Cafer Tayyar Özkan

[GooD aNd EvıL]

Muallaktayım

Yaşa, eğlen, gez, toz en güzel çağın
Günün birinde ardına bakmışsın
Saçların ağarmış, gözlerin çökmüş
Zamanın bir su gibi aktığını,
Anlayamamışsın...

Kimler geldi kimler geçti dünyadan
Çekinme sevdiğini haykırmaktan
Sevmek güzeldir, sevilmekten gayrı
Yüreklerden süzülen sıcak demi,
Kavrayamamışsın...

Cafer Tayyar Özkan

[GooD aNd EvıL]

Muammalar Yumağı

Sana içimden geçenleri yazmak istedim,
Kalemim ağladı! , “yazamam duygulandım! ” dedi.
Dedim, “bari mürekkebini ver! ”
“Göz yaşlarım sana yeter, dilersen yazma” dedi.

Kimsenin aklına bile getirmediği,
Ruhlarının bile sezemediği,
Yıllarımı hep hazana döndüren,
İçimde kocaman yaralar açan,
Yüzüm gülerken içimi ağlatan,
Muammalar yumağı,

Bir kulun dahi duymadığı, dertlerim vardı,
Tertemiz aldığım nefesler bile beni boğardı,
Gönül penceremden, özlediğim güneşini alır oldum,
Eğer beni bir bilinmezle sarmalayan zincirlerimi kırıp,
Yüreğimde yeşertip büyüttüğüm çiçeklerimi bırakıp,
Çok uzaklara gitmiyorsam...
Bil ki seni çok sevdiğimden,
Sonsuz duygularına kulak verdiğimdendir.

Çözüm buzlu kadehlerde değil,
Ya da başın dumanlı olmasında da değil;
Ah bir tanem! gittiğim yolun sonunu görebilsem...
Geleceğin bana neler vereceğini bir bilebilsem,
İşte o zaman dilimdekini, elim yazmakta direnmeyecek,
Yüreğimdekileri yıllarca, sabırla yazan kalemim...

21 Eylül 2002 Kırıkkale.

Cafer Tayyar Özkan

[GooD aNd EvıL]

Murat Olup Gelir Sana

Kayan yıldız tarlasına dik gözlerini,
Belki göktaşım umut verip gelir sana.
Hilafsız sevdama inançla dön kalbini,
Bekle, cansuyum murat olup gelir sana.

Yağan yağmur damlasına aç ellerini,
Belki gözyaşım buhar olup yağar sana.
Ölümsüz sevgime güvenle ver ruhunu,
Bekle, bedenim erin olup gelir sana.

Bazen Toros yaylasına sür düşlerini,
Belki hayalim gerçek olup güler sana.
Ruhumun kıblesine çevir sür yüzünü,
Belki, Mehmet’im vuslat bulup doğar sana.

13 Eylül 2003 Ankara

[GooD aNd EvıL]

Muratlara Sancıyla Varılır

Gecenin derin karanlığında,
Sonu bilinmezlerin peşinde,
Kalbimin en ücra köşesinde,
Yaşıyorum seni.

Sensizlik içimi amansızca dağlıyor,
Seni anmak, nefes almak kadar zor.
Ayrılığın dayanılmaz acısını bir bana,
Bir de gece gökyüzündeki yıldızlara sor.

Dünyayı aydınlatan koskoca güneş,
Geceye mağlup oluyorsa,
Kalbime hayat veren ölümsüz sevgin,
Geceme acı katmış, çok mu sevgilim?

Sevdalara acıyla,
Muratlara sancıyla varılır.

03 Haziran 2003 Konya

[GooD aNd EvıL]

Mutluluklar Sana

Bu gece seni anlatacağım,
Gökyüzüne, yıldızlara ve kainata.
Bu gece seni yaşayıp, yaşatacağım,
Ruhuma ve titreyen bedenime.
Sana saygım, arzum, sevgim sonsuz.
Sensizliğe dayanamayan kalbimle.

Zahirde etten kalbimizde,
Aşkın kor alevlerine dayanmak,
Hiç de kolay olmasa gerek.
Gönül dildarını bilir sevgilim.
Cana meydan okuyan sevdamıza,
Saygımızı vermek zor olmasa gerek...

Bu gece sevda şaheserimiz,
Mum ışığı altında kadınımla,
Alev saçan sevişmelere,
Yine tanık olacak düşlerde.
Vuslatı ne zaman düşlerden alıp,
Gerçek kılacağız sevgilim...

Mutluluklar sana, hüzünler bana.
Işıl gözler sana, sabırlar bana.
Bir dünya kurduk sevdadan yana,
Hayaller bana, gerçekler sana,
Şaheser yaptık sevdadan yana...

19 Eylül 2003 Ankara

Cafer Tayyar Özkan

[GooD aNd EvıL]

Müebbetteyim

Efsunlu gözlerinde müebbetteyim,
Her gece düşlerime gel nöbetteyim,
Bunca zaman çağrıma gelemesen de,
Kara sevdanla senin eşsiz erinim...

Umutlu sözlerinle e s a r e t t e y i m,
Yıllarca benliğime sen ekmekteyim,
Bunca yıldır yüzümü güldürmesen de,
Sıcak arzunla coşan tek erkeğinim...

25 Nisan 2004 Ankara 20.45

Cafer Tayyar Özkan

[GooD aNd EvıL]

Nartanem

Yine seni y a z ı y o r u m tarifsizce dizelerimde,
Sonsuzluğa sünger ç e k e n hovarda düşlerimle,
Dilerim a s l a hüzün girmesin engin gönlümüze,
D i l i m d e hep adın var, sevdamız ise zikrimde,
Nartanem, sevdamızı meleklerden gizleyemedim...

Bu ölümsüz a ş k a ezan sesleri ş a h i t l i k etti,
Yüreğimden titrercesine söyledim, ellerim yazdı,
Gönül pencerem b i l e kapanmadı, bize ağladı,
İçim y a n a r k e n, tenimi şafağın a y a z ı sardı,
Nartanem, aşkımızı meleklerden gizleyemedim...

D a l uzaklara, bak m e l e k l e r i şahit yazdım,
Sana olan bitmeyecek s e v g i m i b i l s i n l e r,
Ben seni, t a t l ı sevdanı y ü r e ğ i m e kazıdım,
Silinmez de, silmek için k a l b i m i e z s i n l e r,
Nartanem, sözümüzü meleklerden gizleyemedim...

Yüreğimden esen sana h a s r e t i m i n yelidir,
Gözlerimde biriken aşkın vazgeçilmez nemidir,
Gel de gör, içimde kocaman bir hazine saklıdır,
Bak! S e n i son nefesime saklıyorum, bilsinler,
Nartanem, gönlümüzü meleklerden gizleyemedim...

Dönüşü belki hala yazılamayan, bir sözcüksem,
Yaşadığıma şahitlerim de m i n i k meleklerimiz,
Bir gün ilerde sana ve kendime ihanet edersem,
O gün geldiğinde haykırsın, s u s a n dillerimiz,
Nartanem, içimizi meleklerden gizleyemedim...

Bozkırda tek ağacın gölgesinde c a n bulur gönüller,
Kıraç toprağın suyundan avuçla içer, yanan ciğerler,
Gökyüzü göle yatmış, sevgilinin sıcaklığını istercesine,
Bulutlar şahitlik yaparken, vuslata dayanamaz bedenler,
Nartanem, sırrımızı meleklerden gizleyemedim...

Hislerin galip, korkuların mağlup olduğu günleri,
Keşkelerin yerine, iyi kilerin geldiği mevsimleri,
İmkansızlığın içinden koparak gelecek o rüyayı,
Gülen gözlerle, umudu yaşamak isteyen sevgilileri,
Nartanem, ukdemizi meleklerden gizleyemedim...

Ayrılırken gözlerde hep hüzün ve gözyaşı vardı,
Her vuslatta güneşimizi, yağmur bulutları sardı,
Sarılırken şarkılar bile alnımın yazısını yazarken,
Ardında busenin affını bekleyen g ö n ü l kaldı,
Nartanem, yerimizi meleklerden gizleyemedim...

05 Ekim 2002 İstanbul.

Cafer Tayyar Özkan

[GooD aNd EvıL]

Nasıl Unutabilirim ki

Nasıl unutabilirim ki seni,
Sözcüklerin aralanmasının ardından,
Hazandan sonra gelecek ayrılığın,
Ölüme götüreceğini bilir misin?
Sevgine hasret yüreğimi...
Seni sevmesem çeker miydim?
Mutluğun özlem kokulu anlarını...
Beni sevmesen bilir miydim?

*******in bu kadar soğuk olduğunu.
Uykusuz gözlerin ağlamaklı halini.
Tan yerinin kızıllığına özenircesine,
Gittikçe donuklaşan bakışların rengini,
Beni sevmesen bilebilir miydim?

Böyle olacağını nereden bilebilirdim,
Gözyaşımın uykusuzluktan kızıllaşan gözlerimden
Süzülerek, damla damla yanağımdan akıp,
Dudaklarımda senin tadını bulacağımı,
Tadına varmak için çırpınacağımı,
Nereden bilebilirdim ışıl gözlüm...
Nereden bilebilirdim ki,
Bir hayal olup düşlerimde biteceğini,
Resimlerin bile dindiremediği özlemini,
Unutulma korkusunun benliğimi saracağını,
Kavuşamamanın dayanılmayan acısını,
Sonsuzluğa ermenin dayanılmaz arzusunu,
Tutulmayan ellerin, avunmayan gönüllerin,
Uzaktan acımasızca kokunu getiren yellerin,
Sevdiğini haykıran bal akası dillerin manasını...
Nereden bilebilirdim ki ışıl gözlüm...

Vaktinden evvel esen deli rüzgar gibi,
Belki yüreğine ansızın girdim,
Sanki gül bahçesine girercesine,
Hazan mevsiminde sararan yaprakların,
Kuruyup toprak olacağı rüzgarını beklerken...
Bu duygularımı çok zaman önce besledim,
Bağrına her esen yeli vefalı dost bilen,
Yüreğindekini sevdiğine cömertçe veren,
Bilinmezlere gebe gönül dünyamda...
Dalında usulca duran çiçeğim,
Sevgi fırtınamla kanatlarımda,
Bambaşka dünyalara götürmekle, sana
Hüzün veriyorsam, sevgiden çırpınan
Tertemiz serçe yüreğine,
Tüm kalbimle sesleniyorum,
Seni nasıl unutabilirim ki kadınım...
Yüreğimin tüm hücreleri pes edene kadar,
Duygularımı yine sözcüklerinin ardına saklar...
Gönlümde yaşar, düşlerimde severim...

26 Eylül 2002 Ankara

Cafer Tayyar Özkan

[GooD aNd EvıL]

Ne Senden Öncesi

Ne senden öncesi,
Ne de senden sonrası olacak...
Bakışından süzülen,
Sevgi gözyaşları,
İnan sevgilim,
Mezarıma yağmur gibi yağacak...

Ne hasret sancısı,
Ne de sevda cezası olacak...
Dudağından dökülen,
Aşkın çığlıkları,
İnan birtanem,
Gönlümde nilüfer gibi açacak...

Ne senin aşkından,
Ne de muradından vazgeçecek...
Uzaklardan duyulan,
Hicran feryatları,
İnan canparem,
*******e kabus gibi çökecek...

Ne sevdan öncesi,
Ne de sevdan sonrası olacak,
Rüzgardan savrulan,
Hazan yaprakları,
İnan kadınım,
Sonsuzluğa gider gibi solacak...

14 Kasım 2002 Ankara

Cafer Tayyar Özkan

[GooD aNd EvıL]

Neden Olmasın

Sonbaharda yapraklar sararıp dökülürken,
Bülbüller sevgi naralarını özlemle atarken,
Sular meşk edecekleri kıvrımlı bir oyuk ararken,
Sımsıcacık bir merhaba neden olmasın?

Çiçekler artık bahara tekrar görüşelim derken,
Yaz aşkları ayrılıklarına hüzünlenip dururken,
Yağmur bulutları sevenlerin üzerine düşerken,
Sımsıcacık bir selam neden olmasın?

Sevda bahçelerinin gülü her gün solarken,
Kalplerdeki sevinçler hüzünleri kovarken,
Gönüller azgın bir çağlayan gibi coşarken,
Sımsıcacık bir gülümseme neden olmasın?

Mağrur bakışlı gözler içten sevgileri ararken,
Kırmızı güller buluşmak için beyaz gülü beklerken,
Yeşil gözler beyaz atlı prenslerinin yolunu gözlerken,
Sımsıcacık bir öpücük neden olmasın?

Bu alemde herkes bir yudum sevgi ararken,
Sevilmeye muhtaç kalpler gerçek dostları isterken,
Telefondaki ince ses hasret kaldığı mutluluğu ararken,
Sevgi dolu kalplerden süzülen dizeler son mısraya dizilirken,
Sımsıcacık bir dostluğa davet neden olmasın?

Cafer Tayyar Özkan