![]() |
![]() |
#201 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57916
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Sensiz Yalnızım...
Öylesine duygusalım, Ağlar gibi buğulu gözlerim! Yüreğim yalnızlığa büründü, Ankara’ya su yetecek kadar hıçkırıklarla boşaldı Aşkının lavları yeşilliğe ulaştı, Acı içinde doğa teselli verdi, Ağladılar benim için, Sensiz perişanım! Ateşimin içinde sarardılar! Ne toprak kaldı ne yeşillik, Nede güneş doğdu bugün... Kapkara bulutlar, üşüten soğuk! Sensizliğime ağladılar… Sıcacık omuzunu aradılar! Senin mutsuzluğuna üzüldüler... Mutsuz ettiğine üzüldüler... Bir demet çiçek-kır çiçekleri sevgi dolu ele geldiler Günlerce yaşamadığın tebessümüne güldüler... Kahretsin yollarda taşta yok ki... Ayaklarımla vursam, atsam sinirimi, Bağırsam… Özlem aşsa dağları! Tene düşşe, Nefesinde erise! Gecenin karanlığı yatakta ışıklara bürünse, Yaşatsa hazlar ülkesinde, Yarın olmasa, hep o anda kalsa, ruh ve beden! Çarşaf gülse, Duvarda yansıyan sokak lambası gülse... Sesler, uzaya yayılsa mutla! Yalnızım... Çok duygusal, Gözümden akan yaşlar muson yağmurlarına benzedi! Yoksun işte, ne yapayım varmış göl, kumsal İçine girsem soğuktur, veremez aşkının sıcaklığını! Seni arıyorum, geçen anlara isyan... Nedir bu hal? Mütevazı ve içten bir pıtırcık, Güle dokunmuş pamuk ellerini, Yağmur damlası güzel prensesim Ağlıyorum, Sanki gök gürültülü nisan yağmurları, Sensiz yalnızım! Safet Kuramaz |
![]() |
![]() |
![]() |
#202 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57916
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Serpiliyor…
Her yaz gibi havam Akdeniz koktu, Yat limanına girdi hislerim... Kemer'e doğru daldı hayallerim Tanıdık simalar gençler çığırtkanlar dondurma görüntüsü! Her dalgada ölüm geldi sonra gitti, Hz Ömer'in ilk saçının akına karıştı Aynalar yansıya yansıya haykırdı, Her evliya güneşinde gözlerim nurlarla kamaştı! Yoksulluğuma sarıldım, Ebu Zer'im sanki fakir yüreklere yağdım, 'Sahiplenmeyin her şey ölüyor...' hor davam Geçmişim uçuyor, dalgalar hırçın, haykırıyor acıyla geleceğim... Boy boy reklâmlar, Sıra sıra eğlenceye doymayanlar, Anları akıtıyor gözyaşı yerine! Döven dalgalar, Yıpranan taşlar, Yaza yaza yaşlanan satırlar Ne tuhaf benlik içinde büyüleyici aldanış yaşıyor! Kim bilir kaç milyon kere okunmuştur selâ, Şimdi sesinin şiddetinden kulak zarımız yırtılıyor... sertmiş soğukmuş basitmiş yer yok rahatlığa, İlk defa görmüş gibi bedenimiz musalla taşına yatıyor... Yaşam perdesi yırtılmış dönmek nafile, Pişmanlıklarımız nelerine ağlıyor! Ellerinde dost çiçekler, Ağlayanları seyrediyor, Üzerine toprak dökülürken Kabrine karanlık serpiliyor... Safet Kuramaz |
![]() |
![]() |
![]() |
#203 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57916
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Servis Arabası…
Servis arabası çocukluk yıllarımın geçtiği mahalleye saptı, Her anı başka drama kesik, kesik yaşanmışı hatırlattı! Çocukken gerçi yaşarken her sahneyi, Daha ağır basan yanı eğlencesiydi! Seyrettim film şeritlerini Toygar camisinden sağa dönerken İçime buruksu heyecan kapladı… Nerede su var kuyudan, kaynaktan Koşardık fetih marşıyla durmadan… Sıra, sıra insanlar yüzlerinde bulmuşlukla tebessüm Dolduruyorlardı sanki Kevser ırmağından! Ankara susuzdu yetmişli yıllarda, Kışın havası kirli bahar çamur deryası yollarda… Eczanede ilaç bakkalda sana yağ bulunmazdı! Sokakta anarşi, çocuksu ellerde tabanca… Evden çıkmak istemezdim bu yüzden okuldan gelince. Ayşeler, otlar ve yiğit insanlar vardı Ölen ve öldürenler… Her kişi başbakan her gün yeni hükümet kurardı, Ne güven nede güvenen vardı… Yaşanmazdı verilen sözler! Annem hastaydı, Her ay penadur iğnesi alınmalıydı, Kalaba’dan Bahçelievler arası eczaneler Sora, sora teker, teker… Nihayet bulurdum yarım gün zarfında! Kurşunla ölmeyenlerde yokluktan ölüyorlardı O günlerde… Bir şubat günü yollar buzla kaplı, İki sokak arası yaşardık futbol savaşı… Benim yaşlarda bir sürücü top oynarken çarptı! Peşimde meraklı kuyruk çalındı evin kapısı, Görünce halimi annemin beti benzi sarardı. Sanatoryum hastanesine kırılmış kolum için yola düşüldü, En sonunda bir kırıkçı dükkânına girildi, Kolum orada sabun ve yumurtayla sarıldı… Allah’tan doğru yerden kaynadı! O günlerde kolumdan da olmak vardı. Servis Eskişehir yoluna girdi şimdi, Dışarıda yağmur, sis ve akıyor trafik… Sağımda solumda hala coşkulu geyik muhabbeti, O günlerdeki gibi öldürüyoruz anı ne trajik! Safet Kuramaz |
![]() |
![]() |
![]() |
#204 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57916
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Sevda Tuvalleri...
Otuz yıldır süren PKK terörü artık çok yakınımıza geldi... Kırsalda ölenlerin gölgeleri düştü dün yüreğimize! Şehitler aldı ölenleri hakkın yoluna gülücüklerle... Artık ağlamak istemiyorum sevda tuvalleri... Ne yazmak bunları nede bazılarını suçlamak! İçimizde bu acı, dışımıza yansıyan lekelenmiş ak! Kardeşliği, milliyetçiliği, şanlı tarihi özlemle düşlüyorum! Bir cennet sevdası ülkemin kiremitleri terörle yerlere düşerken Kanıma yansıyan ay yıldızlı *******de kış rüzgarıyla ürperiyorum! Silkiniyorum toprağa basarken Hep kırmızı hep kan görüyorum... Kurumuş sanma şehit izlerine bakarken İmanımla uhudta savaşçı ruhumla Mekke'yi kuşatırken Terörün yurdumu terkedişini gözlüyorum! Safet Kuramaz |
![]() |
![]() |
![]() |
#205 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57916
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Sevgi Sağanağı...
Yıllandı sevgimiz üzüm bağında, Her bağ bozumunda pekmez tadında, Doyumsuz hazlarda aşk şarabında, Embeller dürtüler sürdü peş peşe! Her güz sonbaharda ölmüş yaprakta, Sardı hüzünlerin gurbet bahtında, Bitti hasret nisan yağmurlarında, Yeşerdi toprağın yar kavuşunca... Gökyüzü toprakla sözleşir suyla, Her dokunuş dua tefekkür kurla, Yansıdı sevgiyle yaşandı ruhta, Kamaştı dişlerim cennetin yedim! Sevgi sağanağı gürler yıldırım, Karanlığı deşer geçer sıratım, Çiçeğinle kokar güzel yıllarım, Mevlevi meclisin döndürür başım! Safet Kuramaz |
![]() |
![]() |
![]() |
#206 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57916
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Sevginin Zirvesi...
Allah’ı seven insandır şükür yolunda, Sevgide doruğa ulaşır kulluğunda... Namaz aşıkların buluşması gibidir, Mekan küçülür ulu çınarın altında... Has sevgide her şerre tahammül eder yar, Ruh dünya kefeninde her an imdat arar, Her öğretici bilgi birden cahil bırakır, Tebessümle gezince tefekkür seyrinde! Sonsuz evin anahtarı resulün dilinde, Ümmetim dediği miracın zirvesinde... Her kul halife sahabeyle gölgelenir Kainatı okur devesinin son izinde! Kul kardeş olur dervişlerin sofrasında, Yarışır neyi varsa verme konusunda! Yaşatır malını Ebu Zer çadırında... Sünnetinden tat alır ibadet sosunda! Safet Kuramaz |
![]() |
![]() |
![]() |
#207 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57916
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Sevilen Yalnızlık …
Öyle duygusalım ki… Yüreğimde hüzün, Kan damarlarımda düğümlenmiş sanki… Gözlerim ağlamaklı, Dudaklarım mühürlenmiş gibi, Beni duyan yok ama içimde fırtınalar, depremler, tsunamiler! Amazon humması boğan ateşi! Olsaydım şimdi sahilde, Kumların yarenliğinde, Hissetseydim yüzerken denizin dalgalarını… Gel deseydi, Ölmüş annemi getirseydi, Kucağında dinleseydim ninni. Sarılıp saçlarımı okşasaydı, Dokunsaydı tenime, ölüm soğukluğunda elleri... Huzur hissederdim martının özgürlüğünde! Gözlerim bulut bilmez gökyüzünde, Hayallerim cennet ölümsüzlüğünde, Ne kaybedeceğim hamalın küfesinde? Olmasaydım, Uzak kalsaydım, Tek başına dert yüklü dünya yörüngesinde… Ayaklarım karış, karış geziyor tarih sayfasında, Kimi zaman savaşlar, Kimi zaman tutkulu aşklar, Kimi zaman ölüme dökülen yaşlar, Belki Roma’dayım! Giysiler aşina, Kılıçlar kında, Yürürken tek başına kaldırımda, Yeni bir sefer için yoldayım! Kahretsin yinede yalnızlık çok kötü! Sevgili eşim ve ufaklık gözümde tüttü… Nefesimde aldıkları nefes, Yediğim en son yemek, Burnumda kokuyor enfes! Gözyaşımla özlem ıramağına akıyor çocuğumla oynadığım oyunlar, güreşler türlü, türlü Olsalardı yanımda şimdi kalır mıydı hüznü? Neden yalnızım? Tutkularım, duygularım, düşündüklerim, Neden azdı arenadaki boğa gibi! Kırmızı renge daima düşman, Boynuzlarıyla nerede görse vuran, Kimilerini komik haline güldüren Berbat görüntüdeki ben miyim yoksa kırık olan aynam mı? Yaşama kıvılcımını dışımda söndüren… Telefon etsem de kurtulsam, Ses belki oyalar ama hangi sesi duysam? Sela verilir gibi sanki Ben miyim yoksa tabutu kuşatan! Herkes burada, görüyorum dua eden dilleri Neden beni görmezler ki? İçimde yaşarım çılgın neşeyi, Dışımda işitirim ondan arta kalan sesleri… Nafile böyle… Emrimi kim dinler ki olsam şimdi sultan! Yalnızlık mührü vurulmuş, yaşam kütüğümde izi Raflarda almış yerini, Unutulmuşlar gibi tozlanmış, yaşarken tarihi… Yoksa rüya mı bu? Kendime yakıştıramadığım öğüt mü? Lekesi üzerimde kalıcı ya en korkuncu, Çıkartacak deterjan yok mu? İmdat… Avunsam diye biraz oyalansam, Gürültünün içinde barınsam, Doktor dedi diye reçete kullansam, Yok, faydası yok… İnatçı aradığım, yok… Değişmeliyim ama kimin için kulluk? Aradığım bir kurtarıcı var, içimden dışarı taşan isimsiz kahraman! Ebedi hayat, değişen sonsuzluk! Ya boş versem yalnızlığa, yesem, içsem, dolaşsam Ağustos böceği gibi yazın nefesiyle solusam Hem karınca gibi olmak, illa gerekli mi ki! Hani kefenden başka ne var ki üzeri mi dünyadan örten Ne kaybederim öldün dese Azrail, çukurda yeniden doğsam! Yok, öldükten sonra yalnızlık ya varsa? Güzel amelsiz uzansam ev misali mezarıma Karıncanın kapısını çalsam artık nafile Kim kulak verir duyulmayan sesime? Neden yalnızlığı anlamadım, söylüyorum duyan yok Okuyorum yaşamaya mecalim yok… Soruyorum cevap bulmaya alim yok! Kefen bile çok… zor iş toprak içinde yolculuk! Şikayet etmem lüks, rehberim belli, Dünyada tatmalıyım, haremimde sorumluluk! Yalnızlıkta var aslında hikmet, Sonsuz hayat içinde sayısız nimet… Karga mıyım ki tarlada, rızkımı kesecek korkuluk... Kur’anda seyahat etmek için aslında almak lazımmış bilet Yaşamak için tek anahtar sünnet! “İsmail’in teslimiyeti bıçağı kör etti” “İbrahim’in aşkı ateşi suya çevirdi” “Hacer’in evlat sevgisi zemzemi çıkardı” “Sevr mağarası yaşlandı yüce nebiyi ağırladı” “Fakirlik geldi yalnızlık başladı” “Dünya bağı koptu ruhumu özgürlük kapladı” “Cehennem yüklü dünyada ruhum cenneti aradı” “Ölümüm Mevlana’nın düğünü, yalnızlığım aklandı” Anladım yalnızlık, tek başına ebedi son yolculuk… Safet Kuramaz |
![]() |
![]() |
![]() |
#208 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57916
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Sır Ağlar...
her kalemde aşk yazmakta şiir her yürekte ak kalmakta pir her süreçte ark akmakta kar otağ beyaz bulut ak sır ağlar! bilir miyim neden unutur dost anlar mıyım neden susturur dost kavrar mıyım neden küstürür dost saçlar beyaz sebat ak sır ağlar umut müslümanın hoş türküsü davet ülemanın beş ülküsü ahret tüm insanın kardeş yurdu ölüm beyaz ceset ak sır ağlar bir gün ben unutulurum...anılmam...ama aşk kalır, yüreğim kalır, sazım kalır...duvarlarda kulağı duymaz gözü görmez bir resim güler...son kalan istiklal gazisi olur hatırlanır altın saat hediye edilir...unutmayın ki, ben sizden biriyim, ben unutulursam sizde unutulursunuz... Safet Kuramaz |
![]() |
![]() |
![]() |
#209 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57916
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Simurg’a Uçar...
Dost gömleğini giymiş zemzem tatlar, Döner Mevlevî peykinde gölge anılar, Martı özgürlüğünde kefenler açarlar... Toprak cemreye düşer ölümlü uyanır, Simurg’a uçar göçmen kuşlar umutlar... Alışkanlıklar ölür aynalar kırılır, Yalnızlık silinir sanaldan sıyrılır, Kıyamet sevimli aşk koruna sarılır... Şeytan kefenlenir vesvese dağlanır, Simurg’a uçar göçmen kuşlar umutlar... Sevgin yanı başımda hurim şahitler, Kıyas perdesini yıkar dikilir ahitler, Galu beladan yeminler sahnelenir... Açılır defter okunur harfler bahtlar, Simurg’a uçar göçmen kuşlar umutlar... Teveccüh nehrinde yunar suratlar, Sırattan ince elek geçer muratlar, Sevgilisine kavuşur saffet ruhlar... Sonsuz düğün ikinci bahar turlar, Simurg’a uçar göçmen kuşlar umutlar... Safet Kuramaz |
![]() |
![]() |
![]() |
#210 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57916
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Siz Sanal Mısınız Şairler…
Karpuz kabak çıktı diye, Çöpe atma hayal ile ye… Burası okuma özürlü ise Ramazan davulu ne yapsın! Ulusta teröre ne lanetler okuduk, Ermini pkk’ya lanet şiire doyduk, Haksızlık dedik yazdık kokuştuk, Kardeşini tanımazsan bunlar ne ki… Elinde kalem sen en iyisin, Safi sadece senin yüreğin, Ayakların yere değmez sahi… Sen bir numarasın popülersin! Sen bilmezsin nedir derviş sofrası, Öğlen öyle yenir ki amele kumanyası… Fakir fukaranın sesi depremden kötü, Mirasyedi ağzı tok bilmez açlığı! Yazmak değil gerçekten hissetmek, Gerçekten milliyetçiliğe giyinmek… Yaşanan acıyı yaşlandırana eğilmek, Sakalına cübbesine soytarılığına değil… Boş ver diyemiyorum elimde değil… Ülkemin aydını böylemi olmalı rezil… Hep söylenen ama hiç yaşanmayan, Kelebek ömrüne sarılır kefenler sefil! Safet Kuramaz |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|