Şiirler

[GooD aNd EvıL]

Bir şiire bulaştım
ki..
Nefes alamıyorum
Gözlerimle boş duvara
Hayalini çiziyorum
Saçlarına yıldız ekiyorum
Bir şiire bulaştım
Boş duvara
Harf ekiyorum.

[GooD aNd EvıL]

Bir şiir yazdım, ışığında ayın,
Mısralarına gül kokusu sürdüm,
Şaha kalktı aşk, yelelerinde tayın,
Kendimi bir başka dünyada gördüm.

Bize ayrı dünya kurunca sisler,
Şiir aşka doydu, aşkta şiire,
Nisan yağmurunda yıkandı hisler.
Rüzgâr ilhamını sundu şaire.

Bir şiir yazdım ışığında ayın,
Kafiyeyi buldu esen ılık yel,
İster hayal, ister bir rüya sayın,
Gerçek şu; şiir de , sevmek de güzel...

[GooD aNd EvıL]

Bir şiir yazdım sana!
Sermek istedim sevdamı,
Hiç ıslanmayan gözlerine.
Kanamak istedim,bu candan sana!

Hiç kanamayan yüreğini
Kanatmak için.
Bir şiir yazdım sana.
Taptığım için!

Düşümdeki meleği anlattım satırlara.
Beni ben yapan mısralarla.
Bir şiir yazdım sana.
Kayıp beni bulmak için.

Teşekkür ediyorum ,
Bana yaşattığım mucize için.
Bir şiir yazdım sana.
Dokunduğun ak ellerimle.
Hasretimi anlaman için.

Bir dilek tuttum sana dair
Benim olman için!..

[GooD aNd EvıL]

Gönüller sultânı nâdide bir şiirdir
İstanbul
Sokaklarının her biri kutlu bir hecesi
Caddeleri doyumsuz mısralarıdır bu
şiirin
Binbir türlü güzelliklerle donanan
Okundukça sevilen, sevildikçe okunan
Bitimsiz bir şiirdir yüce İstanbul

Asla unutulmayan ve unutulmayacak olan
Ruhları şefkatle sarıp hayranlık
uyandıran
Şiir edâlı yüce bir şehirdir koca
İstanbul

Kalpleri kuşatan emsalsiz bir şiirdir
İstanbul
Bir kıtası Asya, diğer bir
kıtası Avrupa olan
Buram buram tarih ve deniz kokan
Gönüllere nice eşsiz tadlar bırakan
Söylendikçe büyüleyen, büyüledikçe söylenen
Ölümsüz bir şiirdir yüce İstanbul

Asla unutulmayan ve unutulmayacak olan
Ruhları şefkatle sarıp hayranlık
uyandıran
Şiir edâlı yüce bir şehirdir koca
İstanbul.

(16 Ocak 2006/ İstanbul)

[GooD aNd EvıL]

Bir şiirdir seni yaşamak
Hecelerinde dolaşmak ürkek ve derinden
Sevmek seni en güzel yerinden
O çiçek kokulu yüreğinden
Bir şiirdir seni yaşamak
Mısralarınla yatıp kalkmak
Hiç uyumamak gezinmek ******* boyunca
En derin anlamlarının en ücrâ
köşelerinde
Bir şiirdir seni yaşamak
Beyit beyit okumak, inceden inceye
Kavramak seni iyice
Bir beyitinden bin, bin beyitinden
Tek bir mânâ çıkarmak bilgece
Dolu dolu yaşamak seni şiircesine
Şiirce seni yaşamak sevdâlı bir
şiircesine

(2 Şubat 2006/ İstanbul)

[GooD aNd EvıL]

Bir şiirim vardı yıllar önceden,
Yıldızları anlatırdı satırlarında.
Onların dertlerinden söz ederken,
Feryadını çınlatırdı kulaklarıma.

Bir şiirim vardı yıldızlara,
Sanırım aşk üzerineydi,
Öyle bir şiirdi ki bu yıllara,
Yenildi hiç istemeden.

Son satırında ölmeden bahsederdi,
Ve işte o anda gelen eceldi,
Oturur sohbet ederdik onunla,
Bir yıldız kayar ve ecel giderdi.

Hatırlamak isterim de yeniden,
Bir satır bile geçmiyor beynimden,
O şiir, ahh o şiir yok mu,
Beni alıp götürürdü benden.

Yine yıldız kayarken gökyüzünden,
Aklıma düştü o şiir hiç istemeden,
Kaybolan yıldızlar gibi o şiir,
Gelmiyor geriye ama neden?

1996

[GooD aNd EvıL]

Bir sohbet istiyorum,
Türkü tadında,
Teline vurdukça,
Sazlar inlesin.
Gönül ırmağından,
Sevgiler aksın,
Sohbet uzadıkça ,
Vakit bitmesin,
Nefretin yerini,
Merhamet alsın,
Düşküne yardım et,
Kimse bilmesin,
Bir sohbet istiyorum,
Türkü tadında,
Dünyada kötülük,
Eden kalmasın.

[GooD aNd EvıL]

Dün gece lambaların kör ışığı içinde
-Herkes ömründe bir kez olsun o yoldan geçer
Bir sokağa düştüm ki her köşede bir gölge,
Her pencerede bir baş, her kapıda bir fener.

Onların iki yana dizili yüzlerinde
Kalmamış gibiydi bir damla ışıktan eser
Ve körler gibi, sanki elleriyle derinde
Yitmiş hayallerini arıyorlardı yer yer.

Balkonundan sarkarak biri: 'Yavrum, diyordu
Hatırlamaz olmuşsun artık eski karını;
Göğsümde geçirdiğin sevda akşamlarını.'

Biri memelerini gösterip gülüyordu:
'Pencereme bakmadan geçme öyle, güzelim!
Ben Leyla'dan sevdalı, Zeliha'dan güzelim...

[GooD aNd EvıL]

Akşamüstü oturdum yol kıyısına
Düşündüm
Ne kalacak bizden geriye
Balkan yaylasindan ve bozkırlardan
Kafdağlarına giden şu bulut
Sonsuz mevsimlerle esmerleşen
Şu toprak ve derin çınar ağacı
Biz yokken de vardı

Çocukların şu gülen sarı feneri
Ayışığı
Ve ıssız balkonlarda
Kırmızı biberlerle üzgün yaşlıları
Aynı mandalda kurutan güneş
Çayırda gölgeler bırakacak
Dalgın yeryüzünde çekilirken

Kalabalık çarşılara tortusu
Çökecek
Tüccarın kanpazarından
Mezarlığa taşıdığı paranın
Değirmeni döndüren ter ırmağı
Kuruyunca ardında tuz kalacak
Ve bir anı öfkeli işçilerden

Sinirli kediler bir tekir şerit
Olacak
Ve bir çöl esintisi
Dörtnala kaybolan arap atları
Bir çavdar haritası çizecek
Bozkırı terkeden tarla faresi
Kuş tüyleri gökyüzünün camını
Buzlu yazılarla donatacak

Hersey değişiyor ama ne yapsak
Duracak
Tarihin uzun duvarı
Taşlara kırmızı izler bırakan
Ve aynı kıyıdan yürüyen köle
Silecek kıralların adını
Gene de karanlık dağ başlarında
Yarın bir kin gibi hatırlanacak
Kanlı soy ağacının dalları

Kiraz ve kamıştan kavalımızın
Sesleri
Dağılıyor havada
Bir kuyu ağzından geçiyor gibi
Rüzgarı mor fistanli zamanın
Bu güzel şarkı da unutulacak
Kıyımlar acılar kanlar içinde
Savrulurken yaşadığımız günler
Bu soruyu mutlaka soracaksın

Ne kaldı ne kaldı bizden geriye?

[GooD aNd EvıL]

Bir tanem,yine aklımda sen varsın
Gözlerimden hasret olup akarsın
Canımda, kanımda inan sen varsın
Birtanem, yine aklımda sen varsın

Bir tanem, hiç çıkmıyorsun aklımdan
Ağlıyorum ayrılırken yanımdan
Bir şeyler kopuyor sanki canımdan
Bir tanem, yine aklımda sen varsın

Ben sana vurulmuşum,bağlanmaşım
Sevgine, sesine çok alışmışım
Yokluğunda farketmez yaşamışım
Bir tanem, yine aklımda sen varsın