyinin üzerinde kalan göz bebekleri de havayı taramakta, bu arada suyun altında kalan alt göz bebekleri de su dünyasını incelemektedir. Bu şekilde balık hem uçan hem de yüzen canlılarla beslenebilmekte veya onlardan kaçabilmektedir.

Gözün içerisinde yer alan iki ayrı odak (bifocals) balığın iki ayrı görüntü almasına imkan tanır.

Pigment içeren benekli bir doku bandı ve bunun hemen üzerinde gözle görülebilir irisler her bir gözü su çizgisinde gözü ortadan ikiye böler ve birisi suyun üzerinde diğeri suyun altında olan iki adet göz bebeği oluşturur. Yukarıdan bakıldığında irisler dışarı fırlayan gözlerin içerisinde işaret için kalkan parmaklara benzemektedirler.

Dört göz balık uçan böcekleri yakalayabilmek için havaya zıplayabilir veya yüzen yaratıkları avlamak için suyun dibine dalabilir. Ancak daha çok kıyıya yakın sığ sularda gezinerek kabukluları, algleri veya suyun üstündeki ince yüzey filmine yakalanan böcekleri yakalar.

Bilim adamları Anableplerin daha çok havadaki görsel vizyonlarını kullandıklarını tespit etmişlerdir çünkü sudaki görüş sistemine göre daha uzakta ve daha küçük nesneleri görebilmektedirler. Ancak balık beslenmek veya yem olmamak için sık sık dalmaktadır. Yüzeyde gezinirken "üst gözlerini" ıslatmak için kafayı sık sık suya sokarlar.



Surinam'daki Surinam nehrininin ağzına yakın bölgede gelgiti bekleyen yüzlerce Anablep periskop gibi suyun dışını gözetlemektedir. Sular çekildiğinde balıklar kendilerimi kıyıya atıp besin dolu çamurlardan yutacaklardır.Ancak eğer balık alçaktan uçan kuşları veya büyük balıkçılları görecek olurlarsa hemen derin sulara geri dönerek yüzeyde kuyrukları üzerinde kaçacaklardır.



Balıkçılarda bir tehdit unsurudur ancak keskin gözlü Anablepler çoğu zaman onları tespit ederler ve daha ağlar üzerlerine atılmadan kaçabilirler.

Şüphesiz hiçbir balığın suyun ve havanın fiziksel özelliklerine göre iki farklı optik sistem tasarlaması, daha sonra da bu iki sistemi, tek bir gözde uyumlu çalışacak biçimde monte etmesi mümkün değildir. Peki bu gözler evrim teorisinin ön gördüğü gibi tesadüfi gelişimlerle ortaya çıkmış olabilir mi?

Bütün türlerin bir kökeni olduğunu ve günümüzdeki türlerin çeşitli etkenlerle çeşitlendiğini iddia eden Darwin, "gözün evrimi" konusunda bir açmazla karşı karşıya olduğunun farkındadır. Nitekim bunu kitabının "Teorinin Zorlukları" (Difficulties on Theory) adlı bölümünde itiraf etmektedir: Bu "zorlukların" başında, fosil kayıtları, canlılardaki tesadüfle açıklanması mümkün olmayan kompleks organlar (örneğin göz), canlıların içgüdüleri gibi konular geliyordu. Darwin bu zorlukların ileride yapılacak yeni keşiflerle çözüleceğini ummuş, bazılarına da çok yetersiz açıklamalar getirmişti. Amerikalı fizikçi Lipson, Darwin'in bu "zorlukları" hakkında şu yorumu yapar:

Türlerin Kökeni'ni ilk okuduğumda Darwin'in genelde sunulan tablonun aksine, kendisinden pek de emin olmadığını fark etmiştim. "Teorinin Zorlukları" başlıklı bölüm, örneğin, çok belirgin bir güvensizlik yansıtmaktadır. Bir fizikçi olarak, gözün nasıl ortaya çıkmış olabileceği yönündeki yorumları karşısında şaşkınlığa düştüm.



Göz gibi organlar, iç içe geçmiş pek çok parçanın bir arada çalışmasıyla oluşur ve bu parçaların birisi bile olmasa ya da kusurlu olsa hiçbir işe yaramazlar. Bu tür sistemler, "indirgenemez komplekslik" olarak tanımlanan özelliğe sahiptirler. Örneğin insan gözü daha basite indirgenemez, çünkü tüm detaylarıyla birlikte var olmadığı sürece işlev görmez.

Bu tür bir sistemi meydana getiren bilincin, geleceği önceden hesaplayarak, sadece en son aşamada elde edilecek olan faydayı amaçlaması gerekir. Evrime yol açtığı iddia edilen mekanizmalar irade sahibi olmadığı için, böyle bir şey yapamazlar. Bu gerçek, "eğer birbirini takip eden çok sayıda küçük değişiklikle kompleks bir organın oluşmasının imkansız olduğu gösterilse, teorim kesinlikle yıkılmış olacaktır" diyen Darwin'in endişe ettiği gibi, evrim teorisini en temelinden yıkmaktadır. 3

Görüldüğü gibi Evrim teorisi henüz tek bir gözün ortaya çıkışını açıklayamazken "dört göz balığın" kökenine dair hiç bir açıklama getiremeyeceği kesindir.Dört göz bir balıktır ama suyun dışını bir insan kadar suyun içini de bir balık kadar iyi görebilmektedir. Dört göz balığın kökenine ilişkin söylenebilecek tek şey vardır o da "her şeye gücü yeten ve bütün canlıları yaratan" Allah tarafından yaratılmış olduğudur.
__________________
KoJiRo çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 10-23-2007, 12:24 PM   #20
KoJiRo
Aşmış Üye
 
KoJiRo Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: KoCaELi
Yaş: 40
Mesajlar: 34,356
Teşekkür Etme: 21
Thanked 162 Times in 97 Posts
Üye No: 23848
İtibar Gücü: 8779
Rep Puanı : 54700
Rep Derecesi : KoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

BALIKLARIN DAMARLARINDA DOLAŞAN ANTİFRİZ

Balıklar soğukkanlı canlılardır, yani beden sıcaklıklarını bizim gibi kontrol edemezler. Bu yüzden vücut sıcaklıklarının, içinde yaşadıkları suyun sıcaklığı ile aynı olması gerekir. Aksi halde kısa zamanda ölürler.

İllinois Üniversitesi'nde görevli bilim adamları Antarktika'da donmuş sularda yaşayan balıklara rastlamış ve bunları incelediklerinde bu hayvanların vücutlarında, vücut sıvılarının donmasını engelleyen bir protein olduğunu keşfetmişlerdir. Balığın DNA'sına ayrıntılı bilgisi kodlanmış olan bu protein, balığın vücudunu en soğuk sularda bile donmaya karşı korur. Kutup bölgelerinde yaşayan balıklar, bu benzersiz koruma sayesinde, donmuş denizlerde yaşamlarını rahatlıkla sürdürür ve bu dondurucu soğuktan etkilenmezler.

-Peki kutuplarda yaşayan bu balıkların vücutlarında antifriz görevi gören bu protein nasıl oluşmaktadır?

-Donmayı engellemek amacı ile bir proteinin tasarlanması ve bu proteini üretecek mekanizmayı balıkların vücutlarında kim oluşturmuştur?

Bu balıklardan, antifriz özelliği gösteren bu çok özel maddenin kimyasal formülünü bulmaları ve kendi vücutlarında belli organları bunun üretimine ayırmış olmaları tabi ki beklenemez. Bu proteinin yaratılması üstün bir aklın ürünüdür.
__________________
KoJiRo çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
CevaplaCevapla


Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir)
 

Yayınlama Kuralları
Yeni konu açamazsınız
Cevap gönderemezsiniz
Eklenti ekleyemezsiniz
Mesajlarınızı düzenleyemezsiniz

Kodlama is Açık
Smilies are Açık
[IMG] code is Açık
HTML code is Kapalı


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 08:51 AM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.