Serdar Erdemir

[GooD aNd EvıL]

dün gece;
el ele tutuştuğumuz yerde
seni bir başkasıyla gördüm
öyle mutluydun ki;
kahkahalar atıyordun!
uzaktan da olsa;
bakınca gözlerimin içine
utana, sıkıla
-merhaba dedim
merhaba utangaçlığım merhaba!

yanında ki yaban arısı;
hiç tanıdık gelmedi bana
nerden tanıştınız
ne vardı aranızda?
pek yanaşmadın konuşmaya
sen de yarım ağızla
-merhaba dedin
merhaba yüreksizliğim merhaba!

çekip gittin;
bir daha dönüp bakmadın ardına
kala kaldım ortada
çok değişmiştin be gülüm
çok değişmiştin çok
sen; sen değildin
yada ben seni;
hiç böyle görmemiştim!
son sözünü unutamam
kuru bir elveda
elveda unutulmuşluğum elveda!

[GooD aNd EvıL]

masmavi bir sabahı/
soluyorken gece,
basıldılar;
çırılçıplak, koyun koyuna
güneş görmez,
bir otel odası duvarında/
asılı duran
kırık ayna aksinde…
akrep ve yelkovan zina halinde.!
utancı dürülmüş zamanı;
koyup zulasına
uğurladık katli vaciptir diye
töre saltanatına.
gayrimeşru doğum sancısı/
çeken günleri…
veda şerefine el tetikte
patladı aydınlığı soluyan gece…
geriye zemherisi suskun
“vakit öldürmek” diye
sersefil bir tümce kaldı:
yadigâr bize…

[GooD aNd EvıL]

Yağmurlu bir beyoğlu akşamında
Utangaç bir yürek;
Sinmişti karanlığın kuytusuna.
Derin, derin ağlıyordu.
Gelip geçenlerden habersiz.

Bir kız çocuğu;
Titriyordu elleri avuçlarında,
Üşümüş parmaklarına,
Nefesini üflüyordu.
Bir yuvanın sıcaklığında.

Ah..! bir açsa avuçlarını,
Ah..! bir açsa...
Özgürlük kuşları uçacaktı.
Korkuyordu açsa avuçlarını,
Habersiz donacaktı.

11.01.02 Cuma istanbul

[GooD aNd EvıL]

ahşap bir binanın;
sıvası dökülmüş odasında.
perdeler örtük,
ışıklar sönük
uyuyorum sanma
uyuyamıyorum...
bu yalnızlık boğacak beni!

sigaram dudaklarımda
hasretini çekiyorum
gözlerim nöbetinde
ben seni yaşıyorum
gecenin son saatlerinde
bir ürperti düşer içime
yorgunluk alır beni
uyku bürür gözlerimi
senin yaptığın gibi.
hayalinde terk eder beni
sadece;
gözyaşı kalır bana
iflah olmaz bir yalnızlık çilesi
karanlık aydınlığa gebe
gün doğdu doğacak
uyuyorum sanma
uyuyamıyorum..
bu yalnızlık boğacak beni!

28.05.01

[GooD aNd EvıL]

Bir intihar provası sonrası
şizofrenik ataklar
hayalimde
kitap gibi kalın
okunması güç hayatlar!

uzak bir liman ülkesinde
Garcia Lorca'nın
şiirsel mabedinde
kavim göçü yorgunu şairler
tek, tek saf tutar
kalem oynatır...

köşede,çınar dibinde
otuzunda Orhan Veli
elinde ince bel rakı kadehi
rakı kadehinde
beyaz bir şiir
beyaz şiirinde
İstanbul denilen mavi şehir!

Diyarbekir kalesinde
ağlamaklı; Ahmed Arif
adiloş bebenin elleri ellerinde
bir kuş
bir kuş çırpınır
yüreğinin sol gözünde!
cigarasının külü düşer
cemre gibi
toprak kokan, şiir denizine!

uzak bir liman ülkesinde
kamburlaşmış sırtıyla hayat
hep hüznün
yılgınlığını taşır:
katar, katar...
çatlayasıya koşuyor ardından
kurşun kemiren çocuklar!

üşüyen elleri /
parkasının cebinde
mavi gözleriyle Nazım
yürüyor
yürüyor
doklardan gelen
çekiç sesleri eşliğinde
hasretini çektiği
türkü cennetine!

özleniyor bir yerde Deniz
deniz de kıyılar
kıyıda;
rızk peşinde ki
aç martılar...

karanlığın mahreminde
ıslak cigarasıyla
tunç tan, bir heykel gibi
Ahmet Haşim
düşünceli
düşünceli ve derin
eminim görseydi
kıskanırdı kendisini Rodin!

uzak bir liman ülkesinde
deniz kızları
koyun, koyuna yatar
yağar inceden yağmur
Sipil dağının, etekleri ıslanır!
bulutlar dağ, dağ büyür
alaca bir kartal
ruhumu tırmalar!

çırılçıplak
çırılçıplak yüreğiyle
konuşma özürlü bir şair
zulasında el değmemiş
bakir
kucak, kucak şiir
şiirinde mavi ahenk
yedi düvel, yedi renk!

tek dal cigara
ince bel kadehte şiir
yaşar
sevginin sarhoşluğunu
Attilâ İlhan
pek severim
değiştirmez huyunu!

attık ağlarımızı
uzak bir liman ülkesinde
sevgi ve kardeşlik denizine
Harput'un şiirsel musikisi /
eşliğinde...

şiir içtik bütün bir gece
Olimpos Tanrılarının şerefine!

uzak bir liman ülkesi
ve inceden yağmur...

02/06/2006

[GooD aNd EvıL]

gün ışıyor
gitmekte gecenin mahremi
üç deniz ötesine...

vapur iskelesinde bir delikanlı;
yeni terlemiş bıyıkları
hasılı erkek...
sol avucunda
buruşmuş bir yemeni
kiraz karası
kekik yangını...

çocukluk yaşamamış gibi;
durgun
'elim sende' oynarken/
bir tazenin eli değmemiş eline
öyle masum
kötülük barındırmaz içinde...
fevri,fevri bakar/
adamın yüzüne
rüzgâr uğuldar çenesinde
söylenir fermanı dilinde
-ne var ulan! dercesine
yaşıyor kendi halinde...

Nazım gibi heybetli,ezgin
Necip gibi duygulu,engin
görmüş,geçirmiş
her halinden belli
cebi delik gönlü zengin...
haki renkte bir parka var sırtında
zıpkın gibi bir hayta
bilmez; tafra mafra
ustura değmemiş suratında
yedi nemli ter boncuğu
üç deniz mavisi gözlerinde hasret
ıpıslak,tuzlu...

on sekizlik delikanlı yazar
kafa kağıdında
hürriyet solumuş;
babasının hatırına...
alnın ortasında kızıl bir yafta
doğum sancısı bir cinayet
yarı uykulu
sol göğsünün içinde;
soluksuz bir güvercin
uçmak için çırpınmakta
sağ avucunda
yarım kalmış bir şiir;
'ben ölmedim
bunu yalnız şair olanlar bilir'

gün ışıyor
üç deniz ötesinden/
dönüyor yorgun şavklar...
gece tedirgin
koca bir cinayetin
vebali var üzerinde!

uzak ta bir taze ağlar, yalnızlığına
ak yatak, al içinde
günâh beyazı
tövbe sarısı bahar
portakal taşlıyor;
çıplak ayaklı çocuklar
kozasında bir kelebek
korkarım;
kırpışarak ölecek...

gün ılıyor;
çarklı düzen yine dönecek

uzakta bir taze ağlar, yalnızlığına
vapur iskelesinde ki delikanlıya!

[GooD aNd EvıL]

şimdi bir yağmur başlar
yağmur doluyla
dolu karla
kar hüzünle
hüzün seninle
sen;
sen mahcupluğunla kalırsın!

şimdi bir yağmur başlar
yağmur bulutla
bulut suyla
su gözlerinle
gözlerin benle
ben senle
sen;
sen unutulmuşluğunla kalırsın!

şimdi bir yağmur başlar
hemen telaşlanma
üstüne bir şey al
üşürsün
üşürüm sonra!

07/ Şubat/2006

[GooD aNd EvıL]

artık; sana dair şiir yazamıyorum
histerik duygularım yasta
unuttum seni, unutmalıyım
istemeyerek de olsa...
duygularıma gem vuruyorum.
yüreğimin kapıları kapalı artık.
kilidini değiştim;
kalemimi kırdım!
şiirden ve senden uzağım
yalancı bir bahara sevdalıyım.
gönül bahçemde güller
sümbüller, menekşeler, laleler..
bir görsen neler var neler.
bırakıp gittin;
şimdi hepsi boyun büktüler.
kırgınım sana bu yüzden
artık; sana dair şiir yazamıyorum
mürekkebim yetersiz.
ne zaman yazmak istesem;
hep yarım kalır hislerim!
yazamam, anlatamam
tutarsızım
kalemimi kırdım,
şiirden ve senden uzağım
gözün aydın olsun gülüm
artık
içimde ki şairin yasındayım…

[GooD aNd EvıL]

Veda ediyorum sadık dostum veda,
Bu şehre,yıldızlara, geceye ve sana.
Tüm iyi dileklerim var; bu son fasılda,
Duysun cümle alem, duysun tüm dünya
Veda ediyorum ey dostum veda....
Kafesteki kuşuma,sigarama ve aşkıma.
Hoşça kal sadık dostum, hoşça kal kanarya..

Veda ediyorum küskün arkadaş veda,
Ana ya, Baba ya, eşe,dosta ve umutlarıma.
Güneş' in doğuşuna şu yağan yağmura...
Duysun istiyorum, duysun tüm dünya.
Veda ediyorum ey dostum veda....
Çocukluğuma, gençliğime, öptüğüm kızlara.
Gözün aydın yalnızlık, gözün aydın dünya...

Veda ediyorum asil dostum veda,
Yaşadığım yıllara, Elazığ'a, yurduma..
Ne olur kırılma gidiyorum diye bu gardaşına.
Duysun istiyorum,duysun artık tüm dünya
Veda ediyorum asil dostum veda...
Davama, özgürlüğüme ve ruhuma..
Hoşça kal Meryem’ce, hoşça kal ütopyam!

25.05.01

[GooD aNd EvıL]

Yeşil gözlü, vesikalı yarim
Bilmediğim bir şeyler var,
Sen de bu gece...
Seni anlamak;
O kadar da kolay değil,
Kolay değil seni yaşamak.!
Her gece;
Çırıl çıplak giriyorsun,
Rüyalarıma...
Utanmak nedir bilmiyorsun
Korkusuzca;
Karşımda soyunuyorsun...
Dokunsam tenine,
Dokunsam tutuşacak ellerim
Kış ortasında;
Masmavi bir alev gibi,
Cayır,cayır yanıyorsun.!

Yeşil gözlü, vesikalı yarim
Bilmediğim bir şeyler var,
Sen de bu gece...
Yeşil gözlerin ıslak,
Terler içerisinde;
Bedenin çırılçıplak...
Seni anlamak;
O kadar da kolay değil,
Kolay değil seni yaşamak.!

Ne O;
Yoksa gidiyormusun.?

11/02/01