![]() |
|
|
|
|
#1 |
|
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57931
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
Dinmişse Bütün Rüzgarlar
Dinmişse tüm rüzgarlar Ve tükenmişse önünde tüm denizler Vaktidir okyanuslara açılmanın Biten her umudu Yuvarlayıp yüksek uçurumlardan Başı dik Direne direne Yürümek yeni hayatlara Kaybedilmiş mutluluklara üzülürken Pişmanlığını duymamak için Uçup giden hayatın Gitmek çözüm değil Beynini de beraberinde götürebilmek bütün mesele Bu yara her şehirde sızlar Nerede olursan ol sızar damarlarından kan Belki kırılacaksın kuru bir dal gibi (Oysa kendin kaçmıştın bütün yağmurlardan kuruyana dek) Başladığını sandığın anda tükenecek umut Ayrılık hain bir bıçak gibi saplanacak sırtına Hiç ummadığın bir zamanda, Yalnız kalacaksın Belki bekleyeceksin haftalar, aylar boyunca Beş dakika dökebilmek için içindekileri Kendinden vazgeçercesine Kimse seni anlayamayacak olsa bile Aldanacaksın belki de Düşüneceksin Hayatın sana hak ettiğini vermeyeceğini hiçbir zaman Kırılan her hayal İnsan olduğunu hatırlatmalı sana her seferinde Hatırlatmalı Üzüntüler olmazsa Hiçbir işe yaramayacağını mutluluğun Güçlü olmak Asırlık bir çınar gibi dimdik görünmek değildi düşmanına Güçlü olmak yüreğin kan ağlasa da Aynaya bakıp tüm içtenliğinle gülebilmekti Kendi kendine Anlatmaya gerek olmadan Kendinden başka Hiç kimseye ve hiçbir şeye Ve ağlamak Zor iş dedik yıllarca Kuytu bir köşe aradık hep Kimsenin uğramadığı bir yer Anlayamadık Tükenmek için değil bu gözyaşları Tüketmek için bu tükenmişliğini Boşaltmak için bu iğrenç zehri damarlarından... Bu tükeniş varolmak için yeniden... 21 Mart 2003 21: 17 Melih Coşkun |
|
|
|
|
|
#2 |
|
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57931
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
Doğduğu Gün Ölür Herkes
Yine sararıyor başaklar Bu ölümün çağırışıdır geceyi Ölümüne hazırlanıyor yaşlı bir kadın Kuş gibi çırpınan yüreğiyle Çünkü sararmaktadır başaklar Bir yaz günü doğmanın kaderidir artık ölüm Herkes doğduğu gün ölür çünkü Susuz kaldığı zaman bir ıhlamur ağacının Yada Temmuz sabahının Terli bir otobüs camında Uykusuz gözlerle karşılarken gelen sabahı Uzaklaştığını sanırken giderek acılarından Zoraki bir tebessümle hoş geldin derken kedere Yolculuk düşer yine payına Ne kadar yalansa hayaller O kadar gerçektir çünkü ölüm Çünkü herkes doğduğu gün ölür... 21 Mart 2003 00: 21 Melih Coşkun |
|
|
|
|
|
#3 |
|
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57931
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
Doğdun Bu Sabah
Bebeğim Doğdun bu sabah, Bir şafak vaktine ağladın Serin bir sonbahar sabahına merhaba dedin Gülüyorlardı seni bekleyenler Ağlayanlar da vardı dünyada Gülenlerin yanı sıra Farkında değildin o sıralar. Sokaklarında askerleri görmedin sen çocuk Duymadın tank seslerini Görsen de anlamazdın o zamanlar Ne istediklerini o adamların Pencerelerden bakmadın İrkilip postal sesleriyle Büyümeye başladın Öğrendin İnsanların nasıl üzebileceklerini seni Boğazındaki bu düğümlenme Çocukluğundan yadigardır. Tozlarını yuttuğun ders sıraları, Saçı bitli arkadaşların, Fakir bir kentin çocukları, Kayıp bir kentin çocukları hepsi Ekmeğini paylaştığın, Birlikte dayak yediklerin... Biraz daha büyüdün, Azaldı doğum günlerini kutlayanlar, Azaldı sevgiler, Her geçen yıl Azalttı gülmeleri hayatındaki Her doğum gününde Biraz daha hüzünlendin, Derken büyüdün Büyüdün ve fark ettin Dünyada ağlayanların olduğunu İşte o gün büyüdü Resimlerde kaygısızca gülen O kırmızı yanaklı çocuk Türküleri keşfettin Türkülerini memleketinin ve şiiri Akan sulara resimler çizmeye başladın Ertelenmiş bir Ütopya hayal ettin kafanda Herkesin birbirini sevdiği Sen doğarken ertelenmiş bir Ütopya, Kelimeler anlatamaz oldu söylemek istediklerini Beynini dolduran duygular Sığmamaya başladı beynine. İnsanların gözleri korkutmaya başladı seni Gülümsemelerin gerçek olmadığını anladın Hayatın, Para denen o kuduz köpeğin Dişleri arasında olduğunu öğrendin Hür olamayacağını öğrendin O kuduz köpek ölene dek. Ve fedakarlık Denizdeki martılara atılmış Bir simit parçası gibiydi Sen değer verdikçe dostuna O sattı sevgini o kuduz köpeğe, Aşık olmayı beceremedin Kendi içinde kusursuz bir sevda tasarlıyordun Ama korkuyordun da Kanar diye yüreğin Bunca yıl devirdin Öğrenemedin adam gibi yaşamayı Adam gibi sevmeyi Becerebilecek misin Adam gibi ölmeyi bir gün Bugün doğum günündür Yaşanmamış günlerinin İlk günü yani Kimseler bilmese de Bugün doğduğunu İçinde bir sevinç olmalı Gülümsemelisin düşmanına bile Sadece yaşadığın Dünya için Yaşanmamış günlerin için Seni yaşatan Yaşama sevincinin hatırına... 27 Ekim 2002 21: 46 Melih Coşkun |
|
|
|
|
|
#4 |
|
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57931
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
Doğruyla Yalan Arasındayım
Doğruyla yalan arasındayım Hayalle gerçek Bilincimin doruklarından düşen çığlar Ayaklarımın altında çıldıran toprak Atmak için damarlarımdaki bu iğrenç zehri Derinlerimde üstüne basıldıkça Kendini hatırlatan bu yara Demirden yapılmamış bile olsa Pas tutmasıdır bir yüreğin yağmurlu akşamlarda Roman olmadan içime yazdıklarım Gitmeliyim buralardan Daha da büyümeden Durup durup kanayan bu yara... 18 Mayıs 2003 Melih Coşkun |
|
|
|
|
|
#5 |
|
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57931
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
Doğum Günlerimiz
Doğum günlerimiz, Bir nehrin suları gibiyiz hepimiz Denize ulaşmayı bekleyen nehir suları gibiyiz Ne zaman biteceğini bilinmeyen Bir serüvenin kahramanları olan biz Doğum günlerimiz, Üzülmeli mi bugün tükettiğimiz günlere Sevinmeli mi yoksa düşünüp Yaşayabileceğimiz mutlu geleceğe Şanslı sayabilir mi insan kendini Sadece dünyaya geldiği için Gidiş-dönüş kesilmiş bir tren bileti hayatımız Ve hiç de demokrat değil hayat Seçme hakkı vermiyor insana Ne gelirken Ne de giderken Geldiğimizde ağlıyorduk Büyüdük kimse anlatmadı bize gülmeyi, Öğrenemedik yaşamayı Yine ağlıyoruz. Giderken de böyle ağlayacak mıyız Bir gün, bittiğinde bu serüven Mezar taşlarına oyulmuş Siyah boyalı bir tarih olacak sadece Doğum günlerimiz... 20.10.2002 23: 50 Melih Coşkun |
|
|
|
|
|
#6 |
|
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57931
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
Dost Olduğunu Sanan Yabancılar
Dost olduğunuzu sanan Yabancılarsınız hepiniz Yalan arkadaşlık Dediğiniz ne varsa Uzak dağlar kadar Gölgeyle güneş kadar Yabancısınız birbirinize Çünkü siz kaldırmadınız Hiçbir zaman Bir dostun cesedini sokak ortasından Ve sarmadınız kanayan bir yarayı Bembeyaz gömleklerinizle... Bir bardak suyu paylaşmadınız Susuzluğunuzda Ve yıllanmış bir şarabın dibinde sandığınız kurtuluş Unutulan arkadaşlıklar kadar uzaktı oysa Yan yana olsanız da uzaksınız birbirinize Arasına okyanuslar girmiş ülkeler kadar Dost olduğunu sanan Yabancılarsınız siz aslında Çünkü siz paylaşmadınız Bir hücrenin rutubetli duvarlarını Düşmediniz yola Birbirinizin ardı sıra Bozkırda yakılan cılız ateşin başında Sabahlamadınız Korunmaya çalışarak Etrafı saran kurt sürülerinden Yabancısınız hepiniz Kapatmadınız ellerinizle Dostun açık kalan gözkapaklarını Asılmadınız beraber Bir şafak vakti Sorgusuzca... 6 Mayıs 2003 00:28 Melih Coşkun |
|
|
|
|
|
#7 |
|
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57931
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
Dostların Adımı Andığı Zamanlara Dair
Eskiden sadece dostlarım adımı andığında Çınlardı kulaklarım Şimdi ne zaman Bir mermi o iğrenç ıslığını çalsa yanı başımda Ben anıyorum dostlarımın adlarını Her şiirim ilkimdir benim Belki de sonumdur kimseler bilmez bunu Kimse duyamaz benim gibi Bahar yağmurunu kana kana içen toprağın kokusunu Nefes aldığım her an Biraz daha dirilir dünya Mavisi biraz daha mavi Yeşili biraz daha yeşil Nefes aldığım her gün Biraz daha aşık olurum ben Her gün biraz daha unutsa da beni sevdiklerim Eskiden sadece adımı andıklarında çınlardı kulaklarım Şimdi ne zaman bir mermi dönerek parçalasa yalnızlığımı Şimdi ne zaman kırılsa kır çiçeklerinin boyunları Şimdi ne zaman erken tükense mevsimler Ben anıyorum dostlarımın adını... Melih Coşkun |
|
|
|
|
|
#8 |
|
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57931
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
Dostluk Paylaşmaktır
Dostluk: Paylaşmaktır Paylaşılan ne olursa olsun Paylaşılan bir zindanın parmaklıkları da olsa kimi zaman Kimi zaman kanayan bir yarayı Korkunu Özgürlüğünü Sevgini ve sevincini Ve geleceğini, Olduğu gibi kabul edeceksin dostunu Eksik kalmışlığıyla seveceksin Senden fazla olan yanıyla veya Beraber ağlayabilmelisin bir türküye Beraber dövüşebilmelisin kavganda Yarım kalmış bir şiiri tamamlayabilmelisin beraber Gerekirse beraber ölebilmelisin Yaşayabilmek adına... 22 Aralık 2002 23: 37 Melih Coşkun |
|
|
|
|
|
#9 |
|
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57931
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
Dostum Diyebilmek
(Uzaktaki yakın dostlarıma) Şimdi bir parça İstanbul bağlayıp Beyaz bir güvercinin kanadına Uçurmak vardı çok uzak diyarlara Yedi tepesinde Yedi ayrı keder taşıyan Ağrılı bir İstanbul yüzdürmek uzak denizlerde Ufukta güneşle birlikte Kaybolan ilk gemiyle birlikte Ve içinde güleç yüzlü çocuklar taşıyan O gemiyi beklemek Belki bir ömür boyu… Bir şairin hiç bir zaman kurulmayacak Ütopya’sı olarak kalsa bile Ümit etmek O muhteşem günlerini ömrümüzün Ve dostum diyebilmek Yüzünü hiç görmediğin insanlara Sonsuzluk içinde sadece bir an olarak kalacak bir dertleşmenin adı olsa bile… 2006 |
|
|
|
|
|
#10 |
|
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57931
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
Dostum O Kadar Benziyoruz ki Birbirimize
Dostum o kadar benziyoruz ki birbirimize Onun için bütün bu kavgalarımız Dostlarım o kadar benziyoruz ki birbirimize Onun içindir bu dünyada bunca savaş Bunca dökülen kan Ve bu itişip kakışmalarımız Anlayamamış olduğumuzdan Yeryüzünde aynı noktada durmanın İmkansızlığını Düşmanlığımızın renk körü yaptığı gözlerimizle Göremiyoruz döktüğümüz kanın kızıllığının Ne kadar benzediğine kendi damarlarımızda dolaşan kana Ve siper ardında göz göze geldiğimizde Süngülerimiz neredeyse yaracakken Birbirimizin göğsünü Duyduğumuz korku birbirinin aynısıydı Dostum o kadar çok benziyoruz ki birbirimize Hep en iyisini istiyoruz kendimiz için Ama bu dünyada Hepimize yetecek bir en iyi olmadığını göremiyoruz hiçbir zaman O kadar benziyoruz ki birbirimize İkimizin de ağlayacak çocukları Dönemezsek bu savaştan Ve biliyorum ki benim kadar senin içinde türkü yakılacak Yitip gidecek gençliğine Dostum Fark ettin mi Ne kadar benziyoruz birbirimize İkimizin de arkasında eli çomaklı adamlar Dürterek sırtımıza Zorla götürüyorlar bizi savaş meydanlarına Öl ve öldür diyorlar Bak yine ötüyor savaş boruları Karanlık basıyor gitgide Yine kaybolacak birileri Zulüm kalelerinde İri popolu adamlar Ellerinde pürolarıyla poz verecekler Resimler konulacak önlerine İnceleyecekler savaş meydanına dağılan organlarını senin Yüzlerini pis bir gülümseme saracak Dostum Bu savaş, İnsanlık adına demişlerdi sana buraya gelirken Can verirken insanlar Anlayamamıştın hangi insanlıktan bahsettiklerini, Utanmaya başlamıştın kendi insanlığından Adına barış demişlerdi vahşetin Yatarken yerlerde çocuk ölüleri Mermiler kesiyor papatyaların gövdelerini Korkuyorum Bırakmayın beni bu meydanlarda yalnız başıma Dostum yazmayacak seni tarih kitapları Haber bültenlerinde alt yazı olarak bile geçmeyecek adın Seni uçuruma itenler kocaman kafalarıyla Poz verirken gazetelerde Dostum o kadar benziyoruz ki birbirimize İkimizde yaşamak istiyoruz sadece Bu çelik yığınlarından uzak Mavi bir gökyüzüne uyanmak her sabah Öpmek istiyoruz yanağından kardeşimizin Gel gömelim silahlarımızı Kimsenin bulamayacağı yerlere Sevgimizi biriktirip ekelim dünyanın tarlalarına Çocuklarımız yaşasın en azından bizim yaşamadığımız gibi İnsanca... 3 Ocak 2003 15: 37 Melih Coşkun |
|
|
|
![]() ![]() |
| Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|